İlginizi çekebilir…
Müfettiş Numeroni 3: Paris Treninde Hırsızlık
Meyveler Sebzelere Karşı
Hayalet
Böyle mi Olacaktı?
Styracosaurus Mini Seramik Heykel
Güzellik Bir Yaradır
ANTİK MEZOPOTAMYA
Acı İmparatorluğu: Sackler Hanedanı’nın Gizli Tarihi
Aradığın Şey Kütüphanede Saklı
Dâhiler Sınıfı – Stephen Hawking: Sonsuzluğun İzinde Bir Zihin
Ongen Ev Cinayetleri
Kendime Notlar
Boksör Böcek
Gök Bilimci Ne Yapar?
Dilophosaurus
Glow
Dahiler Sınıfı – Pisagor
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Sanat Fikri
Doğanın Gizli Ağı
Kayıp Şeylerin Bakım Kılavuzu
Gölün Kıyısında
ANTROPOLOJİ KURAMLARI TARİHİ
Dedektif Vardayok Ne Var Ne Yok!
Temizlik İşçisi Ne Yapar?
Büyücüler Çağı
Harikalar Karnavalı
Sihirli Ağaç Evi -Çizgi Roman- 5: Ninjaların Gecesi
Dâhiler Sınıfı – Pablo Picasso: Sınır Tanımaz Sanatçı
Vladimir
Dâhiler Sınıfı – Kopernik
Marcy ve Sfenks’in Bilmecesi: Destansoy Ailesi’nin Efsaneler Koleksiyonu 2
Futbolcu Ne Yapar?
Aksi Gibi
ANARŞİZM VE ARZULARI
Kaşık Bükenler
Makine Olmak
Her Şeyin Sonu
Kayıp Kitap Avcıları 1 – Peter Pan’ın İzinde
Sakın Kaplanı Düşünme
Bu Kitabın Ortasında Duvar Var
Güneş, Ay ve Rolling Stones
Böceklerin Savaşı
Bu Kutunun İçinde Ne Var?
SaberTooth
Kısa
Matt Haig Roman Seti
Yağmurlu bir akşamda Profesör Andrew Martin, önce dünyanın en büyük matematik bilmecesini çözmeyi başarıyor, ardından sırra kadem basıyor. Nihayet bir yol kenarında çırılçıplak halde bulunduğunda, kıyafetsizlikten daha ciddi bir meselesi olduğu ortaya çıkıyor: Andrew Martin artık insanlardan tiksiniyor; görünüşlerinden de yiyip içtiklerinden de bitmeyen şiddet ve savaş arzularından da... Yabancı bir tür arasında kaybolmuş hissediyor kendini. Sevgi ve aile kavramları onda şaşırtıcı bir ilgi uyandırsa da tüm sakinlerinden nefret ediyor bu gezegenin. Newton hariç... Ama o da bir köpek işte...
Sahi, kim bu adam? Onun –ya da herhangi birinin– insanlık hakkındaki tüm fikrini değiştiren şey ne olabilir?
Son yılların en önemli romancılarından Matt Haig, onca karmaşıklığına rağmen hayatın içindeki mutluluğa ve insan doğasına dair alışılmadık bir hikâye sunuyor. İnsanlar, neşeli ve etkileyici bir üslupla “bizi” bize anlatıyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi “Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün…Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?” Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında... Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi? İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor.