İlginizi çekebilir…
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler
Atlantis neredeydi?
Kutsal Kâse’yi kimler aldı?
51’inci Bölge’de ne tür karanlık işler dönüyor?
Eğer siz de diğer milyonlarca insan gibi bu soruların
yanıtlarını merak ediyorsanız ya da dünyanın en gizemli
yerlerinden birine seyahat etmeyi planlıyorsanız,
Mistik Yerler ve Çözülmemiş Gizemler tam size göre!
İyi yolculuklar!
Rıhtım
Kayıp bir çocuk…
Ve ortaya çıkarılması gereken bir yalan ağı…
Varlıklı bir ailenin on beş yaşındaki çocuğu olan Oscar Dreyer-Hoff kaybolduğunda, herkes bunun her zamanki kaybolmalarından biri olduğunu ve yirmi dört saat içinde ortaya çıkacağını varsayar. Ancak saatler ve günler geçtikçe aile daha da telaşlanır ve dedektif Jeppe Kørner ve Anette Werner Oscar’ın hayatını daha derinlemesine araştırmaya başlar. Aileye kötü niyetli notları kim gönderiyordur? Oscar’ın en yakın arkadaşı hangi sırları saklamaktadır? Ve limanda gerçekten neler olmaktadır?
Kørner ve Werner’in şimdiye kadarki en zorlu davasında, ellerindeki az kanıtla, Oscar’ı bulma ihtimalleri gittikçe azalmaktadır. Çoksatan Kiracı ve Kelebek Evi romanlarının yazarı Katrine Engberg, Kopenhag polisiyesi serisine gerilim ve muamma dolu Rıhtım ile devam ediyor.
“Engberg’i okumak, Jo Nesbo’nun ilk dönemlerini okumak, büyük bir polisiye yazarlığı kariyerine adım atmak gibi.”
—The New York Times Book Review
Yumuşaklığın Gücü
“Yumuşaklık bir muamma… Karşılamak ile vermekten müteşekkil bir ikili harekete eklenmiş, ölümle doğumun imzaladığı geçişlerin eşiğinde beliriyor. Kendi yoğunluk derecelerini taşıdığı, sembolik bir kuvvet olduğu ve şeyler ile varlıklar üzerinde dönüştürücü bir kabiliyeti bulunduğu için de bir güç. […] Bana içini dökenleri dinlerken, her kişisel deneyimde yumuşaklığı duydum. Onun direniş kuvvetini ve ele gelmez sihrini ‘aktarım' dediğimiz gizemde hissettim. Dünyayla ilişkisine bakınca gördüm ki yumuşaklık ilk olarak yaşamı taşıyan, kurtaran ve geliştiren bir zekâ...”
“Bir felsefe kitabının konu ettiği meselenin tavrını takındığı çok nadiren görülür: Maddeyi ele alırken töze, yüzeyi ele alırken geometriye dönüşmesi, hatta zamana seslenirken sabırsızlanması gibi. Yumuşaklığın Gücü yumuşak bir kitap olmak gibi inanılmaz bir hünere sahip. Yumuşaklık ‘hakkında’ yumuşaklığın kendisi ‘tarafından’ yazılmış bir kitap. […] Yumuşaklığın Gücü bizi eğiten, yatıştıran, rahatsız eden, ama hepsinden önce bize bir şekilde daima, her an dokunan önemli bir metindir. Bu sayede okur, kırılganlığa adanmış bu kitaptan -şüpheye yer bırakmayacak şekilde- güçlenerek çıkar.”
Catherine MALABOU
Kiracı
ULUSLARARASI ÇOK SATAN YAZAR KATRINE ENGBERG’İN 25 FARKLI DİLE
ÇEVRİLEN ROMANI “KİRACI” ŞİMDİ TÜRKÇEDE
Beni kâbus fabrikasının battaniyesine sarınmış insanlar biçimlendirdi. Yokluklarıyla biçimlendirdiler beni.
Ama artık biçim veren benim. Ben, bıçakçı. Hikâyeyi ben yazıyorum. Kendi hikâyemi.
Genç bir kadının kendi dairesinde vahşice öldürüldüğü ortaya çıktığında, davaya Kopenhag polis dedektifleri
Jeppe Kørner ve Anette Werner atanır. Dedektifler, kurban Julie ile içkiye biraz fazla düşkün olan ve sanatçı arkadaşlarıyla partiler düzenleyen ev sahibesi Esther arasında bir bağlantı kurar. Esther aynı zamanda roman yazarı olmaya çalışmaktadır ve Julie, henüz bitmemiş kitabında bir cinayet kurbanı olarak ortaya çıktığında, kurgu ile gerçek hayat arasındaki bağlantı daha tehlikeli hale gelir. Ancak bu karışık senaryoda Esther’in rolü ilk göründüğü kadar net değildir. Esther suçlu mu yoksa sapkın bir intikam oyununun tuzağına düşen başka bir kurban mıdır? Dedektifler, ipleri elinde tutan acımasız kukla ustasının kimliğini keşfetmek için iki kadının geçmişini daha derinlemesine incelemek zorundadır. Şimdiye dek dünya çapında 25 farklı dilde yayımlanan ve yılın en çok ilgi gören kitapları listelerinde defalarca yer alan Kiracı okuyuculara karanlık aile sırları ve bolca sürpriz vaat ediyor.
On İki Yıllık Esaret
Solomon Northup, ihanete uğrayıp köle olarak satılana kadar New York’ta özgür bir adamdır. Karısından ve çocuklarından koparılan Solomon, özgürlüğüne kavuşup onlara dönmeyi hayal etmektedir. Ancak sevdikleriyle iletişim kurmanın ya da özgür bir adam olduğunu kanıtlamanın hiçbir yolu olmayan Solomon, zincirlerinden kurtulabilecek midir?
Mutluluk Paradoksu
Mutlu bir yaşam hayali, Platon’dan beri düşünürleri meşgul etmiştir ve modern zamanlarda bu konu, çağımızın en önemli konularından biri haline gelmiştir. Terapistlerin ve guruların yükselişi, mutluluk arayışının kültürümüzde ne kadar yayıldığını ortaya koymaktadır.
Mutluluk Paradoksu, bu modern saplantının nasıl geliştiğini inceliyor. Ziyad Marar, aradığımız ruh halini bulmanın nasıl son derece zor olduğunu ve mutluluğu aramaya ayrılan enerjinin büyük kısmının boşa harcandığını gösteriyor. Yazar, mutluluğun aldatıcı derecede basit bir fikir olduğunu ama her zaman anlaşılması zor olduğunu, çünkü bir paradoksa dayandığını iddia ediyor. Bu paradoks, kuralları çiğneme, macera veya kendini ifade etme arzusu ile toplumun onayını kazanma ihtiyacı arasındaki çatışma.
Psikoloji, felsefe, tarih, popüler romanlar, televizyon ve filmlerden oluşan geniş bir kaynak yelpazesinden yararlanırken özgürlük, onaylanma ya da meşruiyet gibi kavramları sorgulayan Mutluluk Paradoksu, yaşamında anlam arayan herkese daha cesur bir yol öneren bir başucu kitabı!
Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları
"Yumurtalardan korkuyorum…O hiçbir deliği olmayan, yuvarlak beyaz şeyler…"
Alfred Hitchcock
Sinemanın Dâhileri Hakkında Sadece Arkalarından Konuşabileceğiniz Gerçekler
Tamam, yaratıcılıkta sınır tanımayan bu şahsiyetlerin sizin bizim gibi hayatları olmasını zaten beklemiyorduk. Ama Francis Ford Coppola hangi akla hizmet 3D pornografik film çekmiş olabilir ki? Ya da Chaplin neden haftalarca banyo yapmayı reddeder? Stanley Kubrick uzaylı paranoyasını bir sigorta poliçesiyle taçlandırdı mı? Woody Allen gibi henüz beşikteyken depresyona girmek, Ingmar Bergman gibi evini iki ruhla paylaştığını düşünmek, Martin Scorsese gibi ayın on birinci günlerinde uçağa binmemek ya da Kurosawa gibi setin ortasında "tükenmişlik sendromuna" yakalanmak bu mesleğin parçası mı? Ve siz bir kitabı okurken kaç kez "Yok artık, bu kadar da değil!" diyebilirsiniz?
Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları, Luis Buñuel'den Quentin Tarantino'ya, sinemanın yönünü değiştirmiş dâhilerin sıradışı hayatlarını, garip set ritüellerini, ilginç kişilik özelliklerini, tuhaf alışkanlıklarını ve patolojik zaaflarını, tüm çarpıcılığıyla -ve sansürsüz- ortaya koyuyor.
Işıklar sönsün! Film başlasın!
ROBERT SCHNAKENBERGER, aynı seriden Büyük Yazarların Gizli Hayatları da dahil çok sayıda kitabın yazarıdır. Brooklyn, New York'ta yaşar.
Yürümek, Adım Adım
“Kısa yürüyüşler de yaptım, uzun yürüyüşler de. Şehirden şehre de yürüdüm, köyden köye de. Gün boyunca da yürüdüm, gece boyunca da. Sevgililerimden uzaklaştığım yürüyüşler de yaptım, dostlarıma yaklaştığım yürüyüşler de. Ormanların derinlerinde, yüce dağlarda, karla kaplı engin düzlüklerde, şehirlerin yaban bölgelerinde yürüdüm.İçim sıkkınken de yürüdüm, sevinçten havalara uçarken de. Dertlerimden kaçmak için yürüdüğüm de oldu. Acı çekerken de yürüdüm, mutluyken de. Nerede olursam olayım, neden olursa olsun hep yürüdüm. Dünyanın sonuna kadar yürüdüm – gerçekten. Bütün yürüyüşlerim birbirinden farklı olsa da dönüp baktığımda hepsinin ortak bir paydada buluştuğunu görüyorum: iç sessizlik. Yürümek ve sessizlik birbirini tamamlar.”
“Üç Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge için yürümek onu büyüleyen sorulara açılan bir kapı, belki zaman zaman gözardı etmek istediği dertlerinden uzaklaşma fırsatı, yaratıcılığını açığa çıkarmak için fiziksel bir anahtar, hatta kendini düşüncelerin dile gelmeyen akışına bırakabilmek için kullandığı korunaklı bir alan. Niçin yürüyoruz? Hızlı mı yavaş mı yürüyoruz? Nereden nereye yürüyoruz? Belirli bir hedefimiz mi var yoksa sadece yürümek için mi yürüyoruz? Kagge bunlar gibi birçok sorunun yanıtını okurlarıyla birlikte çıktığı edebi bir yürüyüşte arıyor.
“Son derece akıcı ve güzel bir metin, tavsiyeleri kadar bilge ve rahatlatıcı… bir yandan iyi bir yürüyüş rehberiyken bir yandan da uzun uzadıya düşündüren bir yol arkadaşı…”
New York Journal of Book
Dünyayı Değiştiren Sıra Dışı Müslümanlar
Evrim fikrini ilk ortaya atan kişiyi bildiğinizden emin misiniz?
Dünyanın en eski üniversitesini kimin kurduğunu hiç merak ettiniz mi?
Joan of Arc dışında kadın bir komutanın varlığından haberdar mısınız?
Bu sorulara doğru cevapları verebilmek için göz alıcı illüstrasyonlarla süslenmiş bu harika kitabı bir an önce okuyup, unutulmaz Müslüman kahramanların hikâyelerini keşfetmelisiniz!
Bir Kadının Portresi
Isabel Archer, Avrupa’yı dolaşmak için Amerika’daki evinden ayrılmıştır. Son derece bağımsız olan Isabel macera bulmayı beklemektedir ama aşkı bulmayı kesinlikle beklememektedir. İtalya’da Gilbert Osmond’la tanışması her şeyi değiştirir.
Ama bu çekici adamda göründüğünden daha fazlası var mıdır? Ve Isabel’in bulduğu hayat gerçekten istediği hayat mıdır?
Reklam Teorileri 2
Reklam nasıl çalışır?
Daha da önemlisi reklamda fark nasıl yaratılır?
Bu iki soruya neredeyse yüz yıldır reklam ve ilgili dallardaki bilim insanları cevap arıyorlar. Reklam Teorileri 1 ve Reklam Teorileri 2 bu iki soruya cevap arayan, psikoloji, sosyoloji veya pazarlama gibi farklı disiplinlerden gelen öncü teori, kavramsal çerçeve ve yapıların özetini yaparak, onların kapsayıcı bir ortak sesi olan kitaplardır.
Yaşam Bilgisi
Biyoloji ve modern tıptaki dönüşümler yaşam kavrayışlarımızı nasıl şekillendirdi? Felsefi kavramlar ve bakış açıları biyolojik fikirleri ve deney çalışmalarını nasıl etkiledi? Birbirine çok uzak disiplinler olarak tasavvur edilen felsefe ve tıp/biyoloji arasındaki etkileşimler nasıl gerçekleşti?
Genetik devrimin şafağında yayınlanan Yaşam Bilgisi, hücre teorisinin tarihini, organizmaya dair mekanik anlayışlara yakınlaşmamızı ve uzaklaşmamızı, bilim ve nesnelerindeki normalliğin doğasını ve hatta canavarları ele alarak bu sorulara kendi özgünlüğüyle cevap veriyor.
Michel Foucault, François Jacob, Louis Althusser ve Pierre Bourdieu gibi düşünürlerin çalışmalarındaki izlerinden anladığımız kadarıyla Georges Canguilhem, hem Fransız felsefesi hem de bilim felsefesi üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Yirmi yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu eser, modern biyolojinin doğuşundan geçen yüzyılın ortasına kadar meydana çıkan felsefi muğlaklıkları ve sorunları işleyerek epistemolojik bir tarihsel analiz de sunmaktadır.
Masal Dünyası
Masal Dünyası, 150 farklı masal ve birbirinden güzel çizimlerle çocukları eğlenceli bir dünyaya davet ediyor. Bu kitap, çocukların hayal gücünü zenginleştirecek, onlara unutulmaz hikâyeler sunacak bir hazine niteliğinde. Her bir masal, hem eğitici hem de eğlendirici unsurlarıyla çocukların ilgisini çekecek, onları farklı diyarlara ve maceralara sürükleyecek. Kitapta yer alan çizimler, hikâyeleri daha da renkli hale getirirken; çocukların görsel algılarını da geliştirecek. Masal Dünyası, çocukların hem bireysel okuma alışkanlığı kazanmalarına hem de aileleriyle keyifli vakit geçirmelerine katkı sağlayacak eğlenceli bir eser. Bu masal kitabı, çocukları, her sayfasında yeni bir macera ve keşif dolu, hayal dünyasının kapılarını ardına kadar açan bir yolculuğa çıkarıyor.
Yabanın Çağrısı
Zengin bir yargıcın köpeği olan Buck, kaçırılıp satılana ve dondurucu kuzeye götürülene kadar sakin bir hayat sürmektedir. Bir kızak köpeği olmaya zorlanan Buck, sert ve doğal dünyayı sevmeyi öğrenir. Zamanı geldiğinde, bir evcil hayvan olarak eski hayatına geri mi dönecek, yoksa vahşi doğanın çağrısına kucak mı açacak?
Cinsellik Üzerine (3 kitap)
Arzunun Sınırları
Kötü Yasalar, İyi Seks ve Değişen Kimliklerin Yüzyıllık Tarihi
Eric Berkowitz
Sekse dair teamüllerimiz nasıl değişti ve seks hukukunu nasıl etkiledi?
Neyin yasal, neyin yasak olduğunu belirleyen insan kendi hayatını bu yolla nasıl düzenledi?
Gazeteci, yazar, hukukçu Eric Berkowitz seks hukuku ve seksin politik çıkarlar doğrultusunda yönetilmesi bahsine bir önceki kitabı Seks ve Ceza’da bıraktığı yerden, yirminci yüzyıldan devam ediyor.
Arzunun Sınırları’nda seksin aile, iktidar, ırkçılık, sömürgeleştirme, cinsiyet ve kimlik mefhumlarıyla ikircikli ilişkisini yirminci yüzyıldan çarpıcı örnekler eşliğinde nüktedan bir dille aktaran Berkowitz, “cinsel devrim”, mağduru korumaktan uzak tecavüz yasaları, eşcinsel hakları mücadelesi, modern psikiyatrinin hukuk üzerindeki etkisi, insan ticareti ve sanal seks haberleri üzerinden bu ilişkinin izini günümüze kadar sürüyor.
“Bu kitabın her bölümü farklı bir dizi yasayı ele alıyor ancak her biri, toplum tarafından kabul edilebilir cinsel davranışlar bütününe dayanarak güçlünün güçsüzün bedeni üzerinde kurduğu iktidara sesleniyor. Cahil dindar gruplar tarafından ‘kurtarıldıktan’ sonra üzerine kilit vurulup istismar edilen fahişeleri, Nazi döneminde Alman sevgilisi olduğu için ‘üstün ırkı kirlettiği’ gerekçesiyle öldürülen Yahudileri, beyazlarla cinsel ilişkiye girdiği için linç edilen Afrikalı Amerikalıları, akıl hastanelerinde lobotomi ‘tedavisi’ gören eşcinselleri, ‘uçkuru gevşek’ olduğu için zorla kısırlaştırılan siyah genç kadınları, oyun arkadaşlarıyla deneysel keşifte bulunduğu için tehlikeli seks suçlusu yaftası yapıştırılan küçücük çocukları, cinsel içerikli kısa mesaj paylaşmaktan çocuk pornocusu diye hapse atılan ergenleri kapsıyor. Seks suçlusu olmak çoğu zaman yanlış yerde veya yanlış zamanda yakalanmak, yanlış sınıf ya da ırkın mensubu olmak, hayatlarımızdan geçmekte olan bir ahlak vesvesesine ters düşmek talihsizliğinden ibaret.”
Seks ve Ceza
Eric Berkowitz
Yatak odasından mahkeme salonuna seks hukukunun hayret verici tarihi…
Kraliyet metresleri, eşcinsel at arabası yarışçıları, Ortaçağ travestileri, cadılar, keçi seviciler, rahibe fahişeler ve Londralı kiralık oğlanlar gibi aykırı oyuncuların renklendirdiği seks tarihinde bir çağ ve toplumda hoşgörülen davranışlar bir ötekinde en ağır şekilde cezalandırıldı. Ancak seks dürtüsü antik çağlardan beri kendini dizginlemeye çalışan her türlü girişime karşı koydu. Seks ve Ceza, dört bin yıllık cinsellik, din ve mülkiyet üçgeninin açılarının çok da değişmediğini gösteriyor bizlere.
“Elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir.”
Eric Berkowitz Antik Mezopotamya’da zina yapan bir kadının kazığa oturtulmasından başlayıp 1895’te Oscar Wilde’ın “büyük ahlaksızlık” suçuyla hapis cezası aldığı döneme kadarki seks hukukunun uzun tarihini gözler önüne seriyor.
Seks ve Ceza, mahkeme tutanaklarıyla tarihi belgelerde yer alan gerçek insanların hayatlarından yola çıkarak insanlık tarihine ayna tutarken, insan ruhunun karanlık taraflarını ortaya çıkarıyor. Berkowitz zaman zaman tüyler ürperten, zaman zaman hayal gücünü zorlayan bir yolculuğa davet ediyor okurları.
Seksin Doğası
Dr. Carin Bondar
“Seks dostlukla mı ilgilidir? Aşkla mı? Tutkuyla mı? Üremeyle mi? Cevap, çok sayıda biyolojik ve ekolojik unsura bağlı olarak bunların hepsi ya da hiçbiri olabilir. Emin olabileceğimiz tek bir konu varsa o da seksin dünya üzerindeki her canlının varoluşu için elzem olduğudur. İnsanlar için seks rahatlama, eğlence, gıda ve yaşam demektir.”
Dr. Carin Bondar
Biyolog ve başarılı bir doğa belgeseli programcısı Dr. Carin Bondar, hayvanlar âleminde gözlemlenen çeşitli cinsel davranışları ele aldığı bu çalışmasında primatlardan balinalara, çakallardan salyangozlara, ötücü kuşlardan yırtıcılara hayvanların üreme döngülerinde insanların cinsel yaşamını renksiz gösteren ve onunla şaşırtıcı paralellikler taşıyan pek çok detayı bulabileceğimiz ansiklopedik bir gezintiye çıkarıyor okuru.
Seksin Doğası doğada eşleşebilecek partner bulmak, başarıyla çiftleşebilmek ve sonucunda dünyaya gelecek yavruları büyütebilmek için ne mücadeleler verildiğini ve bize bugün garip gelen pek çok detayın aslında ne kadar doğal olduğunu görme fırsatı veriyor.
“Dostlarım, dışarıda acımasız bir dünya var. Hazırsanız acımasız olduğu kadar iç gıdıklayan, heyecan veren, korku uyandıran, mide bulandıran, aynı zamanda çekici ve akıl almaz bu dünyaya, Seksin Doğası’na giriş yapıyoruz.”