“Dedektif Vardayok Ne Var Ne Yok!” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Minik Balina – Bol Balıklı Bir Hikâye
205.00₺
Minik turuncu balıklarla dolu bir resifte yaşayan minik bir turuncu balık olmaktan çok sıkılan Gigi, bir yolculuğa çıkar ve kendini minik mavi balıklarla dolu bir resifte bulur.
Bu yeni arkadaşlarıyla tanışırken birazcık -ama sadece birazcık!- abartıp bir balina olduğunu söylemesinde ne gibi bir sorun olabilir ki?
Cesaret, arkadaşlık ve doğruluğun değerini; küçük bir balığın bile ne kadar büyük fark yaratabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri
260.00₺
TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN
Hemen herkesin sizin psikolojiniz üzerine sizden çok kafa yorduğu bir zamanda yaşıyoruz. Şampuanınızın üstündeki yazı karakterinden ofis duvarlarının rengine; sevgili seçiminizden kime oy verdiğinize; tükettiklerinizden bağımlılıklarınıza hemen her şey psikolojik araştırmaların konusu ve bunların etkisi altında şekilleniyor. Psikoloji bilimi, hakkınızda o meşhur “beni anlamadılar!” serzenişiyle kestirip atamayacağınız kadar fazlasını biliyor; insana başka türlü bakmanızı sağlayacak kadar fazlasını.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri, anlatım dilinden tasarımına kadar kolay anlaşılır olmayı hedeflemiş, şahane bir psikolojiye giriş kitabı. Duygu, düşünce ve davranışlarımızın kökenine dair biliminsanlarının yaptığı keşifleri, sonuçlarına inanmakta zorluk çekeceğimiz deneyleri ve “neden itaat ederiz?” gibi mühim soruların cevaplarını (s.97, lütfen hemen şimdi bir göz atın) paylaşıyor. İnsanı –öncelikle de kendini– tanımak isteyen herkes için güzel bir rehber.
Gökten Düşen Köpek
220.00₺
Bekçi köpeği değilim, arama kurtarma köpeği de değilim. Ben sadece… sevgi dolu bir köpeğim!
Alberto’nun yaşadığı evde hayvan beslemek yasak. Yolda yürürken gökyüzünden kafanıza düşen köpekler için istisna yapacaklarını düşünebilirsiniz ama hayır, yasak. Zaten kimin kafasına gökten köpek düşer ki demeyin, Alberto’nunkine düştü… ve Alberto onu öylece sokakta bırakıp gidemezdi. Şimdi Sardunya’yı (evet, köpeğe gerçekten de bu ismi koydu!) huysuz ev sahibine kabul ettirmek zorunda ve bunun tek bir yolu var: Onun özel yetenekli bir köpek olduğunu kanıtlamak. Tabii öyle bir yeteneği varsa!
Kitapları Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu tavsiye listesine değer görülen Fabrizio Altieri’den dostluk ve hayvan sevgisi üzerine kalpleri ısıtacak soluksuz bir macera.
Disleksili ve okumaya isteksiz çocuklar da gözetilerek özel font ve sayfa tasarımı kullanılan bu kitap, çocuklara hem heyecan dolu bir serüven yaşatıyor hem de okuma alışkanlığı kazanmalarına yardımcı oluyor.
Buzdolabındaki Mamut
270.00₺
Ekin’in başına inanılmaz bir şey geldi:
Buzdolabını açtı ve karşısında bir mamut buldu!
Annesi hemen itfaiye çağırdı.
Mamut kaçtı, onlar kovaladı.
İyi de soyu çoktan tükenmiş bir mamutun,
Ekin’in evinde ne işi vardı?
Cevap galiba Ekin’in kız kardeşi Peri’de saklı!
Michaël Escoffier’in yazdığı ve Matthieu Maudet’in çizdiği Buzdolabındaki Mamut, küçük bir çocuğun mutfağında beliren koca bir mamutla başlayan çok eğlenceli bir kovalamaca.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Matematik Fikri
260.00₺
TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN
Sıfırı kim keşfetti? Neden dakikada 60 saniye var? Sonsuz ne kadar büyük? Birbirine paralel çizgiler nerede kesişirler? Ve bir kelebeğin kanat çırpışı gerçekten de dünyanın diğer ucunda fırtınaya sebep olabilir mi?
Artık okuldayken matematikte ne kadar kötü olduğunuzdan matah bir şeymiş gibi bahsetmekten sıkıldıysanız, Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Matematik Fikri büyüleyici bir evrene giriş için harika bir fırsat. Profesör Tony Crilly, Roma rakamlarından Fermat’nın son teoremine; Oyun kuramından sihirli karelere uzanıyor; sudoku, şifre kırma, piyango ya da bileşik faiz hesabının arkasındaki temel mantığı anlatıyor; kalkülüs, istatistik ve cebirin –olur da istersek– gerçek hayatta nasıl işimize yarayabildiğini ortaya koyuyor. Matematik bundan daha keyifli olmamıştı...
Mahallemdeki İnsanlar
250.00₺
NPR Yılın En İyi Kitabı Seçkisi
2021 Shirley Jackson Ödülü Adayı
Bir hikâyeyi alın ve küçültün. O kadar küçültün ki avucunuza sığsın. Cebinizde taşıyın onu, sofranıza oturtun, uykunuzda bile yanınızda dursun. Kaybetmeyin sakın zira ne zaman ihtiyacınız olacağını bilemezsiniz.
Bu küçük öykülerle fazlasıyla tuhaf bir mahalle hayat buluyor. Kalabalık bir ailenin en küçük çocuğuna kim bakacak diye piyango çekiliyor, ihtiyar bir adamın iki gölgesi birbiriyle çekişiyor, bir apartman tüm sakinlerini küçük talihsizliklerle lanetliyor, küçük bir kız dikilecek heykelinin hayallerini kuruyor, amansız bir hastalığa yakalanan insanlar yavaş yavaş güvercine dönüşüyor, yerçekiminin kaybolmasıyla çocuklar havada süzülüyor.
Sıradanı olağanüstüne, olağanüstünü de sıradana dönüştüren Hiromi Kawakami bizi Japonya’nın en sıradışı mahallelerinden birine davet ediyor. Bazen hınzır, bazen hüzünlü ama her daim büyülü bir dünyanın kapısını aralıyor.
Bu mahallede herkesin bir hikâyesi var… ve her biri bir diğerinden daha garip.
“Kawakami’nin kendine özgü zarif, korkusuz ve becerikli anlatımı, en sıradanı bile büyülü ve gizemli hikâyelere dönüştürüyor.” –TIME
“Kawakami’nin yalın üslubunun yarattığı tekinsizliği sonuna kadar hissettiren, büyüleyici, ilgi çekici ve hoş bir kitap.” –KIRKUS
Mucizeleri Saymak
250.00₺
"...O sonbahar beni bir eğitim danışmanına götürdüler, kadın benimle ilgili bir değerlendirme yaptı. Sonra da annemle babama bir mektup gönderdi.
Mektubu okudum.
Mektupta 'üst düzeyde yetenekli' yazıyordu.
İnsanlar 'alt düzeyde yetenekli' olabilir mi?
Ya da 'orta düzeyde yetenekli'?
Ya da sadece 'yetenekli'? Muhtemelen bütün etiketler birer lanettir. Deterjan kutuları üstündekiler hariç..."
“YILIN EN İYİ KİTAPLARI” seçkilerinde
Goodreads • Amazon • NPR
Genç Willow Chance yaşıtlarından oldukça farklı ve böyle olmakla ilgili pek bir derdi yok. O, hayatındaki tüm önemli şeylerde parmağının olduğuna inandığı 7 sayısına takıntılı, çiçekli elbiseler yerine botanik bahçesi sahibi olmayı tercih eden, çaktırmadan insanları inceleyip tıbbi teşhisler koyan bir dâhi.
Bu olağanüstü tuhaf ama aynı zamanda olağanüstü sevimli kızın hayatı, anne babasını bir trafik kazasında kaybetmesiyle sarsılıyor. Yeniden başlayacak... ve yolculuğu ona eşlik edecek eşsiz karakterlerle dolu. Gerisi, gündelik mucizeler.
2013 yılında New York Times çoksatanlar listesine giren ve pek çok dile çevrilen Mucizeleri Saymak, hayatın görkemini kutlayan, şaşırtıcı, eğlenceli, nefis bir dönüşüm öyküsü. İzin verin, Willow Chance size de iyi gelsin.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri
260.00₺
TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri, Mısır piramitlerinden Guggenheim Müzesi’ne, baroktan günümüzün yeşil binalarına, mimarlık tarihindeki büyük fikirler, göz alıcı başarılar ve bunların ardındaki yaratıcı zihinlerle tanıştırıyor bizleri.
Bir binanın ne zaman sadece bir bina, ne zaman sanat olduğunu kestirebilmek, çoğu zaman bakıp geçtiğimiz binaların ardında yatan birikim ve estetiğin farkına varıp bilindik sokakları bambaşka bir gözle yürümek ve mimari tercihlerimizin yüzyıllardır yaşam tercihlerimizle nasıl örtüştüğünü görmek için harika bir rehber Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri.
Benim!
205.00₺
Selin’in bugün misafiri var! Arkadaşı Nihat oynamaya gelecek. Peki ya Nihat, Selin’in çok sevdiği oyuncak sincabıyla oynamak isterse? Olmaz! En sevdiği treni ya da arabalarıyla? Hayatta olmaz! Annesi, paylaşmak istemediği şeyleri gardıroba koymasına izin verince Selin her şeyi gardıroba kaldırmakta buluyor çözümü. Yanlış duymadınız, HER ŞEYİ… hatta herkesi!
İki kez ALMA Ödülü’ne aday olan Klara Persson ve yetenekli sanatçı Charlotte Ramel’den, sevdiklerini başkalarıyla paylaşmak (ve paylaşmamak!) üzerine komik ve öğretici bir hikâye.
“Çocuklar hem gülecek hem de paylaşmanın kendine saklamaktan çok daha eğlenceli olabileceğini fark edecekler.” –Kirkus
Mutfak Sırları
280.00₺
“Vücudunuz bir tapınak değil, bir eğlence parkı. Tadını çıkarın…”
“Pazartesileri deniz mahsulü sipariş etme!” Anthony Bourdain’in acımasızca dürüst, bir o kadar da komik bir dille anlattığı hatıralarındaki en masum tavsiyelerden biri bu. Sahil barlarından zirvedeki restoranlara, bulaşıkçılıktan büyük şefliğe, Tokyo’dan Paris’e oradan New York’a, isyanlar ve alevlerle dolu bir mesleğin sunabileceği hemen her şeyi yaşayan Anthony Bourdain, bunları anlatmaya karar verince ortaya Mutfak Sırları çıktı: mutfak kapısının ardına, aşçılık dünyasının karanlık tarafına doğru macera dolu bir yolculuk. Ağzınızı sulandıracak kadar lezzetli, gülmekten karnınızı ağrıtacak kadar eğlenceli.
Mutfak Sırları yayımlanır yayımlanmaz kült bir esere dönüştü ve Bourdain’e aşçılık kariyerinin çok daha ötesinde bir tanınırlık sağladı. Elinizdeki baskı, kendisinin ölümünden önce kitaba elyazısıyla yaptığı küçük eklemeleri, yorumları da içeren özel bir edisyon.
“Bir Stephen King romanından daha sürükleyici.”
Sunday Times
“Onun sesini duyan herkes yeni bir şeyler duyacağını, hayatta tanışamayacağı insanların hikâyesine şahit olacağını biliyordu.”
Elif Key, Cumhuriyet
Nakano Eskici Dükkânı
264.00₺
“Kawakami okuru heyecanlandırmak için havai fişeklere ihtiyacı olmadığının farkında.”
—THE JAPAN TIMES
Hitomi, civardaki bir eskici dükkânında çalışmaya başlayınca kendini sıradışı insanların arasında bulur: birkaç eş eskitmiş, muzip ve patavatsız Bay Nakano; onun hiç evlenmemiş, ressam kız kardeşi Masayo; tuhaflık derecesinde içine kapanık –ama her nasılsa Hitomi’nin gönlünü çalacak– genç Takeo; her gün dükkâna girip çıkan türlü huyda insan ve sırlarla dolu onlarca eşya. Herkesin ve her şeyin bir hikâyesinin olduğu bu dükkânda Hitomi hayatı, aşkı ve insanlar ile sırlar arasındaki zarif dansı keşfetmeye başlar.
Son dönem Japon edebiyatının parlayan ismi Hiromi Kawakami’den, bir başınayken sıradan duran ama bir eskici dükkânında yan yana geldiklerinde neredeyse sihirli bir bütün yaratan insanların –ve eşyaların– yalın, neşeli ve biraz da hüzünlü öyküsü.
“Kawakami, bize özüne kadar damıtılmış imgeler, doğrudan kalbe giden cümleler ve tüm hayatları tek bir nefeste sunacak anlatım hâkimiyeti sunuyor.”
–THE NEW YORK TIMES BOOK REVIEW
“İnce ince düşünülmüş, tuhaf, arızalı ve abartısız karakterler... Yine de kitabın sonuna vardığınızda, kendinizi onları fazlasıyla önemserken buluyorsunuz.”
–KIRKUS
“İlginç, zarif, zamansız... Büyüsüne kapılmamak elde değil.”
–THE DAILY MAIL
Matt Haig Tüm Kitaplar Seti (7 Kitap)
1,586.00₺
Gece Yarısı Kütüphanesi
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”
Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?
İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.
İnsanlar
“Bu satırları okuyanlarınızın büyük çoğunluğunun, insanların bir mitten ibaret olduğuna inandığını biliyorum ama ben size onların gerçekten var olduklarını bildirmek üzere buradayım. Bilmeyenler için söyleyeyim, insan dediğimiz şey orta zekâlı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.”
Yağmurlu bir akşamda Profesör Andrew Martin, önce dünyanın en büyük matematik bilmecesini çözmeyi başarıyor, ardından sırra kadem basıyor. Nihayet bir yol kenarında çırılçıplak halde bulunduğunda, kıyafetsizlikten daha ciddi bir meselesi olduğu ortaya çıkıyor: Andrew Martin artık insanlardan tiksiniyor; görünüşlerinden de yiyip içtiklerinden de bitmeyen şiddet ve savaş arzularından da... Yabancı bir tür arasında kaybolmuş hissediyor kendini. Sevgi ve aile kavramları onda şaşırtıcı bir ilgi uyandırsa da tüm sakinlerinden nefret ediyor bu gezegenin. Newton hariç... Ama o da bir köpek işte...
Sahi, kim bu adam? Onun –ya da herhangi birinin– insanlık hakkındaki tüm fikrini değiştiren şey ne olabilir?
Son yılların en önemli romancılarından Matt Haig, onca karmaşıklığına rağmen hayatın içindeki mutluluğa ve insan doğasına dair alışılmadık bir hikâye sunuyor. İnsanlar, neşeli ve etkileyici bir üslupla “bizi” bize anlatıyor.
Nevrotik Bir Gezegenden Notlar
Dünya aklımızı zorluyor. çılgın ve gergin bir gezegen, telaşlı ve gergin insanlarını yaratıyor; politikadan vücut kitle endeksimize hemen her şey bizi dehşete düşürüyor.
Çılgın bir dünyada çıldırmadan nasıl yaşarız?
Çevremiz kesintisiz anksiyete kaynağına dönüşmüşken nasıl mutlu hissedebiliriz?
Matt Haig, haberlerden sosyal medyaya, iş ortamından bağımlılıklara çevremizi kuşatmış dış etkenlerin “nasıl hissettiğimiz” üstündeki etkisini anlamaya, dijital çağın törelerini sorgulamaya, biraz daha serinkanlı olmaya çağırıyor bizleri. Nevrotik Bir Gezegenden Notlar, anksiyete ve panik atakla uzun yıllar mücadele etmiş bir 21. yüzyıl insanından, böyle bir yüzyılda kendimizi mutlu, bütün ve insan hissedebilmek üzerine kişisel ve yaşam dolu bir bakış. Duygularımızın, sahip olduklarımız kadar mühim olduğunu gösteren, dünyadaki o pek kıymetli vaktimizi nasıl harcadığımızı değiştirebilecek bir kitap.
Rahatlama Kitabı: Suyun Üstünde Kalmamı Sağlayan Düşünceler
Hiçbir şey, pes etmeyen ufacık bir umuttan daha güçlü değildir.
Rahatlama Kitabı, zor günlerden çıkarılmış derslerin ve öyle zamanlarda biraz olsun iyi hissettirecek önerilerin bir derlemesi.
Gece Yarısı Kütüphanesi ve İnsanlar gibi sevilen kitapların yazarı Matt Haig, Rahatlama Kitabı’nda kendi deneyimlerinden öğrendiklerini, Marcus Aurelius, Emily Dickinson, James Baldwin gibi fikirleriyle ilham vermiş isimlerden edindikleriyle harmanlayarak yaşamın iniş ve çıkışları üzerine kısa ve umut dolu metinler sunuyor. Zihnin zindanlar yaratabileceğini ama yanında anahtarlarını da verdiğini gösteriyor bizlere. Mutluluğun ancak “olmanız beklenenleri” bir kenara bıraktığınızda filizlenebildiğini hatırlatarak, yaşama telaşı arasında şöyle bir yavaşlayıp, var olmanın güzelliği ve tahmin edilmezliğinin değerini bilmeyi yüceltiyor.
Bir dostun aklına, sarılmanın huzuruna –ve en kötü zamanlarda bile umudu hatırlamaya– ihtiyaç duyduğunuzda elinizde olmasını isteyeceğiniz bir kitap.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.
Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak.
İngiltere’nin en önemli yazarlarından Matt Haig’in büyükövgü toplayan, 37 dile çevrilen ve yakında Benedict Cumberbatch tarafından sinemaya aktarılacak kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları, insanın kendini kaybedip tekrar bulmasına dair güzel bir roman.
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler
"Yaşamak istiyorum. Hayatı yazmak, okumak, hissetmek; yaşamak istiyorum. Göz açıp kapayıncaya dek geçen ömrümüz süresince hissedilebilecek her şeyi hissetmek istiyorum. Depresyondan nefret ediyorum. Ondan korkuyorum. Hatta düşündükçe dehşete düşüyorum. Ama diğer yandan beni ben yapan şey de o. Ve eğer –benim için– yaşamı hissetmenin bedeli buysa, ödemeye değer."
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, dünyadaki vaktimizi en iyi şekilde geçirebilmek hakkında. Matt Haig yirmi dört yaşındayken kelimenin gerçek anlamıyla uçurumun kenarındaydı ve atlamak üzereydi. Bu kitap onun neden atlamadığının, nasıl iyileştiğinin, anksiyete ve depresyonla yaşamayı nasıl öğrendiğinin hikâyesi. Aynı zamanda, nasıl daha iyi yaşanır, daha iyi sevilir, daha iyi okunur ve daha fazlası hissedilir gibi sorulara dair iyimser ve cesaretlendirici bir keşif yolculuğu.
Haig’in zihninden geçenleri okudukça kendimizi daha iyi görüyor, içimizdeki dehlizlere inmeye daha kolay cesaret ediyoruz. Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, iyi hissetmenin mümkün olmadığını düşündüğümüzde, halimizden dolayı suçluluk duymadan, yaşama bir ucundan tutunabilmek için yazılmış alçakgönüllü bir manifesto.
“Muhteşem. Bir oturuşta bitirdim. Dokunaklı, komik, kışkırtıcı ve içten. Depresyondan mustarip olan ya da böyle birini tanıyan herkesin –yani hepimizin– okuması gerek.
S. J. Watson
“Haig’in zihinsel çöküşünün ve iyileşme sürecinin hikâyesi, depresyona dair anlatılar arasında en samimi ve yararlısı.”
Sunday Times
“Hayat kurtarabilecek küçük bir başyapıt"
Joanna Lumley
Benim Adım Lucy Barton
250.00₺
Time, Washington Post, New York Times, NPR BookPage, LibraryReads, Guardian ve Kirkus Reviews’ta YILIN EN İYİ KİTABI
“Lucy Barton artık edebiyatın ölümsüz karakterlerinden.” —BOOKER JÜRİSİ
Dışarıda ışıl ışıl Chrysler Binası, içeride, hastane odasında ise Lucy Barton ve beklenmedik ziyaretçisi. İki kadın beş gün beş gece boyunca aralıksız konuşuyor. Biri geçmişe tutunmak isterken, diğeri her şeyden uzaklaşmak istiyor. Birinin yüzünde çocukluk yıllarından kalma bir gölge, ötekinin ellerinde alışkanlıkla sakladığı bir suçluluk var. Her şey ne kadar anlatılırsa anlatılsın, bir parça hep eksik kalıyor; ne kadar yaklaşmaya çalışsalar da, aralarındaki mesafe bir türlü kısalmıyor. Beş günün sonunda sabahın ilk ışıkları Manhattan’a vururken, odadan çıkınca ikisi de başka hayatlara, başka yalnızlıklara dönecek. Ama bu iki kadının, Lucy ve annesinin paylaştıkları, konuştuklarından çok konuşamadıklarının yüküyle hatırlanacak.
Pulitzer Ödüllü Elizabeth Strout’un incelikli kaleminden dökülen bu roman, anneler ve kızları arasındaki karmaşık bağları, sınıf ayrımının derin izlerini, hepimizin hayatımızın bir noktasında hissettiği yalnızlığı ve sanatın iyileştirici gücünü ustalıkla ele alan, Lucy’nin keskin gözlem yeteneği ve derin insanlığıyla örülen, iz bırakacak bir anlatı.
“İçten ve sarsıcı... Benim Adım Lucy Barton, Strout’un insan ilişkilerinin inceliklerinde ustalaşmış güçlü bir anlatıcı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor; aile dediğimiz o karmaşık dokuyu şefkat, bilgelik ve keskin bir sezgiyle örüyor.” —GUARDIAN
“Âdeta bir şiirin yoğunluğunu taşıyor... Strout’un insan ruhunun karmaşasını sezmedeki keskinliği kusursuz.” —KIRKUS