XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE

Üç Kız Kardeş
Anton Çehov’un unutulmaz eseri Üç Kız Kardeş, gençler için uyarlandı!
Resimlerle zenginleştirilen bu özel uyarlama, hayaller, aile bağları ve zamanla değişen hayatlar üzerine dokunaklı bir klasik.
Anne babalarının vefatının ardından Olga, Maşa ve İrina, eski ama güzel evlerinde birlikte yaşamaya başlar.
Ancak her biri, bu sakin hayatın çok ötesinde özlemlerle doludur.
Olga ve İrina, yeniden Moskova’ya dönmenin hayalini kurar.
Maşa ise mutsuz bir evliliğin içindedir.
Bir de kardeşleri Andrey’in evlendiği Nataşa vardır ki, evin düzenini tamamen değiştirmek istemektedir.
Ama bu değişiklikler, kız kardeşlerin hiç hoşuna gitmeyecektir.
Üç kız kardeş, hayallerinden ve birbirlerine olan bağlarından vazgeçmeden ayakta kalabilecek midir?
Yoksa zamanla ellerindeki her şeyi kaybetmeye mi mahkûmdurlar?
Kayıplar, hayaller ve kardeşlik üzerine zarif ve etkileyici bir hikâye.
Noty Deluxe Telefonluk ve Not Defteri
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE
Fashion
Zürafa Yardım İstiyor
Zürafa Ponpon altı yaşına girdiğine göre artık yetişkin zürafalar gibi akasya ağacının en tepesindeki taze yaprakları toplayabilir. Çok defa dener ama o yapraklara ulaşamaz. Artık arkadaşlarından yardım istemenin vakti gelmiştir. Sonuçta bir işi yapmakta zorlanıyorsa yardım istemek hiç de utanılacak bir şey değildir.
Amerikan Psikoloji Derneği tarafından hazırlanan bu kitap, çocukların yardım isteme becerilerini geliştirmelerine yardım ediyor. Dr. Nyasha Chikowore, ebeveynlere özel hazırladığı notların da yer aldığı Zürafa Yardım İstiyor'da çocukların kimlerden yardım isteyebileceğini ve bu konuda nasıl yönlendirileceğini anlatıyor.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION

XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS
Arabalar, Trenler ve Uçaklar Çıkartmalı Etkinlik Kitabı 2
Çeşit çeşit arabalar, uçaklar ve trenler!
Bu kitapta onlarla ilgili birçok etkinlik bulacaksın. Nokta birleştirmeler, labirentler, aradaki farkı bulmalar, boyamalar ve rengârenk çıkartmalar… Ayrıca taşıtlarla ilgili bir sürü teknik ve tarihi bilgi de var. Eğlenirken hem öğrenecek hem de yaratıcılığını kullanacaksın!
Nikola Tesla T-Shirt (Nakış, %100 Pamuk)
Nikola Tesla’nın yenilikçi ruhunu yansıtan bu t-shirt, bilim ve teknolojinin gücünü simgeliyor. %100 pamuklu yapısıyla konfor sunarken, minimalist tasarımı sayesinde her kombine uyum sağlıyor. Bilimsel düşünceyi destekleyen bu ürün, Tesla’nın mirasına olan ilginizi yansıtmanın şık bir yolu.
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Hemen Al
Bu ürünün birden fazla varyasyonu var. Seçenekler ürün sayfasından seçilebilir
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL
”Orbit of Truth” T-Shirt
“Orbit of Truth” tişörtü, hakikatin etrafında sonsuz bir keşfe çıkan zihinler için tasarlandı. Bilim, felsefe ve düşünceyle şekillenen bu yolculuk; kesinlikten değil, arayıştan besleniyor. Tıpkı bir gezegenin yörüngesi gibi, bazen yakınlaşıp bazen uzaklaşsak da gerçek hep orada, dönüp dolaşıp bizi kendine çekiyor. Minimal ama derin anlam taşıyan bu tasarım, düşünmeyi, sorgulamayı ve gerçeğe sadık kalmayı seçenlerin stilini yansıtıyor. %100 pamuklu kumaşıyla konfor, kaliteli baskısıyla uzun ömürlü kullanım sunar. Gerçekten uzaklaşmadan, onun etrafında dönmek isteyenler için: Orbit of Truth.
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
”Metafisica” T-Shirt
Görünenin Ötesini Düşün!
Fiziksel dünyanın sınırlarını aşıp varoluşun, bilginin ve gerçekliğin doğasını sorgulayanlar için. Felsefeye ve derin düşüncelere meraklı zihinler için tasarlanan bu tişört, giyilebilir bir beyin fırtınası vaat ediyor.
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Uygarlıklar Beşiği Anadolu Tarihi Seti (10 Kitap)
Truva – Güzel Helen
Tarihteki en ünlü kentlerden biri…Paris ve Helen’in aşkı, Ölümsüzlük Suyu’na batırılmış Aşil (Akhilleus) ve Hektor, Tahta At (Truva Atı)… Dünya durdukça unutulmayacak…
Amazonlar – Ay Tanrıçası
Amazonlar gerçekten var mıydı? Yaşadılar mı? Kadınların yönettiği bir devlete sahipler miydi? Sinop, Terme, Amasya, Smirna (İzmir), Efes kentlerini onlar mı kurdular? Truva’yı Yunanistan’dan ve Ege adalarından gelen yağmacı Akalara karşı savundular mı? Amazon Ormanları ile Amazon Nehri’ne neden onların adı verildi?
Hititler – Ninda Watar
Hititler, Orta Anadolu’da MÖ 1700-1200 yılları arasında büyük bir devlet kurdular. Uygarlık tarihine büyük katkılarda bulundular. Batı uygarlığı; Eski Yunan, Eski Roma uygarlıkları, Bizans İmparatorluklarında Hititlilerin izlerine bol miktarda rastlanır. Bronz çağının en güzel örneklerini günümüze bıraktılar. Güneş, geyik heykelleri onların simgeleri oldu. Bronz çağından sonra demir çağını başlattılar. Mısırlılarla Suriye üzerinde güç savaşları yaptılar. Bu savaşlardan, MÖ 1286 yılında yapılan Kadeş Savaşı, dünya savaş tarihinin en önemli savaşlarından birisi olarak anılmaktadır.
Frigyalılar - Midas’ın Kulakları
Anadolu’nun en köklü devletlerinden biri olan Hititler, MÖ 1200 yıllarında düşmanlarının saldırıları sonucu yıkıldı. Hitit Devleti’nin yıkılmasından hemen sonra yeni kurulan devletlerden biri de Frigya Devleti’ydi. Frigya Devleti yaklaşık dört yüz-beş yüz yıl kadar yaşadı. Eski Yunanlılar, bölgede yaşayan insanlara Frig diyorlardı. Bu yüzden bölge insanlarının kurduğu devlete de Frigya Devleti adı verildi. Günümüzde Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Denizli illerinde izlerine rastlanan Frigler, bize çok değerli tarihi eserler bıraktılar.
Lidyalılar – En Mutlu İnsan
Hikâyemiz Manisa’da geçiyor. Ege bölgesinin bu ünlü kentinde çok eskiden Lidya Devleti vardı. Devletin başkenti Sard kentiydi. Sard, görkemli yapıları, mermer, mozaik işlemeleriyle günümüzde bile ayakta duruyor ve görenleri büyülemeyi sürdürüyor.
Hierapolis – Kutsal Suların Kenti
MÖ 2.yy’da Pergamon Kralı İkinci Eumenes, düşmanları Selevkosları yenerek şimdiki Denizli merkez ve Pamukkale’nin bulunduğu bölgeye egemen olmuş. Kral Yolu üstünde olması nedeniyle bu bölgenin ticari önemini hemen kavramış. Kutsal suların bol olmasından dolayı da büyük bir kent kurulursa hem ticari açıdan gelir getireceğini ve hem de sağlık açısından çok yararlı olacağını düşünmüş. Mimarlarına emir vermiş. O zamana kadar küçük bir köyün bulunduğu bu yere gelen Pergamos’un ünlü mimarları, yüz dekar alana kent merkezini kurmuşlar. İkinci Attalos, kente sevgili eşi Hierai’nin adını vermiş: Hierapolis...
Kimmerler – At ve İnsan
Tarih sahnesine MÖ iki bin yıllarında çıkan Kimmerler, Kırım, Kuban, Dinyeper, Don, Kiev, Poltava, Volga, Ural-Altay, Kafkaslar, Macaristan, Balkanlar ve Anadolu gibi çok geniş bir coğrafyada başta kurganlar olmak üzere birçok balbal, bark ve eserler bıraktılar. Barbar diye algılatılmaya çalışılan Kimmerlerin, insanlığın uygarlık değerlerine önemli katkılar yaptığı son yüzyılda daha iyi ortaya çıktı.
Karyalılar – Anadolu’nun Denizci İnsanları
Eski bir Mısır yazması şöyle der: "Karya’lar, denizin yüreğindeki adalarda yaşayan insanlardır.” Denizci ve savaşçı özellikleri öne çıkan Karyalılara, komşu ülkelerdeki halklar kısaca “Karlar” diyordu. Bronzdan silahlar satan Karyalı gemiciler aynı zamanda iyi savaşçılardı. Fırsat buldukça adalara, Helen anakarasının kıyılarına saldırıyor, yağma yapıp dönüyorlardı. Zamanla adalarda ve Ege'nin karşı sahillerinde korkulan insanlar oldular. Tarihin ilk paralı askerleri onlardı ve düşmanları bile onları kiralamak isterdi.
Bergama – Parşömen Kâğıdının Ülkesi
Pergamon; ilkçağların dünya incisi kentlerinden biriydi. Dünyanın en değerleri heykelleri, mermer işçiliğinin en mükemmeli bu kentteydi. Tıp bilimine uygun ilk hastane burada açılmıştı. Keçi derisinin işlenerek üzerine yazı yazılmasına uygun hale gelmesiyle oluşan parşömen bu kentte bulunmuştu. Pergamon, ilkçağda da yakınçağda da acımasızca yağmalandı. Yakın çağlardaki yağma, Alman mühendis Carl Humann’ın 1865’de gelişiyle başladı. Carl Humann, yağmanın büyük ödülü olan eşsiz Zeus Sunağı’nı, parça parça Almanya’ya götürdü.
Efes – Harikalar Diyarı
İzmir Aydın demiryolu hattının yapımının ve işletmesinin ayrıcalığını Osmanlı yönetiminden alan İngilizler hemen çalışmaya başlamışlardı. Ayasulug'a (İzmir'in Selçuk ilçesi) sürekli İngilizler geliyor ve ölçümler yapıyorlardı. Gelenlerden biri de mühendis Wood'tu. Çocukluğundan beri arkeolojiye meraklı olan Wood, bu toprakların geçmişte dünyanın en zengin uygarlıklarından birine ev sahipliği yaptığını okumuştu. Okuduğu kaynaklardan bir tanesi, dünyanın yedi harikasından biri olan ARTEMİS TAPINAĞI'nın EFES'te olduğunu yazıyordu. Wood'un, demiryolu yapımına katılmasının nedeni de bu tapınağı bulmaktı. Wood ARTEMİS TAPINAĞI'nı bulabilecek miydi?
Klasikler Seti 1 (7 kitap)
Aurélia
Gérard de Nerval
“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”
Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.
Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.
Beyaz Geceler
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”
Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.
Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka'yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”
Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler zarif ve yalın üslubuyla insan ruhunda derin bir iz bırakıyor.
Dönüşüm
Franz Kafka
“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”
Bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlayan Dönüşüm, keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan eseridir.
Köpeklerin Sohbeti
Miguel de Cervantes
Talihsiz bir evlilik yüzünden hastaneye düşen bir teğmen hasta yatağında yatarken sokakta iki kişinin konuştuğunu duyar. Sohbetin çekiciliğine kendini iyice kaptıran teğmen konuşanların aslında hastanenin bekçi köpekleri olduğunu anlar ve bu mucizevi sohbeti kağıda aktarır.
Bir süreliğine konuşma kabiliyeti kazanan iki köpek başlarından geçenleri anlatırken insanlığın derin mevzularına değinirler: ahlak, yozlaşma, dedikodu, haset, talih, onur, sinsilik, tahakküm...
Cervantes’in yaşadığı dönem ve ülke üzerine yoğun bir hiciv içeren bu uzun öyküsü, bütün bir insanlık tarihinin (ve muhtemelen geleceğimizin de) güzel bir eleştirisine dönüşüyor.
Palto
Nikolay Gogol
Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”
“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy
Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.
“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”
Dostoyevski
“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”
Vladimir Nabokov
Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü
Adelbert von Chamisso
“Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır.”
Modern insanın çaresizliğinin masallara özgü bir üslupla aktarıldığı Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü, sonsuz bir servet elde etmek adına Şeytan’a gölgesini satan Peter Schlemihl'in diğer insanlar tarafından aşağılanıp dışlanmasını anlatır. Adelbert von Chamisso'nun edebiyat tarihine damgasını vuran bu eşsiz hikayesi, aradan geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ geçerliliğini koruyor.
“Damgalanmış ve dışlanmış bir adamın çektiği ızdırapların derin bir tasviri.”
Thomas Mann
Satranç
Stefan Zweig
Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle kanaatkârlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz...
New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko
Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranççı bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.