“Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne’in Hayatı ve Cevaplamak İçin Yirmi Teşebbüs” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Esinetta’nın Canavar Kitabı
185.00₺
2020 BOLOGNARAGAZZI ÖDÜLÜ
MILDRED L. BATCHELDER ÖDÜLÜ
SCHOOL LIBRARY JOURNAL “YILIN ÇOCUK KİTABI” SEÇKİSİNDE
KİTAP OKUMAK ÇOK MU EĞLENCELİ!? SEN BİR DE KENDİ KİTABINI YAZMAYI DENE!
Esinetta, yanında kedisi Fellini ve önünde rengarenk boya kalemleri, ilk kitabını yazıp resimlemeye hazır. Cesur bir kız ile üç başlı, iki şapkalı bir canavar gizemli bir dolapta neler yaşayacaklar? Tüyler ürperten bir öykü mü yoksa bol patırtılı, heyecan dolu bir macera mı bekliyor bizleri? Esinetta çizdikçe biz de onunla birlikte bir hikâyenin doğuşuna tanıklık edeceğiz.
Her şey mümkün ama bir şey kesin: Esinetta’nın Canavar Kitabı ile boya kalemlerin kutularından çıkacak, hayal gücün kanatlanacak.
Eisner Ödüllü çizer Liniers’ten, çocukları –ve hatta yetişkinleri– kendi resimli kitaplarını yazmaya heveslendirecek, eğlenceli ve ilham verici bir çizgi roman.
“Yaratıcılığın ışığıyla parlıyor.” Publishers Weekly
Minik Balina – Bol Balıklı Bir Hikâye
205.00₺
Minik turuncu balıklarla dolu bir resifte yaşayan minik bir turuncu balık olmaktan çok sıkılan Gigi, bir yolculuğa çıkar ve kendini minik mavi balıklarla dolu bir resifte bulur.
Bu yeni arkadaşlarıyla tanışırken birazcık -ama sadece birazcık!- abartıp bir balina olduğunu söylemesinde ne gibi bir sorun olabilir ki?
Cesaret, arkadaşlık ve doğruluğun değerini; küçük bir balığın bile ne kadar büyük fark yaratabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.
Matt Haig Tüm Kitaplar Seti (7 Kitap)
1,586.00₺
Gece Yarısı Kütüphanesi
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”
Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?
İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.
İnsanlar
“Bu satırları okuyanlarınızın büyük çoğunluğunun, insanların bir mitten ibaret olduğuna inandığını biliyorum ama ben size onların gerçekten var olduklarını bildirmek üzere buradayım. Bilmeyenler için söyleyeyim, insan dediğimiz şey orta zekâlı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.”
Yağmurlu bir akşamda Profesör Andrew Martin, önce dünyanın en büyük matematik bilmecesini çözmeyi başarıyor, ardından sırra kadem basıyor. Nihayet bir yol kenarında çırılçıplak halde bulunduğunda, kıyafetsizlikten daha ciddi bir meselesi olduğu ortaya çıkıyor: Andrew Martin artık insanlardan tiksiniyor; görünüşlerinden de yiyip içtiklerinden de bitmeyen şiddet ve savaş arzularından da... Yabancı bir tür arasında kaybolmuş hissediyor kendini. Sevgi ve aile kavramları onda şaşırtıcı bir ilgi uyandırsa da tüm sakinlerinden nefret ediyor bu gezegenin. Newton hariç... Ama o da bir köpek işte...
Sahi, kim bu adam? Onun –ya da herhangi birinin– insanlık hakkındaki tüm fikrini değiştiren şey ne olabilir?
Son yılların en önemli romancılarından Matt Haig, onca karmaşıklığına rağmen hayatın içindeki mutluluğa ve insan doğasına dair alışılmadık bir hikâye sunuyor. İnsanlar, neşeli ve etkileyici bir üslupla “bizi” bize anlatıyor.
Nevrotik Bir Gezegenden Notlar
Dünya aklımızı zorluyor. çılgın ve gergin bir gezegen, telaşlı ve gergin insanlarını yaratıyor; politikadan vücut kitle endeksimize hemen her şey bizi dehşete düşürüyor.
Çılgın bir dünyada çıldırmadan nasıl yaşarız?
Çevremiz kesintisiz anksiyete kaynağına dönüşmüşken nasıl mutlu hissedebiliriz?
Matt Haig, haberlerden sosyal medyaya, iş ortamından bağımlılıklara çevremizi kuşatmış dış etkenlerin “nasıl hissettiğimiz” üstündeki etkisini anlamaya, dijital çağın törelerini sorgulamaya, biraz daha serinkanlı olmaya çağırıyor bizleri. Nevrotik Bir Gezegenden Notlar, anksiyete ve panik atakla uzun yıllar mücadele etmiş bir 21. yüzyıl insanından, böyle bir yüzyılda kendimizi mutlu, bütün ve insan hissedebilmek üzerine kişisel ve yaşam dolu bir bakış. Duygularımızın, sahip olduklarımız kadar mühim olduğunu gösteren, dünyadaki o pek kıymetli vaktimizi nasıl harcadığımızı değiştirebilecek bir kitap.
Rahatlama Kitabı: Suyun Üstünde Kalmamı Sağlayan Düşünceler
Hiçbir şey, pes etmeyen ufacık bir umuttan daha güçlü değildir.
Rahatlama Kitabı, zor günlerden çıkarılmış derslerin ve öyle zamanlarda biraz olsun iyi hissettirecek önerilerin bir derlemesi.
Gece Yarısı Kütüphanesi ve İnsanlar gibi sevilen kitapların yazarı Matt Haig, Rahatlama Kitabı’nda kendi deneyimlerinden öğrendiklerini, Marcus Aurelius, Emily Dickinson, James Baldwin gibi fikirleriyle ilham vermiş isimlerden edindikleriyle harmanlayarak yaşamın iniş ve çıkışları üzerine kısa ve umut dolu metinler sunuyor. Zihnin zindanlar yaratabileceğini ama yanında anahtarlarını da verdiğini gösteriyor bizlere. Mutluluğun ancak “olmanız beklenenleri” bir kenara bıraktığınızda filizlenebildiğini hatırlatarak, yaşama telaşı arasında şöyle bir yavaşlayıp, var olmanın güzelliği ve tahmin edilmezliğinin değerini bilmeyi yüceltiyor.
Bir dostun aklına, sarılmanın huzuruna –ve en kötü zamanlarda bile umudu hatırlamaya– ihtiyaç duyduğunuzda elinizde olmasını isteyeceğiniz bir kitap.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.
Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak.
İngiltere’nin en önemli yazarlarından Matt Haig’in büyükövgü toplayan, 37 dile çevrilen ve yakında Benedict Cumberbatch tarafından sinemaya aktarılacak kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları, insanın kendini kaybedip tekrar bulmasına dair güzel bir roman.
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler
"Yaşamak istiyorum. Hayatı yazmak, okumak, hissetmek; yaşamak istiyorum. Göz açıp kapayıncaya dek geçen ömrümüz süresince hissedilebilecek her şeyi hissetmek istiyorum. Depresyondan nefret ediyorum. Ondan korkuyorum. Hatta düşündükçe dehşete düşüyorum. Ama diğer yandan beni ben yapan şey de o. Ve eğer –benim için– yaşamı hissetmenin bedeli buysa, ödemeye değer."
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, dünyadaki vaktimizi en iyi şekilde geçirebilmek hakkında. Matt Haig yirmi dört yaşındayken kelimenin gerçek anlamıyla uçurumun kenarındaydı ve atlamak üzereydi. Bu kitap onun neden atlamadığının, nasıl iyileştiğinin, anksiyete ve depresyonla yaşamayı nasıl öğrendiğinin hikâyesi. Aynı zamanda, nasıl daha iyi yaşanır, daha iyi sevilir, daha iyi okunur ve daha fazlası hissedilir gibi sorulara dair iyimser ve cesaretlendirici bir keşif yolculuğu.
Haig’in zihninden geçenleri okudukça kendimizi daha iyi görüyor, içimizdeki dehlizlere inmeye daha kolay cesaret ediyoruz. Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, iyi hissetmenin mümkün olmadığını düşündüğümüzde, halimizden dolayı suçluluk duymadan, yaşama bir ucundan tutunabilmek için yazılmış alçakgönüllü bir manifesto.
“Muhteşem. Bir oturuşta bitirdim. Dokunaklı, komik, kışkırtıcı ve içten. Depresyondan mustarip olan ya da böyle birini tanıyan herkesin –yani hepimizin– okuması gerek.
S. J. Watson
“Haig’in zihinsel çöküşünün ve iyileşme sürecinin hikâyesi, depresyona dair anlatılar arasında en samimi ve yararlısı.”
Sunday Times
“Hayat kurtarabilecek küçük bir başyapıt"
Joanna Lumley
En Güzel Ülke
245.00₺
Dedim ki: “Şimdi hayvanlar lazım.” Kağıttan kuşlar, yünden tavşanlar, keçeden kedi ve köpekler yaptım. Tüylü ayılar, çizgili leoparlar, ateş kusan pullu ejderhalar yaptım. Sonra dedim ki: “İnsanlar lazım.” Yüzler, eller, dudaklar, dişler ve diller yaptım. Onları giydirdim, peruk taktım, akciğerlerine hava üfledim. İnsanlara baktım, hayvanlara baktım ve toprağa baktım. Güzel olduklarını gördüm.
Desmond Elliot En İyi İlk Kitap Ödülü
“Yılın Kitabı”
Guardian
Hiç görmediği annesinden kalma eşyalarla dolu bir evde, dindar babasıyla yaşayan küçük Judith, dünyaya bambaşka gözlerle bakmakta, başkalarının önemsiz bulduğu şeylerde olasılıklar görmektedir. Okulda zorbalığa maruz kalan küçük kız, teselliyi kendine ait güzel bir yer yaratmakta bulur. Aynadan deniz, keçeden tarlalar, çaputtan dağlar, tel parçalarından insanlar, hayvanlar yapar... Ve bu minyatür dünyaya En Güzel Ülke adını verir. “Belki,” der, “ülkemde kar yağdırırsam dışarıda da yağar, pazartesi okula gitmek zorunda kalmam.” Öyle de olur. En Güzel Ülke’de başlayan kar, kasabaya çöker. Her eylemin sonuçları varken, mucizelerin olmaz mı?
“Bu roman kendi içinde küçük bir mucize.”
Daily Mail
Middlesex
350.00₺
*2003 PULITZER EDEBİYAT ÖDÜLÜ
*21. YÜZYILIN EN İYİ 12 ROMANI SEÇKİSİNDE
BBC’nin 2015 yılında dünyanın önde gelen kitap eleştirmenleri arasında yaptığı anketin sonucu
*ÖLMEDEN ÖNCE OKUMANIZ GEREKEN 1001 KİTAPTAN BİRİ
Ben iki kez doğdum: İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey’de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak.
Bu cümleyle başlıyor, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük romanların biri olarak gösterilen Middlesex. Kuşaklar boyunca ondan ona geçip sonunda küçük bir kızın, Calliope Stephanides'in bedeninde çiçeklenen bozuk bir genin hikayesi bu. Genin yolculuğunun sonlandığı yerde, Calliope’nin kendi yolculuğu başlıyor, karşısında ise o yaman soru: Bizi biz yapan şey nedir; genlerimiz mi, seçimlerimiz mi? Ve böylece dinlemeye başlıyoruz Stephanides ailesinin Osmanlı Bursası’ndan Henry Ford’un Detroit’ine uzanan, çağın tüm gelgitlerinden nasibini almış seksen yıllık büyüleyici öyküsünü. Koza Han, İzmir yangını, hayalleri taşıyan dökük gemiler, fabrika dumanları altında kıpırdanan Detroit, içki yasağı, ayaklanmalar, onca hayal kırıklığına rağmen tükenmeyen olasılıklar… Sonunda birleşip Calliope Stephanides’i oluşturacak tüm parçalar.
Eugenides dokuz yılda yazdığı Middlesex’te üç kuşak ve iki kıtaya yayılmış bir aile hikâyesini tabulara ve dogmalara alaycı bir dille karşı çıkarak, inanılmaz bir akıcılıkla anlatıyor. Bugüne kadar 35 dilde yayımlanan ve üç milyonun üstünde okura ulaşan Middlesex, bir modern zamanlar destanı. Ve tüm destanlar gibi, kahramanlarının hikayesinden çok daha fazlasını söylüyor bize.
Eş
245.00₺
YILIN EN İYİ ROMANI SEÇKİLERİNDE
Vogue – New Yorker – Boston Globe – New York Times
“Tasviri imkânsız... Etrafınızdaki duvarları yerle bir edecek.” -Flavorwire
Başlangıçta yeterince genç, yeterince sersemdirler; kendilerinden ve birbirlerine olan aşklarından emin. Belirsizlikler bile heyecan vericidir. Evlenirler, çocukları olur ve aile hayatının olağan afetleri onları da bulur – kolik bir bebek, sendeleyen ilişki, pili bitmiş tutku.
Yeterince yok sayıp duvara toslayınca kadın –ki artık kendinden eş diye bahsetmektedir– geçmişe döner ve Kafka’nın, Stoacıların, hatta talihsiz Rus kozmonotların rehberliğinde onları bu noktaya getiren adımların izini sürmeye başlar. Ta ki neleri tamamen kaybettiklerini ve ellerinde ne kaldığını bulana dek.
Jenny Offill’in pek çok dile çevrilen ve eleştirmenler tarafından yılın en iyileri arasında gösterilen romanı EŞ kırık dökük bir aşk hikâyesi. Bir oturuşta bitirebileceğiniz ama yankısı zihninizde asılı kalacak güçte bir roman.