“Bak Şu Dinozora” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
KENTSİZ KENTLEŞME
412.00₺
Bugün, insan ilişkilerinin ayrışmaya başladığı bir dünyada yaşıyoruz. Akıl bedenin, düşünce maddenin, birey topluluğun, kent kuşaklan kentlerin, kentler kırsal kesimin, insanlık ise 'vahşi ve yola getirilmesi güç' olarak görülen doğanın karşısında yer alıyor. Böylesi 'yoksun' bir noktaya evirilmemizde en büyük pay sahibi olan ulus-devlet ise artık totaliter bir karaktere bürünmüş durumda. Politika, kentsel ve katılımcı özünden kopartılıp 'devlet'e indirgenmiş, yurttaşlar vergi mükellefi birer 'seçmen'e dönüştürülerek etkisizleştirilmiştir. Toplumsal sorunlarda söz sahibi olan bir zamanların aktif yurttaşı, giderek eylemsizleşmiş, düşünsel becerileri azalmış, umursamazlığı artmış; bütün etkinliğini alışveriş, moda, dış görünüş ve kariyer gibi alanlarda göstermeye başlamıştır. Ne devletin ne de onun doğrudan uzantısı olan politik partilerin halkla 'doğrudan' bağı vardır artık. Demokrasi kavramının doğuşu ve gelişimine sahne olan kentler, ulus-devletin yarattığı 'kentleşme' denen süreçte homojen, mekanik ve kâr hırsının her şeyin önüne geçtiği bir pazar haline gelmiştir. Halk kültürü sentetikleşmiş; insan ilişkilerinde evlilik bir 'yatırım'a, çocuk yetiştirme 'iş'e, hayat bir 'bilanço'ya, idealler 'satın alınabilir şeyler'e, yerleşimler ise 'işletme'ye dönüşmüştür.
Doğal hayatı ve insani toplulukları yok ederek ulus-devleti güçlendiren kentleşme anlayışlarına karşı bir yerel yönetim programını tartışmaya açıyor. Yerel yönetim kurumlarını birbirleriyle uyum içinde çalışabilecek biçimde yeniden yapılandırmaktan; insan ilişkilerinde dayanışmayı içeren yaratıcılıktan; ulus-devletin yerine politik açıdan konfederasyon sistemine dayanan yerel yönetimlerden; insanlık ile doğa arasında katılımcı, hiyerarşik olmayan yeni bir ilişki kurmaktan; kentin yeni bir tür etik birlik, bireyin insani bir ölçek içinde güçlendirildiği, katılımcı ve ekolojik bir karar sistemi ile yurttaşlık kültürünün tek kaynağı olarak yeniden kurgulanmasmdan... söz ediyor.
Kara Kaya Efsanesi
215.00₺
Waterstones En İyi Resimli Kitap Ödülü
Erin, balıkçıların anlattığı Kara Kaya efsanesini dinlemeye bayılıyor! Yanına yaklaşan teknelerin ansızın kaybolduğu, sipsivri uçları olan gizemli bir kaya bu… Üstelik sürekli yer değiştiriyor. Peki ya efsaneler her zaman doğruyu söylemiyorsa?! Erin cevabı öğrenmek için gizlice annesinin balıkçı teknesine sızıp denize açılacak…
Destansoy Ailesi serisi ile tanıyıp sevdiğimiz Joe Todd-Stanton, bu kez doğayla bağımızı yeniden düşündürten sihirli bir öykü ile karşınızda.
İNSANLIĞI YENİDEN BÜYÜLEMEK
325.00₺
İnsanlar bu gezegenin ‘kanseri’ midir? Yeryüzünün ve tüm canlı türlerinin varlığını tehdit eden, evrimdeki korkunç bir anomali durumunu mu oluştururlar?
Bu sorular, insan ruhuna – akıl ve yenilik yaratma yetilerine – modern çağda neredeyse eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir hakaret anlamına gelir. Bunlara yönelik anti-hümanist tepki ise on sekizinci yüzyıl aydınlanmasının geliştirdiği ve on dokuzuncu yüzyıldaki çeşitli sosyalizmlerin beslediği akıl, laiklik, bilim ve insanın evrenselliğine yönelik vurgunun yerini alan narsisist bir mistisizm, mizantropi ve toplumsal dingincilik ortaya koyar.
Ömrü boyunca radikal ve öncü bir çevreci olan Murray Bookchin, bu sorulara ses getiren bir cevap vermişti, ‘Hayır!’ Anti-hümanizmin çeşitli biçimlerine yönelik çoğu zaman nükteli ve amansız eleştiriler içeren araştırmasında Bookchin, bizi kuşatan sorunların toplumsal irrasyonalizmden kaynaklandığını ve bu sorunların mistisizm ve dinginciliğe geri çekilmekle değil, yalnızca akıl ve hayal gücü ile çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bookchin meselenin bizlerin fazlasıyla insan, akılcı ve medeni olmamızla değil, bilakis yeterince insan, akılcı ve medeni olmayışımızla ilgili olduğu hususunda uyarmaktadır. Derin ekolojistlerin, sosyobiyologların, Malthusçuların, ‘Gaiacıların’ ve çoğu postmodernistin biyolojist ve indirgemeci düşüncelerine kışkırtıcı bir biçimde meydan okuyan bu heyecanlı kitapta Bookchin, aydınlanmacı hümanizm adını verdiği şeyi önermektedir – zamanımıza sinen ve bizi zayıflatan cesaret eksikliğine karşı düşünce, umut ve yenilenmeye yönelik bir mesaj.
Her Şeyin Bir İlki Var
305.00₺
NATIONAL BOOK AWARD 2023
School Library Journal, Shelf Awareness ve Kirkus Reviews’ta YILIN EN İYİ KİTABI
Bazen tek bir yolculuk, tüm yolculuğumuzu değiştirir.
İyi bir çocuk olmak, Dan’in kendini görünmez hissetmesine ya da zorbalığa uğramasına engel olmuyordu. Belki bu yüzden, ailesi ortaokuldan liseye geçtiği yılın yaz tatilinde onu bir okul gezisiyle Avrupa’ya göndermeye karar verdiğinde çok da heyecanlanmamıştı.
Ama beklediğinin aksine, onunki Fransa’dan Almanya’ya, İsviçre’den İngiltere’ye uzanan, dünyayı ve özellikle de kendini keşfedeceği, heyecan verici ve duygu dolu bir ilkler yolculuğu olacaktı: ilk Fanta, ilk fondü, ilk aşk…
Caldecott Madalyası sahibi Dan Santat’ın kendi hayatından esinlenerek kaleme aldığı bol ödüllü Her Şeyin Bir İlki Var, ergenlik döneminin kafa karışıklığını, utancını ve neşesini anlatan sıcacık bir grafik roman.
“İçtenliği büyüleyici, ortaya çıkan hikâye ise ilham verici.” –Shelf Awareness
“Dan Santat, insanı bir kitaba âşık edecek her şeyi yakalamış: mahcubiyet, kahkaha, biraz ergenlik acısı, hepsinden önemlisi de samimiyet ve kırılganlık.” –Leuyen Pham, Gerçek Dostlar serisinin yazarı
“Herkesin kendinden bir şey bulacağı, kahkaha ve duygu yükle bir kendini keşfetme hikâyesi…” –Kirkus
Olay Adam
235.00₺
MÜTHİŞ MACERALAR!
HİÇ BİTMEYEN AKSİYON!
HEPSİ BU KİTAPTA!
ADI… OLAY.
SOYADI İSE… ADAM.
Tema parkındaki robotlar çıldırdı! Şehrin bir kahramana ihtiyacı var! O kahramanın adı OLAY ADAM.
SADECE TEHLİKE İÇİN YAŞIYOR!
SADECE HEYECAN İÇİN YAŞIYOR!
VE TABİİ, ANNESİYLE BİRLİKTE YAŞIYOR, ÇÜNKÜ HENÜZ DOKUZ YAŞINDA.
Şimdi bir sürü şey önce GÜÜÜM!, sonra ÇAAT! edecek ve hatta ÇATIRRT! diyecek!
Bu kitap, heyecan dolu bir hız treni! Arkadaşlık, eğlence ve bolca patlama çatlama dolu.
ONUN ADI, OLAY ADAM.
OLAY ADAM GELİYOR… İŞTE GELDİ!
KATILIMCI DEMOKRASİ
325.00₺
1960’ların Yeni Sol’u tarafından popülerleştirilen kavramın mirasına ithafen yayımlanan Katılımcı Demokrasi, aradan geçen zaman perspektifinde demokrasinin demokratikleşmesi tartışmalarına müdahil olan görüşleri yeniden sorguluyor ve vatandaşların demokrasiye katılımı üzerine vurgusuyla hem tarihi hem de çağdaş anlamda konu üzerine yazılmış en iyi makaleleri bir araya getiriyor.
Kitabın editörleri Dimitrios Roussopoulos’la C. George Benello dışında George Woodcock, Murray Bookchin, Don Calhoun, Stewart Perry, Rosabeth Moss Kanter, James Gillespie, Gerry Hunnius, John McEwan, Arthur Chickering, Christian Bay, Martin Oppenheimer, Colin Ward, Sergio Baierle, Anne Latendresse, Bartha Rodin ve CLR James gibi yazarların makalelerini içeren bu çalışma, Porto Alegre ve Montreal modelleriyle birlikte yeni kentsel ekoloji ve doğrudan demokrasi tartışmalarını da ele alıyor.