Sepet toplamları
Ara Toplam | 5,081.00₺ |
---|---|
The Kitap Kargo Maliyeti | 105.00₺ |
Toplam | 5,186.00₺ (17.50₺ KDV dahil) |
İlginizi çekebilir…
Sun Tzu ve İşletme Sanatı
İki bin yıldan daha uzun bir süre önce ünlü Çinli general Sun Tzu’nun askeri stratejiler üzerine yazdığı eseri Savaş Sanatı, üzerinden o kadar çok zaman geçmesine rağmen hâlâ güncelliğini yitirmedi. Klasik haline gelen bu eser ekonomistlere, siyasetçilere, sanatçılara ve aklınıza gelebilecek birçok sektörden yöneticilere kılavuzluk etmeye devam ediyor.
Sun Tzu ve İşletme Sanatı’nda Mark McNeilly, Sun Tzu’nun stratejik ilkelerinin yirmi birinci yüzyılda nasıl uygulanabileceğini gösteriyor. McNeilly, öncelikle Sun Tzu’nun fikirlerini yöneticiler için altı stratejik ilke halinde sentezliyor, sonrasında Samuel B. Griffith’in Savaş Sanatı çevirisine yer veriyor.
Kitabında McNeilly, rekabetçi karşı eyleme teşvik etmeden nasıl pazar payı kazanılacağını, rakiplerin zayıf noktalarına nasıl saldırılacağını ve piyasa bilgisinin rekabet avantajı için nasıl maksimize edileceğini açıklıyor. Rekabeti dengesiz kılmayı, rakibi yenme stratejisini ve liderlerdeki hızın ve hazırlığın değerini gösteriyor. Son olarak, McNeilly Sun Tzu’nun ilkelerini uygulamaya koymak için pratik bir yöntem sunuyor. Google, Zappos, Amazon, Dyson, Aflac, Singapur Havayolları, Best Buy, NFL, Tata Motors, Starbucks gibi firmaların yöneticilerinin, tarihin en saygın stratejistinin bilgeliğini izleyerek yönetim sorunlarının tehlikelerinden nasıl kaçındıklarını ve rekabet avantajı sağladıklarını anlatıyor.
Anneleri Anlayan Marka Olmak
“Tüketiciler sadece ürün satın almaz, hikâyeler, deneyimler, yaşamlarını zenginleştirecek fikirler satın alırlar.”
Türkiye’nin her köşesini dolaşarak reklam, pazarlama ve strateji dünyasında geçirdiğim 17 yıllık süreçte, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan annelerle sohbet etme fırsatı yakaladım. Annelerin markalardan beklentilerini anlamak için birebir video çekimler gerçekleştirirken, anneleri hedefleyen kurum ve firmaların yöneticileri ile de röportajlar yaptım. Bu süreçte Türkiye’de dört farklı anne profili olduğunu tespit ettim: ev kadını, çalışan, çocuğu için işi bırakan ve bekâr anneler.
Hem reklam ajansı sahibi, hem stratejist hem de anne olarak yaptığım araştırmalarla ortaya çıkardığım Anneleri Anlayan Marka Olmak adlı kitabım, annelere daha hızlı erişmek, marka sadakati oluşturmak, sürdürülebilir satış başarısı sağlamak isteyen markalar için vazgeçilmez bir rehber olacağını düşünüyorum. Okuduğunuzda ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim
Tim Spector, Londra’daki Kings College’da Genetik Epidemiyoloji Profesörüdür. Spector,Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim’de beslenme biçimleri üzerine doğru bilinen yanlışları düzeltmek için bilimsel verilere başvuruyor ve yerinde sorularla okuyucularını aydınlatmayı hedefliyor.
Ne yemeliyiz? Bu, hangi gıdaların vücutlarımız için en uygun olduğuna dair sonsuz miktarda bilgiye rağmen, bizi halen şaşırtabilen basit ve temek bir sorudur. Bilim adamları,diyetisyenler ve hatta hükümetler düzenli olarak egzersizin yararları kadar aşırı yağ ve şekertüketimi tehlikesi üzerine çok sayıda araştırma yayımlıyor ancak küresel obezite krizleri dahada kötüye gidiyor. Birçok diyet planı yalnızca kısa vadeli çözümler olarak kalmakta ve pek azstrateji herkes için geçerlidir. Aynı yemeği yiyenlerden biri kilo alırken diğeri neden kiloverir? Gerçeğin bir kısmı genetikte yatmaktadır, ancak bilim adamları, cevabın midelerimize verdiklerimizin yanı sıra, halihazırda bağırsaklarımızın içinde bulunan temel sindirim mikropları olduğunu söylemekte.
Kitap, bilimsel gelişmeler sayesinde ortaya çıkan gerçekleri ve mikrobiyolojinin gizli dünyasını keşfediyor ve yağ, kalori, vitamin ve besin maddeleri hakkındaki yaygın yanlış anlamaları açıklığa kavuşturuyor. Tim Spector, kişisel mikroplarımızı nelerin harekete geçirdiğini ve etkileşimlerini açıklayarak modern beslenmenin karmaşıklığını kavramamıza ve bedenlerimizde doğal dengeyi yeniden kazanmamıza yardımcı oluyor. Spector, en yeni keşifleri, aydınlatıcı bilim ve kendi vaka incelemelerini karıştırarak saçmalıklardan vazgeçip bunun yerine dengeli bir diyet, sağlıklı bir mide ve bakımlı bir vücut için çeşitliliği benimsememiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Yalana dayalı ipe sapa gelmez bilgilerle yanlış beslenmek yerine bilimsel gerçeklere dayalı ve dengeli beslenmenin ne demek olduğunu öğrenmek istiyorsanız Tim Spector’un sağlam kanıtlara dayalı bu muhteşem eserini mutlaka okumalısınız.
Bir Rus Piyanistin Otoportresi
Yüzyıllardır sanatçılara, bilim insanlarına ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında birçok ülkeden sürgünlere yuva olan Viyana bu karışımın yarattığı havayla entelektüel dünyada son derece ihtişamlı bir yere sahip. Geçmişin kayıp ruhları şehrin kafelerinde çağdaş eşlikçilerine unutulmaya yüz tutan hayatlarını anlatıyor, yaşamlarının son demlerinde anılarını kayıt altına alıyor. İşte bu kafelerden birinde isimsiz bir anlatıcı, eski roman karakterlerinden biri gibi duran bir Rus piyanistle tanışıyor. Dünyaca ünlü piyanist Suvorin kitabın anlatıcısına savaşın dehşetini, nefes almakta güçlük çektiği diktatörlük rejimini, öğretmenlik yaptığı yılları, her sahne performansında neler hissettiğini ve büyük aşkı eşini aklına geldiği şekliyle sansürsüzce anlatıyor. Beat Kuşağının önemli temsilcilerinden Wolf Wondratschek, Bir Rus Piyanistin Otoportresi’nde bazı insanların güzellik, müzik ve tutkunun peşinde koşarken nelerden vazgeçtikleri, yaptıkları bu fedakârlıklara değip değmediği gibi ebedi soruları tartışıyor. Yazarın diliyse sanki kurmaca metinlerin temel standartlarına göre yazılmış bir metin değil de müzikal bir eser gibi duyuluyor.
Bir Rus Piyanistin Otoportresi egosuz, kurnaz, derin, komik, otantik ve son derece gizemli; hem de tüm bunları hiç zorlanmadan yapıyor. Muazzam bir alçakgönüllülük romanı kuşatıyor. Bağıran bir dünyada, usulca ve yavaşça çalınan bir şarkı.
Ethan Hawke, The New York Times Book Review
Wondratschek’in katmanlı anlatısı dil, sanat, politika ve tarih üzerine düşünüyor ve romanda çok fazla olay yaşanmasa da okuruna kafa yoracağı çok konu veriyor. Thomas Mann ve Elias Canetti’ye ilgi duyan okurlar bu kitabı zevkle okuyacaklar.
Kirkus
Yürümenin 52 Yolu
… Bu kitap, yürümeye yazdığım aşk mektubumdur. Umarım sizi oturduğunuz yerden kalkıp yola koyulmak, sık sık yürümek ve çoğu zaman açık havada yaşanan bir hayatın büyük ayrıcalığının tadını çıkarmak için harekete geçirir…
Nasıl yürüneceğini bildiğimizi düşünürüz. Ne de olsa yürümek, kazandığımız ilk becerilerden biridir. Ancak çoğumuz bu konuda rutinlere takılıp kalırız; hep aynı yerde, aynı şekilde, aynı süre boyunca ve aynı insanlarla yürürüz.
Bilimsel çalışmalarla ve anekdotlarla donatılan, bir yürüyüş rutininin nasıl oluşturulacağına dair ipuçlarıyla desteklenenen Yürümenin 52 Yolu sizi yeni yerlerde, yeni yürüyüş arkadaşlarıyla, gündüz ya da gece fark etmeksizin yeni zaman aralıklarında yürümeye, yürürken yeni beceriler edinmeye teşvik edecek ve her adımınızda hayattan daha fazlasını elde edebileceğiniz gerçeğini gözler önüne serecek bir rehber niteliğinde.
“Yürümenin faydalarını anlatan bu kitap, yıl boyunca dışarı çıkmanız ve hareket etmeniz konusunda sizi motive edecek.” –Booklist
“Streets, dışarı çıkıp hareket etmenin ‘içinde yaşadığımız karmaşık dünyayı takdir etmemize’ yardımcı olabileceğine dair kayda değer örnekler sunuyor. Yola koyulmaya hazır okurlar bu kitaptan ilham alacaklar.” –Publishers Weekly
İK Etkisi
Çalıştığınız şirketteki ortamı tarif edecek olsanız hangi kelimeleri ve nesneleri seçerdiniz? Dinamizmin hâkim olduğu, yeniliğin peşinde, heyecan verici, yani limon kokulu, taptaze, aydınlık ve ferah bir yer mi? Yoksa ataletin hâkim olduğu, giderek eskiyen naftalin kokulu bir yer mi? İK etkisi, bir şirkete adımınızı attığınız anda soluduğunuz havadır, organizasyonel iklimin adresidir. İnsan Kaynakları yeteneğe, organizasyona ve kültüre dair yaklaşımıyla bir şirketi benzerlerinden farklılaştırma gücüne sahiptir.
İK Etkisi işe alımdan yetenek yönetimine, kurumsal akademilerden organizasyonel gelişime uzanan pek çok konuda teori ve pratiğin harmanlandığı bir rehber sunuyor. Kitap, iş dünyasında yaşanmış örnekler ile akademik ilkeleri bir araya getirerek insan kaynakları yönetimini hem araştırma sahasına çeviriyor hem de keyifli bir sohbet tadında aktarıyor. Kapsamlı bir kaynakçaya dayanarak hazırlanmış olan çalışmada, alanla ilgili güncel kaynakların kullanılmış olması da dikkat çekiyor.
İK Etkisi yöneticiler ve insan kaynakları profesyonelleri için bir başucu kaynağı.
“Bahattin Aydın 25 yılı aşkın iş yaşamını görev yaptığı kurumların köklü tecrübesiyle harmanladığı, referans niteliğinde bir kaynak sunuyor. İnsan, kültür ve organizasyon konularına ilgisi olan herkesin istifade edebileceği bu kitap, bildiğimiz tüm ezberlerin bozulduğu bu dönemde liderler için bir yol haritası niteliğinde.” –Mehmet Tütüncü, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı & CEO
Maximilian Ponder’ın Muteber Beyni
“Bir bakıma, eminim Max de böyle derdi, ortada bir başlangıç yok. Sadece Büyük Patlama, doğa yasalarının müthiş rastlantılarıyla ortaya çıkan, durmaksızın genişleyen bir evren, evrenin içinde soğuyan gezegenler ve atmosferler ve ilkel çorba ve nihayetinde doğal seleksiyonun akıl almaz şartları sonucu varlığa gelen sen, ben ve açılıp kapanan ceviz masada ölü ölü yatan Max Ponder var belki de. İşte hikaye bu, derdi Max sanki detaylar onu hiç rahatsız etmezmiş gibi. Ediyordu halbuki. Kafayı detaylarla bozmuştu.”
Maximilian Ponder, her anısını kaydetmek amacıyla otuz yıl boyunca hayattan elini ayağını çeker. Ama şimdi, insan zihninin haritasını çıkarmaya yardım edecek defterler ve günlüklerden oluşan başyapıtı Katalog’un ortasında ölü halde yatmaktadır. Ancak arkadaşı Adam Last’ın polisi arayıp Max’in öldüğünü haber vermeden önce, projenin tamamlanabilmesi adına yerine getirmesi gereken korkunç bir görevi vardır. Maximilian Ponder’ın Muteber Beyni, insan zihnini ve anıları anlamak için ömür boyu süren bir arayışa ve hayata dair etkileyici bir roman...
Bir Kâşifin Felsefesi
Son derece zorlu koşullarda hayatta kalmak, tatmin edici bir yaşam sürmek için öğretilerle doludur. Bunu “Üç
Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge’den
daha iyi kimse bilemez. Kagge son derece akıcı ve samimi bir dille kaleme aldığı kitabı Bir Kâşifin
Felsefesi’nde, onu dünyanın ve insan dayanıklılığının sınırlarına götüren keşif gezilerinden edindiği bilgelik ve uzmanlığı okuruyla paylaşıyor.
İyimser bir bakış açısı geliştirmekten zihnimizi doğru zamanda kalmaya ikna etmeye, küçük şeylerden zevk
almayı öğrenmekten yalnızlığımızla barışmaya kadar türlü meselelerle ilgili deneyimlerini on altı maddede
sıraladığı kitabında Erling Kagge, en zorlu koşullarda hayatta kalabilmenin anlamlı bir yaşam sürme konusunda bize ne kadar çok şey öğretebileceğini gözler önüne seriyor.
Dijital Çağda Ogilvy’e Göre Reklamcılık
David Ogilvy, tarihteki önemli reklamcılardan biridir. Ogilvy’nin tüm zamanların en çok satan Ogilvy on Advertising (Ogilvy’ye Göre Reklamcılık) isimli kitabı pazarlama, halkla ilişkiler, reklamcılık ve ilgili tüm sektörler hakkında temel ve pratik bilgiler içerir. Hatta Ogilvy on Advertising için bir reklamcılık elkitabı denilebilir.
Yaşadığımız dijital çağ hem reklam ajansları hem reklamverenler için yeni tehditler ve yeni fırsatlar yaratmıştır.
Miles Young’ın dünyanın önemli ajanslarından Ogilvy & Mather’da uzun ve oldukça başarılı bir reklamcılık kariyeri var. Dijital çağın getirdiği tehdit ve fırsatları da yaşayarak öğrenenlerden.
Bu kitapta Young, Ogilvy’nin çok satan kitabından yola çıkarak dijitalin “oldukça kaotik görünen” reklamcılık dünyasını anlaşılması kolay hale getiriyor. Aynı zamanda edinilmesi zor olan temel bilgileri net olarak ortaya koyuyor. Young’ın kitabı da adeta günümüzün vazgeçilmez bir elkitabı.
Young’ın en iyi dijital kampanyalar, en son araştırmalar ve örnek olay incelemeleriyle zenginleştirdiği kitap, reklamcılık alanında hem kariyer yapmak isteyen hem de halihazırda sektörde çalışan herkes için çok pratik reklamcılık önerileri sunuyor. Kitabın Türkçe çevirisinin Türkiye’nin gelmiş geçmiş en önemli reklamcılarından ve reklamcılık kitapları çevirmenlerinden biri olan Haluk Mesci tarafından yapılmış olması da kitabı değerli kılan önemli unsurlardan biri.
Prof. Dr. Ali Atıf Bir