İlginizi çekebilir…
Neksus: Taş Devri’nden Yapay Zekâya Bilgi Ağlarının Kısa Tarihi
Hikâyeler bizi birleştirdi.
Kitaplar düşüncelerimizi ve mitolojilerimizi yaydı.
İnternet bize sonsuz bilgiyi vaat etti.
Algoritma sırlarımızı öğrendi.
Sonra da bizi birbirimize düşman etti.
Peki yapay zekâ neler yapacak?
Son yüz bin yılda biz Sapiensler muazzam bir güce ulaştık. Ancak tüm keşiflerimize, icatlarımıza ve fetihlerimize rağmen bugün kendimizi yine de bir varoluş krizinin içinde bulduk. Dünya ekolojik çöküşün eşiğinde. Siyasi gerginlikler her geçen gün tırmanıyor. Yanlış bilgiler her yerde, her alanda hızla çoğalıyor. Üstelik bizi ortadan kaldırabilecek yeni bir bilgi ağına, yapay zekâ çağına doğru son hızla ilerliyoruz. Başardığımız onca şeye rağmen, kendimize nasıl bu kadar zarar verebiliyoruz?
Neksus insanlık tarihine derinlemesine bir bakış atarak, bilgi akışının bizi bugünlere nasıl getirdiğini tartışıyor. Bizi Taş Devri’nden Kitabı Mukaddes’in kanonlaştırılmasına, matbaanın icadına, kitle iletişim araçlarının gelişimine ve son dönemlerde popülizmin yeniden doğuşuna tanıklık ettiren Harari, bilgiyle gerçek, bürokrasiyle mitoloji, bilgelikle otorite arasındaki karmaşık ilişkiyi sorgulamaya teşvik ediyor. Roma İmparatorluğu, Katolik Kilisesi ve Sovyetler Birliği gibi sistemlerin iyi ya da kötü, hedeflerine ulaşmak için bilgiyi nasıl kullandığını örneklerle inceliyor. Ve insandışı zekânın varlığımızı tehdit ettiği bu dönemde, her şey için çok geç olmadan neler yapabileceğimizi tartışıyor.
Bilgi ne gerçeğin hammaddesi ne de sadece bir silahtır. Neksus yelpazenin bu iki ucu arasındaki umut dolu orta yolu ararken bir yandan biz insanların ortak mirasını yeniden keşfediyor.
Öykülerle Değerler Eğitimi (Çalışma Soruları İlaveli)
Okumanın Sihirli Dünyasına İlk Adım!
Prof. Dr. Ali Atıf Bir’den 1. Sınıf Öğrencilerine Özel 10 Kitaplık Değerler Eğitimi Serisi
Çocuklar hayatı oyunla, sevgiyle ve hikâyelerle öğrenir…
Prof. Dr. Ali Atıf Bir’in uzmanlığıyla, titizlikle hazırlanan Öykülerle Değerler Eğitimi Serisi, okumayı yeni öğrenen 1. sınıf öğrencileri için sadece bir okuma seti değil; aynı zamanda karakter gelişimini destekleyen anlamlı bir yolculuk sunuyor.
Bu 10 kitaplık özel seri;
✅ Kısa, akıcı ve kolay okunabilir metinleriyle çocukların okuma sürecine güvenle adım atmasını sağlarken,
✅ Eğlenceli ve renkli öyküleriyle dikkatlerini çeker,
✅ Temel insani değerleri (sevgi, dürüstlük, sorumluluk, paylaşma, sabır, saygı vb.) işleyerek hayat boyu unutulmayacak kazanımlar sunar.
Her kitap, çocukların hem zihinsel hem duygusal gelişimini desteklemek üzere kurgulanmış, pedagojik kriterlere uygun olarak kaleme alınmıştır. Bu sayede çocuklar yalnızca okuma becerisi kazanmakla kalmaz, aynı zamanda iyi bir birey olma yolunda ilk tohumları da atmış olur.
🎨 Renkli çizimler,
📖 Sade ve anlaşılır dil,
🧠 Değer odaklı içerikler ile bu seri, minik okurlar için hem öğretici hem de keyifli bir başlangıç niteliği taşır.
Okumayı sevdiren, değerleri kazandıran, minik kalplere dokunan öyküler…
Öykülerle Değerler Eğitimi Serisi ile çocuğunuzun hayatında kalıcı bir iz bırakın. Çünkü iyi alışkanlıklar, küçük yaşlarda başlar. Ve her kitap, daha iyi bir geleceğe atılmış bir adımdır.
Özgür Olduklarını Sanıyorlardı
Frankfurt Üniversitesi’nde araştırma profesörü olan Milton Mayer, Kronenberg adındaki küçük bir kasabada yaşadığı sıradaon Alman ve onların 1933-1945 yıllarındaki hayatları üzerine bir çalışma yapar. Mayer bu insanları Nazi yapan şeyin ne olduğunu merak etmiştir vebu kişilerle yaptığı savaş sonrası röportajları temel alan bir kitap yazar. Onlarla Nazilik, Nazi Almanya’sının güç kazanması, kötülüğün kitlesel yükselişi üzerine yaptığı söyleşiler Özgür Olduklarını Sanıyorlardı çalışmasının temelini oluşturmaktadır.
“Nazi denen bu korkunç canavar ruhlu adamı hep görmek istedim. Onunla konuşmak ve onu dinlemek istedim. Onu anlamaya çalışmak istedim. İkimiz de insandık neticede.”
İlk kez 1955’te basılan Özgür Olduklarını Sanıyorlardı, değişimin yavaş bir şekilde kendini hissettirmesini, kötülüğün sessiz yükselişini, ahlaki otoritenin ortadan kalkmasını basit ama açıklayıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Unicorn Boyama Kitabı
Sihirli bir dünyanın kapılarını aralamaya hazır mısın? Unicorn Temalı Boyama Kitabı, çocukların hayal gücünü geliştirecek, renklerin büyüsünü keşfetmelerini sağlayacak harika bir yolculuk sunuyor!
Bu özel boyama kitabında, birbirinden sevimli ve büyüleyici unicornlar, masalsı bulutlar ve sihirli diyarlar seni bekliyor. Pastel renkler mi, canlı tonlar mı? Karar tamamen senin!
Terra Incognita
İnsanlık yüzyıllar boyunca üzerinde yaşadığı dünyayı anlamaya çalışırken, aslında onun hakkında ne kadar az şey bildiğini fark edebildi mi? Haritalarda “Terra Incognita” olarak işaretlenen keşfedilmemiş bölgeler, bilinmeyenin yarattığı korkuları nasıl şekillendirdi? Cehalet, insanların hayal gücünü nasıl besledi ve bilimsel keşiflere giden yolu nasıl açtı?
Alain Corbin Terra Incognita, On Sekizinci ve On Dokuzuncu Yüzyılda Cehaletin Tarihi’nde, cehaletin ve bilgi eksikliklerinin insanlık tarihinin gelişiminde üstlendiği rolü araştırıyor. Konu edindiği yüzyıllarda volkanlardan kutup bölgelerine, okyanusların derinliklerinden stratosfere kadar, dünyanın çeşitli gizemlerini anlatırken, bu bölgeler hakkındaki her yeni keşfin ne büyük hatalar, önyargılar ve hayranlık uyandıran hislerle harmanlandığını ortaya koyuyor. Bir yandan da toplumların bilgiye erişimindeki sınırların yol açtığı tutarsızlıkları ve bu süreçten doğan düşünsel dönüşümleri inceliyor. Yalın üslubuyla Corbin, okurunun hem bilinmeyene duyduğu merakı körüklüyor hem de dünyayı anlama tutkusunu canlandırıyor.
Nasıl Avukat Olunur?
Avukat Şule Ünlü Doğan, hukukun ve psikolojinin kesişim noktasından seslenen bu kitabında avukatlık mesleğini bir kariyerden çok daha fazlası olarak ele alıyor. Adalet duygusunun insan benliğinde ve toplum düzeninde oynadığı rolü inceleyerek bir avukatın kimliği ile toplum arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor. Okurlarını hukuk fakültelerinde öğretilen prosedürlerin ötesine davet etmekle kalmıyor, mesleğin insani boyutlarına dair bir keşif turuna çıkarıyor. Kendi mesleki yolculuğundan ve davalarından hareketle avukatlığın sadece yasaları uygulamak değil aynı zamanda toplumun vicdanına ayna tutmak anlamına geldiğini gösteriyor. Hukuk mekanizmasının aksaklıklarından bireysel meslek deneyimlerine, toplumsal adalet arayışından mesleki deformasyonla baş etme yollarına kadar pek çok konuyu ele alıyor. Avukatlık mesleğinin değişen dünyada nasıl değişiklikler gösterdiğini de sorgulayan bu kitap, meslektaşlarına yeni yollar keşfetmeleri için bir rehber, adalete gönül veren herkes içinse derin bir ilham kaynağı niteliğinde.
Başarı Kitabı
Krogerus ve Tschäppeler’in bu kitabı, kulağa kolay gelen ama modern yaşamın en zor sorularından birine cevap arıyor: Her şeyi nasıl dengede tutabiliriz? Sadece cevapsız e-postalar, kısa vadeli projeler ve uzun vadeli hedeflerden değil gerçekten ama gerçekten her şeyden söz ediyoruz: Geleceklerinden endişe duyduğumuz çocuklar, yaşlanan ebeveynler, ev sahibi olma hayali, sağlık, hobiler, arkadaşlık, aşk, uyku… Tüm bunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz çünkü her biri hayati. Peki ama bunu nasıl başaracağız? Başarı Kitabı’nda işte bu soruya şaşırtıcı yanıtlar bulacaksınız.
Yazarlar Hakkında
Stockholm doğumlu olan Mikael Krogerus Zurih’deki Das Magazin dergisinin editörlüğünü yapmaktadır. Daha önce Der Freitag ve NZZ Folio için çalışmıştır.
Bern doğumlu olan Roman Tschäppeler 2003 yılında, film ve kampanyalar yürüttüğü ve şirketlere fikir geliştirme danışmanlığı yaptığı, guzo.ch adlı stüdyosunu kurmuştur.
Danimarka’daki Kaospilot işletme okulundan mezun olan ikili, Kleine Bücher für große Fragen adlı uluslararası popüler serinin yazarlarıdır. 25’in üzerinde dile çevrilen kitapların satışı milyonu aşmıştır.
Şansını Kendin Yarat
Bazı insanlar istediklerine kolayca ulaşabilirken bazılarıysa mutsuz, yalnız ve başarısızdır. Bu durumu çoğunlukla şansa bağlarız ve değiştirilemeyeceğini kabul ederiz. Peki biri çıkıp bize şanslı olmanın öğrenilebileceğini söyleseydi?
Şansını Kendin Yarat, okurlarını şans yolculuğuna çıkaracak harika bir kılavuz. Şans nedir, şansınızı artırmak için neler yapabilirsiniz, şanslı kabul ettiğiniz kişiler bu şansa nasıl kavuştu, siz onlar gibi olmak için neler yapabilirsiniz gibi soruların izinden gidip kendi şansınızı keşfedeceksiniz.
Yalnızlık Senfonisi
Yalnızlık Senfonisi’nde hayatı, insanları ve hatta kendi iç dünyasını kaygı içinde gözlemlerken gittikçe yalnızlaşan; en doğal insan hallerinin, her şeye rağmen hayata umutla, coşkuyla sarılmak, güven duymak isteyen; sızan suyu eliyle kapatmaya çalışan günümüz insanının öykülerini bulacaksınız.
Hangimizin yok ki
hayattan, insanlardan beklentisi,
hayallerle, hayal kırıklıklarıyla, kimi zaman nafile çabalarla geçen hayatı,
mutluyum derken bir anda yıkılan kâğıttan evleri,
kalabalıklar içinde bile olsa zaman zaman yaşadığı o derin yalnızlık hissi?
En İyi Benlik
Kendinize sorun… Gerçekten olmak istediğiniz kişi misiniz?
Gerçekten istediğiniz hayat bu mu?
Her günü en iyi benliğinizle mi geçiriyorsunuz?
Bugün neyi değiştirebilirsiniz?
Bu sorulara nasıl cevap verirsiniz? Günlük hayatınızı düşünün… Günleriniz iş, ilişkiler ve gerçek benliğinize uygun faaliyetlerle mi dolu yoksa kendinizi sorumluluklarınızın ortasında kapana kısılmış gibi mi hissediyorsunuz? Daha iyi bir hayat hayal ediyorsanız şimdi hayalinizi gerçeğe dönüştürme zamanı. Tatmin edici bir yaşam tasarlamak için ihtiyaç duyacağınız şey elinizin altında: En İyi Benlik size bunun nasıl olacağını gösterecek.
Hayatın temel yedi alanının (sosyal hayat, kişisel hayat, sağlık, eğitim, ilişkiler, iş, ruhsal gelişim) her biri üzerinde çalışan Yaşam koçu Mike Bayer –pop yıldızlarından şirket yöneticilerine kadar– binlerce kişiye en iyi benliklerini keşfetmede yardımcı oldu. Bunu onlara, “Temel değerleriniz nelerdir?”, “Her gün uyandığınızdan daha bilgili bir şekilde mi yatağa gidiyorsunuz?” ya da “Korku ya da inkâr yüzünden fiziksel sağlığınızın bazı yönlerini ihmal ediyor musunuz?” gibi bir dizi zor ama önemli soru sorarak yaptı. Bu sorularla en iyi benliklerinin ve anti-benliklerinin gerçekte nasıl göründüğünü görmelerini sağladı. Dürüstlük ve açıklıkla hayatların nasıl daha iyi hale gelebileceğinin yollarını buldu.
Açıklayıcı testlerle ve kışkırtıcı anketlerle dolu En İyi Benlik, özgünlüğünüzü kucaklamanız, sizi neyin engellediğini kabul etmeniz ve tutkulu bir hayatı sonsuza kadar dolu dolu yaşamanız için size güç verecek.
Minimalizm – Hayatınızı Sadeleştirmenin ve Sürdürülebilir Yaşamanın Yolları
Daha Azla Daha Fazla Yaşayın!
Gereksiz eşyalardan, bitmeyen yapılacaklar listelerinden ve sizi yoran tüketim alışkanlıklarından sıyrılmak
mümkün mü?
Madeleine Olivia, sade bir yaşamın dönüştürücü gücünü keşfetmeye davet ediyor. Minimalizm, karmaşadan uzak, anlam dolu bir yaşam yaratmanın ipuçlarını sunuyor. Eşyalarınızı azaltmaktan, zihinsel yükünüzü hafifletmeye; sürdürülebilir alışkanlıklar geliştirmekten, doğaya daha yakın bir yaşam tarzı benimsemeye kadar, hayatınızı kökten değiştirecek pratik çözümler bu kitapta sizi bekliyor.
Bu yalnızca bir rehber değil, bir yaşam manifestosu. Madeleine Olivia, minimalizmin yalnızca daha az tüketmek değil, aynı zamanda daha fazla anlam, özgürlük ve mutluluk bulmak olduğuna dair ilham verici bir yolculuğa çıkarıyor. Kendi yaşamınızın özünü bulmaya hazır mısınız?
Minimalizm, sade bir hayatın kapılarını aralıyor ve sizi sadece ihtiyacınız olanla yetinmeye değil, onunla tam anlamıyla yaşamaya çağırıyor. Daha az al, daha çok yaşa.
Sherlock Holmes – Boş Ev
DÜNYANIN EN ÜNLÜ DEDEKTİFİ SHERLOCK HOLMES İLE EV ARKADAŞI DR. WATSON’IN MACERALARI DEVAM EDİYOR!
Bay Robert Adair dün gece Park Lane’deki malikanesinde ÖLDÜRÜLDÜ. Akşamı kumar oynayarak geçirmisti ve kazandığı para hâlâ masadaydı. Kapısı içeriden kilitliydi ve penceresi AÇIK KALMIŞTI... Sherlock Holmes’un ölümünün üzerinden üç yıl geçti. Watson şimdi tek başına gizemleri çözüyor ve şimdiye kadarki en zoruyla yüzleşmek üzere:
Bay Adair’in imkânsız cinayeti. Watson’ın bilmediği şey, bu merak uyandırıcı davanın mezarın ötesinden sırları ortaya çıkaracağıdır...
Bilim Devrimcileri
Bilim Devrimcileri tarih boyunca halkın bilim algısını ve bilimin “otorite” olarak rolünü şekillendiren önemli düşünürleri mercek altına alıyor.
Bilimsel bir keşif ne zaman kabul edilen bir gerçeğe dönüştü? Bilimsel gerçekleri inkâr etmek neden kolaylaştı? Ve biz bu konuda neler yapabiliriz? Filozof ve bilim tarihçisi Robert P. Crease, Bilim Devrimcileri’nde bu soruları, bilimsel altyapının kökenlerini ve dünyanın önemli on düşünürünün bilimsel aklı şekillendirmedeki rollerini bir bir tanımlayarak yanıtlıyor.
Bilim Devrimcileri kitabında günümüz politikacıları ve hükümet yetkilileri; bilim insanlarını bilim dışı yorumlarıyla eleştirirken, bu güvensizlik düzeyine nasıl geldiğimizi ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi örnekleriyle ortaya koyuyor. Eserde tarih boyunca gözlerini kırpmadan hayatlarını da tehlikeye atarak bilimsel aklı üstün kılmaya çalışan on düşünür ve bilim devrimcisine yer veriliyor. Bilimin cehaletinin ve yanlış kullanımının insan yaşamına ve kültüre yönelik en büyük tehdidi nasıl oluşturduğu inceleniyor.
Bilimi ortak yarar için uygulamanın ne anlama geldiğine ve bilimden bağımsız siyasi eylemin tehlikesine dair güncel ve önemli bir araştırma olan Bilim Devrimcileri, hem mevcut bilim karşıtı söylemin kökenlerini hem de modern dünyanın dağılmasını önlemek için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Nesnelerin Tükenen Hayatı
Ayak uzun süre yürürse, giydiği ayakkabıyı deforme eder, bir kalıp gibi şeklini kendine uydurur; bazen de ayakkabı ayağı vurur, su toplamasına, hatta nasır tutmasına neden olur. Wolfgang Schivelbusch insanla eşya arasındaki ilişkiyi hem böyle her gün deneyimleyebileceğimiz örnekler hem de felsefenin derinlikli kuramları yardımıyla, tüm yönleriyle ele alıyor. Yaratma, üretim, kullanım, tüketim ve yok etme döngüsü üzerinden, insanın nesnelerle kurduğu bağı inceliyor.
Schivelbusch, Nesnelerin Tükenen Hayatı’nda insanla eşya arasındaki bu karşılıklı ilişkiyi düşün ve bilim tarihi boyunca izleyerek uygarlığımızın ve modern ekonomilerin kökenine dair çarpıcı görüler sunuyor. Kapsamlı tarihsel analizleriyle okurunu, gündelik hayatımızın eşyalarına yeni bir gözle bakmaya davet ediyor.
“Schivelbusch, derinlikli ve bir o kadar da parlak bir üslupla yazıyor; birbiriyle ilgisiz gibi görülen alanları düşünce yapısının çatısı altında öyle zarif bir şekilde bir araya getiriyor ki bu büyük çabasını hissetmiyorsunuz bile... Yaşadığımız toplumu anlamak isteyenler için adeta bir rehber niteliğinde.”
Hannes Hintermeier, Frankfurter Allgemeine Zeitung
Taşıtlar Çıkartma Kitabı- 2
Yüzlerce aracın içinde heyecanlı bir yolculuğa hazır mısın?
Bu çıkartma kitabı, seni arabaların, motorların, uçakların ve daha birçok taşıtın heyecanlı dünyasına davet ediyor.
Motosikletlerle rüzgârı hissedecek, dev uçaklarla gökyüzüne uçacak, hatta elektrikli arabalarla yolculuk yapacaksın!
Her sayfada yeni bir taşıt keşfedecek, çıkartmalarla kendi renkli dünyanı yaratacaksın.
Hayal gücünü kullanarak çıkartmaları yapıştır ve bu heyecanlı yolculuğun tadını çıkart!
Sevgili aileler; bu kitap, çocukların merakını ve yaratıcılığını desteklemek için özel olarak tasarlanmıştır. Birlikte yapıştırın, birlikte keşfedin!
80 Trenle Dünya Turu
Hint asıllı İngiliz gazeteci Monisha Rajesh 80 tren yolculuğuyla dünyanın çevresini dolaşacağını söylediğinde kimse yapabileceğine inanmamıştı. Ancak nişanlısı Jem ile sırt çantalarını toplayıp Londra’dan bilinmeze doğru yola çıkmaları çok uzun sürmedi. Rusya’dan Moğolistan’a, Çin’den Vietnam’a, Kuzey Kore’den Malezya’ya ve çok daha ötesine uzanan çılgın bir maceraya atıldılar.
Bu maceraya büyüleyici manzaralar, sıra dışı coğrafyalar, istasyonlarda tanışılan çeşit çeşit insanla kurulan dostluklar ve paylaşılan hikâyeler eşlik ediyor. Dünya vatandaşı olmanın ne anlama geldiğini yansıtan bu
Kitap; hayat, tarih ve kültür hakkında canlı bir anlatım sunuyor. Rajesh’in sürükleyici sayfalarında dolaşırken hem yeni dünyalar keşfedecek hem de çok eğleneceksiniz.
Trenimiz kalkmak üzere, lütfen yerlerinizi alınız!
Sherlock Holmes – Bisikletli Takip
DÜNYANIN EN ÜNLÜ DEDEKTİFİ SHERLOCK HOLMES İLE EV ARKADAŞI DR. WATSON’IN MACERALARI DEVAM EDİYOR!
“Yine aynı sey oldu. Bu sabah o tuhaf sakallı adam her zamanki gibi beni bisikletiyle takip etti. Aniden dönüp üstüne sürmeyi denedim ama o da hızlı davrandı.”
Violet, yeni bir iş, arkadaş ve ev sahibi olduğunda hayat neredeyse mükemmel olmuştu... Ta ki ıssız bisikletli belirene dek. Her hafta genç kadını aynı yol şeridinde takip ediyordu. Ama neden? Sherlock Holmes ve Watson’un görünürde basit olan bu meseleyi daha kötü bir hâl almadan çözmesi gerekiyordu...
Doğru Çeviklik Kılavuzu
“Şirketiniz çevik olma yolculuğunda nerede olursa olsun, Doğru Çeviklik Kılavuzu üst yönetim ekipleri için faydalı bir rehber olarak hizmet ediyor.”
– Ritch Allison, Genel Müdür, Domino’s Pizza
“Dönüştürücü değişime öncülük etmekten sorumlu iş liderleri Doğru Çeviklik Kılavuzu’ndan büyük ölçüde yararlanacaklar.”
– Paul Sanford, Kıdemli Başkan Yardımcısı, Teslimat Çözümleri, Cigna
Bu kitabı yazmaya başladığımızda okuyucuların neyi farklı yapmalarını istediğimizi sorduk kendimize. Çözmeye çalıştığımız müşteri sorunu neydi? Nihayetinde, çeviklikle ilgili olarak halka açık sayısız kitap, makale ve blog mevcut. Dünyanın neden bir diğerine ihtiyacı olsun ki?
Cevap çok basitti. Çeviklik konseptinin sinir bozucu bir hevesten daha değerli ve pratik bir araç olmasını gerçekten istiyoruz. Çevik zihniyetlerin ve yöntemlerin, bir organizasyondaki insanları çok daha mutlu ve başarılı kılabileceğine inanıyoruz. Okuyucuların, beş ila on yıl arasındaki kendi çeviklik geçişlerine baktıklarında, hayal kırıklığı ve pişmanlık yerine gurur ve tatmin duygularını hissetmelerini diliyoruz.
Endişemiz, çevikliğin modaya uygun şekilde kötüye kullanımının tüm fikri berbat etmesi. Eğer fanatikler bir tür dengesizliği tam tersi yönde düzeltmeye çalışırlarsa –ya da otoriterler bunu insanları emirlere eskisinden daha hızlı bir şekilde itaat etmeye zorlamak için başka bir uyarı olarak kullanırlarsa– çeviklik çok yakında yönetim manyaklarının kalite süreçlerine ve iş süreçlerini yeniden tasarlama faaliyetlerine dahil olacak…