XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS

Yağcılıkta 52 Yıl

147.00
Metin Yurdagül, Henkel Turyağ’da yirmi beş yılı aşkın süreyle çeşitli görevlerde bulunduktan sonra, 1992’de Ülker Grubu’na katılarak Besler Yağ ve Margarin Fabrikasını kurdu. Besler Genel Müdürlüğünü takiben Ülker Grubu’nun çeşitli şirketlerinde genel müdürlük, icra kurulu üyeliği, gıda grubu başkanlığı ve yedi yıl süreyle de Grup sözcülüğü görevlerinde bulundu. Halen, gıda sektörünün güçlü derneklerinden Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği'nin Başkanı olarak gıda endüstrisinde bilgi kirliliği ile mücadelede aktif rol alan Metin Yurdagül, Yağcılıkta 52 Yıl kitabında yöneticiliğin, pazarlamanın, iletişimin, mutlu bir aileye sahip olmanın ve insan ilişkilerinin inceliklerini anlatıyor. Metin Yurdagül’ün her biri aslında ayrı uzmanlık isteyen alanlarda başarı sağlamasının nedeni, bence kendisini sürekli gelişmeye, değişmeye, öğrenmeye ve çalışmaya adamasıdır -ki bu az bulunan bir niteliktir-. Bu nedenle ifade etmek isterim ki, kendisi yöneticilik hayatımda çalıştığım en iyi profesyonellerden biri oldu. - Murat Ülker / Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Sihirli Ağaç Evi 1 – Dinozorlar Vadisinde

184.00
Sihirli Ağaç Evi ile sen de macera dolu bir dünyaya dal! Tıpkı dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca çocuk gibi. Her şey, Tim ve Lea’nın ormanda içi kitaplarla dolu bir ağaç evini keşfetmesiyle başladı. Lea’nın her şeyi kurcalama huyu sayesinde gerçeği fark etmeleri çok uzun sürmedi: Sihirli bir ağaç evi bu. Zamanda yolculuk yapmak için bir giriş kapısı. Nasıl olduğunu bile anlamadan kendilerini dinozorlar çağında buldular. İlginç ve devasa yaratıklarla dolu bu dünyada gezinmek heyecan vericiydi. Ta ki öfkeli bir Tyrannosaurus rex ile burun buruna gelene kadar. Peki ama eve nasıl dönecekler? Macera başlasın! Küçük okurları hem okumanın keyfiyle hem de tarihteki farklı kültürlerle tanıştıran Sihirli Ağaç Evi serisi bu yönüyle sadece dünyanın dört bir yanındaki çocukların değil, anne babalar ve eğitimcilerin de gözdesi oldu. New York Times çoksatanlar listesinde bir numaraya kadar çıkan ve beş yıldan uzun bir süre bu listede kalmayı başaran bu ödüllü seri 33 dilde 130 milyondan fazla sattı.

Hoşnutsuz

240.00
“Zeki, sürükleyici ve fazlasıyla komik.” —Ayşegül Savaş Marisa otuzlarının başında, Madrid’de şık bir evde oturuyor, reklam ajansında çalışıyor ve işinden nefret ediyor. Bir iş gününü ancak YouTube videoları ve sakinleştiricilerden oluşan özenle hazırlanmış bir kokteyl sayesinde atlatabiliyor. Sadece işini değil, patronunu, mesai arkadaşlarını, kurumsal dile bandırılmış e-postaları, üzerinde “birlikte daha güçlüyüz” yazan kupaları... hiçbirini sevmiyor. Yine de her pazartesi sabahı çantasını omzuna takıp işe gidiyor çünkü bir şeyleri itiraf etmek, bir şeyleri değiştirmek daha zor. Şirketin düzenlediği bir takım ruhu kampı yaklaşırken, Marisa’nın kırılgan dengesi de sarsılıyor. Bir hafta sonunu iş arkadaşlarıyla geçirmek, yıllardır itinayla cilalanmış sosyal maskesinde ilk çatlakları yaratıyor. Bastırdığı geçmiş, bastıramadığı öfke ve artık bastırılamayacak kadar büyümüş bir bıkkınlık, sonunda tokat gibi yüzüne çarpıyor – yalnızca onun değil, etrafındakilerin de. Hoşnutsuz, modern hayatın içten içe kemirdiği ruhlara, görünmeyen yorgunluklara, güçlü görünmek zorunda hissedenlere dair zekice yazılmış, sarsıcı olduğu kadar eğlenceli de bir roman. Beatriz Serrano, başarı, yalnızlık ve aidiyet gibi kavramları incelikli bir mizahla sorgularken, okuru kendi hoşnutsuzluklarıyla göz göze getirmekten çekinmiyor. “Serrano, ayrıntılara büyük bir incelikle yaklaştığı, etkileyici ve son derece komik üslupla yazıyor. Kesinlikle muhteşem!” —Danya Kukafka "Günümüz insanının kronik hoşnutsuzluğuna dair iğneleyici gözlemler ve zekice esprilerle dolup taşıyor. Serrano’nun anlatıcısı varoluşsal bir girdabın içinde kıvranıyor olsa da, romanı eğlenceden asla ödün vermiyor. Enerjik, canlı ve çarpıcı biçimde inşa edilmiş bu ilk roman, büyük bir yeteneğin habercisi."
—Pizza Girl’ün yazarı Jean Kyoung Frazier “Başarının tek yol olduğuna inandırılmış bir kuşağın yakıcı bir yansıma... Bolca mizah ve okuru sersemleten punk bir final.”
—Glamour  “İçinde yaşayanların ruhunu sömürmekten çekinmeyen bir iş dünyasının hem net hem de can acıtıcı bir röntgeni... yılın en çarpıcı edebi çıkışlarından biri.”
—Harper’s Bazaar “Gerçekten çok komik – her cümlesi incelikle kurulmuş, keskin gözlemlerle dolu. Marisa’ya en başından bağlandım.”
—Daily Mail

Antigone / Hepsi Sana Miras serisi

203.00
"Sen mi yaptın?" dedi kral. Antigone başını kaldırdı ve dosdoğru kralın gözlerinin içine baktı. "Hiçbir şeyi inkâr etmiyorum," dedi. "Yasadan ve yasayı çiğnemenin cezasından haberin vardı, değil mi?" dedi kral. "Herkesin haberi var," dedi Antigone. "Ama yine de çiğnedin yasayı?" dedi kral. "Tanrı değilsin sen," dedi Antigone. Ölen ağabeyinin cesedini defnedip ruhunu huzura kavuşturmak isteyen ve bu uğurda amcası Kral Kreon'un emirlerine karşı gelmeyi bile göze almış Prenses Antigone'nin destansı öyküsünü, ünlü yazar Ali Smith bize şehrin surlarına tünemiş bir karganın gözünden anlatıyor. On kitaplık HEPSİ SANA MİRAS serisinin yedinci kitabında, Sofokles ile özdeşleşmiş ünlü tragedya Antigone'nin öyküsünü, çağdaş edebiyatın önemli isimlerinden, kitapları Türkçe dahil pek çok dile çevrilmiş Ali Smith anlatıyor, Laura Paoletti ise resimliyor.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE

Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

930.00
Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri Murat Küçük “Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.” Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece? Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi... Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor. Gezi Ruhu ve Politik Teori Murat Özbank 2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir "ruh" dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye'de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı? Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor. Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, "Gezi Ruhu"nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde... WEBER'DEN ARENDT'E GEZİ'DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET ERDOĞAN'DAN SCHUMPETER'E GEZİ'DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET GEZİ'DEN HABERMAS'A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne? İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor. Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor. “Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.” -Michael Taussig “İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.” -Bernard E. Harcourt “Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil... gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.” -W. J. T. Mitchell Marcel Duchamp ve İşin Reddi Maurizio Lazzarato Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem! “Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek. Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?” “İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi. Marx Okumak Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor. Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza. “Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.” Kojin Karatani “Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.” Todd McGowan, Vermont Üniversitesi Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler Michael Albert “Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.” “Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.” Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor. Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz? Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız? Kendimizi nasıl örgütleriz? Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz? İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler? Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?” “Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.” Bill Fletcher, Jr. Rota Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız? Bruno Latour “Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?” Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor. Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.

Gök Bilimci Ne Yapar?

195.00
Uçsuz bucaksız gökyüzünde kim bilir neler var... Geceleri gökyüzüne bakıyor musun? Yıldızlar nasıl da parıl parıl parlıyor. Peki ya gözle göremediklerimiz? Neyse ki gök bilimci var! Gök bilimci geceleri gözlemevine çıkıyor, yıldızları izliyor. Dev teleskoplar kullanarak gökyüzünü inceliyor ve bize uzaydaki diğer gezegenler hakkında bilgi veriyor. İşi gerçekten de çok havalı, öyle değil mi? İŞTE SANA GÖK BİLİMCİLER VE İLGİNÇ MESLEKLERİ HAKKINDA HARİKA BİLGİLERLE DOLU BİR KİTAP.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE

Tıbbi Mucizeler

280.00
Modern tıp tarihine genel bir bakış sunan heyecan verici bir kitap. Alanında bir temel eser. Tıp Tarihinden Yaşamı Değiştiren 100 Gelişme Dr. Rosalyn S. Yalow, Nobel Tıp Ödülü sahibi "En temel bilimsel kuralların yeniden tartışıldığı günümüzde, bilimi kutlama amacını taşıyan bir kitap okumak insanın yüreğine su serpiyor. Tıbbi Mucizeler bilimsel anlayışın hayatlarımızı nasıl değiştirdiğini gözler önüne seren oldukça etkileyici bir araştırma. Ayrıca kısa, eğlenceli ve bilgilendirici biyografiler kaleme alma konusunda da çok iyi bir örnek kitap." Peter Rothberg, The Nation "..Olağanüstü bir kitap. Fazlasıyla kolay okunur, bilgilendirici, açık fikirli ve düşündürücü." William T. Golden, "American Museum of Natural History" Onursal Başkanı "Tıbbi Mucizeler, tıptaki gelişmeleri yanyana dizen basit derlemelerden biri olmaktan çok, sağlık, hastalık, tedavi ve hekim kavramlarını sosyal, kültürel ve insani boyutlarıyla ortaya koyan, bugünü daha iyi anlamak için kurgulanmış, sizi düşünmeye itekliyen bir belgesel çalışma." Journal of the American Medical Association (JAMA) Bugün belki farkında olmasak da, torunların düğününü görmek sadece 200 yıl önce bile bir mucizeydi. Bugün ise tıp biliminde yaşanan sürekli gelişim sayesinde biraz şans yeterli. Tıbbi Mucizeler bilimin insan yaşamı üstünde yarattığı tartışılmaz değişimin ve adım adım bugüne gelişimizin öyküsünü sunuyor. Bizi Hipokrat, Galen, Antonie van Leewenhoek, Gregor Mendel, Lady Mary Wortley Montagu, Louis Pasteur, Florence Nightingale, Oswald Theodore Avery, Harold Varmus gibi insanlık üzerinde etkileri hâlâ hissedilen önemli isimlerle tanıştırırken, modern tıbba yaptıkları mucizevi katkıları ortaya çıkartırken onları motive eden sebepleri araştırıyor. Doktor-hasta ilişkisi, hastalık teorileri, aşı, kök hücreler, immünoloji, genetik tanı ve tedavi gibi önemli buluşlara ışık tutarken bu buluşların altında yatan sanat ve bilimi de mercek altına alıyor. Kitaptan... Çiçekten korunma için lezyonlardan alınan kurutlarla yapılan variolasyon yöntemi Avrupa'ya İstanbul'da İngiliz Elçisi olan Lord Montague'nin eşi Lady Mary W. Montague aracılığıyla İstanbul'da gözlediği uygulamalar sonucu getirildi. El yıkamanın önemini meslektaşlarına bir türlü anlatamayan Semmelweis 1865'te bir akıl hastanesinde hayatını kaybetmiştir. Şimdi ise Viyana'da onun adını taşıyan bir hastane bulunmaktadır. Galen tıbbında kalbin odacıklarının 3 tane olduğu zannediliyordu, anatomik diseksiyon başlamış olmasına rağmen bu sanının çürümesi 1300 yıl sonunda olabildi. Yüzyıllar boyunca kimse odacıkları saymayı akıl etmedi.
Bilgiler ve Uyarılar:
  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.

245.00
YILIN EN İYİ ROMANI SEÇKİLERİNDE Vogue – New Yorker – Boston Globe – New York Times “Tasviri imkânsız... Etrafınızdaki duvarları yerle bir edecek.” -Flavorwire Başlangıçta yeterince genç, yeterince sersemdirler; kendilerinden ve birbirlerine olan aşklarından emin. Belirsizlikler bile heyecan vericidir. Evlenirler, çocukları olur ve aile hayatının olağan afetleri onları da bulur – kolik bir bebek, sendeleyen ilişki, pili bitmiş tutku. Yeterince yok sayıp duvara toslayınca kadın –ki artık kendinden eş diye bahsetmektedir– geçmişe döner ve Kafka’nın, Stoacıların, hatta talihsiz Rus kozmonotların rehberliğinde onları bu noktaya getiren adımların izini sürmeye başlar. Ta ki neleri tamamen kaybettiklerini ve ellerinde ne kaldığını bulana dek. Jenny Offill’in pek çok dile çevrilen ve eleştirmenler tarafından yılın en iyileri arasında gösterilen romanı EŞ kırık dökük bir aşk hikâyesi. Bir oturuşta bitirebileceğiniz ama yankısı zihninizde asılı kalacak güçte bir roman.

Renkli Genetik Atlası

789.00
  • Boyut: 13,5*19,5
  • Sayfa Sayısı: 475
  • Basım: 4
  • ISBN No: 9786053554493
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION

Aşırı Düşünme Kitabı

180.00
Aşırı düşünmek… Uzun uzun düşünmek… Endişelenmek… Psikolog Gwendoline Smith, birçok insanın muzdarip olduğu bu yaygın kaygı biçimini araştırıyor ve faydalı önerilerde bulunuyor. Gwendoline Smith, olumlu ve olumsuz aşırı düşünme kavramlarını ayırarak, endişe hakkındaki gerçeği ve sizi engelleyen düşünce virüsleriyle nasıl başa çıkılacağını anlaşılır bir dille anlatıyor. Birçok örnek, anekdot ve karikatürün yer aldığı Aşırı Düşünme Kitabı, kafanızda neler olup bittiğini anlamanıza yardımcı olacak ve sorunlarınızı ele alıp çözebilmeniz için güçlü stratejiler sunacak. Bilişsel davranış teorisine dayanan bu kitap, kişisel yaşamınızdan ilişkilerinize, işinize kadar hayatınızın tüm alanlarında kaygılı düşünce kalıplarıyla savaşmanıza rehber olacak eşsiz bir kaynak.

Dinozorlar Çıkartmalı Etkinlik Kitabı 1

122.00
Bir zamanlar dünyaya egemen olan dinozorlarla ilgili aktivitelere hazır mısın? Bu kitapta birçok etkinlik, oyun, nokta birleştirmeler, boyamalar, labirentler, aradaki farkı bulmalar, rengârenk çıkartmalar ve dinozor desenleri bulacaksın! Ayrıca bazı dinozor türleri ve isimleriyle ilgili bilgiler de var. Eğlenirken hem öğrenecek hem de yaratıcılığını kullanacaksın!

Babil’in Kadınları

290.00
Babil'in Kadınları: Mezopotamya'da Toplumsal Cinsiyet ve Temsil Zainab Bahrani Babil'in Kadınları Antik Mezopotamya'daki hâkim kadınlık mefhumunu inceleyen hem tarihsel hem de sanat tarihsel bir çalışmadır ve bu topluma özgü, Batılı kurucu söylem tarafından inşa edilmiş kadınlık kavramına eleştirel bir yaklaşım getirmektedir. Zainab Bahrani bu kültürün cinselliği ve toplumsal cinsiyet rollerini temsil üzerinden nasıl düşündüğünü çözümlerken, benzer birçok çalışmanın bağımlı olduğu eril iktidar/dişi tabiiyet gibi basit ikilikleri de sorunsallaştırıyor. Bu sayede, mevcut tanımların kadınların yaşanmış deneyimleriyle aslında örtüşmediğini, kadını eril öznelliğin nesnesi olarak konumlandırdığını göstermiş oluyor. "Babil’in Kadınları toplumsal cinsiyet, göstergebilim, yapıbozum, psikanaliz ve tarihsel eleştiri bağlamındaki çağdaş eleştirel teorilerde zemin bulan kadınlık temsilleri hakkındaki bir çalışmadır ve bu alanlar, bir bütün olarak, sadece bu geçmiş kültürün araştırılmasını beslemekle kalmayıp aynı zamanda kendi payımıza geçmişi nasıl adlandırdığımızla yüzleşen metodolojik bir ağ oluşturur."

Işınlanma Kazası

245.00
Uzun zaman seks yapmayınca, başına gelebilecek en kötü şeymiş buymuş gibi gelir insana. Hâlbuki 1930’larda Almanya’da yaşıyorsanız, görebileceğiniz en kötü şey büyük ihtimalle bu değildir. Ancak tarihsel gerçekler bile Egon Loeser için teselli olamadı; cinsel talihsizlikleri onu Berlin’in deneysel tiyatro sahnesinden Paris’in absent barlarına, oradan da Los Angeles’ın fizik laboratuvarlarına savururken kahramanımız şu iki gizemi çözme peşindeydi: Rönesans döneminin en büyük sahne tasarımcısı ve aynı zamanda Loeser’ın idolü olan Adriano Lavicini, Şeytan’la girdiği işbirliği sonucu mu ölmüştü ve Loeser gibi yakışıklı, akıllı, hoş, mütevazı biri neden, kırk yılda bir de olsa, biriyle yatmayı beceremiyordu? BOKSÖR BÖCEK’in yazarından, “içinde olduğu dönemin farkında olmayan” bir tarihsel roman geliyor. Bu aynı zamanda bir kara roman, ama ışıkları sonuna dek açıyor. Bir aşk romanı, ama romantik akşam yemeğine sarhoş geliyor. Bir bilimkurgu romanı, ama “izotop”un ne olduğunu hatırlayamıyor. Seks hakkında, şiddet hakkında, uzay-zaman hakkında, tarihle başa çıkmanın en güzel yolunun onu görmezden gelmek olduğu iddiasında, sonunu tahmin bile edemeyeceğiniz, son derece eğlenceli bir roman.
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS

Vay Be Dünya! – Doğruluk mu? Uyduruk mu? 
İki Yanlış Bir Doğru

185.00
Onlarca farklı konuda yüzlerce bilimsel iddia. Kimi doğru, kimi uydurma! Senin görevin her başlıkta uydurmaları elemek ve doğru olanı bulmak. Sorun şu: Doğru iddia çoğu zaman uyduruklardan çok daha uçuk, çok daha VAY BE’lik. O kadar ki, inanmazsın diye arka sayfasına bilimsel açıklamasını ekledik. *** İster tek başına, ister arkadaşlarınla ister ailenle okuyabileceğin Doğruluk mu? Uyduruk mu? İki Yanlış Bir Doğru, mizah ve büyüleyici bilim gerçekleriyle dolu bir oyun kitabı. Her bölümün sonundaki yaratıcılığını zorlayacak ev tipi deneyler de cabası!

Antarktika Hariç!

201.00
Kaplumbağalar her kıtada yaşar… ANTARKTİKA HARİÇ! Ama bu durum değişmek üzere! Dünyanın her köşesinde her hayvan türünden en az bir tane bulabiliriz, değil mi? Mesela her kıtada bir kaplumbağa vardır herhalde. Pek öyle değil! Antarktika kıtasında hiç kaplumbağa yok! Baykuş da... Yılan da... Hele böcek hiç yok! En azından şimdilik... Peki bu gerçeği kabullenmeyen azimli bir kafile Antarktika’ya gitmeyi kafaya koysa başlarına neler gelir sizce? Hiçbir şeyin planlandığı gibi gitmediği bir doğa belgeseline hoş geldiniz. Antarktika Hariç!, kararlılık ve şansını zorlamak üzerine neşeli bir hikâye. Hayvanlar ve dünyamıza dair ilginç ve eğlenceli bilgiler de cabası! ALA YILIN KİTAPLARI SEÇKİSİ 2022

Lüzumsuz Adam

70.00
Lüzumsuz Adam, yalnızca bir hikâye kitabı değil, aynı zamanda insan ruhunun bir portresidir. Sait Faik’in kalemiyle sıradanın içinde saklı olan büyüyü keşfetmeye davet eden bu eser, okuyucuyu hem bir içsel yolculuğa çıkarır hem de hayatı daha farklı, daha duyarlı bir şekilde görmeye teşvik eder. Bu kitabı okurken, Sait Faik’in “Yazmasaydım çıldırırdım” dediği bir dünyaya konuk olacaksınız. Onun anlattığı karakterlerin yaşantılarına, sevinçlerine, hüzünlerine ve yalnızlıklarına tanık olurken, aslında hepimizin birer “lüzumsuz adam” olabileceğimizi fark edeceksiniz. Bu farkındalık hem insan olmanın hem de edebiyatın bir mucizesidir.

Art Modern Dünya Küresi: Fantastik, 30 cm, Işıksız

1,250.00
Yeryüzü dağlarını, ovalarını, nehirlerini, kısaca fiziki durumunu gösteren ürünümüzü, hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz. ESTETİK: Modern seri ürünlerimiz grafik, eksen ve ayak tasarımlarıyla bütüncül ve yeni bir estetik yaklaşıma sahiptir. Geliştirmiş olduğumuz yeni üretim teknolojimiz sayesinde demonte yapıya sahip olan yeni serimizde ekvator çizgisinin ışıklandırılması tasarımın güzelliğini ön plana çıkarmaktadır. ÇEVRE DOSTU: Gürbüz Yayınları olarak tüm ürünlerimizde orijinal ham madde kullanarak sebep olunabilecek çevresel sorunları kendi bünyemizde minimize ettiğini taahhüt ediyoruz. Aynı zamanda modern seri ürünlerimizin demonte yapısı sayesinde, paketleme ve stoklama organizasyonlarında daha az karton ambalaj kullanarak yeşili koruyan çevre dostu bir tutumu destekliyoruz.
  • Harita Türü: Fantastik
  • Çap: 30 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION

Dünya Küresi: Fiziki ve Siyasi, 33 cm, Işıklı

Işığı kapalı vaziyette yeryüzünün dağlarını, ovalarını, nehirlerini kısaca fiziki durumunu gösteren küremiz, ışığı yanınca dünya ülkelerini gösteren “Siyasi Küre” görünümüne kavuşmaktadır. Öğrenciler ve öğretmenler için mükemmel bir eğitim materyali olan küremiz aynı zamanda şık bir aksesuar özelliği taşımaktadır.
  • Harita Türü: Fiziki ve Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıklı

Dünya Küresi: Fiziki, 33 cm, Işıksız

Yeryüzü dağlarını, ovalarını, nehirlerini, kısaca fiziki durumunu gösteren ürünümüzü, hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Fiziki
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız

Dünya Küresi: Siyasi, 33 cm, Işıklı

Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini kısaca siyasi durumlarını gösteren "Işıklı Siyasi Küre"yi hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıklı

Dünya Küresi: Siyasi, 33 cm, Işıksız

Yeryüzündeki tüm ülkeleri, sınırlarını, başkentlerini, önemli şehirlerini kısaca siyasi durumlarını gösteren "Işıksız Siyasi Küre"yi hem gerçek bir eğitim materyali hem de şık bir aksesuar olarak kullanabilirsiniz.
  • Harita Türü: Siyasi
  • Çap: 33 santimetre
  • Işık Durumu: Işıksız
XTEMOS ELEMENT

AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL