XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS
Karmaşıklık: Karmaşık Sistemlere Kısa Bir Giriş
Stephen Hawking “Karmaşıklık, 21. yüzyılın bilimidir,” demişti. Kuş sürülerinin hareketlerinden internete, çevresel sürdürülebilirlikten piyasa düzenlemelerine kadar doğrusal olmayan karmaşık sistemlerin incelenmesi ve anlaşılması geride kalan 30 yıl içerisinde son derece etkili olmuştur. Bu “Kısa Giriş”te, alandaki önde gelen isimlerden olan John H. Holland, karmaşıklığın kilit bileşenlerini ve kavramsal çerçevesini tanıtıyor.
- Çevirmen: Ozan Karakaş
- Yayın Tarihi: 10.09.2020
- Baskı Sayısı: 1. Baskı
- Sayfa Sayısı: 100
- Cilt Tipi: Karton Kapak
- Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
- Boyut: 13.5 x 21 cm
- ISBN: 9786050640908
A Clergyman’S Daughter (George Orwell)
A Clergyman's Daughter is a 1935 novel by English author George Orwell. It tells the story of Dorothy Hare, the clergyman's daughter of the title, whose life is turned upside down when she suffers an attack of amnesia. It is Orwell's most formally experimental novel, featuring a chapter written entirely in dramatic form, but he was never satisfied with it and he left instructions that after his death it was not to be reprinted. Despite these instructions, Orwell did consent to the printing of cheap editions "of any book which may bring in a few pounds for my heirs" following his death.
Intimidated by her father, the rector of Knype Hill, Dorothy performs her submissive roles of dutiful daughter and bullied housekeeper. Her thoughts are taken up with the costumes she is making for the church school play, by the hopelessness of preaching to the poor and by debts she cannot pay in 1930s Depression England. Suddenly her routine shatters and Dorothy finds herself down and out in London. She is wearing silk stockings, has money in her pocket and cannot remember her name. Orwell leads us through a landscape of unemployment, poverty and hunger, where Dorothy's faith is challenged by a social reality that changes her life.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE
Fashion
Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı (Ed. Çağrı Mert Bakırcı) – Ginko Bilim
- Kitap Başlığı: Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı: Modern Bilimin Bütünleştirici Harcı Evrime Disiplinler Arası Bir Bakış
- Künye:
- Çağrı Mert Bakırcı (Editör ve Yazar)
- M. Çisel Kemahlı Aytekin
- Metin Berberoğlu
- Mehmet Ali Döke
- Gülşah Güler
- Freddy Can Igiebor
- Gürhan Öztürk
- Volkan Sarıgül
- Mehmet Arif Sökmen
- Sayfa Sayısı: 616
- Sayfa Boyutu (cm2): 16 x 24
- ISBN: 9786058111110
- Piyasaya Çıkış Tarihi: Ekim 2017
Evrim Ağacı (Yaşam Ağacı) Çizimi Bilim Tişörtü
Charles Darwin'in bu ikonik çizimi, aslında Türlerin Kökeni içerisinde yer almıyordu; "B Not Defteri" isimli bir not defterine karalamıştı. Ancak bu yalın ağaç ve üzerine mütevazı bir şekilde eklenen "Düşünüyorum ki..." notu, Evrim Teorisi'nin kalıcı sembollerinden birisine dönüştü. En nihayetinde "Evrim Ağacı" olarak isimlendirilen bu filogenetik çizimler, türlerin birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerini göstermektedir.
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört şu etapta tek renk ve beyaz olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Fotoğrafta modelin üzerinde bulunan ürün S bedendir. Modelin boyu 165cm ve kilosu 48kg'dir. Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz cinsiyeti seçebilirsiniz.
- Kargo Bilgileri: Kargo ücretsizdir. Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 7-15 gün içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Tasarım Bilgileri: Bu ürün Evrim Ağacı tarafından, stok fotoğraflar kullanılarak tasarlanmıştır.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %30 pamuk, %70 polyesterdir.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE
Fashion
Uygarlıklar Beşiği Anadolu Tarihi Seti (10 Kitap)
Truva – Güzel Helen
Tarihteki en ünlü kentlerden biri…Paris ve Helen’in aşkı, Ölümsüzlük Suyu’na batırılmış Aşil (Akhilleus) ve Hektor, Tahta At (Truva Atı)… Dünya durdukça unutulmayacak…
Amazonlar – Ay Tanrıçası
Amazonlar gerçekten var mıydı? Yaşadılar mı? Kadınların yönettiği bir devlete sahipler miydi? Sinop, Terme, Amasya, Smirna (İzmir), Efes kentlerini onlar mı kurdular? Truva’yı Yunanistan’dan ve Ege adalarından gelen yağmacı Akalara karşı savundular mı? Amazon Ormanları ile Amazon Nehri’ne neden onların adı verildi?
Hititler – Ninda Watar
Hititler, Orta Anadolu’da MÖ 1700-1200 yılları arasında büyük bir devlet kurdular. Uygarlık tarihine büyük katkılarda bulundular. Batı uygarlığı; Eski Yunan, Eski Roma uygarlıkları, Bizans İmparatorluklarında Hititlilerin izlerine bol miktarda rastlanır. Bronz çağının en güzel örneklerini günümüze bıraktılar. Güneş, geyik heykelleri onların simgeleri oldu. Bronz çağından sonra demir çağını başlattılar. Mısırlılarla Suriye üzerinde güç savaşları yaptılar. Bu savaşlardan, MÖ 1286 yılında yapılan Kadeş Savaşı, dünya savaş tarihinin en önemli savaşlarından birisi olarak anılmaktadır.
Frigyalılar - Midas’ın Kulakları
Anadolu’nun en köklü devletlerinden biri olan Hititler, MÖ 1200 yıllarında düşmanlarının saldırıları sonucu yıkıldı. Hitit Devleti’nin yıkılmasından hemen sonra yeni kurulan devletlerden biri de Frigya Devleti’ydi. Frigya Devleti yaklaşık dört yüz-beş yüz yıl kadar yaşadı. Eski Yunanlılar, bölgede yaşayan insanlara Frig diyorlardı. Bu yüzden bölge insanlarının kurduğu devlete de Frigya Devleti adı verildi. Günümüzde Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Denizli illerinde izlerine rastlanan Frigler, bize çok değerli tarihi eserler bıraktılar.
Lidyalılar – En Mutlu İnsan
Hikâyemiz Manisa’da geçiyor. Ege bölgesinin bu ünlü kentinde çok eskiden Lidya Devleti vardı. Devletin başkenti Sard kentiydi. Sard, görkemli yapıları, mermer, mozaik işlemeleriyle günümüzde bile ayakta duruyor ve görenleri büyülemeyi sürdürüyor.
Hierapolis – Kutsal Suların Kenti
MÖ 2.yy’da Pergamon Kralı İkinci Eumenes, düşmanları Selevkosları yenerek şimdiki Denizli merkez ve Pamukkale’nin bulunduğu bölgeye egemen olmuş. Kral Yolu üstünde olması nedeniyle bu bölgenin ticari önemini hemen kavramış. Kutsal suların bol olmasından dolayı da büyük bir kent kurulursa hem ticari açıdan gelir getireceğini ve hem de sağlık açısından çok yararlı olacağını düşünmüş. Mimarlarına emir vermiş. O zamana kadar küçük bir köyün bulunduğu bu yere gelen Pergamos’un ünlü mimarları, yüz dekar alana kent merkezini kurmuşlar. İkinci Attalos, kente sevgili eşi Hierai’nin adını vermiş: Hierapolis...
Kimmerler – At ve İnsan
Tarih sahnesine MÖ iki bin yıllarında çıkan Kimmerler, Kırım, Kuban, Dinyeper, Don, Kiev, Poltava, Volga, Ural-Altay, Kafkaslar, Macaristan, Balkanlar ve Anadolu gibi çok geniş bir coğrafyada başta kurganlar olmak üzere birçok balbal, bark ve eserler bıraktılar. Barbar diye algılatılmaya çalışılan Kimmerlerin, insanlığın uygarlık değerlerine önemli katkılar yaptığı son yüzyılda daha iyi ortaya çıktı.
Karyalılar – Anadolu’nun Denizci İnsanları
Eski bir Mısır yazması şöyle der: "Karya’lar, denizin yüreğindeki adalarda yaşayan insanlardır.” Denizci ve savaşçı özellikleri öne çıkan Karyalılara, komşu ülkelerdeki halklar kısaca “Karlar” diyordu. Bronzdan silahlar satan Karyalı gemiciler aynı zamanda iyi savaşçılardı. Fırsat buldukça adalara, Helen anakarasının kıyılarına saldırıyor, yağma yapıp dönüyorlardı. Zamanla adalarda ve Ege'nin karşı sahillerinde korkulan insanlar oldular. Tarihin ilk paralı askerleri onlardı ve düşmanları bile onları kiralamak isterdi.
Bergama – Parşömen Kâğıdının Ülkesi
Pergamon; ilkçağların dünya incisi kentlerinden biriydi. Dünyanın en değerleri heykelleri, mermer işçiliğinin en mükemmeli bu kentteydi. Tıp bilimine uygun ilk hastane burada açılmıştı. Keçi derisinin işlenerek üzerine yazı yazılmasına uygun hale gelmesiyle oluşan parşömen bu kentte bulunmuştu. Pergamon, ilkçağda da yakınçağda da acımasızca yağmalandı. Yakın çağlardaki yağma, Alman mühendis Carl Humann’ın 1865’de gelişiyle başladı. Carl Humann, yağmanın büyük ödülü olan eşsiz Zeus Sunağı’nı, parça parça Almanya’ya götürdü.
Efes – Harikalar Diyarı
İzmir Aydın demiryolu hattının yapımının ve işletmesinin ayrıcalığını Osmanlı yönetiminden alan İngilizler hemen çalışmaya başlamışlardı. Ayasulug'a (İzmir'in Selçuk ilçesi) sürekli İngilizler geliyor ve ölçümler yapıyorlardı. Gelenlerden biri de mühendis Wood'tu. Çocukluğundan beri arkeolojiye meraklı olan Wood, bu toprakların geçmişte dünyanın en zengin uygarlıklarından birine ev sahipliği yaptığını okumuştu. Okuduğu kaynaklardan bir tanesi, dünyanın yedi harikasından biri olan ARTEMİS TAPINAĞI'nın EFES'te olduğunu yazıyordu. Wood'un, demiryolu yapımına katılmasının nedeni de bu tapınağı bulmaktı. Wood ARTEMİS TAPINAĞI'nı bulabilecek miydi?
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi – Ciltli
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus’ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus’a evrildiği bir gelecek kurguluyor.
Yola “önemsiz bir hayvan” olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor?
Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı?
Bu öğreti gündelik yaşantımızı, sanatımızı ve en gizli tutkularımızı nasıl şekillendiriyor?
İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı?
Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı?
“Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens’in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din hâline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur.”
“Okurken hem eğlenecek hem de çok şaşıracaksınız. Her şeyin ötesinde, kendinizi daha önce hiç düşünmediğiniz şeyleri düşünürken bulacaksınız.” Daniel Kahneman, Hızlı ve Yavaş Düşünme’nin yazarı
“Homo Deus’u okuduğunuzda uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından vardığınız bir uçurumun kenarında durduğunuzu hissedeceksiniz. Yolculuğun artık bir önemi kalmayacak, çünkü bir sonraki adımınızı engin bir boşluğa atacaksınız.” David Runciman,The Guardian
Wikipedia’ya İnanmalı mıyız?
Çevrimiçi etkileşime girdikçe yeni bilgi türleri ve topluluklar yaratıyoruz. Bu topluluklar nasıl oluşuyor? Bilgi kaynağı olarak onlara güvenip güvenemeyeceğimizi nasıl bilebiliriz? Başka bir deyişle, Wikipedia’ya inanmalı mıyız? Bu kitap, topluluğun ve bilginin tanımını, internetin yeni topluluk türlerini nasıl kolaylaştırdığını ve bilginin çevrimiçi işbirliği ve sohbet yoluyla nasıl şekillendiğini araştırıyor.
Amy S. Bruckman, kendimizi çevrimiçi ortamda temsil edişimizin etkileşimimizi şekillendirme biçimini, çevrimiçi ortamdaki kötü davranışların sebeplerini ve bu konuda yapılabilecekleri irdeliyor. Ve en önemli soruyu soruyor: İnternet kullanıcıları ve tasarımcıları olarak internetin hepimizin içindeki en iyiyi ortaya çıkarmasını nasıl sağlarız?
Wikipedia’ya İnanmalı mıyız? çevrimiçi toplulukları daha iyi anlamak, internette geçirdiği zamanı daha kaliteli ve güvenli hale getirmek, insan-bilgisayar etkileşimi ve sosyal bilişim hakkında fikir edinmek isteyen herkesin okuması gereken kayda değer bir kaynak.
“Bu kitap, çevrimiçi hayatın duygusal ve sosyal amaçlarımıza nasıl hizmet edeceğine dair yol gösteren bir rehber niteliğinde.” –Sherry Turkle
“Wikipedia’yı güvenli ve verimli bir şekilde kullanmak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.” –Howard Rheingold
“Tek kelimeyle harika! Bruckman, çevrimiçi topluluk tasarımı bilimini ifade etmek için sosyolojik ve psikolojik tüm bakış açılarını bir araya getiriyor.” –Keith N. Hamptony
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION
Electronics
İnsan Beyninin Gizemi (Sam Kean)
Renkleri duyabilen insanlar olduğunu biliyor muydunuz?
Peki, elinizin sizden bağımsız bir kişilik geliştirebileceği aklınıza gelir miydi hiç?
Hafızalarını kaybeden insanların tüm anıları silinir mi?
Bilim yazarı Sam Kean, vaka raporları ve bilimsel çalışmalar ışığında sürükleyici bir beyin araştırmaları tarihi sunuyor. Sinirbilimin son dört yüzyıldaki gelişimini, insan beyninin en gizemli ve tuhaf hastalıkları üzerinden aktarırken beyin ve sinir sistemine dair bilinmeyenleri gözler önüne seriyor.
Bu kitapta, kokuların gürültü çıkarıp dokuların renkler saçtığı büyüleyici hikayeler bulacak, yarasalar gibi sesin yankılarıyla “görmeyi” öğrenen körlerden ilham alacaksınız. Hafızalarını kaybettikleri için sevdiklerini bile tanıyamayan insanların, farkında olmadan aslında nasıl “hatırlayabildiklerinin” bir tanığı da siz olacaksınız.
İnsan Beyninin Gizemi modern sinirbilimin gelişimine önayak olan kral, yamyam ve kaşiflerin yaşamlarını yeniden canlandırarak insan beynine dair binlerce benzeri arasından seçilmiş en ilgi çekici hikâyeleri paylaşıyor.
Bu kampanya, Kolektif Kitap tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Anlam: Anlambilime Giriş
Gün içinde kullandığımız kelimelerin anlamını bildiğimizi düşünürüz. Bilmediğimiz bir kelimeyle karşılaştığımızdaysa elimize geçen ilk sözlükten konuyla ilgili maddeye bakarız ve verilen karşılıkları okuyarak o kelimenin anlamını öğrendiğimizi düşünürüz. Peki gerçekte “anlam” dediğimiz şey nedir? Zihnimizdeki kelime açıklamaları ne kadar doğrudur? Basit bir kelimenin anlamını sorduğunuz iki kişinin vereceği cevap aynı mı olacaktır? Sözlüklerin bize verdiği tanımlar kesinlikle doğru mudur? Bir kelimenin anlamı her zaman, her yerde ve herkes için aynı mıdır?
Oxford Üniversitesinden Profesör Paul Elbourne, bu kitapta bunlara benzer pek çok soru üzerine düşünüyor, kabul gören düşünceleri tartışmaya açıyor. Gerçek dünyadan seçilmiş ve ilgi çekici örneklerle konuyu herkesin kolayca anlayabileceği ve keyifle okuyabileceği bir hale getiriyor.
Celestron Astromaster 114EQ Teleskop (114×1000)
Hem karasal hem de gökyüzü görüntüleme için uygun çift amaçlı teleskop arıyorsanız, AstroMaster Serisi sizin için. AstroMaster Serisi, Ay'ın ve gezegenin parlak, net görüntülerini üretir.
Jüpiter'in aylarını ve Satürn'ün halkalarını Astromaster serisi teleskopların her biriyle kolayca görmek mümkündür. Galaksiler ve bulutsular gibi daha derin uzay nesnelerinin görüşleri için, Newton reflektörlerinin daha büyük diyafram ve ışık toplama yeteneğini önermekteyiz.
- Celestron Türkiye distribütöründen direkt ve ücretsiz kargo
- Hızlı ve kolay kurulum
- Daimi monte
- Karasal ve astronomik kullanım için ideal
- German Equatorial mount ayar çemberleri
- Gökyüzü nesnelerini doğru bir şekilde bulmak ve izlemek için 1.25" çelik boru ayaklı tripod sağlam ve stabil bir platform sağlar
- Açık ve net görüntüler için bütün kaplamalı cam optikler
- Aksesuarların rahat bir şekilde depolanması için aksesuar tepsisi
- 10.000 nesne veritabanı, yazdırılabilir gökyüzü haritaları ve 75 gelişmiş görüntü ile BONUS Astronomi Yazılımı
- Ağırlık: 7.7 kg
- Renk: Lacivert
- Aktivite: Gezegen ve Ay Görüntüleme, Derin Gökyüzü Gözlemi, Gezegen ve Ay Gözlemi
- Optik Tasarım: Newtonian Reflector
- Mercek Çap: 114 mm (4.49 in)
- Odak Uzaklığı (mm): 1000 mm (39 in)
- Odak Oranı:8
- Göz Merceği 1 (mm):20 mm (0.79 in) (Büyütme 1:50x)
- Göz Merceği 2 (mm):10 mm (0.39 in) (Büyütme 2:100x)
- Bulucu Dürbün: Built-on StarPointer
- Kundak (Altlık): CG-2 Equatorial
- Tripod: 1.25"
- Çelik Tüp Ayak
- En yüksek kullanılabilir büyütme: 269x
- En düşük kullanılabilir büyütme: 16x
- Yıldız Parlaklık Limiti: 12
- Çözünürlük (Rayleigh): 1.22 Yay Saniye
- Çözünürlük (Dawes): 1.02 Yay Saniye
- Işık Toplama Gücü: 265x
- Açısal Görüş Alanı (Derece): 1°
- Doğrusal Görüş Alanı: 53 ft (16 m)
- Optik Kaplamalar: Alüminyum
- Optik Tüp Uzunluğu: 18 in (457 mm)
- Tüp Aksesuarı: Dovetail Bar
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS
İçimdeki Fırıl Fırıl Motor
Çoğu çocuk, içinde sürekli dönen bir motor olduğunu sanır, bu da onların huzursuz ve fevri olmalarına neden olur. Çocukların kendilerini kontrol edemediği ve psikolojik bir hastalık olan hiperaktiviteye karşı nasıl bir yol izlemelisiniz? İçimdeki Fırıl Fırıl Motor kitabıebeveynlere notlar, çocuklara da eğlenceli bir hikâye sunuyor.
Son Kullanma Tarihi
Elli yıl önce, bugün sahip olduğumuz insan nüfusunun yarısına sahiptik.
Bu büyüme döneminde tüm bu insanları beslemeyi nasıl başardık.
İleriye baktığımızda, geleceğin genişleyen nüfusunu nasıl besleyeceğiz?
Bu kadar çeşitli bir nüfusa sürdürülebilir bir şekilde güvenli, yüksek kaliteli, sağlıklı gıdaları nasıl sağlayacağız?
Gıdalar insanlık tarihi boyunca pişirilerek, fermente edilerek ya da başka yöntemlerle işlenmiştir. Ancak günümüzde süpermarket raflarında bulunan ürünlere baktığımızda şu soruyu sormadan edemiyoruz: Fazla mı ileri gittik?
Bilim, kimyasal reaksiyonlarla ve organizmaları manipüle ederek gıdaların ömrünü uzatmanın pek çok yolunu buldu. Haftalarca taze kalan elmalar, aylar yerine birkaç gün içinde olgunlaşan peynirler, laboratuvar ürünü biftekler, 3D yazıcıdan çıkan pizzalar…
Nicola Temple bu kitapta hazır yemeklerin neler içerdiğini, sebze ve meyvelerin ömrünü uzatmanın nasıl sağlandığını, gıda işlemede nanoteknolojinin yerini, konunun uzmanı olmayanların da kolayca anlayacağı bir biçimde aktarıyor ve en sevdiğimiz yiyeceklerin inovasyon, israf ya da savaşlardan nasıl etkilendiğini ortaya koyarak bilimkurgu kitaplarından fırlamış gibi görünen yiyecekleri tükettiğimiz bir gelecek ihtimaline de göz atıyor.
Son Kullanma Tarihi’ni okuduktan sonra işlenmiş gıdalar konusunda neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğunu değerlendirebilecek ve daha rasyonel tüketiciler haline geleceksiniz.
I Am a Cat (Natsume Sōseki)
I Am a Cat is a satirical novel written in 1905–1906 by Natsume Sōseki about Japanese society during the Meiji period (1868–1912); particularly, the uneasy mix of Western culture and Japanese traditions.
Sōseki's title, Wagahai wa Neko de Aru, uses a very high-register phrasing more appropriate to a nobleman, conveying grandiloquence and self-importance. This is somewhat ironic, since the speaker, an anthropomorphized domestic cat, is a regular house cat of a teacher, and not of a high-ranking noble as the manner of speech suggests.
The book was first published in ten installments in the literary journal Hototogisu. At first, Sōseki intended only to write the short story that constitutes the first chapter of I Am a Cat. However, Takahama Kyoshi, one of the editors of Hototogisu, persuaded Sōseki to serialize the work, which evolved stylistically as the installments progressed. Nearly all the chapters can stand alone as discrete works.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION
Evrim Ağacı Reklamsız Deneyim
Evrim Ağacı sitesini ve mobil uygulamasını tamamen reklamsız bir şekilde deneyimlemek ister misiniz? İster kendinize alın, isterseniz Evrim Ağacı'nı sık kullandığını bildiğiniz bir arkadaşınıza hediye edin!
Reklamsız Deneyim ile edinecekleriniz:
- Her 10₺'lik ödeme 1 ay reklamsız deneyim demek! Ne kadar çok süreyle alırsanız, o kadar indirimli ("Ömür Boyu" seçeneği 2100 yılına kadar Reklamsız Deneyim kazandıracak; daha uzun yaşarsanız bize yazın, uzatabiliriz! 😉 )
- Reklamsız Deneyim aldığınız aylar boyunca Evrim Ağacı'nın internet sitesinde ve mobil uygulamasında hiçbir reklam görmeyin. Reklamı alan kişinin sitemizi ve uygulamamızı giriş yaparak kullanması gerekmektedir.
- Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu'nda ve profilinizde, isminizin yanında Evrim Ağacı destekçisi olduğunuz görünecek. Bunu profil ayarlarınızdan kapatabilirsiniz.
- Evrim Ağacı'nın videolarına erken erişim sağlayabileceksiniz. Bunun için Discord sunucumuza katılmanız gerekmektedir.
- Evrim Ağacı'na özel sorular sorup, geleceğimize yön verecek anketlere katılabileceksiniz. Bunun için Discord sunucumuza katılmanız gerekmektedir.
- Destekçilerimize özel birçok sürpriz sizleri bekliyor olacak!
Evrim Ağacı Reklamsız Deneyim'i kaç aylığına almak veya hediye etmek istediğinizi aşağıda Hemen Al tuşunun yanındaki sayıdan belirtmeyi unutmayın.
Reklamsız Deneyim kullanımınızın sonuna geldiğinizde otomatik olarak sonlandırılacaktır. Sonrasında tekrar satın alarak sürenizi uzatabilirsiniz. Halihazırda devam eden bir Reklamsız Deneyim'iniz varsa, ek paket almanız (veya size hediye edilmesi) halinde ek süreniz, var olan sürenizin üzerine eklenecektir (yani kalan süreniz yanmayacaktır).- Nasıl aktive edeceğim?: Reklamsız Deneyim satın almanız halinde, e-postanıza bir doğrulama e-postası gönderilecektir. Lütfen bu e-postaya cevap vermeyi unutmayın.
- Not: Kreosus ve Patreon destekçilerimiz bu ayrıcalıklara zaten sahiptir. Bu kaynaklardan bize destek oluyorsanız, bu ürünü almanıza gerek yoktur.
Neden Serisi: Çiş Yaparım
Neden Serisi: Neden Derim Soyulur
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL
Kadın
Toplum, kadın ve erkeğe farklı roller, görevler, sorumluluklar yükler ve onlarla ilgili farklı beklentiler taşır. Anne baba doğacak çocukları için giysi ve eşya seçimi yaparken çocuğun hayatı boyunca mensubu olmasını istedikleri rolün ilk temelini atarlar. Kadın ve erkek de topluma uyum sağlayabilmek için kendilerine sunulan rollere göre hareket ederler ve bu kalıpları içselleştirdikleri ölçüde toplum tarafından benimsenirler.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin Felsefesi
Frédéric Gros
“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”-Henry David Thoreau
Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?
Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.