“Tepeden Kuyruğa – Kuşlar” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Arıcı Ne Yapar?
195.00₺
Vızzzzz...
Arıcı, arılar hakkında pek çok şey biliyor. Yaz kış demeden bütün bir yıl bu vızıldayan böceklerle ilgileniyor. Güneş pırıl pırıl parladığında ve etraf çiçeklerle dolduğunda arıcı arılarıyla birlikte vızır vızır çalışıyor. Kovanlar inşa ediyor, arılarının sağlıklı olup olmadığına bakıyor, bal topluyor… Bunu biliyor muydun: Arılar olmasaydı, iştahla yediğimiz pek çok lezzetli meyveyi yetiştiremezdik.
İŞTE SANA ARICI VE ARILARI İÇİN YAPTIKLARI HAKKINDA HARİKA BİLGİLERLE DOLU BİR KİTAP.
12 dile çevrilen ve pek çok ülkede çocukların sevgilisi olan Ne Yapar? serimizden ARICI’yı beğeninize sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Tekerlekli Yalan
260.00₺
TEKERLEKLİ YALAN
JULIET MACUR
Juliet Macur korkunç detaylar veriyor. Kan torbaları. Şırıngalar. Davalar. Bu nasıl bir çılgınlık!
–Evening Standard.
İmparatorluğu çökmüş ve evini satmak zorunda olan bir adam… Onu muhteşem evinde ziyarete gittiğinde böyle bir Lance Armstrong karşılıyor gazeteci Juliet Macur'u. Defalarca karşı karşıya geldiler. Ama ilk kez yenik bir adam var karşısında.
Armstrong’un skandal sonrasında görüşmeyi kabul ettiği nadir kişilerden biri Macur. Lakin öyküyü sadece onun ağzından dinlememekte kararlı. Ailesinden yakın arkadaşlarına, yetkililerden sponsorlara, rakiplerinden takım arkadaşlarına, bilerek ya da bilmeyerek bu büyük yalanın parçası olmuş yüzü aşkın isimle görüşüyor. Ve karşımıza doymak bilmez bir hırsa sahip bir adamın kimi yerde acıklı kimi yerde gülünç kimi yerdeyse nefret uyandırıcı, yalanlarla örülü hikâyesi çıkıyor. Ünü bisiklet sporunun ötesine geçmiş bir bisikletçinin, yetkilileri, gazetecileri ve hayranlarını yıllarca nasıl kandırdığını, imajını korumak için nasıl insanları kullanarak –bazen onların hayatı pahasına– etrafına bir duvar ördüğünü ve “Armstrong Sistemi” adıyla anılan, gelmiş geçmiş en karmaşık, en ayrıntılı doping programını nasıl şeytani bir ustalıkla yarattığını ve uygulattığını bir bir ortaya koyuyor Macur.
TEKERLEKLİ YALAN: Lance Armstrong'un Düşüşü, kaybetmemek için spor tarihinin en büyük organize suç organizasyonunu kurmayı göze almış bir sporcunun, en zengin hayal gücünün bile sınırlarını zorlayacak, akılalmaz ama gerçek hikâyesi.
Cevaplanması gereken ilk soru: “Neden yaptı bunu?” Ve “Nasıl bu kadar uzun süre paçayı sıyırabildi?” Macur sis perdesini kaldırınca ortaya Antik Yunan destanlarını hatırlatan bir karakter çıkıyor: ölümcül kusurları olan bir yarı tanrı.
–Toronto Star
Tavşan Yılı
245.00₺
“Kendinizi böyle bir tavşanın hayatınıza girmesini dilerken buluyorsunuz.”
–Seattle Post
41 DİLE ÇEVRİLDİ VE 2 KEZ BEYAZPERDEYE UYARLANDI.
Orta yaşın eşiğinde, modern hayatın bunaltıcılığından bezmiş bir gazeteci, fotoğrafçı arkadaşıyla haber peşinde giderken arabaları yavru bir yaban tavşanına çarpar. Gazeteci arabadan iner, yavrunun yarasını sarar ve arkadaşının çağrılarına ya da zihninde ona geri dönmesini söyleyen sese aldırış etmeden tavşanla birlikte ormanın içinde gözden yiter. Böyle başlar Karloo Vatanen’in kendine hayat icat edeceği uzun yolculuğu.
41 dile çevrilip İskandinav edebiyatının kült eserlerinden biri haline gelen Tavşan Yılı, kimi yerde absürde uzanan bir değişme, değiştirme öyküsü. Zeki, mizahi tarafı güçlü ve özgürleştirici bir roman.
Tavan Arasındaki Buda
245.00₺
Japonya'dan San Francisco'ya giden gemiye bindiler hep birlikte, ellerinde kocalarının birbirinden yakışıklı fotoğraflarıyla. Gelindi onlar; yabancı topraklarda, dükkan, bağ bahçe sahibi kocalarıyla kuracakları refah yaşamın hayaline kapıldılar -çünkü onlara bunun sözü verilmişti. Sonra kocalarını gördüler; ilk şoku yaşadılar, ilk geceyi atlattılar. Müstakbel kocalarının onlara yalan söylediğini, evlerinin hanımı olmayacaklarını öğrendiler; çok ama çok çalıştılar, tarlalarda iki büklüm mahsül topladılar, beyaz tenli uzun boylu kadınların yerlerini sildiler, çamaşırlarını yıkadılar, yemeklerini yaptılar, erkeklerine hizmet ettiler. Çocuk doğurdular; bir, iki, beş, on. O çocuklar büyüyüp de kimliklerini reddettiğinde üzülmemeye çalıştılar. Yeni topraklar sonunda memleketleri oldu. Ve savaş gelip çattı bir gün, yeni memleketlerinde "düşman" oldular.
Julie Otsuka'nın 2011 National Book Award finalisti romanı TAVAN ARASINDAKİ BUDA yüz yıl kadar önce gemiyle Japonya'dan San Francisco'ya "fotoğrafla eşlenmiş gelinler" olarak getirtilen bir grup genç kadının yürek burkan öyküsünü, şiirsel bir etkileyicilik ve hiddetle aktarıyor.
ANARŞİZM MARKSİZM VE SOLUN GELECEĞİ
253.00₺
Murray Bookchin, gençken New York City’deki sosyalist kalabalığın önünde konuştuğu ve İspanyol İç Savaşı’nda Franco’yla savaşanlar için destek çalışmalarına başladığı 1930'lardan beri dinamik bir devrimci propagandacıdır.
Şimdi, kitap biçiminde ilk kez bu cilt, sosyal ekolojinin kurucusuyla bir dizi heyecan verici ve ilgi çekici röportaj ve ondan makaleler sunuyor. Bu geniş koleksiyon, Bookchin’in Büyük Buhran sırasında genç bir Komünist olarak gençlik yılları, 1960’lardaki deneyimleri ve bu on yılın dersleri üzerine düşünceleri, özgürlükçü komünist toplum vizyonu, özgürlükçü siyaset, anarşizm ve teori ile pratiğin birliği ekseninde Solun geleceğinin ele alındığı bir çalışmadır. Bugün radikalizmin krizini değerlendirmeye devam ediyor ve devrimci bir Solun gerekliliğini savunuyor. Son olarak, böyle bir Solun inşasında hem anarşizmde hem de Marksizmde neye değer verilmesi gerektiğini belirtir ve yeni bir devrimci toplumsal hareket oluşturmak için kılavuzlar sunar.
Nakano Eskici Dükkânı
264.00₺
“Kawakami okuru heyecanlandırmak için havai fişeklere ihtiyacı olmadığının farkında.”
—THE JAPAN TIMES
Hitomi, civardaki bir eskici dükkânında çalışmaya başlayınca kendini sıradışı insanların arasında bulur: birkaç eş eskitmiş, muzip ve patavatsız Bay Nakano; onun hiç evlenmemiş, ressam kız kardeşi Masayo; tuhaflık derecesinde içine kapanık –ama her nasılsa Hitomi’nin gönlünü çalacak– genç Takeo; her gün dükkâna girip çıkan türlü huyda insan ve sırlarla dolu onlarca eşya. Herkesin ve her şeyin bir hikâyesinin olduğu bu dükkânda Hitomi hayatı, aşkı ve insanlar ile sırlar arasındaki zarif dansı keşfetmeye başlar.
Son dönem Japon edebiyatının parlayan ismi Hiromi Kawakami’den, bir başınayken sıradan duran ama bir eskici dükkânında yan yana geldiklerinde neredeyse sihirli bir bütün yaratan insanların –ve eşyaların– yalın, neşeli ve biraz da hüzünlü öyküsü.
“Kawakami, bize özüne kadar damıtılmış imgeler, doğrudan kalbe giden cümleler ve tüm hayatları tek bir nefeste sunacak anlatım hâkimiyeti sunuyor.”
–THE NEW YORK TIMES BOOK REVIEW
“İnce ince düşünülmüş, tuhaf, arızalı ve abartısız karakterler... Yine de kitabın sonuna vardığınızda, kendinizi onları fazlasıyla önemserken buluyorsunuz.”
–KIRKUS
“İlginç, zarif, zamansız... Büyüsüne kapılmamak elde değil.”
–THE DAILY MAIL
ANARŞİZM VE ARZULARI
158.00₺
Cindy Milstein’ın çalışması, insanlığın her tür tahakküm ve hiyerarşiden azade bir dünyaya duyduğu dirençli ümidin ifadesi olarak, herhangi bir örgütlenmenin ötesinde var olabilen türde bir anarşizmin açık ve tutkulu bir ifadesi. Kitap aynı zamanda Provo’dan radikal ekolojiye ve Zapatismo’ya anarşizmin kat ettiği pek çok toplumsal ve kültürel hareket için de bir yol haritası ve anarşizmin radikal imgelemi cezp etme konusundaki süregelen becerisine bir tanıklık da sunuyor. En önemlisi de, bu kitabın, devrimi şimdi yaşamaya, anarşizmin hedeflediği gibi gündelik hayatlarımızı eşitlikçi ve müşterek etiğin bir modeli haline getirmek için bir çağrı yapıyor oluşu.
__Silvia Federici, Caliban ve Cadı’nın yazarı
Pek çok zorluk, karmaşa, çelişki ve ironi ile dolu çılgın dünyamızda tökezlememek hiç de kolay değildir. Eğer yapacağınız tahlilleri sağlam bir yere bağlama arayışındaysanız, bu kitap harikulade bir başlangıç noktası. Cindy Milstein’ın kitabı, üzerinde incelikle düşünülmüş, enerjik ve öngörülü ve size üzerinde kafa yoracağınız tonlarca şey söylüyor. Anarşist siyasetin temel ilkeleri için muhteşem bir başlangıç kitabı.
__Matt Hern, Common Ground in a Liquid City kitabının yazarı
Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne’in Hayatı ve Cevaplamak İçin Yirmi Teşebbüs
290.00₺
“Montaigne okurken aniden kitabı kapatıp şu soruyu kendine sormayan varsa
aklına şaşarım:
‘Benim hakkımda bu kadar çok şeyi nereden biliyor?’”
Bernard Levin - The Times
Tür tür insanla nasıl geçinilir, sevilen birinin kaybı nasıl atlatılır, ağlayan komşu nasıl teselli edilir, insan kusurlarıyla nasıl barışır? Hepsi daha büyük bir sorunun
türevleri:
Nasıl yaşanır?
Çoğuları tarafından ilk modern insan olarak görülen Rönesans asilzadesi Michel
Eyquem de Montaigne bu kadim soruya fena halde takıktı. Düşüncelerini daha
önce kimsenin yazmadığı bir formda, son derece kişisel bir dille (bu sebepten
“bloggerların atası” olarak da adlandırılır) kağıda dökerek nasıl yaşanır sorusuna
cevaplar aradı. “Şöyle olmalı, böyle yapmalı,” diye ahkâm kesmedi. Dürüstçe
kendini anlattı ve insanlar onu anlamaya çalışırken, kendilerini anladıklarını fark
ettiler. Pascal’dan Virginia Woolf’a, Nietzsche’den Zweig’a kadar pek çok okuru
Denemeler’i bir kitaptan ziyade hayat arkadaşı olarak gördüler.
Aklı çağının ötesine geçmiş Montaigne’i yaşadığı döneme hapsetmeyi reddeden
Sarah Bakewell, kendisine büyük övgü ve Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü’nü
kazandıran yepyeni bir biyografi formu geliştiriyor; nasıl yaşanır sorusu
çerçevesinden, bize hem Montaigne’in iyi yaşamak üzerine düşüncelerini hem de
onu bu düşüncelerle buluşturan hayat öyküsünü anlatıyor. Nasıl Yaşanır
neredeyse Denemeler kadar dost bir kitap.