İlginizi çekebilir…
Mutluluk Paradoksu
Mutlu bir yaşam hayali, Platon’dan beri düşünürleri meşgul etmiştir ve modern zamanlarda bu konu, çağımızın en önemli konularından biri haline gelmiştir. Terapistlerin ve guruların yükselişi, mutluluk arayışının kültürümüzde ne kadar yayıldığını ortaya koymaktadır.
Mutluluk Paradoksu, bu modern saplantının nasıl geliştiğini inceliyor. Ziyad Marar, aradığımız ruh halini bulmanın nasıl son derece zor olduğunu ve mutluluğu aramaya ayrılan enerjinin büyük kısmının boşa harcandığını gösteriyor. Yazar, mutluluğun aldatıcı derecede basit bir fikir olduğunu ama her zaman anlaşılması zor olduğunu, çünkü bir paradoksa dayandığını iddia ediyor. Bu paradoks, kuralları çiğneme, macera veya kendini ifade etme arzusu ile toplumun onayını kazanma ihtiyacı arasındaki çatışma.
Psikoloji, felsefe, tarih, popüler romanlar, televizyon ve filmlerden oluşan geniş bir kaynak yelpazesinden yararlanırken özgürlük, onaylanma ya da meşruiyet gibi kavramları sorgulayan Mutluluk Paradoksu, yaşamında anlam arayan herkese daha cesur bir yol öneren bir başucu kitabı!
Goblin Ormanı
BURADA HER ŞEY MÜMKÜN HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR.
Hazel yetimhanede büyümüş bir kızdır; hayatı son derece sıradan, sessiz ve yalnız geçmiştir. Ta ki en yakın arkadaşı Pete’le birlikte, yetimhaneden kaçmaya karar verene kadar…
Ama kaçışları, hayal ettiklerinden çok daha gizemli bir kapıyı aralamıştır. Pete esrarengiz yaratıklar tarafından kaçırılmıştır. Hazel, korkularından arkasını bırakıp Goblin Ormanı’na adım attığında, hiç bilmediği bir dünyayla karşılaşır: Gücü tükenen periler, karanlık bir tehdit ve içinde henüz keşfetmediği sıra dışı bir güç…
Hazel, hem arkadaşını kurtarmak hem de kaybolmakta olan sihri yeniden canlandırmak zorundadır. Ama Goblin Ormanı’nda herkesin bir yüzü daha vardır. Kime güveneceğine karar vermek Hazel için, en az karanlıkta savaşmak kadar zor olacaktır. Sihirle, dostlukla ve cesaretle örülmüş unutulmaz bir maceraya hazır olun!
Goblin Ormanı, sizi bekliyor…
Dünyayı Değiştiren Sıra Dışı Müslümanlar
Evrim fikrini ilk ortaya atan kişiyi bildiğinizden emin misiniz?
Dünyanın en eski üniversitesini kimin kurduğunu hiç merak ettiniz mi?
Joan of Arc dışında kadın bir komutanın varlığından haberdar mısınız?
Bu sorulara doğru cevapları verebilmek için göz alıcı illüstrasyonlarla süslenmiş bu harika kitabı bir an önce okuyup, unutulmaz Müslüman kahramanların hikâyelerini keşfetmelisiniz!
Nasıl Avukat Olunur?
Avukat Şule Ünlü Doğan, hukukun ve psikolojinin kesişim noktasından seslenen bu kitabında avukatlık mesleğini bir kariyerden çok daha fazlası olarak ele alıyor. Adalet duygusunun insan benliğinde ve toplum düzeninde oynadığı rolü inceleyerek bir avukatın kimliği ile toplum arasındaki karmaşık ilişkiye ışık tutuyor. Okurlarını hukuk fakültelerinde öğretilen prosedürlerin ötesine davet etmekle kalmıyor, mesleğin insani boyutlarına dair bir keşif turuna çıkarıyor. Kendi mesleki yolculuğundan ve davalarından hareketle avukatlığın sadece yasaları uygulamak değil aynı zamanda toplumun vicdanına ayna tutmak anlamına geldiğini gösteriyor. Hukuk mekanizmasının aksaklıklarından bireysel meslek deneyimlerine, toplumsal adalet arayışından mesleki deformasyonla baş etme yollarına kadar pek çok konuyu ele alıyor. Avukatlık mesleğinin değişen dünyada nasıl değişiklikler gösterdiğini de sorgulayan bu kitap, meslektaşlarına yeni yollar keşfetmeleri için bir rehber, adalete gönül veren herkes içinse derin bir ilham kaynağı niteliğinde.
Yatağın İki Ucu
“Yatak odasında başlayan sessizlik, bazen bir ömrü sarar …”
Cinsellik, bir ilişkinin en mahrem, en dürüst aynasıdır. Ama ne yazık ki çoğumuz o aynaya bakmaktan çekiniriz. En çok da sevdiklerimize… Aynı yatağı paylaştığımız insanlara… Yıllardır süren evliliklerde bile konuşulamayan, utanılan, bastırılan dile dökülmeyen sorularla yaşıyoruz. Birbirini seven ama artık duymayan, dokunan ama hissetmeyen, aynı yastıkta ama farklı dünyalarda olan çiftlerin sessizliğinde çoğumuz kendimizi buluyoruz.
İşte bu kitap, o sessizliği duyan ve “Acaba sadece biz mi böyleyiz?” diyen herkes için yazıldı.
İlişki ve aile danışmanı İrem Bir, yıllar boyunca kendisine çekinilerek sorulan 100’den fazla cinsellik sorusunu cesurca, sıcaklıkla ve samimiyetle yanıtlıyor. Hiçbir soruyu küçümsemeden, hiçbir duyguyu yok saymadan…Yatağın İki Ucu, sadece cinselliği değil; uzaklaşmayı, yakınlaşmayı, susmayı, gülmeyi arzu etmeyi kaybetmeyi ve yeniden denemeyi de konuşuyor.Bu Kitapta, belki de kendinize bile sormaya çekindiğiniz bir soruya cevap bulacaksınız. Belki de yalnız olmadığınızı fark edip derin bir “oh” çekeceksiniz. Çünkü her sorunun ardında bir arayış vardır. Ve bazen en büyük aydınlık, birlikte susmanın değil, birlikte konuşmanın ardından gelir. Bu kitap, ilişkinizdeki sessizliğe bir ses olsun diye burada.
Çocuklar İçin Sanat Eğitimi – Empresyonizm Pop-Art
Sanatın Renkli Dünyasına İlk Adım!
Çocuklar İçin Sanat Eğitimi: Empresyonizm & Pop Art
Sanat sadece resim yapmak değildir; görmek, hissetmek ve yaratmaktır!
Bu renkli kitap, çocuklara sanat tarihinin en ilham verici iki akımını — Empresyonizm ve Pop Art — eğlenceli, anlaşılır ve bol etkinlikli bir dille tanıtıyor.Claude Monet’nin sisli manzaralarından Andy Warhol’un renkli portrelerine, çocuklar bu kitapta hem sanatın dâhilerini tanıyacak hem de kendi yaratıcılıklarını keşfedecekler.
-Her sayfa, eğlenceli aktivitelerle dolu.
-Minik okurlar, öğrendiklerini uygulayarak kendi sanat eserlerini oluşturuyor.
Bu kitap, hem öğretici hem ilham verici. Sanat sevgisini erken yaşta kazandırmak isteyen aileler için harika bir
başlangıç noktası!
Hayvanlar Üzerine
New York Times çok satanlar listesine giren ve Türkiye’de çok satan Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası’nın yazarı Susan Orlean’ın bu kitabında kolektif varlığımıza anlam katan ve onu zenginleştiren türler arasındaki bağlantıları keşfedeceksiniz.
Hayvanlarla nasıl etkileşime girdiğimiz meselesi, çağlar boyunca filozofların, şairlerin ve doğa bilimcilerinin zihnini kurcaladı. Susan Orlean ise altı yaşındayken bir güvercinle ilgili yazıp resimlediği kitaptan beri hayvanların bizimle nasıl yaşadığına ve bize nasıl uyum sağladığına dair her türlü hikâyenin büyüsüne kapıldı. Maceralarını kariyeri boyunca denemeler yazarak sorgulayan Orlean’ın bu kitabında neler yok ki?
New Jersey’de bahçesinde yirmi üç evcil kaplan besleyen bir kadın, İzlanda’nın buzla kaplı sahillerinde serbest kalmamak için direnen bir balina, Fas’taki çalışkan eşekler, gösteri köpeği Biff’in yoğun programı, tavukların popülerliği, kuşların yol bulmadaki ustalıkları, Afganistan’da savaşın ağır şartlarını yüklenen katırlar, Küba’da değer kazanan öküzler… Her bir hikâyeyi okurken hem şaşıracak hem de gezegenimizdeki komşularımıza bir adım daha yaklaşacaksınız.
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri
TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri, Mısır piramitlerinden Guggenheim Müzesi’ne, baroktan günümüzün yeşil binalarına, mimarlık tarihindeki büyük fikirler, göz alıcı başarılar ve bunların ardındaki yaratıcı zihinlerle tanıştırıyor bizleri.
Bir binanın ne zaman sadece bir bina, ne zaman sanat olduğunu kestirebilmek, çoğu zaman bakıp geçtiğimiz binaların ardında yatan birikim ve estetiğin farkına varıp bilindik sokakları bambaşka bir gözle yürümek ve mimari tercihlerimizin yüzyıllardır yaşam tercihlerimizle nasıl örtüştüğünü görmek için harika bir rehber Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri.
Öykülerle Değerler Eğitimi (Çalışma Soruları İlaveli)
Okumanın Sihirli Dünyasına İlk Adım!
Prof. Dr. Ali Atıf Bir’den 1. Sınıf Öğrencilerine Özel 10 Kitaplık Değerler Eğitimi Serisi
Çocuklar hayatı oyunla, sevgiyle ve hikâyelerle öğrenir…
Prof. Dr. Ali Atıf Bir’in uzmanlığıyla, titizlikle hazırlanan Öykülerle Değerler Eğitimi Serisi, okumayı yeni öğrenen 1. sınıf öğrencileri için sadece bir okuma seti değil; aynı zamanda karakter gelişimini destekleyen anlamlı bir yolculuk sunuyor.
Bu 10 kitaplık özel seri;
✅ Kısa, akıcı ve kolay okunabilir metinleriyle çocukların okuma sürecine güvenle adım atmasını sağlarken,
✅ Eğlenceli ve renkli öyküleriyle dikkatlerini çeker,
✅ Temel insani değerleri (sevgi, dürüstlük, sorumluluk, paylaşma, sabır, saygı vb.) işleyerek hayat boyu unutulmayacak kazanımlar sunar.
Her kitap, çocukların hem zihinsel hem duygusal gelişimini desteklemek üzere kurgulanmış, pedagojik kriterlere uygun olarak kaleme alınmıştır. Bu sayede çocuklar yalnızca okuma becerisi kazanmakla kalmaz, aynı zamanda iyi bir birey olma yolunda ilk tohumları da atmış olur.
🎨 Renkli çizimler,
📖 Sade ve anlaşılır dil,
🧠 Değer odaklı içerikler ile bu seri, minik okurlar için hem öğretici hem de keyifli bir başlangıç niteliği taşır.
Okumayı sevdiren, değerleri kazandıran, minik kalplere dokunan öyküler…
Öykülerle Değerler Eğitimi Serisi ile çocuğunuzun hayatında kalıcı bir iz bırakın. Çünkü iyi alışkanlıklar, küçük yaşlarda başlar. Ve her kitap, daha iyi bir geleceğe atılmış bir adımdır.
Beyin Fırtınası
Sinirbilimci David J. Linden öncü beyin araştırmacılarıyla muhabbet edip birlikte çakırkeyif olduktan sonra her
birine aynı soruyu sorar: “Beynin işleyişi konusunda dünyaya açıklamayı en çok istediğin fikir hangisi? ”
Verdikleri yanıtlar sonunda insan zihni ve onun olanakları hakkındaki bilgimizi genişletmeyi amaçlayan ve
popüler bilim denemelerinden oluşan bu eşsiz eser meydana gelir. Uzmanlık alanları arasında insan davranışı,
moleküler genetik, evrimsel biyoloji ve karşılaştırmalı anatomi bulunan katılımcılar, kişilikten algıya,
öğrenmeye, güzelliğe, sevgiye ve sekse kadar birçok büyüleyici konuyu ele alır.
Yaptıkları son deneylerin ayrıntılarına girmez, söyleyeceklerini terimlerle boğmazlar ve gayet net, aydınlatıcı,
çoğu zaman da hiç beklenmedik ve sezgiye aykırı yanıtlar verirler. Nihayetinde de bireysel deneyimlerin beynimizin yapısını nasıl dramatik bir şekilde değiştirebildiğini gösterirler. Profesör Linden ve arkadaşları hem bilim meraklılarının hem de profesyonellerin erişilebilir ve keyifli bulacağı
büyüleyici ve aydınlatıcı bir derleme ile insan zihninin yapısına ve sinirbilimin son teknoloji dünyasına yeni bir pencere açıyor.
Kan Portakalı
Bir portakal gibi kesilen hayatlar... İçindeki kan kırmızısı sırlar ortaya dökülüyor. Alison Wood, Londra’nın parlak yıldızı olan bir avukattır. Ancak dışarıdan mükemmel görünen hayatının ardında tehlikeli bir sır saklar: alkol bağımlılığı, yasak bir ilişki ve parçalanan bir evlilik...
İlk cinayet davası, onun için yalnızca bir kariyer fırsatı değil, aynı zamanda kendi karanlığıyla yüzleşmenin başlangıcıdır. Madeleine Smith, kocasını öldürmekle suçlanmaktadır. Ancak bu davayı araştırdıkça Madeleine’in sessiz çığlığı Alison’un kendi hayatındaki yalanları yankılar. Gerçek katil kim? Bazen cevap, mahkeme salonundan çok daha yakınınızdadır...
Kan Portakalı, Harriet Tyce’ın soluksuz okunan, psikolojik gerilimin sınırlarını zorlayan bir başyapıtı. Her aklın bir karanlığı, her kalbin bir sırrı vardır. Ve bazen en keskin gerçek, en yakınımızdan çıkar.
Walter Benjamin Kitaplığı (3 Kitap)
Fotoğraf Yazıları
Walter Benjamin
“Walter Benjamin fotoğrafı hatırlatmaktan hiç vazgeçmedi. Tarih boyunca değişen, uyum sağlayan, gelişen bir şey olarak fotoğrafın izini süren güçlü bir fotoğraf eleştirmeniydi. Fotoğrafın bir tarihi, bir hayatı olduğuna inandı. [...] Benjamin’in gözlemlediği üzere fotoğraf iktidardakiler ve geleneksel sanata gereğinden fazla özlem duyanlar tarafından kötüye kullanılabilir ve kullanılmıştır da [...] Fotoğraf yozlaşabilir. İçinde bulunduğu zamandan ayrı düşebilir ya da (fotoğraftaki) özneleri genel olarak kötüye kullandığı gibi onu da kötüye kullanan baskıcı güçlerin güdümüne girebilir. Benjamin’in fotoğrafa dair ve fotoğrafın yörüngesindeki çeşitli yazılarıyla amaçladığı şey, panoramik bir bakışla okurunu bu aracın potansiyeli ve gerçekliği konusunda eğitmektir.”
Walter Benjamin’in fotoğraf yazılarından oluşan bu derleme aşina olduğumuz fotoğrafa başka bir gözle tekrar bakma, işlevini, imkânlarını yeniden düşünme olanağı sunuyor; fotoğrafın zaman içinde kazandığı ve kazandırdığı farklı anlamların izini sürüyor. Bu derlemede yer alan tüm yazılar Leslie’nin sunuşuyla açılıyor, değinilen kişi ve kavramların açıklandığı sözlüklerle sona eriyor. Kitapta ayrıca Benjamin’in atıfta bulunduğu fotoğraflardan örnekler de yer alıyor.
Karşılaşmalar: Bir Benjamin Romanı
Jay Parini
“Hiçbir zaman tatmin edemediği Tarih Meleği tarafından öldürülmüştü hiç kuşkusuz. Onu öldüren en bariz şeyse genellikle alaycı bir şekilde tetikte bekleyip en sonunda her zaman sahnede belirerek daha önce gerçekleşmiş olan her şeyin, her çıtkırıldım adım ve irkilmenin, gözün her titreşiminin, kalpten hissedilmiş her çizginin ve rasgele her jestin yazarlığını üstelenen Zaman’dı.”
Walter Benjamin’in 1940 yılında Nazi Almanya’sının Fransa'yı işgalinin hemen ardından Paris’ten kaçışıyla başlayan Karşılaşmalar Benjamin’in tutkularıyla tuhaflıklarının peşine düşüp ölümünün matemini tutuyor.
Felsefe tartışmaları, Nazi işgali, savaş ve kaçış ekseninde ilerleyen, Bertolt Brecht, Gershom Scholem, Hannah Arendt gibi isimlerin de yer aldığı romanda, Benjamin arkadaşları ve ailesi, aşkları ve yalnızlığı, hayatı ve intiharı, gözünden sakındığı elyazması sayfalar vasıtasıyla yeniden ete kemiğe bürünürken hayat hikâyesi de yirminci yüzyılın ortasında dünyayı yakıp yıkan korkunç savaşın güçlü bir metaforuna dönüşüyor.
Walter Benjamin - Gershom Scholem Mektuplaşmalar 1932-1940
Derleyen: Gershom Scholem
İki büyük savaşın damga vurduğu karanlıkta, tüm güçlüklere karşın bağlarını sürdürme çabalarından vazgeçmeyen Almanyalı iki Yahudi entelektüelin 1932’den 1940’a dek süren mektuplaşmaları, hem döneme hem de yazarlarına ilişkin çok önemli bilgiler sunuyor. 20. yüzyılın en önemli edebiyat ve sanat eleştirmeni olarak ölümünden sonra üne kavuşan Walter Benjamin ile Yahudi mistisizmi ve Kabala üstüne yapıtlarıyla tanınan Gerschom Scholem’in dostluğu, Benjamin’in 1940’ta Fransa-İspanya sınırında intiharıyla sonlanana dek gücünden hiçbir şey kaybetmeden devam etmiştir.
Bugün bildiğimiz eserlerinin ortaya çıkış ve yazılış süreçleri, dönemin entelektüel kişilikleri, edebiyat tartışmaları, Kafka, Baudleaire, Yahudilik, savaş ve ölüm mektupların satırlarında kendisini gösterirken, zor zamanlarda insan olarak var kalabilmenin ne kadar ağır bir yükü taşımak anlamına geldiği de apaçık bir biçimde ortaya çıkıyor. Tüm bu kaygının ve belirsizliğin içinde bile zihinsel üretimlerini hayatta kalma faaliyetlerinin asli öğesi olarak görmeyi sürdüren Benjamin ve Scholem tekerrür etmekte hiç kararsız olmayan tarih için de bir tinsel direniş belgesi sunuyorlar.
“Bugün yayımlanmasını sağladığımız her satır –bu satırları miras bıraktığımız gelecek ne denli belirsiz olursa olsun– bu karanlık dönemin güçlerinin karşısında kazanılmış bir zaferdir.”