Dava Sokrates’ten O. J. Simpson’a Yargılamanın Tarihi

392.00
"Yeryüzünde hüküm verme hakkı tam olarak kime tanınmıştır?” Uluslararası insan hakları davalarıyla tanınan avukat ve gazeteci Sadakat Kadri, Sokrates’in meşhur savunmasından engizisyona, cadı avından hayvanların yargılandığı mahkemelere, Nürnberg’den Stalin döneminin düzmece duruşmalarına, ırkçı önyargılardan savaş suçlarının yargılanmasına uzanan hattı izleyerek farklı hukuk sistemlerini ve tarihin ünlü ceza davalarını masaya yatırıyor. Alice’in harikalar diyarında çalıntı turtalar için kurulan mahkemeyi, toprağı eşelemekten yargılanan üç köstebeği ya da bir kan davasını anlatan Kuzey’in ünlü destanı Yanık Njáll’ı unutmadan, ayrıntıları ciddiye alarak, mizahı da ihmal etmeksizin yargılamanın tarihini usta bir hikâyeci diliyle aktarıyor. Farklı dönem ve konular ekseninde ilerleyen Dava cezalandırma yöntemlerini sorgulayıp ceza davalarını takip ederken günümüze de damgasını vuran cadı avları, hukuksuz yargılamalar ve haksız kararlar üzerine yeniden düşünmeye vesile oluyor. Sadakat Kadri ceza davasının asırlar süren gelişimini zekâ ve mizahla örülmüş berrak bir dille takip ediyor. Etkileyici bir eser. - The Times Büyüleyici, rengârenk ve hikâyelerle dolu… Kadri’nin panoramik bakışı okura günümüzün karmaşık dünyasını anlamakta yardımcı olacak ahlaki ve siyasi kavrayışlar sunuyor. Gerçek bir başarı. - Guardian

Bilim ve Felsefe Seti (4 Kitap): Bilime Felsefeden Bakmak, Bilim Din ve Eğitim, Eskiçağ Aydınlığı, Eskiçağ Ahlakları

500.00
Bu seti alarak edineceğiniz ürünler şöyle:
  • Bilime Felsefeden Bakmak
“Bilimin ve felsefenin daha doğrusu üst düzeyde düşünmenin başlıca sorunu yöntem sorunudur. Gündelik yaşamda düşünmenin temel sorunu bile yöntem sorunu olmalıdır: yöntemsizlikte ne kadar zaman ve güç harcıyoruz. Kendiliğinden yöntemli olmakla yöntemi sorun etmek aynı şey olmamalı. Bilimin ve felsefenin temel sorunu özellikle Yeniçağ’ın başlarından bu yana yöntem sorunudur. Yöntem zamanla felsefeden çok bilimde belirleyici oldu ve bilim denince yöntem akla gelir oldu. Görüşler ortaya koymaktan çok doğrulara ulaşmak yöntemli olmayı gerektiriyordu. Bilim alanlarında çalışanlar en iyi sonuçları ya da en verimli sonuçları almak için yönteme zorunlu olduklarını gördüler.  Onlar bu gerçeği görebilmek için aşağı yukarı XVII. yüzyıla kadar beklediler. Bunu zamanını beklemek diye de anlayabiliriz belki: üst düzey düşüncenin gelişiminde bazı erken oluşumlar olsa da her şey kendi zamanını bekler gibidir. Meyvanın tam olgunlaşması gene de zaman alır. Eskilerin yöntem diye belirgin bir sorunları yoktu.
  • Bilim Din ve Eğitim
Hüseyin Batuhan bu kitabında "çağdaş uygarlık"tan giderek uzaklaşan bir Türkiye'de çok tartışılan konulara parmak basıyor. Batuhan, bilime karşı ilgisizlik, belletme sistemine dayanan eğitim, Kuran kursları, İmam Hatip Liseleri ve yobazlığın, dindarlığın yerini almasından yola çıkarak karanlığa giden güzergâhı irdeliyor.
  • Eskiçağ Aydınlığı
Eskiçağ derken bugün bize pek de uzun görünmeyen epeyce uzun bir dönemi düşünürüz. Eskiçağ insanın kendini insan olarak aramaya başladığı dönemdir. İnsan o zaman dünyada bir yabancıdır, bilinmezlik ufkuyla sarılmıştır. O bu dar ufkunu genişletmeye başladıkça düşünen insan gerçeği ortaya çıkmaya başlar. Böylece yavaş yavaş mitoloji insanından felsefe insanına geçilir. Ne var ki bu geçiş birden olmaz, uzun süreçler boyunca gerçekleşir. Bu geçiş özellikle yunan-roma uygarlığında kendini ortaya koyar. Eskiçağ aydınlığı bütün bir çağda bir dönemin özelliklerini, onun ne olup ne olmadığını araştırıyor. Afşar Timuçin’in açık ve duru anlatımıyla aydınlanma serüveninin izini sürüyoruz.
  • Eskiçağ Ahlakları
Eskiçağ felsefeleri bilgi ve siyaset sorunlarındaki derinlikleri kadar kılı kırk yaran ahlak görüşleriyle de bugünün düşünce dünyasında çok önemli bir yer tutuyor. Eskiçağ ahlakları günümüzde insanla ilgili pekçok sorunu tartışmak ve çözmek konusunda bize kolaylıklar sağlayacaktır.

Bulut Yayınları Felsefe Seti (4 Kitap)

450.00
Felsefe Bir Sevinçtir Felsefe nedir? Bir beyin fırtınası mıdır felsefe, düşünsel anlamda kök sökmek midir, yoksa bir çile çekme yolu mu? Bu sorulara, “Hayır” yanıtını veriyor Afşar Timuçin ve ekliyor: “Felsefe bir sevinçtir! Anakapısını aralayıp da içeri girdiğinizde, bunu siz de onaylayacaksınız. Felsefe bir tutkudur, ona bağlanılır. Felsefe dostunuz olur, ona güvenebileceğiniz… Sıkıştığınızda, ondan sorup öğreneceğiniz konular olduğunu göreceksiniz. Hem de kimsenin size kolay kolay öğretemeyeceği nice konular… “Pekiyi, sevincin kaynağı nedir burada?” Bu soruya da Timuçin, “Bilinçle yapılan felsefe bir sevinçtir!” yanıtını veriyor. “Bilinçsizce yapılan felsefe sıkıntılar getirebilir; ama bilinçli yapılan sevinçtir!” Felsefenin Önceliği Bilgi Sorunu  Bu kitap dört ayrı yazıdan oluşuyor. Birbirinden bağımsız olan bu yazılar arasında ortak bir yan var. Bu ortak yan felsefenin dört temel alanının sorunlarını bilgi açısından tartışıyor olmakla ilgilidir. Bilgi sorunları felsefede önceliklidir. Bugünün darmadağın olmuş felsefe dünyasında bunun böyle olmadığını görüyoruz. Felsefe dediğimiz bilgi alanı felsefeyle çokça ilgisi olmayan felsefe uzmanlarının eline geçeli beri bilgi sorunları unutulmuş görünüyor. Bu kitabın birinci yazısında felsefenin temel konusu olan bilgikuramının ne olup ne olmadığı ve felsefe tarihi boyunca nasıl bir gelişim gösterdiği tartışılıyor. İkinci yazı özgül bir konu çerçevesinde toplumda bilgi sorunlarını irdelerken tarihsel olayların tanıklığına da başvuruyor. Üçüncü yazı estetiği ele alıyor. Estetiğin uzunca bir zamandır felsefenin yöntemleriyle düşünmeyi bırakıp kendi yöntemlerini bulmuş ve belli bir bilimsellik değeri kazanmış olması estetikçinin sorunlara aynı zamanda felsefenin gözleriyle bakmasını engellemez. Estetik uzun zaman felsefenin bağrında yaşadı ve günü gelince ondan ayrılıp kendi alanını oluşturdu. Dördüncü yazımız ise ahlakla ilgilidir. Ahlak felsefeyle bağlarını koparmış değildir, koparacak gibi de görünmüyor. Onu felsefenin bir dalı olarak belirlerken felsefeyi başlıbaşına bir ahlak diye değerlendirmek yanlış olmaz. Bilim ve Felsefe Açısından Ruhsallık Bilgileri Afşar Timuçin ile birlikte ruhbilim alanında değerli araştırmalar yapan Cemal Dindar ve Yavuz Erten'in editörlüğünde Ruhbilim ile Felsefe arasındaki ilişki irdeleniyor. Ruhbi­lim alanın­da epey­dir bir ça­tışkı ya­şa­nı­yor. Bu ala­nın kav­ram­la­rı ne­re­dey­se kah­ve soh­bet­le­ri­ne gir­miş ve ko­nuş­ma di­li­nin bir par­ça­sı ol­muş du­rum­da: Duy­gu­sal aç­maz­lar ya­şa­yan in­san­lar ar­tık nev­ro­tik", kı­lı kırk ya­ran­lar ­agse­sif", ke­der­li in­san­lar dep­re­sif", sık gün­de­me ge­len de­ğer­ler kar­ma­şa­sı do­la­yı­sıy­la top­lu­mu­muz şi­zof­ren", şa­ka­nın do­zu art­mış soh­bet­ler­de kah­ka­ha­yı ba­san­lar ma­nik"...  tir­ya­ki­lik terk edi­le­li çok ol­du, si­ga­ra­nın, al­ko­lün ve bi­li­mum baş­ka­ca şey­le­rin ar­tık "ba­ğım­lı­lı­ğı" var vs... Kav­ram­lar, ko­nuş­ma di­li­ne ve or­tak­du­yu­ya bu den­li gir­miş­ken, ruh­bi­li­min ve asıl, top­lu­mun bu alan­da­ki bil­giy­le kar­şı­laş­ma­sı­nın ana ka­nalı olan psi­ki­yat­ri­nin tu­tu­mu ga­rip çe­liş­ki­ler içe­ri­yor. Son 20-30 yıl için­de bu alan­da ye­ğin bir in­dir­ge­me­ci­lik ya­şa­nı­yor; ruh­sal­lık ile il­gi­li zor­lan­ma­la­rın, ra­hat­sız­lık­la­rın, has­ta­lık­la­rın bi­yo­lo­jik yanı  üze­rin­de da­ha faz­la du­ru­lu­yor ve bu bi­yo­lo­jik be­lir­le­yi­ci­li­ğin gü­cüy­le, psi­ki­yat­rist­ler, kim­de, ne­re­de bir ruh­sal ra­hat­sız­lık keş­fet­se­ler akıl­la­rı­na he­men bir ilaç adı ge­li­yor, ruh­bi­lim­ci­ler ise sık­lıkla te­ra­pi uy­gu­la­ma­la­rın­da zor­lan­ma ya­şa­dık­la­rın­da ilaç­la­rı" dev­re­ye so­ku­yor­lar." Felsefe Sözlüğü Düşünen insanların dünyasında felsefe sözlüğü vazgeçilmez bir alettir. Gönül ister ki her ülkede ya da her dilde sekiz on felsefe sözlüğü yazılmış olsun. Felsefe sözlükleri giderek gelişen ve özelleşen ulusal dillerin düşünce anahtarlarıdır, onlarda bir dilin temel kavramlarını tanımlarıyla, açıklamalarıyla, örnekleriyle buluruz. Varlığını düşünceye adamış aydınlar için bir felsefe sözlüğü yaşamsal bir önem taşır. Felsefe sözlüğü felsefe okumalarımızın dayanağıdır. Hızla değişen ya da başkalaşan, yeni görüşlerle yeni bakış açılarıyla zenginleşen bir dünyada sözlüklerin ve ansiklopedilerin yazıldıkları gibi bırakılmamaları, zaman zaman ya da belli zamanlarda yeniden ele alınmaları ve dönüştürülmeleri gerekir. Felsefe konusunda özel bir duyarlığı olan yayınevimiz büyük bir emeğin ürünü olan Felsefe Sözlüğü’müzün yeni baskısını okurlarına ulaştırmanın sevincini yaşıyor. Bunun aynı zamanda tarihimize düşülmüş küçük bir not olduğuna da inanıyoruz.

Ekoeleştiri

211.00
Ekoeleştiri – Ekoloji ve Çevre Üzerine Kültürel Tartışmalar Greg Garrard Ekoeleştiri, edebiyat çalışmaları ve çevre söylemiyle tarih, felsefe, psikoloji, sanat tarihi, siyaset bilimi gibi ilgili alanların etkileşim noktalarının izini sürüyor. Kirlilik, Pastoral, Yaban Hayat, Kıyamet, Mesken, Hayvanlar ve Dünya başlıkları altında ekoeleştirel kavramları inceleyerek bu kavramlar etrafında şekillenen “kırsal”, “toprak”, “ozon deliği” gibi farklı dönemlerde farklı toplumsal çıkarlara hizmet ettiği düşünülen mecazların nasıl üretildikleri ve nasıl dönüşüm geçirdiklerini araştırıyor. İnsanlarla çevre arasındaki ilişkiyi kültürel üretimin tüm alanlarında, Wordsworth ve D. H. Lawrence’dan Thoreau’nun Walden’ına, Heidegger ve Derrida’dan Werner Herzog’un Ayı Adam’ına kadar, nasıl hayal ettiğimizi ve betimlediğimizi inceleyen Garrard, insan/doğa ikililiğinin toplumsal çıkarımlarından ekofeminizme, küresel ısınmadan, insanın doğaya uyguladığı şiddete işaret eden Kızılderililere kadar uzanan etkileyici bir çalışma sunuyor. “Muhriplerin şiddetine ve açgözlülüğüne karşı yerli kabile halklarının galip geleceğine dair hiçbir umut olmadığını mı düşünüyorsunuz? Dünyanın öfkesini ve asla durmayacak titremesini unutuyorsunuz. Dünya bir gecede tüm ulusların zenginliğine tekrar el koyacak.”

Gündelik Hayatta Felsefe Nasıl Kullanılır?

122.00
Siyasi rakiplerimizle nasıl anlamlı tartışmalar yapabiliriz? Güvenilir bilimi medyada yer alan yutturmaca haberlerden nasıl ayırt edebiliriz? Tanrı hakkında nasıl makul bir biçimde konuşabiliriz? Gary Gutting, Gündelik Hayatta Felsefe Nasıl Kullanılır kitabında tartışmalı güncel konular hakkındaki görüşlerimizi nasıl geliştireceğimizi göstermek üzere; politika, bilim, din, eğitim ve kapitalizm gibi toplumdaki büyük güçleri ve modern yaşamın en büyük sorularını bir filozof gözüyle sorguluyor. Gutting, güncel tartışmaları anlamlandırabilmeleri için okuyucularını bir filozofun cephanesindeki güçlü analitik araç gereçlerle tanıştırıyor. Bu tür araç gereçler, tüme varan ve tümden gelen akıl yürütme arasındaki hayati ayrımdır; bu da ihtilaflı bir konuda tarafların görüşleri için neden çok sağlam argümanlara sahip olduklarından emin olduklarını açıklamaya yardımcı oluyor. Yazarın Hayırseverlik İlkesi dediği bir diğer araç, muhalif tarafların argümanlarının en güçlü yanlarını ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor; bu sayede eleştiriler ve tenkitler daha saygıdeğer ve güçlü bir hâle geliyor. Gutting ayrıca Platon ve Aristoteles’ten Michel Foucault ve John Rawls’a birçok filozofun yarattığı kavramların ahlak, ekonomi ve sağlık üzerine toplumsal tartışmaları nasıl açıklığa kavuşturabileceğini de ortaya çıkarıyor. Bilimsel iddiaların bilinçli değerlendirmelerinden dinî inancın lehine ve aleyhine argümanların itinalı tetkiklerine kadar, Gutting bugün gündemdeki en bölücü meselelerin bazılarına sakin, net bir şekilde yaklaşıyor. Kapitalist sistemde çalışma ve özgürlükle ilişkimizi, mutluluk ve iyi yaşam üzerine çağdaş anlayışımızı, beşerî ve insani bilimlerin değerini, kamu politikası oluşumunda bilim ile siyasetin rolünü ve sanatla popüler kültürün önemini mercek altına alıyor. Belki de en anlamlısı, Gutting başkalarının bize söylediklerini dinleyip en derin inançlarımız ve düşüncelerimiz hakkında nasıl açık ve net konuşabileceğimizi gösteriyor. Elinizdeki kitap, toplumsal tartışmalarda felsefenin önemi üzerine güçlü bir argüman sunuyor; bu kadim merak ve sorgu geleneğinin geleceğimiz üzerine söyleyecek daha çok şeyi olduğunu gösteriyor.

Lego Asla Sadece Lego Değildir

155.00
Lego, nesilden nesile aktarılan oyuncak yapılandırma parçası olarak bilinir. Günümüzde Lego; televizyon programlarından sinema filmlerine, şirket eğitim programlarından eğitsel robotik programlara, fan zirvelerinden elbise ve aksesuarlara kadar uygulamalarıyla çoklu medya fenomeni olmuştur. Hatta Cambridge Üniversitesi’nde Lego Profesörlüğü ünvanı bulunmaktadır. Lego Asla Sadece Lego Degildir kitabında Lego’nun görünmeyen yönleri üzerine ufuk açıcı denemeler bulacaksınız. Yaratıcılık ve oyun, tüketim ve kültür, özgünlük ve kimlik, mimari, matematik, fikri mülkiyet, ekonomi ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi konuların Lego dünyası ile bağlantılarını ortaya koyan bu denemeleri okuduktan sonra siz de Lego Asla Sadece Lego Degildir düşünce ekolüne katılacağınıza emin olabilirsiniz.