İlginizi çekebilir…
Ammonite
Ammonitler,soyu tükenmiş deniz canlılarıdır.Nautilus türleri gibi kabuklu canlı türlerine yakından ilişkilidir.Ammonitler Devoniyen döneminde ortaya çıktı ve Kretase döneminde yok oldular.
Ammonitler mükemmel indeks fosilleridir ,spiralli ve spiralsiz formlar olarak bulunurlar
Bulunan en büyük ammonit fosili 1,8 metre çapındaydı, ancak yaşam odası eksikti. 1895 yılında Almanya, Westphalia yakınlarında bulunmuştur.
Ürün Boyutları: 25cm x 8cm x 23cm
Ahşap Kaide ile birlikte yüksekliği 38cm'dir.
%100 El Yapımıdır. Bir Ammonite fosilinin ölçüleri baz alınarak tasarlanmıştır.Polyester, resin ve plastik kullanılmadan üretilmiştir.
Malzeme:Kil,Siyah Ahşap Kaide
Ürün Boyutları: 25cm x 8cm x 23cm
Kendine Güvenen Genç
Ortaokulda Popülerlik, Arkadaşlık ve Güç Dengelerini Yönetmenin Şampiyon Rehberi!
Ortaokulda sosyal hayat bazen bir labirent gibi gelebilir.
Kiminle arkadaş olmalısın? Nasıl daha özgüvenli davranabilirsin? Peki ya dedikodular, dışlanmalar veya zorbalıklarla nasıl başa çıkabilirsin? Yanlış bir adım atmak istemeyenler için rehber burada!
Uzman psikolog Bonnie Zucker, “Kendine Güvenen Genç” serisinin ilk kitabı olan Ortaokul Öğrencileri İçin Okulda Sosyal Gücünü Yönetme Rehberi’nde, ortaokuldaki sosyal dinamikleri yönetmek için bilimsel temellere dayalı, eğlenceli ve uygulanabilir stratejiler sunuyor. Bu kitap, çocukların özgüvenlerini artırmalarına, sağlıklı arkadaşlıklar kurmalarına ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak.
√ Gerçekten iyi bir arkadaş nasıl olunur?
√ Popülerlik baskısıyla nasıl başa çıkılır?
√ Zorbalık ve dışlanma durumlarında kendini nasıl koruyabilirsin?
√ Sosyal gücünü olumlu kullanmanın sırları
Eğer kendine güvenen, mutlu ve sosyal açıdan güçlü biri olmak istiyorsan, bu kitap tam senin için!
Sosyal gücünü keşfet, kendini en iyi versiyonunla ifade et!
Sherlock Holmes – Kızıl Dosya
“SHERLOCK HOLMES” SERİSİNİN İLK KİTABI “KIZIL DOSYA” ÇOCUKLARI MACERAYA ÇAĞIRIYOR
Dünyanın en ünlü dedektifi Sherlock Holmes ile ev arkadaşı Dr. Watson’ın maceraları başlıyor!
Polisler, Brixton Caddesi’nde işlenen gizemli cinayet soruşturmasında Sherlock Holmes’un yardımını ister. Holmes, kendine özgü ipucu bulma ve müthiş akıl yürütme yöntemiyle katile adım adım yaklaşır.
“Şapkanı alsana,” dedi Sherlock.
“Seninle gelmemi mi istiyorsun?”
“Evet, tabii yapacak daha iyi bir işin yoksa.”
Gecenin İçinden
Uluslararası çok satan listelerine giren, Türkiye’de de çok satan Karanlık Göl kitabının yazarından, etkileyici kurgusu ve güçlü karakterleriyle bağımlılık yaratacak yeni bir roman: Gecenin İçinden.
Kıdemli ve zeki dedektif Gemma Woodstock, Melbourne’deki en büyük cinayet vakaları üzerinde çalışan bir polis memurudur. Cinayete kurban giden evsiz bir adam vakasını üstlenen Gemma, öldürülen kişi ve onun yalnızlığıyla kendi yalnız yaşamı arasında bir bağ kurar. Ardından geleceği parlak bir sinema yıldızı olan Sterling Wade, gişe rekorları kıracak yeni filminin çekimleri sırasında öldürülür. Gemma Woodstock ve çalışma arkadaşı Nick Fleet, aktörün hayatındaki ve ölümündeki gizemi çözebilmek için bir süreliğine de olsa karakterlerindeki farklılıkları göz ardı
ederek birlikte çalışmak zorunda kalır.
Film çekimi sırasında işlenen bir cinayette, değişik açılardan çekilen birçok kamera görüntüsü varken katili bulmak ne kadar zor olabilir? Avustralya’nın çok sevilen film yıldızını öldürmek isteyen kimdir?
Evsiz bir adam ve ünlü bir sinema yıldızı arasında hiçbir ortak nokta yokmuş gibi görünse de Gemma ve Nick, bu iki adamın ölümlerine yol açan sırları keşfetmeye çok yakındır.
Durdurulamayan İnsanlık 2
HER ŞEY NEDEN BU KADAR ADALETSİZ?
Tarih kitapları krallar, kraliçeler ve komutanların hikâyeleriyle dolu. Peki tüm bu insanlar nereden çıktı? Bazı insanlar saraylarda yaşayıp herkese emirler yağdırırken bazılarının niçin o sarayları temizlemek ve emirlere itaat etmek zorunda olduğunu merak ettiniz mi hiç? Sapiens kitabıyla tüm dünyada satış rekorları kıran tarihçi yazar Yuval Noah Harari genç okurlara yönelik serisinin ikinci kitabında on bin yıl önce gerçekleşen devrimin bugün bile hayatımızı nasıl etkilediğini anlatıyor. Her şeyin hangi noktada yanlış gitmeye başladığını ama hatalarımızı düzeltmek için hâlâ şansımız olduğunu gösteriyor.
Buğday yetiştirmeye dair masum bir çabanın kıtlıklara, açlığa ve savaşlara nasıl yol açtığını keşfediyoruz. Eski çağların dâhilerinin yazıyı nasıl bulduğunu ve neden vergi ödemek zorunda olduğumuzu öğreniyoruz. İki geveze iskeletle, altın küpeli timsahla ve milyonlarca mutsuz tavukla tanışıyoruz. Ayrıca insanların bitki ve hayvanları kontrol etmeyi öğrenmesinin, bizi nasıl birbirimizi kontrol etmeye yönelttiğini anlıyoruz. Durdurulamayan İnsanlık: Dünya Neden Adil Değil büyük bir şeffaflık ve mizahla harmanlanan gerçek bir hikâye. Dünyamızın nasıl şekillendiğini, neden bazı insanların her şeyi varken diğerlerinin hiçbir şeyi olmadığını merak edenler için destansı bir macera.
Postmodern Pazarlama Yorumları
Pazarlama üzerine yapmış olduğu çok sayıda araştırmayla ülkemizde bu sektöre yön veren önemli akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, daha önce Postmodern Pazarlamayı Anlamak kitabında derlenen ve oldukça ilgi gören yazılarına Postmodern Pazarlama Yorumları ile devam ediyor. Çeşitli ulusal gazete ve dergilerde yayımlanmış yazılarından oluşan bu seçkide de yazar, günümüzün en yeni pazarlama yöntemlerine odaklanıyor.
Toplumlar sürekli bir değişim halindeyken ve her yeni çağın kendi değerleri ve ruhu oluşurken,
pazarlamanın bu değişimin dışında kalması düşünülemez. “Postmodern” olarak tanımlanan çağımızda teknolojinin içine doğmuş bir kuşak (Z kuşağı) hâkim hale gelirken, pazarlama sektörü bu kuşağı yakalamak için neler yapıyor? Küreselleşmenin, dijitalleşmenin, çevre bilincininin ve bilinçli farkındalığın önde gelen değerler olduğu postmodern dünyamızda tüketicinin taleplerine nasıl karşılık veriliyor? Peki, tüm dünyayı kasıp kavuran pandemi pazarlama dünyasını nasıl şekillendirdi ve değiştirdi?
Bu ve bunun gibi pek çok önemli sorunun cevabının arandığı Postmodern Pazarlama Yorumları, pazarlama, ekonomi ve iletişim alanlarına ilgi duyan okuyucuların merakla ve zevkle okuyacağı bir kitap.
Kolektif Düşünce Seti (11 kitap)
Felsefeden fiziğe, antropolojiden edebiyat incelemesine, sosyolojiden ekolojiye düşüncenin açtığı farklı patikalar arasındaki bağlantıları buluşturmayı amaçladığımız bir dizi.
Yaşam Bilgisi // Georges Canguilhem
Yakınsama: Evreni Açıklayan En Derin Fikir // Peter Watson
İnsan, Hayvan ve Ötesi: Türkiye’de Hayvan Çalışmaları // Kiraz Özdoğan, M. Fatih Tatari, Ali Bilgin
İnsan Sonrası Bilgi // Rosi Braidotti
İnsan Sonrası // Rosi Braidotti
Göçebe Özneler // Rosi Braidotti
Anlatının Gücü: Kitle Kültürü Çağında Hikâyecilik // Robert Fulford
Yol Bilenler: Kadim Bilgeliğin Modern Dünyadaki Önemi // Wade Davis
İdeoloji Olarak Biyoloji: DNA Doktrini // R. C. Lewontin
İçimizdeki Evren: Kuantumdan Kozmosa // Neil Turok
Ekoeleştiri: Ekoloji ve Çevre Üzerine Kültürel Tartışmalar // Greg Garrard
Tavşancık Maymun’a Karşı
Tavşancık Maymun’a Karşı – Kahkahaya Hazır mısınız?
Çocukların favori çizgi roman serisi şimdi Türkçede!
Dünya çocukları bu seriyi çok sevdi!
İngiltere’de 1 milyondan fazla sattı, Amazon ve Waterstones listelerinde zirveye yerleşti, İrlanda’da zirveye çıktı, Avustralya’da çok satanlar listesinde boy gösterdi, Amerika’da yükselişe geçti…
Ve şimdi Türkçede, çocukları kahkahalara boğmaya geliyor!
British Book Awards ve Laugh Out Loud (LOLies) Ödülleri’nden ödüllerle dönen bu eğlenceli çizgi roman serisi, 6–8 yaş arası çocukların oylarıyla “en komik kitap” seçildi. Üstelik Jamie Smart, “Yılın En Komik İllüstratörü” unvanını kaptı!
Peki ne anlatıyor bu çılgın kitap?
Tüm olay, bir maymunun uzaya fırlatıldığını sandığı an başlıyor… Ama aslında iniş yaptığı yer, Tavşancık ve arkadaşları Pigi ile Minnak’ın yaşadığı huzurlu orman! Maymun kendini “yeni gezegenin kralı” ilan edince olanlar oluyor: Yaramazlıklar, birbirinden çılgın icatlar, bol koşturmaca ve dozu hiç düşmeyen komedi!
Tavşancık ve sevimli ekibi, bu yeni gelen “kral”la başa çıkabilecek mi? Yoksa ormanda kaos mu hüküm sürecek?
Neden her çocuk bu seriye bayılıyor?
• Okuma sevgisi kazandırıyor,
• Mizah anlayışını geliştiriyor,
• Hayal gücünü coşturuyor,
• Arkadaşlık, dayanışma ve birlikte başarma gibi değerleri eğlenceli bir dille anlatıyor!
Ailelere Not:
Bu kitap sadece çocukları değil, sizi de güldürecek! Okurken birlikte kahkahalar atacağınız bir seri arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Tavşancık Maymun’a Karşı, her sayfasında çocukların ilgisini çekecek mizahı, sevimli karakterleri ve renkli dünyasıyla evinizin favorisi olmaya aday.
Yaşam Bilgisi
Biyoloji ve modern tıptaki dönüşümler yaşam kavrayışlarımızı nasıl şekillendirdi? Felsefi kavramlar ve bakış açıları biyolojik fikirleri ve deney çalışmalarını nasıl etkiledi? Birbirine çok uzak disiplinler olarak tasavvur edilen felsefe ve tıp/biyoloji arasındaki etkileşimler nasıl gerçekleşti?
Genetik devrimin şafağında yayınlanan Yaşam Bilgisi, hücre teorisinin tarihini, organizmaya dair mekanik anlayışlara yakınlaşmamızı ve uzaklaşmamızı, bilim ve nesnelerindeki normalliğin doğasını ve hatta canavarları ele alarak bu sorulara kendi özgünlüğüyle cevap veriyor.
Michel Foucault, François Jacob, Louis Althusser ve Pierre Bourdieu gibi düşünürlerin çalışmalarındaki izlerinden anladığımız kadarıyla Georges Canguilhem, hem Fransız felsefesi hem de bilim felsefesi üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser, modern biyolojinin doğuşundan geçen yüzyılın ortasına kadar meydana çıkan felsefi muğlaklıkları ve sorunları işleyerek epistemolojik bir tarihsel analiz de sunmaktadır.
Postmodern Siyaset Pazarlaması
Kökleri iki yüz yıllık Osmanlı-Türk modernleşme sürecinin başlangıcına dayanan ve siyaset geleneğinde bulunan devamlılık ve kopukluk, günümüzde yeni renkler, biçimler ve tarzlarla ortaya çıkıyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönemin tüm etkileri ülkemizde de kendini her alanda hissettiriyor. Postmodern siyaset ve pazarlamayı geniş bir yelpaze içinde ele alıp yorumlama ve anlamlandırma ihtiyacı duyuluyor.
Çelişkiler, iniş ve çıkışlar, zıtlıklar, akışkanlıklar, belirsizlik ve bilinmezlikler taşıyan yeni tarz siyaset pazarlamasının günümüzdeki görünümü nedir? Bugün çok daha bulanık ve puslu günlerin yaşandığı, eski gerçeklerin dağıldığı, tüm yaşananların hayal mi, gerçek mi yoksa her ikisi de mi olduğunun yanıtının verilemediği bir ortamda, bu manzaradan çıkarılabilecek siyaset ve pazarlama uygulamaları şüphesiz ki kendini gösteriyor. Postmodern perspektiften bakınca, siyaset alanının ve pazarlamanın bir arada nasıl göründüğü ve bunların ne tür bir yol haritası çıkaracağı sorularına verilecek cevaplar, siyasetçiler dahil olmak üzere tüm paydaşlar ve seçmenler için önem kazanıyor.
Önümüzdeki seçimde, hem siyaset hem de siyaset pazarlaması açısından ne gibi oluşumlar ve değişimler etki alanı yaratacak? Hangi ayaklara yaslanarak siyasal pazarlama süreci yönetilecek? Postmodern Siyaset Pazarlaması, bahsi geçen konular ve sorular özelinde eleştirel tartışmaya bir zemin hazırlayarak, okuyucuyu siyaset ve pazarlama ekseninde yeni kavrayışlar ve uygulamalarla tanıştırıyor.
Çocuklar İçin Bilim Seti (5 kitap)
Çocuklarınıza bilimi sevdirecek, bilimsel kavramları öğretecek kitaplar arıyor ama bulamıyor musunuz? Bu seri tam size göre!
Albert Amca ile Zaman ve Uzay, Russell Stannard
Albert Amca ile Kara Delikler,Russell Stannard
Albert Amca ile Kuantum Macerası,Russell Stannard
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler
Atlantis neredeydi?
Kutsal Kâse’yi kimler aldı?
51’inci Bölge’de ne tür karanlık işler dönüyor?
Eğer siz de diğer milyonlarca insan gibi bu soruların
yanıtlarını merak ediyorsanız ya da dünyanın en gizemli
yerlerinden birine seyahat etmeyi planlıyorsanız,
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler tam size göre!
İyi yolculuklar!
Önemli Haritalar: Maceracılar ve Hayalperestler İçin (Sarah Sheppard)
Bermuda Şeytan Üçgeni nerededir?
Güney Kutbu’na ilk kimler gitti?
Dünyanın en tehlikeli hayvanı nerede yaşar?
Gezegenimizin derinliklerinde neler oluyor?
Dağlar nasıl oluştu?
Denizlerin en derin noktası nerededir?
Bu kitaptaki haritaları inceleyerek yeryüzünün en esrarengiz yerleri ve en fantastik canlılarıyla tanışacak, kâşiflere ve korsanlara maceralarında eşlik edeceksiniz. Kıtaları, okyanusları, yüksek dağları, derin çukurları, yeraltının gizemlerini, kısacası gezegenimizi keşfedeceksiniz.
İyi yolculuklar!
Bilim İletişimi
Bilimi halka iletme çabalarının izi 16. yüzyıla dek sürülebilir. O yıllardan bu yana bilim iletişimi gelişerek gittikçe daha karmaşık bir hal almıştır ve günümüzün en önemli meselelerinden birçoğunun temelini oluşturmaktadır.
Bilim İletişimi bilim hakkında konuşmaktan halkla etkileşime geçmeye, bilim eğitiminden bilim haberciliğine, bilim iletişiminin son dönemlerdeki eğilimleriyle değişimlerine değiniyor.
Teorik bilgiyi pratikle birleştiren, konunun özüne odaklanan, tutarlı ve anlaşılır bir inceleme sunan Bilim İletişimi bu alanda çalışan profesyonellere ve alanın öğrencilerine ihtiyaç duyacakları temel bilgi, strateji ve bakış açılarıyla donatılmış güncel bir rehber sunuyor.
Minimalizm – Hayatınızı Sadeleştirmenin ve Sürdürülebilir Yaşamanın Yolları
Daha Azla Daha Fazla Yaşayın!
Gereksiz eşyalardan, bitmeyen yapılacaklar listelerinden ve sizi yoran tüketim alışkanlıklarından sıyrılmak
mümkün mü?
Madeleine Olivia, sade bir yaşamın dönüştürücü gücünü keşfetmeye davet ediyor. Minimalizm, karmaşadan uzak, anlam dolu bir yaşam yaratmanın ipuçlarını sunuyor. Eşyalarınızı azaltmaktan, zihinsel yükünüzü hafifletmeye; sürdürülebilir alışkanlıklar geliştirmekten, doğaya daha yakın bir yaşam tarzı benimsemeye kadar, hayatınızı kökten değiştirecek pratik çözümler bu kitapta sizi bekliyor.
Bu yalnızca bir rehber değil, bir yaşam manifestosu. Madeleine Olivia, minimalizmin yalnızca daha az tüketmek değil, aynı zamanda daha fazla anlam, özgürlük ve mutluluk bulmak olduğuna dair ilham verici bir yolculuğa çıkarıyor. Kendi yaşamınızın özünü bulmaya hazır mısınız?
Minimalizm, sade bir hayatın kapılarını aralıyor ve sizi sadece ihtiyacınız olanla yetinmeye değil, onunla tam anlamıyla yaşamaya çağırıyor. Daha az al, daha çok yaşa.
Hikâye Koleksiyoncusu
Her insan bir hikâyedir… Ve bazıları, tüm dünyayı değiştirebilir.
Janice, herkesin hikâyelerini dinleyen ama kendi hikâyesini kimseyle paylaşmayan bir kadındır. Bir temizlikçi olarak çalışırken girdiği her evde, insanların sırlarını, neşelerini, pişmanlıklarını ve en derin anılarını fark etmeden biriktirir. O, başkalarının anlatmadığı hikâyeleri saklayan, anılarla örülü bir dünyada yaşayan sessiz bir
gözlemcidir.
Ancak yaşlı ve eksantrik bir kadın olan Bayan B ile yolları kesiştiğinde, Janice’in kendi hikâyesi de değişmeye başlar. Bayan B, ona sadece başkalarının hikâyelerini toplamakla yetinmemesi gerektiğini, kendi hayatını da yaşamayı hak ettiğini hatırlatacaktır.
Sally Page’in sıcacık anlatımıyla kaleme aldığı Hikâye Koleksiyoncusu, içinizi ısıtacak, dostluk, kayıplar ve ikinci şanslarla dolu, unutulmaz bir roman. Çünkü bazen en önemli hikâye, yıllarca saklanmış olan kendi hikâyemizdir…
British Book Awards’da “En Sürükleyici Kitap” kategorisinde 2023 yılı adayları arasında yer alan Hikâye Koleksiyoncusu, unutamayacağınız hikâyelerden biri olacak.
Alev Makinesi
Roberto Arlt’ın Yedi Deli Adam’ı tamamlama niyetiyle kaleme aldığı Alev Makinesi’nde, Astrolog ve Erdosain’in medeniyeti yok etme planları, teknolojik açıdan oldukça spesifik temellere otursa da psikolojik olarak son derece dengesiz bir hale bürünür. Grubun her bir üyesinin yarattığı oyunlar ve fanteziler, entrikalar ve komplolarla karakterize edilen içsel gerçeklikler, dünyadan her geçen gün daha fazla soyutlanmalarına yol açar. Fakat Alev Makinesi’nde trajediye yer yoktur; yok oluş kimyasal savaşın rasyonel ve bilimsel yöntemleriyle gerçekleşecektir. Okursa, kahramanların ahlak anlayışlarını terk ettikleri, dehşetin ve özkıyımın hüküm sürdüğü bir yerde, onlarla birlikte adım adım uçuruma sürüklenir.
“Roberto Arlt en büyük vizyonerlerimizden... Onun için yazmak dağlamaktır, asitle eritmektir; zalim bir şehri ve o şehrin köpekler gibi sürekli sinsi sinsi yaşamaya mahkûm edilmiş kadın ve erkeklerini birbiri ardına gözler önüne seren cam slaytlar yansıtan sihirli bir fenerdir… Bu, sanattır; tıpkı sokaklarda dövüşen Francois Villon ve tavernalarda bıçak sallayan Kit Marlowe’un mağrur Goya'sının (Arlt bunu okusaydı suratıma yumruk atardı) sanatı gibi... sadece büyük sanatın yapabileceği bir şekilde, bizi kendimizle yüzleştiren bir sanat.”
Julio Cortázar
Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları
Dünyanın yalnızca kötülükle değil direniş ve adalet umuduyla da dolu olduğunu okurlara anlatan “Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları” kitabı 21 Mart 2022 tarihinde raflarda yerini aldı.
Büyük Britanya’nın Kenya’da yaptıkları, ABD’nin Vietnam’da yaptıkları, Fransa’nın Cezayir’de yaptıkları ve daha birçok insanlık suçu… İnsan haklarının en önemli savunucularından biri olan dünyaca ünlü Avukat Wolfgang Kaleck; adaletin, yasaların ve insan haklarının her zaman ve herkes için geçerli olması için mücadele ediyor.
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)
Darwin’in Kayıp Dünyası: Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi
Martin Brasier
Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.
Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.
“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”
Anthony Hallam
“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”
Lynn Margulis
Darwin’le Akşam Yemeği:
Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?
Jonathan Silvertown
“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”
Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.
Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.
“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak; zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”
“Jonathan Silvertown yemeğin ne kadar eski olduğunu; tarihte ilk kimin neyi yediğini ve insanların neden yiyeceklerin peşine düştüğünü iyi biliyor.”
— Leslie Nemo, Scientific American
Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü
Jim Baggott
Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?
İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.
“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım. Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”
Novasen - Yaklaşan Hiperzekâ Çağı
James Lovelock
Bryan Appleyard ile birlikte
Gaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz yılın sonunda Antropesen’in bittiğini ve Novasen adını verdiği yeni bir çağın başlamak üzere olduğunu iddia ediyor. Bu yeni çağda, şu anki yapay zekâ sistemlerinden yeni bir elektronik yaşam biçimi ortaya çıkacak: bizden on bin kat daha hızlı düşünen, kendi kendisini iyileştirme ve kopyalama becerisine sahip siborglar. Lovelock’a göre bu hiperzeki varlıklar, kıyamet senaryolarının aksine, gezegenimize en az bizim kadar bağlı olacak ve Dünya’yı soğutma, Gaia’daki organik yaşamı koruma projesinde bizimle birlikte çalışacak. Bu yeni çağla evrende düşünen tek varlık, kozmosu anlayan tek varlık olma statümüzü kaybedeceğiz. Belki de Novasen, zekânın tüm evreni kaplayacak bir şey haline gelişinin başlangıcı olacak, yani kozmosun enformasyona dönüşmesinin.
“Antroposen’in başlamasından kısa süre sonra hızlanmanın gücüyle kendisinden geçen yarışçı çocuklara döndük. Üç yüz yıldır hız pedalına basıyoruz, şimdi de insan yapımı elektronik, mekanik ve biyolojik şeylerin Dünya sistemini kendi başlarına yönetebileceği çağa yaklaşıyoruz.”
KİTAP ÜZERİNE
"Hiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç."
Tim Radford, Nature
"Novasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü."
Stephen Cave, Financial Times
"Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü."
Sunday Times
"Dünya'ya bakışımızı değiştiren biliminsanı."
Independent
Sayılar ve Türümüze Katkıları
Sayı Sayma ve Kültürlerin Gelişimi
Caleb Everett
İnsan kültürleri şaşırtıcı derecede kısa bir süre öncesine kadar sayı mefhumuna sahip değildi. Sayıların icadıyla gelen sözel ve sembolik temsiller, insan yaşantısında köklü bir dönüşüme yol açtı. Çocukluğunu Amazonlardaki yerli kabileler arasında geçiren dilbilimci antropolog Caleb Everett ödüllü çalışması Sayılar ve Türümüze Katkıları’nda bu dönüşümün kapsamını ortaya koyuyor, farklı kültürlerin sayılarla ilişkisini ve sayıların insan zihnini, davranış ve kültürleri nasıl şekillendirdiğini incelikle ele alıyor.
Bilişsel bilimler, dilbilim, antropoloji, nörobiyoloji ve fizyoloji gibi farklı alanlardan pek çok araştırmayla zenginleşen bu anlatıda arkaik sayı sistemleri, yerli kabilelerin farklı sayma uygulamaları, insanlarla diğer hayvanların sayısal becerileri ve bu becerilerin nörobiyolojik kökenleri de ufuk açıcı örneklerle açıklanıyor.
Sayılar, İspanyolca, İtalyanca ve Çinceye çevrilmiş. 2018’de dilbilim dalında Amerikan Yayıncılar Birliği Prose Ödülü’ne layık görülmüş. 2017’de ABD Smithsonian Enstitüsü tarafından yeryüzünün işleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olan on bilim kitabı arasında gösterilmiştir.
“Everett’in çok farklı alanlardan çarpıcı çalışmalarla desteklediği güçlü bir savı var: Sayılar ne doğaldır ne de insan doğasına içkindir; insan zihninin yarattığı bilişsel bir icattır ve nicelikleri anlayıp ayırt etme şeklimizi ebediyen değiştirmiştir. Sayıların tarım ve tarıma dayalı kalabalık toplumların gelişiminde hayati rol oynadığına ilişkin savı da bir o kadar ikna edici.”
Amir Alexander, Wall Street Journal
“Everett binlerce yıllık insan evrimini irdeleme serüveninde Amazon ormanlarından Avustralya çöllerine yolculuk ederken insan kültürlerinin çeşitliliğini daha derinden anlama çabasını asla elden bırakmıyor, soluk kesici bir anlatıyla türümüzün en önemli bilişsel ve dilsel başarısını ele alıyor: sayı saymak ve niceliksel kavramları kullanarak muazzam çeşitlilikteki kültürel faaliyetleri zenginleştirip geliştirmek.”
Bernd Heine, University of Cologne
“Bu disiplinlerarası incelemede antropolog Caleb Everett sayı sistemlerinin evrimiyle ortaya çıkan sayısız olanak ve yeniliğe ışık tutuyor.”
Rachel E. Gross, Smithsonian
“Harika… Cesur ve derinlikli… Everett ele aldığı araştırmaların çeşitliliğiyle evrensel ve ikna edici bir anlatı sunuyor. Bilişsel deneylerin inceliklerini anlatırken de kabilelerin ritüellerini ve dilbilgisine ilişkin teknik detayları anlatırken de konuya aynı şekilde hâkim. Çocukluk yıllarını misyoner eğitimci ebeveynleriyle Amazon ormanlarında geçirmesinin avantajıyla keskin kavrayışlar sunuyor (babası ünlü dilbilimci David Everett). Sayılar ufuk açan, yer yer de okuyucuyu şaşkına çeviren bir çalışma. Dilin kültürel bir icat olarak türümüzü şekillendirmekteki hayati işlevini ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.”
Vyvyan Evans, New Scientist
Sıradışı Beyinlerden Öğrenebileceklerimiz // Eric R. Kandel
Beynin fiziksel yapısı dünyayla ilişkilenmemizi nasıl etkiliyor? Beynimiz milyarlarca sinir hücresinin gönderdiği sinyallerle bilincimizi, duygularımızı, dili ve sanatı nasıl kodluyor? Olağanüstü karmaşıklıktaki bu ağ, biz olgunlaştıkça gelişen fakat yaşamımız boyunca sürekliliğini şaşırtıcı ölçüde koruyan benlik duygumuzu nasıl oluşturuyor?
Beyin biliminin öncülerinden Nobel ödüllü Eric R. Kandel bilinci ve benlik farkındalığını oluşturan karmaşık sinir ağlarında ortaya çıkan aksaklıkların otizm, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, Alzheimer, Parkinson ve travma sonrası stres bozukluğuna nasıl dönüşebildiğini açıklıyor. Beyin biliminin bilişsel psikolojiyle, beynin de zihinle ilişkisini göstererek hem ortak insanlık deneyiminin sosyallik, benlik, hafıza, karar alma, yaratıcılık gibi pek çok yönünü var eden hem de kaygı, stres, bağımlılık gibi pek çok sorunun altında yatan mekanizmalara ve insan zihninin işleyişine ışık tutuyor.
Kandel, alanın meraklılarına psikiyatrik araştırma, tanı ve tedavi yaklaşımlarının tartışılacak pek çok yönüne de tanıklık etme fırsatı vererek beyin bilimini inşa eden keşif ve araştırmaların tarih boyunca kat ettikleri yolları, aksayan zihinsel süreçlerin biyolojik kökenlerini ve güncel tedavi yaklaşımlarını sistemli ve anlaşılır bir dille aktarıyor.
Tuhafı Aşma Zamanı
Kuantum Fiziğine Farklı Bir Bakış
Philip Ball
“Kuantum mekaniği ‘tuhaf’ görünebilir ama mantıksız değildir. Sadece yeni ve aşina olmadığımız bir mantık devrededir. Kavrayabilirseniz, yani kuantum mekaniğinin işte bu şekilde işlediğini kabul edebilirseniz, o zaman kuantum dünyası tuhaf görünmekten çıkıp farklı gelenek ve görenekleriyle, kendi güzel iç tutarlılığıyla bambaşka bir yer olur çıkar.”
Tuhafı Aşma Zamanı analojiler, metaforlar, imgelerle dolu kuantum anlatılarından farklı olarak, burada ve şimdi hakkındaki peşin hükümlerimizi sarsan, uzay ve zamanla dalaşan, dile dökemediğimiz, mantığımızı hiçe sayan kuantum dünyasının neden “tuhaf” olduğunu değil, neden bizim dünyamızın ona benzemediğini anlatıyor.
Kuantum kuramının nasıl işlediğini, hakkındaki klişeleri, yanlış yorumları, deneyimlediğimiz dünyanın sezgi karşıtı ilkelerini nasıl yarattığını, bizim gerçeklik, bilgi ve dille kurduğumuz ilişkilerin sınırlarını neden, nasıl zorladığını tartışarak bu kuramla birlikte bugüne kadar bildiğimiz bazı şeylerin artık neden geçerli olmadığını gösteriyor.
“Ball’un son derece kolay anlaşılır metni, günümüzde kuantum mekaniğinin temellerinin teoride nasıl ele alındığını tüm detaylarıyla gösteriyor. Tuhafı Aşma Zamanı’nın bu alanda okuduğum en iyi kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”
Margaret Wertheim, Washington Post
“Kuantum fiziği hakkında yazılmış son yılların en özgün ve ilgi çekici kitabı.”
Brian Clegg, Physics World
Aşırı Düşünme Kitabı
Aşırı düşünmek… Uzun uzun düşünmek… Endişelenmek…
Psikolog Gwendoline Smith, birçok insanın muzdarip olduğu bu yaygın kaygı biçimini araştırıyor ve faydalı önerilerde bulunuyor.
Gwendoline Smith, olumlu ve olumsuz aşırı düşünme kavramlarını ayırarak, endişe hakkındaki gerçeği ve sizi engelleyen düşünce virüsleriyle nasıl başa çıkılacağını anlaşılır bir dille anlatıyor.
Birçok örnek, anekdot ve karikatürün yer aldığı Aşırı Düşünme Kitabı, kafanızda neler olup bittiğini anlamanıza yardımcı olacak ve sorunlarınızı ele alıp çözebilmeniz için güçlü stratejiler sunacak.
Bilişsel davranış teorisine dayanan bu kitap, kişisel yaşamınızdan ilişkilerinize, işinize kadar hayatınızın tüm alanlarında kaygılı düşünce kalıplarıyla savaşmanıza rehber olacak eşsiz bir kaynak.
Maximilian Ponder’ın Muteber Beyni
“Bir bakıma, eminim Max de böyle derdi, ortada bir başlangıç yok. Sadece Büyük Patlama, doğa yasalarının müthiş rastlantılarıyla ortaya çıkan, durmaksızın genişleyen bir evren, evrenin içinde soğuyan gezegenler ve atmosferler ve ilkel çorba ve nihayetinde doğal seleksiyonun akıl almaz şartları sonucu varlığa gelen sen, ben ve açılıp kapanan ceviz masada ölü ölü yatan Max Ponder var belki de. İşte hikaye bu, derdi Max sanki detaylar onu hiç rahatsız etmezmiş gibi. Ediyordu halbuki. Kafayı detaylarla bozmuştu.”
Maximilian Ponder, her anısını kaydetmek amacıyla otuz yıl boyunca hayattan elini ayağını çeker. Ama şimdi, insan zihninin haritasını çıkarmaya yardım edecek defterler ve günlüklerden oluşan başyapıtı Katalog’un ortasında ölü halde yatmaktadır. Ancak arkadaşı Adam Last’ın polisi arayıp Max’in öldüğünü haber vermeden önce, projenin tamamlanabilmesi adına yerine getirmesi gereken korkunç bir görevi vardır. Maximilian Ponder’ın Muteber Beyni, insan zihnini ve anıları anlamak için ömür boyu süren bir arayışa ve hayata dair etkileyici bir roman...
Başarı Kitabı
Krogerus ve Tschäppeler’in bu kitabı, kulağa kolay gelen ama modern yaşamın en zor sorularından birine cevap arıyor: Her şeyi nasıl dengede tutabiliriz? Sadece cevapsız e-postalar, kısa vadeli projeler ve uzun vadeli hedeflerden değil gerçekten ama gerçekten her şeyden söz ediyoruz: Geleceklerinden endişe duyduğumuz çocuklar, yaşlanan ebeveynler, ev sahibi olma hayali, sağlık, hobiler, arkadaşlık, aşk, uyku… Tüm bunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz çünkü her biri hayati. Peki ama bunu nasıl başaracağız? Başarı Kitabı’nda işte bu soruya şaşırtıcı yanıtlar bulacaksınız.
Yazarlar Hakkında
Stockholm doğumlu olan Mikael Krogerus Zurih’deki Das Magazin dergisinin editörlüğünü yapmaktadır. Daha önce Der Freitag ve NZZ Folio için çalışmıştır.
Bern doğumlu olan Roman Tschäppeler 2003 yılında, film ve kampanyalar yürüttüğü ve şirketlere fikir geliştirme danışmanlığı yaptığı, guzo.ch adlı stüdyosunu kurmuştur.
Danimarka’daki Kaospilot işletme okulundan mezun olan ikili, Kleine Bücher für große Fragen adlı uluslararası popüler serinin yazarlarıdır. 25’in üzerinde dile çevrilen kitapların satışı milyonu aşmıştır.
Kolektif Tarih Seti (6 Kitap)
Bu dizide, farklı odak noktalarına sahip olmakla birlikte kendini egemen anlatının dışında kuran kültürel, siyasal ya da toplumsal tarih çalışmalarını bir araya getirmek amaçlanıyor.
Dava: Sokrates’ten O. J. Simpson’a Yargılamanın Tarihi // Sadakat Kadri
Hava Nasıl Tarih Yazar: Antikçağdan Günümüze İklim Değişiklikleri ve Felaketler // Ronald D. Gerste
Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi // Raj Patel - Jason W. Moore
Sessizliğin Tarihi: Rönesanstan Günümüze // Alain Corbin
Tarihin İnsanları: Kişilikler ve Tarihn Seyri i// Margaret MacMillan
Modern Avrupa Halkları Tarihi // William A. Pelz
Parasurolophus
Bu Vahşi Canlılar Kampaniyen döneminde(76 -65 milyon yıl önce) dünya'da yaşadılar ve fosil kalıntıları 1922 yılında Alberta Kanada'da bulundu.
9-10 Metre boyundaki bu devasa otobur dinozorlar 2-2.5 ton ağırlığındaydı
Müze ve bilimsel araştırma kalitesinde, yetişkin bir Parasaurolophus fosilinin kafatası baz alınıp benzer ölçülerde kil kullanılarak tasarlanan heykel çalışmasıdır.
Ürün Boyutları: 27cm x 8cm x 31cm
Ahşap Kaide ile birlikte yüksekliği 31cm'dir.
%100 El Yapımıdır. Yetişkin bir Parasaurolophus fosilinin ölçüleri baz alınarak tasarlanmıştır.Polyester, resin ve plastik kullanılmadan üretilmiştir.
Malzeme:Kil,Siyah Ahşap Kaide
Ürün Boyutları: 27cm x 8cm x 31cm
Doğru Çeviklik Kılavuzu
“Şirketiniz çevik olma yolculuğunda nerede olursa olsun, Doğru Çeviklik Kılavuzu üst yönetim ekipleri için faydalı bir rehber olarak hizmet ediyor.”
– Ritch Allison, Genel Müdür, Domino’s Pizza
“Dönüştürücü değişime öncülük etmekten sorumlu iş liderleri Doğru Çeviklik Kılavuzu’ndan büyük ölçüde yararlanacaklar.”
– Paul Sanford, Kıdemli Başkan Yardımcısı, Teslimat Çözümleri, Cigna
Bu kitabı yazmaya başladığımızda okuyucuların neyi farklı yapmalarını istediğimizi sorduk kendimize. Çözmeye çalıştığımız müşteri sorunu neydi? Nihayetinde, çeviklikle ilgili olarak halka açık sayısız kitap, makale ve blog mevcut. Dünyanın neden bir diğerine ihtiyacı olsun ki?
Cevap çok basitti. Çeviklik konseptinin sinir bozucu bir hevesten daha değerli ve pratik bir araç olmasını gerçekten istiyoruz. Çevik zihniyetlerin ve yöntemlerin, bir organizasyondaki insanları çok daha mutlu ve başarılı kılabileceğine inanıyoruz. Okuyucuların, beş ila on yıl arasındaki kendi çeviklik geçişlerine baktıklarında, hayal kırıklığı ve pişmanlık yerine gurur ve tatmin duygularını hissetmelerini diliyoruz.
Endişemiz, çevikliğin modaya uygun şekilde kötüye kullanımının tüm fikri berbat etmesi. Eğer fanatikler bir tür dengesizliği tam tersi yönde düzeltmeye çalışırlarsa –ya da otoriterler bunu insanları emirlere eskisinden daha hızlı bir şekilde itaat etmeye zorlamak için başka bir uyarı olarak kullanırlarsa– çeviklik çok yakında yönetim manyaklarının kalite süreçlerine ve iş süreçlerini yeniden tasarlama faaliyetlerine dahil olacak…
Cinsellik Üzerine (3 kitap)
Arzunun Sınırları
Kötü Yasalar, İyi Seks ve Değişen Kimliklerin Yüzyıllık Tarihi
Eric Berkowitz
Sekse dair teamüllerimiz nasıl değişti ve seks hukukunu nasıl etkiledi?
Neyin yasal, neyin yasak olduğunu belirleyen insan kendi hayatını bu yolla nasıl düzenledi?
Gazeteci, yazar, hukukçu Eric Berkowitz seks hukuku ve seksin politik çıkarlar doğrultusunda yönetilmesi bahsine bir önceki kitabı Seks ve Ceza’da bıraktığı yerden, yirminci yüzyıldan devam ediyor.
Arzunun Sınırları’nda seksin aile, iktidar, ırkçılık, sömürgeleştirme, cinsiyet ve kimlik mefhumlarıyla ikircikli ilişkisini yirminci yüzyıldan çarpıcı örnekler eşliğinde nüktedan bir dille aktaran Berkowitz, “cinsel devrim”, mağduru korumaktan uzak tecavüz yasaları, eşcinsel hakları mücadelesi, modern psikiyatrinin hukuk üzerindeki etkisi, insan ticareti ve sanal seks haberleri üzerinden bu ilişkinin izini günümüze kadar sürüyor.
“Bu kitabın her bölümü farklı bir dizi yasayı ele alıyor ancak her biri, toplum tarafından kabul edilebilir cinsel davranışlar bütününe dayanarak güçlünün güçsüzün bedeni üzerinde kurduğu iktidara sesleniyor. Cahil dindar gruplar tarafından ‘kurtarıldıktan’ sonra üzerine kilit vurulup istismar edilen fahişeleri, Nazi döneminde Alman sevgilisi olduğu için ‘üstün ırkı kirlettiği’ gerekçesiyle öldürülen Yahudileri, beyazlarla cinsel ilişkiye girdiği için linç edilen Afrikalı Amerikalıları, akıl hastanelerinde lobotomi ‘tedavisi’ gören eşcinselleri, ‘uçkuru gevşek’ olduğu için zorla kısırlaştırılan siyah genç kadınları, oyun arkadaşlarıyla deneysel keşifte bulunduğu için tehlikeli seks suçlusu yaftası yapıştırılan küçücük çocukları, cinsel içerikli kısa mesaj paylaşmaktan çocuk pornocusu diye hapse atılan ergenleri kapsıyor. Seks suçlusu olmak çoğu zaman yanlış yerde veya yanlış zamanda yakalanmak, yanlış sınıf ya da ırkın mensubu olmak, hayatlarımızdan geçmekte olan bir ahlak vesvesesine ters düşmek talihsizliğinden ibaret.”
Seks ve Ceza
Eric Berkowitz
Yatak odasından mahkeme salonuna seks hukukunun hayret verici tarihi…
Kraliyet metresleri, eşcinsel at arabası yarışçıları, Ortaçağ travestileri, cadılar, keçi seviciler, rahibe fahişeler ve Londralı kiralık oğlanlar gibi aykırı oyuncuların renklendirdiği seks tarihinde bir çağ ve toplumda hoşgörülen davranışlar bir ötekinde en ağır şekilde cezalandırıldı. Ancak seks dürtüsü antik çağlardan beri kendini dizginlemeye çalışan her türlü girişime karşı koydu. Seks ve Ceza, dört bin yıllık cinsellik, din ve mülkiyet üçgeninin açılarının çok da değişmediğini gösteriyor bizlere.
“Elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir.”
Eric Berkowitz Antik Mezopotamya’da zina yapan bir kadının kazığa oturtulmasından başlayıp 1895’te Oscar Wilde’ın “büyük ahlaksızlık” suçuyla hapis cezası aldığı döneme kadarki seks hukukunun uzun tarihini gözler önüne seriyor.
Seks ve Ceza, mahkeme tutanaklarıyla tarihi belgelerde yer alan gerçek insanların hayatlarından yola çıkarak insanlık tarihine ayna tutarken, insan ruhunun karanlık taraflarını ortaya çıkarıyor. Berkowitz zaman zaman tüyler ürperten, zaman zaman hayal gücünü zorlayan bir yolculuğa davet ediyor okurları.
Seksin Doğası
Dr. Carin Bondar
“Seks dostlukla mı ilgilidir? Aşkla mı? Tutkuyla mı? Üremeyle mi? Cevap, çok sayıda biyolojik ve ekolojik unsura bağlı olarak bunların hepsi ya da hiçbiri olabilir. Emin olabileceğimiz tek bir konu varsa o da seksin dünya üzerindeki her canlının varoluşu için elzem olduğudur. İnsanlar için seks rahatlama, eğlence, gıda ve yaşam demektir.”
Dr. Carin Bondar
Biyolog ve başarılı bir doğa belgeseli programcısı Dr. Carin Bondar, hayvanlar âleminde gözlemlenen çeşitli cinsel davranışları ele aldığı bu çalışmasında primatlardan balinalara, çakallardan salyangozlara, ötücü kuşlardan yırtıcılara hayvanların üreme döngülerinde insanların cinsel yaşamını renksiz gösteren ve onunla şaşırtıcı paralellikler taşıyan pek çok detayı bulabileceğimiz ansiklopedik bir gezintiye çıkarıyor okuru.
Seksin Doğası doğada eşleşebilecek partner bulmak, başarıyla çiftleşebilmek ve sonucunda dünyaya gelecek yavruları büyütebilmek için ne mücadeleler verildiğini ve bize bugün garip gelen pek çok detayın aslında ne kadar doğal olduğunu görme fırsatı veriyor.
“Dostlarım, dışarıda acımasız bir dünya var. Hazırsanız acımasız olduğu kadar iç gıdıklayan, heyecan veren, korku uyandıran, mide bulandıran, aynı zamanda çekici ve akıl almaz bu dünyaya, Seksin Doğası’na giriş yapıyoruz.”
Bir Kadının Portresi
Isabel Archer, Avrupa’yı dolaşmak için Amerika’daki evinden ayrılmıştır. Son derece bağımsız olan Isabel macera bulmayı beklemektedir ama aşkı bulmayı kesinlikle beklememektedir. İtalya’da Gilbert Osmond’la tanışması her şeyi değiştirir.
Ama bu çekici adamda göründüğünden daha fazlası var mıdır? Ve Isabel’in bulduğu hayat gerçekten istediği hayat mıdır?
Hattie Harmony – Endişe Dedektifi
ENDİŞE, ENDİŞE GİT GERİYE!
SANA VAKTİM YOK BÖYLE BİR GÜNDE!
4-8 yaş çocukların kaygılarını yenmelerine, kendilerini ifade etmelerine ve mutlu bir yaşamın kapılarını aralamalarına yardımcı olacak bu sıcacık kitap serisi artık bizimle!
Üstelik bu ilham verici hikâye, Marvel Sinematik Evreni’nin sevilen yıldızı Elizabeth Olsen ve başarılı müzisyen Robbie Arnett’in kaleminden çıktı! Hattie Harmony, çocuklara cesaret, dostluk ve özgüven gibi hayatta en değerli olan kavramları öğretiyor.
Ebeveynler ve öğretmenler, bu kitaplar çocuklarınıza hem rehberlik edecek hem de onları eğlendirerek düşündürecek. Hattie Harmony ile tanışmaya hazır olun!
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)
Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri
Murat Küçük
“Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.”
Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece?
Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi... Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.
Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor.
Gezi Ruhu ve Politik Teori
Murat Özbank
2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir "ruh" dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye'de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı?
Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor.
Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, "Gezi Ruhu"nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde...
WEBER'DEN ARENDT'E GEZİ'DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET
ERDOĞAN'DAN SCHUMPETER'E GEZİ'DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET
GEZİ'DEN HABERMAS'A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI
İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez
W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig
Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne?
İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor.
Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor.
“Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.”
-Michael Taussig
“İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.”
-Bernard E. Harcourt
“Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil... gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.”
-W. J. T. Mitchell
Marcel Duchamp ve İşin Reddi
Maurizio Lazzarato
Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!
“Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek.
Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”
“İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi.
Marx Okumak
Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza
Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor.
Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza.
“Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.”
Kojin Karatani
“Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.”
Todd McGowan, Vermont Üniversitesi
Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler
Michael Albert
“Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.”
“Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.”
Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor.
Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz?
Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız?
Kendimizi nasıl örgütleriz?
Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz?
İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler?
Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?”
“Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.”
Bill Fletcher, Jr.
Rota
Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?
Bruno Latour
“Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?”
Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor.
Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.
En İyi Benlik
Kendinize sorun… Gerçekten olmak istediğiniz kişi misiniz?
Gerçekten istediğiniz hayat bu mu?
Her günü en iyi benliğinizle mi geçiriyorsunuz?
Bugün neyi değiştirebilirsiniz?
Bu sorulara nasıl cevap verirsiniz? Günlük hayatınızı düşünün… Günleriniz iş, ilişkiler ve gerçek benliğinize uygun faaliyetlerle mi dolu yoksa kendinizi sorumluluklarınızın ortasında kapana kısılmış gibi mi hissediyorsunuz? Daha iyi bir hayat hayal ediyorsanız şimdi hayalinizi gerçeğe dönüştürme zamanı. Tatmin edici bir yaşam tasarlamak için ihtiyaç duyacağınız şey elinizin altında: En İyi Benlik size bunun nasıl olacağını gösterecek.
Hayatın temel yedi alanının (sosyal hayat, kişisel hayat, sağlık, eğitim, ilişkiler, iş, ruhsal gelişim) her biri üzerinde çalışan Yaşam koçu Mike Bayer –pop yıldızlarından şirket yöneticilerine kadar– binlerce kişiye en iyi benliklerini keşfetmede yardımcı oldu. Bunu onlara, “Temel değerleriniz nelerdir?”, “Her gün uyandığınızdan daha bilgili bir şekilde mi yatağa gidiyorsunuz?” ya da “Korku ya da inkâr yüzünden fiziksel sağlığınızın bazı yönlerini ihmal ediyor musunuz?” gibi bir dizi zor ama önemli soru sorarak yaptı. Bu sorularla en iyi benliklerinin ve anti-benliklerinin gerçekte nasıl göründüğünü görmelerini sağladı. Dürüstlük ve açıklıkla hayatların nasıl daha iyi hale gelebileceğinin yollarını buldu.
Açıklayıcı testlerle ve kışkırtıcı anketlerle dolu En İyi Benlik, özgünlüğünüzü kucaklamanız, sizi neyin engellediğini kabul etmeniz ve tutkulu bir hayatı sonsuza kadar dolu dolu yaşamanız için size güç verecek.
Triceratops No.2
Bu etkileyici canlılar Geç Kretase döneminde (68-66 milyon yıl önce) Kuzey Amerika'da yaşadılar ve fosil kalıntıları 1887 yılında Denver, Colorado'da bulundu.
Otobur bir dinozor cinsi olan Triceratops 8–9 metre uzunluğa, 3 metre yüksekliğe, 6-12 ton ağırlığa erişebilirdi. İsmi; Antik Yunanca tri (üç), keras (boynuz) ve ops (yüz) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur.
3 boynuzu kendisini Tyrannosaurus Rex gibi yırtıcılardan koruyabilmek için evrimleşmiştir.
Müze ve bilimsel araştırma kalitesinde hazırlanmış, yetişkin bir Triceratops fosilinin kafatası baz alınıp benzer ölçülerde kil kullanılarak tasarlanan heykel çalışmasıdır.
Ürün Boyutları: 28cm x 18cm x 24cm
Ahşap Kaide ile birlikte yüksekliği 30cm'dir.
%100 El Yapımıdır. Yetişkin bir Triceratops fosilinin ölçüleri baz alınarak tasarlanmıştır.
Polyester, resin ve plastik kullanılmadan üretilmiştir.
Malzeme:Kil,Siyah Ahşap Kaide
Ürün Boyutları: 28cm x 18cm x 24cm