“Her Şey Kontrol Altında (mı Acaba?!)
- Profesör D Ödevini Yapmayı Unutursa!” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Gökten Düşen Köpek
220.00₺
Bekçi köpeği değilim, arama kurtarma köpeği de değilim. Ben sadece… sevgi dolu bir köpeğim!
Alberto’nun yaşadığı evde hayvan beslemek yasak. Yolda yürürken gökyüzünden kafanıza düşen köpekler için istisna yapacaklarını düşünebilirsiniz ama hayır, yasak. Zaten kimin kafasına gökten köpek düşer ki demeyin, Alberto’nunkine düştü… ve Alberto onu öylece sokakta bırakıp gidemezdi. Şimdi Sardunya’yı (evet, köpeğe gerçekten de bu ismi koydu!) huysuz ev sahibine kabul ettirmek zorunda ve bunun tek bir yolu var: Onun özel yetenekli bir köpek olduğunu kanıtlamak. Tabii öyle bir yeteneği varsa!
Kitapları Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu tavsiye listesine değer görülen Fabrizio Altieri’den dostluk ve hayvan sevgisi üzerine kalpleri ısıtacak soluksuz bir macera.
Disleksili ve okumaya isteksiz çocuklar da gözetilerek özel font ve sayfa tasarımı kullanılan bu kitap, çocuklara hem heyecan dolu bir serüven yaşatıyor hem de okuma alışkanlığı kazanmalarına yardımcı oluyor.
Murdo: İmkânsız Hayaller Kitabı
225.00₺
2021 Premio Andersen ve Premio Strega Ödülleri
“Yetiler gerçek değil derler. Ama işte buradayım. Adım Murdo, ben bir yetiyim. Ne zaman böyle desem, yetilerin sadece hikâyelerde var olduğunu söylerler. Yalnızca efsanelerde. Kitap sayfalarının arasında. Kurduğum imkânsız hayallerden ilki bu işte: bir kitabın dışında var olmak. Kâğıttan olmayan dağlarda yaşamak.”
Murdo, küçük hayali bir yeti. Her sayfada bize bir hayalini anlatıyor: şiirden bir hırka örmek, bir ayakkabıya saklanmak, bir çakıl taşıyla sırlarını paylaşmak, içinde “her şey”in olduğu bir sandviç, yağmurun yerden göğe doğru yağdığı tepetaklak bir dünya...
Alex Cousseau’nun kendisine Premio Andersen ve Premio Strega gibi iki prestijli ödül kazandıran sınır tanımaz yaratıcılığı Éva Offredo’nun yalın ve muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya çocukluğun şiirini muhteşem bir dille aktaran, yediden yetmişe herkesi sarıp sarmalayacak ve dönüp dönüp tekrar okuma isteği uyandıracak bu büyüleyici kitap çıkıyor.
Tadında Ekonomi: Aç Bir Ekonomistin Gözünden Dünya
279.00₺
Ha-Joon Chang’in mitolojisi bile sarımsakla yoğrulmuş Güney Kore’den çıkıp üzerinde sarımsağın doğmadığı Birleşik Krallık’a geldiği 1980’ler, İngiliz mutfağının o şanlı yavanlığından sıyrılarak, farklı tatlarla zenginleşmeye çalıştığı bir dönemdi. Dünya ise aynı dönemde yavanlaşma pahasına tek bir fikrin hâkimiyetine geçiyordu: serbest piyasa ekonomisi.
Ünlü ekonomist, yazar ve mutfak tutkunu Ha-Joon Chang’in, ekonomide farklı bakış açılarına açık olmanın, en az farklı mutfaklara açık olmak kadar sağlıklı olduğu fikrinden yola çıkarak kaleme aldığı Tadında Ekonomi, zorlu iktisadi fikirleri, dünyanın dört bir yanından yiyeceklerin hikâyeleriyle aynı tabakta servis ederek ekonomik tercihlerimizin yaşadığımız dünyayı nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Masum bağımlılığımız çikolatanın, post-endüstriyel bilgi ekonomilerine –ve işsiz bir geleceğe– dair de bir şeyler anlattığını ya da Güney Amerika yemeklerinden gumbo’yu ağızda eriyecek kadar yumuşacık yapan bamyanın, kapitalizm ile özgürlükler arasındaki karmaşık ilişkiyi de temsil ettiğini gösteriyor. Chang, mutfağında yemek pişirirken eline aldığı malzemeler üstünden ücretsiz ev işlerinin gizli maliyetinden iklim krizine, serbest piyasanın yanıltıcı dilinden havuçların turunculaşma hikâyesine kadar uzanarak, bizlere cesur fikirlerle dolu ve sindirimi kolay bir ziyafet sunuyor.
Ezber bozan ve esprili anlatımıyla Tadında Ekonomi, ekonomiyi kavramanın bir yemek tarifi öğrenmeye benzediğini gösteriyor: Eğer onu iyice anlarsak, değiştirebiliriz de.
“Chang’in karmaşık fikirleri basitçe açıklayabilmek gibi muhteşem bir yeteneği var... İster yemekten ister ekonomiden bahsetsin, Chang harika bir yazar.” –BEE WILSON, SUNDAY TIMES
“Aynı anda hem beni güldüren hem ağzımı sulandıran hem de ekonomiyle ilgili düşüncelerimi yeniden gözden geçirmemi sağlayan tek kitap. Çok komik, çok dolu ve iştah açıcı.” –BRIAN ENO
Benim!
205.00₺
Selin’in bugün misafiri var! Arkadaşı Nihat oynamaya gelecek. Peki ya Nihat, Selin’in çok sevdiği oyuncak sincabıyla oynamak isterse? Olmaz! En sevdiği treni ya da arabalarıyla? Hayatta olmaz! Annesi, paylaşmak istemediği şeyleri gardıroba koymasına izin verince Selin her şeyi gardıroba kaldırmakta buluyor çözümü. Yanlış duymadınız, HER ŞEYİ… hatta herkesi!
İki kez ALMA Ödülü’ne aday olan Klara Persson ve yetenekli sanatçı Charlotte Ramel’den, sevdiklerini başkalarıyla paylaşmak (ve paylaşmamak!) üzerine komik ve öğretici bir hikâye.
“Çocuklar hem gülecek hem de paylaşmanın kendine saklamaktan çok daha eğlenceli olabileceğini fark edecekler.” –Kirkus
Evlilik Portresi
260.00₺
Women’s Prize for Fiction Finalisti
1550’ler Floransa’sı… Grandük Cosimo de’ Medici’nin üçüncü kızı Lucrezia, çizim konusunda eşsiz yeteneğe sahip, hayal gücü sınır tanımayan bir çocuk; gösterişli palazzo’daki gösterişsiz, unutulmuş konumundan fazlasıyla hoşnut. Ablasının beklenmedik ölümüyle Lucrezia ilk kez kendini ilginin merkezinde buluyor. Ablası yerine, Ferrara Dükü Alfonso’yla evlenmek zorunda.
Lucrezia, henüz on beşinde ve kafası karmakarışık bir şekilde, pek de hoş karşılanmadığı muammalarla dolu bir sarayda buluyor kendini. Muammaların en büyüğü ise kocası. Hangisi gerçek? Düğün zamanı muziplikleriyle ve neşesiyle onu kendine çeken adam mı, yoksa kendi kız kardeşlerinin bile karşısında titremesine neden olan despot yönetici mi? Bir tek şey ayan beyan ortada: Lucrezia’nın sarayda var olabilmesi, ailenin iktidarını devam ettirecek bir vâris doğurmasına bağlı.
Maggie O’Farrell ödüllü kitabı Hamnet’tan sonra bu kez Rönesans İtalya’sında bir kadının kaderine karşı ayakta –ve hayatta– kalma mücadelesini anlatıyor. Tarihin donukluğunu kelimeleriyle canlandırarak okura bir Rönesans tablosu kadar çarpıcı bir hikâye sunuyor.
“O’Farrell, en basit tarifiyle, benzersiz.” –Guardian
Mahallemdeki İnsanlar
250.00₺
NPR Yılın En İyi Kitabı Seçkisi
2021 Shirley Jackson Ödülü Adayı
Bir hikâyeyi alın ve küçültün. O kadar küçültün ki avucunuza sığsın. Cebinizde taşıyın onu, sofranıza oturtun, uykunuzda bile yanınızda dursun. Kaybetmeyin sakın zira ne zaman ihtiyacınız olacağını bilemezsiniz.
Bu küçük öykülerle fazlasıyla tuhaf bir mahalle hayat buluyor. Kalabalık bir ailenin en küçük çocuğuna kim bakacak diye piyango çekiliyor, ihtiyar bir adamın iki gölgesi birbiriyle çekişiyor, bir apartman tüm sakinlerini küçük talihsizliklerle lanetliyor, küçük bir kız dikilecek heykelinin hayallerini kuruyor, amansız bir hastalığa yakalanan insanlar yavaş yavaş güvercine dönüşüyor, yerçekiminin kaybolmasıyla çocuklar havada süzülüyor.
Sıradanı olağanüstüne, olağanüstünü de sıradana dönüştüren Hiromi Kawakami bizi Japonya’nın en sıradışı mahallelerinden birine davet ediyor. Bazen hınzır, bazen hüzünlü ama her daim büyülü bir dünyanın kapısını aralıyor.
Bu mahallede herkesin bir hikâyesi var… ve her biri bir diğerinden daha garip.
“Kawakami’nin kendine özgü zarif, korkusuz ve becerikli anlatımı, en sıradanı bile büyülü ve gizemli hikâyelere dönüştürüyor.” –TIME
“Kawakami’nin yalın üslubunun yarattığı tekinsizliği sonuna kadar hissettiren, büyüleyici, ilgi çekici ve hoş bir kitap.” –KIRKUS