Sepet toplamları
Ara Toplam | 13,195.00₺ |
---|---|
Kahve Ambarı Kargo Maliyeti | 115.00₺ |
The Kitap Kargo Maliyeti | 105.00₺ |
Toplam | 13,415.00₺ (38.40₺ KDV dahil) |
İlginizi çekebilir…
Bir Şey Olduğu Yok
Fang Ailesi'nin Yazarından
Yılın En İyi Kitabı seçkilerinde
New York Times * Washington Post * People * Time * Buzzfeed
Lillian ve Madison’ın yatılı okulda başlayan beklenmedik dostlukları, Lillian’ın olaylı bir şekilde okulu terk etmesiyle mektuplara kalmıştı. Ta ki yıllar sonra yine bir mektupla gelen yardım çağrısına kadar.
Madison, Lillian’dan üvey ikizlerine bakıcılık yapmasını istiyor. Ama bir detay var: İkizler kızıp üzülünce alev alıyorlar. Gerçekten, alev alıyorlar. Kendilerine zarar vermeyen ama etraflarında ne varsa yakıp yıkan, korkutucu ve bir o kadar da göz alıcı alevler.
Bocalamakla geçen hayatında kaybedecek pek de bir şeyi olmayan Lillian, yazı çocuklarla geçirmeyi kabul ediyor. Üçü artık birbirlerine güvenmeyi, başkalarını umursamamayı –ve Madison’ın politikacı kocasından uzak durmayı– öğrenmek zorundalar. Peki ama Lillian gece uykusunda bile onlar yüzünden yanabileceği gerçeğiyle ne yapacak? Bir an önce onlardan uzaklaşmanın yollarını mı arayacak yoksa bu tuhaf güzellikteki çocuklarla el ele verip dünyanın karşısına mı dikilecek?
Birbirlerini anlamaya, dünyadaki küçük yerlerini bulmaya çalışan sıra dışı karakterlerin buluştuğu bu tuhaf, yumuşak ve eğlenceli roman, Kevin Wilson'ın olağanüstü ile olağanı aşılamadaki muazzam becerisini bir kez daha doğruluyor.
“Bu kitabın güzelliğini aklım almıyor. Her şeyiyle özgün, bir o kadar da muhteşem.” Taffy Brodesser-Akner, New York Times
“Benzerini okumuştum diyeceğiniz tek bir satır yok. O kadar taze bir ses.” Entertainment Weekly
Histeri
“Histeri ile ilgili her deneme, onun meşhur özelliklerini anmak zorunda. Histeri dendiğinde, bedenlerinin cinsel
istekleri altında bunalmış, cinsel düşüncelerini bastıran, konversiyonlarına kayıtsız, ötekiyle had safhada
özdeşleşen, kendini teatral tarzda ifade eden, kendini varoluşuna adayacağı yerde onu gündüz düşlerinde hayal
eden, çocuksu bir masumiyeti erişkin dünyeviliğine yeğleyen insanlar akla gelir. Telkinden mustariptirler; ya
ötekinden kolayca etkilenir, ya da düşüncelerini kendilerine refakat eden diğer histeriklere aktarırlar. Her ne
kadar karakter bozuklukları âleminde ikamet eden başkaları da yukarıdaki özelliklerden bir veya birkaçını
paylaşsa da bunların tümü yalnızca histerikte tek ve dinamik bir biçim altında bir araya gelir.
Kendime biçtiğim vazife, bütün bu özellikleri histerik biçimin kalıbına dökecek bir teori temin etmek.”
Sigmund Freud’dan hareket eden, Melanie Klein ve Donald Winnicott ekollerine uğrayan, Fransız psikanalitik
düşüncesinden Jacques Lacan’ı da ihmal etmeyen bu eserinde Bollas, histeri hususunda uzun süredir var olan
fikirlere yeni bakış açıları getirerek psikanaliz ve psikoterapiyle ilgilenen öğrenciler ve profesyonellerin yanı
sıra Batı kültüründe kişiliğin oluşumuyla ilgilenen sıradan okurlar için de aydınlatıcı bir metin sunuyor.
Bir Rus Piyanistin Otoportresi
Yüzyıllardır sanatçılara, bilim insanlarına ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında birçok ülkeden sürgünlere yuva olan Viyana bu karışımın yarattığı havayla entelektüel dünyada son derece ihtişamlı bir yere sahip. Geçmişin kayıp ruhları şehrin kafelerinde çağdaş eşlikçilerine unutulmaya yüz tutan hayatlarını anlatıyor, yaşamlarının son demlerinde anılarını kayıt altına alıyor. İşte bu kafelerden birinde isimsiz bir anlatıcı, eski roman karakterlerinden biri gibi duran bir Rus piyanistle tanışıyor. Dünyaca ünlü piyanist Suvorin kitabın anlatıcısına savaşın dehşetini, nefes almakta güçlük çektiği diktatörlük rejimini, öğretmenlik yaptığı yılları, her sahne performansında neler hissettiğini ve büyük aşkı eşini aklına geldiği şekliyle sansürsüzce anlatıyor. Beat Kuşağının önemli temsilcilerinden Wolf Wondratschek, Bir Rus Piyanistin Otoportresi’nde bazı insanların güzellik, müzik ve tutkunun peşinde koşarken nelerden vazgeçtikleri, yaptıkları bu fedakârlıklara değip değmediği gibi ebedi soruları tartışıyor. Yazarın diliyse sanki kurmaca metinlerin temel standartlarına göre yazılmış bir metin değil de müzikal bir eser gibi duyuluyor.
Bir Rus Piyanistin Otoportresi egosuz, kurnaz, derin, komik, otantik ve son derece gizemli; hem de tüm bunları hiç zorlanmadan yapıyor. Muazzam bir alçakgönüllülük romanı kuşatıyor. Bağıran bir dünyada, usulca ve yavaşça çalınan bir şarkı.
Ethan Hawke, The New York Times Book Review
Wondratschek’in katmanlı anlatısı dil, sanat, politika ve tarih üzerine düşünüyor ve romanda çok fazla olay yaşanmasa da okuruna kafa yoracağı çok konu veriyor. Thomas Mann ve Elias Canetti’ye ilgi duyan okurlar bu kitabı zevkle okuyacaklar.
Kirkus
Stoacılığı Yaşamak
“Bu kitap, insan doğası ve bu doğanın idaresi hakkındadır. Antik dönemlerde, veya belki de tüm tarih boyunca, bu konuyu en zekice işleyenler Stoacılardı. Nasıl düşünmemiz ve nasıl yaşamamız hakkında tavsiye verdiklerinde, günümüzde ‘Stoacı’ kelimesiyle özdeşleşen nemrut bir duygusuzluk akla gelmemeli. İlk Stoacılar, filozofların ve psikologların en maharetlilerindendi; üstelik son derece uygulamacı kişiliklerdi; gündelik yaşamın sorunlarına çözümler sunuyorlardı ve akıldışı eylemlerimizin üstesinden gelmek için tavsiye veriyorlardı, ki bu çözümler ve tavsiyeler günümüzde hâlâ geçerlidir ve işe yaramaya devam etmektedir. Bu kitaptaki bölümler, onların en faydalı öğretilerini on iki ders halinde sunmaktadır.”
Farnsworth, bu derslerde Stoacılığın teknik ve metafizik detaylarına girmez; ölüm, arzu, haz, tutku, erdem ve yargı gibi bizi doğrudan ilgilendiren ve yaşamımızda hayati bir öneme sahip olan konulara odaklanır. En çok faydalandığı figürler, öğretinin simge isimleri Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius’tur. Fakat Farnsworth, bu meşhur temsilcilerle sınırlı kalmaz; Epikür, Cicero, Plutarkhos, Montaigne ve Schopenhauer gibi Stoacı sayılmayan pek çok farklı isimden de birçok alıntı sunar. Böylece Stoacılığın zamanı aşan bir öğreti olduğunu bize gösterir.
Savaş ve Barış
Lev Tolstoy’un başyapıtı Savaş ve Barış, gençler için uyarlandı!
Resimlerle zenginleştirilen bu özel versiyon, hem kalplere dokunuyor hem de tarihî bir döneme ayna tutuyor.
Piyer, içine kapanık ve kendi halinde bir gençtir. Yakışıklı ve kendinden emin arkadaşı Andrey’in gölgesinde kalır. Ancak babasının ölümünden sonra büyük bir servete konunca, birden herkesin ilgisini çeken biri hâline gelir.
Savaş, Moskova’nın kapılarına dayandığında hayat artık eskisi gibi değildir.
Toplum değişmekte, dostluklar sınanmakta, kalpler karmaşık duygularla çarpmaktadır.
Güzel ve cesur Nataşa, hem Piyer’in hem de Andrey’in hayatını derinden etkileyecektir.
Aşk, savaş, dostluk ve kimlik arayışı…
Piyer ne istediğini ve kim olduğunu bulabilecek midir?
Nataşa, kalbinin sesini dinleyip gerçek aşkı seçecek midir?
Büyük sorular, zorlu kararlar ve unutulmaz karakterlerle dolu bir klasik: Savaş ve Barış.
Beyin Fırtınası
Sinirbilimci David J. Linden öncü beyin araştırmacılarıyla muhabbet edip birlikte çakırkeyif olduktan sonra her
birine aynı soruyu sorar: “Beynin işleyişi konusunda dünyaya açıklamayı en çok istediğin fikir hangisi? ”
Verdikleri yanıtlar sonunda insan zihni ve onun olanakları hakkındaki bilgimizi genişletmeyi amaçlayan ve
popüler bilim denemelerinden oluşan bu eşsiz eser meydana gelir. Uzmanlık alanları arasında insan davranışı,
moleküler genetik, evrimsel biyoloji ve karşılaştırmalı anatomi bulunan katılımcılar, kişilikten algıya,
öğrenmeye, güzelliğe, sevgiye ve sekse kadar birçok büyüleyici konuyu ele alır.
Yaptıkları son deneylerin ayrıntılarına girmez, söyleyeceklerini terimlerle boğmazlar ve gayet net, aydınlatıcı,
çoğu zaman da hiç beklenmedik ve sezgiye aykırı yanıtlar verirler. Nihayetinde de bireysel deneyimlerin beynimizin yapısını nasıl dramatik bir şekilde değiştirebildiğini gösterirler. Profesör Linden ve arkadaşları hem bilim meraklılarının hem de profesyonellerin erişilebilir ve keyifli bulacağı
büyüleyici ve aydınlatıcı bir derleme ile insan zihninin yapısına ve sinirbilimin son teknoloji dünyasına yeni bir pencere açıyor.
Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi – Depresyon, Kaygı, TSSB, OKB, DEHB ve Diğer Hastalıklarla Mücadelede Gıdaların Şaşırtıcı Rolü Üzerine Bir Rehber
Her gün kızartma yiyorsanız haftada bire indirin. Haftada bir yiyorsanız ayda bire indirmeye çalışın. Hiç kızartma yemiyorsanız zaten mutluluğa doğru yol alıyorsunuz demektir!
Harvardlı psikiyatrist Uma Naidoo üniversite sırasında, derslerin yoğunluğundan ve stresinden uzaklaşabilmek için yemek yapmaya başladı. Psikoloji eğitimiyle birlikte mutfak sanatları onun vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Beslenme uzmanı da olmasının ardından, kendisine gelen kaygı bozukluğu, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu yaşayan; obsesif kompulsif bozukluktan mustarip ve diğer psikolojik rahatsızlıklarla mücadele eden pek çok danışanının beslenme rejimlerini düzenleyerek onlara yardım etti.
Gıdaların Beyniniz Üzerindeki Etkisi’nde Uma Naidoo, sağlıklı yiyecekler tüketmenin, nitelikli ve lezzetli yemekler yapmanın psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmedeki önemi üzerinde duruyor. Kaygı hastaları hangi gıdalardan kaçınmalı? Depresyondan kurtulmak için neler tüketilmeli? Dikkat eksikliği ve hiperaktiviteyi azaltmak için neler yapılmalı? Şekerli içecekler, kızartmalar, fastfood tarzı beslenme tüm bu hastalıkları nasıl etkiliyor?
Uma Naidoo birbirinden güzel yemek tarifleriyle sağlığa giden yolun kapısını bu kitapta aralıyor.
Alemdağ’da Var Bir Yılan
Sait Faik Abasıyanık, Türk edebiyatının en özgün yazarlarından
biri olarak, modern öykücülüğün temel taşların dan birini oluşturur. Onun
edebiyatında, insan ruhunun derinliklerine inen bir sezgi, doğaya duyulan büyük bir
sevgi ve yalıtılmış bireyin dünyasına özgün bir şekilde ışık tutan bir ütopya bulunur.
1954 yılında yayımlanan Alemdağ’da Var Bir Yılan, Abasıyanık’ın sanat hayatında önemli bir dönemeçtir ve yazarın son öykü kitabı olarak onun edebiyat serüvenini taçlandırır.
Bu eser, yalnızca bir öykü kitabı değil; bir düşünce, bir duygu ve bir ruh hâlidir. Abasıyanık, Alemdağ’da Var Bir Yılan ile edebiyatın sadece bir sanat değil, insan ruhunu anlama ve anlamlandırma çabası olduğunu da bir kez daha gözler önüne serer. Her bir satır, okuyucuyu kendi içsel yolculuğuna davet eden bir rehber gibidir. Bu nedenle, bu kitap, sadece Sait Faik’in değil, Türk edebiyatının en değerli hazinelerinden biri olarak yerini alır.
Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları
"Yumurtalardan korkuyorum…O hiçbir deliği olmayan, yuvarlak beyaz şeyler…"
Alfred Hitchcock
Sinemanın Dâhileri Hakkında Sadece Arkalarından Konuşabileceğiniz Gerçekler
Tamam, yaratıcılıkta sınır tanımayan bu şahsiyetlerin sizin bizim gibi hayatları olmasını zaten beklemiyorduk. Ama Francis Ford Coppola hangi akla hizmet 3D pornografik film çekmiş olabilir ki? Ya da Chaplin neden haftalarca banyo yapmayı reddeder? Stanley Kubrick uzaylı paranoyasını bir sigorta poliçesiyle taçlandırdı mı? Woody Allen gibi henüz beşikteyken depresyona girmek, Ingmar Bergman gibi evini iki ruhla paylaştığını düşünmek, Martin Scorsese gibi ayın on birinci günlerinde uçağa binmemek ya da Kurosawa gibi setin ortasında "tükenmişlik sendromuna" yakalanmak bu mesleğin parçası mı? Ve siz bir kitabı okurken kaç kez "Yok artık, bu kadar da değil!" diyebilirsiniz?
Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları, Luis Buñuel'den Quentin Tarantino'ya, sinemanın yönünü değiştirmiş dâhilerin sıradışı hayatlarını, garip set ritüellerini, ilginç kişilik özelliklerini, tuhaf alışkanlıklarını ve patolojik zaaflarını, tüm çarpıcılığıyla -ve sansürsüz- ortaya koyuyor.
Işıklar sönsün! Film başlasın!
ROBERT SCHNAKENBERGER, aynı seriden Büyük Yazarların Gizli Hayatları da dahil çok sayıda kitabın yazarıdır. Brooklyn, New York'ta yaşar.
Dünya Masalları
Çocuğunuzla birlikte çıkacağınız büyülü bir yolculuğa hazır mısınız? Dünyanın dört bir yanından en sevilen masalları bir araya getirdik: Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Peter Pan, Güzel ile Çirkin, Kibritçi Kız ve daha fazlası… Bu kitap, masalların sihirli dünyasını çocuğunuzla paylaşmanız için harika bir rehber olacak. Her bir hikâye, çocuğunuzun hayal gücünü besleyecek rengârenk, özenle hazırlanmış görsellerle süslendi. Kimi zaman cesur bir kahramanın peşinden koşacak, kimi zaman hayallerin sınır tanımadığı bir dünyada uçacaksınız.
Uyku öncesi hikâyeler, aile sohbetleri ya da sadece keyifli bir mola için… Bu kitap, her anınızı daha da unutulmaz kılacak. Dünya masallarını birlikte keşfederken, küçük kalplerin sevgi ve iyilikle dolduğunu görmek size bambaşka bir mutluluk verecek.
Gerçeğin İzinde
Sadece bir tıklamayla hayatınız yerle bir olabilir…
Tek bir gecede her şeyinizi kaybedebilirsiniz.
Jacintha “Jack” Cross, siber güvenlik uzmanı. Eşiyle birlikte büyük şirketlerin dijital açıklarını test ediyorlar. Hem
sistemlere hem de birbirlerine duydukları güven, onları neredeyse kusursuz bir ekip haline getiriyor…
Ta ki sıradan bir görev gecesi, kabusa dönüşene kadar.Jack sabahı kocasının cesediyle karşılayacak, kendi adı ise baş
şüpheli olarak anılacaktır.Polisin hedefinde, hayatı altüst olmuş halde kaçmak zorunda kalan Jack, artık sadece
gerçeği değil, kime güvenebileceğini de sorgulamak zorundadır.
Zaman daralıyor. Her hamle ölümcül. Güçlü bir kadının hayatta kalma savaşı başlıyor.
Gerçeğin İzinde, ilk sayfasından itibaren okuyucuyu yakalayan, temposunu hiç düşürmeyen bir psikolojik gerilim. Ruth
Ware, 7 New York Times çoksatarının yazarı ve 6 milyondan fazla satan kitaplarıyla gerilimin kraliçesi ünvanını bir kez
daha hak ediyor.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Fizik Fikri
TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN
Sabah daha yüzümüzü yıkamadan fizik prensipleriyle yüzleşiyoruz; geçen zamanın çetelesini tutan çalar saat, ışık dalgalarını yansıtan ayna, musluktan incelen bir sütun şeklinde akan su. Ya da şöyle bakalım: günlük sohbetlerimizde pek de adını anmadığımız Bernoulli denklemi olmasa, uçağın uçabilmesini; Maxwell denklemleri olmasa, elektromanyetik dalgalar üstünden dünyayı saran iletişim ağları kurmamızı ya da X-ışınlarının keşfini nasıl açıklayacaktık?
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Fizik Fikri, bizi çevreleyen fizik prensiplerini mümkün olan en anlaşılır dil ve sunumla ortaya koyuyor. Kütleçekim, ışık, enerji gibi temel kavramlardan başlayıp kuantum, kaos, karanlık enerji, Tanrı Parçacığı gibi bilimsel arayışın parlak fikirleriyle dolu bir evrene yol alıyor. Ünlü fizikçilerin yaşamına dair kısa bilgiler, buluşları o günün şartlarıyla görmemizi sağlayacak zaman çizelgeleri ve açıklayıcı illüstrasyonlarıyla bu kitap fiziğin temelini anlamak için eşsiz bir rehber.
Çocuklar İçin Destanlar Set
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz.
Aeneis
Aeneis’te Troya Savaşı’nı sağ salim atlatan Aeneas’ın yurdundan ayrılıp İtalya topraklarına yaptığı yolculuk ve oraya vardıktan sonra Latinlerle girdiği savaş anlatılır. Aeneas Harpyler, Kikloplar ve deniz canavarları gibi efsanevi yaratıklarla karşılaşır, ölüler ülkesine iner ama en büyük mücadeleyi insanlara karşı verecektir. Yunan şair Homeros’un İlyada ve Odysseia’sından bazı mitolojik öğelerin de yer aldığı bu eser aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun temellerinin atılışının destanıdır.
İlyada
İlyada’da Yunanistan’dan gelen Akhalarla bugünkü Çanakkale yakınlarında yaşayan Troyalılar arasındaki Troya Savaşı’nın son iki ayı anlatılır. Bir tercih yüzünden başlayan ve on yıl süren bu savaşa tanrılar da sık sık müdahale eder. Kahramanlık, cesaret, yaşamın değeri, savaşın yıkıcılığı üzerine güçlü izler barındıran bu büyük eser yaklaşık üç bin yıl öncesine ait olmasına rağmen hâlâ tüm dünyada okunmaktadır.
Odysseia
Odysseia, Troya Savaşı’nın kahramanlarından Odysseus’un on yıl süren eve dönüş hikâyesidir. Odysseus, Troya düştükten sonra memleketi İthaka’ya doğru yola çıkar ama bu yolculuk başlı başına bir serüvene dönüşür. Bir deniz tanrıçası tarafından yıllarca alıkonur, efsanevi yaratıklarla mücadele eder ve nihayet evine varır. Ama bu sefer de onun yokluğunu fırsat bilip krallığını ele geçirmek isteyenlerle başa çıkmak zorunda kalır. Zekâsıyla meşhur Odysseus’un hikâyesi yaklaşık üç bin yıldır pek çok esere ilham kaynağı olmuştur.
İlyada
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz. İlyada’da Yunanistan’dan gelen Akhalarla bugünkü Çanakkale yakınlarında yaşayan Troyalılar arasındaki Troya Savaşı’nın son iki ayı anlatılır. Bir tercih yüzünden başlayan ve on yıl süren bu savaşa tanrılar da sık sık müdahale eder. Kahramanlık, cesaret, yaşamın değeri, savaşın yıkıcılığı üzerine güçlü izler barındıran bu büyük eser yaklaşık üç bin yıl öncesine ait olmasına rağmen hâlâ tüm dünyada okunmaktadır.
Odysseia
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz. Odysseia, Troya Savaşı’nın kahramanlarından Odysseus’un on yıl süren eve dönüş hikâyesidir. Odysseus, Troya düştükten sonra memleketi İthaka’ya doğru yola çıkar ama bu yolculuk başlı başına bir serüvene dönüşür. Bir deniz tanrıçası tarafından yıllarca alıkonur, efsanevi yaratıklarla mücadele eder ve nihayet evine varır. Ama bu sefer de onun yokluğunu fırsat bilip krallığını ele geçirmek isteyenlerle başa çıkmak zorunda kalır. Zekâsıyla meşhur Odysseus’un hikâyesi yaklaşık üç bin yıldır pek çok esere ilham kaynağı olmuştur.
Suç ve Ceza
Fyodor Dostoyevski’nin efsanevi eseri Suç ve Ceza, gençler için uyarlandı!
Resimlerle zenginleştirilen bu özel uyarlama, vicdan, adalet ve içsel hesaplaşma üzerine düşündürüyor.
Raskolnikov, bir zamanlar zeki ve gelecek vadeden bir üniversite öğrencisiydi.
Ama yoksulluk, umutsuzluk ve hayal kırıklıkları içinde yolunu kaybetti.
Bir çıkış ararken, onu geri dönülmez bir karara sürükleyen karanlık bir düşünceye kapıldı.
Fakat ne kadar güçlü olmaya çalışsa da, vicdanının sesi peşini bırakmaz.
Annesi ve kız kardeşinin gelişi, onu iyice sarsar.
Üstelik deneyimli bir dedektif, şüphelerini adım adım derinleştirmektedir.
Raskolnikov adaletten kaçabilecek midir?
Yoksa en büyük ceza, zaten kendi içinde midir?
Gerilim, psikolojik çözümleme ve vicdan muhasebesiyle örülü unutulmaz bir klasik.
Kipling’ten Masallar
Rudyard Kipling çocukluk anılarından ve Hint masallarından ilham alarak, dünyadaki bazı şeylerin nasıl bugünkü hâline geldiğini anlatan sihirli masallar yazdı. Leoparın beneklerine nasıl kavuştuğunu, fillerin hortumlarının ve develerin hörgüçlerinin nasıl oluştuğunu ve bunlar gibi birçok gizemi büyülü bir anlatıyla aydınlatan bu masallar Ali Çetinkaya’nın çizimleriyle süslendi.
Kipling’in çocuklarına da anlattığı bu eğlenceli ve zekâ dolu masallar, minik okurları büyülü bir dünyanın kapılarını aralamaya çağırıyor.
Üç Kız Kardeş
Anton Çehov’un unutulmaz eseri Üç Kız Kardeş, gençler için uyarlandı!
Resimlerle zenginleştirilen bu özel uyarlama, hayaller, aile bağları ve zamanla değişen hayatlar üzerine dokunaklı bir klasik.
Anne babalarının vefatının ardından Olga, Maşa ve İrina, eski ama güzel evlerinde birlikte yaşamaya başlar.
Ancak her biri, bu sakin hayatın çok ötesinde özlemlerle doludur.
Olga ve İrina, yeniden Moskova’ya dönmenin hayalini kurar.
Maşa ise mutsuz bir evliliğin içindedir.
Bir de kardeşleri Andrey’in evlendiği Nataşa vardır ki, evin düzenini tamamen değiştirmek istemektedir.
Ama bu değişiklikler, kız kardeşlerin hiç hoşuna gitmeyecektir.
Üç kız kardeş, hayallerinden ve birbirlerine olan bağlarından vazgeçmeden ayakta kalabilecek midir?
Yoksa zamanla ellerindeki her şeyi kaybetmeye mi mahkûmdurlar?
Kayıplar, hayaller ve kardeşlik üzerine zarif ve etkileyici bir hikâye.