XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS
Baba Yaga’nın Ormanında: Rusya’dan Masallar
Zamansızdır masallar
Elimizden tutup bizi hayali diyarlarda gezmeye çıkarırlar
Bekler orada gizemli insanlar, efsanevi yaratıklar, sihirli olaylar
Çeşit çeşit renkler, duygular
Bu kitap dizisinde dünyanın dört bir yanından en güzel masallar bir araya geldi. Farklı farklı çizerler de hepsini resimledi.
Soğuk Rusya gecelerinde çocukların içini ısıtan masallar anlatılırmış. Bu masallardan bazıları bu kitapta toplanmış. Cadı Baba Yaga, kurbağa prenses, oyuncu ayı, oğlak çocuk ve daha nicesi bakalım neler yapmış?
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE

A Clergyman’S Daughter (George Orwell)
A Clergyman's Daughter is a 1935 novel by English author George Orwell. It tells the story of Dorothy Hare, the clergyman's daughter of the title, whose life is turned upside down when she suffers an attack of amnesia. It is Orwell's most formally experimental novel, featuring a chapter written entirely in dramatic form, but he was never satisfied with it and he left instructions that after his death it was not to be reprinted. Despite these instructions, Orwell did consent to the printing of cheap editions "of any book which may bring in a few pounds for my heirs" following his death.
Intimidated by her father, the rector of Knype Hill, Dorothy performs her submissive roles of dutiful daughter and bullied housekeeper. Her thoughts are taken up with the costumes she is making for the church school play, by the hopelessness of preaching to the poor and by debts she cannot pay in 1930s Depression England. Suddenly her routine shatters and Dorothy finds herself down and out in London. She is wearing silk stockings, has money in her pocket and cannot remember her name. Orwell leads us through a landscape of unemployment, poverty and hunger, where Dorothy's faith is challenged by a social reality that changes her life.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE
Fashion
Babil’in Kadınları
Babil'in Kadınları: Mezopotamya'da Toplumsal Cinsiyet ve Temsil
Zainab Bahrani
Babil'in Kadınları Antik Mezopotamya'daki hâkim kadınlık mefhumunu inceleyen hem tarihsel hem de sanat tarihsel bir çalışmadır ve bu topluma özgü, Batılı kurucu söylem tarafından inşa edilmiş kadınlık kavramına eleştirel bir yaklaşım getirmektedir.
Zainab Bahrani bu kültürün cinselliği ve toplumsal cinsiyet rollerini temsil üzerinden nasıl düşündüğünü çözümlerken, benzer birçok çalışmanın bağımlı olduğu eril iktidar/dişi tabiiyet gibi basit ikilikleri de sorunsallaştırıyor. Bu sayede, mevcut tanımların kadınların yaşanmış deneyimleriyle aslında örtüşmediğini, kadını eril öznelliğin nesnesi olarak konumlandırdığını göstermiş oluyor.
"Babil’in Kadınları toplumsal cinsiyet, göstergebilim, yapıbozum, psikanaliz ve tarihsel eleştiri bağlamındaki çağdaş eleştirel teorilerde zemin bulan kadınlık temsilleri hakkındaki bir çalışmadır ve bu alanlar, bir bütün olarak, sadece bu geçmiş kültürün araştırılmasını beslemekle kalmayıp aynı zamanda kendi payımıza geçmişi nasıl adlandırdığımızla yüzleşen metodolojik bir ağ oluşturur."
Hollanda Evi
Bazen evler hayatımızın tam merkezine oturur, hatıralarımızın temel taşı olur. Ama ya bir ev, hayatınızdaki en büyük pişmanlığın da kaynağıysa?
Maeve ve Danny… İki kardeş, Pennsylvania’daki ihtişamlı Hollanda Evi’nde geçen bir çocukluk... Babalarının ani ölümüyle bu muazzam malikâneden haksızca sürülen kardeşler, geçmişin hayaletleriyle yüzleşirken hırs, kıskançlık, aşk ve affetmenin ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorlar. Fakat geriye bakmak, geleceği kurmalarına engel olabilir mi?
Ann Patchett’in derin insan gözlemleri ve büyüleyici anlatımıyla örülen Hollanda Evi, aile sırları, sadakat ve sevginin sınavına dair etkileyici bir roman. Peki ya siz, hayatınızdaki en büyük sınavı vermeye hazır mısınız?
Bu hikâye kalbinize dokunacak ve sizi unutamayacağınız bir yolculuğa çıkaracak. Hollanda Evi ile zamanın nasıl akıp gittiğini unutacak, kendinizi bu karmaşık ve büyüleyici ailenin içinde bulacaksınız.
“Patchett, her zaman yaptığı gibi bizi edebiyattan çok hayata benzeyen bir gerçeğe götürüyor.”
The Guardian
“Ann Patchett’in kurgusunu okurken mucizeler bekleyebilirsiniz.”
New York Times Book Review
“Patchett, usta bir hikâye anlatıcı.”
O, the Oprah Magazine
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin Felsefesi
Frédéric Gros
“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”-Henry David Thoreau
Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?
Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION

Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası
29 Nisan 1986 sabahı Los Angeles Halk Kütüphanesi’nde bir alarm duyuldu. Bir süre sonra binadan kaçan kütüphane çalışanları bunun normal bir yangın alarmı olmadığını fark etti.
Yangın söndürüldüğünde, dört yüz bin kitap kül olmuştu, yedi yüz binden daha fazla kitap ise okunmayacak haldeydi. Olaydan 30 yıl sonra hâlâ aydınlatılamayan bir şey vardı: Biri kasıtlı olarak mı yakmıştı kütüphaneyi?
Ödüllü New Yorker muhabiri ve New York Times’ın en çok satan yazarı Susan Orlean, kütüphanelerin ve kütüphanecilerin hikâyesini büyüleyici ve benzersiz şekilde anlattığı Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası’nda Los Angeles Halk Kütüphanesi yangınına ve sonrasındaki olaylara odaklanıyor. Ayrıca ülke çapında ve dünyanın dört bir yanındaki kütüphanelerin evrimine değiniyor ve otuz yıl önce söz konusu kütüphaneye ateş açtığından şüphelenilen sarı saçlı aktör Harry Peak’i yeniden inceliyor. Geçmişten günümüze, kütüphane yöneticiliği yapmış birçok ilginç karakterle tanıştırıyor bizi. Orlean’ın zekâ, içgörü, merhamet ve derin araştırma yeteneği ile kaleme aldığı Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası, bu sevilen kurumların kitaplardan daha fazlasını sağladığını, kalbin önemli bir parçası olduğunu ortaya koyan heyecan verici yolculuğudur. Kütüphaneler zihnimizin ve ruhumuzun ülkesidir.
SEMAVER
1940 yılında yayımlanan Semaver, Sait Faik’in ilk hikâye kitabı olmasına rağmen, derin gözlem yeteneği ve kendine has anlatım tarzıyla, yalnızca döneminin değil, Türk hikâyeciliğinin de temel taşlarından biri olmayı başarmıştır. Kitap, sıradan insanların yaşam mücadelelerini, sevinçlerini, kederlerini ve hayallerini sade ama sarsıcı bir dille ele alır. Yazar, hikâyelerinde süslü anlatımlardan uzak durarak, yalın ve samimi bir üslupla okuru kendi dünyasının bir parçası haline getirir.
Semaver, küçük mutlulukların, naif hayallerin ve insan olmanın doğallığını merkeze alır. Fabrikada çalışan bir genç, bir deniz kenarı balıkçısı, mahalledeki yaşlı bir kadın ya da işsiz bir adam... Sait Faik’in kaleminde hepsi ölümsüzleşir ve bizi yaşamın basitliğinde saklı olan güzelliklerle yüzleştirir.
Meditasyonun Temelleri
Meditasyon nedir? Bilimsel yöntemlerle incelenebilir mi? Kendine özgü teknikleri var mı?
Meditasyon hakkında tarihsel ve güncel bir inceleme sunan Meditasyonun Temelleri Hint, Çin ve Tibet gibi Doğu kaynaklarının yanında Batılı kaynaklardan da yararlanarak günümüz dünyasında meditasyonun kadim öğretilerdeki konumunu araştırıyor. Bu sebeple kimi zaman Anadolu ve Ortadoğu kültürlerinin unsurlarına kimi zamansa yeni bilimsel ve nörolojik bulgulara değiniyor.
Bu kitaba özel çizimlerle gösterilen duruşlar ve mudralar, meditasyon tekniklerini ana hatlarıyla ortaya koyarken mantralar, yontralar ve konsantrasyon için gerekli diğer pratikler ise meditasyonu geniş bir perspektiften ele alıp kendi yaşamımıza uyarlayabilmemizi sağlıyor.
“Meditasyon, uyku halinde her şeyden uzaklaşmak değil, tam tersine uyanıklığın en üst noktasında her şeye yakınlaşmaktır. Gerçeği, gerçekliği perdelemek değil, perdelenen gerçekliği aralamak ve saf, yalın gerçeklikle karşı karşıya gelebilmektir. Meditasyon başka dünyalara yolculuk yapıp, oralarda dolaşmak ve geri dönmek değil, o ‘başka dünya’nın çok uzaklarda olmadığını fark etmek ve o dünyayı olduğumuz yere getirmektir. Bütün ikiliklerin, dünyevilik-ruhanilik, zihin-beden gibi ayrımların ortadan kalkmasıdır.”
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL
İyi Bir Uyku Çekmenin 101 Yolu
UYKUYA DALABİLMEK İÇİN MÜCADELE Mİ EDİYORSUNUZ?
DAHA ZİNDE KALKMAK MI İSTİYORSUNUZ?
YETERİNCE DİNLENMİŞ HİSSEDEMİYOR MUSUNUZ?
Uyku yoksunluğu veya uykusuzluktan mustarip milyonlarca insandan biriyseniz, gece alışkanlıklarınızı değiştirip tazelenmiş hissetmeye başlamak mümkün.
Bu kitap, “gecelerden” doğal yollarla keyif almak isteyenler için tavsiyeler, ipuçları ve iyi dinlenmelerine yarayacak yollar öneriyor. Milyonlarca insan bu kitaptaki önerileri uygulayarak mışıl mışıl uyudu ve hayattan daha fazla zevk almaya başladı. Siz neden onlardan biri olmayasınız?