Kedi Felsefesi

235.00
“UYANDIĞINDA DAHA ÇOK ÇALIŞABİLMEK UĞRUNA UYUMAK, ACINASI BİR YAŞAM BİÇİMİDİR. KEYİF İÇİN UYU, KÂR İÇİN DEĞİL.” En zeki ve yaratıcı zihne sahip tür biziz. Sadece biz, türünün huzursuzluğuna deva bulmak için bir düşünce disiplinini –felsefeyi– yarattık. Öyleyse nasıl oluyor da kediler bir şekilde hep memnun ama biz hep dertliyiz? Belki de büyük filozoflarımızdan çok, kedilerden öğreneceklerimiz vardır. Çağdaş düşünür John Gray insanın felsefeyle, inanışlarla ve modern araçlarla kurduğu dünyasının kırılganlığını bir kedinin patisiyle yoklayıp test ediyor; sevgi, bağlılık, ölümlülük, ahlak, kıskançlık ve benlik gibi belalı konuların kediler için neden meseleye dönüşmediğini anlamaya çalışıyor. Montaigne’in meşhur kedisinden, Vietnam Savaşı’nı cesaret ve neşesini kaybetmeden atlatmış kedi Mèo’ya, oradan da kedilerle ilgili kendi gözlemlerine uzanarak bir canlının “doğasına sadık olmasının” iyi yaşamak için kilit önemini vurguluyor. Bebeklikten itibaren toplumsal kabullere göre inşa ettiğimiz kendimize dair imgelerin çoğu zaman bedenimiz ya da yaşamımızın gerçekliğiyle uyuşmadığını, dolayısıyla onların peşinden koşmanın mutluluktan çok hayal kırıklığı getireceğinin altını çizerek, hayatlarımızın her türlü mükemmellik fikrinden daha zengin ve daha anlamlı olduğunu gösteriyor. Kedi Felsefesi, kışkırtıcı fikirleriyle okurlarını silkeleyen, yün yumağına dolanmanın kedilere özgü olmadığını gösteren küçük ama tesirli bir kitap. “Gray fikirlerimizde kendimizi pohpohlayıcı, aldatıcı ve sığ ne varsa tespit etmesini sağlayan bir altıncı hisse sahip sanki.” Costica Bradatan, The Washington Post

Esme Lennox Nasıl Yok Oldu

231.00
HAMNET’IN YAZARINDAN 1930’lar, Edinburg… Lennox Ailesi’nin, kızları Esme’yle yaşadığı sorunların sonu gelmiyor. Açık sözlü, kalıplara sığmayan bu genç kadın ailesi için bir utanç kaynağı. Ve ailesinin bunu kabullenmesi mümkün değil. Yıllar sonra, Iris Lockhart adında bir başka genç kadın, akıl hastanesinden gelen bir mektupla o güne kadar varlığından bile haberdar olmadığı büyük teyzesi Esme Lennox’un taburcu edilmek üzere olduğunu öğreniyor. Iris geçmişin perdesini aralamaya, ona bu konuda yardım edebilecek tek kişi olan babaannesi Kitty ise konuşmamaya kararlı. Peki kim bu Esme? Ömrünü tımarhanede geçirmesine neden olacak ne yapmış olabilir? Bir insan aile tarihinden nasıl silinebilir? Unutturulmaya çalışılan bir kadının, Esme Lennox’un hikâyesi Hamnet ve Evlilik Portresi kitaplarının yazarı, Women’s Prize sahibi Maggie O’Farrell’ın nefes kesici anlatımıyla hayat buluyor. “Öyle bir enerji ve coşkuyla yazılmış ki... Sürükleyici anlatımı, berraklığı ve insanı içine çeken gizemiyle, klasik gotik romanları anımsatıyor. Gerçekten elinizden bırakamayacağınız bir kitap” –Ali Smith “Ailelerin sadece kitaplarda böyle davrandığını düşünmek isterdim ama yazık ki ihanet, kıskançlık ve sırlar gerçek hayatta kaçınılmaz. Müthiş bir kitaptı, uzun süre aklımdan çıkmayacak.” –Audrey Niffenegger

YIKICI POLİTİKA

231.00
Negri’nin hapislik ve sonrasındaki sürgün yıllarında kaleme aldığı Yıkıcı Politika yirmi birinci yüzyıla yöneltilmiş bir işaret fişeğidir. Bugünden bakıldığında, geçmişteki geleceği gözler önüne seren ve İmparatorluk ile Çokluk eserlerinin temellerinin atıldığı bir eser olmanın çok ötesindeki öngörüleriyle de bir baş yapıttır. İtalyan işçici geleneğinin (operaismo) emeğin kurucu ve otonom gücüne vurgusu devam ettirilmekle birlikte, yüzyılın sonunda toplumsal mücadelelerde cisimleşen toplumsal işçinin doğuşu üretimin ve ekolojinin değişen niteliğinde aranır. Negri’ye göre toplumun her sathına yayılmış bu kurucu özne, entelektüel emeğin baskın üretim biçimi olduğu toplumsal fabrika koşullarının her fırsatta altını oyar. Bu yıkıcı uğrağın en belirgin özelliği ise, adeta Gezi ve benzeri birçok direnişin ortak öğesi, kolektif neşede ifadesini bulan proleter entelektüel öznelliklerdir. Negri, 68’in mirasçısı olduğunu düşündüğü 86 öğrenci olaylarından hareketle devrimci teorisini hareketin içerisinde ve ötesindeki öngörüleriyle doğrular. Bu anlamda günümüzde hemen her ülkede rastladığımız faşizan ve otoriter pratiklerin kökleri nükleer devlet kavramsallaştırmasıyla ifade edilirken, ekolojik yıkımın nedenleri de yine sermayenin gerçek boyunduruk evresinin kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirilir. Gerçek boyunduruk evresinde değerin ölçülemez boyutlara varan üretkenliği, Negri’ye göre, ancak ve ancak enflasyonist saldırılarla yeniden boyunduruk altına alınmaya çalışılır. Kapitalizmin son yüzyılda geçtiği evrelerin titizlikle ele alındığı çalışmanın asıl derdi, yine ve her zaman olduğu gibi, politik olanın otonomisinin nasıl kurulacağı, yani örgütlenmedir. Negri, tam da bu noktada, farklı siyasi geleneklerle hesaplaşmaya girerek, yıkıcı kuruculuğun temeli olarak barış mücadelesine çubuk büker. Devrimci bir teorisyenin hücresinden yirminci birinci yüzyılın ayak sesleri yankılanmaktadır . Çevirisi tekrardan gözden geçirilip Negri'nin yeni önsözüyle genişletilmiş olan bu baskı, sadece geçmişin bir muhasebesi olarak değil, aynı zamanda bugünü anlamak için önemli bir rehberdir.

BİLGİNİN BELİRSİZLİKLERİ

231.00
zaman kavramı her zaman değişkenli arz eder. Çünkü “geleceğe olan inanç, tarih içinde farklıklar göstermiştir. Sosyal bilimin kendi ana mecrasına doğru yol almasında önemli bir rol oynayan İ. Wallerstein, Bilginin Belirsizliği kitabında bilginin sosyal bilim boyutundaki tartışmalı pozisyonunu sorguluyor. Ve bunun toplumsal mücadeleyle kazanacağı evrenin neler olacağını ortaya koymaya çalışıyor. “… Sosyal bilimler, mevcut durumda neler olduğundan söz etmeye çalışır. Aynı anda hem toplumsal gerçekliği yansıtan, hem de bu gerçekliği etkileyen ve aynı anda hem güçlünün hem de ezilenin aracı olan bir toplumsal gerçeklik yorumu inşa eder. Sosyal bilimler bir toplumsal mücadele alanıdır; ama biricik toplumsal mücadele alanı değildir ve muhtemelen toplumsal mücadelenin en önemli alanı da değildir. Sosyal bilimlerin tarihi biçimini nasıl önceki toplumsal mücadeleler belirlemişse, bunların kazanacağı biçimi de gelecekteki toplumsal mücadelelerin sonuçları belirleyecektir. Yirmi birinci yüzyıldaki sosyal bilimler hakkında söylenebilecek tek şey, onun entelektüel açıdan heyecan verici, toplumsal açıdan önemli ve su götürmez biçimde çekişmeli bir alan olacağıdır.” Bu kitap, böylesi belirsiz bir bilginin parametrelerini araştırma çabası olmasının yanı sıra bu bilginin değerinin attırılması ve onun bireysel ve kolektif ihtiyaç, arzu ve umutlarımıza daha uygun hale getirilmesi için neler yapılabileceğini ortaya koyma girişimidir. Bilim hepimizi ilgilendiren bir macera ve fırsattır ve hepimizi ona katılmaya, onu inşa etmeye ve onun sınırlarını keşfetmeye sevk eder.

Dünya Masalları

230.00
Çocuğunuzla birlikte çıkacağınız büyülü bir yolculuğa hazır mısınız? Dünyanın dört bir yanından en sevilen masalları bir araya getirdik: Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Peter Pan, Güzel ile Çirkin, Kibritçi Kız ve daha fazlası… Bu kitap, masalların sihirli dünyasını çocuğunuzla paylaşmanız için harika bir rehber olacak. Her bir hikâye, çocuğunuzun hayal gücünü besleyecek rengârenk, özenle hazırlanmış görsellerle süslendi. Kimi zaman cesur bir kahramanın peşinden koşacak, kimi zaman hayallerin sınır tanımadığı bir dünyada uçacaksınız. Uyku öncesi hikâyeler, aile sohbetleri ya da sadece keyifli bir mola için… Bu kitap, her anınızı daha da unutulmaz kılacak. Dünya masallarını birlikte keşfederken, küçük kalplerin sevgi ve iyilikle dolduğunu görmek size bambaşka bir mutluluk verecek.

Dünyayı Değiştiren Kelimeler – Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi

230.00
“HAYAL GÜCÜ BİLGİDEN DAHA ÖNEMLİDİR. ÇÜNKÜ BİLGİ SINIRLIDIR, OYSA HAYAL GÜCÜ DÜNYAYI KUŞATIR.” — ALBERT EINSTEIN Çocuklar İçin Bilimin Kapılarını Açıyoruz! Carl Wilkinson’ın “Dünyayı Değiştiren Kelimeler – 2. Kitabı” Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni Eğlenceli ve Anlaşılır Kılıyor! Bilim, merakla başlar! Ve şimdi, çocukların bilimi keşfetmesini sağlayacak harika bir kitap Türkçe olarak raflardaki yerini alıyor. Carl Wilkinson’ın “Dünyayı Değiştiren Kelimeler – 2. Kitabı”, 8 yaş ve üzeri çocuklar için Albert Einstein’ın Görelilik Teorisi’ni eğlenceli, basit ve çarpıcı görsellerle anlatıyor. Bu kitap, Einstein’ın devrim niteliğindeki fikirlerini basit ama güçlü kelimelerle çocuklara ve gençlere ulaştırıyor. Işık hızında seyahat etmek nasıl bir şey? Zaman gerçekten göreceli mi? Zihni zorlayan bu sorular artık çocukların da anlayabileceği bir açıklıkla anlatılıyor! Bilim ve Hayal Gücü Bir Arada! “Dünyayı Değiştiren Kelimeler” serisinin ikinci kitabı, bilimi sadece öğretmiyor, aynı zamanda hayal gücünü de besliyor. Renkli ve ilgi çekici görselleriyle çocukları uzay, zaman ve hareketin büyüleyici dünyasına davet eden kitap, fizik kavramlarını günlük hayatla ilişkilendirerek öğrenmeyi kolay ve eğlenceli hale getiriyor. Einstein’ın en ünlü denklemi E=mc², artık çocukların bile anlayabileceği kadar net bir şekilde açıklanıyor! Bilimi soyut formüllerden çıkarıp gözle görebilecekleri, hissedebilecekleri ve keşfedebilecekleri bir maceraya dönüştüren bu kitap, küçük bilim insanlarını geleceğin dahileri olmaya teşvik ediyor. Çocuklar İçin Bilim Okuryazarlığında Yeni Bir Adım! Bu kitap, sadece bir bilim kitabı değil; aynı zamanda eleştirel düşünmeyi, merak etmeyi ve sorgulamayı teşvik eden bir rehber. Çocukların dünyayı farklı bir perspektiften görmelerini sağlayacak, bilim okuryazarlığını artıracak ve onlara büyük keşiflerin kapısını aralayacak. Bilimle tanışmanın tam zamanı! Haydi, çocuklar bilimle büyüsün!

1979

230.00
Sırlar ve Yalanların Karanlığında Bir Gazeteci... Glasgow’un tozlu sokakları, basın dünyasının amansız rekabeti ve derinlerde saklanan karanlık sırlar... Val McDermid; polisiye edebiyatının ustası, okurlarını bu kez büyüleyici bir gerilimle 1979’a götürüyor. Genç gazeteci Allie Burns, kariyerinde iz bırakacak bir hikâye peşindedir. Ama gerçeği ortaya çıkarmak, düşündüğünden çok daha tehlikeli olacaktır. Meslektaşı Danny Sullivan ile birlikte bir yolsuzluk skandalını araştıran Allie, kendini hem hayatını hem de sevdiklerini riske atacak bir komplonun ortasında bulur. Tehditler, cinayetler ve yalanlar arasında, Allie yalnızca gazeteci kimliğiyle değil, insan olarak da sınanacaktır. 1979, yalnızca bir dönemin ruhunu ve gazetecilik etiğini sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda cesaret, dostluk ve adalet arayışıyla okuyucuyu derinlemesine etkileyen bir hikâye sunuyor. Gerçeği aramaya cesaretin var mı? Bu gerilim dolu roman, sizi ilk sayfadan son satıra kadar nefessiz bırakacak. Val McDermid’in 1979’u, polisiye romanların altın standartlarını yeniden tanımlıyor. “Ustaca kurgulanmış, karanlık ve sürükleyici.” —Washington Post “Türünün zirvesinde olan bir yazarın, yeteneğinin doruğunda yazdığı muhteşem bir roman.” —Peter James

Geri Verilen Kız

230.00
“Bir yandan yüreğinizi burkacak, diğer yandan içinizi ısıtacak.” –Economist “Yılın en iyi İtalyan romanı.” –Huffington Post 2017 PREMIO CAMPIELLO KAZANANI WASHINGTON POST ve KIRKUS REVIEWS’ta YILIN KİTABI Ben Arminuta'ydım, yani geri verilen. Konuştuğum dil başka bir dildi ve kime ait olduğumu bilmiyordum...  On üç yaşındaki bir kız, sevgi dolu, kitaplarla çevrili güvenli dünyasından koparılır ve hiç tanımadığı bir gerçekliğe, beş çocuklu öz ailesinin yanına bırakılır. Bu geri verilişin nedenleri ondan sır gibi saklanır. Yoksulluğun ve sertliğin hüküm sürdüğü kırsal bir hayatın parçasıdır artık. İki anne, iki farklı hayat ve iki kimlik arasında savrulurken, tüm bu zorlukların içinde, bir ışık parıldar: Küçük kız kardeşi Adriana'nın saf, sarsılmaz sevgisi. Adriana, bu sert dünyada ablası için hem bir sığınak hem de direnişin simgesi olacaktır. Di Pietrantonio'nun ödüllü kitabı Geri Verilen Kız, terk edilişin acısını, aidiyet arayışını ve ayakta kalmanın kırılgan dengesini anlatan derin ve sarsıcı bir roman. "Donatella Di Pietrantonio, hassas ve güçlü anlatımıyla anneler ile kızlarının, kız kardeşliğin ve kendini keşfetmenin gelgitli hikayesini anlatıyor." –World Literature Today  "Di Pietrantonio'nun anlattıkları dokunabileceğiniz kadar gerçekçi [ve] incelikli örülmüş." – Washington Post 

Kıpkıp ile Tamtam ve Öfkeli Korsanlar

230.00
Karşınızda sımsıkı dostlar Kıpkıp ile Tamtam! Kendileri küçük, duyguları büyük CANAVARLAR! Böjürkent’te MİS GİBİ bir sabah. Küçük canavarlar Kıpkıp ile Tamtam EFSANEVİ bir yolculuğa çıkıyor. Şey, aslında… pikniğe gidiyorlar. Ama Kıpkıp’ın AŞIRI heyecanı yüzünden yolda kaybolduklarında işler karışıyor. Öfkeli korsanlar, birkaç MİNİK felaket, dev bir yaratık, BOL BOL şapka (!) ve azıcık GIDIKLAMA; alın size CURCUNA! SÜPER MEGA KANKA GÜCÜYLE KURTARMA GÖREVİ’ne hazır mısın? Duygular üzerine konuşmanın, arkadaşlığın ve ekip işinin önemini vurgulayan, sihirli yaratıklar ve eğlenceli maceralarla dolu matrak bir seri! 2022 Waterstones Çocuk Kitabı Ödülü Finalisti

Duygular En Çok Neyi Sever?

230.00
“Duygu” dediğimiz şu tuhaf yaratıkların sence nasıl bir yaşamları var? Hangi duygular birbirleriyle iyi geçiniyor, hangileri anlaşamıyor? En çok nelerden korkuyor, nelerden hoşlanıyorlar? Çok sevilen Kimse Bakmazken Duygular Ne Yapar?’ın yaratıcıları, başrollerde yine duygularımızın olduğu sekiz minik ve etkileyici öyküyle geri dönüyor. Merak ile Kaygı’nın meşhur dolap altı sohbetlerine kulak veriyor, Cesaret’in pek bilinmeyen kardeşiyle tanışıyor, İnat’ın yapıştığı yerden inmesini bekliyoruz; Fesatlık’ı tuzaklar kurarken, Şükran’ı elinde bir fincan sıcak çikolatayla Hafıza’nın koridorlarında gezerken, Sabır’ı kısık ateşte reçel kaynatırken izliyoruz. Duygular En Çok Neyi Sever?’de Oziewicz’in şiirsel dili, Zając’ın muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya duygularımıza bambaşka bir gözle bakmamızı ve onları daha iyi anlamamızı sağlayan, incelikli, eğlenceli ve yaratıcı bir resimli kitap çıkıyor.

Kayıp Kitap Avcıları 2 – Dört Buçuk Silahşorlar

230.00
Tuhaflıkların sonu gelmiyor. Yıllardır severek okuduğumuz hikâyelerin başına garip şeyler gelmeye devam ediyor. Şimdi de Üç Silahşorlar! Kitabın orta yerinde, aslında hikâyede olmaması gereken bir karakter belirdi: esrarengiz Cüce Gumpo! Bu kötü karakterli cüce, bildiğimiz Üç Silahşorlar hikâyesinin altını üstüne getirmekte kararlı. Alba ve Diego hikâyeyi onarmak zorundalar. Bunun için önce Paris’e gitmeleri, kitap karakteri kılığında hikâyeye sızmaları, sonra da bir yolunu bulup bu davetsiz misafiri kapı dışarı etmeleri gerekiyor. Peki, sıcak çikolata aşkı Gumpo’yu FINIS kapısına götürmeye yetecek mi? Ve unutmadan: “Şimdiye kadar yazılmış en güzel öykü” hâlâ kayıp...

Ve… Sonraki Hayattan Kırk Öykü

230.00
"Eagleman gerçekten farklı. 'Ve...'yi okuyun, büyülenin. Tekrar okuyun, tekrar büyülenin." Time "Şaşırtıcı derecede orijinal... Dudak uçuklatacak kadar dahice." Geoff Dyer, Observer "'Ve...' dünyanızı ihtimaller ile zenginleştirecek ve bunu yaparken size bir insanın hayal gücünün ne kadar derin ve gizemli olabileceğini gösterecek." Mary Postgate, Scotsman "Gerçekten muhteşem. Öykülerin yaratıcılığı, anlaşılırlığı ve zekiliği ile tüm kitaba hükmeden dinginlik birleşerek ortaya tamamen özgün bir yapıt çıkarıyor." Philip Pullman "Bu yıl Eagleman'ın 'Ve...'sinden daha baş döndürücü bir kitap okuyamazsınız." Stephen Fry Öldükten sonra başımıza neler gelir? Ve bu insanlığımız hakkında bize neler söyler? Sonraki hayatta Tanrı'nın bir bakteri boyutunda ve varlığınızdan tamamen bihaber olduğunu keşfedebilirsiniz ya da yanınızda yalnızca hatırladığınız insanları bulabilirsiniz. Kimi sonraki hayatlarda tüm yaşlarınıza ayrılmış halinizdesinizdir, kimisinde kredi kart kayıtlarınıza bakılarak yeniden yaratılırsınız, kimisindeyse aslında olabileceğiniz ama olmadığınız kişiliklerinizin moral bozucu varlıklarıyla birarada yaşamanız gerekir. Eagleman aynı anda hem komik, hem hüzünlü hem de sarsıcı olabilen kurmaca öyküleriyle geleneksel kavramlar kulesini yerle bir ediyor ve bizlere kendimizi 'burada' ve 'şimdide' görmemizi sağlayan, büyüleyici bir mercek sunuyor. Dudak uçuklatıcı bir hayal gücüne dayanan bu öykülerin kökleri bilime, romantizme ve gizemli varoluşumuza yönelik huşuya dek uzanıyor. Bu kitap, ölüm, ölümsüzlük, ümit, aşk, biyoloji ve insanlığımızın yepyeni çehrelerini ortaya çıkaran arzunun bir karışımı.

Neden Çocuk Kitapları Okumalıyız

230.00
“Çoğu yetişkin, okuma sürecinin tek yönlü işlemesi gerektiğini düşünür zira bunun aksi gerileme, olgunlukta geriye gitme olarak görülür. Önce PeterveJane denen çift başlı canavarı, ardından Narnia’yı aşıp Patrick Ness ile devam edersiniz... Derken yetişkin edebiyatına geçerek zafer kazanır, sonra da hep orada kalır, bir daha asla geriye dönüp bakmazsınız çünkü geriye bakmak mevki kaybetmek demektir. Ama insan yüreği tren gibi düz bir hatta ilerlemez. Okuma serüveni böyle bir şey değil, en azından benimkisi böyle değildi. Çocuk edebiyatını ıskartaya çıkarırsak, yetişkin gözüyle okuduğumuzda farklı bir simya yakalayacağımız zenginliklerle dolu bir mücevher kutusunu ıskartaya çıkarmış oluruz.” Son dönemin en önemli yazarlarından Katherine Rundell, çocuk kitaplarının hayal gücünün fitilini nasıl ateşlediğini, dahası nasıl yeniden ateşleyebileceğini; çocuk edebiyatının cüretkâr ve oyunbaz tavrıyla, nasıl olup da içimizdeki eski açlıkları uyandırıp dünyaya dair yeni bakış açıları oluşturmamızı sağlayabileceğini gösteriyor. Yetişkin okur için keyifli ve ikna edici bir deneme.

Kayıp Kitap Avcıları 1 – Peter Pan’ın İzinde

230.00
Tuhaf şeyler oluyor. Önce herkesin kitapçılarda kuyruk olup beklediği “şimdiye kadar yazılmış en güzel öykü” kimse onu okuyamadan ortadan kayboldu. Sonra, Alba ve Diego kardeşler en sevdikleri kitap Peter Pan’ı okurken aslında öyküde hiç olmaması gereken bir sahneye rastladılar: Kaptan Kanca’nın lazer tabancası kullandığı bir sahneye! Bir tarafta kimse okuyamadan ortadan kaybolan yepyeni bir kitap, diğer tarafta içine tuhaf karakterler sızan ünlü bir klasik. Bu ikisi arasında bir ilişki olabilir mi? Alba ve Diego hem kayıp kitabı bulmak hem de Peter Pan’ı eski haline döndürmek zorundalar. Ama bunun için önce kendilerinin de bu öyküye sızmaları gerek. Kitapçılardan oluşan çok gizli bir örgüt onların Peter Pan’ın sihirli dünyasına girmelerine yardım edecek. Sonra mı? Sonrası hayal edebileceğinizin bile ötesinde.

Einstein Bulmacası 2

230.00
Aklınızın Sınırlarını DAHA DA Zorlayacak Bulmaca ve Paradokslar Ünlü Einstein Bulmacası için bu sadece başlangıç demiştik. Artık bu akıl oyununu bir üst seviyeye taşımanın vakti geldi. Şu ana kadar 15 baskı yapan EINSTEIN BULMACASI'nın devamı olan bu kitaptaki mantık bulmacaları ve felsefi zekâ oyunları sizi fena halde şaşırtmak, algılarınıza meydan okumak ve dünyaya başka türlü bakmaya zorlamak üzere tasarlandı. Alttaki uyarıyı ilk Einstein Bulmacası kitabı için de yapmıştık. Kitap altmış bin adedin üstünde sattı ve şu ana kadar bildirilen bir zayiat yok. Ama biz yine de uyarımızı yineleyelim: Lütfen sorumlu okurluğu elden bırakmayın; çözememenin verdiği sinirle fırlatılan kitap yaralayıcı olabilir.

Einstein Bulmacası

230.00
Einstein meşhur bulmacasını çocukken tasarlamıştı. Beş komşu ve bir balık hakkındaki bu hain problem öyle akıllıcaydı ki Einstein bu soruyu her elli kişiden yalnızca birinin çözebileceğini öne sürmüştü. Ama bu sadece başlangıç... Çözememenin verdiği sinirle fırlatılan kitap yaralayıcı olabilir ! Bu kitapta, şimdiye dek tasarlanmış en şaşırtıcı zihin açıcılarla karşılaşacaksınız. Üç kapıdan birini seçerken, sürpriz partinin hangi gün olacağına dair tahmin yürütürken ya da bilgisayarınıza düşen ve bir şekilde hep doğru çıkan maç tahmini e-postalarının güvenilirliğini hesaplarken gri hücreleriniz fazla mesai yapacak. Çözümü bulmanız halinde ne kadar gururlansanız hakkınız. Ama aksi durumda lütfen sorumlu okurluğu elden bırakmayın; çözememenin verdiği sinirle fırlatılan kitap yaralayıcı olabilir.

Kimse Bakmazken Duygular Ne Yapar?

230.00
Farklı farklı duygular, az veya çok hepimizde varlar. Peki acaba bu tuhaf yaratıklar bizim onları hissetmediğimiz mesai saatleri dışında ne yapıyorlar? Hangi duygu yükseklere tırmanıyor, hangisi yerin altına saklanıyor, hangisi bir baloncuğun içinde yaşıyor ve hangisi salyangozlara yardım ediyor? Kaygı, tam olarak neden çekiniyor? Güvenin kurduğu köprüden kimler kimler geçiyor? 25 dile çevrilen bu şairane kitap, içimizdeki duygulara bakmak, onları tanımak ve ailecek onlar hakkında sohbet etmek için harika bir davet. Duygularımıza dair hem tatlı hem manidar gerçekler Oziewicz’nin şairane dili, Zając’ın muzip çizimleriyle birleşiyor; hoş detayları ve düşündüren metaforlarıyla her yaştan bizleri kendi içimizde yolculuğa çıkarıyor. Cevapları ararken çocukları kendi duygularıyla tanıştırıyor, hissetme ilhamı veriyor; duyguları yargılamadan sunarak onlar hakkında konuşmaya teşvik ediyor.

365 Bulmaca ve Akıl Oyunu (Karton Kapak)

230.00
Bulmacada usta mısın? Mantık oyunlarını sever misin? Öyleyse hodri meydan! Büyük nöron testi başlasın. Matematikçi Miquel Capó’nun hazırladığı 365 bilmece, görsel illüzyon, paradoks ve matematik problemi sayesinde gri hücrelerin neye uğradıklarını şaşıracaklar! Çözümü bulduğunda gururlanmak en büyük hakkın! Ama bulamazsan lütfen sorumlu okurluğu elden bırakma; çözememenin verdiği sinirle fırlatılan kitap yaralayıcı olabilir!

Wee Willie and Other Stories (Rudyard Kipling)

230.00
Percival William Williams, who is affectionately called ‘Wee Willie Winkie’ because of the nursery rhyme, is the only son of the Colonel of the 195th. The six-year-old is well-liked by everyone in the regiment, but becomes especially good friends with a subaltern he nicknames ‘Coppy’. One day, Winkie confesses to Coppy that he saw Coppy kissing Miss Allardyce, whose father is a Major. Coppy persuades Winkie to keep silent about the matter, since he is engaged to Miss Allardyce, but they haven’t announced it yet. Three weeks later, Winkie sees Miss Allardyce ride her horse across the river in an attempt to prove her mettle. He knows that the ‘Bad Men’ (who he equates with the goblins in a storybook) live on the other side of the river, so he rides out after her, even though he is grounded. Miss Allardyce’s horse stumbles and falls, and Miss Allardyce twists her ankle. Winkie catches up to her and sends his pony, Jack, back to the cantonment for help as some natives approach. The natives debate whether to return Miss Allardyce and Winkie for a reward or hold them for ransom. When Winkie’s riderless horse returns to the cantonment, E Company immediately marshals and sets out to find him. The Company frightens away the natives, and Winkie is lauded as a hero for saving Miss Allardyce. He announces that people should start calling him by his given name because, as the narrator says, he has “enter[ed] into his manhood.” Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Under the Deodars (Rudyard Kipling)

230.00
Mrs. Hauksbee decides to start a salon in Simla, but Mrs. Mallowe talks her out of it. She then explains to Mrs. Hauksbee that she's experiencing a mid-life crisis and that she came out of her own by becoming an Influence in the life of a young man. So Mrs. Hauksbee decides to try the same. Against Mrs. Mallowe's warnings, she chooses Otis Yeere. Everything seems to be going according to plan—Otis Yeere is coming up in the world, by virtue of his association with Mrs. Hauksbee. And Mrs. Hauksbee platonically encourages his attentions. But one day she learns that everything has not gone according to plan when he tries to kiss her. Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Flush: A Biography (Virginia Woolf)

230.00
Flush: A Biography, an imaginative biography of Elizabeth Barrett Browning's cocker spaniel, is a cross-genre blend of fiction and nonfiction by Virginia Woolf published in 1933. Written after the completion of her emotionally draining The Waves, the work returned Woolf to the imaginative consideration of English history that she had begun in Orlando: A Biography, and to which she would return in Between the Acts. Commonly read as a modernist consideration of city life seen through the eyes of a dog, Flush serves as a harsh criticism of the supposedly unnatural ways of living in the city. The figure of Elizabeth Barrett Browning in the text is often read as an analogue for other female intellectuals, like Woolf herself, who suffered from illness, feigned or real, as a part of their status as female writers. Most insightful and experimental are Woolf's emotional andphilosophical views verbalised in Flush's thoughts. As he spends more time with Barrett Browning, Flush becomes emotionally and spiritually connected to the poet and both begin to understand each other despite their language barriers. For Flush smell is poetry, but for Barrett Browning, poetry is impossible without words. In Flush Woolf, examines the barriers that exist between woman and animal created by language yet overcome through symbolic actions. Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Barrack – Room Ballads (Rudyard Kipling)

230.00
“Soldier, soldier come from the wars, I’ll down an’ die with my true love!” “The pit we dug’ll ‘ide ‘im an’ the twenty men beside ‘im— An’ you’d best go look for a new love.” “Soldier, soldier come from the wars, Do you bring no sign from my true love?” “I bring a lock of ‘air that ‘e allus used to wear, An’ you’d best go look for a new love.” “Soldier, soldier come from the wars, O then I know it’s true I’ve lost my true love!” “An’ I tell you truth again—when you’ve lost the feel o’ pain You’d best take me for your true love.” True love! New love! Best take ‘im for a new love, The dead they cannot rise, an’ you’d better dry your eyes, An’ you’d best take ‘im for your true love. Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English. Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Bilinçaltını Ayartmak

228.00
Marka iletişiminin önde gelen araştırmacılarından Dr. Robert Heath, reklamları hem bilinçaltı hem de yarı bilinçli seviyede işleme şeklimizin kararlarımızı yönlendiren duygularımız üzerindeki etkisini artırabileceğini öne sürüyor. Geniş kapsamlı psikolojik ve nörobilimsel araştırmalardan yararlanan Bilinçaltını Ayartmak reklamcılık dünyasının nasıl çalıştığını ve sırlarını başarılı olmuş reklam kampanyalarından çarpıcı örnekler vererek gözler önüne seriyor. Bilinçaltını Ayartmak’taki teori ve örnekler, reklamcılığın nasıl çalıştığına dair yeni bir içgörü öneriyor. Bu kitabı her bir reklamcı, tüketici ve politikacı mutlaka okumalı. Jerry Wind, Lauder Profesörü ve Wharton School’da Pazarlama Profesörü Dr. Heath reklamcılığa ve iletişime dair çalışmalara yönelik muazzam bir içgörüyle yazıyor. Konuyu şekillendirmek için teoriden yararlanıyor ve okuyucuyu bilinçaltının davranışlarımızın ön saflarında nasıl yer aldığına dair bilgilendiriyor. Kitabı, pazarlama alanıyla bırakın uzaktan yakından ilgisi olanları, olmayanlar dahi mutlaka okumalı. Judy Zaichkowsly, Pazarlama ve İletişim Profesörü, Kopenhag İşletme Okulu Reklamcılık hem bilinç hem de bilinçaltı seviyede çalışır. Bunun nasıl olduğunu anlamak isteyen herkes bu iyi araştırılmış kitabı okumalıdır. Patrick Barwise, Fahri Profesör, London Business School

Gezgin Ruhlar

225.00
Women’s Prize for Fiction 2023 Adayı “Zarif ve göz kamaştırıcı.” –R. F. Kuang “Yeni bir yeteneğin müjdecisi.” –Guardian Başkalarının gözünde yas tutmanın doğru, münasip bir yolu var: Ne çok az ne çok fazla. Ama yasın perdelerin gerisinde tutulan bir kısmı da var; sadece bize ve ölene ait bir kısım. Son Amerikan birliğinin de Vietnam’ı terk etmesinin hemen sonrasında, bir gece üç kardeş Anh, Minh ve Thanh, anne babaları ve küçük kardeşlerinin de arkalarından geleceği umuduyla Hong Kong’a doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Ama hiçbir şey olması gerektiği gibi gitmez ve kardeşler koskoca dünyada yersiz, evsiz ve yapayalnız bulur kendini. Derken kader onları bir şekilde Thatcher’ın İngiltere’sine sürükler ve yeni bir hayat kurarlar. Anh faturaları ödemek için bir fabrikada çalışmaya, Minh aylak aylak dolaşmaya, en küçükleri Thanh ise arkadaşlarıyla vakit geçirmeye başlar. Ancak onlar büyüdükçe, hayatta kaldıkları için üzerlerine çöken suçluluk hissi de büyür. Aralarındaki sonsuz sevgi sayesinde ayakta kalmış bu üç yetimin yolları, verdikleri her kararla biraz daha ayrışır. Akıl almaz zorluklarla sınanan bir ailenin yürek burkan hikâyesini anlatan Gezgin Ruhlar, yasın ve kardeşliğin romanı. “Sevgi ve taviz vermeyen umuda dair son derece insani, türleri aşan bir yapıt.” –Ocean Vuong Time, Goodreads, Debutiful, People’da Yılın En İyi Kitapları Seçkisi’nde Andrew Carnegie Medal, Women’s Prize ve Waterstones İlk Roman Ödülü 2023 Adayı

Müfettiş Numeroni 3: Paris Treninde Hırsızlık

225.00
1 hırsızlık olayı, 6 şüpheli ve tek suçlu! İlkokul öğrencilerinin sayısal zekâ becerilerini geliştirmek için hazırlanmış etkinlikli ve çıkartmalı dedektiflik çizgi romanı. Müfettiş Numeroni ile yardımcıları Kenar Mahalle Fareleri, gecenin karanlığında hızla ilerleyen trendeki gizemli olayı aydınlatmaya çalışıyorlar. Sevimli dostlarımızla birlikte ipuçlarını ortaya çıkarmaya ve suçluyu bulmaya hazır mısın? Müfettiş Numeroni’ye yardım etmek için önce merak uyandıran mantık oyunlarını çözmemiz gerek. Bunu yaparken aşağıdaki bilgi ve becerileri kullanacağız: • 1000’e kadar sayılar • dört işlem • ölçüler • kesirler ve ondalık sayılar • şekiller ve alanları • veri toplama ve örüntü bulma • problem çözme Bulmacalardan ve oyun temelli öğrenmeden ilham alan Müfettiş Numeroni serisi, merak uyandırıcı bir hikâye aracılığıyla, ilkokul öğrencilerinin matematik öğrenimine yardımcı olacak zihinsel süreçleri harekete geçirmeyi, ıraksak ve yaratıcı düşünme biçimini geliştirmeyi amaçlıyor. Serinin üçüncü kitabı ise ağırlıklı olarak 3. ve 4. sınıf konularına odaklanıyor.

Murdo: İmkânsız Hayaller Kitabı

225.00
  2021 Premio Andersen ve Premio Strega Ödülleri “Yetiler gerçek değil derler. Ama işte buradayım. Adım Murdo, ben bir yetiyim. Ne zaman böyle desem, yetilerin sadece hikâyelerde var olduğunu söylerler. Yalnızca efsanelerde. Kitap sayfalarının arasında. Kurduğum imkânsız hayallerden ilki bu işte: bir kitabın dışında var olmak. Kâğıttan olmayan dağlarda yaşamak.” 

Murdo, küçük hayali bir yeti. Her sayfada bize bir hayalini anlatıyor: şiirden bir hırka örmek, bir ayakkabıya saklanmak, bir çakıl taşıyla sırlarını paylaşmak, içinde “her şey”in olduğu bir sandviç, yağmurun yerden göğe doğru yağdığı tepetaklak bir dünya...

Alex Cousseau’nun kendisine Premio Andersen ve Premio Strega gibi iki prestijli ödül kazandıran sınır tanımaz yaratıcılığı Éva Offredo’nun yalın ve muzip çizimleriyle birleşiyor, ortaya çocukluğun şiirini muhteşem bir dille aktaran, yediden yetmişe herkesi sarıp sarmalayacak ve dönüp dönüp tekrar okuma isteği uyandıracak bu büyüleyici kitap çıkıyor.

Son Kullanma Tarihi

225.00
Elli yıl önce, bugün sahip olduğumuz insan nüfusunun yarısına sahiptik. Bu büyüme döneminde tüm bu insanları beslemeyi nasıl başardık. İleriye baktığımızda, geleceğin genişleyen nüfusunu nasıl besleyeceğiz? Bu kadar çeşitli bir nüfusa sürdürülebilir bir şekilde güvenli, yüksek kaliteli, sağlıklı gıdaları nasıl sağlayacağız? Gıdalar insanlık tarihi boyunca pişirilerek, fermente edilerek ya da başka yöntemlerle işlenmiştir. Ancak günümüzde süpermarket raflarında bulunan ürünlere baktığımızda şu soruyu sormadan edemiyoruz: Fazla mı ileri gittik? Bilim, kimyasal reaksiyonlarla ve organizmaları manipüle ederek gıdaların ömrünü uzatmanın pek çok yolunu buldu. Haftalarca taze kalan elmalar, aylar yerine birkaç gün içinde olgunlaşan peynirler, laboratuvar ürünü biftekler, 3D yazıcıdan çıkan pizzalar… Nicola Temple bu kitapta hazır yemeklerin neler içerdiğini, sebze ve meyvelerin ömrünü uzatmanın nasıl sağlandığını, gıda işlemede nanoteknolojinin yerini, konunun uzmanı olmayanların da kolayca anlayacağı bir biçimde aktarıyor ve en sevdiğimiz yiyeceklerin inovasyon, israf ya da savaşlardan nasıl etkilendiğini ortaya koyarak bilimkurgu kitaplarından fırlamış gibi görünen yiyecekleri tükettiğimiz bir gelecek ihtimaline de göz atıyor. Son Kullanma Tarihi’ni okuduktan sonra işlenmiş gıdalar konusunda neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğunu değerlendirebilecek ve daha rasyonel tüketiciler haline geleceksiniz.

Kepçeyle Bilgi Çorbası

225.00
Kahve ve tuz bizim için çok mu kötü? Menülerde kalori sayımı faydalı mı? Yediğiniz her öğünün kalori miktarını biliyor olsaydınız yine de dikkat eder miydiniz? Vücudunuzun ihtiyacından fazla kaloriyi tüketir miydiniz? “İyi beslenmenin en iyi yolu, bize şimdiye kadar söylenenlerin çoğunu görmezden gelmektir.” Kalorinin ortalama tüketiciler için bir felaket olduğunu savunan Tim Spector, yeni kitabı Kepçeyle Bilgi Çorbası’nda yemekler hakkında insanlara söylenen çoğu şeyin neden yanlış olduğunu açıklıyor.

Müfettiş Numeroni – 2 Altın Peruk Hırsızlığı

225.00
1 hırsızlık olayı, 6 şüpheli ve tek suçlu! İlkokul öğrencilerinin sayısal zekâ becerilerini geliştirmek için hazırlanmış etkinlikli ve çıkartmalı dedektiflik çizgi romanı. Müfettiş Numeroni ile yardımcıları Kenar Mahalle Fareleri, gizemli bir şekilde ortadan kaybolan altın peruğun peşine düşüyorlar. Sevimli dostlarımızla birlikte ipuçlarını ortaya çıkarmaya ve suçluyu bulmaya hazır mısın? Müfettiş Numeroni’ye yardım etmek için önce merak uyandıran mantık oyunlarını çözmemiz gerek. Bunu yaparken aşağıdaki bilgi ve becerileri kullanacağız: • 1’den 100’e kadar sayıların okunuşu, yazılışı; tane ve deste • zihinden hızlı dört işlem • tablo yorumlama • labirentler ve geometrik şekiller • ölçüler: ağırlık, yükseklik, hacim • veri toplama ve örüntü bulma • problem çözme Bulmacalardan ve oyun temelli öğrenmeden ilham alan Müfettiş Numeroni serisi, merak uyandırıcı bir hikâye aracılığıyla, ilkokul 2. ve 3. sınıf öğrencilerinin matematik öğrenimine yardımcı olacak zihinsel süreçleri harekete geçirmeyi, ıraksak ve yaratıcı düşünme biçimini geliştirmeyi amaçlıyor.

COĞRAFYANIN ANARŞİST KÖKLERİ

225.00
Coğrafyanın Anarşist Kökleri, özgürlük arayışlarını ve günlük deneyimleri ayaklanma coğrafyalarıyla bağ kurarak tartıştırmaya çalışıyor. Anarşist coğrafyalar, özerk varlıklar arasında hiyerarşik olmayan bağlantılara izin veren kaleydoskopik mekanlar olarak, yeni bir politik hayal gücü kurar. “… uzayda deney yapmak, insanlığın gezegendeki yerinin öyküsüdür ve şu anda devam eden organize edici deneylerin yerine geçen durağanlık ve kontrol, hayatta kalmamızın bir sonucudur. Bir şeyi yapmanın belirli bir yolunu destekleyen tekil ontolojik modlar, mekânsallığı geçici olarak birbirine bağlı olan sürekli bir değişmez topluluk olarak anlayamadıkları için coğrafyayı reddederler. Daha da kötüsü, bu tür durgun fikirler genellikle elit bir azınlığın dar görüşlü çıkarlarına uymaktadır ve dolayısıyla kolektif geri dönüşümüzü tehdit etmektedir. İhtiyaç duyulan şey, dünyamızla ve birbirimizle önemli ölçüde yeni ilişkilerin gelişmesidir.” Son derece ikna edici, sağlam ve orijinal olan Coğrafyanın Anarşist Kökleri'ni görmezden gelmek imkansızdır. Artık bizi devletçiliğe, kapitalizme, toplumsal cinsiyet egemenliğine, ırksal baskıya ve emperyalizme zincirleyen hiyerarşinin çürüyen, arkaik coğrafyalarını kabul edemeyiz. Bu kitap kışkırtıcı ve kışkırtmaya ihtiyaç duyanları kışkırtacak; çünkü kriz zamanında gerçekten radikal olmanın ne olacağıyla ilgili temel varsayımları kökten değiştiriyor.

İyi Geceler

225.00
**KARANLIKTA PARLAYAN AY VE YILDIZ ÇIKARTMALARI İLE** Bu bir hikâye içinde hikâye içinde hikâye içinde hikâye... Tam da iyi geceler demeden önce, Tavşan Tata, yavrularına Fil Jumbo’nun, Fil Jumbo, yavrularına Penguen Pena’nın, Penguen Pena, yavrularına Yunus Ege’nin, Yunus Ege de yavrularına Tavşan Tata’nın hikâyesini anlatıyor. Uyku öncesi alışkanlıklarının aslında ne kadar evrensel olduğunu gösteren, ritornello –periyodik tekrar– tekniğiyle kaleme alınmış tatlı bir iyi geceler hikâyesi.

Dünyanın Merkezine Tünel Kazmak

225.00
“Merak ediyorum, acaba insanoğlunun takıntıları da, Japon balıkları gibi, koşullar ne kadarına izin verirse o kadar mı büyüyor?” Kevin Wilson’ın karakterleri gerçekle hayal, sıradanla fantastik arasında gidip gelen bir dünyada yaşıyor. Vefat etmiş, hasta ya da yanına yaklaşılmayacak kadar huysuz aile büyüklerinin yerine ücret karşılığı ikame büyükannelik yapan bir kadın; anne babası kendiliğinden alev alarak öldükten sonra Scrabble fabrikasında harf tasnifçisi olarak çalışmaya başlayan genç; annelerinden kalan evin tek sahibi olmak için kağıttan 250’şer turna yapmak zorunda kalan kardeşler... Gerçek hayatın neredeyse tüm kurallarının geçerli olduğu mini evrenlerde yaşayan fazlasıyla yalnız karakterler. Fang Ailesi’yle kendine önemli bir hayran kitlesi yaratan Kevin Wilson, ilk öykü kitabı Dünyanın Merkezine Tünel Kazmak’ta yine okurunda gülme isteği ve acıma hissini aynı anda yaratmayı başarıyor.

Sayısal Zekâ Gelişimi İçin Etkinlikli Ve Çıkartmalı Dedektiflik Çizgi Romanı (7-9 Yaş) – Müfettiş Numeroni

225.00
İlkokul öğrencilerinin sayısal zekâ becerilerini geliştirmek için hazırlanmış etkinlikli ve çıkartmalı dedektiflik çizgi romanı. Müfettiş Numeroni ile yardımcıları Kenar Mahalle Fareleri, Roma’nın merkezinde kurulan bir film setine gidiyor ve ortadan kaybolan kameraların peşine düşüyorlar. Onlarla birlikte ipuçlarını ortaya çıkarmaya ve suçluyu bulmaya hazır mısın? Müfettiş Numeroni’ye yardım etmek için önce merak uyandıran mantık oyunlarını çözmemiz gerek. Bunu yaparken aşağıdaki bilgi ve becerileri kullanacağız: • 1’den 20’ye kadar sayılar • Zihinden toplama ve çıkarma • Geometri: görsel-uzamsal beceriler, şekiller, çevir-yerleştir • Veri toplama, örüntü bulma ve olasılık • Ölçüler: ağırlık Bulmacalardan ve oyun temelli öğrenmeden ilham alan Müfettiş Numeroni serisi, merak uyandırıcı bir hikâye aracılığıyla, ilkokul 2. ve 3. sınıf öğrencilerinin matematik öğrenimine yardımcı olacak zihinsel süreçleri harekete geçirmeyi; ıraksak ve yaratıcı düşünme biçimini geliştirmeyi amaçlıyor.
Bilgiler ve Uyarılar:
  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Domingo Yayınevi tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.

Normalliğin Deliliği – Hastalık Olarak Gerçekçilik: İnsandaki Yıkıcılık Üzerine Bir Kuram

222.00
Psikanalist yazar Arno Gruen Normalliğin Deliliği’nde toplumun, Sigmund Freud’un insanın doğuştan yıkım ve şiddete eğilimli olduğu iddiasına dair yaygın inancını alt üst ediyor. Kitap, kötülüğün kökeninde öznefretin ve çocuklukta başlayan kendine ihanetin yattığını iddia ediyor. Güçlülerin “sevgisi ve onayı” için bağımsızlığımızdan vazgeçtiğimizde, derin bir korkudan doğan sahte bir benlik yaratıyoruz ve modern toplumun “gerçekçilik” olarak benimsediği bu çılgınlığı çoğunlukla fark etmiyoruz. Gruen bu tehlikeli uyum ve gizli isyan döngüsünü çarpıcı vaka çalışmaları, Nazizm’den Reaganizm’e uzanan sosyolojik örnekler ve edebi eserler üzerinden gözler önüne seriyor. Peki, bu döngüden nasıl kurtulabiliriz? Gruen’e göre çözüm isyanda değil gerçek bir kişisel bağımsızlık geliştirmekte yatıyor. Bağımsızlık kolay elde edilmese de yokluğunun hem bireyler hem de toplum için yıkıcı sonuçlar doğurduğunu vurguluyor. Dr. Gruen şefkat ve kararlılıkla, normallik olarak kabul edilen çılgınlığı gözler önüne seriyor... Bu kitap, liderler ve takipçiler, uyumlular ve isyankârlar ve daha şefkatli bir dünya arayan herkes için. Dr. Montague Ullman

Reklam Teorileri 1

221.00
Reklam araştırmalarında yani reklamın nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken yapılan araştırmalarda kullanılan teorilerin yarısından biraz fazlası psikoloji bilim dalına aittir. İlgili diğer dallar ise pazarlama, iletişim, sosyoloji, antropoloji ve reklamın kendi teorileridir. Tamamı reklamın insanları nasıl etkilediğini farklı varsayımlara dayalı hipotezlerle ortaya koyar ve reklamın nasıl çalıştığına yönelik bilgimizi zenginleştirir. Ne yazık ki sadece bir teoriyi okuyup öğrenerek reklamların insan davranışını nasıl yönlendirdiğini anlamak mümkün değildir. Tüm teorik çalışmaları, yaklaşımları bilerek tümünden bir sonuca ulaşmak, hangi reklam kararını veriyorsak ilgili teoriden o kararla ilgili bölümü almak en doğrusudur. Şu an itibariyle reklamları anlamanın ve etkili reklam yapmanın da başka bir yolu yoktur. Bu nedenle bu kitapta reklamları anlamamıza yarayacak en önemli 13 reklam teorisini bir araya getirdik. Yazarlar bu 13 teoride anlaşılır bir dille reklamların nasıl çalıştığını anlatıyorlar. Sadece geleneksel medya reklamlarının değil internet ve sosyal ağ reklamlarının da nasıl çalıştığını ayrıntıları ile ortaya koyuyorlar. Reklam konusunu daha iyi anlamak, bu konuda araştırma yapabilmek, daha iyi uygulamacı olmak isteyenler bu kitabı okumalılar. Reklamın sadece izleyicileri dahi farklı disiplinlerden gelen bu 13 teoriyi öğrenerek çok daha iyi izleyici olabilirler. Reklam teorilerinin hemen hemen hepsinin aynı zamanda birer ikna teorisi olduğunu da unutmamak gerekir. Reklamın ana temeli iknaya dayanır. Hangi eylemin temeli iknaya dayanmaz ki? Prof. Dr. Ali Atıf Bir Prof. Dr. H. Kemal Suher

Bilim Devrimcileri

221.00
Bilim Devrimcileri tarih boyunca halkın bilim algısını ve bilimin “otorite” olarak rolünü şekillendiren önemli düşünürleri mercek altına alıyor. Bilimsel bir keşif ne zaman kabul edilen bir gerçeğe dönüştü? Bilimsel gerçekleri inkâr etmek neden kolaylaştı? Ve biz bu konuda neler yapabiliriz? Filozof ve bilim tarihçisi Robert P. Crease, Bilim Devrimcileri’nde bu soruları, bilimsel altyapının kökenlerini ve dünyanın önemli on düşünürünün bilimsel aklı şekillendirmedeki rollerini bir bir tanımlayarak yanıtlıyor. Bilim Devrimcileri kitabında günümüz politikacıları ve hükümet yetkilileri; bilim insanlarını bilim dışı yorumlarıyla eleştirirken, bu güvensizlik düzeyine nasıl geldiğimizi ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi örnekleriyle ortaya koyuyor. Eserde tarih boyunca gözlerini kırpmadan hayatlarını da tehlikeye atarak bilimsel aklı üstün kılmaya çalışan on düşünür ve bilim devrimcisine yer veriliyor. Bilimin cehaletinin ve yanlış kullanımının insan yaşamına ve kültüre yönelik en büyük tehdidi nasıl oluşturduğu inceleniyor. Bilimi ortak yarar için uygulamanın ne anlama geldiğine ve bilimden bağımsız siyasi eylemin tehlikesine dair güncel ve önemli bir araştırma olan Bilim Devrimcileri, hem mevcut bilim karşıtı söylemin kökenlerini hem de modern dünyanın dağılmasını önlemek için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.

Gökten Düşen Köpek

220.00
Bekçi köpeği değilim, arama kurtarma köpeği de değilim. Ben sadece… sevgi dolu bir köpeğim! Alberto’nun yaşadığı evde hayvan beslemek yasak. Yolda yürürken gökyüzünden kafanıza düşen köpekler için istisna yapacaklarını düşünebilirsiniz ama hayır, yasak. Zaten kimin kafasına gökten köpek düşer ki demeyin, Alberto’nunkine düştü… ve Alberto onu öylece sokakta bırakıp gidemezdi. Şimdi Sardunya’yı (evet, köpeğe gerçekten de bu ismi koydu!) huysuz ev sahibine kabul ettirmek zorunda ve bunun tek bir yolu var: Onun özel yetenekli bir köpek olduğunu kanıtlamak. Tabii öyle bir yeteneği varsa! Kitapları Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu tavsiye listesine değer görülen Fabrizio Altieri’den dostluk ve hayvan sevgisi üzerine kalpleri ısıtacak soluksuz bir macera. Disleksili ve okumaya isteksiz çocuklar da gözetilerek özel font ve sayfa tasarımı kullanılan bu kitap, çocuklara hem heyecan dolu bir serüven yaşatıyor hem de okuma alışkanlığı kazanmalarına yardımcı oluyor.

Hayalet

220.00
NATIONAL BOOK AWARD FİNALİSTİ Hayatı için mi koşuyor, yoksa hayatından kaçmak için mi? Castle Cranshaw ya da kendine taktığı isimle Hayalet’in özel bir yeteneği vardı: KOŞMAK. Parkura çıksa tüm şehri geçebilecek kadar hızlıydı. Ama o birilerini geçmek için değil, babasından kaçmak için öğrenmişti koşmayı. Bir gün yolunun tesadüfen parkura düşmesi ve takımın en hızlı atletini geçmesiyle her şey değişecekti. Ondaki müthiş yeteneği gören Koç Brody, Hayalet’i takımında istiyordu. Yalnız bir şartla: Uslu duracak, hem parkurda hem okulda sorun çıkarmayacaktı. İşte bu, sorunlardan koşarak kaçılabildiğine inanan Hayalet için, zorlu bir yolun başlangıcıydı. Neyse ki zamanında kendi şansını harcamış Koç Brody, Hayalet’in kaybolmasına izin vermemeye kararlıydı. HAYALET, farklı hayatlara ve kişiliklere sahip, mücadeleye hazır olduklarını önce kendilerine kanıtlamaları gereken bir grup genç atletin hikâyesini anlatan PARKUR serisinin bol ödüllü ilk kitabı.

İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü ve Diğer Öyküler

220.00
Beter Böcek, Makas Eller, Wednesday ve Ölü Gelin'in yaratıcısı Tim Burton'ın tuhaf olanı büyüleyici bir şeye dönüştürdüğü kaçık dehasına eşlik edin. İstiridye Çocuğun Hüzünlü Ölümü'nde Burton, zalim dünyalarında sevgi ve aidiyet bulmak için mücadele eden, yanlış anlaşılan, dışlanan, hafif ürkütücü ama bir o kadar sempatik çocuklardan kurulu bir uyumsuzlar çetesine can veriyor. Öykülere eşlik eden gotik çizimleriyle bu umudu ama talihsiz varlıkların hem sevimliliğini hem de trajedisini gözler önüne seriyor.  Gerçekle hayalin sınırlarının silindiği, olağan ve olağanüstünün el ele verip yaramazlık yaptığı, kara mizahla örülü bu derleme, çağımızın en büyük hikaye anlatıcılarından birinin elinden çıkmış bir kült.

Güvenlik İlkesi

220.00
Güvenlik, politikada ve medyada günümüzün en önemli bahis konularından birini oluşturur. Kamusal tartışmalarda sorumlu siyasetçilerin dilinden hiç düşmez: Güvensizlik duygusunun artmasından yakınılır, güvenliğin güya özgürlüklerin ilki olduğu ilan edilir, işsizlik ve ekolojiyle birlikte halkın en önemli sorunlarından biri olduğu saptanır, çocuğun gelişiminin ve yetişkinin mutluluğunun vazgeçilmez koşulu haline getirilir. Öte yandan birkaç yıldan beri “gıda güvenliği”, “enerji güvenliği”, “insan güvenliği” vs gibi yeni terimler ortaya çıkmıştır. Son olarak, güvenliklerle ilgili ekonomik sektörün her biçimi (enformatik, ev otomasyonu, gözetim) büyük bir gelişme içerisindedir. Ama bu güvenlik denen şey nedir? Bir duygu mu, siyasi bir program mı, maddi güçler mi, bir sis bulutu mu, bir umut mu, patolojik bir takıntı mı, bir meşruiyet kaynağı mı, pazarlanan bir mal mı, bir kamu hizmeti mi? Fransız filozof Frédéric Gros, bu eserinde güvenlik kavramına tarihsel bir yaklaşım getirerek Stoacılardan sosyal ağlara kadar geçirdiği evrimi inceliyor. Gros'nun bu kışkırtıcı incelemesi, güvenliğin hem geçmişteki anlamlarına hem de günümüzdeki kullanımlarına ışık tutarak, güvenliğin günümüzdeki suiistimallerini ve gündelik yaşamdaki yaygınlığını gözler önüne seriyor.

İyileşme: Kayıp Nekahet Sanatı

220.00
Hastalık söz konusu olduğunda, bazen son yalnızca başlangıçtır. İyileşme ve nekahet sözcükleri yaşamımızın çeperinde yer alır, ta ki biz onlarla gerçek anlamda yüzleşmek zorunda kalana kadar. İyileşme yolculuğuna çıktığımızda sağlığa ve mutluluğa dönüş yolunun çoğu zaman düşündüğümüzden daha uzun ve dolambaçlı olduğunu fark ederiz.  Aile hekimi ve yazar Gavin Francis, İyileşme’de nasıl –ve neden– iyileştiğimizi incelerken, bu sürecin pek çok farklı biçimi olabileceğini ve modern yaşamda iyileşmeye çoğunlukla yeterince yer ve zaman ayırmadığımızı ortaya koyuyor.  Tıbba “bilim ile nezaketin ittifakı” olarak bakan Francis, İyileşme’de günbegün yaşanan iyileşme mucizesinin umut ve dönüşüm öyküsünü gözler önüne seriyor.  “İster hasta olsun ister hekim, bu kısa ama derinlikli kitabı okumaktan fayda görmeyecek birini düşünemiyorum.” –Henry Marsh  “Bilge, nazik ve usulcacık umut fısıldayan bir kitap.” –Rachel Clarke

Zaman / Zemin / Zuhur

220.00
Geçmiş’in izleri, şimdi’nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle de tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor? Unutmaya ve hatırlamaya dair pratikler bizde ve Batı’da nasıl farklılaşıyor? “Unutuşun kolay ülkesinde” yaşayan bizler, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanat dalında sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yepyeni bir beden şekillendiriyoruz. İşte bu yeni bedeni, zaten bir tür temsil yoluyla işleyen tiyatro sahnesine çıkardığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle kendimizi yanıltıyor olabilir miyiz? Zaman/Zemin/Zuhur’da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı’dan köklenen, Tanzimat’la birlikte geçmişinden kopmaya niyetli üstelik Batı tiyatrosuna öykünen gerçekçiliğiyle, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor. Güçbilmez kitabında Antik Yunan’dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor. Geçmişinden kaçan toplum, o geçmişi yok saymanın yolunu bulmuş, tiyatrosunda, üstelik de gerçeği temsil etmeyi vaat eden “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an’da, dondurulmuş bir zaman’da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zemininde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Öyleyse gerçekçi Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, anlattığı hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerini canlandırmadan dışardan anlattıkça, sadece görünümü, sathı ya da dışıyla ilgilenen bir zâhirperest’e dönüşmüş; Araba Sevdası’nın züppesi Bihruz’un ruhunu hiç durmadan şâd etmiştir.

Antik Dünya – Aklayakın 3

220.00
Antik dünyada yaşam nasıldı? Bir zaman makinemiz olsa ve gidebilseydik Antik Roma’da neler görürdük mesela? Parıltılı beyaz tapınaklar ve togalara bürünmüş Romalılar mı? Forumda konuşma yapan Cicero’yu mu? Atina’da gezinseydik fikirleriyle Atinalıları çileden çıkaran Sokrates’e mi rastlardık? Parthenon’un görkeminden gözlerimizi alabilir miydik? Bu kitapta Antik Çağ’a dair bu tür klişe imgeler yok. İngiltere’nin önemli tarihçilerinden Jerry Toner’la bambaşka bir antik dünya yolculuğuna hoş geldiniz: Sokaklar ölüm ve çöp kokuyor. Seçkin azınlık dışındaki herkes sürekli fakirleşme, açlık ve ölüm tehdidi altında yaşıyor. Belediye, köle cezalandırma hizmeti veriyor. Bebekler satılıyor, kadınlar satılıyor, erkekler satılıyor. Cinsellikte, kimin kimle ne yaptığına değil, kimin üstte olduğuna bakılıyor. Duvar yazıları bilgelik değil, bol küfürlü mesajlar içeriyor. Jerry Toner, böyle bir dünyada sıradan bir kadın, esnaf ya da köle olmanın anlamını sorguluyor. Antik dünyayı anlayabilmek için Antik Yunan ve Roma’yı tek başlarına değil, dönemlerinin küresel güçleriyle birlikte değerlendiriyor. Mesela Yunan metinlerinde barbarlar olarak geçen Persler sahiden öyle miydiler? Yunanlar hakkında ne düşünüyorlardı? Roma İmparatorluğu, Antik Çin’le karşılaştırıldığında nasıl duruyordu? Batı’nın İslam’a bakışını şekillendiren neydi? Antik Dünya’yı okumak, hangi fikirlerin çağdan çağa “yeniden icat edilerek” kullanıldığını, hangi davranışların hemen hiç değişmeden nesilden nesile geçtiğini görmemizi, modern dünyaya dair cevaplamakta zorlandığımız sorulara başka bir gözle bakabilmemizi sağlıyor. Aklayakın serisi, mühim fikirler/zamanlar üzerine, önemli zihinler tarafından kaleme alınmış kısa ama tesirli kitaplardan oluşuyor.

Politika – Aklayakın 1

220.00
Seçme şansı verselerdi, Danimarka’da mı yoksa Suriye’de mi doğmak isterdiniz? Şayet özel bir bağınız yoksa, sorunun cevabı barizdir. İster sevin ister burun kıvırın, politika önemlidir. Dün sıkıcı bir kuzey karakolu olan Danimarka’yı böylesine çekici hale getiren de, uygarlığın beşiğinde yer alan Suriye’yi bu derece yaşanmaz kılan da politikadır. Elinizdeki kitap, dünyanın önde gelen siyaset bilimcilerinden David Runciman tarafından hazırlanmış, kısa ama tesirli bir rehber: Politika nedir? Neden ona ihtiyaç duyarız? İçinde bulunduğumuz çalkantılı günlerde bizi nereye doğru götürebilir? Tüm soruların cevabı demokrasi olabilir mi? Yoksa Washington’daki Kongre binasının da, tıpkı Atina’daki Parthenon ya da Moskova’daki Lenin mozolesi gibi, büyüleyici bir harabeye dönüşmesi kaçınılmaz mı? Runciman’ın berrak anlatım dili ve etkileyici görsel tasarımıyla politika, nasıl ve neden yönetildiğimize kafa yoran herkes için önemli bir kitap. Aklayakın serisi, mühim fikirler/zamanlar üzerine, önemli zihinler tarafından kaleme alınmış kısa ama tesirli kitaplardan oluşuyor.

Her Şeyin Teorisi / Aklayakın Serisi

220.00
1900’ların başlarında, Lord Kelvin fizikte artık keşfedilecek bir şey kalmadığını öne sürdü. Sadece birkaç yıl sonra, Einstein görelilik teorisiyle dünyamıza dair o güne kadar oluşmuş bilgiyi tersyüz etti. Ardından 1980’lerde Stephen Hawking kuramsal fiziğin sonuna geldiğimizi, her şeyi açıklayan tek bir teorinin yakın olduğunu iddia etti… ve yanıldı. Evrene dair her şeyi, her bir fizik olgusunu açıklayabilen tek bir teori… Her Şeyin Teorisi. Bilim böyle bir teorinin izini sürmekten ve sıklıkla ona ulaşıldığı yanılgısına düşmekten vazgeçmedi. İngiliz Bilim Yazarları Derneği Ödülü’nü üç kez kazanmış tek bilim insanı olan Frank Close, “her şeyin teorileri” tarihinde zaferler ve hayal kırıklıklarıyla dolu sürükleyici bir yolculuğa çıkıyor. On yedinci yüzyılda Newton’ın hareket yasalarından başlayıp, on dokuzuncu yüzyılda termodinamiğe ve James Clerk Maxwell’in elektromanyetizma yasalarına, oradan da yirminci yüzyılda Max Planck’la Paul Dirac’ın kuantum fiziğine giren Close, nihayet günümüz fiziğine (süpersicim, çoklu evren, döngü kuantum kütleçekimi) gelip mevcut her şeyin teorisinin kalıcılığını sorguluyor. Bir teorinin, önce her şeyin teorisine meydan okuduğu, sonra onun yerini aldığı amansız döngünün, bilimin ilerlemesinde nasıl büyük bir rol oynadığını gözler önüne seriyor. Aklayakın serisi, mühim fikirler/zamanlar üzerine, önemli zihinler tarafından kaleme alınmış kısa ama tesirli kitaplardan oluşuyor.

En Güzel Öykünü Yaz

220.00
Evet, yapabilirsin! İşte en iyi öykünü yazmak için ihtiyacın olan HER ŞEY! Öykünün konusunu seç: Beklediğin ilham bir türlü gelmiyor mu? Rüyalarından kopya çekmeye ne dersin? Etkileyici karakterler yarat: En kötüler bile her zaman kötü olmayabilir. Hatır sormak için her gün babaannesini arayan zalim bir çete lideri kulağa nasıl geliyor? Büyüleyici kelimeler kullan: Hatta dilersen kendi kelimelerini yarat. Ve okuru sersemletecek bir sonla noktayı koy: Harika öyküler harika sonlara ihtiyaç duyar. Yaratıcılığını parlatacak öneriler, ilham verici fikirler, yazarken kesinlikle uzak durman gereken tuzaklar. Hemen şimdi kalemi eline alıp yazmaya başlaman için gereken her şey bu harika alet çantasında. İngiltere’de Oxford tarafından basılan ve sadece çocukların değil yetişkinlerin de büyük beğenisini toplayan En Güzel Öykünü Yaz, yakın zamanda pek çok

Büyü Muhafızları

220.00
Kocaman kanatlarıyla her göreni büyüleyen bulut atlar ve büyünün kaynağı olan Sonsuzluk Ağacı. Masalların bile uslu durmadığı Thrynne diyarı, büyünün en beklenmedik anda karşınıza çıkabileceği bir yerdi. Ama zaman değişti ve büyünün geleceği artık tehlike altında. Yine de her şey bitmiş değil çünkü büyünün üç yeni muhafızı var. Zam, Phoebe ve Bathsheba olanaksızı başarabileceklerine inanmazlarsa büyü ve bulut atlar kaybolacak. Ve onlar, henüz ne kadar güçlü olduklarını bilmiyorlar… Costa ödüllü yazar Chris Riddell, nefes kesici çizimlerle süslenmiş Bulut At Günlükleri serisinin ilk kitabı Büyü Muhafızları’nda sizi eşsiz bir serüvene davet ediyor! ULU ORMAN'IN DEVLERİ REHBERİ İLE!