“İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü ve Diğer Öyküler: 25. Yıl Özel Basım (Sert Kapak)” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Vladimir
270.00₺
Şudur tek dileğim:
Bırakın, bildiğim gibi delireyim.
–Sophokles, Elektra
Ellili yaşlarının sonlarında bir kadın; küçük bir üniversitede ders veren, sevilen bir edebiyat profesörü. Aynı üniversitede öğretmenlik yapan John ile kuralları baştan konmuş, ziyadesiyle özgür bir evlilikleri var. Otuz yıldır işlemiş bu açık evlilik, eski öğrencilerin John’u uygunsuz ilişki ile suçlaması ve hakkında soruşturma başlatılmasıyla arıza veriyor. Kızı ve öğrencileri ondan kocasını terk etmesini bekliyor. O ise sadece evliliğini değil, görünüşünü, kariyerini, kendine dair her şeyi sorguluyor. Tüm bu çalkantılar ve dinmeyen kampüs dedikoduları yetmezcesine, isimsiz anlatıcımızın kampüse misafir öğretmen olarak gelen genç, şöhretli ve evli roman yazarı Vladimir’e karşı saplantısı her geçen gün büyüyor.
Julia May Jonas birçok dile çevrilen cesur ve sarsıcı ilk romanı Vladimir’de bizi ahlaki koşullanmaların insan kalbinin dürtüleriyle çarpıştığı bir bölgeye götürüyor. Karanlık mizahla yoğrulmuş bu kışkırtıcı roman, mahrem dünyalarımızı kaplayan mayın tarlasının haritasını ustalıkla çıkarırken iktidar ile arzunun arasındaki gri bölgeyi gözler önüne seriyor.
“Nefes kesen bir ilk roman: gösterişli, sert ve über kışkırtıcı.” –Lily King
“Yılın En İyi Kitabı” seçkilerinde
Washington Post, Guardian, Time, NPR, Kirkus ve Newsweek
Ne Görürsün Bir Ağaca Bakınca?
217.00₺
Ne görürsün bir ağaca bakınca?
Yapraklar, budaklar ve dallar mı?
Yoksa nefes alıp veren,
devinen ve dans eden bir canlı mı?
Ödüllü sanatçı Emma Carlisle’ın rüya gibi çizimleri ve onlara eşlik eden kusursuz anlatımıyla 2023 Waterstones Çocuk Kitabı Ödülü finalisti olan bu özel kitap, çocukların doğayla bağlarını keşfetmeleri için büyüleyici bir davet.
Her bir ağacın ne kadar eşsiz olduğunu anlamak ve dünya üzerindeki yerimizi kavramak için eşsiz bir hikâye!
TOPLUMSAL EKOLOJİ VE KOMÜNALİZM
158.00₺
Toplumsal ekoloji, sadece ahlakın yeniden canlandırılması için değil, aynı zamanda –ve her şeyden önemlisi- toplumun ekolojik bir temelde yeniden inşa edilmesi için de talepte bulunur. Toplumsal ekoloji, kör piyasa güçlerine ve acımasız bir rekabete dayanan iktidar odaklarından etik taleplerde bulunmanın, kendi başına ele alındığında, kesinlikle sonuçsuz kalacağını vurgular. Kendi başına ele alındığında böylesi bir talep, ekolojik bir topluma ulaşmayı sadece bireysel tutumların değişmesi, tinsel bir yenilenme ya da yarı dinsel bir arınma ile ilgili bir mesele haline getirerek günümüzde hüküm süren asıl iktidar ilişkilerini gözlerden saklar.
Yeni bir etik bakışın taşıdığı önemin her zaman farkında olsa da toplumsal ekoloji, öncelikli olarak, birinci doğayı hakimiyet altına alma gibi fikirlerin hem yapısal hem de öznel kaynaklarına inerek günümüz toplumunun doğal dünya üzerindeki ekolojik sömürüsünü sona erdirmeyi amaçlar.
Toplumsal ekoloji ve komünalizm kitabı, yeni bir toplumsal sistemi ele alıyor. Kapitalist modernitenin doğa üzerinde yaratmış olduğu tahribat, ve bunun toplumsal ilişki ve yaşam biçimine yansımaları üzerinde duruyor. Ve alternatif bir toplumsal sistem projesini sunuyor.
Meyveler Sebzelere Karşı
205.00₺
Çekirdek ile Yumurta'nın yazarından...
Meyveler ile Sebzeler arasında ne zaman başladığını kimsenin hatırlamadığı bitmek bilmeyen bir kavga vardı. Fakat Üzüm ile Mantar bu durumu değiştirmeye karar verdiler! Cesur bir yolculuğa çıkıp Yüce Eski Kaşar’a ulaştılar. Belki o, bir çözüm bulmalarına yardımcı olabilirdi...
Ödüllü yazar Alex Latimer’den sorun çözme ve arkadaşlık üzerine benzersiz, kahkaha garantili bir hikâye.
TOPLUMSAL EKOLOJİ SİYASETİ
70.00₺
Janet Biehl, bu kitap çalışmasında, yerelden toplumsalın siyaset, ekoloji-doğa ile ilişkisinin özgürlüğün sosyolojisi ekseninde ele alıyor.
Toplumsal ekoloji olarak bilinen zengin fikirler bütününün siyasi boyutunu oluşturan özgürlükçü yerel yönetimcilik, yıllara yayılan bir süreç içerisinde anarşist toplum kuramcısı Murray Bookchin tarafından geliştirilmiştir. Özgürlükçü yerel yönetimcilik, Bookchin’in toplumun insancıl ve akılcı bir biçimde radikal bir dönüşümden geçirilmesinin en iyi ne şekilde sağlanabileceği üzerine hayatı boyunca oluşturduğu düşüncelerin doruk noktasıdır.
özgürlükçü yerel yönetimcilik mevcut yerel yönetimlerde saklı bulunan demokratik olanakları yeniden canlandırarak onları doğrudan demokrasilere dönüştürmeyi hedefler. İnsani bir ölçeğe sahip olmalarını ve doğal çevrelerine uyum göstermelerini sağlamak maksadıyla bu siyasi toplulukların yetkilerinin dağıtılmasını amaçlar. Kadın ve erkeklerin seçkinlere bağımlı olmak yerine kolektif bir biçimde kendi topluluklarını –paylaşma ve işbirliği etiğine uygun olarak- yönetme sorumluluğunu üstlenmelerini sağlamak maksadıyla yurttaşlığın içerdiği uygulama ve özellikleri yeniden hayata döndürmeyi amaçlar. Doğrudan demokrasiler yaratıldıktan sonra demokratikleşmiş yerel yönetimler, akılcı ve ekolojik bir anarşist topluma doğru yol alarak en sonunda kapitalizme ve ulus devlete bir meydan okuma oluşturabilecek konfederasyonların çatısı altında bir araya gelebilecektir.
Birkaç yıldır özgürlükçü yerel yönetimciliğin içerdiği fikirlerin genel okuyucuya ulaşmasını kolaylaştırmak için bu kuramın kısaltılmış özlü bir açıklamasına ihtiyaç duyulduğunu düşünmekteydim. Böylece özgürlükçü yerel yönetimciliğe giriş niteliğinde, kısa bir genel bakış sağlama amacındaki bu kitap ortaya çıktı.
SÜREGELEN DEVRİM
354.00₺
Kadın hakları hareketinin ortaya çıkışından bu yana, dünyanın birçok yerinde, cephede muazzam mesafeler kat edildiği bir gerçek. Gelgelelim, halen çocuk yaşta evlendirilen, seks köleliğine zorlanan, sürüklenen, zorla çalıştırılan, tecavüzün savaş silahı olarak kullanıldığı çatışma bölgelerinde sıkışıp kalan, okula gitmesi, hatta özel yaşamlarında kişisel tercihleri engellenen kadınlar ve kız çocukları bulunuyor.
Süregelen Devrim, tüm dünyadaki kadın ve kızların temel haklarını elde etmesi için birçok alanda sürdürülen küresel mücadelenin öyküsünden çarpıcı fotoğraflar çekiyor. Bu çok yüzlü öykünün coğrafyası, tecavüze uğrayan kadınların hak arama mücadelelerinin eril bürokrasinin umursamazlığına tosladığı ABD’den, Arap Devriminin büyük umutlar uyandırdığı, ancak bu siyasi devrimlerin kadın ve çocuk yaştaki kızların temel haklarını elde etmesi için yetersiz kaldığı, hatta bu hakları daha da kırpma ihtimali doğurduğu açıkça ortaya çıkan Ortadoğu’ya dek uzanıyor.
Küresel kadın hakları hareketinin ve uluslararası insan hakları söyleminin modern kökenlerini ve son otuz kırk yıldır dünya genelinde kadın ve çocuk yaştaki kızların hayat koşullarında yaşanan ilerleme ve gerilemeleri mercek altına aldığımız bu kitapta, kadınların mülk hakları, savaş suçu olarak tecavüz, silahlı çatışmanın kadın ve çocuk yaşlarındaki kızlar üzerindeki etkileri, göçmen kadınlara yönelik şiddet, ev işçilerinin hakları gibi acil çözüm bekleyen kadın hakları sorunları masaya yatırılıyor.
Kadınların mücadelesi, süregelen devrimle başarının basamaklarını tırmanıyor.