“KENTSİZ KENTLEŞME” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Tuhaf Resimler
250.00₺
Hiç bir kitabı okurken huzursuzlandığınız oldu mu?
(ve yine de elinizden bırakamadığınız...)
Doğum yapmasına günler kalmış bir kadının titrek eskizleri. Ölmek üzere olan bir adamın karaladığı dağ silsilesi. Okul defterinde evini gri bir lekeyle kapatan bir çocuğun resmi. Geçmişte işlenmiş suçlarla bağlantılı dokuz tuhaf resim, sayfalar ilerledikçe delillere, okur ise her ayrıntıyı bir araya getiren dedektife dönüşüyor.
Tuhaf Resimler çizimlerin, krokilerin ve diyagramların arasına gizlenmiş ipuçlarıyla örülü, birbirine ustalıkla bağlanan öykülerden oluşan rahatsız edici bir yapboz, tüyler ürpertici ve adım adım tırmanan bir gizem.
Uketsu’nun nefes kesici anlatımıyla gerilim ve çağdaş polisiye kurallarını yerle bir ettiği ilk romanı Tuhaf Resimler, en az yazarının gerçek kimliği kadar gizemli.
“Uketsu’nun tuhaf bilmeceleri hem ürpertiyor hem de bağımlılık yapıyor. Elimden bırakamadım.” R. F. Kuangü
“Öyle sürükleyici ki bir günde okudum. Öyle tedirgin edici ki bütün gece düşündüm.” Janice Hallett
3 MİLYONDAN FAZLA OKUR, 30’DAN FAZLA DİL
Her çizim ürpertici bir uyarı.
Her biri burnunuzun dibindeki korkunç bir sırrı ortaya çıkarıyor.
Uketsu’nun tekinsiz gizemleri milyonlarca okuru büyüledi.
Peki ya siz, bu tuhaf resimlerdeki ipuçlarını bulup hepsini birbirine bağlayan karanlık gerçeği ortaya çıkarabilecek misiniz?
“Ustaca örülmüş, hayranlık uyandıracak kadar karmaşık bir hikâye... Uketsu, okuru son âna dek tahmin yürütmeye zorluyor.” New York Times Book Review
Doğu’ya Kaçış
200.00₺
“Tek nefeste anlatılmış bir başyapıt... yoğun, keskin, duraksız, güçlü.” –ANNE MICHAELS
NEW YORK TIMES 2023’ÜN EN İYİ ON KİTABINDAN BİRİ
NEW YORKER YILIN EN İYİ KİTAPLARI SEÇKİSİ
Alyoşa, nereye gittiklerini bilmeyen, yüzleri solgun, bakışları yorgun, kafesi andıran vagonlara doldurulmuş yüzlerce delikanlıdan sadece biri, bir asker. Trans-Sibirya treninde, uçsuz bucaksız Sibirya boyunca kırk saattir sıkış tıkış yol alıyor. Daha yola çıkar çıkmaz karar vermiş: Firar edecek.
Hélène, bir Fransız, Krasnoyarsk istasyonunda trene biniyor. Rus sevgilisini ardında bırakmış, geri dönüp dönmeyeceğini bilmeden, geçmişinden ve kendinden kaçmak için doğuya gidiyor.
Trenin iki ayrı ucu, bu iki apayrı hayat, koridorda kesişiyor. Bu basit rastlantı onları kelimelerin azalıp bakışların ve sessizliğin konuştuğu bir yakınlığa, her durakta yakalanma ihtimalinin, her bakışta ihbar korkusunun yaşandığı bir suç ortaklığına sürüklüyor.
Günümüz Fransız edebiyatının en büyük yazarlarından Maylis de Kerangal’in nefes kesen anlatısı Doğu’ya Kaçış, kaçınılmaza doğru ilerleyen bir trende okurunun zaman algısıyla oynayan, beklentilerini altüst eden bir roman.
“Zamanı De Kerangal gibi resmedebilmek –geçmişle şimdinin, simgesel olanla gerçeğin iç içe geçtiği karmaşayı görünür kılmak– büyük bir ustalık, sabır ve berraklık ister.” –NEW YORKER
“Kusursuz… De Kerangal’in bu görkemli başarısı, hızla ilerleyen bir trenin ritmine sahip. Okurları büyüleyici bir edebi yolculuk bekliyor.” –PUBLISHERS WEEKLY
HİTİTLİ
268.00₺
5 üzerinden 5.00 oy aldı
İsimsiz bir kahramanın anlatılmamış hikâyesi: Kurnaz Odysseus için Truva Atı’nı inşa eden, İsrailoğulları için Eriha’nın surlarını yıkan, güzel yüzü uğruna bin gemi kaldırılan Helen’i hem yakışıklı Paris’ten hem de mağrur Meneleos’tan çalan adamın hikâyesi.
Hititli asker Lukka, Asurlulara karşı yaptıkları uzun ve acımasız seferden ülkesine döndüğünde, bir zamanların görkemli Hatti İmparatorluğu’nu keşmekeş içinde bulur; başkent alevlere ve dehşet saçan yağmacı çetelere teslim olmuştur. Fakat Lukka daha beterini henüz görmemiştir: Babası katledilmiş, karısı ve iki küçük oğlu köle tacirleri tarafından kaçırılmıştır.
Lukka, köle tacirlerini Yunan toprakları boyunca takip edip savaşın kasıp kavurduğu Troya’ya varır. Vaktiyle muhteşem bir şehir olan Troya da insanların musibetleriyle harap haldedir. Lukka, Troya’da soylu Hektor ve çevik Akhilleus ile aynı düzeyde bir savaşçı olduğunu kanıtlar.
Ben Bova, antik Troya efsanesine heyecan verici ve şaşırtıcı yeni bir bakış açısı getiren Hititli romanıyla klasik bir hikâyeye yeni bir soluk getiriyor.
EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU
361.00₺
20. yüzyılın ikinci yarısı yeni düşünsel arayışların ve yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışına tanık oldu. Sınıf,cinsiyet, ırk, milliyet ve düşünce ayrımlarını sorgulayan bu hareketler arasında en büyük etkiyi ise ekoloji hareketi yarattı.
Daha önce “Özgürlüğün Ekolojisi” adlı başyapıtını yayımladığımız Bookchin bu kitabında bir eylem adamı üslubuyla ekoloji hareketinin ideolojik, politik ve toplumsal yönleri üzerinde duruyor. Salt bir çevre koruma bilinci çerçevesinde değil, bir toplum ve bilim felsefesi, anti-hiyerarşik ve anti-otoriter bir toplum projesi, bir eylem ve yaşam tarzı olarak ekolojiyi ele alıyor.
Bookchin’e göre devrim yalnızca kurumları ve ekonomik ilişkileri değil, canlı ya da cansız tüm evrenle girdiğimiz ilişkileri, bilinci, yaşamı yorumlayışımızı, erotik arzularımızı da kucaklamalıdır. Bunun için sadece ataerkil aileye değil, tüm tahakküm ve hiyerarşi tarzlarına; sadece burjuva sınıfına değil, tüm toplumsal sınıflara ve mülkiyet biçimlerine karşı olan özgürlükçü bir bilinç ve eylem tarzı geliştirilmelidir.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım”potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım” potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin’in eleştirilerinden Marksizm de nasibini alıyor. Marksizmi sınıflar, ekonomi ve iktidar eksenine hapsolarak bir kapitalizm ideolojisi haline gelmekle suçlayan Bookchin bir bütün olarak hiyerarşi ve tahakküme imkân veren temellere inilmesi ve bunların ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor. Bunun için de doğrudan eyleme, özyönetime ve eko-cemaatlere gerek vardır. Doğrudan eylem, özgür yurttaşlardan oluşan cemaatler yoluyla kamusal alanı doğrudan yönlendirebilen aktif inisiyatifleri amaçlar; aynı zamanda kendisi böyle bir sürecin sonucudur. Tahakküm ve hiyerarşi ilişkilerinin yerini özyönetimin alması yeni bir tür yurttaş öznenin, yani özgür ve kendi kaderini belirleyen yurttaşın sahneye çıkması, devlete karşı yurttaş örgütlerinin ve halk meclislerinin oluşturulması anlamına gelir. İkinci Dünya Savaşı ve sonrası kuşağı biyosfere kendinden önceki tüm kuşakların verdiği toplam zarardan daha fazlasını vermiştir. Radyoaktif/kimyasal atıklar, zehirli katkı maddeleri, tıkanan yollar, yaşanmaz hale gelen kentler, çevresel ve kültürel kirlenme zararlı sonuçlardan sadece birkaçı. Kısacası her alanda tam bir ekolojik tahribat yaşanıyor. Ve artık, toplumsal ve doğal tarihin çığlıklarına kulak vermenin, vicdanın sesini dinlemenin zamanı geldi geçiyor.
EKOLOJİK İNSANCILLIĞIN ÖNCÜLERİ
304.00₺
Bir kitaba üç düşünsel yaşamöyküsü sığdıran Brian Morris, modern ekoloji hareketinin gelişimine damgasını vuran Lewis Mumford, René Dubos ve Murray Bookchin’in fikirlerini, son derece kolay anlaşılır bir biçimde ele alıyor. Bu isimler, bir uçta endüstri megamakinesinin öteki uçtaysa modernlik karşıtı tepkinin yer aldığı çıkışsız ikiliğin ötesine geçerek oldukça makul mantıklı bir üçüncü yol öneriyor. Morris’in ekolojik insancıllık adını verdiği bu ümitvar gelenek, doğayla tekrar hemhal olmuş bir toplum; ekolojik, eşitlikçi ve demokratik bir kent ve kültürü yaratma düşünü benliklerimizde canlandırıyor.
Lafı dolandırmayan, açık ve akıcı üslubuyla sokaktaki eylemciden kuram meraklısı akademisyenlere ve ekologlara kadar her kesime hitap eden Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri, ekolojiye, siyasete, felsefeye merak duyanların ya da halihazırda sahada faaliyet gösterenlerin tekrar tekrar okuması gereken bir eser.
Kıpkıp ile Tamtam ve Heyecanlı Tekboynuz
250.00₺
Kendileri küçük, duyguları büyük canavarlar Kıpkıp ile Tamtam yeniden karşınızda!
Ve bu kez heyecanlı bir tekboynuz var yanlarında!
Kıpkıp ile Tamtam’ın bugünkü rotası TEKBOYNUZ ORMANI! Marşmelov tarlasında kendilerini azıcık (!) kaybedince ikilinin başı derde giriyor. Neyse ki tekboynuz Cıvıltoynak var. Onun da ikiliye katılmasıyla ŞAHANE bir fikir geliyor akıllarına: süper kahraman üçlüsü olmak! Ama Cıvıltoynak heyecanlanıp kendini kahramanlığa FAZLA kaptırınca işler kontrolden çıkıyor!
Freni patlamış dondurma arabası, gökten yağan milyonlarca pasta ve daha bir sürü karmaşa… Kıpkıp ile Tamtam’ın saksıyı çalıştırıp Cıvıltoynak’ı sakinleştirecek bir yol bulmaları lazım. HEM DE HEMEN!