“Tepeden Kuyruğa – Böcekler” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Sugeçirmez İncil
257.00₺
Umutsuzluk, şüphe ve acizlik gibi en yıkıcı hisleri bile güzelleştiren, sevgi dolu, fantastik, sürükleyici bir kitap... Sugeçirmez İncil arzunun ve ihtiyacın, korkunun ve inancın tufanlarını ustaca keşfediyor. Kaufman çok güçlü akıyor.” Lisa Foad, The Globe and Mail
Sugeçirmez İncil uyanmak istemeyeceğiniz türden bir rüya… büyülü bir sevgi ve yalnızlaşma öyküsü.
Rebecca Reynolds’un oldukça sıradışı ve rahatsız edici bir sorunu var; ne kadar uğraşırsa uğraşsın duygularının bedenini terk edip çevresindeki insanların kafalarına girmesini engelleyemiyor. Neyse ki kendini terk keden duyguları kutulayıp hapsetmek için zekice bir yöntem geliştirmiş – ama genç bir kadın geçmiş duygularının ağırlığı altında ezilmeden kaç tane ayakkabı kutusunu doldurabilir ki?
Üç olay Rebecca’nın hayatını değiştirmesine yol açıyor: kocası Stewart’ın kendisini habersizce terk edişi; müzisyen kız kardeşi Lisa’nın ani ölümü; ve Lisa’nın cenaze törenine giderken, bir Honda Civic’i pervasızca hızlı kullanan dev bir kurbağa kadın yüzünden trafik kazası geçirmesine ramak kalması.
Bu arada Lisa’nın yaslı kocası cenaze törenine katılmayıp, onu pişmanlıklarından kurtaracak tuhaf bir yolculuğa çıkıyor... kendini Tanrı olarak adlandıran bir kadının yardımıyla. Ve başka bir yerde, hiçbir yerin ortasında, bir adam yelkenli inşa ediyor, sanki vahiy gelmişcesine.
İNSANLIĞI YENİDEN BÜYÜLEMEK
325.00₺
İnsanlar bu gezegenin ‘kanseri’ midir? Yeryüzünün ve tüm canlı türlerinin varlığını tehdit eden, evrimdeki korkunç bir anomali durumunu mu oluştururlar?
Bu sorular, insan ruhuna – akıl ve yenilik yaratma yetilerine – modern çağda neredeyse eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir hakaret anlamına gelir. Bunlara yönelik anti-hümanist tepki ise on sekizinci yüzyıl aydınlanmasının geliştirdiği ve on dokuzuncu yüzyıldaki çeşitli sosyalizmlerin beslediği akıl, laiklik, bilim ve insanın evrenselliğine yönelik vurgunun yerini alan narsisist bir mistisizm, mizantropi ve toplumsal dingincilik ortaya koyar.
Ömrü boyunca radikal ve öncü bir çevreci olan Murray Bookchin, bu sorulara ses getiren bir cevap vermişti, ‘Hayır!’ Anti-hümanizmin çeşitli biçimlerine yönelik çoğu zaman nükteli ve amansız eleştiriler içeren araştırmasında Bookchin, bizi kuşatan sorunların toplumsal irrasyonalizmden kaynaklandığını ve bu sorunların mistisizm ve dinginciliğe geri çekilmekle değil, yalnızca akıl ve hayal gücü ile çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bookchin meselenin bizlerin fazlasıyla insan, akılcı ve medeni olmamızla değil, bilakis yeterince insan, akılcı ve medeni olmayışımızla ilgili olduğu hususunda uyarmaktadır. Derin ekolojistlerin, sosyobiyologların, Malthusçuların, ‘Gaiacıların’ ve çoğu postmodernistin biyolojist ve indirgemeci düşüncelerine kışkırtıcı bir biçimde meydan okuyan bu heyecanlı kitapta Bookchin, aydınlanmacı hümanizm adını verdiği şeyi önermektedir – zamanımıza sinen ve bizi zayıflatan cesaret eksikliğine karşı düşünce, umut ve yenilenmeye yönelik bir mesaj.
HİTİTLİ
268.00₺
5 üzerinden 5.00 oy aldı
İsimsiz bir kahramanın anlatılmamış hikâyesi: Kurnaz Odysseus için Truva Atı’nı inşa eden, İsrailoğulları için Eriha’nın surlarını yıkan, güzel yüzü uğruna bin gemi kaldırılan Helen’i hem yakışıklı Paris’ten hem de mağrur Meneleos’tan çalan adamın hikâyesi.
Hititli asker Lukka, Asurlulara karşı yaptıkları uzun ve acımasız seferden ülkesine döndüğünde, bir zamanların görkemli Hatti İmparatorluğu’nu keşmekeş içinde bulur; başkent alevlere ve dehşet saçan yağmacı çetelere teslim olmuştur. Fakat Lukka daha beterini henüz görmemiştir: Babası katledilmiş, karısı ve iki küçük oğlu köle tacirleri tarafından kaçırılmıştır.
Lukka, köle tacirlerini Yunan toprakları boyunca takip edip savaşın kasıp kavurduğu Troya’ya varır. Vaktiyle muhteşem bir şehir olan Troya da insanların musibetleriyle harap haldedir. Lukka, Troya’da soylu Hektor ve çevik Akhilleus ile aynı düzeyde bir savaşçı olduğunu kanıtlar.
Ben Bova, antik Troya efsanesine heyecan verici ve şaşırtıcı yeni bir bakış açısı getiren Hititli romanıyla klasik bir hikâyeye yeni bir soluk getiriyor.
Hayvan Çiftliği: Grafik Roman
300.00₺
Tüm hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.
Beylik Çiftliği’nin ezilen hayvanları, efendileri Mr. Jones’u devirip çiftliğin yönetimini ele geçirdiklerinde, bunu özgür ve eşitlikçi bir hayata atılan ilk adım olarak görürler. Fakat aralarından bir grup seçkin, Napolyon ve Kartopu isimli iki domuzun öncülüğünde yavaş yavaş kontrolü ele alır. Kendilerini bir zorbalıktan kurtulup başka bir zorbalık altında ezilirken bulan hayvanlar, çok geçmeden düşündükleri kadar eşit olmadıklarını anlarlar. Orwell’in, güç zehirlenmesi ve yozlaşma sonucunda hüsrana uğramış idealizme dair sarsıcı taşlaması Hayvan Çiftliği, Brezilyalı ünlü çizer Odyr’in çarpıcı uyarlamasıyla kendine yepyeni bir ifade alanı buluyor.
“Orwell’in güncelliğini hiç yitirmeyen alegorisine göz alıcı bir saygı duruşu. Zincirlerinden kurtularak başlattıkları devrimin sonuçlarını göğüsleyen hayvanları fırça darbeleriyle görünür kılan Odyr’in tasvirleri çok güçlü.”
New York Times
Sihirli Ağaç Evi -Çizgi Roman- 1: Dinozorlar Vadisinde
215.00₺
Dünya çocuklarının sevgilisi Sihirli Ağaç Evi şimdi çizgi roman!
ORMANDA GİZEMLİ VE SİHİRLİ BİR AĞAÇ EVİ VAR...
Tim ve Lea tesadüfen bir ağaç evi keşfediyorlar. Buranın kime ait olduğuna dair bir fikirleri yok. Tek bildikleri, içerisinin kitaplarla dolu olduğu... Hem de sihirli kitaplarla! Ağaç evi, bir anda iki kardeşi tarih öncesi çağlara uçuruveriyor!
Hem sevimli hem korkutucu dinozorlarla dolu bu topraklardan eve dönmenin yolunu bulabilecekler mi? Yoksa etobur bir dinozorun akşam yemeği mi olacaklar?
Sihirli Ağaç Evi serisi hakkında:
Küçük okurları hem okuma keyfi hem de tarihteki farklı kültürlerle tanıştıran Sihirli Ağaç Evi serisi bu yönüyle sadece dünyanın dört bir yanındaki çocukların değil, anne babalar ve eğitimcilerin de gözdesi oldu.
New York Times çoksatanlar listesinde bir numaraya kadar çıkıp beş yıldan uzun bir süre bu listede kalmayı başaran, 33 dilde 130 milyondan fazla satan bu ödüllü seri, şimdi rengarenk ve soluksuz okutan çizimleriyle çizgi roman formatında okurunun karşısında.
Antigone / Hepsi Sana Miras serisi
203.00₺
"Sen mi yaptın?" dedi kral.
Antigone başını kaldırdı ve dosdoğru kralın gözlerinin içine baktı.
"Hiçbir şeyi inkâr etmiyorum," dedi.
"Yasadan ve yasayı çiğnemenin cezasından haberin vardı, değil mi?" dedi kral.
"Herkesin haberi var," dedi Antigone.
"Ama yine de çiğnedin yasayı?" dedi kral.
"Tanrı değilsin sen," dedi Antigone.
Ölen ağabeyinin cesedini defnedip ruhunu huzura kavuşturmak isteyen ve bu uğurda amcası Kral Kreon'un emirlerine karşı gelmeyi bile göze almış Prenses Antigone'nin destansı öyküsünü, ünlü yazar Ali Smith bize şehrin surlarına tünemiş bir karganın gözünden anlatıyor. On kitaplık HEPSİ SANA MİRAS serisinin yedinci kitabında, Sofokles ile özdeşleşmiş ünlü tragedya Antigone'nin öyküsünü, çağdaş edebiyatın önemli isimlerinden, kitapları Türkçe dahil pek çok dile çevrilmiş Ali Smith anlatıyor, Laura Paoletti ise resimliyor.
Memo ile Ahtapot
185.00₺
Dünya Memo için fazla parlak bir yerdi. Ve fazla gürültülü. “Yanlış bir gezegende yaşıyor olmalıyım,” diye düşünüyordu Memo. Derken bir gün Ahtapot Maya’yla tanıştı. Onunla vakit geçirdikçe, Memo bu dünyada aslında hiç de yalnız olmadığını keşfedecekti.
Çok sevilen Müzedeki Sandalye’nin yazarı Isabelle Marinov, bu kez Asperger sendromlu bir çocuğun dünyasını yeryüzünün en olağanüstü yaratıklarından biriyle kurduğu özel bağ üzerinden anlatan, incelikle örülmüş, masalsı bir resimli hikâye sunuyor.
“Dünyayı otizmli bir çocuğun ve bir ahtapotun gözünden anlatan büyüleyici bir hikâye. Duygu durumuna dair nazik betimlemeler gayet yerinde ve zekice.”
– Profesör Tony Attwood, Asperger Sendromu’nun yazarı
Sherlock Holmes – Korku Vadisi
240.00₺
“Korku Vadisi’ne gittim ben…
Ve henüz oradan çıkmış değilim.”
“Tehlike var!” Sherlock Holmes’un şifresini çözdüğü uyarı mesajı, Birlstone Malikânesi’nde yaşayan ve çalışma odasında meçhul biri ya da birileri tarafından feci şekilde öldürülen Amerikan beyefendisi John Douglas’ı kurtaramayacak kadar geç gelir. John Douglas kimdi, alyansı niye parmağında değildi ve kayıp halterin hayati önemi ne?
İngiltere’nin çizgi roman dünyasındaki önemli temsilcilerinden Ian Edginton ve I.N.J. Culbard tarafından uyarlanan bu dört Arthur Conan Doyle klasiğinden sonuncusu Korku Vadisi Kutlukhan Kutlu çevirisiyle karşınızda.
“Conan Doyle’un başyapıtını özel kılan hiçbir şeyi kaçırmayan bu dört ciltlik çizgi roman uyarlaması için gerçekten mükemmel bir son.”
–Forbidden Planet
Şifa: Zihnin İyileştirici Gücüne Dair Bilimsel Bir Yolculuk
260.00₺
KRALİYET AKADEMİSİ BİLİM KİTABI ÖDÜLÜ 2016 FİNALİSTİ
NEW YORK TIMES BESTSELLER
Zihin bedeni etkiler, bunu biliyoruz.
Bir melodiyle tüylerimiz diken diken olur, bir görüntü karşısında gözyaşı dökeriz ve bir temas kalp atışlarımızı değiştirir. Ama soru zihin bedeni iyileştirebilir mi olduğunda, umut taciri yeni çağ guruları tarafından istila edilmiş, bırakın inanmayı, üstüne kafa yormanın bile akıldışı görüldüğü bir sahada buluruz kendimizi. Doğru, zihnimiz –kimilerinin pazarladığı gibi– kanseri yenecek mucizevi bir ilaç değil ama bir ağrı kesici ya da antidepresan işlevi görebildiğini gösteren bilimsel araştırmaları nereye koyacağız?
Jo Marchant'a göre insanlığın ortak çıkarı bu alanı yok saymaktan değil, tersine şüpheciliği elden bırakmadan merak ve inatla gerçekle masalı birbirinden ayırmaktan geçiyor. Büyük yankı uyandıran ve Kraliyet Akademisi Ödülü finalisti olan kitabı ŞİFA’da, heyecan verici araştırma ve vakaların peşinden dünyayı dolaşarak şu sorulara cevap arıyor:
Alternatif tıbba yönelmek hepten bir yanılgı mı, yoksa bir fark yaratabilir mi?
Düşüncelerimiz, inançlarımız ve duygularımız fiziksel sağlığımızı etkileyebilir mi?
Zihnimizi bedenimizi iyileştirmek üzere eğitebilir miyiz?
ŞİFA, zihnin iyileştirme potansiyelini, sınırlarını ve bizim bu potansiyelden nasıl faydalanabileceğimizi ortaya koyan büyüleyici ve ufuk açıcı bir yolculuk.
“Bir zihni ve bir bedeni olan herkes bu kitabı okumalı.” - Henry Marsh, Sakın Zarar Verme'nin yazarı
Geri Verilen Kız
230.00₺
“Bir yandan yüreğinizi burkacak, diğer yandan içinizi ısıtacak.” –Economist
“Yılın en iyi İtalyan romanı.” –Huffington Post
2017 PREMIO CAMPIELLO KAZANANI
WASHINGTON POST ve KIRKUS REVIEWS’ta YILIN KİTABI
Ben Arminuta'ydım, yani geri verilen. Konuştuğum dil başka bir dildi ve kime ait olduğumu bilmiyordum... On üç yaşındaki bir kız, sevgi dolu, kitaplarla çevrili güvenli dünyasından koparılır ve hiç tanımadığı bir gerçekliğe, beş çocuklu öz ailesinin yanına bırakılır. Bu geri verilişin nedenleri ondan sır gibi saklanır. Yoksulluğun ve sertliğin hüküm sürdüğü kırsal bir hayatın parçasıdır artık. İki anne, iki farklı hayat ve iki kimlik arasında savrulurken, tüm bu zorlukların içinde, bir ışık parıldar: Küçük kız kardeşi Adriana'nın saf, sarsılmaz sevgisi. Adriana, bu sert dünyada ablası için hem bir sığınak hem de direnişin simgesi olacaktır.
Di Pietrantonio'nun ödüllü kitabı Geri Verilen Kız, terk edilişin acısını, aidiyet arayışını ve ayakta kalmanın kırılgan dengesini anlatan derin ve sarsıcı bir roman.
"Donatella Di Pietrantonio, hassas ve güçlü anlatımıyla anneler ile kızlarının, kız kardeşliğin ve kendini keşfetmenin gelgitli hikayesini anlatıyor." –World Literature Today
"Di Pietrantonio'nun anlattıkları dokunabileceğiniz kadar gerçekçi [ve] incelikli örülmüş." – Washington Post
HUKUK FELSEFESİNİN PRENSİPLERİ
297.00₺
“Hegel, antik site idealini hiçbir zaman terk etmemiştir. 0, yalnızca, bu ideali çağdaş realite ile, toplum içinde giderek daha önemli bir rol oynayan bir burjuvazinin varlığı ile uzlaştırmak istemiştir. Hegel, hukuk konusundaki düşüncesinin ilk sistematik şekli olan jena Hukuk Felsefesi'nde, tabii hukuku,sosyal kurumları yalnızca kendi maddi ve manevi gelişmesine hizmet eden araçlar gibi gören bireysel şahsın hukuku olarak düşünür ve onun karşısına bir organik tabii hukuku koyar; bireyci atomizme, Totalite fikriyle karşı çıkar.
Bu noktada, Hegel'in düşüncesi hiç değişmeyecektir. jena Hukuk felsefesi, şu temel prensipten hareket eder: “ahlaki düzenin pozitif yanı, mutlak ahlaki totalitenin bir halktan başka bir şey olmamasıdır". Demek ki, organize olmuş şekliyle bir devlet olan halk, mutlak esprinin biricik somut tecellisidir. Hegel, daha gençlik çalışmaları sırasında bile, sevginin trajik kaderinin, kaybolmadan sınırsızca sürüp gidememek olduğunu biliyordu. Endividüalizmle karışan soyut insaniyetçilik, insanı tarihiyle uzlaştıramaz. insanlık tarihi, her biri bir somut Evrensel olan halkların veya devletlerin tarihidir. Öyleyse, tabii, yani rasyonel hukuk felsefesi, devletin düşüncesi olacaktır, güzel totalitenin düşüncesi olacaktır. Bu totalitenin içinde birey, bir parça olarak, kendi kendisini aşmak suretiyle kaderini gerçekleştirir. "Özgür bir halkın içinde, akıl, aslında fiilen gerçekleşmiş, canlı esprinin hazır mevcudiyeti olmuştur... Antikçağın en bilge kişilerine şu özdeyişi söyleten sebep budur: bilgelik ve erdem, insanın kendi halkının örf ve adetlerine uygun olarak yaşamasıdır".
Hegel, bu düşünsel yaklaşımıyla, kapitalist devlet yapısının hukuki temelini atmayla kalmamış, bugüne dek süre gelen ulus-devletin temel hukuksal formatını yaratmıştır.
Hayalperestler
270.00₺
"Bu kitapta yer alan her şey gerçek; aynen olduğu gibi yazıldı. Onu yazmak ölü toprağını üzerimden çekip aldı; umarım bir ölçüde okurun da içini nedensiz bir neşeyle doldurmayı başarır.
" Patti Smith
Çocukken ne mutluyuzdur. Işık, mantığın sesiyle nasıl da körelir. Bu hayatta taşı düşmüş yüzükler gibi dolanıyoruz.
Çoluk Çocuk ile gönülleri fetheden Patti Smith, bu küçük, adeta ışık saçan anı kitabında çocukluk yıllarına dönüyor ve yaşamının ilk kutsal deneyimlerini yeniden ziyaret ediyor. Anıları o denli canlı, o denli renkli, o denli parlak ki, çoğu kez gerçeküstünün eşiğinde dolanıyor. Hayalperestler, küçük bir kız çocuğunun hayalperestliğin anlamını ve uçuşan düşünceleri yakalayıp kurtarmanın sırrını keşfederek kendini bulma öyküsü. Çoluk Çocuk hiç bitmeseydi diyenler için...
Hayalperestler, Patti Smith tarafından 45. doğum gününde Michigan’da tamamlanmış ve ilk kez Hanuman Books tarafından ince bir kitap halinde basılmıştı. Bu kitabı yirmi yıl sonra, orijinal basımda yer almayan metin, fotoğraf ve illüstrasyonlar içeren yeni tasarımıyla sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Talebe
270.00₺
YILIN EN İYİ KİTABI SEÇKİLERİNDE
GUARDIAN • WASHINGTON POST • NEW YORK TIMES • BOSTON GLOBE • THE ECONOMIST
2018 GOODREADS OKUR ÖDÜLÜ
ANI VE OTOBİYOGRAFİ
Tara Westover’ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbi dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu. Çocukluğunda Mormon babasının bağnazlığa, erkek kardeşinin şiddete teslim oluşunu izledi. Ve on altı yaşına geldiğinde Tara kendi kendini eğitmeye karar verdi. Bilgiye duyduğu açlık onu Idaho’nun dağlarından çok uzaklara, okyanusların ötesine, bir kıtadan diğerine, Harvard’dan Cambridge'e taşıdı. Neden sonra aklına şu soru düştü: “Acaba fazla mı uzağa gittim?”, “Eve dönmenin hâlâ bir yolu var mı?”
Çıktığı günden itibaren dünya çapında büyük övgü toplayan, pek çok yayın organı tarafından yılın kitabı seçilen ve şu ana dek 40 dile çevrilen Talebe bir kendini inşa öyküsü. Tara Westover, hiddetli bir sadakatle bağlandığı ailesinin, eğitim sayesinde yaşadığı değişimin ve ayrılık kederinin hikâyesini –bizzat kendi hayat hikâyesini– büyük yazarlara özgü bir içgörüyle anlatıyor. Yürek burkan ve umut saçan bir hikâye bu.
“Sarsıcı. . . Tara Westover’ın hayat hikâyesi sıradışı ama kitabın merkezindeki sorular hepimizedair: Sevdiklerimiz için kendimizden ne kadarödün verebiliriz? Büyüyebilmek için onlara ne kadar ihanet edebiliriz?”
VOGUE
“İLHAM VERİCİ.”
BILL GATES
“MUHTEŞEM.”
STEPHEN FRY
Bir Daha Bak: Hep Orada Olanı Fark Etmenin Gücü
250.00₺
Başkalarının Aklı ile Dürtme kitaplarının yazarlarından…
Hayatınızın en güzel günü hangisiydi? Peki o günü tekrar tekrar yaşasanız sizce nasıl hissederdiniz? Muhtemelen giderek anlamını yitirirdi. Böyleyiz... Hafta başında bizi heyecanlandıran şey hafta sonu geldiğinde sıkar. Bir zamanlar nefes kesici bulduğumuz ilişkiler, işler, şarkılar, sanat eserleri bir süre sonra ışıltısını kaybeder. İnsan alışır ve iyi şeyleri fark etmemeye başlar. Tabii kötü olanları da: Kirli havaya alışır, kendisine zarar veren ilişkileri sürdürür, hatalı davranışlara karşı kayıtsızlaşır, eşitsizliğe karşı körleşir.
Peki ya her şeyi yeniden görmenin bir yolunu bulabilseydik? Ya sadece gözalıcı şeylere duyduğumuz hayret duygusunu, çoktandır göz ardı ettiğimiz şeylere karşı da yeniden kazanabilseydik?
Davranış bilimi alanındaki iki müthiş zihnin işbirliğiyle ortaya çıkan Bir Daha Bak, rutinlerimizi bozmanın beyni nasıl sıfırlayabileceğini ve böylece günlerimizi yeniden yeşertip, daha mutlu ve tatmin edici hayatlar yaşamamızı sağlayabileceğini gösteren çığır açıcı bir çalışma.
“Leonardo da Vinci’den Albert Einstein’a tüm yaratıcı düşünürlerin ortak özelliği, çoğu insanın körleştiği gündelik şeyleri farklı gözle görüp hayret edebilmeleridir: mavi gökyüzü, zamanın geçişi, ışık huzmesinin bir yaprak üzerinde yarattığı parlaklık... Bir Daha Bak, etrafımızdaki şeylere yeni bir gözle bakmamıza, hayatımızı yeniden canlandırmamıza yardımcı olabilecek değerli bir yol.” –WALTER ISAACSON
“Esenlikli bir hayat sürmenin yollarını gösteren muhteşem bir rehber.” –ANGELA DUCKWORTH