XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS
Burmese Days (George Orwell)
Burmese Days is the first novel by English writer George Orwell, published in 1934. Set in British Burma during the waning days of empire, when Burma was ruled from Delhi as part of British India, the novel serves as “a portrait of the dark side of the British Raj.” At the centre of the novel is John Flory, “the lone and lacking individual trapped within a bigger system that is undermining the better side of human nature.” The novel describes “both indigenous corruption and imperial bigotry” in a society where, “after all, natives were natives—interesting, no doubt, but finally...an inferior people”.
Burmese Days was first published “further afield,” in the United States, because of concerns that it might be potentially libelous; that the real provincial town of Katha had been described too realistically; and that some of its fictional characters were based too closely on identifiable people. A British edition, with altered names, appeared a year later. Nonetheless, Orwell’s harsh portrayal of colonial society was felt by “some old Burma hands” to have “rather let the side down”. In a letter from 1946, Orwell wrote, “I dare say it’s unfair in some ways and inaccurate in some details, but much of it is simply reporting what I have seen”.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS SIMPLE

”Introverts Unite” T-Shirt
Introverts Unite... separately, in your own rooms.
“Introverts Unite” tişörtü, sosyal kalabalıklarda değil; huzur dolu köşelerde buluşanlar için tasarlandı. Mizahi ama yerinde bir mesajla içedönüklüğün gücünü kutluyor. Kendi dünyasında mutlu olan, kalabalıklarda değil düşüncelerde gezinenlere özel bir tasarım. %100 pamuklu kumaşıyla rahat, kaliteli baskısıyla uzun ömürlü kullanım sağlar. Sessiz ama derin düşünenler için birebir!
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Hemen Al
Bu ürünün birden fazla varyasyonu var. Seçenekler ürün sayfasından seçilebilir
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ALTERNATIVE
Fashion
Klasikler Seti 1 (7 kitap)
Aurélia
Gérard de Nerval
“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”
Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.
Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.
Beyaz Geceler
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”
Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.
Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka'yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”
Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler zarif ve yalın üslubuyla insan ruhunda derin bir iz bırakıyor.
Dönüşüm
Franz Kafka
“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”
Bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlayan Dönüşüm, keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan eseridir.
Köpeklerin Sohbeti
Miguel de Cervantes
Talihsiz bir evlilik yüzünden hastaneye düşen bir teğmen hasta yatağında yatarken sokakta iki kişinin konuştuğunu duyar. Sohbetin çekiciliğine kendini iyice kaptıran teğmen konuşanların aslında hastanenin bekçi köpekleri olduğunu anlar ve bu mucizevi sohbeti kağıda aktarır.
Bir süreliğine konuşma kabiliyeti kazanan iki köpek başlarından geçenleri anlatırken insanlığın derin mevzularına değinirler: ahlak, yozlaşma, dedikodu, haset, talih, onur, sinsilik, tahakküm...
Cervantes’in yaşadığı dönem ve ülke üzerine yoğun bir hiciv içeren bu uzun öyküsü, bütün bir insanlık tarihinin (ve muhtemelen geleceğimizin de) güzel bir eleştirisine dönüşüyor.
Palto
Nikolay Gogol
Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”
“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy
Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.
“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”
Dostoyevski
“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”
Vladimir Nabokov
Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü
Adelbert von Chamisso
“Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır.”
Modern insanın çaresizliğinin masallara özgü bir üslupla aktarıldığı Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü, sonsuz bir servet elde etmek adına Şeytan’a gölgesini satan Peter Schlemihl'in diğer insanlar tarafından aşağılanıp dışlanmasını anlatır. Adelbert von Chamisso'nun edebiyat tarihine damgasını vuran bu eşsiz hikayesi, aradan geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ geçerliliğini koruyor.
“Damgalanmış ve dışlanmış bir adamın çektiği ızdırapların derin bir tasviri.”
Thomas Mann
Satranç
Stefan Zweig
Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle kanaatkârlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz...
New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko
Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranççı bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS ARROWS PAGINATION

Hayatın İpuçları Zor Konuların Yalın Anlatımı
“Arkadaşlarım bilirler, birçok ‘Murat’ vardır muhatap oldukları; eş, baba, dayı, delikanlı, idareci/amir, sanayici, Türk vb. gibi… Hatta bunların dahi değişik tipleri vardır; cesur, atak, yerine göre vurdumduymaz, yerine göre sarkastik özellikleri olan… Sanki siz öyle değil misiniz?”
Bu kitapta Murat Ülker’i Yıldız Holding çatısı altında, babası Sabri Ülker’in açtığı yoldan ilerleyerek ve onun ilkelerine sadık kalarak, 4 kıtada 4 milyardan fazla tüketici nüfusunun yaşadığı alanda faaliyet gösteren ve 65 binden fazla çalışanı olan global bir şirkete dönüştüren başarılı iş insanı Murat Ülker’in, yöneticilikten kurumsal iletişim ve pazarlamaya, bilim ve teknolojiden sağlık ve beslenmeye kadar çeşitli alanlardaki görüşlerini okuyacaksınız.
Yeni Bir Bakışla Felsefe Seti (7 kitap)
“Yeni Bir Bakışla” dizisi sanatın işlevi ve görevi, temsilin doğası gibi konular üzerine güncel tartışmaları çağdaş düşünürlerin eserleri ve fikirleri etrafında ele alıyor.
Yeni Bir Bakışla: Adorno // Geoff Boucher
Yeni Bir Bakışla: Baudrillard // Kim Toffoletti
Yeni Bir Bakışla: Deleuze // Damian Sutton, David Martin-Jones
Yeni Bir Bakışla: Derrida // K. Malcom Richards
Yeni Bir Bakışla: Heidegger // Barbara Bolt
Yeni Bir Toplum Felsefesi // Manuel De Landa
Yeni Gerçekçilik Manifestosu // Maurizio Ferraris
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS WITH ICONS
The Travels of Marco Polo (Marco Polo)
The Travels of Marco Polo, is a 13th-century travelogue written down by Rustichello da Pisa from stories told by Italian explorer Marco Polo, describing Polo’s travels through Asia between 1271 and 1295, and his experiences at the court of Kublai Khan.
The book was written by romance writer Rustichello da Pisa, who worked from accounts which he had heard from Marco Polo when they were imprisoned together in Genoa. Rustichello wrote it in Franco-Venetian, a cultural language widespread in northern Italy between the subalpine belt and the lower Po between the 13th and 15th centuries. It was originally known as Livre des Merveilles du Monde or Devisement du Monde (“Description of the World”). The book was translated into many European languages in Marco Polo’s own lifetime, but the original manuscripts are now lost, and their reconstruction is a matter of textual criticism. A total of about 150 copies in various languages are known to exist, including in French, Tuscan, two versions in Venetian, and two different versions in Latin.
From the beginning, there has been incredulity over Polo’s sometimes fabulous stories, as well as a scholarly debate in recent times. Some have questioned whether Marco had actually travelled to China or was just repeating stories that he had heard from other travellers.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS LOAD MORE PAGINATION
XTEMOS ELEMENT
AJAX PRODUCTS TABS CAROUSEL
Musk Mania
Tesla, PayPal, SolarCity ve SpaceX’in arkasındaki dahi Elon Musk olağanüstü bir Dalgayaratandır: sadece inovasyon dalgaları üzerinde sörf yapmakla kalmaz, rüzgarı arkasına alarak dev dalgalar da yaratabilir.
Tüm bunları yaparken bankacılık, uzay, otomotiv ve enerji gibi alanlarda sektör devlerine karşı tek başına ayakta durup onlarla rekabete girebilir. Musk’ın geçerli beş başarı ilkesini inceleyen Hans van der Loo ve Patrick Davidson, onun düşünce yapısını ortaya çıkartıyor ve harika performanslara nasıl ulaşabileceğinizi gösteriyor.
Barnaby Rudge: A Tale of the Riots of ‘Eighty (Charles Dickens)
Barnaby Rudge: A Tale of the Riots of Eighty is a historical novel by British novelist Charles Dickens. Barnaby Rudge was one of two novels (the other was The Old Curiosity Shop) that Dickens published in his short-lived (1840–1841) weekly serial Master Humphrey's Clock. Barnaby Rudge is largely set during the Gordon Riots of 1780.
Barnaby Rudge was the fifth of Dickens’ novels to be published. It had initially been planned to appear as his first, but changes of publisher led to many delays, and it first appeared in serial form in the Clock from February to November 1841.
It was Dickens’ first historical novel. His only other is A Tale of Two Cities (1859), also set in revolutionary times. It is one of his less popular novels and has rarely been adapted for film or television. The last production was a 1960 BBC production; prior to that, silent films were made in 1911 and 1915.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
Harvard’ın Ötesinde
1984’te Harvard’da Neler Öğretilmez’in yayımlanmasıyla dünya, Mark H. McCormack’in iş dünyasında fark yaratacak içgörüler sunan çığır açıcı kavramı sokak zekâsıyla tanıştı.
McCormack 2003’te öldü ama fikirleri ve felsefesi yaşamaya devam ediyor. Harvard’ın Ötesinde onu tanıyan, onunla birlikte çalışan ve ondan etkilenen insanlarla yapılan röportajlara dayanan yeni bir sokak zekâsı derlemesiyle McCormack’in dehasına saygı duruşunda bulunuyor.
İş, medya ve spor dünyasındaki pek çok kişiden oluşan bir kadro bize, insanları yönetme ve onlarla ilişkiler kurma konusundaki tavsiyelerden en iyi müzakere ipuçlarına ve bir işi nasıl büyüteceğinize kadar çeşitli konularda McCormack’in nasıl fark yarattığını ve küçük fırça darbelerinin nasıl büyük değişimler yaratabileceğini gösteriyor.
Bu kitapla, bir anlaşma çıkmaza girdiğinde sinirlerinize hâkim olmanın neden faydalı olduğunu, spor dünyasının ritüellerinin ve rutinlerinin iş hayatında da nasıl işleyebileceğini ve 3x5 not kartlarının başarıya ulaşmada nasıl katkıda bulunabileceğini öğreneceksiniz.
Harvard’ın Ötesinde hem spor pazarlama endüstrisini icat eden adamın sevgi dolu bir vasiyeti hem de orijinal Harvard’da Neler Öğretilmez kitabının değerli bir ardılı olurken, kendi iş anlayışlarını ve pratiklerini geliştirmek isteyenler için de yeni nesil sokak zekâsını ortaya koyuyor.
“Tartışmasız spor pazarlamasının kralı.”
–BBC Sport
“Spor dünyasındaki en güçlü adam.”
–Sport Illustrated
Marco Polo Seyahat Sırt Çantası
Mümkün olduğunca az bagaj alanı kullanırken kişisel eşyalarınızı mükemmel bir şekilde organize eder.
Basitçe ifade etmek gerekirse, Marco Polo bugün var olan en iyi ikisi bir arada sırt çantası. Bir sırt çantasını bir giysi düzenleyicisine dönüştüren bu ürün ile kıyafetlerinizi düzenlemeyi basitleştirin ve mümkün olan en iyi düzende taşıyın.
Yüksek kaliteli suya dayanıklı kumaşlardan yapılmıştır. 1 tam kıyafet, ayakkabı ve diğer tüm seyahat şartları için yeterince geniş olan bu sırt çantası, bir hafta sonu seyahati veya iş gezisi için mükemmeldir. Marco Polo, günlük seyahatiniz sırasında size kolaylık sağlayan birçok pratik gizli cebe sahiptir. Fonksiyonel iç bölmeler.
- Boyutlar 300×180×450 mm
A Tale Of Two Cities A Story Of The French Revolution (Charles Dickens)
A Tale of Two Cities is an 1859 historical novel by Charles Dickens, set in London and Paris before and during the French Revolution. The novel tells the story of the French Doctor Manette, his 18-year-long imprisonment in the Bastille in Paris and his release to live in London with his daughter Lucie, whom he had never met. The story is set against the conditions that led up to the French Revolution and the Reign of Terror. In the Introduction to the Encyclopedia of Adventure Fiction, critic Don D'Ammassa argues that it is an adventure novel because the protagonists are in constant danger of being imprisoned or killed.
As Dickens' best-known work of historical fiction, A Tale of Two Cities is claimed to be one of the best-selling novels of all time. In 2003, the novel was ranked 63rd on the BBC's The Big Read poll. The novel has been adapted for film, television, radio, and the stage, and has continued to influence popular culture.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
Stoacılığı Yaşamak
“Bu kitap, insan doğası ve bu doğanın idaresi hakkındadır. Antik dönemlerde, veya belki de tüm tarih boyunca, bu konuyu en zekice işleyenler Stoacılardı. Nasıl düşünmemiz ve nasıl yaşamamız hakkında tavsiye verdiklerinde, günümüzde ‘Stoacı’ kelimesiyle özdeşleşen nemrut bir duygusuzluk akla gelmemeli. İlk Stoacılar, filozofların ve psikologların en maharetlilerindendi; üstelik son derece uygulamacı kişiliklerdi; gündelik yaşamın sorunlarına çözümler sunuyorlardı ve akıldışı eylemlerimizin üstesinden gelmek için tavsiye veriyorlardı, ki bu çözümler ve tavsiyeler günümüzde hâlâ geçerlidir ve işe yaramaya devam etmektedir. Bu kitaptaki bölümler, onların en faydalı öğretilerini on iki ders halinde sunmaktadır.”
Farnsworth, bu derslerde Stoacılığın teknik ve metafizik detaylarına girmez; ölüm, arzu, haz, tutku, erdem ve yargı gibi bizi doğrudan ilgilendiren ve yaşamımızda hayati bir öneme sahip olan konulara odaklanır. En çok faydalandığı figürler, öğretinin simge isimleri Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius’tur. Fakat Farnsworth, bu meşhur temsilcilerle sınırlı kalmaz; Epikür, Cicero, Plutarkhos, Montaigne ve Schopenhauer gibi Stoacı sayılmayan pek çok farklı isimden de birçok alıntı sunar. Böylece Stoacılığın zamanı aşan bir öğreti olduğunu bize gösterir.