“ÖZGÜRLÜĞÜN EKOLOJİSİ” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Kendime Notlar
245.00₺
"Rahatsız edici bir kadın olmaktan korkuyorum. Ve yeterince rahatsızlık vermemekten. Korkuyorum. Ama yine de yapıyorum.”
Emilie Pine bu baş döndürücü ilk kitabında hayatında iz bırakan olaylarla konuşuyor; toplum olarak konuşacak dili yeterince geliştiremediğimiz, acı tatlı, gizli kapaklı, aynı zamanda sıradan olaylar bunlar. Kısırlık, alkolik bir ebeveynle ilgilenmek, kadınların bedenleri ve acıları çevresindeki tabular, cinsel şiddet ve kendine şiddet gibi dile getirilmez konuları radikal dürüstlüğüyle anlatıyor, kadınların sessizliğini tercih eden topluma cesaretle isyan ediyor. Bir kadının hikâyesi bu, aynı zamanda tüm kadınların hikâyesi. Kahredici, dokunaklı, bilgelik ve sevinç dolu bir kitap Kendime Notlar.
“Emilie Pine’ın keskin sesi hassas noktalara dokunuyor; hikâyesi tamamen özgün ama elimin tersi gibi tanıdık. Kendime Notlar bu yıl okuduğum en iyi anı kitabı.” Glennon Doyle
“İnsanın kalbini hem kırıyor hem tamir ediyor; açık ve dürüst.” RTÉ
“Herkesin içinde okumayın çünkü ağlayacaksınız.” Anne Enright
“@emiliepine, benliğinin bu bölümlerine sahip çıktığın için teşekkürler. Bunu yapmakla bana da kendi benliğimin benzer bölümlerine ulaşıp onlara sahip çıkma gücü verdin. Sen ve ben aynıyız.” Gillian Anderson
“Acı verici, uzlaşmaz, çok parlak. . . Hemen her kadının keşke duymazdan gelebilseydim diyeceği o ısrarcı içsesin duyuluşu.” Financial Times
İNSANLIĞI YENİDEN BÜYÜLEMEK
325.00₺
İnsanlar bu gezegenin ‘kanseri’ midir? Yeryüzünün ve tüm canlı türlerinin varlığını tehdit eden, evrimdeki korkunç bir anomali durumunu mu oluştururlar?
Bu sorular, insan ruhuna – akıl ve yenilik yaratma yetilerine – modern çağda neredeyse eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir hakaret anlamına gelir. Bunlara yönelik anti-hümanist tepki ise on sekizinci yüzyıl aydınlanmasının geliştirdiği ve on dokuzuncu yüzyıldaki çeşitli sosyalizmlerin beslediği akıl, laiklik, bilim ve insanın evrenselliğine yönelik vurgunun yerini alan narsisist bir mistisizm, mizantropi ve toplumsal dingincilik ortaya koyar.
Ömrü boyunca radikal ve öncü bir çevreci olan Murray Bookchin, bu sorulara ses getiren bir cevap vermişti, ‘Hayır!’ Anti-hümanizmin çeşitli biçimlerine yönelik çoğu zaman nükteli ve amansız eleştiriler içeren araştırmasında Bookchin, bizi kuşatan sorunların toplumsal irrasyonalizmden kaynaklandığını ve bu sorunların mistisizm ve dinginciliğe geri çekilmekle değil, yalnızca akıl ve hayal gücü ile çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bookchin meselenin bizlerin fazlasıyla insan, akılcı ve medeni olmamızla değil, bilakis yeterince insan, akılcı ve medeni olmayışımızla ilgili olduğu hususunda uyarmaktadır. Derin ekolojistlerin, sosyobiyologların, Malthusçuların, ‘Gaiacıların’ ve çoğu postmodernistin biyolojist ve indirgemeci düşüncelerine kışkırtıcı bir biçimde meydan okuyan bu heyecanlı kitapta Bookchin, aydınlanmacı hümanizm adını verdiği şeyi önermektedir – zamanımıza sinen ve bizi zayıflatan cesaret eksikliğine karşı düşünce, umut ve yenilenmeye yönelik bir mesaj.
KATILIMCI DEMOKRASİ
325.00₺
1960’ların Yeni Sol’u tarafından popülerleştirilen kavramın mirasına ithafen yayımlanan Katılımcı Demokrasi, aradan geçen zaman perspektifinde demokrasinin demokratikleşmesi tartışmalarına müdahil olan görüşleri yeniden sorguluyor ve vatandaşların demokrasiye katılımı üzerine vurgusuyla hem tarihi hem de çağdaş anlamda konu üzerine yazılmış en iyi makaleleri bir araya getiriyor.
Kitabın editörleri Dimitrios Roussopoulos’la C. George Benello dışında George Woodcock, Murray Bookchin, Don Calhoun, Stewart Perry, Rosabeth Moss Kanter, James Gillespie, Gerry Hunnius, John McEwan, Arthur Chickering, Christian Bay, Martin Oppenheimer, Colin Ward, Sergio Baierle, Anne Latendresse, Bartha Rodin ve CLR James gibi yazarların makalelerini içeren bu çalışma, Porto Alegre ve Montreal modelleriyle birlikte yeni kentsel ekoloji ve doğrudan demokrasi tartışmalarını da ele alıyor.
Kayıp Şeylerin Bakım Kılavuzu
135.00₺
“Er ya da geç, bu olacak. İyisi mi hazır ol.
Hazırlıksız yakalanmaya hazır ol.”
Bakıcılığın esasları üzerine kısa bir gece kursuna yazılmak, dibe vurmuş ve meteliksiz Ben Benjamin için yapılacak en akıllıca şey gibi gözükmüştü. Ama el kitapçığındaki hiçbir şey –ki o kitapçığı da doğru dürüst okumamıştı– Ben’i tekerlekli iskemleye hapsolmuş sivri dilli ergen Trevor’a hazırlamaya yetmeyecekti…
Bakıcılığın ilk kuralı Profesyonel Davranmak. Bu yüzden Ben, karısı Janet’ın neden boşanmak istediğini ya da dün gece neden intiharı düşündüğünü Trevor’a anlatmamalı.
Bakıcılığın ikinci kuralı Duygusal Bağ Kurmamak. Bu yüzden Ben Trevor’ı bir minibüsün arkasına bindirip babasıyla arasını düzeltmesi için çöl ortasında yüzlerce kilometre yapmayı aklının ucundan bile geçirmemeli. Özellikle de böylesine epik bir yolculuk muhteşem felaketlere gebeyken…
Washington Post ve Amazon tarafından 2012 yılının en iyi kitapları seçkilerine dahil edilen Kayıp Şeylerin Bakım Kılavuzu olağandışı bir dostluğun, bir adamla bir çocuğun hayata dönüşünün komik ve trajik öyküsü.
HUKUK FELSEFESİNİN PRENSİPLERİ
297.00₺
“Hegel, antik site idealini hiçbir zaman terk etmemiştir. 0, yalnızca, bu ideali çağdaş realite ile, toplum içinde giderek daha önemli bir rol oynayan bir burjuvazinin varlığı ile uzlaştırmak istemiştir. Hegel, hukuk konusundaki düşüncesinin ilk sistematik şekli olan jena Hukuk Felsefesi'nde, tabii hukuku,sosyal kurumları yalnızca kendi maddi ve manevi gelişmesine hizmet eden araçlar gibi gören bireysel şahsın hukuku olarak düşünür ve onun karşısına bir organik tabii hukuku koyar; bireyci atomizme, Totalite fikriyle karşı çıkar.
Bu noktada, Hegel'in düşüncesi hiç değişmeyecektir. jena Hukuk felsefesi, şu temel prensipten hareket eder: “ahlaki düzenin pozitif yanı, mutlak ahlaki totalitenin bir halktan başka bir şey olmamasıdır". Demek ki, organize olmuş şekliyle bir devlet olan halk, mutlak esprinin biricik somut tecellisidir. Hegel, daha gençlik çalışmaları sırasında bile, sevginin trajik kaderinin, kaybolmadan sınırsızca sürüp gidememek olduğunu biliyordu. Endividüalizmle karışan soyut insaniyetçilik, insanı tarihiyle uzlaştıramaz. insanlık tarihi, her biri bir somut Evrensel olan halkların veya devletlerin tarihidir. Öyleyse, tabii, yani rasyonel hukuk felsefesi, devletin düşüncesi olacaktır, güzel totalitenin düşüncesi olacaktır. Bu totalitenin içinde birey, bir parça olarak, kendi kendisini aşmak suretiyle kaderini gerçekleştirir. "Özgür bir halkın içinde, akıl, aslında fiilen gerçekleşmiş, canlı esprinin hazır mevcudiyeti olmuştur... Antikçağın en bilge kişilerine şu özdeyişi söyleten sebep budur: bilgelik ve erdem, insanın kendi halkının örf ve adetlerine uygun olarak yaşamasıdır".
Hegel, bu düşünsel yaklaşımıyla, kapitalist devlet yapısının hukuki temelini atmayla kalmamış, bugüne dek süre gelen ulus-devletin temel hukuksal formatını yaratmıştır.
Kısa
245.00₺
MUCİZELERİ SAYMAK'IN YAZARINDAN
NEWYORK TIMES BESTSELLER
JULIA BOYUNUN KISA OLMASINDAN FAZLASIYLA DERTLİYDİ.
AMA OZ BÜYÜCÜSÜ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRECEKTİ.
Annesinin ısrarını hiç anlamamıştı Julia. Dansta iyi değildi ve dürüst olmak gerekirse sesi de… Neyse! Oz Büyücüsü’nün seçmelerine katılmak ona ne katabilirdi ki? Ancak Julia’nın kafasındaki sorular yerini hızla tiyatronun büyüsüne bırakır. Başta kendi cüce ama özgüveni dev rol arkadaşı Olive ve sanatçı ruhlu eşsiz Bayan Chang olmak üzere, gösteri sayesinde tanıdığı tüm insanlar, hissettiği duygular, yaşadığı deneyimler sadece tiyatro değil kendisi hakkındaki düşüncelerini de değiştirir. Julia’nın boyu hâlâ aynı olsa da artık çok daha “uzun boylu” hayalleri vardır.
New York Times çoksatanlar listesine giren, pek çok dile çevrilen ve ülkemizde de büyük beğeni toplayan Mucizeleri Saymak’ın yazarı Holly Goldberg Sloan’dan muzip, duygusal, şaşırtıcı ve karşı konulamaz bir dönüşüm öyküsü.
“Sloan sempatik ve büyüleyici genç karakterler yaratmakta gerçek bir usta. Mucizeleri Saymak’ı yıldız yapan her şey bu kitapta da var.”
Entertainment Weekly