Sepet toplamları
Ara Toplam | 8,815.00₺ |
---|---|
Kahve Ambarı Kargo Maliyeti | 115.00₺ |
Toplam | 8,930.00₺ (135.84₺ KDV dahil) |
İlginizi çekebilir…
Anne Ben Düştüm mü?
“Hayat çoğu zaman ‘Neden?’ sorumuza sağır, olup biteni bir mantığa oturtma çabamıza kayıtsızdır. Nedenleri görememenin yol açtığı keyfilik izlenimi, zihnimizi işlevsiz bırakıp bizi gafil avlar, güvenimizi sarsar, kaygılarımızı artırır. Oysa kurmaca, tekil bir yazarın zihinsel tasarımı olduğundan bizi düzenli, kavranabilir, rasyonel bir evrenle buluşturur. Bir romanın, bir filmin karşısında, hayatın ıskartaya çıkardığı anlama hünerimize kavuşuruz. Kurmacanın derli toplu zihni, bizimkine model olur. Öyleyse belki de kurmacalara yönelirken niyetim kafamı dağıtmak değildir de, gündelik hayatın darmadağın ettiği zihnimi toplamaktır. Neden-sonuç miyopisinden kaynaklanan yarın endişesinin pansumanıdır kurmacalar. Anlam veremediğim gündeliğin zihnimde açtığı yaralar, kurmaca karşısında tatlı tatlı kaşınarak iyileşir. Ertesi sabah yataktan kalkıp aynı keşmekeşin içine girebilecek gücü bulabiliyorsam, uzun günün sonunda beni şefkatle beklediğini bildiğim kurmacalar sayesindedir.”
Gerçek olmadıklarını, üstelik er ya da geç hikâyelerini unutacağımızı bildiğimiz halde filmlerden, romanlardan neden vazgeçemiyoruz? Karşıladıkları ihtiyaç tanımlanabilir mi? Kurmacalara neden muhtacız? Beliz Güçbilmez kurmaca-gerçek ilişkisini, ilk bakışta göze çarpan benzerlikleriyle değil de benzerliğin bağrındaki farkla düşünmeyi öneriyor. Kurmaca evreninin kişisel deneyim arşivimize ve duygusal repertuvarımıza katkısını da ürettiği hakikati de ancak o farkı koruyarak tecrübe edebileceğimizi anlatıyor. Anne Ben Düştüm mü? kurmacaların içinden hayata yönelttiği sorularla, mevcut koşullarda varoluşumuzu daha anlamlı kılmanın güvenli yollarını seriyor önümüze.
Doğru Çeviklik Kılavuzu
“Şirketiniz çevik olma yolculuğunda nerede olursa olsun, Doğru Çeviklik Kılavuzu üst yönetim ekipleri için faydalı bir rehber olarak hizmet ediyor.”
– Ritch Allison, Genel Müdür, Domino’s Pizza
“Dönüştürücü değişime öncülük etmekten sorumlu iş liderleri Doğru Çeviklik Kılavuzu’ndan büyük ölçüde yararlanacaklar.”
– Paul Sanford, Kıdemli Başkan Yardımcısı, Teslimat Çözümleri, Cigna
Bu kitabı yazmaya başladığımızda okuyucuların neyi farklı yapmalarını istediğimizi sorduk kendimize. Çözmeye çalıştığımız müşteri sorunu neydi? Nihayetinde, çeviklikle ilgili olarak halka açık sayısız kitap, makale ve blog mevcut. Dünyanın neden bir diğerine ihtiyacı olsun ki?
Cevap çok basitti. Çeviklik konseptinin sinir bozucu bir hevesten daha değerli ve pratik bir araç olmasını gerçekten istiyoruz. Çevik zihniyetlerin ve yöntemlerin, bir organizasyondaki insanları çok daha mutlu ve başarılı kılabileceğine inanıyoruz. Okuyucuların, beş ila on yıl arasındaki kendi çeviklik geçişlerine baktıklarında, hayal kırıklığı ve pişmanlık yerine gurur ve tatmin duygularını hissetmelerini diliyoruz.
Endişemiz, çevikliğin modaya uygun şekilde kötüye kullanımının tüm fikri berbat etmesi. Eğer fanatikler bir tür dengesizliği tam tersi yönde düzeltmeye çalışırlarsa –ya da otoriterler bunu insanları emirlere eskisinden daha hızlı bir şekilde itaat etmeye zorlamak için başka bir uyarı olarak kullanırlarsa– çeviklik çok yakında yönetim manyaklarının kalite süreçlerine ve iş süreçlerini yeniden tasarlama faaliyetlerine dahil olacak…
Bilim İletişimi
Bilimi halka iletme çabalarının izi 16. yüzyıla dek sürülebilir. O yıllardan bu yana bilim iletişimi gelişerek gittikçe daha karmaşık bir hal almıştır ve günümüzün en önemli meselelerinden birçoğunun temelini oluşturmaktadır.
Bilim İletişimi bilim hakkında konuşmaktan halkla etkileşime geçmeye, bilim eğitiminden bilim haberciliğine, bilim iletişiminin son dönemlerdeki eğilimleriyle değişimlerine değiniyor.
Teorik bilgiyi pratikle birleştiren, konunun özüne odaklanan, tutarlı ve anlaşılır bir inceleme sunan Bilim İletişimi bu alanda çalışan profesyonellere ve alanın öğrencilerine ihtiyaç duyacakları temel bilgi, strateji ve bakış açılarıyla donatılmış güncel bir rehber sunuyor.
Kendinden Emin Bir Şekilde Kodlama
Kodlamanın temellerini öğrenmek ve kariyerinize hızlı bir başlangıç yapmak istiyorsanız Kendinden Emin Bir Şekilde Kodlama tam size göre!
Herkesin dijital bir hayatı var ancak çok azımız dünyaya hâkim olan yazılımın nasıl çalıştığını gerçekten anlıyoruz. Kodlama, iş piyasasında en çok talep edilen becerilerden biri ve temel bilgileri kavramak, yaratıcı potansiyelinizi geliştirip sizi diğerlerinden farklı kılabilir.
Rob Percival ve Darren Woods size HTML, CSS, JavaScript, Python, iOS ve Android uygulamaları oluşturma, hata ayıklama konularında adım adım bir öğrenme kılavuzu sunuyor. Bu kitabı okuyup pratik yaparak, becerilerinizi geliştirerek kod yazabilecek, kendi projelerinizi oluşturabilecek ve iş imkânları bulabileceksiniz.
Kendinden Emin Bir Şekilde Kodlama yeni becerilerinizi nasıl kullanacağınızla ilgili profesyonel yaşamınızı geliştirmek için ihtiyaç duyduğunuz yol haritasını önünüze sererken performansınızı da artıracak.
Sherlock Holmes – Ölüm Döşeğinde
DÜNYANIN EN ÜNLÜ DEDEKTİFİ SHERLOCK HOLMES İLE EV ARKADAŞI DR. WATSON’IN MACERALARI DEVAM EDİYOR!
“Watson, bana KÖTÜ bir şeyler oldu,” dedi Holmes.
“Anlaşılan ben de YOK EDİLEMEZ değilmişim.”
Watson’ın en büyük korkusu gerçek oldu: En yakın arkadaşı Sherlock Holmes ölüyor!
Watson yardım etmek için can atıyor, ancak Holmes her zamanki gibi inatçı davranıyor ve doktora görünmeyi reddediyor. Ancak ölümcül tuzaklar, gizemli cinayet planları ve kurnaz bir kahve plantasyonu sahibiyle başa çıkmak zorunda kalan Watson, her şeyin göründüğü gibi olup olmadığını merak etmeye başlıyor...
Postmodern Siyaset Pazarlaması
Kökleri iki yüz yıllık Osmanlı-Türk modernleşme sürecinin başlangıcına dayanan ve siyaset geleneğinde bulunan devamlılık ve kopukluk, günümüzde yeni renkler, biçimler ve tarzlarla ortaya çıkıyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönemin tüm etkileri ülkemizde de kendini her alanda hissettiriyor. Postmodern siyaset ve pazarlamayı geniş bir yelpaze içinde ele alıp yorumlama ve anlamlandırma ihtiyacı duyuluyor.
Çelişkiler, iniş ve çıkışlar, zıtlıklar, akışkanlıklar, belirsizlik ve bilinmezlikler taşıyan yeni tarz siyaset pazarlamasının günümüzdeki görünümü nedir? Bugün çok daha bulanık ve puslu günlerin yaşandığı, eski gerçeklerin dağıldığı, tüm yaşananların hayal mi, gerçek mi yoksa her ikisi de mi olduğunun yanıtının verilemediği bir ortamda, bu manzaradan çıkarılabilecek siyaset ve pazarlama uygulamaları şüphesiz ki kendini gösteriyor. Postmodern perspektiften bakınca, siyaset alanının ve pazarlamanın bir arada nasıl göründüğü ve bunların ne tür bir yol haritası çıkaracağı sorularına verilecek cevaplar, siyasetçiler dahil olmak üzere tüm paydaşlar ve seçmenler için önem kazanıyor.
Önümüzdeki seçimde, hem siyaset hem de siyaset pazarlaması açısından ne gibi oluşumlar ve değişimler etki alanı yaratacak? Hangi ayaklara yaslanarak siyasal pazarlama süreci yönetilecek? Postmodern Siyaset Pazarlaması, bahsi geçen konular ve sorular özelinde eleştirel tartışmaya bir zemin hazırlayarak, okuyucuyu siyaset ve pazarlama ekseninde yeni kavrayışlar ve uygulamalarla tanıştırıyor.
Başarı Kitabı
Krogerus ve Tschäppeler’in bu kitabı, kulağa kolay gelen ama modern yaşamın en zor sorularından birine cevap arıyor: Her şeyi nasıl dengede tutabiliriz? Sadece cevapsız e-postalar, kısa vadeli projeler ve uzun vadeli hedeflerden değil gerçekten ama gerçekten her şeyden söz ediyoruz: Geleceklerinden endişe duyduğumuz çocuklar, yaşlanan ebeveynler, ev sahibi olma hayali, sağlık, hobiler, arkadaşlık, aşk, uyku… Tüm bunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz çünkü her biri hayati. Peki ama bunu nasıl başaracağız? Başarı Kitabı’nda işte bu soruya şaşırtıcı yanıtlar bulacaksınız.
Yazarlar Hakkında
Stockholm doğumlu olan Mikael Krogerus Zurih’deki Das Magazin dergisinin editörlüğünü yapmaktadır. Daha önce Der Freitag ve NZZ Folio için çalışmıştır.
Bern doğumlu olan Roman Tschäppeler 2003 yılında, film ve kampanyalar yürüttüğü ve şirketlere fikir geliştirme danışmanlığı yaptığı, guzo.ch adlı stüdyosunu kurmuştur.
Danimarka’daki Kaospilot işletme okulundan mezun olan ikili, Kleine Bücher für große Fragen adlı uluslararası popüler serinin yazarlarıdır. 25’in üzerinde dile çevrilen kitapların satışı milyonu aşmıştır.
Güvenlik İlkesi
Güvenlik, politikada ve medyada günümüzün en önemli bahis konularından birini oluşturur. Kamusal tartışmalarda sorumlu siyasetçilerin dilinden hiç düşmez: Güvensizlik duygusunun artmasından yakınılır, güvenliğin güya özgürlüklerin ilki olduğu ilan edilir, işsizlik ve ekolojiyle birlikte halkın en önemli sorunlarından biri olduğu saptanır, çocuğun gelişiminin ve yetişkinin mutluluğunun vazgeçilmez koşulu haline getirilir.
Öte yandan birkaç yıldan beri “gıda güvenliği”, “enerji güvenliği”, “insan güvenliği” vs gibi yeni terimler ortaya çıkmıştır. Son olarak, güvenliklerle ilgili ekonomik sektörün her biçimi (enformatik, ev otomasyonu, gözetim) büyük bir gelişme içerisindedir.
Ama bu güvenlik denen şey nedir? Bir duygu mu, siyasi bir program mı, maddi güçler mi, bir sis bulutu mu, bir umut mu, patolojik bir takıntı mı, bir meşruiyet kaynağı mı, pazarlanan bir mal mı, bir kamu hizmeti mi? Fransız filozof Frédéric Gros, bu eserinde güvenlik kavramına tarihsel bir yaklaşım getirerek Stoacılardan sosyal ağlara kadar geçirdiği evrimi inceliyor. Gros'nun bu kışkırtıcı incelemesi, güvenliğin hem geçmişteki anlamlarına hem de günümüzdeki kullanımlarına ışık tutarak, güvenliğin günümüzdeki suiistimallerini ve gündelik yaşamdaki yaygınlığını gözler önüne seriyor.
Şu Anda Burada mıyız?
…Suzan diye ne kaldıysa kendinde serbest bırakıyor, tarihin başka bir cildinde ölmüş sualtı canlıları kadim bir denizin tabanında sıkışarak taşa dönmüş, aralarından aşağı akıyor, çok yavaş ama bilmediği başka bir hızla süzülüyor, milyonlarca yıl önce birbiriyle çarpışmış plakalar okyanusların ve karaların yeni düzenini oluştururken gezegenin dış yüzünden kaçmak isteyenler için böyle çatlaklar bırakmış, o kadar dar ki bu aralıklar, üst dünyanın yavaşça öldüren yapıştırıcılarla kabuğuna eklediği parçalar sığmıyor, onlar geride kalıyor, bu basınç miktarıyla mutlu mikroorganizmalar var etrafında, belki annesi sesleniyor şu anda, Suzan yok, telefonu çalıyor, başvurunuz için çok teşekkürler, başka bir adayla devam etmeye karar verdik, Suzan uzayın diğer ucunda, geçmişi ve geleceği buluşturan bir kavuşma anında, indikçe magmayla aynı kıvama geliyor, Suzan gibi ama değil gibi, yıldızların devrini tamamlayan çemberin, derin zamanın, belki ilk kez dünyanın parçası oluyor Suzan, merkezin kendine has akıntılarına kapılıyor, o ivmeye bırakıyor kendini, dönüyor, kaldırım taşlarının yüzlerce kilometre altında dans ediyor...
Bir gece, sekiz kişi, genleşen zamanda derinlere, yabancılaşmanın ve yalnızlaşmanın çekirdeğine doğru bir yolculuk. Etrafında konuşulanlar ve konuşulmayanlarla kendi dilini yaratan bir masa. Her şey fazlasıyla gerçek, kendiliğinden gerçeküstü. Taşlar, sığırcıklar, kırılan CV’ler, içimizdeki fosiller, derimizden geçen nötrinolar, hiç geçmeyen günler; kendini dünyanın tüm haritalarında kaybolmuş hissedenlerin dünden ve yarından koparak âna sıkışan hikâyeleri... Pınar Öğünç ilk romanı Şu Anda Burada mıyız?’da bu çağın insanlarının zihninde, kalbinde, damarlarında dolaşıyor; prekarya kozmosunu kendine özgü bir bakış ve ustalıklı bir üslupla yazıyor.
Sherlock Holmes – Dans Eden Adamlar
Sherlock Holmes ve Dans Eden Adamlar: Çocuklar İçin Gizem Dolu Bir Macera!
“Bunlar bir tür HİYEROGLİF. Şifreyi çözebilirsek GİZEMİ de açığa kavuşturabiliriz.”
Dedektiflik dünyasının efsanevi ismi Sherlock Holmes, şimdi çocuklar için hazırlanmış yeni bir serüvenle geri dönüyor! Dans Eden Adamlar hikâyesi, 8-12 yaş arası çocukları zekâ ve cesaret dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Holmes ve sadık dostu Dr. Watson, bu kez şifreli dans eden adam figürleriyle karşı karşıya. Çözülmeyi bekleyen bu gizemli mesajlar, bir ailenin güvenliğini tehlikeye atıyor. Holmes’un dâhice akıl yürütmeleri ve çocuklara ilham veren analitik düşünme yetenekleriyle bu sır perdesi aralanacak mı? Dâhi dedektif ve güvenilir yardımcısı, her şey daha da karmaşıklaşmadan önce dans eden adamların sırrını çözebilecek mi?
Bu kitap yalnızca bir dedektif hikâyesi değil, aynı zamanda çocuklara problem çözme, sabır ve empati gibi değerleri de aktarıyor. Tasarımı ve akıcı diliyle küçük okuyucular, macerayı bir solukta tamamlayacak! Sherlock Holmes’un unutulmaz dünyasına adım atmak ve minik dedektiflere ilham olmak için bu kitabı kaçırmayın!
1979
Sırlar ve Yalanların Karanlığında Bir Gazeteci...
Glasgow’un tozlu sokakları, basın dünyasının amansız rekabeti ve derinlerde saklanan karanlık sırlar...
Val McDermid; polisiye edebiyatının ustası, okurlarını bu kez büyüleyici bir gerilimle 1979’a götürüyor. Genç gazeteci Allie Burns, kariyerinde iz bırakacak bir hikâye peşindedir. Ama gerçeği ortaya çıkarmak, düşündüğünden çok daha tehlikeli olacaktır. Meslektaşı Danny Sullivan ile birlikte bir yolsuzluk skandalını araştıran Allie, kendini hem hayatını hem de sevdiklerini riske atacak bir komplonun ortasında bulur. Tehditler, cinayetler ve yalanlar arasında, Allie yalnızca gazeteci kimliğiyle değil, insan olarak da sınanacaktır. 1979, yalnızca bir dönemin ruhunu ve gazetecilik etiğini sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda cesaret, dostluk ve adalet arayışıyla okuyucuyu derinlemesine etkileyen bir hikâye sunuyor.
Gerçeği aramaya cesaretin var mı? Bu gerilim dolu roman, sizi ilk sayfadan son satıra kadar nefessiz bırakacak. Val McDermid’in 1979’u, polisiye romanların altın standartlarını yeniden tanımlıyor.
“Ustaca kurgulanmış, karanlık ve sürükleyici.”
—Washington Post
“Türünün zirvesinde olan bir yazarın, yeteneğinin doruğunda yazdığı muhteşem bir roman.”
—Peter James
Basketbol (ve Diğer Şeyler)
Basketbol (ve Diğer Şeyler) her bir bölümde farklı bir basketbol sorusuna cevap veriyor. Ve bunlar, “Larry Bird, Magic Johnson’dan daha mı iyiydi?” gibi klişe sorular değil, aksine doğru bildiklerinizi gözden geçirmenizi sağlayacak kadar kışkırtıcı ve zihin açıcı sorular:
Michael Jordan’ın hangi versiyonu en iyi Michael Jordan’dı?
Kobe Bryant kariyeri boyunca kaç yıl gerçekten ligin en iyi oyuncusuydu?
Tüm zamanların en iyi smaççısı kim?
En önemli NBA şampiyonluğu hangisidir?
Allen Iverson mı, Dwyane Wade mi basketbol tarihi için daha önemlidir?
Shea Serrano bu sorulara, kendine özgü zekâsını ve bilgeliğini kullanarak, detaylı istatistiklerle desteklediği argümanlarla cevap veriyor. Bazen doğru bilinen yanlışları, bazen de istatistiklerin gizlediği gerçekleri ortaya çıkarıyor. Ama bunu rakamların soğuk yüzüyle değil, eğlenceli, fantezi dolu varsayımsal sorular sorarak yapıyor:
Eğer 1997’deki Karl Malone ile bir ayı bir sezonluğuna yer değişselerdi, hangisi o sezon daha başarılı olurdu?
Shaq ve Hakeem o teke tek maçı yapmış olsalardı neler yaşanırdı?
İmkânınız olsaydı kimin üstünden smaç basmak isterdiniz?
Basketbolun en güzel anlarını, hikâyelerini ve efsanelerini tartışan bu kitap, basketbolun mitolojisini eğlenerek keşfetmek isteyenlerin her zaman başucunda duracak.
“Asla fark etmediğiniz sorulara yanıt veren hem eğlenceli hem de bilgilendirici bir kitap.”
–Slam Magazine
“Eğlenceli dipnotlar ve muhteşem çizimlerle dolu.”
–Buzzfeed
“Zekice yazılmış, güzelce çizilmiş. Basketbolseverler için olmazsa olmaz bir kaynak.”
–Esquire
Küçük Prens
KÜÇÜK PRENS, PROF. DR. ALİ ATIF BİR’İN SUNUŞU VE YAZARIN RENKLENDİRİLMİŞ ORİJİNAL ÇİZİMLERİ İLE RAFLARDA!
Bir çocuğun sorduğu basit bir “Neden?” sorusu, en karmaşık yetişkin cevaplarından daha güçlüdür. “Bir şeyi gerçekten tanımak istiyorsan, ona zaman ayırmalısın,” der tilki. Bu, her öğreticinin, hatta ana-babanın kulağına küpe olması gereken bir cümledir. Çünkü değerler, ilgi, yani zaman ayırma ve sabırla inşa edilir.
—Prof. Dr. Ali Atıf Bir
Yetişkinler rakamlara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaştan bahsettiğinizde size esas gerekli şeyleri hiç sormazlar: “Ses tonu nasıldı? Sevdiği oyunlar neler? Kelebek koleksiyonu var mı?” Onların soruları genelde şunlar olur: “Kaç yaşında? Kaç tane erkek kardeşi var? Kaç kilo?” Sadece bu şekilde onu tanıyabileceklerine inanırlar. Eğer yetişkinlere, “Çatısında güvercinler ve pencerelerinde sardunyalar olan pembe tuğladan muhteşem bir ev gördüm…” derseniz bu evi hayal etmekte zorlanırlar. Oysa onlara şöyle demek lazım: “Yüz bin liralık bir ev gördüm.” O zaman sevinçle, “Ne kadar da güzel!” diye haykırırlar.
Uçağı arızalanınca çöle acil iniş yapmak zorunda kalan pilot, küçük bir çocukla karşılaşır. Adı Küçük Prens olan bu çocuk, üç yanardağı ve bir çiçeğiyle birlikte yaşadığı gezegeni hakkında ilginç hikâyeler anlatır. Küçük bir çocuğun gözünden yetişkinlerin dünyasına uzanan bu yolculuğa yazarın kendi çizimleri de eşlik eder.
Dünya edebiyatı tarihinin en önemli eserlerinden olan Küçük Prens, 300 farklı dile çevrilmiş ve birçok kez de filme çekilmiştir. Antoine de Saint-Exupéry’nin bu başyapıtının, bugüne kadar tüm dünyada 150 milyondan fazla satıldığı tahmin edilmektedir. Küçük Prens sadece çocuklara nasıl büyük olunacağını öğretmez, yetişkinlere de nasıl iyi bir yetişkin olunacağını öğretir. Bu efsane kitap, Prof. Dr. Ali Atıf Bir’in sunuşu ve yazarın renklendirilmiş orijinal çizimleriyle şimdi raflarda!