İlginizi çekebilir…
Podcast Yayıncılığı ve Pazarlama
Podcast’ler kalabalık ve gürültülü dijital ortamda işletmelere, marka üreticilerine ve pazarlamacılara, hedef kitleler nezdinde öne çıkma ve onlarla etkileşimi sürdürme konusunda eşsiz fırsatlar sunmaktadır.
İçerik pazarlamasının en etkili alanlarından biri olan podcast yayıncılığı, son yıllarda diğer tüm sosyal medya kanallarından daha yüksek tüketici bağlılığı oluşturan bir alan haline gelmiştir.
Podcast’ler değişik biçimlerde tüketilmekle birlikte insanlarla duygusal bağ kurmakta ve diğer dijital kanallardan daha fazla güven inşa etmektedir. İnsanlar bir bilgi kaynağı olarak podcast’lere bloglardan ve videolardan daha fazla güven duymaktadır. Bunun nedeni, bir podcast’te insan sesini dinlemenin bir blog okumaktan daha samimi ve sıcak gelmesidir.
Bu kitapta yüksek etkileşimli ve başarılı podcast’lerin nasıl planlanabileceği, yaratılabileceği ve yayımlanabileceği tüm yönleriyle gösterilmektedir. Ayrıca bu podcast’lerin işletme hedeflerini nasıl yönlendirebileceği, başarısının nasıl ölçülebileceği ve kanıtlanabileceği anlatılmaktadır.
Podcast yayıncılığında uzman yazarlar tarafından kaleme alınan bu kitap, podcast konusunu A’dan Z’ye irdeleyerek konuyla ilgilenen herkese bir yol haritası ve kılavuzluk özelliği sunmaktadır.
Hemen Şimdi Stresi Yenin
Kronik stres hayatı otomatik pilota bağlı olarak yaşamanın işaretidir. Bu kitap sizi usulca uyandırıyor. Sizi bir farkındalık ve amaçlılık hali içerisinde yaşamaya ve bunu hemen şimdi, burada, şu anda yapmaya davet ediyor. Kirk Strosahl ve Patricia Robinson’ın her zamanki açık, adım adım anlatan tarzlarında kaleme alınan bu kitap, strese karşı mücadelede farkındalık yolunu usulca öğreten ve uygulamaya döken çok sayıda faydalı ipucu ve örnekler sunuyor. Kitaptan etkilenmemeniz imkânsız.
Günlük sorunlar zamanla birikip büyük streslere yol açabilir. Hemen Şimdi’de uluslararası üne sahip iki psikolog, çığır açıcı ve kanıtlara dayalı bir farkındalık ve nörobilim programı çerçevesinde, size şimdiki zamanla nasıl başa çıkabileceğinizi, sükûnet ve huzura nasıl erişebileceğinizin yolunu gösteriyorlar. Kronik stres, zamanla kaygı bozukluklarından depresyona, şişmanlıktan diğer hastalıklara kadar ruhsal ve fiziksel sağlığımız üzerinde her türlü ciddi hasara yol açabilir. Bu kitaptaki egzersizleri uygulayarak karşınıza ne tür güçlükler çıkarsa çıksın, stresle sağlıklı yollardan baş etmeyi, dengede kalmayı ve daha mutlu hayatlar sürmeyi öğreneceksiniz.
Yürümenin 52 Yolu
… Bu kitap, yürümeye yazdığım aşk mektubumdur. Umarım sizi oturduğunuz yerden kalkıp yola koyulmak, sık sık yürümek ve çoğu zaman açık havada yaşanan bir hayatın büyük ayrıcalığının tadını çıkarmak için harekete geçirir…
Nasıl yürüneceğini bildiğimizi düşünürüz. Ne de olsa yürümek, kazandığımız ilk becerilerden biridir. Ancak çoğumuz bu konuda rutinlere takılıp kalırız; hep aynı yerde, aynı şekilde, aynı süre boyunca ve aynı insanlarla yürürüz.
Bilimsel çalışmalarla ve anekdotlarla donatılan, bir yürüyüş rutininin nasıl oluşturulacağına dair ipuçlarıyla desteklenenen Yürümenin 52 Yolu sizi yeni yerlerde, yeni yürüyüş arkadaşlarıyla, gündüz ya da gece fark etmeksizin yeni zaman aralıklarında yürümeye, yürürken yeni beceriler edinmeye teşvik edecek ve her adımınızda hayattan daha fazlasını elde edebileceğiniz gerçeğini gözler önüne serecek bir rehber niteliğinde.
“Yürümenin faydalarını anlatan bu kitap, yıl boyunca dışarı çıkmanız ve hareket etmeniz konusunda sizi motive edecek.” –Booklist
“Streets, dışarı çıkıp hareket etmenin ‘içinde yaşadığımız karmaşık dünyayı takdir etmemize’ yardımcı olabileceğine dair kayda değer örnekler sunuyor. Yola koyulmaya hazır okurlar bu kitaptan ilham alacaklar.” –Publishers Weekly
Beyin Fırtınası
Sinirbilimci David J. Linden öncü beyin araştırmacılarıyla muhabbet edip birlikte çakırkeyif olduktan sonra her
birine aynı soruyu sorar: “Beynin işleyişi konusunda dünyaya açıklamayı en çok istediğin fikir hangisi? ”
Verdikleri yanıtlar sonunda insan zihni ve onun olanakları hakkındaki bilgimizi genişletmeyi amaçlayan ve
popüler bilim denemelerinden oluşan bu eşsiz eser meydana gelir. Uzmanlık alanları arasında insan davranışı,
moleküler genetik, evrimsel biyoloji ve karşılaştırmalı anatomi bulunan katılımcılar, kişilikten algıya,
öğrenmeye, güzelliğe, sevgiye ve sekse kadar birçok büyüleyici konuyu ele alır.
Yaptıkları son deneylerin ayrıntılarına girmez, söyleyeceklerini terimlerle boğmazlar ve gayet net, aydınlatıcı,
çoğu zaman da hiç beklenmedik ve sezgiye aykırı yanıtlar verirler. Nihayetinde de bireysel deneyimlerin beynimizin yapısını nasıl dramatik bir şekilde değiştirebildiğini gösterirler. Profesör Linden ve arkadaşları hem bilim meraklılarının hem de profesyonellerin erişilebilir ve keyifli bulacağı
büyüleyici ve aydınlatıcı bir derleme ile insan zihninin yapısına ve sinirbilimin son teknoloji dünyasına yeni bir pencere açıyor.
21. Yüzyılda Konumlandırma
1 Numaralı İş Stratejisi
Şimdi Her Zamankinden Daha Önemli!
Dünyanın en çok satan,
2022 itibarıyla 4 milyondan fazla okuyucuya ulaşan,
Amazon’un en eski “Pazarlama Çok Satanlar” müdavimi Konumlandırma
şimdi temel ve yeni tüm prensipleri içerecek şekilde geliştirilmiş,
dünyadan ve Türkiye’den en güncel vakalar
eklenmiş 21. Yüzyıl versiyonuyla karşınızda…
Konumlandırma bir düşünce felsefesi olarak iş, pazarlama ve marka dünyasında bir devrim yaratmıştır.
“Konumlandırma” kelimesi, ortaya atıldığından bu yana geçen 50 yıl içinde çoğu şirketin strateji dökümanında yerini almıştır.
Ancak en önemli nokta hâlâ gözden kaçırılıyor…
Kendilerini sadece kâğıt üzerinde konumlandırıyorlar.
“Başarı, şirketiniz, markanız ya da ürününüz ile ilgili değildir...
Zihinde bir algıyı sahiplenmek ile ilgilidir.” –Al Ries
Ürününüzün rakipten daha iyi olması veya fiyatının uygun olması satın alınacağı anlamına gelmez…
Aslolan zihinde oluşan algıdır.
Zihne girmenin, bir konumu sahiplenmenin ve on yıllarca hatırlanmanın prensipleri hâlâ büyük çoğunluk için muamma.
20. yüzyılda stratejik konumlandırma prensiplerini dikkate almayanlar
bunun bedelini er ya da geç ödediler.
Rekabetin iyice kızıştığı, her türlü krizin global boyutlara ulaştığı 21. yüzyılda ise
bu prensipleri göz ardı etmenin telafisi yok.
Harvard’ın Ötesinde
1984’te Harvard’da Neler Öğretilmez’in yayımlanmasıyla dünya, Mark H. McCormack’in iş dünyasında fark yaratacak içgörüler sunan çığır açıcı kavramı sokak zekâsıyla tanıştı.
McCormack 2003’te öldü ama fikirleri ve felsefesi yaşamaya devam ediyor. Harvard’ın Ötesinde onu tanıyan, onunla birlikte çalışan ve ondan etkilenen insanlarla yapılan röportajlara dayanan yeni bir sokak zekâsı derlemesiyle McCormack’in dehasına saygı duruşunda bulunuyor.
İş, medya ve spor dünyasındaki pek çok kişiden oluşan bir kadro bize, insanları yönetme ve onlarla ilişkiler kurma konusundaki tavsiyelerden en iyi müzakere ipuçlarına ve bir işi nasıl büyüteceğinize kadar çeşitli konularda McCormack’in nasıl fark yarattığını ve küçük fırça darbelerinin nasıl büyük değişimler yaratabileceğini gösteriyor.
Bu kitapla, bir anlaşma çıkmaza girdiğinde sinirlerinize hâkim olmanın neden faydalı olduğunu, spor dünyasının ritüellerinin ve rutinlerinin iş hayatında da nasıl işleyebileceğini ve 3x5 not kartlarının başarıya ulaşmada nasıl katkıda bulunabileceğini öğreneceksiniz.
Harvard’ın Ötesinde hem spor pazarlama endüstrisini icat eden adamın sevgi dolu bir vasiyeti hem de orijinal Harvard’da Neler Öğretilmez kitabının değerli bir ardılı olurken, kendi iş anlayışlarını ve pratiklerini geliştirmek isteyenler için de yeni nesil sokak zekâsını ortaya koyuyor.
“Tartışmasız spor pazarlamasının kralı.”
–BBC Sport
“Spor dünyasındaki en güçlü adam.”
–Sport Illustrated
Gezi Kitapları Seti (4 kitap)
Latin Amerika
“Sınırları Kaldırdım” adlı blogun yazarı Okan Okumuş’un Latin Amerika’daki gezilerinden yola çıkarak hazırladığı Latin Amerika – Alternatif Bir Gezi Rehberi on iki ülkeyi kapsıyor. Açılışı Brezilya’yla yapan bu gezgin rehberinde Arjantin, Patagonya, Kolombiya, Küba, Meksika, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Peru, Şili ve Bolivya üzerine sadece “nerede ne yenir, ne içilir?” sorularının cevabı yok. Turistten ziyade gezgin olmak isteyenler için alternatif rotalar ve öneriler, bu ülkelerin tarihlerine, kültürlerine dair bilgiler ve kişisel gözlemlerle bildiğimiz gezi rehberlerinden ayrılan bu kitapla, “uzaklardaki” Latin Amerika’nın büyüleyici atmosferine biraz daha yaklaşacaksınız. Sonra kim bilir, belki sırt çantanızı toplayıp yollara düşeceksiniz...
“Sınırları Kaldırdım” serisi Asya, Afrika ve Okyanusya’yla devam edecek.
“Hiç kuşkusuz, bu kitapta anlatılanlar hayata bakışımın ve gezginlik anlayışımın yansımalarıdır. Salt tüketen olmaktan kaçınan ve gittiği yerin yaşamına dokunmaya çalışan, oradaki yaşamları dünü ve bugünüyle birlikte anlamaya, anlamlandırmaya uğraşan bir gezi anlayışı bu.”
Kuzey ve Orta Afrika
Gezgin Okan Okumuş, Kuzey ve Orta Afrika - Alternatif Bir Gezi Rehberi’yle Yeşil Burun Adaları, Etiyopya, Fas, Senegal, Tanzanya, Ruanda, Uganda, Kenya ve Mısır’daki yol deneyimlerini, turizm endüstrisinden bağımsız biçimde seyahat etmeye ilgi duyan okurlarıyla paylaşıyor.
Okan Okumuş’un sırt çantasıyla yaptığı gezileri akıcı üslubuyla anlattığı Sınırları Kaldırdım dizisinin üçüncü kitabı Kuzey ve Orta Afrika’da unutulmaz yerel lezzetlerle tanışacak, vahşi doğada maceralara atılacak, farklı kültürden pek çok insana merhaba diyecek, yerel ritüellere katılacak ve bu ülkelerdeki gündelik yaşama olduğu kadar ilginç, çarpıcı tarihi olaylara da tanıklık edeceksiniz.
Yazarla birlikte binip yolculuk edeceğiniz sept-place’lar, boda-boda’lar ve tuk tuk’larla bazen enerjik metropollerin keşmekeşine takılacak bazen de tek bir turist bile görmeden günlerin geçeceği, henüz kitle turizmine yenik düşmemiş dingin cennetlere uğrayacaksınız.
Sınırları Kaldırdımdizisi Madagaskar, Güney Afrika Cumhuriyeti, Lesotho, Mozambik, Malavi, Zambiya, Botsvana, Zimbabve ve Namibya’yı içine alan Güney Afrikakitabıyla devam edecek.
Doğu Asya
Bilindik gezi kavramını bir adım öteye taşıyarak gittiği her yerde yabancı değil misafir olmak isteyen bir gezginden, alışılmışın dışında bir gezi rehberi.
Uzak diyarları yakına getiren gezgin Okan Okumuş, sırt çantasında taşıdığı anılarıyla Latin Amerika’dan sonra bu kez Doğu Asya’ya götürüyor bizi. Japonya’nın modern sokaklarında yürüyüp Vietnam’ın konuksever sofralarına konuk olacak, Kamboçya’nın tapınaklarından geçerek Tayland’ın yüzen pazarlarına ve Laos’un huzurlu dağ köylerine varacaksınız. Myanmar’da beklenmedik düğünlerden Çin’in antik kentlerine; efsanevi Trans Sibirya tren yolculuğuyla Moğolistan steplerinden geçerek Sibirya’ya uzanan bir yolculuğa hazır olun.
“Sınırları Kaldırdım” serisinin ikinci kitabı Doğu Asya – Alternatif bir Gezi Rehberi, yeni bir maceraya atılırken gerekli her türlü teknik bilginin yanında, alternatif rotalar, gizli lezzetler, kültür, tarih ve en önemlisi insanlara dair kesitlerle dolu zengin bir Doğu Asya sergisi sunuyor.
Sırt çantanızı alıp yollara düşme vakti!
Güney Afrika
Bilindik gezi kavramını bir adım öteye taşıyarak gittiği her yerde yabancı değil misafir olmak isteyen Okan Okumuş’tan alışılmışın dışında bir gezi rehberi.
“Sınırları Kaldırdım” dizisinin dördüncü kitabı Güney Afrika - Alternatif Bir Gezi Rehberi’nde insan hikâyeleri, efsaneler, tarih, kültür, alternatif rotalar ve yerel lezzetlerin harmanlandığı sıcak bir yolculuk bekliyor sizleri.
Bu yolculuk boyunca Okan Okumuş’la birlikte Güney Afrika Cumhuriyeti’nde muhteşem üzüm bağlarına ve Ümit Burnu’na uğrayacak, “ülke içinde ülke” Lesotho’da dağ köyünde bir aileye konuk olacak, Mozambik Adası’nda pastel renkli evlerin arasında yürüyerek bir şifacıyla tanışacaksınız. Malavi’de dağlara tırmanıp göl etrafında dolaşacak, Zambiya’da zengin yaban hayatını keşfedecek, Zimbabve’de Viktorya Şelaleleri’ne gideceksiniz. Botsvana’da Okavango Deltası’nda kanoyla yolculuk edecek, Namibya’da Herero yerlilerinin düğününe katılacak, Madagaskar’ın benzersiz doğası ve renkli kültürüyle karşılaşacaksınız.
Çoluk Çocuk
"Bir başyapıt, daha önce hiç açılmamış bir hazine sandığının içini görmek için ayrıcalıklı bir davet." Johnny Deep
COLTRANE’in öldüğü yazdı, aşkın ve isyanların yazıydı ve Brooklyn’de tesadüfi bir karşılaşmanın iki genç insanı sanat, bağlılık ve başlangıçlarla dolu bir hayat yolculuğuna çıkarttığı yazdı.
Pek çok eleştirmen tarafından 2010’un en iyi kitapları arasında olarak gösterilen ve son olarak prestijli National Book Awards’u kazanan ÇOLUK ÇOCUK, bir aşk hikâyesi olarak başlayıp bir ağıt olarak sona eriyor.
Altmışların sonu, yetmişlerin başındaki New York’a, onun zengin ve fakir insanlarına, sanatçılarına ve serserilerine bir selam çakıyor. Yolun başında birbirlerine göz kulak olmaya söz vermiş iki genç sanatçı, Patti Smith ve Robert Mapplethorpe’un yu¨kselişini ve şöhret kapısını aralayışlarını nefes kesici bir içtenlik ve saflıkta anlatan bu kitap, gerçek bir masal.
"...Robert hakkında, bizim hakkımızda yazabileceğim daha pek çok hikâye var. Ancak anlattığım hikâye bu. Anlatmamı istediği hikâye bu. Sözümü tuttum. Dünyanın kara ormanına dalan Hansel ile Gretel gibiydik. Asla hayal bile edemeyeceğimiz cazibelerin, cadıların ve iblislerin yanı sıra ancak bir kısmını hayal ettiğimiz ihtişamlarla karşılaştık. Bu iki genç adına hiç kimse ne konuşabilir, ne de birlikte geçirdikleri günler ve geceler hakkında doğruyu söyleyebilir. Bunu sadece Robert ile ben anlatabiliriz. Onun deyişiyle, bu bizim hikâyemiz. Ve o gittiği için, bunu size anlatma görevini bana bıraktı. "
Yeni Bukalemunlar
YENİ NESİL TÜKETİCİLER İÇİN YEPYENİ PAZARLAMA STRATEJİLERİ
…Ürünleri, yaptıkları şeyler için satın almayız.
Onları, geldikleri anlam için satın alırız…
Tüketiciler değişiyor ve çeşitleniyor ama onları tanımlamak için kullanılan pazarlama kategorileri aynı kalıyor. Oysa yeni nesil tüketicilerle iletişim kurmanın yeni yollarının bulunması gerekiyor.
Erkek ya da kadın, iş ya da oyun, çevrimiçi ya da çevrimdışı… Modern tüketiciler geleneksel sınırlara meydan okudukça ve birden çok alt kültürün üyeleri olarak tanımlandıkça, bu ve diğer pazar kategorileri geçerliliğini yitiriyor. Yeni Bukalemunlar bu yeni nesille nasıl etkileşime geçileceğini ve rekabette nasıl öne çıkılacağını ortaya koyuyor.
Pazarlama profesörü ve endüstri danışmanı olan Michael R. Solomon, pazarlamacıları geleneksel kategorilerin ötesine geçmeye ve tüketicilerle bir pazar segmenti yerine bireyler olarak iletişim kurmaya yönlendiriyor. Tarih, veri, deneyim ve örnekleri birleştiren Yeni Bukalemunlar şimdi ve gelecekte tüketicilere hitap eden ürün ve hizmetler sunmak isteyen her pazarlamacı (veya okuyucu) için gerçek bir başucu kaynağı.
Sherlock Holmes – Baskerville Tazısı
Sherlock Holmes ve Baskerville Tazısı: Gizem, Macera ve Korkunun Birleştiği Efsanevi Hikâye!
Londra’nın sisli sokaklarından, ürkütücü Baskerville arazisine uzanan bir serüvene hazır olun! Sir Arthur Conan Doyle’un efsanevi dedektifi Sherlock Holmes ve sadık dostu Dr. Watson, bu kez karanlık bir lanetin izini sürüyor.
Baskerville Tazısı, aile mirası üzerinde dolaşan korkunç bir efsaneyi ve öldüren bir laneti konu alıyor. Genç Sir Henry Baskerville, ailesine musallat olduğu düşünülen hayalet bir tazıdan korunmak için Holmes’un keskin zekasına sığınıyor. Ancak bu macera, sadece akıl oyunlarından ibaret değil; ürkütücü köşkler, sisli bataklıklar ve ölümcül sırlar her köşe başında bekliyor.
Gotik bir atmosferde geçen ve tüyler ürperten gerilimiyle sizi koltuğunuza mıhlayacak bir macerada dünyanın en ünlü dedektifi, akıl oyunları ve mantık yürütme ustalığıyla yine iş başında. Baskerville Tazısı, sırlarla dolu bir hikâye arayan herkes için unutulmaz bir klasik. Gizem dolu bir dünyanın kapılarını aralamak, akıl ve cesaretle kötülüğün üstesinden gelmek için Sherlock Holmes’un yanında yer almaya hazır mısınız?
Bir lanetin ardındaki gerçeği öğrenmeye cesaret edebilecek misiniz? Bu büyüleyici hikâye, elinizden bırakamayacağınız bir macera olacak!
Veri Biliminde Ustalaşmak
Veri bilimi özellikle son on yıldır dünyamızın çalışma şeklini önemli ölçüde değiştirdi. Eğlenceden siyasete, teknolojiden reklamcılığa, bilimden iş dünyasına veriyi anlamak ve kullanmak artık en çok arzu edilen becerilerden biri haline geldi.
Günümüzün en popüler ve en yüksek puan alan çevrimiçi veri bilimi kurslarının sahibi, uzman yazar ve eğitmen Kirill Eremenko tarafından yazılan Veri Biliminde Ustalaşmak gelecek vadeden bu alanda size mükemmel bir rehberlik sunuyor.
Veri Biliminde Ustalaşmak ile verinin nasıl toplanacağını, analiz edileceğini, sunulup uygulanacağını öğrenecek ve veri hakkındaki temel konularda uzmanlaşabileceksiniz. Tüm bunların yanı sıra Amazon, Apple, Netflix, Linkedln, Boston Consulting Group, Ubisoft’un da aralarında bulunduğu çeşitli kuruluşlara ilişkin vaka incelemeleri sayesinde başarılı veri tekniklerinin neler olduğunu keşfedecek ve ufkunuz genişlerken yöneticilerinizi etkileyebilecek, kendi işinizi kurabilecek ya da iş yapma şeklinizi en doğru biçimde değiştirebileceksiniz.
“Veri bilimini öğrenmek isteyenler için gördüğüm en kapsamlı kitap.” –Ben Taylor
“Alanında uzman bir isimden tavsiyelerle dolu eşsiz bir kaynak.” –Michael Segala
“Veri Biliminde Ustalaşmak yalnızca çevrenizde olup bitenlerle ilgili değil aynı zamanda kendinizle ilgili de düşünmenize yardımcı olacak.” –Damian Mingle
Arap Baharı
Arap Baharına dair elinizdeki bu kitap, Ortadoğu üzerine yeni bir düşünüş biçiminin hatlarını çiziyor.
Hamid Dabaşi bu kitabında Fas’tan İran’a, Suriye’den Yemen’e ayaklanmaların itici gücü olarak, postkolonyalizmin sonuna da delalet ettiğini öne sürdüğü ertelemeli başkaldırı kavramını gösteriyor.
Dabaşi Arap Baharı’nın bölge jeopolitiğini geri dönülmez biçimde değiştirdiğini ve artık “Ortadoğu’yu” yeniden tahayyül etme zorunluluğu içinde olduğumuzu ortaya koyarken, süreğen devrimci halet-i ruhiyenin yalnızca isyan ateşinin sardığı toplumları değil daha nicelerini de özgürleştirme potansiyeli olduğunu çarpıcı biçimde anlatıyor.
Dabaşi yirmi birinci yüzyılın kurucu anlarından biri olarak görülecek sürece dair devrimci, yaratıcı ve açık uçlu bir okuma sunuyor.
Arap dünyasını sarsan çarpıcı değişimlere dair yenilikçi, incelikli ve tarihsel bir okuma
Arap Baharı muazzam çap ve önemde siyasi ve tarihi bir sarsıntı üzerine had safhada aydınlatıcı özgün ve çığır açıcı bir eser. Kitap iddiasını o denli zengin, dikkatli ve sistematik bir şekilde ortaya koyuyor ki devrimin doğasına dair yeni bir düşüncenin gelişmesi hiç şaşırtıcı olmaz.
Hayvanlar Üzerine (3 Kitap)
Hayvan Olmak: Bir İnsanın Hayvana Dönüşmesinin İzini Sürmek
Charles Foster
Bu değerli gezegeni herkes ve her şey gibi paylaşan insanlara, canlı olmaya dair samimi ve radikal bir bakış açısı sunan Hayvan Olmak, hayvan olmayı deneyimleyebilmek gerçekten mümkün müdür, sorusunu hep yakınında tutarak diğer canlı türleriyle aramızda zaman içinde oluşmuş sınırları belirsizleştirmeye dönük bir çabanın ürünüdür.
Bir imkansızın peşinden giderek hayvan olmanın doğasını keşfe çıkan tutkulu doğabilimci Charles Foster, porsuk, susamuru, alageyik, tilki ve ebabil “olmayı” tecrübe etmeye kalkışarak, yitirdiğimiz vahşiliğimizin, inkar ettiğimiz vahşiliğimizin ve vahşileşebilmemizin nükteli hikâyesiyle zamanda unuttuğumuz tabiatımızı yeniden hatırlamamızı sağlıyor.
“Doğa yazını genellikle etrafı sömürgeci adımlarla arşınlayan ve iki metrelik mesafeden yeryüzünde gördüklerini anlatan insan hikayelerinden ya da hayvanların giyindiğini savunan insanlardan ibarettir. Bu kitap dünyayı, çıplak Welsh porsukları, Londra tilkileri, Exmoor susamurları, Oxford ebabilleri, İskoç ve West Country alageyikleriyle aynı düzlemde görerek anlatmak üzerine bir çabadır. Aynı zamanda koklama ve işitmenin görme duyusundan daha işlevsel olduğu bir yaşam alanında hareket etmenin nasıl bir his olduğunu öğrenmenin de hikayesi... Bir nevi edebi Şamanizm, ve itiraf etmeliyim ki, çok ama çok eğlenceliydi.”
Hayvanların Gizli Yaşamı
Peter Wohlleben
“Geyikler, yabandomuzları ya da kargaların, kendi içinde mükemmel olan hayatlarını yaşarken eğlenebildiklerini de kavrayan biri, kadim ormanlardaki yapraklar arasında neşeyle dolaşan o minik hortumluböceklerine de saygı duyabilir belki.”
Kimisi evimizin sakini, kimisi sokakların, kimisiyle penceremizde karşılaşıyoruz kimisiyle yabanda, ama kesin olan şu ki ne zaman seslerine kulak versek günümüz güzelleşiyor. Ne kadar farkında olduğumuz bir yana onları duyuyor, onları görüyor, onları etkiliyor ve onlardan etkileniyoruz. Bu kitap farklılıklarıyla bizi büyüleyen hayvanlarla duygu, düşünce ve değerler dünyamızdaki ortaklıkları gösteriyor. Bu sayede bizi hayvanlar âleminin diğer üyeleriyle ilgili varsayımlarımızı sorgulamaya ve bizimki kadar kırılgan yaşamlarına iştirak ederken bu bilgiyle hareket etmeye davet ediyor.
Doğa üzerine yazdığı kitapları onlarca dile çevrilip milyonlarca okura ulaşan Peter Wohlleben bu kitabında birbirlerine adlarıyla seslenen kuzgunlardan kendi yaptıklarına kafa yorup pişman olan sıçanlara, tavukları kandıran horozlardan sadık domuzlara, utangaç atlardan yas tutan geyiklere ve yavrularını eğiten keçilere kadar yeryüzünü paylaştığımız türlü çeşit hayvanın hikâyesine yer veriyor.
“Etkileyici ve okunaklı diliyle Peter Wohlleben’ın bu kitabı da başka bir cevher. Yazarın bilimsel keşiflerle kendi deneyimlerini harmanlamaktaki ustalığı sayesinde her bir sayfasını zevkle okudum. Siz de okuyun ve bir daha asla yeryüzünü diğer canlıların renkli ve zengin yaşamlarıyla paylaştığımız konusunda şüpheye düşmeyin.”
―Jonathan Balcombe
Hayvanların Tarihi - Felsefi Bir Deneme
Oxana Timofeeva
Sunuş: Slavoj Žižek
“Hayvanlar gitgide, teker teker sahneyi terk edip insanlığı kendi temsilleriyle, evcil hayvanları ve oyuncaklarıyla baş başa bırakıyor.”
Çalışmalarını çağdaş felsefenin sorunları merkezinde sürdüren akademisyen Oxana Timofeeva, Aristoteles’ten ödünç aldığı adla Hayvanların Tarihi'ni felsefi bir hat üzerinde kuruyor, tabiri caizse, “felsefe tarihini hayvanların tarihi olarak okumayı” öneriyor.
Hayvanlar bugün daha ziyade evcilleştirme, kapatma ya da imgeleştirme yoluyla gündelik hayatımıza, dilimize, düşünce dünyamıza dahil olurken bu çalışma “hayvan meselesi”ni Aristoteles’ten Hegel’e, Adorno’dan Deleuze’e uzanan geniş bir felsefe geleneğine ve Bataille, Kafka, Platonov gibi yazarların metinlerine atıfta bulunarak ele alıyor, hayvanla insan arasında aşina olduğumuz tüm ayrımlardan, insanlığa ve hayvanlığa dair tüm keskin tanımlardan azade yeni bir düşünme ve tartışma imkânı sunuyor.
“Eğer felsefe bilgelik sevgisiyse, Oxana Timofeeva'nın Hayvanların Tarihi, hayvan sevgisinden mürekkep bir felsefe çalışmasıdır. Felsefeyi hayvanlara karşı yanlış tutumundan ötürü kolayca mahkûm etmek yerine, hayvanlara haysiyetlerini iade etmek üzere Aristoteles'ten Deleuze'e filozofların nasıl daha farklı yorumlanabileceğini yeni baştan anlama çabasına giriyor. Hayvanların Tarihi, bize, biz insanlara, yeni bir dünya kazanmak için tüm ‘devrimci hayvanlar’la birlik olmayı öğretiyor. “
— Benjamin Noys
1979
Sırlar ve Yalanların Karanlığında Bir Gazeteci...
Glasgow’un tozlu sokakları, basın dünyasının amansız rekabeti ve derinlerde saklanan karanlık sırlar...
Val McDermid; polisiye edebiyatının ustası, okurlarını bu kez büyüleyici bir gerilimle 1979’a götürüyor. Genç gazeteci Allie Burns, kariyerinde iz bırakacak bir hikâye peşindedir. Ama gerçeği ortaya çıkarmak, düşündüğünden çok daha tehlikeli olacaktır. Meslektaşı Danny Sullivan ile birlikte bir yolsuzluk skandalını araştıran Allie, kendini hem hayatını hem de sevdiklerini riske atacak bir komplonun ortasında bulur. Tehditler, cinayetler ve yalanlar arasında, Allie yalnızca gazeteci kimliğiyle değil, insan olarak da sınanacaktır. 1979, yalnızca bir dönemin ruhunu ve gazetecilik etiğini sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda cesaret, dostluk ve adalet arayışıyla okuyucuyu derinlemesine etkileyen bir hikâye sunuyor.
Gerçeği aramaya cesaretin var mı? Bu gerilim dolu roman, sizi ilk sayfadan son satıra kadar nefessiz bırakacak. Val McDermid’in 1979’u, polisiye romanların altın standartlarını yeniden tanımlıyor.
“Ustaca kurgulanmış, karanlık ve sürükleyici.”
—Washington Post
“Türünün zirvesinde olan bir yazarın, yeteneğinin doruğunda yazdığı muhteşem bir roman.”
—Peter James
Bakmak – Dikkati Dağınık Bir Dünyada Odaklanmanın Yolları
Dijital Gürültüde Akıllı ve Derin Görme Sanatı
Dikkatiniz çalınıyor. Sosyal medya, bildirimler, sonsuz bilgi akışı... Hepsi sizi gerçekten görme yeteneğinizden uzaklaştırıyor. Peki, dünya artık bulanıklaşırken siz nasıl net görebilirsiniz?
Dünyaca ünlü düşünür ve iş stratejisti Christian Madsbjerg, Bakmak: Dikkati Dağınık Bir Dünyada Odaklanmanın Yolları kitabında dikkatin nasıl bir süper güç olduğunu gözler önüne seriyor. Tarihten büyük düşünürlerin bakış açılarını, felsefi analizleri ve modern dünyadan çarpıcı örnekleri bir araya getirerek odaklanma sanatını yeniden keşfetmenizi sağlıyor.
Bu kitap, yalnızca dikkatinizi nasıl toplamanız gerektiğini anlatmıyor, derinlemesine görmenin ve analitik sezgilerin iş dünyasında, sanatta ve günlük yaşamda nasıl devrim yaratabileceğini gösteriyor.
✔ Daha akıllı kararlar almak
✔ İş hayatında öne çıkmak
✔ Gerçek anlamda fark etmek ve görmek
Eğer görmeyi öğrenirseniz, dünyayı değiştirebilirsiniz.
Şimdi bakış açınızı değiştirmenin zamanı!
Sen de bak ve fark et!
CHARLES DARVİN’İN TÜRLERİN KÖKENİ ÜZERİNE
“Güçlü, sağlıklı ve mutlu olan hayatta kalır ve çoğalır.”
-Charles Darwin
Darwin’in evrim teorisi, genç okurlar için sade bir biçimde Türkçede! Baştan sona zengin resimlerle süslenen ve küçük bölümlere ayrılarak basitleştirilen Türlerin Kökeni, bizi insan ırkına ve hayvanlar âlemine dair ilginç bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kitap, çocuklara, insanlığın en önemli teorilerinden biri hakkında bilgi vermenin yanı sıra dünyanın en etkili bilim insanlarından birinin fikirlerini ve bunların sonuçlarını gösteriyor.
Soru Kitabı
Sizi en iyi kim tanır?
Annenizden ne öğrendiniz?
En son ne zaman yalan söylediniz?
Kendinizi arkadaş olarak seçer miydiniz?
En korktuğunuz film hangisi?
Çok satan Karar Kitabı’nın yazarlarından kendinize sormanız gereken kışkırtıcı, düşündürücü, eğlenceli ve gerçekleri açığa çıkaracak sorular. Anket niteliğindeki bu kitap aslında yaşamınız boyunca rehberiniz olabilir. Tabii soruları doğru yanıtlamak koşuluyla.
Soru Kitabı, istersen günlük gibi sana özel olsun istersen başkalarıyla birlikte cevapla ve zamanını eğlenceli hale getir. Bu kitap sayesinde kendinizi, eşinizi, ailenizi ve arkadaşlarınızı daha iyi tanıma şansı yakalayabilirsiniz.
Kendinizden hiçbir cevabı sakınmayın!
Unutmayın ki doğru cevap yoktur, yalnızca doğru sorular vardır.
İK Etkisi
Çalıştığınız şirketteki ortamı tarif edecek olsanız hangi kelimeleri ve nesneleri seçerdiniz? Dinamizmin hâkim olduğu, yeniliğin peşinde, heyecan verici, yani limon kokulu, taptaze, aydınlık ve ferah bir yer mi? Yoksa ataletin hâkim olduğu, giderek eskiyen naftalin kokulu bir yer mi? İK etkisi, bir şirkete adımınızı attığınız anda soluduğunuz havadır, organizasyonel iklimin adresidir. İnsan Kaynakları yeteneğe, organizasyona ve kültüre dair yaklaşımıyla bir şirketi benzerlerinden farklılaştırma gücüne sahiptir.
İK Etkisi işe alımdan yetenek yönetimine, kurumsal akademilerden organizasyonel gelişime uzanan pek çok konuda teori ve pratiğin harmanlandığı bir rehber sunuyor. Kitap, iş dünyasında yaşanmış örnekler ile akademik ilkeleri bir araya getirerek insan kaynakları yönetimini hem araştırma sahasına çeviriyor hem de keyifli bir sohbet tadında aktarıyor. Kapsamlı bir kaynakçaya dayanarak hazırlanmış olan çalışmada, alanla ilgili güncel kaynakların kullanılmış olması da dikkat çekiyor.
İK Etkisi yöneticiler ve insan kaynakları profesyonelleri için bir başucu kaynağı.
“Bahattin Aydın 25 yılı aşkın iş yaşamını görev yaptığı kurumların köklü tecrübesiyle harmanladığı, referans niteliğinde bir kaynak sunuyor. İnsan, kültür ve organizasyon konularına ilgisi olan herkesin istifade edebileceği bu kitap, bildiğimiz tüm ezberlerin bozulduğu bu dönemde liderler için bir yol haritası niteliğinde.” –Mehmet Tütüncü, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı & CEO
Küçük Prens
KÜÇÜK PRENS, PROF. DR. ALİ ATIF BİR’İN SUNUŞU VE YAZARIN RENKLENDİRİLMİŞ ORİJİNAL ÇİZİMLERİ İLE RAFLARDA!
Bir çocuğun sorduğu basit bir “Neden?” sorusu, en karmaşık yetişkin cevaplarından daha güçlüdür. “Bir şeyi gerçekten tanımak istiyorsan, ona zaman ayırmalısın,” der tilki. Bu, her öğreticinin, hatta ana-babanın kulağına küpe olması gereken bir cümledir. Çünkü değerler, ilgi, yani zaman ayırma ve sabırla inşa edilir.
—Prof. Dr. Ali Atıf Bir
Yetişkinler rakamlara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaştan bahsettiğinizde size esas gerekli şeyleri hiç sormazlar: “Ses tonu nasıldı? Sevdiği oyunlar neler? Kelebek koleksiyonu var mı?” Onların soruları genelde şunlar olur: “Kaç yaşında? Kaç tane erkek kardeşi var? Kaç kilo?” Sadece bu şekilde onu tanıyabileceklerine inanırlar. Eğer yetişkinlere, “Çatısında güvercinler ve pencerelerinde sardunyalar olan pembe tuğladan muhteşem bir ev gördüm…” derseniz bu evi hayal etmekte zorlanırlar. Oysa onlara şöyle demek lazım: “Yüz bin liralık bir ev gördüm.” O zaman sevinçle, “Ne kadar da güzel!” diye haykırırlar.
Uçağı arızalanınca çöle acil iniş yapmak zorunda kalan pilot, küçük bir çocukla karşılaşır. Adı Küçük Prens olan bu çocuk, üç yanardağı ve bir çiçeğiyle birlikte yaşadığı gezegeni hakkında ilginç hikâyeler anlatır. Küçük bir çocuğun gözünden yetişkinlerin dünyasına uzanan bu yolculuğa yazarın kendi çizimleri de eşlik eder.
Dünya edebiyatı tarihinin en önemli eserlerinden olan Küçük Prens, 300 farklı dile çevrilmiş ve birçok kez de filme çekilmiştir. Antoine de Saint-Exupéry’nin bu başyapıtının, bugüne kadar tüm dünyada 150 milyondan fazla satıldığı tahmin edilmektedir. Küçük Prens sadece çocuklara nasıl büyük olunacağını öğretmez, yetişkinlere de nasıl iyi bir yetişkin olunacağını öğretir. Bu efsane kitap, Prof. Dr. Ali Atıf Bir’in sunuşu ve yazarın renklendirilmiş orijinal çizimleriyle şimdi raflarda!
Artık Okuyorum Serisi (10 Kitap)
İlk Okuma Kitapları: Küçük Okurlar İçin Büyük Adımlar!
İlk okuma kitapları, çocukların okuma serüvenine keyifli bir başlangıç yapmasını sağlayan renkli ve eğlenceli eserlerdir. Büyük puntolu yazılar, kısa ve anlaşılır cümleler, bol görselli sayfalar ile minik okurların ilgisini çekerken, okuma becerilerini geliştirmeye yardımcı olur.
Bu kitaplar, çocukların kelime dağarcığını zenginleştirir, okuma sevgisini artırır ve onları hayal dünyasında büyülü yolculuklara çıkarır.
Minik eller için büyük keşifler sunan ilk okuma kitapları, her çocuğun kütüphanesinde mutlaka yer almalı!
Seri 10 adet kitabı içermektedir. Kitaplar aşağıdaki gibidir;
1. Kitap: Ela ile Ekin
2. Kitap: Ekin ile Tatil
3. Kitap: Çilekli Dondurma
4. Kitap: Kırmızı Uçurtma
5. Kitap: Müjde Plajda
6. Kitap: Tavşan ile Kaplumbağa
7. Kitap: Ağustos Böceği ile Karınca
8. Kitap: Tilki ile Leylek
9. Kitap: Altın Yumurtlayan Tavuk
10. Kitap: Tarla Faresi ile Şehir Faresi
Hikâye Koleksiyoncusu
Her insan bir hikâyedir… Ve bazıları, tüm dünyayı değiştirebilir.
Janice, herkesin hikâyelerini dinleyen ama kendi hikâyesini kimseyle paylaşmayan bir kadındır. Bir temizlikçi olarak çalışırken girdiği her evde, insanların sırlarını, neşelerini, pişmanlıklarını ve en derin anılarını fark etmeden biriktirir. O, başkalarının anlatmadığı hikâyeleri saklayan, anılarla örülü bir dünyada yaşayan sessiz bir
gözlemcidir.
Ancak yaşlı ve eksantrik bir kadın olan Bayan B ile yolları kesiştiğinde, Janice’in kendi hikâyesi de değişmeye başlar. Bayan B, ona sadece başkalarının hikâyelerini toplamakla yetinmemesi gerektiğini, kendi hayatını da yaşamayı hak ettiğini hatırlatacaktır.
Sally Page’in sıcacık anlatımıyla kaleme aldığı Hikâye Koleksiyoncusu, içinizi ısıtacak, dostluk, kayıplar ve ikinci şanslarla dolu, unutulmaz bir roman. Çünkü bazen en önemli hikâye, yıllarca saklanmış olan kendi hikâyemizdir…
British Book Awards’da “En Sürükleyici Kitap” kategorisinde 2023 yılı adayları arasında yer alan Hikâye Koleksiyoncusu, unutamayacağınız hikâyelerden biri olacak.
Walter Benjamin Kitaplığı (3 Kitap)
Fotoğraf Yazıları
Walter Benjamin
“Walter Benjamin fotoğrafı hatırlatmaktan hiç vazgeçmedi. Tarih boyunca değişen, uyum sağlayan, gelişen bir şey olarak fotoğrafın izini süren güçlü bir fotoğraf eleştirmeniydi. Fotoğrafın bir tarihi, bir hayatı olduğuna inandı. [...] Benjamin’in gözlemlediği üzere fotoğraf iktidardakiler ve geleneksel sanata gereğinden fazla özlem duyanlar tarafından kötüye kullanılabilir ve kullanılmıştır da [...] Fotoğraf yozlaşabilir. İçinde bulunduğu zamandan ayrı düşebilir ya da (fotoğraftaki) özneleri genel olarak kötüye kullandığı gibi onu da kötüye kullanan baskıcı güçlerin güdümüne girebilir. Benjamin’in fotoğrafa dair ve fotoğrafın yörüngesindeki çeşitli yazılarıyla amaçladığı şey, panoramik bir bakışla okurunu bu aracın potansiyeli ve gerçekliği konusunda eğitmektir.”
Walter Benjamin’in fotoğraf yazılarından oluşan bu derleme aşina olduğumuz fotoğrafa başka bir gözle tekrar bakma, işlevini, imkânlarını yeniden düşünme olanağı sunuyor; fotoğrafın zaman içinde kazandığı ve kazandırdığı farklı anlamların izini sürüyor. Bu derlemede yer alan tüm yazılar Leslie’nin sunuşuyla açılıyor, değinilen kişi ve kavramların açıklandığı sözlüklerle sona eriyor. Kitapta ayrıca Benjamin’in atıfta bulunduğu fotoğraflardan örnekler de yer alıyor.
Karşılaşmalar: Bir Benjamin Romanı
Jay Parini
“Hiçbir zaman tatmin edemediği Tarih Meleği tarafından öldürülmüştü hiç kuşkusuz. Onu öldüren en bariz şeyse genellikle alaycı bir şekilde tetikte bekleyip en sonunda her zaman sahnede belirerek daha önce gerçekleşmiş olan her şeyin, her çıtkırıldım adım ve irkilmenin, gözün her titreşiminin, kalpten hissedilmiş her çizginin ve rasgele her jestin yazarlığını üstelenen Zaman’dı.”
Walter Benjamin’in 1940 yılında Nazi Almanya’sının Fransa'yı işgalinin hemen ardından Paris’ten kaçışıyla başlayan Karşılaşmalar Benjamin’in tutkularıyla tuhaflıklarının peşine düşüp ölümünün matemini tutuyor.
Felsefe tartışmaları, Nazi işgali, savaş ve kaçış ekseninde ilerleyen, Bertolt Brecht, Gershom Scholem, Hannah Arendt gibi isimlerin de yer aldığı romanda, Benjamin arkadaşları ve ailesi, aşkları ve yalnızlığı, hayatı ve intiharı, gözünden sakındığı elyazması sayfalar vasıtasıyla yeniden ete kemiğe bürünürken hayat hikâyesi de yirminci yüzyılın ortasında dünyayı yakıp yıkan korkunç savaşın güçlü bir metaforuna dönüşüyor.
Walter Benjamin - Gershom Scholem Mektuplaşmalar 1932-1940
Derleyen: Gershom Scholem
İki büyük savaşın damga vurduğu karanlıkta, tüm güçlüklere karşın bağlarını sürdürme çabalarından vazgeçmeyen Almanyalı iki Yahudi entelektüelin 1932’den 1940’a dek süren mektuplaşmaları, hem döneme hem de yazarlarına ilişkin çok önemli bilgiler sunuyor. 20. yüzyılın en önemli edebiyat ve sanat eleştirmeni olarak ölümünden sonra üne kavuşan Walter Benjamin ile Yahudi mistisizmi ve Kabala üstüne yapıtlarıyla tanınan Gerschom Scholem’in dostluğu, Benjamin’in 1940’ta Fransa-İspanya sınırında intiharıyla sonlanana dek gücünden hiçbir şey kaybetmeden devam etmiştir.
Bugün bildiğimiz eserlerinin ortaya çıkış ve yazılış süreçleri, dönemin entelektüel kişilikleri, edebiyat tartışmaları, Kafka, Baudleaire, Yahudilik, savaş ve ölüm mektupların satırlarında kendisini gösterirken, zor zamanlarda insan olarak var kalabilmenin ne kadar ağır bir yükü taşımak anlamına geldiği de apaçık bir biçimde ortaya çıkıyor. Tüm bu kaygının ve belirsizliğin içinde bile zihinsel üretimlerini hayatta kalma faaliyetlerinin asli öğesi olarak görmeyi sürdüren Benjamin ve Scholem tekerrür etmekte hiç kararsız olmayan tarih için de bir tinsel direniş belgesi sunuyorlar.
“Bugün yayımlanmasını sağladığımız her satır –bu satırları miras bıraktığımız gelecek ne denli belirsiz olursa olsun– bu karanlık dönemin güçlerinin karşısında kazanılmış bir zaferdir.”
Kolektif Bilim Seti (7 Kitap)
Darwin’in Kayıp Dünyası: Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi
Martin Brasier
Türlerin Kökeni’ni kaleme alırken Charles Darwin’in kafasını tek bir soru karıştırıyor ve evrim teorisini çıkmaza sokuyordu: “Neden Kambriyen dönemden önce yaşamış canlılara ait kalıntılar bulunamıyordu?” Literatürde “Darwin’in İkilemi” olarak bilinen bu problem yıllarca çözülemeyecekti, ta ki paleontoloji profesörü Martin Braiser evrimin “kutsal kâse”sinin peşine düşene kadar.
Darwin’in Kayıp Dünyası Braiser’ın Kambriyen patlaması öncesinde yaşamış canlı türlerine ait fosilleri arayışının öyküsünü anlatıyor. Karayip sahillerinden Sibirya steplerine uzanan bu zorlu bilimsel çaba, hayvan yaşamının evrimindeki kayıp halkaların izini sürüyor. Bilimin en büyük gizemlerinden birinin kapısını aralarken bizi günümüzün canlı çeşitliliğinden karmaşık hücrelerin ortak yaşama dayalı kökenine uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.
“‘Kambriyen patlaması’ evrimsel bulmacaların en büyüğüdür ve son yıllarda büyük araştırmalara konu olmuştur. Braiser’ın merak uyandırıcı kitabı bize bu konuda tatminkâr bir yanıt veriyor. Konusunu geniş kitlelere bu kadar canlı ve kapsamlı bir şekilde sunma beceri ve iradesine sahip çok az yazar vardır.”
Anthony Hallam
“Organizmaların ve çevrenin birlikte yarattığı bu evrimsel hikâyede Darwin’in İkilemi’ne Braiser’ın bulduğu çözümü okumak büyük keyif.”
Lynn Margulis
Darwin’le Akşam Yemeği:
Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?
Jonathan Silvertown
“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”
Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.
Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.
“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak; zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”
“Jonathan Silvertown yemeğin ne kadar eski olduğunu; tarihte ilk kimin neyi yediğini ve insanların neden yiyeceklerin peşine düştüğünü iyi biliyor.”
— Leslie Nemo, Scientific American
Kökenler: Yaratılışın Bilimsel Öyküsü
Jim Baggott
Evren nasıl oluştu? İlk madde ne zaman meydana geldi? Galaksiler, yıldızlar, güneş sistemleri hangi süreçlerle ortaya çıktı? Canlılığın kökeni nedir? İnsan olmak ne anlama gelir?
İnsanlık tarihi boyunca yaratılışla ilgili çok farklı hikâyeler anlatılagelmiştir. Jim Baggott Kökenler’de yaklaşık 14 milyarlık bu öyküyü günümüzün bilimsel anlayışı ve birikimi çerçevesinde ele alıyor. Uzamın, zamanın, kütlenin, enerjinin, ışığın, galaksilerin, Güneş’in, Dünya’nın, yaşamın ve en nihayetinde Homo sapiens’in oluşumuna uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkıyor. Kozmoloji, jeoloji, evrim, antropoloji ve nörobilimdeki çağdaş düşünceleri bir araya getirerek varlığımızın kökenlerine dair bildiklerimizi haritalandırıyor ve henüz bilemediğimiz karanlık noktalara işaret ediyor. Bir bakıma yıldız tozlarından yaratılan insanın yıldızları yaratan müthiş tekillikten bugüne olup bitenleri anlamak için gösterdiği destansı çabayı özetliyor.
“Kökenler gerçekten ‘bizim’ hakkımızda bir kitap. Üzerinde yaşadığımız dünyanın nasıl oluştuğunu, yaşamın nasıl başlayıp evrilerek bizi meydana getirdiğini, bizim hikâyemizi anlatıyor. Kökenler’de sorgulanmamış olguları çoğunluğun açıklamalarından, kuşku uyandıran yorumlardan, safi spekülasyonlardan ayırmaya çalıştım. Bu kitap, bildiğimizi ve açıklayabildiğimizi düşündüğümüz şeylere dair net, dengeli ve (umarım) önyargısız bir bakış açısı isteyen okurları hedefliyor. Yaratılışın bilimsel hikâyesinin ‘kabul edilmiş’ ya da ‘resmi’ bir versiyonu bulunmuyor; fakat olsaydı, muhtemelen elinizdeki kitaba benzeyen bir şey olurdu.”
Novasen - Yaklaşan Hiperzekâ Çağı
James Lovelock
Bryan Appleyard ile birlikte
Gaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz yılın sonunda Antropesen’in bittiğini ve Novasen adını verdiği yeni bir çağın başlamak üzere olduğunu iddia ediyor. Bu yeni çağda, şu anki yapay zekâ sistemlerinden yeni bir elektronik yaşam biçimi ortaya çıkacak: bizden on bin kat daha hızlı düşünen, kendi kendisini iyileştirme ve kopyalama becerisine sahip siborglar. Lovelock’a göre bu hiperzeki varlıklar, kıyamet senaryolarının aksine, gezegenimize en az bizim kadar bağlı olacak ve Dünya’yı soğutma, Gaia’daki organik yaşamı koruma projesinde bizimle birlikte çalışacak. Bu yeni çağla evrende düşünen tek varlık, kozmosu anlayan tek varlık olma statümüzü kaybedeceğiz. Belki de Novasen, zekânın tüm evreni kaplayacak bir şey haline gelişinin başlangıcı olacak, yani kozmosun enformasyona dönüşmesinin.
“Antroposen’in başlamasından kısa süre sonra hızlanmanın gücüyle kendisinden geçen yarışçı çocuklara döndük. Üç yüz yıldır hız pedalına basıyoruz, şimdi de insan yapımı elektronik, mekanik ve biyolojik şeylerin Dünya sistemini kendi başlarına yönetebileceği çağa yaklaşıyoruz.”
KİTAP ÜZERİNE
"Hiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç."
Tim Radford, Nature
"Novasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü."
Stephen Cave, Financial Times
"Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü."
Sunday Times
"Dünya'ya bakışımızı değiştiren biliminsanı."
Independent
Sayılar ve Türümüze Katkıları
Sayı Sayma ve Kültürlerin Gelişimi
Caleb Everett
İnsan kültürleri şaşırtıcı derecede kısa bir süre öncesine kadar sayı mefhumuna sahip değildi. Sayıların icadıyla gelen sözel ve sembolik temsiller, insan yaşantısında köklü bir dönüşüme yol açtı. Çocukluğunu Amazonlardaki yerli kabileler arasında geçiren dilbilimci antropolog Caleb Everett ödüllü çalışması Sayılar ve Türümüze Katkıları’nda bu dönüşümün kapsamını ortaya koyuyor, farklı kültürlerin sayılarla ilişkisini ve sayıların insan zihnini, davranış ve kültürleri nasıl şekillendirdiğini incelikle ele alıyor.
Bilişsel bilimler, dilbilim, antropoloji, nörobiyoloji ve fizyoloji gibi farklı alanlardan pek çok araştırmayla zenginleşen bu anlatıda arkaik sayı sistemleri, yerli kabilelerin farklı sayma uygulamaları, insanlarla diğer hayvanların sayısal becerileri ve bu becerilerin nörobiyolojik kökenleri de ufuk açıcı örneklerle açıklanıyor.
Sayılar, İspanyolca, İtalyanca ve Çinceye çevrilmiş. 2018’de dilbilim dalında Amerikan Yayıncılar Birliği Prose Ödülü’ne layık görülmüş. 2017’de ABD Smithsonian Enstitüsü tarafından yeryüzünün işleyişini daha iyi anlamamıza yardımcı olan on bilim kitabı arasında gösterilmiştir.
“Everett’in çok farklı alanlardan çarpıcı çalışmalarla desteklediği güçlü bir savı var: Sayılar ne doğaldır ne de insan doğasına içkindir; insan zihninin yarattığı bilişsel bir icattır ve nicelikleri anlayıp ayırt etme şeklimizi ebediyen değiştirmiştir. Sayıların tarım ve tarıma dayalı kalabalık toplumların gelişiminde hayati rol oynadığına ilişkin savı da bir o kadar ikna edici.”
Amir Alexander, Wall Street Journal
“Everett binlerce yıllık insan evrimini irdeleme serüveninde Amazon ormanlarından Avustralya çöllerine yolculuk ederken insan kültürlerinin çeşitliliğini daha derinden anlama çabasını asla elden bırakmıyor, soluk kesici bir anlatıyla türümüzün en önemli bilişsel ve dilsel başarısını ele alıyor: sayı saymak ve niceliksel kavramları kullanarak muazzam çeşitlilikteki kültürel faaliyetleri zenginleştirip geliştirmek.”
Bernd Heine, University of Cologne
“Bu disiplinlerarası incelemede antropolog Caleb Everett sayı sistemlerinin evrimiyle ortaya çıkan sayısız olanak ve yeniliğe ışık tutuyor.”
Rachel E. Gross, Smithsonian
“Harika… Cesur ve derinlikli… Everett ele aldığı araştırmaların çeşitliliğiyle evrensel ve ikna edici bir anlatı sunuyor. Bilişsel deneylerin inceliklerini anlatırken de kabilelerin ritüellerini ve dilbilgisine ilişkin teknik detayları anlatırken de konuya aynı şekilde hâkim. Çocukluk yıllarını misyoner eğitimci ebeveynleriyle Amazon ormanlarında geçirmesinin avantajıyla keskin kavrayışlar sunuyor (babası ünlü dilbilimci David Everett). Sayılar ufuk açan, yer yer de okuyucuyu şaşkına çeviren bir çalışma. Dilin kültürel bir icat olarak türümüzü şekillendirmekteki hayati işlevini ikna edici bir şekilde ortaya koyuyor.”
Vyvyan Evans, New Scientist
Sıradışı Beyinlerden Öğrenebileceklerimiz // Eric R. Kandel
Beynin fiziksel yapısı dünyayla ilişkilenmemizi nasıl etkiliyor? Beynimiz milyarlarca sinir hücresinin gönderdiği sinyallerle bilincimizi, duygularımızı, dili ve sanatı nasıl kodluyor? Olağanüstü karmaşıklıktaki bu ağ, biz olgunlaştıkça gelişen fakat yaşamımız boyunca sürekliliğini şaşırtıcı ölçüde koruyan benlik duygumuzu nasıl oluşturuyor?
Beyin biliminin öncülerinden Nobel ödüllü Eric R. Kandel bilinci ve benlik farkındalığını oluşturan karmaşık sinir ağlarında ortaya çıkan aksaklıkların otizm, depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni, Alzheimer, Parkinson ve travma sonrası stres bozukluğuna nasıl dönüşebildiğini açıklıyor. Beyin biliminin bilişsel psikolojiyle, beynin de zihinle ilişkisini göstererek hem ortak insanlık deneyiminin sosyallik, benlik, hafıza, karar alma, yaratıcılık gibi pek çok yönünü var eden hem de kaygı, stres, bağımlılık gibi pek çok sorunun altında yatan mekanizmalara ve insan zihninin işleyişine ışık tutuyor.
Kandel, alanın meraklılarına psikiyatrik araştırma, tanı ve tedavi yaklaşımlarının tartışılacak pek çok yönüne de tanıklık etme fırsatı vererek beyin bilimini inşa eden keşif ve araştırmaların tarih boyunca kat ettikleri yolları, aksayan zihinsel süreçlerin biyolojik kökenlerini ve güncel tedavi yaklaşımlarını sistemli ve anlaşılır bir dille aktarıyor.
Tuhafı Aşma Zamanı
Kuantum Fiziğine Farklı Bir Bakış
Philip Ball
“Kuantum mekaniği ‘tuhaf’ görünebilir ama mantıksız değildir. Sadece yeni ve aşina olmadığımız bir mantık devrededir. Kavrayabilirseniz, yani kuantum mekaniğinin işte bu şekilde işlediğini kabul edebilirseniz, o zaman kuantum dünyası tuhaf görünmekten çıkıp farklı gelenek ve görenekleriyle, kendi güzel iç tutarlılığıyla bambaşka bir yer olur çıkar.”
Tuhafı Aşma Zamanı analojiler, metaforlar, imgelerle dolu kuantum anlatılarından farklı olarak, burada ve şimdi hakkındaki peşin hükümlerimizi sarsan, uzay ve zamanla dalaşan, dile dökemediğimiz, mantığımızı hiçe sayan kuantum dünyasının neden “tuhaf” olduğunu değil, neden bizim dünyamızın ona benzemediğini anlatıyor.
Kuantum kuramının nasıl işlediğini, hakkındaki klişeleri, yanlış yorumları, deneyimlediğimiz dünyanın sezgi karşıtı ilkelerini nasıl yarattığını, bizim gerçeklik, bilgi ve dille kurduğumuz ilişkilerin sınırlarını neden, nasıl zorladığını tartışarak bu kuramla birlikte bugüne kadar bildiğimiz bazı şeylerin artık neden geçerli olmadığını gösteriyor.
“Ball’un son derece kolay anlaşılır metni, günümüzde kuantum mekaniğinin temellerinin teoride nasıl ele alındığını tüm detaylarıyla gösteriyor. Tuhafı Aşma Zamanı’nın bu alanda okuduğum en iyi kitap olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”
Margaret Wertheim, Washington Post
“Kuantum fiziği hakkında yazılmış son yılların en özgün ve ilgi çekici kitabı.”
Brian Clegg, Physics World
Keşfedilmemişi Düşünmek
Her gün gözümüzün önünde duran ama fark edemediğimiz fikirlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Keşfedilmemişi Düşünmek, sizi bu görünmeyen gerçeklerin peşine düşmeye davet ediyor. Alışıldık kalıpları sorgulamak, farklı bakış açıları geliştirmek ve sıradanlığın ötesine geçmek isteyen herkes için ilham verici bir rehber.
Reklamcılık dünyasında davranış bilimiyle fark yaratan Rohit Bhargava ve küresel ölçekte yenilikçi fikirleri bir araya getiren buluşmalarıyla tanınan Ben Dupont, yıllara dayanan uzmanlıklarını bu kitapta birleştiriyor. Onların geliştirdiği SIFT çerçevesi, sıradan düşüncelerin ötesine geçmenin, yeni fikirler üretmenin ve daha özgün bir bakış açısı geliştirmenin yollarını sunuyor.
Olimpiyat rekorları, sanal evrende kazanılan yarışlar, algoritmik adalet mücadelesi... Gerçek ve kurgusal hikâyelerle bezeli bu kitap, sizi düşünmenin en heyecan verici hâliyle tanıştırıyor: Görülmeyeni görmek, duyulmayanı duymak ve keşfedilmemişi fark etmek.
Dünya, farklı düşünenlere, sorular soranlara ve sıradışı yollar arayanlara daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyor.
Sen de bu yolculuğun bir parçası olmaya hazır mısın?
Yürümek, Adım Adım
“Kısa yürüyüşler de yaptım, uzun yürüyüşler de. Şehirden şehre de yürüdüm, köyden köye de. Gün boyunca da yürüdüm, gece boyunca da. Sevgililerimden uzaklaştığım yürüyüşler de yaptım, dostlarıma yaklaştığım yürüyüşler de. Ormanların derinlerinde, yüce dağlarda, karla kaplı engin düzlüklerde, şehirlerin yaban bölgelerinde yürüdüm.İçim sıkkınken de yürüdüm, sevinçten havalara uçarken de. Dertlerimden kaçmak için yürüdüğüm de oldu. Acı çekerken de yürüdüm, mutluyken de. Nerede olursam olayım, neden olursa olsun hep yürüdüm. Dünyanın sonuna kadar yürüdüm – gerçekten. Bütün yürüyüşlerim birbirinden farklı olsa da dönüp baktığımda hepsinin ortak bir paydada buluştuğunu görüyorum: iç sessizlik. Yürümek ve sessizlik birbirini tamamlar.”
“Üç Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge için yürümek onu büyüleyen sorulara açılan bir kapı, belki zaman zaman gözardı etmek istediği dertlerinden uzaklaşma fırsatı, yaratıcılığını açığa çıkarmak için fiziksel bir anahtar, hatta kendini düşüncelerin dile gelmeyen akışına bırakabilmek için kullandığı korunaklı bir alan. Niçin yürüyoruz? Hızlı mı yavaş mı yürüyoruz? Nereden nereye yürüyoruz? Belirli bir hedefimiz mi var yoksa sadece yürümek için mi yürüyoruz? Kagge bunlar gibi birçok sorunun yanıtını okurlarıyla birlikte çıktığı edebi bir yürüyüşte arıyor.
“Son derece akıcı ve güzel bir metin, tavsiyeleri kadar bilge ve rahatlatıcı… bir yandan iyi bir yürüyüş rehberiyken bir yandan da uzun uzadıya düşündüren bir yol arkadaşı…”
New York Journal of Book
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler
Atlantis neredeydi?
Kutsal Kâse’yi kimler aldı?
51’inci Bölge’de ne tür karanlık işler dönüyor?
Eğer siz de diğer milyonlarca insan gibi bu soruların
yanıtlarını merak ediyorsanız ya da dünyanın en gizemli
yerlerinden birine seyahat etmeyi planlıyorsanız,
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler tam size göre!
İyi yolculuklar!
Dünyayı Değiştiren Kelimeler – Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi
“HAYAL GÜCÜ BİLGİDEN DAHA ÖNEMLİDİR. ÇÜNKÜ BİLGİ SINIRLIDIR, OYSA HAYAL GÜCÜ DÜNYAYI
KUŞATIR.”
— ALBERT EINSTEIN
Çocuklar İçin Bilimin Kapılarını Açıyoruz!
Carl Wilkinson’ın “Dünyayı Değiştiren Kelimeler – 2. Kitabı” Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni Eğlenceli ve Anlaşılır Kılıyor!
Bilim, merakla başlar! Ve şimdi, çocukların bilimi keşfetmesini sağlayacak harika bir kitap Türkçe olarak raflardaki yerini alıyor. Carl Wilkinson’ın “Dünyayı Değiştiren Kelimeler – 2. Kitabı”, 8 yaş ve üzeri çocuklar için Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni eğlenceli, basit ve çarpıcı görsellerle anlatıyor.
Bu kitap, Einstein’ın devrim niteliğindeki fikirlerini basit ama güçlü kelimelerle çocuklara ve gençlere ulaştırıyor. Işık hızında seyahat etmek nasıl bir şey? Zaman gerçekten göreceli mi? Zihni zorlayan bu sorular artık çocukların da anlayabileceği bir açıklıkla anlatılıyor!
Bilim ve Hayal Gücü Bir Arada!
“Dünyayı Değiştiren Kelimeler” serisinin ikinci kitabı, bilimi sadece öğretmiyor, aynı zamanda hayal gücünü de besliyor. Renkli ve ilgi çekici görselleriyle çocukları uzay, zaman ve hareketin büyüleyici dünyasına davet eden kitap, fizik kavramlarını günlük hayatla ilişkilendirerek öğrenmeyi kolay ve eğlenceli hale getiriyor. Einstein’ın en ünlü denklemi E=mc², artık çocukların bile anlayabileceği kadar net bir şekilde açıklanıyor!
Bilimi soyut formüllerden çıkarıp gözle görebilecekleri, hissedebilecekleri ve keşfedebilecekleri bir maceraya dönüştüren bu kitap, küçük bilim insanlarını geleceğin dahileri olmaya teşvik ediyor.
Çocuklar İçin Bilim Okuryazarlığında Yeni Bir Adım!
Bu kitap, sadece bir bilim kitabı değil; aynı zamanda eleştirel düşünmeyi, merak etmeyi ve sorgulamayı teşvik eden bir rehber. Çocukların dünyayı farklı bir perspektiften görmelerini sağlayacak, bilim okuryazarlığını artıracak ve onlara büyük keşiflerin kapısını aralayacak.
Bilimle tanışmanın tam zamanı!
Haydi, çocuklar bilimle büyüsün!
Yumuşaklığın Gücü
“Yumuşaklık bir muamma… Karşılamak ile vermekten müteşekkil bir ikili harekete eklenmiş, ölümle doğumun imzaladığı geçişlerin eşiğinde beliriyor. Kendi yoğunluk derecelerini taşıdığı, sembolik bir kuvvet olduğu ve şeyler ile varlıklar üzerinde dönüştürücü bir kabiliyeti bulunduğu için de bir güç. […] Bana içini dökenleri dinlerken, her kişisel deneyimde yumuşaklığı duydum. Onun direniş kuvvetini ve ele gelmez sihrini ‘aktarım' dediğimiz gizemde hissettim. Dünyayla ilişkisine bakınca gördüm ki yumuşaklık ilk olarak yaşamı taşıyan, kurtaran ve geliştiren bir zekâ...”
“Bir felsefe kitabının konu ettiği meselenin tavrını takındığı çok nadiren görülür: Maddeyi ele alırken töze, yüzeyi ele alırken geometriye dönüşmesi, hatta zamana seslenirken sabırsızlanması gibi. Yumuşaklığın Gücü yumuşak bir kitap olmak gibi inanılmaz bir hünere sahip. Yumuşaklık ‘hakkında’ yumuşaklığın kendisi ‘tarafından’ yazılmış bir kitap. […] Yumuşaklığın Gücü bizi eğiten, yatıştıran, rahatsız eden, ama hepsinden önce bize bir şekilde daima, her an dokunan önemli bir metindir. Bu sayede okur, kırılganlığa adanmış bu kitaptan -şüpheye yer bırakmayacak şekilde- güçlenerek çıkar.”
Catherine MALABOU