“Sen Canavar mısın Acaba?” sepetinize eklendi. Sepeti görüntüle
İlginizi çekebilir…
Mitik Grafik – Titanların Savaşı (Çizgilerle Yunan Mitolojisi)
200.00₺
Kaos denince –özellikle aile içi kaos– kimse Titanların eline su dökemez. Aile faciası dallanıp budaklanıyor, Titanlarla Olimposlular arasında on yıl sürecek bir savaşa dönüşüyor! Bu savaşta yok yok… Bol kıskançlık ve rekabet, kurnazlık ve sinsilik, sihirli tırpan ve yıldırım silahı ve çok daha fazlası… Peki evrene hükmetmek uğruna verilen bu destansı savaştan kim galip çıkacak?
MİTİK GRAFİK serisi hakkında
Tanrılar, tanrıçalar, yiğit kahramanlar, gözü pek savaşçılar, gökte ayrı yer altında ayrı yaşanan olaylar, tehlikeli maceralar, rengârenk karakterler… Mitik Grafik serisi göz alıcı çizimleri ve kıkırdatan üslubuyla mitolojiyi yeniden ele alıyor, antik efsaneleri günümüz çocukları için çizgi roman formatında modern bir anlatıya dönüştürüyor. Yunan mitolojisine hoş geldiniz, bu mitoloji bir başka!
Her Şey Kontrol Altında (mı Acaba?!) - Profesör D Ödevini Yapmayı Unutursa!
205.00₺
Dani’nin, pardon, kendine taktığı isimle Profesör D’nin başı dertte! Ödevlerini yapmadığı için annesiyle babası, yani Yönetim, her an ciddi kurallar koyabilir. Buna bir çözüm bulması lazım.
D aklını çalıştırıyor, sadık robot köpeği Nokta’yla birlikte bilim dünyasının dehlizlerine dalıp, kendini ödevden daha eğlenceli şeylere kaptırmasının nedenini keşfediyor: İnsan doğası! Şimdi yapması gereken şey, öğrendiklerini “büyükler” üstünde test ederek onların da aslında çocuklardan farksız olduğunu kanıtlamak! Peki bunu nasıl mı başaracak? Tabii ki tuhaf deneylerle…
Dünyaca ünlü psikoloji profesörü ve yazar Dan Ariely, bilimi herkesin anlayabileceği dilde aktarmadaki eşsiz becerisini bu kez çocuklar için kullanıyor. Onları Dani’nin komik macerası, harika çizimler –ve biraz marşmelov– eşliğinde insan psikolojisinin tuhaf ve büyülü dünyasıyla tanışmaya davet ediyor. Gerçek sihir ve deneylerle dolu bu macera, bilimsel yönteme ve insan doğasının incelenmesine dair harika bir başlangıç!
Hoşnutsuz
240.00₺
“Zeki, sürükleyici ve fazlasıyla komik.” —Ayşegül Savaş
Marisa otuzlarının başında, Madrid’de şık bir evde oturuyor, reklam ajansında çalışıyor ve işinden nefret ediyor. Bir iş gününü ancak YouTube videoları ve sakinleştiricilerden oluşan özenle hazırlanmış bir kokteyl sayesinde atlatabiliyor. Sadece işini değil, patronunu, mesai arkadaşlarını, kurumsal dile bandırılmış e-postaları, üzerinde “birlikte daha güçlüyüz” yazan kupaları... hiçbirini sevmiyor. Yine de her pazartesi sabahı çantasını omzuna takıp işe gidiyor çünkü bir şeyleri itiraf etmek, bir şeyleri değiştirmek daha zor.
Şirketin düzenlediği bir takım ruhu kampı yaklaşırken, Marisa’nın kırılgan dengesi de sarsılıyor. Bir hafta sonunu iş arkadaşlarıyla geçirmek, yıllardır itinayla cilalanmış sosyal maskesinde ilk çatlakları yaratıyor. Bastırdığı geçmiş, bastıramadığı öfke ve artık bastırılamayacak kadar büyümüş bir bıkkınlık, sonunda tokat gibi yüzüne çarpıyor – yalnızca onun değil, etrafındakilerin de.
Hoşnutsuz, modern hayatın içten içe kemirdiği ruhlara, görünmeyen yorgunluklara, güçlü görünmek zorunda hissedenlere dair zekice yazılmış, sarsıcı olduğu kadar eğlenceli de bir roman. Beatriz Serrano, başarı, yalnızlık ve aidiyet gibi kavramları incelikli bir mizahla sorgularken, okuru kendi hoşnutsuzluklarıyla göz göze getirmekten çekinmiyor.
“Serrano, ayrıntılara büyük bir incelikle yaklaştığı, etkileyici ve son derece komik üslupla yazıyor. Kesinlikle muhteşem!” —Danya Kukafka
"Günümüz insanının kronik hoşnutsuzluğuna dair iğneleyici gözlemler ve zekice esprilerle dolup taşıyor. Serrano’nun anlatıcısı varoluşsal bir girdabın içinde kıvranıyor olsa da, romanı eğlenceden asla ödün vermiyor. Enerjik, canlı ve çarpıcı biçimde inşa edilmiş bu ilk roman, büyük bir yeteneğin habercisi."
—Pizza Girl’ün yazarı Jean Kyoung Frazier
“Başarının tek yol olduğuna inandırılmış bir kuşağın yakıcı bir yansıma... Bolca mizah ve okuru sersemleten punk bir final.”
—Glamour
“İçinde yaşayanların ruhunu sömürmekten çekinmeyen bir iş dünyasının hem net hem de can acıtıcı bir röntgeni... yılın en çarpıcı edebi çıkışlarından biri.”
—Harper’s Bazaar
“Gerçekten çok komik – her cümlesi incelikle kurulmuş, keskin gözlemlerle dolu. Marisa’ya en başından bağlandım.”
—Daily Mail
DÜNYADAN GERİYE KALAN
158.00₺
“Devrim bir hayaldir” derler.
Fakat bugün tamı tamına bir ihtiyaç oldu.
Süreyya Su, Dünyadan Geriye Kalan’da, devrimi hayal etmenin, dünyayı değiştirmek için inatla mücadele etmenin ve sebatla çalışmanın gerekliliği üzerine bizi bir kez daha düşünmeye çağırıyor.
Çalışma bir anlamda, devrimi hayal etmek için okuru meditasyona çağırıyor.
Kitap, öncelikle başka bir dünyayı hayal edebilmek için başka türlü düşünebilmenin gerekli olduğundan hareket ederek kuramsal bir çerçeve çizen yazıları bir araya geliyor.
Yazar burada bir anlamda, dünyayı yorumlamak/anlamak ve değiştirmek için gerekli olabilecek alet edevatı kutuya koyuyor.
Sonra bu alet edevatla bazı olay ve olguları yorumlamaya ve anlamaya girişiyor.
Yazara göre, dünyayı değiştirmek için önce çözümlemek ve yorumlamak gerekir ve böylece dünyada meydana gelen bazı olayları teorik bakışla çözümlüyor ve yorumluyor.
Su, çalışmasının devamında da, dünyadan geriye kalanlara; yani krizlere, şiddete, adaletsizliğe, güvencesizliğe, umutsuzluğa, utanmazlığa, çer-çöpe, kötülüğe, ölüme eleştirel teorik bir perspektifle bakıyor.
Dünyadan Geriye Kalan, büyüyen çölleşmeye karşı dünyayı değiştirme ve başka bir dünya kurma iradesini, başka dünyaları hayal etme ve tasarlamayı, başka dünyaların olanakları üzerine düşünmeyi koyuyor.
Mitik Grafik – Medusa’nın Laneti (Çizgilerle Yunan Mitolojisi)
200.00₺
Hayat bazen hiç kolay değil, özellikle de lanetlendiyseniz, bu lanet saçlarınızı yılana çevirdiyse ve size bakan kişi taşa dönüşüyorsa. Medusa’nın başına tam da bu geldi işte. O her zaman canavar değildi, güzeller güzeli bir genç kızken lanetlendi. Peki ama bunu ona kim, neden yaptı ve bu efsanenin asıl kahramanı kim?
MİTİK GRAFİK serisi hakkında
Tanrılar, tanrıçalar, yiğit kahramanlar, gözü pek savaşçılar, gökte ayrı yer altında ayrı yaşanan olaylar, tehlikeli maceralar, rengârenk karakterler… Mitik Grafik serisi göz alıcı çizimleri ve kıkırdatan üslubuyla mitolojiyi yeniden ele alıyor, antik efsaneleri günümüz çocukları için çizgi roman formatında modern bir anlatıya dönüştürüyor. Yunan mitolojisine hoş geldiniz, bu mitoloji bir başka!
Buzdolabındaki Mamut
270.00₺
Ekin’in başına inanılmaz bir şey geldi:
Buzdolabını açtı ve karşısında bir mamut buldu!
Annesi hemen itfaiye çağırdı.
Mamut kaçtı, onlar kovaladı.
İyi de soyu çoktan tükenmiş bir mamutun,
Ekin’in evinde ne işi vardı?
Cevap galiba Ekin’in kız kardeşi Peri’de saklı!
Michaël Escoffier’in yazdığı ve Matthieu Maudet’in çizdiği Buzdolabındaki Mamut, küçük bir çocuğun mutfağında beliren koca bir mamutla başlayan çok eğlenceli bir kovalamaca.
Radley Ailesi
280.00₺
AİLELER.
BAZEN KANINIZI KURUTUR.
Peter çok çalışan bir doktor, Helen hafif mesafeli ama sorumlu bir eş, çocukları Rowan ve Clara ise ergenlikle cebelleşiyor. Radley Ailesi’nin sakin İngiliz banliyölerindeki diğer ailelerden pek bir farkı yok... Şey hariç: kendilerini inkâr etme becerileri.
Radley Ailesi’nin hayatı altüst olmak üzere. Bir partiden dönerken saldırıya uğrayan Clara, kardeşi Rowan ile birlikte yıllardır uyuyamamalarının, salata yerken boğulacak gibi olmalarının ve dışarıya ancak 60 faktörlü̈ güneş kremi boca ederek çıkabilmelerinin ardındaki gerçeği nihayet keşfedecek. Ailenin başına bela açmaktan sorumlu Will Amcalarının çıkagelmesiyle, onları garip bulan kasaba halkına bu kez polisler de eklenecek. Peki kendini inkârdan kurtulmak seni gerçekten özgürleştirir mi yoksa karakola mı götürür?
Matt Haig, bu kez mizah ve gerilimi harmanlayarak aile sırları nereye kadar sır olarak kalabilir sorusunu kurcalıyor.
“Karşı koyulmaz… zekice şaşırtmacalar ve kara mizahla dolu… Radley Ailesi keyifli ve taptaze.” –ASSOCIATED PRESS
“İnce bir mizahla örülü̈, bu capcanlı aile destanı büyük bir ustalıkla kotarılmış.” –GUARDIAN
“Hayat dolu bir komedi.” –INDEPENDENT
“Kanlı canlı, enfes bir eğlence.” –SFX MAGAZINE
İlahi Kudret
260.00₺
“Parlak, sürükleyici, acımasızca dürüst.” –Margaret Atwood
Tarihte olduğu gibi mitolojide de merkezdeki figürler, çoğu kez erkekler. Olympos’un zirvesinden Troya’nın kapılarına dek anlatılan destanlarda karar veren, savaşan, fetheden hep onlar. Kadınlar ise ya kıskanç ve intikamcı tanrıçalar rolünde ya da bir erkeğin kaderini değiştiren güzellik sembolleri. Hal böyle olunca, Athena’nın zekâsı yalnızca babasının kafasından çıkmasıyla anılır, Demeter’in yasına mevsimler bahane edilir, Persephone’nin zorla yeraltına götürülmesi ise romantik bir evliliğe dönüştürülür.
Peki ya mesela bu kadar basit değilse?
Yazar ve araştırmacı Natalie Haynes, İlahi Kudret’te mitolojinin gölgede bırakılmış tanrıçalarını merkeze alıp, insanlık tarihinde –ve popüler kültürdeki güç, beden, arzu ve adalet anlatılarında– nasıl bir rol oynadıklarını sorgulayarak mitlere yeni bir yön veriyor. Aphrodite’den Hera’ya, Artemis’ten Hestia’ya dek birçok güçlü tanrıçayı yeniden ele alan Haynes, onların öfkesini, iradesini, zaaflarını ve hakikatlerini özgün, akıcı ve kimi zaman da mizahi bir dille gözler önüne seriyor, bildiğimizi sandığımız efsaneleri baştan sona yeniden düşünmeye davet ediyor.
“Haynes’in rahat ve mizahi üslubu, hem Yunan mitolojisine hâkim okurları sayfalar boyunca sürüklemeyi başarıyor hem de bu kadim öyküleri yeni kuşaklar için ulaşılabilir kılıyor.” –Publishers Weekly
“Natalie Haynes zarif bir anlatıcı olduğu kadar son derece donanımlı bir rehber de. Engin bilgisini okura asla yük gibi hissettirmiyor; aksine, klasikleri büyük bir ustalıkla günümüze taşıyor.” –Kate Atkinson
Beklenti Etkisi: Düşünce Biçimimiz Zihnimizi Nasıl Değiştirir?
280.00₺
“Zihin kendi başına bir mekândır; kendi içinde cenneti cehennem kılar, cehennemi cennet.” – JOHN MILTON
BBC Radio4, Sunday Times, Waterstones ve Financial Times Yılın Kitabı seçkilerinde
Plasebo etkisini ve sahte hapların iyileşmeyi nasıl hızlandırabildiğini duymuşsunuzdur. Peki sahte kalp ameliyatlarının, gerçek stent yerleştirme işlemleri kadar etkili olabildiğini biliyor muydunuz? Ya da yemeğe karşı olumlu bir tutum benimsemenin kilo vermeye yardımcı olduğunu, şans kolyesinin bir sporcunun performansını gerçekten artırabildiğini. İşte bunlar hep beklenti etkisinin marifetleri: Ne hissettiğimiz ve düşündüğümüz, neyi deneyimlediğimizi belirler; bu da hissettiklerimizi ve düşündüklerimizi etkiler… sonsuz bir döngü içinde böylece devam eder.
Nörobilimle anlatıyı harmanlayan David Robson, bizleri beklenti etkisinin muazzam gücünü fark etmeye, daha uzun, zinde ve mutlu bir yaşam sürmek için bu gücü kendi yararımıza kullanmaya davet ediyor. Stresin yararlı olduğuna inanan insanların baskı altında daha yaratıcı hale geldiğine şahit oluyor, yaşlanmayı bilgelikle ilişkilendirmenin hayatımıza yedi yıldan fazla bir süre ekleyebileceğini öğreniyoruz. İnsan gördüğüne inanır derler ancak Robson defalarca bunun tersinin daha doğru olduğunu kanıtlıyor: İnanmak görmektir.
Zihniniz mucizeler yaratamaz. Sadece üst üste duran para tomarları hayal ederek zengin olamaz ya da pozitif görselleştirmelerle ölümcül bir hastalığı iyileştiremezsiniz. Ancak beklentileriniz ve inanışlarınız, hayatınızı pek çok şaşırtıcı ve güçlü şekilde etkileyebilir, ki zaten halihazırda etkiliyor. Eğer bu etkileri kendi yararınıza nasıl kullanacağınızı öğrenmek istiyorsanız lütfen okumaya devam edin.
“Yalnızca aydınlatıcı değil, gerçekten işe de yarıyor, üstelik bilimsel kanıtlara dayanıyor.”
– Claudia Hammond
“Bilimsel temellere dayanan ve zihin açıcı önerilerle dolu Beklenti Etkisi, ufkunuzu genişletecek, hatta belki de ömrünüzü uzatacak.” –Daniel Pink
EKOLOJİK İNSANCILLIĞIN ÖNCÜLERİ
304.00₺
Bir kitaba üç düşünsel yaşamöyküsü sığdıran Brian Morris, modern ekoloji hareketinin gelişimine damgasını vuran Lewis Mumford, René Dubos ve Murray Bookchin’in fikirlerini, son derece kolay anlaşılır bir biçimde ele alıyor. Bu isimler, bir uçta endüstri megamakinesinin öteki uçtaysa modernlik karşıtı tepkinin yer aldığı çıkışsız ikiliğin ötesine geçerek oldukça makul mantıklı bir üçüncü yol öneriyor. Morris’in ekolojik insancıllık adını verdiği bu ümitvar gelenek, doğayla tekrar hemhal olmuş bir toplum; ekolojik, eşitlikçi ve demokratik bir kent ve kültürü yaratma düşünü benliklerimizde canlandırıyor.
Lafı dolandırmayan, açık ve akıcı üslubuyla sokaktaki eylemciden kuram meraklısı akademisyenlere ve ekologlara kadar her kesime hitap eden Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri, ekolojiye, siyasete, felsefeye merak duyanların ya da halihazırda sahada faaliyet gösterenlerin tekrar tekrar okuması gereken bir eser.
Dövme Cinayetleri – Japon Polisiye Klasikleri
300.00₺
Bir kadın.
Nefes kesen bir dövme.
İmkânsız bir kilitli oda cinayeti.
Tokyo, 1947. Dövme Cemiyeti’nin savaş sonrası ilk gizli toplantısında, Kinue Nomura tüm vücudunu kaplayan yılan dövmesiyle salondakileri büyüler. Günler sonra, evinin içeriden kilitlenmiş banyosunda Kinue’nin cesedi bulunur… vücudu parçalanmış ve dövmesi akılalmaz biçimde kaybolmuş.
Genç doktor Kenzo, dosyayı üstlenen başkomiser ağabeyiyle birlikte bu dehşet verici davanın ortasında bulur kendisini. Ama cinayetler durmayacaktır. Birilerinin dövmeli bedenlere saplantısı olabilir mi? Daha önemlisi, bu birileri, durdurulabilir mi?
Tokyo’nun yıkık sokakları, yeraltı barları ve yakuza çetelerinin gölgesinde hayat bulan Dövme Cinayetleri, Japon polisiyesinin imzası Honkaku türünün en parlak örneklerinden. Klasik kilitli oda gizemlerini Tokyo’nun karanlık atmosferiyle birleştiren Akimitsu Takagi, polisiye edebiyatın en unutulmaz bulmacalarından birini yaratıyor.
“Girift, muhteşem ve inanılmaz sürükleyici. Dehşeti ve ustalığıyla John Dickson Carr’a meydan okuyor. Lütfen dahası gelsin...” KIRKUS
EKOLOJİK BİR TOPLUMA DOĞRU
361.00₺
20. yüzyılın ikinci yarısı yeni düşünsel arayışların ve yeni toplumsal hareketlerin ortaya çıkışına tanık oldu. Sınıf,cinsiyet, ırk, milliyet ve düşünce ayrımlarını sorgulayan bu hareketler arasında en büyük etkiyi ise ekoloji hareketi yarattı.
Daha önce “Özgürlüğün Ekolojisi” adlı başyapıtını yayımladığımız Bookchin bu kitabında bir eylem adamı üslubuyla ekoloji hareketinin ideolojik, politik ve toplumsal yönleri üzerinde duruyor. Salt bir çevre koruma bilinci çerçevesinde değil, bir toplum ve bilim felsefesi, anti-hiyerarşik ve anti-otoriter bir toplum projesi, bir eylem ve yaşam tarzı olarak ekolojiyi ele alıyor.
Bookchin’e göre devrim yalnızca kurumları ve ekonomik ilişkileri değil, canlı ya da cansız tüm evrenle girdiğimiz ilişkileri, bilinci, yaşamı yorumlayışımızı, erotik arzularımızı da kucaklamalıdır. Bunun için sadece ataerkil aileye değil, tüm tahakküm ve hiyerarşi tarzlarına; sadece burjuva sınıfına değil, tüm toplumsal sınıflara ve mülkiyet biçimlerine karşı olan özgürlükçü bir bilinç ve eylem tarzı geliştirilmelidir.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım”potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin sanayileşme, kentleşme ve kapitalizm konularında anarşist-komünist bir yaklaşımın farklılığını ve derinliğini savunarak, kentlerin eko-cemaatlere ayrılarak eko-sistemlere uygun tasarlanmasını öneriyor. Teknolojinin “yaratım” potansiyelini “tahrip” kapasitesinden ayırıp, toplumla doğal dünyanın kucaklaşmasına katkıda bulunacak tarzda yeniden düzenlenmesini istiyor.
Bookchin’in eleştirilerinden Marksizm de nasibini alıyor. Marksizmi sınıflar, ekonomi ve iktidar eksenine hapsolarak bir kapitalizm ideolojisi haline gelmekle suçlayan Bookchin bir bütün olarak hiyerarşi ve tahakküme imkân veren temellere inilmesi ve bunların ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor. Bunun için de doğrudan eyleme, özyönetime ve eko-cemaatlere gerek vardır. Doğrudan eylem, özgür yurttaşlardan oluşan cemaatler yoluyla kamusal alanı doğrudan yönlendirebilen aktif inisiyatifleri amaçlar; aynı zamanda kendisi böyle bir sürecin sonucudur. Tahakküm ve hiyerarşi ilişkilerinin yerini özyönetimin alması yeni bir tür yurttaş öznenin, yani özgür ve kendi kaderini belirleyen yurttaşın sahneye çıkması, devlete karşı yurttaş örgütlerinin ve halk meclislerinin oluşturulması anlamına gelir. İkinci Dünya Savaşı ve sonrası kuşağı biyosfere kendinden önceki tüm kuşakların verdiği toplam zarardan daha fazlasını vermiştir. Radyoaktif/kimyasal atıklar, zehirli katkı maddeleri, tıkanan yollar, yaşanmaz hale gelen kentler, çevresel ve kültürel kirlenme zararlı sonuçlardan sadece birkaçı. Kısacası her alanda tam bir ekolojik tahribat yaşanıyor. Ve artık, toplumsal ve doğal tarihin çığlıklarına kulak vermenin, vicdanın sesini dinlemenin zamanı geldi geçiyor.
DÂHİLER SINIFI SERİSİ KUTULU SET (20 KİTAP)
3,000.00₺
DÂHİLER SINIFI: OKUMASI KOLAY, UNUTMASI ZOR
Dâhiler Sınıfı Serisi Hakkında:
Bunlar, her biri kendi yöntemiyle; kelimeleriyle, icatlarıyla, seçimleriyle ve hatta kaderleriyle dünyayı değiştirmiş kadınların ve erkeklerin hayat hikâyeleri; şaşkınlık ve hayranlık duymanızı sağlayacak, hayal gücü ve merak duygunuzu harekete geçirecek büyüleyici hikâyeler. Dâhiler Sınıfı serisi bu özel insanları çocuklarla (9 yaş ve üstü) tanıştırmak üzere tasarlandı. İlk olarak yayımlandığı İtalya’da büyük övgü toplayan ve ardından pek çok dile çevrilen Dâhiler Sınıfı, minik ebadı, renkli illüstrasyonları, bilgiyi heyecan ve macerayla birleştiren anlatımıyla çocukların kolay okuyacağı, zor unutacağı, onlara öğrendiklerinden daha da fazlasını merak ettirecek bir seri.
9 YAŞ VE ÜZERİ
Serinin kitapları:
Einstein – Sınırsız Deha
Leonardo da Vinci – Zamanın Ötesinde Bir Beyin
Steve Jobs – Bilgisayara Can Veren Adam
Mozart – Müziğin Dâhisi
Newton – Fizik Sihirbazı
Marie Curie – Atom Kadın
Stephen Hawking – Sonsuzluğun İzinde Bir Zihin
Muhammed Ali – Tüm Zamanların En Büyüğü
Nikola Tesla – Geleceği Keşfeden Adam
Pablo Picasso – Sınır Tanımaz Sanatçı
Süfrajetler – Tüm Kadınlara Oy Hakkı
Enzo Ferrari – Hızın Efendisi
Arşimet – Sayıların Büyücüsü
Pisagor – Ve Dünyanın En Ünlü Teoremi
Beatles – Efsane Dörtlü
William Shakespeare – Tiyatronun Efendisi
Galileo Galilei – Göklerin Kâşifi
Maradona – Altın Çocuk
Ole Kirk Kristiansen: LEGO'nun Yaratıcısı
Kopernik – Astronomi Devrimi
Paylaşılamayan Taş
215.00₺
Bir gölde iki kurbağa ve sıradan bir taş...
Pardon, artık sıradan bir taş değil, çünkü iki kurbağa da onun kendi evi olduğunu iddia ediyor. Peki şimdi ne olacak? Anlaşılan bunu öğrenmek için matrak bir didişmeye davetliyiz.
İngiltere'nin en sevilen çocuk yazarlarından Kaye Umansky'den paylaşmak ve arkadaşlık üzerine, ebeveynlere "BEN BUNU YAŞADIM!" dedirtecek, komik mi komik bir hikâye.