“Tuhaf Hikâyeler Akademisi Baskerville” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Esme Lennox Nasıl Yok Oldu
231.00₺
HAMNET’IN YAZARINDAN
1930’lar, Edinburg… Lennox Ailesi’nin, kızları Esme’yle yaşadığı sorunların sonu gelmiyor. Açık sözlü, kalıplara sığmayan bu genç kadın ailesi için bir utanç kaynağı. Ve ailesinin bunu kabullenmesi mümkün değil.
Yıllar sonra, Iris Lockhart adında bir başka genç kadın, akıl hastanesinden gelen bir mektupla o güne kadar varlığından bile haberdar olmadığı büyük teyzesi Esme Lennox’un taburcu edilmek üzere olduğunu öğreniyor.
Iris geçmişin perdesini aralamaya, ona bu konuda yardım edebilecek tek kişi olan babaannesi Kitty ise konuşmamaya kararlı. Peki kim bu Esme? Ömrünü tımarhanede geçirmesine neden olacak ne yapmış olabilir? Bir insan aile tarihinden nasıl silinebilir?
Unutturulmaya çalışılan bir kadının, Esme Lennox’un hikâyesi Hamnet ve Evlilik Portresi kitaplarının yazarı, Women’s Prize sahibi Maggie O’Farrell’ın nefes kesici anlatımıyla hayat buluyor.
“Öyle bir enerji ve coşkuyla yazılmış ki... Sürükleyici anlatımı, berraklığı ve insanı içine çeken gizemiyle, klasik gotik romanları anımsatıyor. Gerçekten elinizden bırakamayacağınız bir kitap” –Ali Smith
“Ailelerin sadece kitaplarda böyle davrandığını düşünmek isterdim ama yazık ki ihanet, kıskançlık ve sırlar gerçek hayatta kaçınılmaz. Müthiş bir kitaptı, uzun süre aklımdan çıkmayacak.” –Audrey Niffenegger
Murdo – Postacı Soruşturması
253.00₺
Selam, ben Murdo, hani şu Himalayalar’da yaşayan yeti… Beni özlediniz mi?
Bu aralar bol bol mektup yazıyorum. Arkadaşlarıma, tanıdık ve tanımadıklarıma, bulutlara, rüzgâra, yağmura, hatta Güneş’e ve Ay’a!
Ah, bir de mektuplarımı dağıtan ve arkadaşım olduğunu söyleyen şu gizemli postacının kim olduğunu bir anlayabilsem…
Alex Cousseau’nun kendisine Premio Andersen ve Premio Strega gibi iki prestijli ödül kazandıran sınır tanımaz yaratıcılığı Éva Offredo’nun muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya çocukların hayal gücü kadar zengin, dönüp dönüp tekrar okuma isteği uyandıracak Murdo çıkıyor.
Ultra İşlenmiş İnsanlar: Neden gıda olmayan şeyler yiyoruz ve neden vazgeçemiyoruz?
275.00₺
Sorun sizde değil, yediklerinizde...
Lezzet ve kıvam artırıcılar, modifiye nişastalar, hidrolize proteinler, guar zamkı, emülgatörler... İnsanlık bir “yeni gıda çağı”na girdi. Tarihte ilk kez aldığımız kalorilerin büyük kısmı yeni bir kaynaktan geliyor: ultra işlenmiş gıdalardan.
Aklınıza hemen abur cuburlar da gelmesin. Mesele daha fazlası: Ultra işlenmiş gıdalar, kendilerini masum, cazip –hatta faydalı– gösteren ustalıklı etiketleriyle, her gün tabaklarımızda daha çok yer kaplıyor. Ve çok azımızın, paketlere küçücük harflerle eklenmiş onca tuhaf isimli şeyi neden yediğimiz ve sağlığımızın bundan nasıl etkilendiği hakkında bir fikri var.
Doktor ve biliminsanı Chris van Tulleken, dünyada büyük ses getiren kitabı Ultra İşlenmiş İnsanlar’da, çok sayıda araştırmaya dayanarak –ve kendisinin bizzat katıldığı deneyden de faydalanarak– besleyici olmaktansa aşırı yemeyi teşvik etmek için tasarlanmış bu yeni tip yiyeceklerin beynimizi nasıl manipüle ettiğini, çocuk yaştan bağımlılık yaratıp vücudumuzu yıkıcı bir şekilde etkilediğini, nasıl sorumsuzca ve serbestçe pazarlandığını ortaya koyuyor. Onları iyice tanıyıp, yeme davranışımız ve sağlığımız üzerindeki kontrolü yeniden ele alabilmemiz için bize yol gösteriyor.
Bu kitap haklarımızla ilgili. Ne yediğimizi, bedenimize ne yaptığını bilme hakkı… ve iyi gıdaya erişebilme hakkı.
THE TIMES “YILIN EN İYİ BİLİM KİTABI”
AMAZON ve ECONOMIST “YILIN EN İYİ KİTABI”
GOODREADS ve WATERSTONES’ta YILIN EN İYİ KİTABI ÖDÜLÜ FİNALİSTİ
“Yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek.” –The Times
“Bunları herkes duymalı.” –Tim Spector
Duygular En Çok Neyi Sever?
230.00₺
“Duygu” dediğimiz şu tuhaf yaratıkların sence nasıl bir yaşamları var? Hangi duygular birbirleriyle iyi geçiniyor, hangileri anlaşamıyor? En çok nelerden korkuyor, nelerden hoşlanıyorlar?
Çok sevilen Kimse Bakmazken Duygular Ne Yapar?’ın yaratıcıları, başrollerde yine duygularımızın olduğu sekiz minik ve etkileyici öyküyle geri dönüyor.
Merak ile Kaygı’nın meşhur dolap altı sohbetlerine kulak veriyor, Cesaret’in pek bilinmeyen kardeşiyle tanışıyor, İnat’ın yapıştığı yerden inmesini bekliyoruz; Fesatlık’ı tuzaklar kurarken, Şükran’ı elinde bir fincan sıcak çikolatayla Hafıza’nın koridorlarında gezerken, Sabır’ı kısık ateşte reçel kaynatırken izliyoruz.
Duygular En Çok Neyi Sever?’de Oziewicz’in şiirsel dili, Zając’ın muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya duygularımıza bambaşka bir gözle bakmamızı ve onları daha iyi anlamamızı sağlayan, incelikli, eğlenceli ve yaratıcı bir resimli kitap çıkıyor.
Metropol
290.00₺
İki yüz bin yıllık insan varoluşunda hiçbir şey bizi şehir kadar derinden değiştirmedi. İmparatorluklar yükseldi ve yıkıldı, yaşam muazzam bir devinimle değişirken şehirler arka planda insanlığın laboratuvarı gibi çalıştı. Antik Roma'nın hareketli pazar yerlerinden modern Tokyo'nun neon ışıklı gökdelenlerine kadar şehirler, binlerce yıldır yenilik, sanatsal ifade ve sosyal çalkantıların hem merkezi hem de dönüştürücüsü olageldi.
Tarihçi ve yazar Ben Wilson, şehirlerin tarihinin aynı zamanda uygarlığımızın tarihi olduğunu göstermek için bizi 26 şöhretli şehirden geçen, yedi bin yıllık bir dünya turuna çıkarıyor. Demokrasi ve felsefenin ilk adımlarını attığı Atina agorasını, İslam dünyasının kalbinde bir bilgi ve kültür köprüsü olan Ortaçağ Bağdat'ının dolambaçlı sokaklarını, sarsıcı sosyal değişimlerin merkezi Londra'nın Sanayi Devrimi sırasındaki direncini, bireyi kalabalığa kurban veren New York gökdelenlerinin ruh sağlığımıza etkisini ve ekonomik güç sembolü 21. yüzyıl Şanghay'ının ekoloji kavşağındaki dönüşümünü mercek altına alıyor.
Metropol, yaşadığımız şehirlerin hem en büyük zaferlerimize nasıl ışık tuttuğunu hem de en derin kusurlarımızı nasıl ortaya çıkardığını gözler önüne seriyor.
"Neden şehirlere tutulduğumuzu ve neden –onca kıyamet ve karamsarlığa rağmen– yakın zamanda onları terk etmemizin olası durmadığını anlamamızı sağlıyor." ―Tim Smith-Laing, Daily Telegraph
"Dünyanın en büyük şehirleri aracılığıyla uygarlık tarihine yaratıcı bir bakış." ―Times
İşaret
269.00₺
“Muhteşem. Konu öyle tanıdık, karakterler öyle gerçek ki sadece distopya demeye gönlüm razı gelmiyor.” –MARIANA ENRIQUEZ
Yakın gelecek, İzlanda. Empati Testi adı verilen yeni bir teknoloji, bireylerin merhamet seviyesini ölçerek iyi ile kötüyü ayırt etmeyi, böylece toplum huzurunu kaçıracak olası eylemlerin önüne geçmeyi vadediyor. Kısa bir süre sonra testin zorunlu tutulup tutulmayacağını oylamak için referanduma gidilecek. Ulus ikiye bölünmüş durumda. Bir taraf testin daha güvenli bir toplum yaratacağına inanırken diğer taraf işaretlemeyi gayriinsani görüyor.
Karar günü yaklaşırken dört karakter –kuşkucu öğretmen Vetur, önde gelen psikologlardan Oli, testi geçemeyen işkadını Eyja ve teste girmeme hakkı için savaşan Tristan– kendilerini ahlaki ikilemler, derin önyargılar, dehşet verici adaletsizlikler ve kişisel mücadelelerle dolu bir sorular yumağının içinde buluyor: Toplumsal haklar nerede sonlanır, özgür irade nerede başlar? Ütopya ne zaman distopyaya dönüşür? Ortak iyinin ne olduğuna kim karar verecek?
İzlanda edebiyatının aykırı sesi Frida İsberg’in tedirgin edici ve sürükleyici bu çağdaş romanı, bize korkuyla mı yoksa insanların birbirine olan inancıyla mı dönen bir dünyada yaşamak isteyeceğimizi soruyor.
“İsberg, kamu vicdanı ve bilinci üzerine âdeta bir başyapıt yazmış. Karakterleri o kadar biricik, insani ve yanılabilir ki şu anda telefonumu elime alıp onlardan birini arayabilirmişim gibi hissediyorum. Uzun zamandır okuduğum en besleyici çağdaş romanlardan biri.” –KAVEH AKBAR
İZLANDA KADIN EDEBİYATI ÖDÜLÜ
P. O. ENQUIST EDEBİYAT ÖDÜLÜ
FJARA EDEBİYAT ÖDÜLÜ
“İç içe geçen olay örgüsüyle İşaret, toplum mühendisliğinin riskleri ve bireysel eylemliliğin sınırları hakkında önemli sorular soruyor. Kesinlikle çarpıcı bir ilk roman.” Hernan Diaz