“Çiftçi Ne Yapar?” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Alev Makinesi
260.00₺
Roberto Arlt’ın Yedi Deli Adam’ı tamamlama niyetiyle kaleme aldığı Alev Makinesi’nde, Astrolog ve Erdosain’in medeniyeti yok etme planları, teknolojik açıdan oldukça spesifik temellere otursa da psikolojik olarak son derece dengesiz bir hale bürünür. Grubun her bir üyesinin yarattığı oyunlar ve fanteziler, entrikalar ve komplolarla karakterize edilen içsel gerçeklikler, dünyadan her geçen gün daha fazla soyutlanmalarına yol açar. Fakat Alev Makinesi’nde trajediye yer yoktur; yok oluş kimyasal savaşın rasyonel ve bilimsel yöntemleriyle gerçekleşecektir. Okursa, kahramanların ahlak anlayışlarını terk ettikleri, dehşetin ve özkıyımın hüküm sürdüğü bir yerde, onlarla birlikte adım adım uçuruma sürüklenir.
“Roberto Arlt en büyük vizyonerlerimizden... Onun için yazmak dağlamaktır, asitle eritmektir; zalim bir şehri ve o şehrin köpekler gibi sürekli sinsi sinsi yaşamaya mahkûm edilmiş kadın ve erkeklerini birbiri ardına gözler önüne seren cam slaytlar yansıtan sihirli bir fenerdir… Bu, sanattır; tıpkı sokaklarda dövüşen Francois Villon ve tavernalarda bıçak sallayan Kit Marlowe’un mağrur Goya'sının (Arlt bunu okusaydı suratıma yumruk atardı) sanatı gibi... sadece büyük sanatın yapabileceği bir şekilde, bizi kendimizle yüzleştiren bir sanat.”
Julio Cortázar
Kısa
245.00₺
MUCİZELERİ SAYMAK'IN YAZARINDAN
NEWYORK TIMES BESTSELLER
JULIA BOYUNUN KISA OLMASINDAN FAZLASIYLA DERTLİYDİ.
AMA OZ BÜYÜCÜSÜ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRECEKTİ.
Annesinin ısrarını hiç anlamamıştı Julia. Dansta iyi değildi ve dürüst olmak gerekirse sesi de… Neyse! Oz Büyücüsü’nün seçmelerine katılmak ona ne katabilirdi ki? Ancak Julia’nın kafasındaki sorular yerini hızla tiyatronun büyüsüne bırakır. Başta kendi cüce ama özgüveni dev rol arkadaşı Olive ve sanatçı ruhlu eşsiz Bayan Chang olmak üzere, gösteri sayesinde tanıdığı tüm insanlar, hissettiği duygular, yaşadığı deneyimler sadece tiyatro değil kendisi hakkındaki düşüncelerini de değiştirir. Julia’nın boyu hâlâ aynı olsa da artık çok daha “uzun boylu” hayalleri vardır.
New York Times çoksatanlar listesine giren, pek çok dile çevrilen ve ülkemizde de büyük beğeni toplayan Mucizeleri Saymak’ın yazarı Holly Goldberg Sloan’dan muzip, duygusal, şaşırtıcı ve karşı konulamaz bir dönüşüm öyküsü.
“Sloan sempatik ve büyüleyici genç karakterler yaratmakta gerçek bir usta. Mucizeleri Saymak’ı yıldız yapan her şey bu kitapta da var.”
Entertainment Weekly
Aşçı Ne Yapar?
195.00₺
Tava sıccaak, dikkaaaat!
Aşçı ve kocaman ekibi mutfakta! Harıl harıl çalışıyor, kesiyor, çırpıyor, yoğuruyor, pişiriyor ve restorana gelenlere damak çatlatan yemekler hazırlıyorlar. Aşçı bir tat ve baharat uzmanı! Değişik yemekler deniyor, farklı malzemeler kullanarak yepyeni yemek tarifleri ortaya çıkarıyor. Mmmm, çok lezzetli bir iş!
İŞTE SANA AŞÇILAR VE MUTFAK SIRLARI HAKKINDA HARİKA BİLGİLERLE DOLU BİR KİTAP.
Böyle mi Olacaktı?
245.00₺
Çok, çok, çok sevdiğiniz eski sevgilinizin ardından yanaklarınızdan süzülen yaşlarla yatağınıza uzanıyorsanız durumla bu kadar iyi başa çıktığınız için kendinizi tebrik etmelisiniz. Çok daha fenasını yapıyor olabilirdiniz. Çok daha fenasını. Eski sevgilinizin kellesini alıyor, hiç tanımadığınız tipleri hadım ediyor veya bir şişme bebekle yeni bir hayata yelken açıyor olabilirdiniz. SİZ BİR KAHRAMANSINIZ.
BÖYLE Mİ OLACAKTI?’da Jennifer Wright bizlere, kabul edilebilir rezilliğin sınırlarını aşıp tarihte iz bırakma mertebesine ermiş 13 berbat ayrılık hikâyesini sunuyor. Liste ilgi çekici; ayrılık acısından mustarip İmparator –ve sadist– Nero’dan Rus İmparatoriçesi Anna İvanovna’ya (bir çifti düğün gecelerinde çıplak olarak buzdan saraya kilitlemişliği var), Anne Boleyn’den Lord Byron’a, Norman Mailer’dan Elizabeth Taylor’a uzanıyor. Fena süründürmüş ayrılıkları gün yüzüne çıkarmak için arşivlerin derinlerine dalan Wright öğrendiklerini sohbetimsi, hayli nükteli bir üslupla bizlerle paylaşıyor. Böyle mi Olacaktı?sevmiş, kaybetmiş ve belki de eski sevgilisine gece yarısı fazla kaçırmış halde aptalca mesajlar göndermiş olanlar için. Ne kadar kötü şeyler yapmış olursak olalım, kimsenin VIII. Henry kadar kötü olamayacağını hatırlatmak gibi ulvi bir amacı var.
Mucizeleri Saymak
250.00₺
"...O sonbahar beni bir eğitim danışmanına götürdüler, kadın benimle ilgili bir değerlendirme yaptı. Sonra da annemle babama bir mektup gönderdi.
Mektubu okudum.
Mektupta 'üst düzeyde yetenekli' yazıyordu.
İnsanlar 'alt düzeyde yetenekli' olabilir mi?
Ya da 'orta düzeyde yetenekli'?
Ya da sadece 'yetenekli'? Muhtemelen bütün etiketler birer lanettir. Deterjan kutuları üstündekiler hariç..."
“YILIN EN İYİ KİTAPLARI” seçkilerinde
Goodreads • Amazon • NPR
Genç Willow Chance yaşıtlarından oldukça farklı ve böyle olmakla ilgili pek bir derdi yok. O, hayatındaki tüm önemli şeylerde parmağının olduğuna inandığı 7 sayısına takıntılı, çiçekli elbiseler yerine botanik bahçesi sahibi olmayı tercih eden, çaktırmadan insanları inceleyip tıbbi teşhisler koyan bir dâhi.
Bu olağanüstü tuhaf ama aynı zamanda olağanüstü sevimli kızın hayatı, anne babasını bir trafik kazasında kaybetmesiyle sarsılıyor. Yeniden başlayacak... ve yolculuğu ona eşlik edecek eşsiz karakterlerle dolu. Gerisi, gündelik mucizeler.
2013 yılında New York Times çoksatanlar listesine giren ve pek çok dile çevrilen Mucizeleri Saymak, hayatın görkemini kutlayan, şaşırtıcı, eğlenceli, nefis bir dönüşüm öyküsü. İzin verin, Willow Chance size de iyi gelsin.
Paniğe Mahal Yok
274.00₺
Bir Şey Olduğu Yok'un Yazarından
“Onun kitaplarıyla tanışın. Eşi benzeri olmayan dünyaların kapılarının açıldığını göreceksiniz." — THE ATLANTIC
Time, Esquire, USA Today, Entertainment Weekly, Vogue, Millons ve Kirkus'un "Yılın En İyi Kitabı" seçkilerinde.
Frankie Budge on altısında, yazar olmaya hevesli, okula mesafeli, sıradışı bir genç kız. Oldukça yalnız. 1996 yazının akıllara ziyan sıcağını atlatmaya çabalarken, büyükannesinin evine yeni taşınan en az onun kadar egzantrik Zeke ile tanışır. İkilinin arasında hem romantik hem de yaratıcı kıvılcımlar uçuşmaya başlar. Küçük kasabayı birlikte tasarladıkları imzasız afişler ve göreni afallatan şifreli metinlerle donatırlar: Kenar, altın arayıcılarıyla dolu bir gecekondu mahallesi. Biz kaçağız, kanunsa bize aç, bize susamış.
Afişler yayıldıkça, işin arkasında kimlerin olduğu sorusu yerel halk arasında koca bir paniğe neden olur; kasabanın sınırlarını aşıp trajik sonuçlara yol açacak bir panik.
Sene 2016. Frances Eleanor Budge’ın özenle kurduğu hayatı yirmi yıl sonra gelen bir telefonla altüst olmak üzere. 1996 Coalfield Paniği olarak bilinen ve bunca yıldır üstünü örtmek için uğraştığı şeyin sorumluluğunu alma zamanı geldi.
Kevin Wilson'ın benzersiz zihni gençlik aşkı, kimlik ve sanatın kestirilemez gücü üzerine alışılmadık bir yolculuğa çıkarıyor bu kez bizleri. Paniğe Mahal Yok peşimizi bırakmayan sırlar ve gerçeğin özgür bırakabilecekleri hakkında cesur bir büyüme hikâyesi.
“Wilson o kadar eğlenceli, zeki ve ‘zahmetsizce gerçeküstü’ hikâyeler anlatıyor ki okumaktan çok, tatlı bela yeni bir arkadaşla tanışmak gibi geliyor.” — ENTERTAINMENT WEEKLY
“Wilson bizlere bir kez daha oyununun zirvesinde olduğunu gösteriyor. Cesur bir hikâyeyi kendine has anlatımı, sanatın gücü ve yitip giden gençliğin getirdiği belirsizliklerle süslüyor.” — CHICAGO REVIEW OF BOOKS
Benim Oyunum
260.00₺
“İstese sahadaki her pozisyonun en iyi oyuncusu olabilirdi.”
-ERIC CANTONA
“Cruyff’ü tanımadan önce futbol hakkında hiçbir şey bilmiyordum.”
-PEP GUARDIOLA
“Cruyff güzel oyunu daha da güzelleştirmek için herkesten daha fazlasını yaptı.”
-GARY LINEKER
“Top her ayağına geldiğinde heyecanlandığınız o muhteşem futbolculardan biriydi.”
-BOBBY CHARLTON
Johan Cruyyf’ün gelmiş geçmiş en büyük futbolcu olup olmadığını tartışabiliriz ama futbolun doğasını tek başına en fazla değiştiren oyuncu olduğu su götürmez bir gerçektir. Gerek sahada gerek kenarda, Cruyff futbolun ödün vermeyen dehasıydı. Onun futbol görüşü –Total Futbol– oyunun oynanışını baştan aşağı değiştirdi. Kazanmak kadar seyir zevkine de inanıyordu. Ajax ve Barcelona’da yerleştirdiği tarzın göz kamaştıran akıcılığı, dünyanın en beğenilen takımlarının oyun tarzlarının temeline dönüştü.
Yayımlandığı pek çok ülkede çoksatanlar listelerine giren BENİM OYUNUM’da Cruyff, Amsterdam’ın beton sokaklarında başlayan hikâyesini, oyununu tanımlayan ve ardından gelen futbolcu ve çalıştırıcı nesillerine damga vuran felsefeyi paylaşıyor; neredeyse futbolu kadar akıcı bir dil ve etkileyici bir dürüstlükle.
Işınlanma Kazası
245.00₺
Uzun zaman seks yapmayınca, başına gelebilecek en kötü şeymiş buymuş gibi gelir insana.
Hâlbuki 1930’larda Almanya’da yaşıyorsanız, görebileceğiniz en kötü şey büyük ihtimalle bu değildir.
Ancak tarihsel gerçekler bile Egon Loeser için teselli olamadı; cinsel talihsizlikleri onu Berlin’in deneysel tiyatro sahnesinden Paris’in absent barlarına, oradan da Los Angeles’ın fizik laboratuvarlarına savururken kahramanımız şu iki gizemi çözme peşindeydi: Rönesans döneminin en büyük sahne tasarımcısı ve aynı zamanda Loeser’ın idolü olan Adriano Lavicini, Şeytan’la girdiği işbirliği sonucu mu ölmüştü ve Loeser gibi yakışıklı, akıllı, hoş, mütevazı biri neden, kırk yılda bir de olsa, biriyle yatmayı beceremiyordu?
BOKSÖR BÖCEK’in yazarından, “içinde olduğu dönemin farkında olmayan” bir tarihsel roman geliyor. Bu aynı zamanda bir kara roman, ama ışıkları sonuna dek açıyor. Bir aşk romanı, ama romantik akşam yemeğine sarhoş geliyor. Bir bilimkurgu romanı, ama “izotop”un ne olduğunu hatırlayamıyor. Seks hakkında, şiddet hakkında, uzay-zaman hakkında, tarihle başa çıkmanın en güzel yolunun onu görmezden gelmek olduğu iddiasında, sonunu tahmin bile edemeyeceğiniz, son derece eğlenceli bir roman.
Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne’in Hayatı ve Cevaplamak İçin Yirmi Teşebbüs
290.00₺
“Montaigne okurken aniden kitabı kapatıp şu soruyu kendine sormayan varsa
aklına şaşarım:
‘Benim hakkımda bu kadar çok şeyi nereden biliyor?’”
Bernard Levin - The Times
Tür tür insanla nasıl geçinilir, sevilen birinin kaybı nasıl atlatılır, ağlayan komşu nasıl teselli edilir, insan kusurlarıyla nasıl barışır? Hepsi daha büyük bir sorunun
türevleri:
Nasıl yaşanır?
Çoğuları tarafından ilk modern insan olarak görülen Rönesans asilzadesi Michel
Eyquem de Montaigne bu kadim soruya fena halde takıktı. Düşüncelerini daha
önce kimsenin yazmadığı bir formda, son derece kişisel bir dille (bu sebepten
“bloggerların atası” olarak da adlandırılır) kağıda dökerek nasıl yaşanır sorusuna
cevaplar aradı. “Şöyle olmalı, böyle yapmalı,” diye ahkâm kesmedi. Dürüstçe
kendini anlattı ve insanlar onu anlamaya çalışırken, kendilerini anladıklarını fark
ettiler. Pascal’dan Virginia Woolf’a, Nietzsche’den Zweig’a kadar pek çok okuru
Denemeler’i bir kitaptan ziyade hayat arkadaşı olarak gördüler.
Aklı çağının ötesine geçmiş Montaigne’i yaşadığı döneme hapsetmeyi reddeden
Sarah Bakewell, kendisine büyük övgü ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü’nü
kazandıran yepyeni bir biyografi formu geliştiriyor; nasıl yaşanır sorusu
çerçevesinden, bize hem Montaigne’in iyi yaşamak üzerine düşüncelerini hem de
onu bu düşüncelerle buluşturan hayat öyküsünü anlatıyor. Nasıl Yaşanır
neredeyse Denemeler kadar dost bir kitap.
Matt Haig Tüm Kitaplar Seti (7 Kitap)
1,586.00₺
Gece Yarısı Kütüphanesi
“Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?”
Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi?
İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.
İnsanlar
“Bu satırları okuyanlarınızın büyük çoğunluğunun, insanların bir mitten ibaret olduğuna inandığını biliyorum ama ben size onların gerçekten var olduklarını bildirmek üzere buradayım. Bilmeyenler için söyleyeyim, insan dediğimiz şey orta zekâlı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.”
Yağmurlu bir akşamda Profesör Andrew Martin, önce dünyanın en büyük matematik bilmecesini çözmeyi başarıyor, ardından sırra kadem basıyor. Nihayet bir yol kenarında çırılçıplak halde bulunduğunda, kıyafetsizlikten daha ciddi bir meselesi olduğu ortaya çıkıyor: Andrew Martin artık insanlardan tiksiniyor; görünüşlerinden de yiyip içtiklerinden de bitmeyen şiddet ve savaş arzularından da... Yabancı bir tür arasında kaybolmuş hissediyor kendini. Sevgi ve aile kavramları onda şaşırtıcı bir ilgi uyandırsa da tüm sakinlerinden nefret ediyor bu gezegenin. Newton hariç... Ama o da bir köpek işte...
Sahi, kim bu adam? Onun –ya da herhangi birinin– insanlık hakkındaki tüm fikrini değiştiren şey ne olabilir?
Son yılların en önemli romancılarından Matt Haig, onca karmaşıklığına rağmen hayatın içindeki mutluluğa ve insan doğasına dair alışılmadık bir hikâye sunuyor. İnsanlar, neşeli ve etkileyici bir üslupla “bizi” bize anlatıyor.
Nevrotik Bir Gezegenden Notlar
Dünya aklımızı zorluyor. çılgın ve gergin bir gezegen, telaşlı ve gergin insanlarını yaratıyor; politikadan vücut kitle endeksimize hemen her şey bizi dehşete düşürüyor.
Çılgın bir dünyada çıldırmadan nasıl yaşarız?
Çevremiz kesintisiz anksiyete kaynağına dönüşmüşken nasıl mutlu hissedebiliriz?
Matt Haig, haberlerden sosyal medyaya, iş ortamından bağımlılıklara çevremizi kuşatmış dış etkenlerin “nasıl hissettiğimiz” üstündeki etkisini anlamaya, dijital çağın törelerini sorgulamaya, biraz daha serinkanlı olmaya çağırıyor bizleri. Nevrotik Bir Gezegenden Notlar, anksiyete ve panik atakla uzun yıllar mücadele etmiş bir 21. yüzyıl insanından, böyle bir yüzyılda kendimizi mutlu, bütün ve insan hissedebilmek üzerine kişisel ve yaşam dolu bir bakış. Duygularımızın, sahip olduklarımız kadar mühim olduğunu gösteren, dünyadaki o pek kıymetli vaktimizi nasıl harcadığımızı değiştirebilecek bir kitap.
Rahatlama Kitabı: Suyun Üstünde Kalmamı Sağlayan Düşünceler
Hiçbir şey, pes etmeyen ufacık bir umuttan daha güçlü değildir.
Rahatlama Kitabı, zor günlerden çıkarılmış derslerin ve öyle zamanlarda biraz olsun iyi hissettirecek önerilerin bir derlemesi.
Gece Yarısı Kütüphanesi ve İnsanlar gibi sevilen kitapların yazarı Matt Haig, Rahatlama Kitabı’nda kendi deneyimlerinden öğrendiklerini, Marcus Aurelius, Emily Dickinson, James Baldwin gibi fikirleriyle ilham vermiş isimlerden edindikleriyle harmanlayarak yaşamın iniş ve çıkışları üzerine kısa ve umut dolu metinler sunuyor. Zihnin zindanlar yaratabileceğini ama yanında anahtarlarını da verdiğini gösteriyor bizlere. Mutluluğun ancak “olmanız beklenenleri” bir kenara bıraktığınızda filizlenebildiğini hatırlatarak, yaşama telaşı arasında şöyle bir yavaşlayıp, var olmanın güzelliği ve tahmin edilmezliğinin değerini bilmeyi yüceltiyor.
Bir dostun aklına, sarılmanın huzuruna –ve en kötü zamanlarda bile umudu hatırlamaya– ihtiyaç duyduğunuzda elinizde olmasını isteyeceğiniz bir kitap.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Tom Hazard’ın tehlikeli bir sırrı var. 41 yaşında sıradan bir tarih öğretmeni gibi görünse de nadir rastlanan bir hastalık yüzünden aslında yüzyıllardır hayatta. Shakespeare’le aynı sahnede yer almış, Kaptan Cook’la açık denizleri fethetmiş, Fitzgerald’larla içki içmiş. Ama şimdi, tek istediği normal bir hayat sürmek. Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.
Yapmaması gereken tek bir şey var, âşık olmak.
İngiltere’nin en önemli yazarlarından Matt Haig’in büyükövgü toplayan, 37 dile çevrilen ve yakında Benedict Cumberbatch tarafından sinemaya aktarılacak kitabı Zamanı Durdurmanın Yolları, insanın kendini kaybedip tekrar bulmasına dair güzel bir roman.
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler
"Yaşamak istiyorum. Hayatı yazmak, okumak, hissetmek; yaşamak istiyorum. Göz açıp kapayıncaya dek geçen ömrümüz süresince hissedilebilecek her şeyi hissetmek istiyorum. Depresyondan nefret ediyorum. Ondan korkuyorum. Hatta düşündükçe dehşete düşüyorum. Ama diğer yandan beni ben yapan şey de o. Ve eğer –benim için– yaşamı hissetmenin bedeli buysa, ödemeye değer."
Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, dünyadaki vaktimizi en iyi şekilde geçirebilmek hakkında. Matt Haig yirmi dört yaşındayken kelimenin gerçek anlamıyla uçurumun kenarındaydı ve atlamak üzereydi. Bu kitap onun neden atlamadığının, nasıl iyileştiğinin, anksiyete ve depresyonla yaşamayı nasıl öğrendiğinin hikâyesi. Aynı zamanda, nasıl daha iyi yaşanır, daha iyi sevilir, daha iyi okunur ve daha fazlası hissedilir gibi sorulara dair iyimser ve cesaretlendirici bir keşif yolculuğu.
Haig’in zihninden geçenleri okudukça kendimizi daha iyi görüyor, içimizdeki dehlizlere inmeye daha kolay cesaret ediyoruz. Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, iyi hissetmenin mümkün olmadığını düşündüğümüzde, halimizden dolayı suçluluk duymadan, yaşama bir ucundan tutunabilmek için yazılmış alçakgönüllü bir manifesto.
“Muhteşem. Bir oturuşta bitirdim. Dokunaklı, komik, kışkırtıcı ve içten. Depresyondan mustarip olan ya da böyle birini tanıyan herkesin –yani hepimizin– okuması gerek.
S. J. Watson
“Haig’in zihinsel çöküşünün ve iyileşme sürecinin hikâyesi, depresyona dair anlatılar arasında en samimi ve yararlısı.”
Sunday Times
“Hayat kurtarabilecek küçük bir başyapıt"
Joanna Lumley
Hiddet
260.00₺
SESSİZ HASTA’nın yazarından.
“Şaşırtmacanın ustası Michaelides’in en beğendiğim romanı.” –LUCY FOLEY
Yedi kişi görkemli bir adada mahsur kalmıştık.
İçimizden biri katildi.
Lana Farrar eski bir Hollywood yıldızı ve muhtemelen dünyanın en ünlü kadınlarından biri. Her yıl en yakın arkadaşlarını İngiltere’nin kasvetli gökyüzünden uzaklara, kendisine ait bir Yunan adasına davet ediyor. Cennete bir hafta sonu kaçamağı… Yine öyle olması gerekiyordu. Ama şiddetli bir fırtına sonucu konuklar adada mahsur kalınca önce dostlukların makyajı aktı, sonra berbat sırlar ortaya saçıldı. Nihayetinde telafisi imkânsız bir şey oldu.
Hikâye dünya basınında manşetleri süsledi ve o günden beri, bu korkunç gece hakkında sürekli yeni bir söylenti çıkıyor. Bense olayların dışında kalmayı seçtim. Orada yaşananları zihnimde tekrardan canlandıracak gücüm yok.
Kim olduğumu mu merak ettiniz?
Adım Elliot Chase. O gece oradaydım.
Bu hikâyeyi bildiğinizi düşünebilirsiniz. Ama yanılıyorsunuz…
“Büyüleyici, şaşırtıcı ve sürprizlerle dolu bir labirent, Sessiz Hasta’dan bile daha iyi.” –JP DELANEY
“Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı nadir kitaplardan biri. Michaelides asla hayal kırıklığına uğratmıyor.” –RAGNAR JONASSON
“Bildiğiniz tüm güvenilmez anlatıcıları unutun. Bir de üstüne iki romana yetecek kadar şaşırtmaca.” –DAVID BALDACCI
Hikâyeci
279.00₺
Mucize eseri hafızam nispeten sağlam kaldı. Çocukluğumdan beri, yaşamın kaydını aylar ve yıllardan çok müziklerle tuttum. Zihnim belirli bir zamanı ve yeri hatırlamak için şarkılara, albümlere ve müzik gruplarına bel bağlar. 70’lerin AM radyosundan önünde dikildiğim her mikrofona kadar, hoparlörden ruhuma ve ruhumdan sizin hoparlörlerinize sızan her şarkının ilk birkaç notasından kişileri, olayları, mekânları ve zamanları hatırlayabilirim. Kimi insanın anıları tatla, kimininki görmeyle veya kokuyla tetiklenir. Benimkiyse sesle tetikleniyor ve hiç bitmeyen bir karışık kaset gibi sürekli kayıt yapmaya devam ediyor.
Ben asla eşya biriktiren biri olmadım ama anıları biriktiririm. Gözlerim ve kulaklarım her gün bana hayatımdan anlık kareler yansıtıyorlar. Bu kitapta işte o anları elimden geldiğince kâğıda dökmeye çalıştım. Hayatımın her döneminden gelen bu anılar elbette müzik dolu ve kimi zaman yüksek sesli.
Sesi aç ve benle beraber dinle.
YILIN EN İYİ KİTABI SEÇKİLERİNDE
VARIETY • NME • AUDIBLE
Rock’ın en büyük isimlerinden Dave Grohl, 26 dile çevrilen Hikâyeci’de, sıradan anlardan oluşan sıradışı bir hayatın dürüst, filtresiz portresini çiziyor. On sekizinde ilk grubu Scream ile yola çıkışından Nirvana ve Foo Fighters yıllarına, Little Richard, Iggy Pop, AC/DC gibi kahramanlarıyla tanışmasından kızlarını büyütürken yaşadığı büyüleyici anlara ve bir aile babası olarak dünya turnelerine çıkmak gibi şöhretin farklı yüzlerine dair düşüncelerine uzanan bu kitap, müzik ve tutku ile dolup taşıyor.
Kayıp Kitap Avcıları 2 – Dört Buçuk Silahşorlar
230.00₺
Tuhaflıkların sonu gelmiyor.
Yıllardır severek okuduğumuz hikâyelerin başına garip şeyler gelmeye devam ediyor. Şimdi de Üç Silahşorlar! Kitabın orta yerinde, aslında hikâyede olmaması gereken bir karakter belirdi: esrarengiz Cüce Gumpo! Bu kötü karakterli cüce, bildiğimiz Üç Silahşorlar hikâyesinin altını üstüne getirmekte kararlı.
Alba ve Diego hikâyeyi onarmak zorundalar. Bunun için önce Paris’e gitmeleri, kitap karakteri kılığında hikâyeye sızmaları, sonra da bir yolunu bulup bu davetsiz misafiri kapı dışarı etmeleri gerekiyor. Peki, sıcak çikolata aşkı Gumpo’yu FINIS kapısına götürmeye yetecek mi?
Ve unutmadan: “Şimdiye kadar yazılmış en güzel öykü” hâlâ kayıp...
Bu Kutunun İçinde Ne Var?
185.00₺
Hey sen, küçük okur!
İçini göremediğin bir kutuda kedi olduğuna inanır mıydın? Peki ya bir dinozor?
Haydi gel, seni Maymun ve Pasta ile tanıştıralım.
Hem biraz şaşkınlar hem de fazlasıyla meraklı. Zor sorular sormaya bayılıyorlar. Sıra cevaplamaya geldiğinde bazen anlaşamasalar da onlar birbirlerinin en yakın arkadaşı. Maymun ve Pasta gizemli bir kutuyla karşı karşıya. İçinde ne mi var?
Gel, birlikte öğrenelim.
Bu Kutunun İçinde Ne Var?, eğlenceli bir hikâye eşliğinde çocukların soyut somut algısını geliştirebilecek bir kitap.
Drew Daywalt, New York Times çoksatanlar listesinde bir numaraya kadar çıkmış The Day The Crayons Quit, The Day The Crayons Came Home ve The Legend of Rock Paper Scissors isimli kitapların yazarı. Drew, kutunun içinde ne olduğuyla ilgili fikir yürüten herkesin haklı olduğunu bilmekten keyif alıyor.
Olivier Tallec Paris'teki École Supérieure des Arts Appliqués Duperré'den mezun olmuştur. Altmıştan fazla çocuk kitabının resimlerini çizmiş, This Book Will Not Be Fun ve Who Done It? isimli kitapların hem yazarlığını hem de çizerliğini yapmıştır. Şu an Paris’te yaşıyor.
Beyaz Yalan
257.00₺
Benim adım Michael Salter ve ölüyüm; bildiğim bir şey varsa o da ölü olduğum. Bunun haricinde... Bunun haricinde kalanlarla ilgili yalnızca tahmin yürütebilirim.
Michael'ın öldüğü gün biri masum bir yalan söyledi. Ağızdan ağıza dolaşırken büyüdü o yalan ve sonunda gerçeğin yerini aldı. Büyük Salter ailesi gerçekle yüzleşmek yerine onu yeniden yazdı, inanmayı seçtikleri şeyin zamanla onları nasıl dönüştüreceğini bilmeden.
Yıllar sonra, bu kez istemsizce hatırlanmış "masum bir gerçek" akışı tersine çeviriyor. Ağızdan ağıza dolaşırken büyüyor o gerçek ve geriye devasa bir suçluluk duygusu kalıyor, tüm ailenin yüzleşmesi gereken.
2010 Orwell Kitap Ödülü sahibi Andrea Gillies, sıradışı bir kurgu, derinlikli karakterler ve zarafet içeren sürükleyici romanıyla bize ihtişamlı bir ailenin usul usul çürüyen kalbini açıyor.
“Gillies dokunduğu her şeye büyü katıyor.” Sunday Times 2012'nin en iyi 100 yaz kitabı listesinden
“Kesinlikle sarsıcı...Saflara büyük bir yazar katılıyor.” Daily Express
“Fazlasıyla tesirli.” Guardian
Anne Ben Düştüm mü?
230.00₺
“Hayat çoğu zaman ‘Neden?’ sorumuza sağır, olup biteni bir mantığa oturtma çabamıza kayıtsızdır. Nedenleri görememenin yol açtığı keyfilik izlenimi, zihnimizi işlevsiz bırakıp bizi gafil avlar, güvenimizi sarsar, kaygılarımızı artırır. Oysa kurmaca, tekil bir yazarın zihinsel tasarımı olduğundan bizi düzenli, kavranabilir, rasyonel bir evrenle buluşturur. Bir romanın, bir filmin karşısında, hayatın ıskartaya çıkardığı anlama hünerimize kavuşuruz. Kurmacanın derli toplu zihni, bizimkine model olur. Öyleyse belki de kurmacalara yönelirken niyetim kafamı dağıtmak değildir de, gündelik hayatın darmadağın ettiği zihnimi toplamaktır. Neden-sonuç miyopisinden kaynaklanan yarın endişesinin pansumanıdır kurmacalar. Anlam veremediğim gündeliğin zihnimde açtığı yaralar, kurmaca karşısında tatlı tatlı kaşınarak iyileşir. Ertesi sabah yataktan kalkıp aynı keşmekeşin içine girebilecek gücü bulabiliyorsam, uzun günün sonunda beni şefkatle beklediğini bildiğim kurmacalar sayesindedir.”
Gerçek olmadıklarını, üstelik er ya da geç hikâyelerini unutacağımızı bildiğimiz halde filmlerden, romanlardan neden vazgeçemiyoruz? Karşıladıkları ihtiyaç tanımlanabilir mi? Kurmacalara neden muhtacız? Beliz Güçbilmez kurmaca-gerçek ilişkisini, ilk bakışta göze çarpan benzerlikleriyle değil de benzerliğin bağrındaki farkla düşünmeyi öneriyor. Kurmaca evreninin kişisel deneyim arşivimize ve duygusal repertuvarımıza katkısını da ürettiği hakikati de ancak o farkı koruyarak tecrübe edebileceğimizi anlatıyor. Anne Ben Düştüm mü? kurmacaların içinden hayata yönelttiği sorularla, mevcut koşullarda varoluşumuzu daha anlamlı kılmanın güvenli yollarını seriyor önümüze.
Arkeolog Ne Yapar?
195.00₺
Kim bilir neler neler gizli…
Eski çağlarda insanlar nasıl yaşarlardı?
Nerede oturur, evlerini nasıl süsler, nasıl giyinirlerdi?
Toprağın derinliklerinde ya da denizin dibinde binlerce hikâye saklı. Arkeolog
toprağı kazıp tüm bu hikâyeleri gün yüzüne çıkarıyor ve geçmişi anlamamıza
yardımcı oluyor.
Kazı denince sadece kova kürek gelmesin aklınıza, kullandığı aletler çok daha
havalı.
İŞTE SANA ARKEOLOGLAR ve KEŞİFLERİ HAKKINDA HARİKA BİLGİLERLE
DOLU BİR KİTAP.
Kendime Notlar
245.00₺
"Rahatsız edici bir kadın olmaktan korkuyorum. Ve yeterince rahatsızlık vermemekten. Korkuyorum. Ama yine de yapıyorum.”
Emilie Pine bu baş döndürücü ilk kitabında hayatında iz bırakan olaylarla konuşuyor; toplum olarak konuşacak dili yeterince geliştiremediğimiz, acı tatlı, gizli kapaklı, aynı zamanda sıradan olaylar bunlar. Kısırlık, alkolik bir ebeveynle ilgilenmek, kadınların bedenleri ve acıları çevresindeki tabular, cinsel şiddet ve kendine şiddet gibi dile getirilmez konuları radikal dürüstlüğüyle anlatıyor, kadınların sessizliğini tercih eden topluma cesaretle isyan ediyor. Bir kadının hikâyesi bu, aynı zamanda tüm kadınların hikâyesi. Kahredici, dokunaklı, bilgelik ve sevinç dolu bir kitap Kendime Notlar.
“Emilie Pine’ın keskin sesi hassas noktalara dokunuyor; hikâyesi tamamen özgün ama elimin tersi gibi tanıdık. Kendime Notlar bu yıl okuduğum en iyi anı kitabı.” Glennon Doyle
“İnsanın kalbini hem kırıyor hem tamir ediyor; açık ve dürüst.” RTÉ
“Herkesin içinde okumayın çünkü ağlayacaksınız.” Anne Enright
“@emiliepine, benliğinin bu bölümlerine sahip çıktığın için teşekkürler. Bunu yapmakla bana da kendi benliğimin benzer bölümlerine ulaşıp onlara sahip çıkma gücü verdin. Sen ve ben aynıyız.” Gillian Anderson
“Acı verici, uzlaşmaz, çok parlak. . . Hemen her kadının keşke duymazdan gelebilseydim diyeceği o ısrarcı içsesin duyuluşu.” Financial Times
Mutfak Sırları
280.00₺
“Vücudunuz bir tapınak değil, bir eğlence parkı. Tadını çıkarın…”
“Pazartesileri deniz mahsulü sipariş etme!” Anthony Bourdain’in acımasızca dürüst, bir o kadar da komik bir dille anlattığı hatıralarındaki en masum tavsiyelerden biri bu. Sahil barlarından zirvedeki restoranlara, bulaşıkçılıktan büyük şefliğe, Tokyo’dan Paris’e oradan New York’a, isyanlar ve alevlerle dolu bir mesleğin sunabileceği hemen her şeyi yaşayan Anthony Bourdain, bunları anlatmaya karar verince ortaya Mutfak Sırları çıktı: mutfak kapısının ardına, aşçılık dünyasının karanlık tarafına doğru macera dolu bir yolculuk. Ağzınızı sulandıracak kadar lezzetli, gülmekten karnınızı ağrıtacak kadar eğlenceli.
Mutfak Sırları yayımlanır yayımlanmaz kült bir esere dönüştü ve Bourdain’e aşçılık kariyerinin çok daha ötesinde bir tanınırlık sağladı. Elinizdeki baskı, kendisinin ölümünden önce kitaba elyazısıyla yaptığı küçük eklemeleri, yorumları da içeren özel bir edisyon.
“Bir Stephen King romanından daha sürükleyici.”
Sunday Times
“Onun sesini duyan herkes yeni bir şeyler duyacağını, hayatta tanışamayacağı insanların hikâyesine şahit olacağını biliyordu.”
Elif Key, Cumhuriyet
Müzedeki Sandalye
208.00₺
2024 Klaus Flugge Ödülü Adayı
Diyelim ki bir gün sınıfça müzeye gittiniz (ki sen o gün aslında deniz kenarına gitmek istiyordun), eriyen saatlerin, gözü yanlış yere çizilmiş bir kadının ve otuz iki adet çorba konservesinin resmedildiği tuhaf tabloların önünden geçtin ve karşına tam ortasına bir sandalye konmuş bomboş bir oda çıktı. Duvarda da şöyle bir soru yazılı: "BU BİR SANDALYE Mİ?"
SANA BİR SORU: O SANDALYEYE OTURUR MUYDUN?
Hayri yorgundu, biraz da meraklı. Dayanamayıp o sandalyeye oturdu... VE SONRA OLANLAR OLDU!
Akıl Yürütmeci Bilim İnsanları Buluşları ve Eserleri
440.00₺
5 üzerinden 3.00 oy aldı
Bilim Tavşanı Şarlot
205.00₺
Şarlot ciddi bir bilim tavşanı. Bilimsel yöntemi kullanarak büyük problemleri çözmeye bayılıyor. Ama Şarlot’un bir sorunu var. Ona daha fazla alan lazım! O kadar çok kardeşi var ki kendine deneyleri üzerinde çalışacak bir yer bulamıyor. Bu sorunu çözmek için bilimden faydalanabilir mi?
Biraz boş alan bulabilmek için kendine bir uzay mekiği yapıp (tabii ki havuç şeklinde) uzaya gitmeye niyetlenen tavşan Şarlot’un eğlenceli hikâyesi.
Bilim Tavşanı Şarlot’la çocuklar bilimsel yöntemin 5 temel adımını basitleştirilmiş haliyle öğrenip, problem çözme becerilerini geliştirebilecekler. Kitap, derste ya da evde kolaylıkla uygulanabilecek etkinlik sayfaları da içeriyor.
Instagram'da kitap hakkındaki okur yorumlarını sizin için derledik, okumak için #bilimtavşanışarlotdomingo etiketiyle arama yapabilirsiniz.
İneklerin Gizli Hayatı
240.00₺
İNEKLERİN GİZLİ HAYATI
ROSAMUND YOUNG
“İnsanın dünyaya bakışını değiştiren bir kitap bu. Varlıklara yaklaşımını değiştiren bir kitap; öyle ki bugünlerde ineklerin otladığı bir çayırın yanından geçsem, kendimi artık onların dostluklarına, görünüşlerine kafa yorarken buluyorum. Young’ın kitabını okumadan önce hayal ürünü olarak göreceğim, hatta saçma bulacağım düşünceler... Ama artık değil.”
–Alan Bennett
Bu çiftlikte inekler serbest. Yavrularını büyütme, otlanma ve barınma konusunda kararları kendileri veriyorlar. Ve bir ineğe kendisi olma şansı verildiğinde, “Nasıl bir inek?” sorusu, kaç kilo ettiği ya da ne kadar süt verdiği dışında da cevaplar barındırmaya başlıyor: Şişman Şapkalı, erkekleri kadınlara tercih ediyor; Chippy Minton çamurlu bacaklarla uyumayı reddediyor ve her akşam uyku öncesinde kişisel bakım için ahıra uğruyor; Jake’in Land Rover’ın egzoz borusundan çıkan karbondioksit dumanına tuhaf bir düşkünlüğü var; Gemima insanları atarlı bir kafa hareketi ile selamlıyor ve özgürlüğünde fazlasıyla ısrarcı. Aralarında zekisi de var anlama zorluğu çekeni de; kibirlisi de var, düşüncelisi de.
İneklerin Gizli Hayatı, henüz organik kelimesinin bile ortalarda olmadığı zamanlardan bugüne hayvanların özel ilgi gördüğü Kite’s Nest Çiftliği’ni idare eden Rosamund Young’ın yıllar boyunca biriktirdiği gözlem ve anılarından doğan eşsiz, eğlenceli ve fazlasıyla kişisel bir kitap. Büyük övgü toplayan ve pek çok dile çevrilen kitabın sırrı, yazarın büyüleyici kaleminde gizli.
“Hayvanlar üzerine yazılmış en iyi kitaplardan. Sürükleyici ve duygu dolu.”
–Lydia Davis
“Küçük ama büyüleyici.”
–People
Minik Balina – Bol Balıklı Bir Hikâye
205.00₺
Minik turuncu balıklarla dolu bir resifte yaşayan minik bir turuncu balık olmaktan çok sıkılan Gigi, bir yolculuğa çıkar ve kendini minik mavi balıklarla dolu bir resifte bulur.
Bu yeni arkadaşlarıyla tanışırken birazcık -ama sadece birazcık!- abartıp bir balina olduğunu söylemesinde ne gibi bir sorun olabilir ki?
Cesaret, arkadaşlık ve doğruluğun değerini; küçük bir balığın bile ne kadar büyük fark yaratabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.
Güvenlik İlkesi
220.00₺
Güvenlik, politikada ve medyada günümüzün en önemli bahis konularından birini oluşturur. Kamusal tartışmalarda sorumlu siyasetçilerin dilinden hiç düşmez: Güvensizlik duygusunun artmasından yakınılır, güvenliğin güya özgürlüklerin ilki olduğu ilan edilir, işsizlik ve ekolojiyle birlikte halkın en önemli sorunlarından biri olduğu saptanır, çocuğun gelişiminin ve yetişkinin mutluluğunun vazgeçilmez koşulu haline getirilir.
Öte yandan birkaç yıldan beri “gıda güvenliği”, “enerji güvenliği”, “insan güvenliği” vs gibi yeni terimler ortaya çıkmıştır. Son olarak, güvenliklerle ilgili ekonomik sektörün her biçimi (enformatik, ev otomasyonu, gözetim) büyük bir gelişme içerisindedir.
Ama bu güvenlik denen şey nedir? Bir duygu mu, siyasi bir program mı, maddi güçler mi, bir sis bulutu mu, bir umut mu, patolojik bir takıntı mı, bir meşruiyet kaynağı mı, pazarlanan bir mal mı, bir kamu hizmeti mi? Fransız filozof Frédéric Gros, bu eserinde güvenlik kavramına tarihsel bir yaklaşım getirerek Stoacılardan sosyal ağlara kadar geçirdiği evrimi inceliyor. Gros'nun bu kışkırtıcı incelemesi, güvenliğin hem geçmişteki anlamlarına hem de günümüzdeki kullanımlarına ışık tutarak, güvenliğin günümüzdeki suiistimallerini ve gündelik yaşamdaki yaygınlığını gözler önüne seriyor.
Nakano Eskici Dükkânı
264.00₺
“Kawakami okuru heyecanlandırmak için havai fişeklere ihtiyacı olmadığının farkında.”
—THE JAPAN TIMES
Hitomi, civardaki bir eskici dükkânında çalışmaya başlayınca kendini sıradışı insanların arasında bulur: birkaç eş eskitmiş, muzip ve patavatsız Bay Nakano; onun hiç evlenmemiş, ressam kız kardeşi Masayo; tuhaflık derecesinde içine kapanık –ama her nasılsa Hitomi’nin gönlünü çalacak– genç Takeo; her gün dükkâna girip çıkan türlü huyda insan ve sırlarla dolu onlarca eşya. Herkesin ve her şeyin bir hikâyesinin olduğu bu dükkânda Hitomi hayatı, aşkı ve insanlar ile sırlar arasındaki zarif dansı keşfetmeye başlar.
Son dönem Japon edebiyatının parlayan ismi Hiromi Kawakami’den, bir başınayken sıradan duran ama bir eskici dükkânında yan yana geldiklerinde neredeyse sihirli bir bütün yaratan insanların –ve eşyaların– yalın, neşeli ve biraz da hüzünlü öyküsü.
“Kawakami, bize özüne kadar damıtılmış imgeler, doğrudan kalbe giden cümleler ve tüm hayatları tek bir nefeste sunacak anlatım hâkimiyeti sunuyor.”
–THE NEW YORK TIMES BOOK REVIEW
“İnce ince düşünülmüş, tuhaf, arızalı ve abartısız karakterler... Yine de kitabın sonuna vardığınızda, kendinizi onları fazlasıyla önemserken buluyorsunuz.”
–KIRKUS
“İlginç, zarif, zamansız... Büyüsüne kapılmamak elde değil.”
–THE DAILY MAIL
Bu Kitabın Ortasında Duvar Var
205.00₺
Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, resimli bir çocuk kitabının içinde herkes bir taraftan öteki tarafa gezip dolaşırmış. Ve hepsi çok mutluymuş... Sonra bir gün, biri kitabın ortasına bir duvar örmüş. Artık hiçbiri bir taraftan öteki tarafa koşturup duramaz olmuş. Kimse bu durumdan mutlu değilmiş, bir kişi dışında... Küçük bir şövalye. O, kitabın ortasındaki duvarı çok sevmiş. Kendi bulunduğu tarafın güvenli, öteki tarafın ise tehlikeli olduğunu düşünüyormuş. Ama zamanla anlaşılmış ki durum pek de öyle değil. Peki şimdi ne olacak? Küçük şövalye oradan nasıl kurtulacak? Duvarın diğer tarafındaki dev düşündüğü kadar tehlikeli olmayabilir mi?
Ünlü çocuk yazarı Jon Agee’den, çocuklara ön yargıların ne kadar aldatıcı olabileceğini gösteren basit ama büyülü bir kitap.
“YILIN EN İYİ ÇOCUK KİTABI” Seçkilerinde
* Boston Globe * Chicago Tribune * Publishers Weekly * New York Times Book Review
Arkadaşlık: Nasıl Kurulur ve Nasıl Korunur? (Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum)
270.00₺
ARKADAŞLIK NASIL KURULUR VE NASIL KORUNUR?
Arkadaş edinmek her zaman düşündüğümüz kadar kolay olmayabiliyor, öyle değil mi? Bazen herkes gibi sen de arkadaşlarınla sorunlar yaşıyor ya da yeni arkadaşlıklar kurarken engellerle karşılaşabiliyorsun. Ama merak etme, bu kitapta sana yardımcı olacak birçok etkinlik ve ipucu bulacaksın!
– Ama ben çok utangacım...
– Ya yeni başladığım okulda kimse benimle konuşmazsa...
– En yakın arkadaşım benim yerime başkasıyla oyun oynadığında onu çok kıskanıyorum!
– Irmak artık benimle arkadaş olmak istemediğini söyledi. Şimdi ne yapacağım?
İYİ HABER ŞU Kİ ARKADAŞLIK ÖĞRENİLEBİLİR... VE GELİŞTİRİLEBİLİR!
Ortaokul ve liselerde duygusal eğitim üzerine konuşmacılık yapan Margot Fried-Filliozat ve pozitif ebeveynlik yönteminin öncülerinden, psikoterapist ve Kalp Zekâsı, Denemediğim Yol Kalmadı isimli çok satan kitapların yazarı Isabelle Filliozat tarafından kaleme alınmış, Éric Veillé tarafından resimlendirilmiştir.
5 YAŞ ÜSTÜ
EBEVEYN KİTAPÇIĞI, 50'DEN FAZLA ETKİNLİK VE ÇIKARTMAYLA BİRLİKTE!
Köprünün Öte Yanı
258.00₺
GÖLÜN KIYISINDA'nın yazarından
2006 MAN BOOKER ÖDÜLÜ ADAYI
"Büyük mutlulukları ve hüzünleri çağrıştırıyor."
Times
Böyle bir kaybın acısından sonra artık hiçbir şeyin onun için önemli olmayacağını zannederdiniz ama besbelli ki işler hiç de öyle yürümüyordu. Aksine şimdi her konuda korkuyla doluydu. Sanki sonunda kaderin korkunç gücünü, sinsiliğini, sırtını yaslayabileceğinden emin olduğun o tek şeyi nasıl da anında silip yok edebileceğini görmüştü ve artık sürekli omzunun üstünden arkaya bakıp duruyor, bir sonraki darbenin nereye inebileceğini anlamaya çalışıyordu.
Kanada’nın çağdaş edebiyattaki en önemli temsilcilerinden Mary Lawson’ın pek çok dile çevrilen ve Man Booker Ödülü’ne aday gösterilen romanı Köprünün Öte Yanı, Kuzey Kanada’nın uçsuz bucaksız topraklarında iki kardeşin ve iki kuşağın hikâyesini anlatıyor. İkircikli kardeşlik ilişkileri, rekabet, saplantılı aşk ve karmakarışık duygular üzerine yalın ve zarif bir roman.