Primatların İzinde – Evrimsel, Tarihsel ve Metodolojik Bir Bakış
Primatlar kimdir? Milyonlarca yıldır gezegende yaşayan, ancak insanların görece yeni denilebilecek bir ilişki kurduğu primatları anlamak mümkün müdür? Tarihsel süreçlere baktığımızda primatlara dair ve primatoloji alanındaki çalışmalar nasıl başlamıştır? Türkiye’de bu alanda çalışan insanlar, yapılan araştırmalar var mıdır? Önsözünü dünya çapında şempanzelerle ilgili keşifleriyle tanınan Dr. Jane Goodall’un yazdığı bu kitap; primatların kim olduğunu, primatolojinin kendine has bir disiplin olarak ortaya çıkış sürecini ve bir disiplin olarak bilim dünyasında kendine nasıl bir yer bulduğunu, primatların kökenini, evrimsel süreçlerini ve karmaşık primat taksonomisini, çeşitli primatların fiziksel özellikleri, yaşam alanları, sosyal davranışları, beslenme biçimleri ve korunma statülerini tartışıyor. Bunların yanı sıra primatoloji çalışmalarında kullanılan farklı yöntemler hakkında bilgi veriyor ve bunları birinci elden deneyimleyen, Türkiye’den 4 kadın araştırmacı tarafından farklı zamanlarda farklı yerlerde ve farklı türlerle gerçekleştirilmiş saha çalışmalarını zorlukları ve güzellikleriyle beraber anlatıyor. Primatların İzinde, primatların dünyasına bir kapı aralarken, okuyuculara primatları tanımanın, evrimsel ve tarihsel süreçlerimizi birlikte keşfetmenin heyecanıyla, hayatlarımızı onlarla uyum içinde düzenlemenin yollarını bulma fırsatı sunuyor!
Kötü Tavsiye
Bilim kendi adına konuşmaz. Bilim insanları, kafa karıştırıcı olabilecek konulardaki içgörülerini halkın ihtiyaç duyduğu şekilde ifade edemezler. Ünlüler, taraftarlar, lobiciler ve arkalarındaki fon sağlayıcıları, bilim insanlarının basit yanıtlar verme konusundaki isteksizliklerinden yararlanıp medyayı yanıltan yanlış iddialarda bulunurlar ve bu sahte bilgi saldırısının ortasında insanların kafası kendileri için neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda daha da fazla karışır. Kötü Tavsiye’de Paul A. Offit, yanlış bilgiyle mücadelede yapılması ve yapılmaması gerekenlere dair edindiği bilgeliği okurla paylaşıyor.
Offit bu kitabında bilim ve sahte bilim konularını ele alınken sadece kurnaz şarlatanların ve onların “mucizevi” tedavilerinin tetiklediği fikirleri değil aynı zamanda Holokost ve iklim değişikliğinin inkârı gibi yıpratıcı, tehlikeli ideolojileri de tartışıyor. Kötü Tavsiye bilime yönelik politik saldırılardaki artıştan rahatsız olan okurlar için kesinlikle eşsiz bir kılavuz niteliğinde. “Bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüşü tartışan kusursuz bir örnek.” –Publishers Weekly “Kötü Tavsiye bilimsel konularda kamuoyunu yanlış yönlendiren ayrıntıları akıcı ve mizahi bir üslupla okurvcxva sunuyor.” –Washington Post
Orta Yaş Krizi: Felsefi Bir Rehber
Asla yaşamayacağınız hayatlarla, kaçan fırsatlarla ve geride kalmış gençlik nostaljisiyle kendinizi nasıl uzlaştırabilirsiniz? Geçmişin başarısızlıklarını, şimdi’yi tüketen işlerdeki anlamsızlık duygusunu ve geleceği karartan ölüm ihtimalini nasıl kabul edebilirsiniz? Fark yaratan bu kendi kendine yardım kitabında Kieran Setiya, yetişkinliğin ve orta yaşın kaçınılmaz zorluklarıyla yüzleşiyor ve felsefenin gelişiminize nasıl yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Doğanın Gizli Ağı
Doğa akla hayale gelmeyecek sürprizle dolu ve bizim bildiğimizden çok daha karmaşık. Yılların ormancısı ve çok okunan kitapların yazarı Peter Wohlleben, en son bilimsel bulguları ve onlarca yıllık gözlemlerini kullanarak bize bir kez daha doğaya hayret etmeyi öğretiyor. Ve etrafımızdaki dünyayı yepyeni gözlerle görmemizi sağlıyor.
Doğadaki canlılar birbirlerini nasıl etkiliyor? Farklı türler arasında nasıl bir iletişim var? Doğanın o meşhur dengesi gerçekten bizim zannettiğimiz gibi mi işliyor?
“Doğada her şey birbiriyle ilişki içindedir. Bu ilişki ağı öylesine karmaşık ve incelikle dallanıp budaklanmıştır ki muhtemelen tam anlamıyla kavrayıp çözmemiz hiçbir zaman mümkün olmayacak. Böyle olması aslında daha iyi sanırım; zira hayvanlara ve bitkilere baktıkça yaşadığımız şaşkınlığı hiçbir zaman yitirmeyeceğiz. En mühimiyse küçücük müdahalelerin bile çok büyük sonuçları olabileceğini kavramamız ve çok gerekmedikçe burnumuzu doğanın işine sokmaktan kaçınmamız olacaktır.
Şimdi bu hassas ağı daha net görebilmemiz için size bazı örnekler vermek istiyorum. O halde şimdi gelin birlikte şaşıralım!”