“Middlesex” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Makine Olmak
279.00₺
5 üzerinden 4.00 oy aldı
2018 WELLCOME KİTAP ÖDÜLÜ
2017 KRALİYET AKADEMESİ BİLİM KİTABI ÖDÜLÜ FİNALİSTİ
2017 BAILLIE-GIFFORD KURGUDIŞI KİTAP ÖDÜLÜ FİNALİSTİ
Bu kitap size Jules Verne’in fantastik yolculuklarını anımsatabilir ya da engin bir hayal gücünün ürünü gibi gelebilir. Sorun şu ki, değil. Phoenix Havaalanı’nın yakınındaki kriyonik muhafaza deposunda metal silindirlerin içinde, sonsuzluğa uyanmayı bekleyen ilk insan bedenleri bulunuyor. Ünlü mucit Ray Kurzweil sonsuzluğu yakalama umuduyla günde 100 adet hap yutuyor. Sayıları giderek büyüyen bir kalabalık, insanın ölümü yeneceğine inanıyor.
İnsanın biyolojik sınırlarını esnetme uğraşındaki transhümanizm hareketi altın çağını yaşıyor. Elon Musk’ın yapay zekâyı beynimize eklemleme, Google’ın yaşlanma sorunumuzu çözme hedefiyle biyoteknoloji yatırımları yaptığı bir dünyada ölümsüzlüğe oynamak artık eskisi kadar marjinal görülmüyor. Gazeteci Mark O’Connell, MAKİNE OLMAK’ta hareketin içine doğru büyüleyici –ve ürkütücü– bir keşfe çıkıyor. Laboratuvarlarına giriyor, siborga dönüşmek için ciltlerinin altına çipler yerleştiren bir biyo-hacker topluluğuyla bodrumlarında tanışıyor; buralarda insanı afallatan yeni teknolojik olasılıklar ve bunların yarattığı ahlaki ikilemlerle yüzleşiyor. Makine Olmak, insanın mümkün geleceğini –ve mümkünün sınırlarını– görebilmek için ufuk açıcı bir kitap.
Bilim Tavşanı Şarlot
205.00₺
Şarlot ciddi bir bilim tavşanı. Bilimsel yöntemi kullanarak büyük problemleri çözmeye bayılıyor. Ama Şarlot’un bir sorunu var. Ona daha fazla alan lazım! O kadar çok kardeşi var ki kendine deneyleri üzerinde çalışacak bir yer bulamıyor. Bu sorunu çözmek için bilimden faydalanabilir mi?
Biraz boş alan bulabilmek için kendine bir uzay mekiği yapıp (tabii ki havuç şeklinde) uzaya gitmeye niyetlenen tavşan Şarlot’un eğlenceli hikâyesi.
Bilim Tavşanı Şarlot’la çocuklar bilimsel yöntemin 5 temel adımını basitleştirilmiş haliyle öğrenip, problem çözme becerilerini geliştirebilecekler. Kitap, derste ya da evde kolaylıkla uygulanabilecek etkinlik sayfaları da içeriyor.
Instagram'da kitap hakkındaki okur yorumlarını sizin için derledik, okumak için #bilimtavşanışarlotdomingo etiketiyle arama yapabilirsiniz.
Kahya ve Klara
258.00₺
Time dergisi “Yılın En İyi 10 Romanı” Seçkisinde
Man Booker Ödülü Finalisti SISTERS KARDEŞLER’in Yazarından
Kartpostallara layık doğası ve insan azmanı sert adamlarıyla meşhur Bury köyünün cılız, müzmin yalancı ve yalnız sakini Lucien Minor. Baştan başlaması gerek. Çok uzaklardan, hırsızından hırlısına envai çeşit insanın ve güzeller güzeli Klara’nın yaşadığı bir kasabaya tepeden bakan esrarengiz Von Aux Şatosu’ndan gelen kâhyalık teklifini kabul ediyor. Çok geçmeden şatonun –efendisi Baron Von Aux’un kayıplarda olması dahil– pek çok gizemi barındırdığını anlayacak ve kendini kibar hırsızlar, dengesiz aristokratlar ve soğukkanlı cinayetlerle dolu bir maceranın içinde bulacak.
Karşınızda Sisters Kardeşler’in yazarı Patrick deWitt’in yeni harikası Kâhya ve Klara. Nasihatsiz bir masal, kapkara bir komedi ve belalı bir aşk hikâyesi.
“Büyük Budapeşte Oteli ve Alice Harikalar Diyarında’yı düşünün, kabaca doğru yoldasınız. Yetişkinler için Kafkaesk bir peri masalı... tuhaf biçimde komik.”
TIMES
*
“‘Gülüşmekten hiç hazzetmem Lucy. Bana sorarsan, kahkaha insan vücudunun çıkarabildiği en bayağı sestir’ diyor başkâhya. Kitabı okurken o bayağı ve nahoş sesi pek çok kez çıkardım.”
Wall Street Journal
Bir Nadir Kitapçının Talihsiz Serüvenleri
240.00₺
Tuhaf mı tuhaf müdavimleri, şüpheli dolapları, hiçbir kilide uymayan anahtarları, zehirli kitapları, kitap bile olmayan birtakım nesneleri ve tüm bu keşmekeşin ortasındaki fazlasıyla eksantrik çırağıyla dünyanın en eski kitabevlerinden birine, Sotheran’s’a hoş geldiniz!
Oliver Darkshire, birkaç yıl önce Sotheran’s’ın (kuruluş: 1761, Londra) kapısından içeri adımını attığında bunun sadece kısa bir iş görüşmesi olacağını sanıyordu. Ne var ki eski kitap kokusunun ve yöneticilerce onaylı öğle uykularının cazibesine kapılarak kısa sürede kendini, birinci baskı yığınlarını devirmeden taşımaya, doksanlık dul koleksiyonerlere yol göstermeye ve dükkânın hayaletini (tramvay kazasında ölen Bay Sotheran’ı) kızdırmamaya çalışırken buldu.
Oliver zamanla bu acayip evrene vuruldu. Dükkân yalnızca görkemli geçmişiyle ya da şimdiye dek basılmış en uğursuz kitabı barındırmasıyla değil, kendine özgü kaotik düzeni ve “tek bir bakışıyla bilgisayarı yakan” antika çalışanlarıyla da benzersizdi.
Bir Nadir Kitapçının Talihsiz Serüvenleri, hem dünyanın en eski kitapçılarından birinde geçen tuhaf ve eğlenceli bir anlatı hem de nadir kitapçılığın karmaşık ve tarifsiz güzelliğine yazılmış içten bir aşk mektubu.
“Baştan sona büyülüyor.” –Tom Holland
“Tuhaf derecede komik ve komik derecede tuhaf.” –William Gibson
Kaplan Adam
250.00₺
Ressam Enver Sedat’ın cesedi bulunduktan kısa süre sonra polis, katilin o olduğundan hiç kuşku duymaksızın Margio’yu tutukladı. Fakat uysal ve saygılı bir delikanlı olarak bilinen Margio’yu bir adamın boğazına dişlerini geçirip onu böyle vahşice katletmeye iten şey, kasaba halkının merakını celbeden bir sır olarak kalacaktı.
Şairane, küstah üslubu ve politik tavrıyla Kaplan Adam, trajik ve acımasız bir evlilikle bağlanan iki sorunlu ailenin ve o kadere damgasını vuran, bedeninde doğaüstü, dişi bir beyaz kaplanı gizlemek dışında tamamen sıradan bir delikanlının, Margio’nun hikâyesi. Aynı zamanda yakın geçmişindeki şiddet ve istismarın etkileriyle boğuşan, adalete susamış, efsaneler ile gerçek dünyanın birbirine girdiği, kırsal ve yoksul Endonezya'nın cüretkâr portresi.
“Yılın en heyecan verici keşfi.”
— Flavorwire
“Parlak ve beklenmedik bir meteor.”
—Benedict Anderson, Hayali Cemaatler’in yazarı
Leonardo da Vinci
384.00₺
Gayrimeşru, eşcinsel, vejetaryen, solak ve dinle arası limoni: Leonardo da Vinci 15 ve 16. yüzyıl için zor bir karakterdi. Ama talep ettiği hoşgörünün karşılığını misliyle verdi.
Dudağı hareket ettiren kasları görmek için kadavraların yüz derilerini yüzdü ve ardından dünyanın en unutulmaz tebessümünü, Mona Lisa’yı yarattı. Işık ışınlarının korneaya çarpışını gözlemledi ve değişken perspektifler kullanarak Son Akşam Yemeği’ni çizdi. Oyunbaz ve saplantılı bir tutkuyla anatomi, fosiller, kuşlar, kalp, uçan makineler, optik, botanik, jeoloji ve silahlar üzerine çığır açıcı çalışmalar yürüten Leonardo, beşeri ile temel bilimler arasındaki çizgiyi aşarak sadece günün Milano ve Floransa’sını büyülemekle kalmadı; onun yolu tüm dünyada yaratıcılık ve yenilikçiliğin yolu oldu.
Steve Jobs ve Einstein biyografilerinin yazarı Walter Isaacson, insanlık dediğimiz büyük ailemizin belki de en sıra dışı ferdinin hayatı üzerinden, dünyaya tutkulu bir hayretle yaklaşmanın yaşamı nasıl zenginleştirebileceğini gösteriyor.
“Muhteşem… Isaacson yine karmaşık, dev bir karakteri ele alarak onu yakınlık kurabileceğimiz birine dönüştürüyor… Baştan sona büyüleyici, ustaca ve tutku dolu.”
KIRKUS REVIEWS
“Isaacson, Leonardo’nun çelişkilerini kullanarak ona insaniyet ve derinlik kazandırıyor.”
NEW YORK TIMES
"Yıllar içinde Leonardo hakkında çok şey okudum fakat onun yaşamı ve çalışmalarının farklı yönlerini tatmin edici şekilde ele alan hiçbir kitapla karşılaşmamıştım... Bu kitap onu tüm insani yönleriyle görmenize ve onun ne kadar özel biri olduğunu anlamımıza, Leonardo hakkında okuduğum diğer tüm kitaplardan daha çok yardımcı oluyor."
BILL GATES
Kaşık Bükenler
264.00₺
Astral seyahatçi Maureen, yalan detektörü Irene, kahin Buddy, telekinetik becerileriyle Frankie ve onlara liderlik eden usta dolandırıcı Teddy… Muhteşem Telemachus Ailesi 1970’lerin ortalarında, sihirbazlık ve zihin okuma gösterileriyle ülke çapında üne kavuşmuşlardı. Ancak bir gece, televizyonda, hem de canlı yayında, sihir onları terk edince tüm aile utançlarıyla birlikte Şikago’ya çekilip görünmez olmayı seçti.
Artık hiç kimsenin hatırlamadığı bu aileyle yirmi yıl sonra yeniden karşılaşıyoruz. Televizyondaki rezaletten çok sonra doğan torun Matty, kendi güçlerini keşfettikçe, bitkin, bitik –ve bu halde bile kapıya Gizli Servis’i getirmeyi becermiş– ailesinin hâlâ ve gerçek manada muhteşem olduğunu fark ediyor. Kaşık Bükenler, her bir ferdi özel biri olma potansiyeliyle lanetlenmiş, süper arızalı ve aynı zamanda gayet normal bir ailenin üç kuşaklık tuhaf ve efsanevi hikâyesi.
"Pervasız." Guardian
“Hınzır mizahı, unutulmaz karakterleri ve dozunda doğaüstü büyüsüyle Kaşık Bükenler dörtnala gidiyor… Gregory’nin karakterleri sadece yetenekleriyle değil, son derece tanıdık insanilikleriyle de sihirli.” Pittsburgh Post-Gazette
“Usta işi… Gregory, aile ilişkilerindeki olağan gizemler ile Şikago mafyasının ve karanlık devlet örgütlerinin gaddar melodramasını zarafetle birleştiriyor." Kirkus Reviews
Beyaz Yalan
257.00₺
Benim adım Michael Salter ve ölüyüm; bildiğim bir şey varsa o da ölü olduğum. Bunun haricinde... Bunun haricinde kalanlarla ilgili yalnızca tahmin yürütebilirim.
Michael'ın öldüğü gün biri masum bir yalan söyledi. Ağızdan ağıza dolaşırken büyüdü o yalan ve sonunda gerçeğin yerini aldı. Büyük Salter ailesi gerçekle yüzleşmek yerine onu yeniden yazdı, inanmayı seçtikleri şeyin zamanla onları nasıl dönüştüreceğini bilmeden.
Yıllar sonra, bu kez istemsizce hatırlanmış "masum bir gerçek" akışı tersine çeviriyor. Ağızdan ağıza dolaşırken büyüyor o gerçek ve geriye devasa bir suçluluk duygusu kalıyor, tüm ailenin yüzleşmesi gereken.
2010 Orwell Kitap Ödülü sahibi Andrea Gillies, sıradışı bir kurgu, derinlikli karakterler ve zarafet içeren sürükleyici romanıyla bize ihtişamlı bir ailenin usul usul çürüyen kalbini açıyor.
“Gillies dokunduğu her şeye büyü katıyor.” Sunday Times 2012'nin en iyi 100 yaz kitabı listesinden
“Kesinlikle sarsıcı...Saflara büyük bir yazar katılıyor.” Daily Express
“Fazlasıyla tesirli.” Guardian
Bir Şey Olduğu Yok
258.00₺
Fang Ailesi'nin Yazarından
Yılın En İyi Kitabı seçkilerinde
New York Times * Washington Post * People * Time * Buzzfeed
Lillian ve Madison’ın yatılı okulda başlayan beklenmedik dostlukları, Lillian’ın olaylı bir şekilde okulu terk etmesiyle mektuplara kalmıştı. Ta ki yıllar sonra yine bir mektupla gelen yardım çağrısına kadar.
Madison, Lillian’dan üvey ikizlerine bakıcılık yapmasını istiyor. Ama bir detay var: İkizler kızıp üzülünce alev alıyorlar. Gerçekten, alev alıyorlar. Kendilerine zarar vermeyen ama etraflarında ne varsa yakıp yıkan, korkutucu ve bir o kadar da göz alıcı alevler.
Bocalamakla geçen hayatında kaybedecek pek de bir şeyi olmayan Lillian, yazı çocuklarla geçirmeyi kabul ediyor. Üçü artık birbirlerine güvenmeyi, başkalarını umursamamayı –ve Madison’ın politikacı kocasından uzak durmayı– öğrenmek zorundalar. Peki ama Lillian gece uykusunda bile onlar yüzünden yanabileceği gerçeğiyle ne yapacak? Bir an önce onlardan uzaklaşmanın yollarını mı arayacak yoksa bu tuhaf güzellikteki çocuklarla el ele verip dünyanın karşısına mı dikilecek?
Birbirlerini anlamaya, dünyadaki küçük yerlerini bulmaya çalışan sıra dışı karakterlerin buluştuğu bu tuhaf, yumuşak ve eğlenceli roman, Kevin Wilson'ın olağanüstü ile olağanı aşılamadaki muazzam becerisini bir kez daha doğruluyor.
“Bu kitabın güzelliğini aklım almıyor. Her şeyiyle özgün, bir o kadar da muhteşem.” Taffy Brodesser-Akner, New York Times
“Benzerini okumuştum diyeceğiniz tek bir satır yok. O kadar taze bir ses.” Entertainment Weekly
İmparator Tanrıyken
250.00₺
“Müstesna… Otsuka’nın sesi asla tökezlemiyor; zaruretin dehşetini de, tesadüfi güzelliği de aynı ustalıkla yansıtıyor.” –COLSON WHITEHEAD
Kapıya asılan bir duyuru.
Beş dakikada toplanan bir hayat.
Geride bırakılan bir ev, bir köpek, bir komşu.
Savaş, yalnızca cephede yaşanmıyordu. 1942’de güneşli bir Şubat sabahı, Amerika’nın Batı Yakası’ndaki Japon asıllı Amerikalılar için her şey değişti: Kendi ülkelerinde birer “düşman” ilan edildiler. Ellerine tutuşturulan tren biletleriyle Utah çölünde, adı bile duyulmamış bir toplama kampına gönderildiler. İsimleri silinmiş, kimlikleri askıya alınmıştı. Artık onlar için sadece kampın ince duvarları arasında yankılanan sessizlik, tel örgüler, uykusuz geceler, bitmek bilmeyen bekleyiş vardı.
Tavan Arasındaki Buda ve Yüzücüler’in ödüllü yazarı Julie Otsuka, bu sarsıcı romanında, savaşın gölgesinde parçalanan bir ailenin hikâyesini anlatıyor. Bir annenin gururu, bir çocuğun anlam veremediği yabancılaşma, bir kızın içinde büyüyen öfke… Bu yalnızca kayıpların değil, sessizliğin içindeki haykırışın ve görünmez olanların da hikâyesi.
Okul Yılları
265.00₺
26 DİLE ÇEVRİLEN ANNE BABA SİHRİ SERİSİNDEN
Çocuğunuz dünyayı keşfetmeye başladığında bazı sınırları nasıl öğreteceksiniz? Peki yolunu kendi bulmak istediğinde ona nasıl rehberlik edeceksiniz?
İlkokula başlamaları ile birlikte çocuklar, iniş çıkışlar ve belirsizliklerle dolu, önemli bir gelişim dönemine girerler. İlk kez daha büyük bir toplulukta yerlerini bulmaya, “ben” olmanın ne demek olduğunu anlamaya çalışırlar. Dışlanma, itibar kaybetme korkusu büyüktür; çocuklar matematik ödevleri, kırılgan arkadaşlıklar ve başka endişelerle dolu bir hayatta sosyal acemilerdir. Bu süreçte size düşen, fırtınaları birlikte atlatmak için yanlarında olmak ve çocuğunuzun bu dünyanın bir parçası olması için güvenli ortamı yaratıp yolu hazırlamaktır.
Ünlü psikolog ve aile terapisti Hedvig Montgomery, 26 dilde yayımlanan Anne Baba Sihri serisinin dördüncü kitabı Okul Yılları’nda, anne babalara ilköğretim çağı çocuklarının ihtiyaçlarını anlamaları için hem profesyonel hem de ailevi deneyimlerini açıkyüreklilikle paylaşarak yol gösteriyor. Duygusal dalgalanmalar, aile ve arkadaşlık ilişkileri, zorbalık ve okul sorumluluklarını yerine getirmedeki güçlükler gibi çocukların bu döneminin önemli sorunlarını başarıyla yönetebilmeleri ve kalbinin sesini dinleyen çocuklar yetiştirebilmeleri için rehberlik ediyor.
M Treni
264.00₺
“Oğlan büyüdü, baba öldü, kız benden uzun, kötü bir rüyadan dolayı ağlıyor. Lütfen sonsuza dek kalın, diyorum tanıdığım şeylere. Gitmeyin. Büyümeyin.”
Çoluk Çocuk ile bizi fena halde hazırlıksız yakalayan Patti Smith, “hayatımın yol haritası” olarak tanımladığı M Treni’nde zihninin derinliklerine doğru bir tren yolculuğuna çıkıyor.
Patti Smith anılarını, hayal dünyasını, bir bardak koyu kahveden ya da bir Murakami satırından aldığı hazzı bir araya toplayıp kelimelerle tutturuyor. “Kaybedip bir daha bulamadıkları”nın yerini yine kelimelerle dolduruyor. “O gamsız balona, dünyaya inanıyorum” diyen koca ruhlu bir sanatçının hayata yazdığı bir aşk notu M Treni.
Harika şarkı sözleri yazmak bir şey, M Treni gibi bir kitap yazmak ise bambaşka bir şey. Bundan sonra yapacaklarını saymazsak M Treni, Patti Smith’in yarattığı en iyi şey.
The Nation
Patti Smith bizim için yaşıyor, yazıyor ve söylüyor.
Washington Post