XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS

İnsan Doğası Üzerine On Üç Teori

180.00
Elinizdeki kitap Platon’dan Sartre’a , İslam’dan Darwinciliğe kadar tarih boyunca insan doğası üzerine geliştirilen on üç düşünce yapısını inceliyor. Yazarlar Konfüçyüsçülükten başlayarak feminist teoriye kadar okurlara insanlığın doğasını kavramak için nasıl mücadele ettiğini anlamalarına yardımcı olmak üzere geleneklerin ve düşünürlerin fikirlerini karşılaştırıp yan yana koyuyor. Okurları eleştirel olarak düşünmeye teşvik etmek ve birçok teori arasındaki benzerlik ve farklılıkları vurgulamak için, kitap her bir teoriyi dört noktada ele alıyor… evrenin doğası, insanın doğası, insanlığın hastalıklarının teşhisi ve bu problemler için önerilen reçete. İnsan doğasına giriş dersleri, felsefeye giriş ve entelektüel tarih için ideal olan bu benzersiz kitap, hem kendimizi hem de yaşadığımız toplumu nasıl anlayabileceğimizi ve geliştirebileceğimizi düşünmek adına okurların ilgisini çekecek ve motive edecektir.

Hücrenin Şarkısı: 
Dönüşen Tıp ve Yeni İnsan

330.00
NEW YORK TIMES, ECONOMIST ve GUARDIAN Yılın Kitabı Seçkilerinde 2023 Baillie Gifford Ödülü Adayı Tüm Hastalıkların Şahı ve Gen’in Pulitzer ödüllü yazarı Siddhartha Mukherjee insan olmanın anlamına dair bir başyapıtla geri dönüyor. Hücrenin Şarkısı 1600’lerde, birbirlerinden iki yüz kilometre uzakta çalışan münzevi bir tekstil tüccarıyla sıradışı bir bilginin el yapımı mikroskopları sayesinde yaşam içindeki yaşamı ya da kendi verdikleri ismiyle hücreyi keşfetmeleriyle başlıyor. Mukherjee hikâyenin izini günümüze kadar sürerek, hücreye dair kavrayışımızın ve onu manipüle etme becerimizin (modern tıp) sadece bilimi değil, insana dair hemen her şeyi değiştirdiğini gösteriyor. Ve nihayetinde bizleri genleri düzenlenmiş embriyoların tasarlandığı, hücre naklinin doğal ile geliştirilmiş olan arasındaki sınırların bulanıklaştıracak şekilde kullanıldığı bir geleceğin sarp kayalıklarına götürüyor. Yaklaşan bir devrim, yazılmamış bir tarih (ve bir gelecek) var: Hücrenin Şarkısı, bu devrimle birlikte açığa çıkan hücrelerin, hücreleri biçimlendirme kabiliyetimizin ve tıptaki dönüşümün tarihi.   “Henüz biyolojiye hayran değilseniz, Hücrenin Şarkısı sizi o noktaya getirebilir. Tam bir ustalık dersi.”—GUARDIAN “Fazlasıyla tutkulu... Hücre biyolojisi kadar karmaşık ve yaşamın kendisi gibi büyük bir konuyu daha iyi ele alabilecek bir yazar tanımıyorum.”—THE TIMES “Hücrenin Şarkısı’ndaki cümleler o kadar güzel ki kendinizi onun melodisine kaptırabilirsiniz.”—NEW YORK TIMES

Minik Balina – Bol Balıklı Bir Hikâye

205.00
Minik turuncu balıklarla dolu bir resifte yaşayan minik bir turuncu balık olmaktan çok sıkılan Gigi, bir yolculuğa çıkar ve kendini minik mavi balıklarla dolu bir resifte bulur. Bu yeni arkadaşlarıyla tanışırken birazcık -ama sadece birazcık!- abartıp bir balina olduğunu söylemesinde ne gibi bir sorun olabilir ki? Cesaret, arkadaşlık ve doğruluğun değerini; küçük bir balığın bile ne kadar büyük fark yaratabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.

YIKICI POLİTİKA

231.00
Negri’nin hapislik ve sonrasındaki sürgün yıllarında kaleme aldığı Yıkıcı Politika yirmi birinci yüzyıla yöneltilmiş bir işaret fişeğidir. Bugünden bakıldığında, geçmişteki geleceği gözler önüne seren ve İmparatorluk ile Çokluk eserlerinin temellerinin atıldığı bir eser olmanın çok ötesindeki öngörüleriyle de bir baş yapıttır. İtalyan işçici geleneğinin (operaismo) emeğin kurucu ve otonom gücüne vurgusu devam ettirilmekle birlikte, yüzyılın sonunda toplumsal mücadelelerde cisimleşen toplumsal işçinin doğuşu üretimin ve ekolojinin değişen niteliğinde aranır. Negri’ye göre toplumun her sathına yayılmış bu kurucu özne, entelektüel emeğin baskın üretim biçimi olduğu toplumsal fabrika koşullarının her fırsatta altını oyar. Bu yıkıcı uğrağın en belirgin özelliği ise, adeta Gezi ve benzeri birçok direnişin ortak öğesi, kolektif neşede ifadesini bulan proleter entelektüel öznelliklerdir. Negri, 68’in mirasçısı olduğunu düşündüğü 86 öğrenci olaylarından hareketle devrimci teorisini hareketin içerisinde ve ötesindeki öngörüleriyle doğrular. Bu anlamda günümüzde hemen her ülkede rastladığımız faşizan ve otoriter pratiklerin kökleri nükleer devlet kavramsallaştırmasıyla ifade edilirken, ekolojik yıkımın nedenleri de yine sermayenin gerçek boyunduruk evresinin kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirilir. Gerçek boyunduruk evresinde değerin ölçülemez boyutlara varan üretkenliği, Negri’ye göre, ancak ve ancak enflasyonist saldırılarla yeniden boyunduruk altına alınmaya çalışılır. Kapitalizmin son yüzyılda geçtiği evrelerin titizlikle ele alındığı çalışmanın asıl derdi, yine ve her zaman olduğu gibi, politik olanın otonomisinin nasıl kurulacağı, yani örgütlenmedir. Negri, tam da bu noktada, farklı siyasi geleneklerle hesaplaşmaya girerek, yıkıcı kuruculuğun temeli olarak barış mücadelesine çubuk büker. Devrimci bir teorisyenin hücresinden yirminci birinci yüzyılın ayak sesleri yankılanmaktadır . Çevirisi tekrardan gözden geçirilip Negri'nin yeni önsözüyle genişletilmiş olan bu baskı, sadece geçmişin bir muhasebesi olarak değil, aynı zamanda bugünü anlamak için önemli bir rehberdir.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE

Bitki Fizyolojisi ve Gelişimi

1,504.00
Bitki fizyolojisine ve gelişimine giriş yapmak ve bitkilere dair bilgilerinizi derinleştirmek isterseniz, Taiz ve Zaiger'in vazgeçilmez eserini mutlaka edinmelisiniz! Notlar:
  1. Bu kampanya, Palme Yayıncılık tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.

Dijital Fark

98.00
“Bu önemli bir kitap. İletişim araştırmalarında yükselen bir şahsiyet olan W. Russell Neuman, teknoloji, kültür, kurumlar, ticaret ve sosyal evrim etkileşimini inceleyerek, dijital çağda iletişimin yapısını ve dinamiklerini isabetli bir şekilde gözler önüne seriyor. Analizi deneylerle desteklenmiş ve kuramsal açıdan anlamlı.” Manuel Castells, Southern California Üniversitesi “Sosyal medya, ‘aktif seyirci kitlesinin’ iktidarını artırmış ve sorunlarını kötüleştirmiştir. İletişim araştırmasının bir üstadı tarafından kaleme alınmış bu azimli kitapta; bu alanın ve değişen Zeitgeist’ının (zamanın ruhu) bir tarihi, baskın paradigmalarının bir eleştirisi ve güncel hali, bilişsel ve toplumsal alımlama süreçlerinin bir teşhisi ve iletişim araştırmasının kamu politikasını oluşturmasıyla alakalı olduğuna dair bir ısrar ile karşılaşacaksınız.” Elihu Katz, Pennsylvania Üniversitesi “İletişim biliminin ve araştırmalarının gelişimi son on yıla kadar iletişim dünyasında olanı biteni anlamaya yetiyordu. Ta ki dijitalleşme başlayana kadar… Varolan kuramlar, modeller, kavramlar tam dijital dünyayı anlamaya, onun üzerine hipotezler kurmaya yetmiyor derken, W. Russell Neuman’ın paradigma yıkıcı kitabı Dijital Fark imdadımıza yetişti. Neuman geçmişten bugüne ezbere bildiğimiz iletişim etkileri kuramlarını dijital dünyanın yeni gelişmeleri ile o kadar güzel birleştiriyor ve farkı o kadar güzel ortaya koyuyor ki nihayet hem uygulamacılar hem iletişim öğrencileri hem de akademisyenler için aydınlatıcı bir kaynağa kavuştuğumuzu düşünüyorum.” Ali Atıf Bir, İletişim Bilimleri Enstitüsü

Plains Tales from the Hills (Rudyard Kipling)

250.00
Plain Tales from the Hills is the first collection of short stories by Rudyard Kipling. Out of its 40 stories, “eight-and-twenty”, according to Kipling’s Preface, were initially published in the Civil and Military Gazette (CMG) in Lahore, Punjab, British India between November 1886 and June 1887. “The remaining tales are, more or less, new.” (Kipling had worked as a journalist for the CMG -his first job- since 1882, when he was not quite 17.) The title refers, by way of a pun on “Plain” as the reverse of “Hills”, to the deceptively simple narrative style; and to the fact that many of the stories are set in the Hill Station of Simla-the “summer capital of the British Raj” during the hot weather. Not all of the stories are, in fact, about life in “the Hills”: Kipling gives sketches of many aspects of life in British India. The tales include the first appearances, in book form, of Mrs. Hauksbee, the policeman Strickland, and the Soldiers Three (Privates Mulvaney, Ortheris and Learoyd). In the preface to his short stories collection “Dr. Brodie’s Report”, Jorge Luis Borges wrote he was inspired by the quality and conciseness of Plain Tales from the Hills. Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE

Zoonozlar – İnsan ve Hayvanları Etkileyen Enfeksiyonlar

1,465.00
Zoonozlar - İnsan ve Hayvanları Etkileyen Enfeksiyonlar Halk Sağlığı Yönlerine Odaklanma Önsöz Zoonozlar, hayvanlardan insanlara geçen mikroorganizmaların neden olduğu bulaşıcı hastalıklardır. Son birkaç on yılda artan ve yeniden ortaya çıkan hastalıkların çoğu aslında ya zoonotik kökenli ya da zoonotik potansiyeldedir. “Zoonoz” terimi, esas olarak bilimsel patolojinin babası olarak bilinen, aynı zamanda ondokuzuncu yüzyıl Almanya’sında önemli bir siyasi figür olarak tanınan Alman doktor Rudolf Virchow tarafından ortaya atılmıştır. Klasik fakülte temelli bir üniversite sisteminde kök salmış olsa da, kendisi ve aynı zamanda eğitimli bir doktor olan Kanadalı öğrencisi William Osler, insan ve veteriner tıbbı ve ayrıca - muhtemelen daha da önemlisi - halk sağlığı disiplinler arasında zoonotik hastalıkların sosyal ve politik yönlerinden işbirliğine duyulan ihtiyacı çok erken farkettiler. Her ikisinin de bilimsel temeli patoloji iken, mikrobiyolojinin bir tıp disiplini olarak yükselişi insan ve hayvan infeksiyöz hastalıkları arasındaki açık ve en kolay yürünebilir köprü olarak mikroorganizmalara odaklanmaya izin verdi. Bu, farklı türlerden izole edilen mikroorganizmaları analiz etmek için özellikle DNA tabanlı tiplendirme tekniklerinin ortaya çıkması ve böylece onların gerçek zoonotik potansiyellerinin araştırılmasına olanak sağlaması nedeniyle daha doğrudur. Yaşam ve sosyal bilim alt disiplinlerini (örneğin immünoloji veya epidemiyoloji) dahilederek, tıp biliminde sistemik bir paradigma tanıtıldı ve böylece hem insan hem de veterinerlik tıbbında disiplinler içi ve disiplinler arası yaklaşımlar için zemin hazırlandı. Bu paradigma değişiminin nüfus düzeyindeki sonuçlarına çarpıcı bir örnek Yeni Halk Sağlığı kavramlarıdır. Son olarak, birbirine bağlı ve küreselleşmiş bir dünyada Pandora’nın kutusundan hem gerçek hem de beklenen sürümlerle mücadele etmek için küresel halk sağlığı çabalarına duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmayan Tek Sağlık kavramı, 2004 “Manhattan İlkeleri”nin kurulmasından sonraki son on yılda hızla ivme kazandı. xii Bu kitap, zoonozların hem tıbbi hem de toplumsal olarak halk sağlığı üzerindeki etkilerine odaklanan Tek Sağlık konseptine dayanmaktadır. Zoonozları anlamadaki önemli yönler daha klasik konularla sınırlı değildir, örneğin hem insanlarda hem de hayvanlarda epidemiyolojileri veya ilgili iki bacaklı, dört veya daha fazla bacaklı, tüylü veya tüysüz türlerdeki hastalık semptomları, ancak moleküler temelli epidemiyolojik verileri ve sistemik, örneğin ekolojik yaklaşımları dikkate almalıdır. Zoonotik araştırma konularının geniş bir yelpazesi hakkında bir izlenim vermek için, bu kitabın yazarları çeşitli akademik ve mesleki geçmişlerden, insan ve veteriner hekimliği alanlarından, üniversitelerden ve halk sağlığı kurumlarından ve tüm kıtalardan seçilmiştir. Temel fikirler, bilinen tüm zoonotik hastalık varlıkları hakkında ansiklopedik bir inceleme almak değil, halk sağlığı perspektifi altında zoonozlarla ilgili acil sorunları belirlemek veya tartışmak için bir foruma sahip olmaktır. Buna göre, ana hedef gruplar ilgili bilim toplulukları, tıp ve veteriner hekimler, onların öğrencileri, halk sağlığı ve veteriner halk sağlığı pratisyenlerinin yanı sıra halk sağlığı ve veteriner halksağlığı alanındaki karar vericilerdir.

Bugünün Normali

190.00
Yirminci yüzyılın ortalarında Batı toplumlarında normlar, toplumsal düzenin işleyişinde merkezi bir rol oynamaya başladı. Normallik bireylerin davranışlarını denetleyen bir iktidar mekanizmasına dönüşerek, geleneksel davranış kalıplarına uyum olarak tanımlandı. Ancak bu normatif düzen zamanla, eski sınırlara başkaldıran ve bireyci kendini gerçekleştirmeyi temel alan yeni bir normatif düzene bıraktı yerini. İronik bir biçimde bireycilik ve konformizm karşıtlığı, yeni bir zorunluluk haline geldi. Bugünün Normali bu yeni normatif düzenin politika, sağlık ve cinsellik gibi alanlarda nasıl tezahür ettiğini derinlemesine inceliyor. Kendini var etmeye dair normların bu yeni, katı mükemmeliyetçiliği yaygın bir öfke, kaygı ve tatminsizliğin habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Kitap okuruna günümüzün normalini sorgulamaya ve anlamaya yarayan entelektüel araçları sunarken modern çağda ortaya çıkan “normal” kavramının nasıl şekillendiğini ve bu kavramın tarihsel dönüşümünü inceliyor.

Abajur Dünya Küresi Antik 26 cm

900.00
Globe light serimizde bulunan dünya temalı abajurlarımız ile mekânlarınızın aydınlatmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

Yalancılar ve Sahtekârlar Ansiklopedisi

196.00
"Bağımlılık yapıyor. Sahtekârdan nefret etmek istiyorsunuz ama neden ve nasıl yaptığını delice merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz." - Boston Globe YALANCILAR VE SAHTEKÂRLAR ANSIKLOPEDİSİ, insan olmaya “aldatma ve aldanma” penceresinden bakıyor; dünden bugüne, şöhretliden bilinmeyene, en “doğru” yalanları, en “gerçek” sahteleri bir araya topluyor. Pazardan edindiği askeri üniformayla zor kullanmadan şehrin belediye sarayını teslim alan Alman ayakkabıcı (bugün adına basılmış bir pul var); kısırlık tedavisi diye erkeklere keçi testikülü nakledip servet edinen şarlatan; bir ressamla anlaşıp eşekleri zebraya dönüştüren hayvanat bahçesi (sebepleri göz yaşartıcı) ve denizkızı iskeletinden ejderha yumurtasına, alternatif gerçekler yaratmada sınır tanımayan düzenbazlar. Ayrıca Cicero, Einstein, Ernest Hemingway, François Mitterrand (kendine suikast düzenleterek bu kitaba girmeye hak kazandı), Marco Polo ve Batlamyus gibi adına kolay kolay toz kondurmayacağınız pek çok önemli isim. YALANCILAR VE SAHTEKÂRLAR ANSIKLOPEDİSİ hem büyük keyif verecek hem de fena halde paranoyanızı tetikleyecek.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION

Dünya Küresi: Siyasi, 30 cm, Işıklı

1,450.00
Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini kısaca siyasi durumlarını gösteren "Işıklı Siyasi Küre"yi hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 30 santimetre
  • Işık Durumu: Işıklı

Ongen Ev Cinayetleri

235.00
Yedi öğrenci. Lanetli olduğu söylenen bir ada. Her köşesinde cinayetin pusuya yattığı ongen biçimli bir ev. Bir üniversite polisiye kulübünün üyeleri, yıllık gezileri için bir haftalığına ıssız bir adada toplandıklarında, en sevdikleri polisiye romanlarına taş çıkaracak bir dünyaya adım attıklarını düşünürler. Ancak adanın geçmişindeki korkunç trajediyi anımsatan bir katil onları teker teker avlamaya başladığında, hayatta kalmak için tek sığınakları, çok sevdikleri dedektiflik hikâyeleri olacaktır. İpuçlarını bir araya getirmeye çalışırken, her yeni cinayet ve muhtemel kanıtlar yeni bir sır fısıldar. Katil aralarında mıdır? Yoksa adanın laneti mi geri dönmüştür? Japon polisiyesinin imzası Honkaku türünün yeniden doğuşunda büyük rol oynayan Ongen Ev Cinayetleri, aynı zamanda polisiye edebiyatın Altın Çağı'na, özellikle Agatha Christie'nin On Kişiydiler'ine de usta eseri bir saygı duruşu niteliğinde. Bence polisiye, özünde entelektüel bir bulmaca... okuru usta bir dedektifle veya yazarla karşı karşıya getiren, heyecan verici bir mantık oyunu. "Her bir kelime, usul usul, hayrete düşürecek ama mantığa da ihanet etmeyecek bir sonu şekillendiriyor." –PUBLISHERS WEEKLY

Sessiz Hasta

260.00
46 DİLDE 2,5 MİLYON OKUR GOODREADS YILIN EN İYİ GERİLİM ROMANI ÖDÜLÜ NEW YORK TIMES ÇOKSATANLAR LİSTESİNDE 46 HAFTA "YILIN EN İYİ KİTAPLARI" SEÇKİLERİNDE AMAZON - PUBLISHERS WEEKLY SESSİZLİĞİN KÖKLERİ TAHMİN EDEBİLECEĞİNİZDEN ÇOK DAHA DERİNLERDE. Başarılı ressam Alicia Berenson, kocası Gabriel onun için endişelenmesin, iyi olduğunu görsün diye bir günlük tutuyordu. Bu çok sevdiği adam, ondan sebep mutsuz olmamalıydı. Alicia Berenson, otuz üç yaşında, kocasını suratına beş kez ateş ederek öldürdü. Sonrasında tek kelime bile konuşmadı. Adli psikoterapist Theo Faber, yıllardır kimsenin başaramadığını başarıp Alicia’yı konuşturabileceğinden emin. Ama olur da başarırsa, gerçeği duymak isteyecek mi? “Unutulmaz! Hitchcock gerilimi, Agatha Christie kurgusu ve Yunan trajedisinin birleşimi.” Entertainment Weekly “Sayfalar, çevirirken parmaklarınızın arasında tutuşup yanıyor.” David Baldacci "Zekice kurgulanmış, sofistike bir gerilim.” Lee Child
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS

Mrs. Dalloway (Virginia Woolf)

270.00
Mrs. Dalloway is a novel by Virginia Woolf that details a day in the life of Clarissa Dalloway, a fictional high-society woman in post–First World War England. It is one of Woolf’s best-known novels. The working title of Mrs. Dalloway was The Hours. The novel began as two short stories, “Mrs. Dalloway in Bond Street” and the unfinished “The Prime Minister”. It describes Clarissa's preparations for a party she will host in the evening, and the ensuing party. With an interior perspective, the story travels forward and back in time and in and out of the characters' minds to construct an image of Clarissa's life and of the inter-war social structure. In October 2005, Mrs. Dalloway was included on Time’s list of the 100 best English-language novels written since Time debuted in 1923. Clarissa Dalloway goes around London in the morning, getting ready to host a party that evening. The nice day reminds her of her youth spent in the countryside in Bourton and makes her wonder about her choice of husband; she had married the reliable Richard Dalloway instead of the enigmatic and demanding Peter Walsh, and she “had not the option” to be with a female romantic interest, Sally Seton. Peter reintroduces these conflicts by paying a visit that morning. Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Sevgi ve Para Arasında Ana Baba Olmak

188.00
1970 ve 1980’lerde çok daha rahat bir çocukluk geçirenler bugünün ebeveynleri olarak neden “helikopter ebeveynliğe” ve “kaplan anneliğe” büründüler? Bugün ebeveynlerin çoğu çocukları uygunsuz bir şey yaptığında onları sert bir şekilde disipline etmekten kaçınırken “sert ebeveynlik” yüzyıllar boyunca neden o kadar popülerdi? Ülkeler arası çocuk yetiştirme tarzlarındaki farklılıkların nedeni neydi? Ebeveynlik sözkonusu olduğunda, insanlar genelde ekonomi hakkında düşünmezler. Oysa ekonomi, insanların nasıl karar verdiğini ve ebeveynler olarak alınan kararların neden en önemli kararlar arasında sayıldığını anlamayı amaçlayan bir sosyal bilimdir. Elinizdeki kitapta, insanların kaç çocuk yapmak istediklerini, çocuk yetiştirmeye ne kadar yatırım yaptıklarını ve hangi ebeveynlik tarzını seçtiklerini anlamanızda ekonominin yardımcı olabileceği savunuluyor. Ayrıca yine aynı bakış açısıyla ebeveynlikteki toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümü, ekonomik gelişim sürecinde geniş aileden çekirdek aileye geçişi, ebeveynlerin çocuk işçiliğine karşı değişen tutumları ve hatta sosyal sınıflar arasında farklı tercih ve değerlerin oluşumu ve aktarımı masaya yatırılıyor. Matthias Doepke ve Fabrizio Zilibotti, ortaçağdan günümüze; ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya ve İsveç’ten Çin ve Japonya’ya uzanan araştırmalarında para, sevgi, bilgi ve zaman bağlamında ebeveynlik uygulamalarını detaylı bir şekilde inceliyorlar. Sevgi ve Para Arasında Ana Baba Olmak ekonomik güçlükler ve artan eşitsizlik ortamında ebeveynlerin çocuklarını nasıl büyüttüğünü ve bunların ardındaki itici güçleri derin bir araştırmayla sunuyor.

Etkinliklerle Astronomi Öğretimi (Doç. Dr. Sedat Karaçam)

695.00
  • Cilt Bilgisi: Karton Kapak
  • Kağıt Bilgisi: 1. Hamur
  • Basım Tarihi: ŞUBAT 2021
  • Basım Bilgisi: 1.BASKI
  • Sayfa Sayısı: 354
  • Boyutları: 19,5*27,5
  • ISBN No: 978-605-282-665-2
  • Barkod No: 9786052826652
  • Çıkış tarihi: 18.02.2021

Edebiyat Seti 3 (6 kitap)

1,150.00
Dilenciler ve Kibirliler Albert Cossery “Hayatı yaşamadan öğretmek cehaletin işlediği en iğrenç suçtu.” İnsan ilişkilerine ve topluma getirdiği nüktedan ve kışkırtıcı bakışla Batı kültürünün son gerçek anarşist yazarı kabul edilen Albert Cossery’nin döneminin avangard yazarlarının aksine can sıkıntısı ve muğlaklıklardan uzak romanı, adaletsiz toplumların düzenini bozan hırsızlar, züppeler, dilenciler ve yersiz yurtsuzlardan oluşuyor. Eski felsefe hocası ve dilenci Gohar, uyuşturucu satıcısı ve şair Yeghen, otoriter ve eşcinsel polis amiri Nur El Dine, Kahire sokaklarında bir araya geliyor. Peki, toplumsal norm ve heveslere karşı çıkarken iç huzuru nasıl koruyorlar? Fakirliğin ortasında, usanmaz devlet güçlerinin durduramadığı yaşam enerjisini nasıl muhafaza ediyorlar? "Karakterlerinin içinden geçtiği dinmeyen hüzne ve beyhudeliğe rağmen, Cossery her eserinde boyunduruğa karşı insanlardaki inatçı inancın gücünü göstermeye devam ediyor." —Henry Miller "Bir efsane… Otoritenin tüm biçimlerini çürüten yakıcı bir hiciv onunkisi. Mesajı çok açık: Cennet kaybolmadı, sadece hepimiz dünyanın cennetvari sadeliğinin tadına varamayacak kadar meşgulüz." —Guardian "Camus gibi Cossery de ahlaki soruları absürdün filtresinden geçirerek inceler; Miller gibi o da başıboşları kucaklar. Bununla birlikte onun yazınında çok güçlü bir politik görev duygusu vardır. Cossery’e göre en şiddetli isyan edimi,iştirak etmemeyi tercih etmektir." —Los Angeles Times "Albert Cossery... her gün karşımıza çıkması gereken bir isim. O kadar iyi ki: kusursuz bir üslupçu, boyun eğmez bir mizahçı, en önemli meselesi ise “her şeyin yanlış olduğu bir dünyada” hevesin beyhudeliği." —David Ulin, Los Angeles Times Düzen Adamı Alberto Moravia Düzen Adamı çocukluğundan itibaren normalliğin peşine düşen Marcello’nun hayatı ekseninde toplumsal alışkanlıkların ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor. Alberto Moravia kahramanı Marcello’nun takıntı derecesindeki normallik arzusunu bir dürtü olarak tarif ediyor: “Kabul gören genel bir kurala uyma iradesiydi, farklı olmak suçlu olmak anlamına geldiğine göre başkalarına benzeme isteğiydi” onunki. “Maneviyatla sanatsal bütünlüğün nadiren rastladığımız birleşimi Moravia’yı Avrupa’nın en iyi yazarları arasına yerleştiriyor.” - John Burnside, Guardian “En önemli romanı Düzen Adamı’nda Moravia, sinik fırsatçılar ülkesinde cinsellikle siyaset arasındaki karmaşık ilişkiyi keşfediyor.” - Rachel Donadio, New York Times HAV Jan Morris Ursula K. Le Guin’in Önsözüyle Hav kurmaca bir şehir devleti, bir Akdeniz şehri, sokaklarında Türkçenin, Ermenicenin, Rumcanın, Arapçanın, Rusçanın, İtalyancanın bir arada duyulduğu bir coğrafya. Yirmi yıl arayla bu coğrafyaya giden bir seyyah yazar, şehrin iki yakın dönemi arasındaki siyasi, kültürel, yaşamsal doku değişimlerini nefis bir dille anlatıyor. Önce 1985 yılının Hav’ını tanımaya başlıyoruz, sonra bir “Müdahale” oluyor, altüst oluyor şehir, yirmi yılın ardından aynı yere dönüyoruz, yirmi birinci yüzyılın Yeni Hav’ına, Kutsal Mirmidon Cumhuriyeti’ne. Eskisinin izini sürmeye çalışsak da zorlanıyoruz, şehrin tarihini bağnaz bir bakışla baştan yazanların eliyle görgüsüzlüğün tüm şehirde itinayla teşhir edildiğini görüyoruz. Hav hibrit edebiyatın usta bir örneği, seyahat edebiyatıyla bilimkurguyu bir araya getiriyor. Hav diye bir şehir yok ama pekâlâ olabilir. “Hav, tüm Akdeniz tarihinin, âdetlerinin ve politikasının birkaç bin yılına tutulmuş bir ayna gibi... Suudi Arabistan, Türkiye veya Downing Street’in geçmişine ve mevcut haline gerçekten vâkıf, son derece gerçekçi, kesinlikle gözleme dayanan bir eser. Ciddi bilimkurgu eserleri hayal ürünlerinin değil bir gerçekçiliğin biçemidir; Hav alternatif bir coğrafyanın ne kadar kullanışlı olabileceğine mükemmel bir örnek. Eğer bilimkurguyu bilmedikleri nispetle küçük gören üstatların ahmakça züppelikleri aklınızı çelip de Hav’a sırtınızı çevirirseniz hem yazık olur hem de çok büyük bir kayıp.” Ursula K. Le Guin “Hav’ı okuyan hangi seyahat yazarı gerçekten var olan bir yeri anlatmaya devam etsin ki? Hibrit edebiyatın güçlü bir örneği Hav; hem başlı başına mükemmel bir kurmaca hem de Lawrence, Burton ve Blanch gibi yenilmez seyahat yazarlarına nükteli bir saygı duruşu.” Elaine Kendall, Los Angeles Times “Dokunaklı bir aşk mektubu [Hav], görünmez bir şehre değil, yaşamın kendisine yazılmış. Morris bize ‘şimdi ve burada’yı anlatmak için hayali bir gurbetin hikâyesini kaleme almış.” Peter J. Conradi, The Independent “Jan Morris gezegende ilginç neresi varsa neredeyse hepsini anlamak için edebi kabiliyetiyle muhabirlik görüsünü işe koşuyor. Kaleme aldıkları arasında Hav’ın eşsiz bir yeri var, belki de kavrayış bakımından en kuvvetli eserlerinden biri.” Donald Morrison, Time “1985’te ilk yayımlandığında gerçek bir yer sanılarak kafası karışmış seyahat acentelerini boş yere aramış insanlar. Boşuna değil ama, Morris’in hayal gücü hayranlık uyandırıyor, kurmaca şehir devleti dört başı mamur bir yer ve olağanüstü bir yer. Hav, Akdeniz Yarımadası’nın doğusunda, soğan kubbeleri, minareleri ve parlak olduğu kadar karmaşık tarihiyle insana son derece inandırıcı geliyor. Hav’ın geçmişi yaşanmış olaylarla ustaca örülmüş; şimdisiyse soluk ve yalıtılmış, insana rahatsız edici bir şekilde kayıp bir dünyayı gözetliyormuş hissi veriyor.” Publishers Weekly “Şehrin tüm tarihi bu güzel edisyonda bir araya geliyor. Okurlarsa en çok ilk bölümü sevmeye devam ediyor, yani Akdeniz Ekspres’in son durağı olan Hav’ın ilk haline yapılan o nostaljik gezinin güzel anlatımını. O romantik hırpani şehir (eğer bir zamanlar gerçekten vardıysa bile) artık yok. Fakat ne yazık ki Kutsal Mirmidon Cumhuriyeti (başka başka isimlerde) bugün hâlâ gerçekliğini koruyor.” Michael Dirda, The Washington Post Müzikli Beyin Latin Amerika’nın usta kalemi César Aira, kısacık romanlarının yanı sıra öyküleriyle de tecrübeli edebiyat okurunun radarına takılıyor. Sıradan olayların, hatta kendi hayatına dair bazı unsurların üzerine kurguladığı, bağlamından sapan gerçeküstü metinleriyle Aira okurunu, zihninin karmaşık ve soyut patikalarında beraber çıkacakları kısa yürüyüşlere davet ediyor. Tanrı’nın doğum gününü kutlayan maymunlar, varoluşunu sorgulayan çömleçikuşu, Mona Lisa’nın dünyaya yayılıp kendilerine yeni hayatlar kuran boya partikülleri, yolunu kaybetmiş çizgi roman serserileri, gezici sirklerin doğaüstü yaratıkları… Aira’nın hikâyelerinde tüm bu tuhaf karakterler, gündelik hayatın sıradanlığı içinde ete kemiğe bürünüyor. “Aira’yı okumaya başladığınızda, durmak istemeyeceksiniz.” Roberto Bolano "Arjantinli yazar César Aira, avangard tekniklerle uğraşan seçkin bir minyatürcü. Çalışmalarındaki neşeli edebi oyunculuğu ve hikâye-içinde-hikâyeleriyle, Vladimir Nabokov ve Italo Calvino'yu andırıyor." The Wall Street Journal Sessizliğin Yanıtı - Bir Dağ Hikâyesi Max Frisch Sonsöz: Peter von Matt “Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!” Sessizliğin Yanıtı hayatın sıradanlığına, beyhudeliğine katlanamayan otuz yaşındaki bir adamın varoluşunun sınırlarını zorladığı bir kendini arayış hikâyesi. Max Frisch, kendi yaşamından da ipuçları barındıran bu ilk dönem eserinde, heba edilmiş bir hayatın tek sorumlusunun o hayatın sahibi olduğunu gösteriyor bize. “Sessizliğin Yanıtı burjuva dünya görüşünün hayata geçirilmesi fikriyle uzlaşmanın peşi sıra gelecek krizi daha başından ele alır.” - Peter von Matt Yedi Deli Adam Roberto Arlt Yedi Deli Adam, kendisine sürekli acı veren ruhunu görüp anlamaya çalışan bahtsız bir adamı ve etrafında şekillenen karanlık, absürd olaylar silsilesini anlatıyor. Delilik nöbetleriyle, ruhun ve zihnin tikleriyle, birbirinden ilginç karakterlerle, devrimci, anarşist yaklaşımlarla dolu, yazıldığı dönemin Buenos Aires’inin çarpıcı bir portresini çizen roman, Roberto Arlt’ın başyapıtı kabul ediliyor. “Âcizane, Arlt’ın İsa olduğunu varsayalım. Dolayısıyla Arjantin İsrail, Buenos Aires de Kudüs’tür... Arlt keskin zekâlı, tehlikeyi göze alan, koşullara ayak uydurabilen, doğuştan hayatta kalma becerisine sahip biri... hiç kuşkusuz Arjantin ve Latin Amerika edebiyatının önemli bir parçası.” — Roberto Bolaño “Kitaptaki karakterler okurun ruhuna adeta musallat oluyor.” —Julio Cortázar “Bu kıyılarda edebiyat dâhisi olarak adlandırılacak biri varsa o Roberto Arlt’tır... sanattan ve büyük, tuhaf bir sanatçıdan... doğduğu şehri herkesten daha iyi, muhtemelen ölümsüz tangolar yazmış olanlardan bile daha derin anlamış birinden bahsediyorum.” —Juan Carlos Onetti
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION

Dünya Küresi: Fiziki ve Siyasi, 33 cm, Işıklı

Işığı kapalı vaziyette yeryüzünün dağlarını, ovalarını, nehirlerini kısaca fiziki durumunu gösteren küremiz, ışığı yanınca dünya ülkelerini gösteren “Siyasi Küre” görünümüne kavuşmaktadır. Öğrenciler ve öğretmenler için mükemmel bir eğitim materyali olan küremiz aynı zamanda şık bir aksesuar özelliği taşımaktadır.
  • Harita Türü: Fiziki ve Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıklı

Dünya Küresi: Fiziki, 33 cm, Işıksız

Yeryüzü dağlarını, ovalarını, nehirlerini, kısaca fiziki durumunu gösteren ürünümüzü, hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Fiziki
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız

Dünya Küresi: Siyasi, 33 cm, Işıklı

Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini kısaca siyasi durumlarını gösteren "Işıklı Siyasi Küre"yi hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıklı

Dünya Küresi: Siyasi, 33 cm, Işıksız

Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini kısaca siyasi durumlarını gösteren "Işıksız Siyasi Küre"yi hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL