“Ruhkoparan – Morrigan Crow’un Peşinde” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Yüzüm ve Vücudum
290.00₺
Gözlerimle görür, burnumla koklar, kulaklarımla duyarım.
Ellerimle bir şeyleri tutup, kollarımla onları kaldırabilirim.
Bacaklarım sayesinde koşabilir ve ayaklarımla yere vurabilirim.
Vücudumla bunları ve daha pek çok şeyi yapabilirim!
Yüzümüz, vücudumuz ve onlarla yapabildiklerimize dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor.
Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.
Peki Ama Neden? – Hayvanlar
204.00₺
Kediler neden kumları sever?
Dinozorlar neden yok oldu?
Zebralar neden çizgilidir?
SEN YETER Kİ MERAK ET!
PEKİ AMA NEDEN? serisi dev bir bilgi kasesi. İster avuç avuç hüplet, ister eğlenceli bir oyuna çevirmek için arkadaşlarına da ikram et.
Eğer hazırsan, akıl almaz bilgilerle dolu hayvanlar alemi yolculuğumuz başlasın.
Paravatan – Neden Dünyayı Hırsızlar Ve Dolandırıcılar Yönetiyor Ve Onlardan Nasıl Geri Alırız?
260.00₺
“YILIN EN İYİ KİTABI” seçkilerinde
Sunday Times • Economist • Times
2019 ORWELL ÖDÜLÜ Finalisti
Eskiden bir devlet çalışanı ülkesini soymaya kalktığında çaldığı parayla yapabileceklerinin bir sınırı vardı. Kendine yeni bir araba alır, gösterişli bir ev yaptırır veya eşine dostuna para dağıtırdı; seçenekleri üç aşağı beş yukarı bu kadardı. Bir noktadan sonra eve istiflediği paralar ya odalardan taşacak ya da farelere yem olacaktı.
Derken birkaç bankerin aklına parlak bir fikir geldi. Artık hırsızlar daha
büyük hayaller kurabilirdi.
Araştırmacı gazeteci Oliver Bullough bizi kanunların işlemediği, devletlerin erişemediği süper zenginler ülkesi Paravatan’a doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Halkının parasını çalan kleptokratlar, bu paranın aklanıp katlandığı zengin ülkeler, dolandırıcılar ve onların beyaz yakalı yardakçıları... Bullough büyük ses getiren ve prestijli Orwell Ödülü finalisti olan kitabında sistemin nasıl çalıştığını, Avrupa ve ABD’nin “saygın” kurumlarının nasıl birer kara para aklama üssüne dönüştüğünü gözler önüne seriyor.
Bu, 21. yüzyılda paranın, gücün ve yozlaşmanın hikâyesi. Ve bu hikâyeyi değiştirmek için hâlâ çok geç değil.
“Paravatan’ı ziyaret etmeden gücü, serveti ve fakirliği anlayamazsınız.”
Simon Kuper, New Statesman
EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU
361.00₺
20. yüzyılın ikinci yarısı yeni düşünsel arayışların ve yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışına tanık oldu. Sınıf,cinsiyet, ırk, milliyet ve düşünce ayrımlarını sorgulayan bu hareketler arasında en büyük etkiyi ise ekoloji hareketi yarattı.
Daha önce “Özgürlüğün Ekolojisi” adlı başyapıtını yayımladığımız Bookchin bu kitabında bir eylem adamı üslubuyla ekoloji hareketinin ideolojik, politik ve toplumsal yönleri üzerinde duruyor. Salt bir çevre koruma bilinci çerçevesinde değil, bir toplum ve bilim felsefesi, anti-hiyerarşik ve anti-otoriter bir toplum projesi, bir eylem ve yaşam tarzı olarak ekolojiyi ele alıyor.
Bookchin’e göre devrim yalnızca kurumları ve ekonomik ilişkileri değil, canlı ya da cansız tüm evrenle girdiğimiz ilişkileri, bilinci, yaşamı yorumlayışımızı, erotik arzularımızı da kucaklamalıdır. Bunun için sadece ataerkil aileye değil, tüm tahakküm ve hiyerarşi tarzlarına; sadece burjuva sınıfına değil, tüm toplumsal sınıflara ve mülkiyet biçimlerine karşı olan özgürlükçü bir bilinç ve eylem tarzı geliştirilmelidir.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım”potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım” potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin’in eleştirilerinden Marksizm de nasibini alıyor. Marksizmi sınıflar, ekonomi ve iktidar eksenine hapsolarak bir kapitalizm ideolojisi haline gelmekle suçlayan Bookchin bir bütün olarak hiyerarşi ve tahakküme imkân veren temellere inilmesi ve bunların ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor. Bunun için de doğrudan eyleme, özyönetime ve eko-cemaatlere gerek vardır. Doğrudan eylem, özgür yurttaşlardan oluşan cemaatler yoluyla kamusal alanı doğrudan yönlendirebilen aktif inisiyatifleri amaçlar; aynı zamanda kendisi böyle bir sürecin sonucudur. Tahakküm ve hiyerarşi ilişkilerinin yerini özyönetimin alması yeni bir tür yurttaş öznenin, yani özgür ve kendi kaderini belirleyen yurttaşın sahneye çıkması, devlete karşı yurttaş örgütlerinin ve halk meclislerinin oluşturulması anlamına gelir. İkinci Dünya Savaşı ve sonrası kuşağı biyosfere kendinden önceki tüm kuşakların verdiği toplam zarardan daha fazlasını vermiştir. Radyoaktif/kimyasal atıklar, zehirli katkı maddeleri, tıkanan yollar, yaşanmaz hale gelen kentler, çevresel ve kültürel kirlenme zararlı sonuçlardan sadece birkaçı. Kısacası her alanda tam bir ekolojik tahribat yaşanıyor. Ve artık, toplumsal ve doğal tarihin çığlıklarına kulak vermenin, vicdanın sesini dinlemenin zamanı geldi geçiyor.
DÜNYADAN GERİYE KALAN
158.00₺
“Devrim bir hayaldir” derler.
Fakat bugün tamı tamına bir ihtiyaç oldu.
Süreyya Su, Dünyadan Geriye Kalan’da, devrimi hayal etmenin, dünyayı değiştirmek için inatla mücadele etmenin ve sebatla çalışmanın gerekliliği üzerine bizi bir kez daha düşünmeye çağırıyor.
Çalışma bir anlamda, devrimi hayal etmek için okuru meditasyona çağırıyor.
Kitap, öncelikle başka bir dünyayı hayal edebilmek için başka türlü düşünebilmenin gerekli olduğundan hareket ederek kuramsal bir çerçeve çizen yazıları bir araya geliyor.
Yazar burada bir anlamda, dünyayı yorumlamak/anlamak ve değiştirmek için gerekli olabilecek alet edevatı kutuya koyuyor.
Sonra bu alet edevatla bazı olay ve olguları yorumlamaya ve anlamaya girişiyor.
Yazara göre, dünyayı değiştirmek için önce çözümlemek ve yorumlamak gerekir ve böylece dünyada meydana gelen bazı olayları teorik bakışla çözümlüyor ve yorumluyor.
Su, çalışmasının devamında da, dünyadan geriye kalanlara; yani krizlere, şiddete, adaletsizliğe, güvencesizliğe, umutsuzluğa, utanmazlığa, çer-çöpe, kötülüğe, ölüme eleştirel teorik bir perspektifle bakıyor.
Dünyadan Geriye Kalan, büyüyen çölleşmeye karşı dünyayı değiştirme ve başka bir dünya kurma iradesini, başka dünyaları hayal etme ve tasarlamayı, başka dünyaların olanakları üzerine düşünmeyi koyuyor.
Sihirli Ağaç Evi -Çizgi Roman- 6: Amazon Macerası
215.00₺
Dünya çocuklarının sevgilisi Sihirli Ağaç Evi şimdi çizgi roman!
DEV ÖRÜMCEKLER VE TİMSAHLAR VE DE PİRANALAR… EYVAH EYVAH!
Tim ve Lea bu kez Sihirli Ağaç Evi’yle Amazon yağmur ormanlarının kalbine uçuyor! Macerasız duramayan ikilimiz, Morgan’ı kurtarmak için gereken parçaların peşindeler. Ama bu çok kolay olmayacak: Katil karıncalar, vampir yarasalar ve daha bir dolu vahşi hayvan ormanda kol geziyor.
Bakalım Tim ve Lea, eve dönmek için Sihirli Ağaç Evi’ne giden yolu bulabilecekler mi?
Sihirli Ağaç Evi serisi hakkında:
Küçük okurları hem okuma keyfi hem de tarihteki farklı kültürlerle tanıştıran Sihirli Ağaç Evi serisi bu yönüyle sadece dünyanın dört bir yanındaki çocukların değil, anne babalar ve eğitimcilerin de gözdesi oldu.
New York Times çoksatanlar listesinde bir numaraya kadar çıkıp beş yıldan uzun bir süre bu listede kalmayı başaran, 33 dilde 130 milyondan fazla satan bu ödüllü seri, şimdi rengarenk ve soluksuz okutan çizimleriyle çizgi roman formatında okurunun karşısında.
EKOLOJİK İNSANCILLIĞIN ÖNCÜLERİ
304.00₺
Bir kitaba üç düşünsel yaşamöyküsü sığdıran Brian Morris, modern ekoloji hareketinin gelişimine damgasını vuran Lewis Mumford, René Dubos ve Murray Bookchin’in fikirlerini, son derece kolay anlaşılır bir biçimde ele alıyor. Bu isimler, bir uçta endüstri megamakinesinin öteki uçtaysa modernlik karşıtı tepkinin yer aldığı çıkışsız ikiliğin ötesine geçerek oldukça makul mantıklı bir üçüncü yol öneriyor. Morris’in ekolojik insancıllık adını verdiği bu ümitvar gelenek, doğayla tekrar hemhal olmuş bir toplum; ekolojik, eşitlikçi ve demokratik bir kent ve kültürü yaratma düşünü benliklerimizde canlandırıyor.
Lafı dolandırmayan, açık ve akıcı üslubuyla sokaktaki eylemciden kuram meraklısı akademisyenlere ve ekologlara kadar her kesime hitap eden Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri, ekolojiye, siyasete, felsefeye merak duyanların ya da halihazırda sahada faaliyet gösterenlerin tekrar tekrar okuması gereken bir eser.
Banyo ve Uyku
290.00₺
Banyo yapıyorum.
Annem saçımı yıkıyor, ben de göbeğimi yıkıyorum.
Suda biraz daha oynuyorum.
Sonra yumuşacık havluma sarınıyorum.
Ardından pijamalarımı giyiyorum.
Biberonumdan sütümü içiyor, kitabımı okuyorum.
Uykum geldi bile.
Artık ayıcığıma sarılıp yatabilirim.
Banyo ve uyku rutinlerine dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor.
Seri Hakkında:
Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.
İlahi Kudret
260.00₺
“Parlak, sürükleyici, acımasızca dürüst.” –Margaret Atwood
Tarihte olduğu gibi mitolojide de merkezdeki figürler, çoğu kez erkekler. Olympos’un zirvesinden Troya’nın kapılarına dek anlatılan destanlarda karar veren, savaşan, fetheden hep onlar. Kadınlar ise ya kıskanç ve intikamcı tanrıçalar rolünde ya da bir erkeğin kaderini değiştiren güzellik sembolleri. Hal böyle olunca, Athena’nın zekâsı yalnızca babasının kafasından çıkmasıyla anılır, Demeter’in yasına mevsimler bahane edilir, Persephone’nin zorla yeraltına götürülmesi ise romantik bir evliliğe dönüştürülür.
Peki ya mesela bu kadar basit değilse?
Yazar ve araştırmacı Natalie Haynes, İlahi Kudret’te mitolojinin gölgede bırakılmış tanrıçalarını merkeze alıp, insanlık tarihinde –ve popüler kültürdeki güç, beden, arzu ve adalet anlatılarında– nasıl bir rol oynadıklarını sorgulayarak mitlere yeni bir yön veriyor. Aphrodite’den Hera’ya, Artemis’ten Hestia’ya dek birçok güçlü tanrıçayı yeniden ele alan Haynes, onların öfkesini, iradesini, zaaflarını ve hakikatlerini özgün, akıcı ve kimi zaman da mizahi bir dille gözler önüne seriyor, bildiğimizi sandığımız efsaneleri baştan sona yeniden düşünmeye davet ediyor.
“Haynes’in rahat ve mizahi üslubu, hem Yunan mitolojisine hâkim okurları sayfalar boyunca sürüklemeyi başarıyor hem de bu kadim öyküleri yeni kuşaklar için ulaşılabilir kılıyor.” –Publishers Weekly
“Natalie Haynes zarif bir anlatıcı olduğu kadar son derece donanımlı bir rehber de. Engin bilgisini okura asla yük gibi hissettirmiyor; aksine, klasikleri büyük bir ustalıkla günümüze taşıyor.” –Kate Atkinson
Peki Ama Neden? – Bilim ve Teknik
204.00₺
Bilgisayarlara neden virüs bulaşır?
Posta pullarının kenarları neden tırtıklıdır?
Uçaklar arkalarında neden duman izi bırakır?
SEN YETER Kİ MERAK ET!
PEKİ ama NEDEN? serisi dev bir bilgi kasesi. İster avuç avuç hüp-let, ister eğlenceli bir oyuna çevirmek için arkadaşlarına da ikram et.
Haydi o zaman, bilimin sihir kokan dünyasına giriş vakti.
Yemek ve Oyun
290.00₺
Bu benim sandalyem.
Önlüğümü takıyorum, kaşığımı kapıyorum.
Yemeğimi yemeye hazırım!
Sonra da oyun zamanı.
Arabamı itiyorum, topuma vuruyorum, blokları üst üste diziyorum, müzik yapıyorum ve kitabıma bakıyorum.
Oyun oynamak çok eğlenceli!
Yemek ve oyun rutinlerine dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor.
Seri Hakkında:
Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.
Beklenti Etkisi: Düşünce Biçimimiz Zihnimizi Nasıl Değiştirir?
280.00₺
“Zihin kendi başına bir mekândır; kendi içinde cenneti cehennem kılar, cehennemi cennet.” – JOHN MILTON
BBC Radio4, Sunday Times, Waterstones ve Financial Times Yılın Kitabı seçkilerinde
Plasebo etkisini ve sahte hapların iyileşmeyi nasıl hızlandırabildiğini duymuşsunuzdur. Peki sahte kalp ameliyatlarının, gerçek stent yerleştirme işlemleri kadar etkili olabildiğini biliyor muydunuz? Ya da yemeğe karşı olumlu bir tutum benimsemenin kilo vermeye yardımcı olduğunu, şans kolyesinin bir sporcunun performansını gerçekten artırabildiğini. İşte bunlar hep beklenti etkisinin marifetleri: Ne hissettiğimiz ve düşündüğümüz, neyi deneyimlediğimizi belirler; bu da hissettiklerimizi ve düşündüklerimizi etkiler… sonsuz bir döngü içinde böylece devam eder.
Nörobilimle anlatıyı harmanlayan David Robson, bizleri beklenti etkisinin muazzam gücünü fark etmeye, daha uzun, zinde ve mutlu bir yaşam sürmek için bu gücü kendi yararımıza kullanmaya davet ediyor. Stresin yararlı olduğuna inanan insanların baskı altında daha yaratıcı hale geldiğine şahit oluyor, yaşlanmayı bilgelikle ilişkilendirmenin hayatımıza yedi yıldan fazla bir süre ekleyebileceğini öğreniyoruz. İnsan gördüğüne inanır derler ancak Robson defalarca bunun tersinin daha doğru olduğunu kanıtlıyor: İnanmak görmektir.
Zihniniz mucizeler yaratamaz. Sadece üst üste duran para tomarları hayal ederek zengin olamaz ya da pozitif görselleştirmelerle ölümcül bir hastalığı iyileştiremezsiniz. Ancak beklentileriniz ve inanışlarınız, hayatınızı pek çok şaşırtıcı ve güçlü şekilde etkileyebilir, ki zaten halihazırda etkiliyor. Eğer bu etkileri kendi yararınıza nasıl kullanacağınızı öğrenmek istiyorsanız lütfen okumaya devam edin.
“Yalnızca aydınlatıcı değil, gerçekten işe de yarıyor, üstelik bilimsel kanıtlara dayanıyor.”
– Claudia Hammond
“Bilimsel temellere dayanan ve zihin açıcı önerilerle dolu Beklenti Etkisi, ufkunuzu genişletecek, hatta belki de ömrünüzü uzatacak.” –Daniel Pink
DUYGULARIN ANATOMİSİ VE ŞİİRSEL İZDÜŞÜMLERİ
275.00₺
5 üzerinden 5.00 oy aldı
Ahmet İlhan’ın Spinoza, Kant, Schopenhauer ve Nietzsche Felsefesinde Duyguların Anatomisi kitabı, bizi dört büyük filozofun duygu tanımları, çözümlemeleri ve betimlemeleri felsefenin içine çekerken, Şairlerin güçlü sezgileri, ve yaratıcı imgelemleri felsefenin canlı yaşam akışına çekiyor. Bu geniş ve kapsamlı felsefi duygu çalışması, bizi, Spinoza’nın, duyguların matematiksel hassasiyetle incelenebileceğini, duygu tarafından motive edilen insan davranışının tamamen anlaşılabilir ve açıklanabilir olması gerektiğini öne sürmesini, devrimsel bir gelişmenin yansıması olduğunu; Kant’ın duygu, akıl ve eylem arasındaki ilişkileri, bağları çözümlemeye çalışırken eylemlerimizin bilgiyle nasıl iç içe geçtiğini, ve eylemlerimizin duygu ile akıl arasındaki gerginliğe nasıl vesile olduğunu; Schopenhauer’in insanın sürekli bir gereksinme “isteme” halinde kaçınılmaz olarak hayal kırıklıkları ve acılar çekmeye yazgılı olduğu biçimindeki yaklaşımını; Nietzsche’nin kadim duygularımızla ilgili olarak bize inandığımız, bildiğimiz, sandığımız ve düşündüğümüz her şeyin büyük bir yanlışın parçası olabileceği ihtimalini göstermesini ise büyük bir ilgiyle okumaya ve yeniden düşünmeye yönlendiriyor.