Agora Bilim Pazarı
”Einstein’s Formula” T-Shirt
Bir denklem, bir devrim: E=mc²
“Einstein’s Formula” tişörtü, modern fiziğin temel taşını sade ama çarpıcı bir şekilde üzerinde taşıyor. Enerji, kütle ve ışık hızının o büyülü ilişkisiyle evrenin doğasına bir pencere açılıyor. Hem bilim meraklılarına hem de zamansız bir zeka sembolüne hayran olanlara hitap eden bu tasarım, %100 pamuklu kumaşıyla gün boyu konfor, kaliteli baskısıyla da uzun ömürlü kullanım sunar. Zeka, tarz ve bilim bir arada!
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Hemen Al
Bu ürünün birden fazla varyasyonu var. Seçenekler ürün sayfasından seçilebilir
”Blobfish” T-Shirt
Derin denizlerin en yanlış anlaşılan yüzü!
“Blobfish” tişörtü, okyanusun en ikonik ve sevimli (?) canlılarından birini sahneye taşıyor. Derin sularda baskı altında yaşayan bu jelimsi dostumuz, karaya çıktığında garip görünse de, kendi ortamında mükemmel bir adaptasyon ustası. Mizahı, bilimi ve sıra dışılığı bir araya getiren bu tasarım; hem dikkat çeker hem gülümsetir. %100 pamuklu kumaşıyla konfor, kaliteli baskısıyla uzun ömürlü kullanım sağlar. Çirkin değil, sadece… atmosfer dışı!
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Hemen Al
Bu ürünün birden fazla varyasyonu var. Seçenekler ürün sayfasından seçilebilir
”I Love Science” T-Shirt
Bilim, kalbimizde atıyor!
“I Love Science” tişörtü, bilime duyduğun sevgiyi açıkça gösteriyor. Her formülü, her keşfi ve her buluşu takdir edenler için mükemmel bir seçim. Bu tasarım, bilimin ne kadar heyecan verici ve güçlü bir yolculuk olduğuna dair basit ama güçlü bir mesaj veriyor. %100 pamuklu kumaşıyla rahat, kaliteli baskısıyla uzun ömürlü kullanım sağlar. Bilimi sevenler ve bilimle yaşayanlar için vazgeçilmez!
Bilgiler ve Uyarılar:
- Renk Bilgileri: Tişört beyaz ve siyah olarak üretilebilmektedir.
- Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Tişörtlerle ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
- Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
- Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Kumaş Bilgileri: Bu ürün %100 pamuktur.
- Yıkama/Ütü Bilgileri: Tişörtler üzerindeki görsellerin korunması için tişörtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah tişörtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
- İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Hemen Al
Bu ürünün birden fazla varyasyonu var. Seçenekler ürün sayfasından seçilebilir
TESA Magsafe Destekli 3’ü 1 Arada 15W Hızlı Şarj Standı
Bu kablosuz şarj standı, iPhone, AirPods ve Apple Watch cihazlarınız için ideal bir çözümdür. Kompakt katlanabilir yapısı, şeffaf cam ve alüminyum gövdesi ile teknoloji ve sanatın mükemmel bir kombinasyonunu sunar. MagSafe destekli iPhone 14, 13 ve 12 serileri başta olmak üzere, eski nesil kablosuz şarj destekli modeller ve Qi kablosuz şarj özellikli Android telefonlar için de uygundur. Güçlü mıknatıs halkası, telefonunuzun şarj bobinine hızlı ve tam oturmasını sağlar.
Ürün, AirPods için özel bir şarj pedi ile donatılmıştır. Bu ped, AirPods 2, AirPods Pro, AirPods Pro 2 ve AirPods 3 gibi modelleri ve aynı zamanda ikinci bir telefonu da şarj edebilme kapasitesine sahiptir. Apple Watch ve diğer kablosuz şarj destekli akıllı saatler için de 2.5W gücünde küçük bir şarj bobini bulunmaktadır.
Bu son derece ince ve katlanabilir şarj standını, ofisinizde, evinizde veya seyahatlerinizde yanınızda rahatlıkla taşıyarak bulunduğunuz her ortamda kullanabilirsiniz. Etkili ve hızlı şarj kapasitesiyle bu ürün, günlük hayatınızda cihazlarınızı şarj etmek için pratik ve zarif bir çözüm sunar.
Çift 15W Şarj
Her iki cep telefonu da aynı anda 15W güç ile şarj edebilir.
15W hızlı şarj Apple ve Android cihazlar ile uyumludur.
Çift 15W hızlı şarj - Şeffaf tasarım - Ultra ince gövde
iPhone, AirPods ve Apple Watch için tasarlanmıştır.
Bu şarj istasyonundan etkili güç çıkışı sağlanır.
Katlanabilir Şarj Standı
İdeal görüş açısı için 180 dereceye kadar açı ayarlanabilir.
Temperli Camlı Yüzey
Sağlam dayanıklılık için tamamen metal gövdeye sahiptir.
Şeffaf Tasarım
Bobin ve ana kartın görülebilmesini sağlayarak teknoloji meraklılarının cazibesini artırır.
Ağırlık: 195 g
Boyutlar: 129 × 69 × 11 mm
Özellikler: Type-C, Kablosuz, MagSafe
Kablosuz Şarj: 15W
Demir John: Erkekler Üzerine Bir Kitap
Şair ve çevirmen Robert Bly, bu derinlikli kitabında erkek olmanın ne olduğuna dair yeni bir ufuk sunar. Bly’ın fikirleri, erkeklerle yürüttüğü çalışmalara ve kendi hayatından izlenimlere dayanır.
Eski hikâye ve efsanelerden zengin anlamlar çıkaran Bly, “Demir John” adlı bir Grimm masalını işler; bu masalda anlatıcı ya da “Vahşi Adam”, genç bir adama erkeklik gelişiminin sekiz aşamasında rehberlik eder, böylece bize çoktan unutulmuş arketipleri ve güçlü erkeklik imgelerini hatırlatır.
62 hafta boyunca New York Times Çok Satanlar listesinde kalan Demir John, mitin yüceliğiyle pratik yaşamı bir araya getirdiği ve buna bir de kendi tarihimizden acı dolu dersler eklediği için önümüzdeki dönemde de hem erkeklere hem kadınlara rehberlik edip ilham verecek kült bir eser.
Neandertal – Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat
Keşfedildikleri günden bu yana insan türünün en kötü şöhretli üyeleri sayılan Neandertaller, artık geçmişin önyargılarından arınmış, bilimsel teknolojilerin desteğiyle şekillenen yepyeni bir bakış açısıyla tekrar inceleniyor. Fakat tüm bu araştırmalara rağmen hikâyelerinin tamamını öğrenebiliyor muyuz? İngiliz araştırmacı, arkeolog ve yazar Rebecca Wragg Sykes işte bu hikâyeyi enine boyuna anlatabilmek için yola çıkıyor; Neandertallerin, üstlerindeki yırtık pırtık post parçalarıyla bizden çok çorak buzlu arazilerde yaşayan kuyruksuz maymunlara benzetildiği eski imajını rafa kaldırıyor ve türlü koşullara sahip geniş Avrasya coğrafyasında yüz binlerce yıl boyunca hayatta kalmayı başaran, büyük iklim değişikliklerine göğüs geren bu insanların, aslında her açıdan ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.
Neandertal: Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat bu yakın akrabalarımızın nerede, nasıl yaşadığından neler yediğine, neler giyip nasıl süslendiğinden ölülerine nasıl davrandığına ve cinsel partnerlerini nasıl seçip bebeklerini nasıl büyüttüğüne dek çok geniş bir inceleme alnında, Neandertal kültürüne yepyeni bir pencere aralıyor. Sykes hem konunun uzmanları hem de Neandertalleri merak eden amatör okurların keyifle okuyabileceği bilgi dolu bu kitabında, öncü Paleolitik araştırmaların ve teorilerin ortaya koyduğu bulguları temel alarak Neandertaller hakkında yazılan en kapsamlı araştırmayı sunuyor.
‘‘Neandertaller hakkında yepyeni bir hikâye… İnsanlığa ilgi duyan herkes için önemli bir okuma.’’
Yuval Noah Harari, The New York Times
Anne Ben Düştüm mü?
“Hayat çoğu zaman ‘Neden?’ sorumuza sağır, olup biteni bir mantığa oturtma çabamıza kayıtsızdır. Nedenleri görememenin yol açtığı keyfilik izlenimi, zihnimizi işlevsiz bırakıp bizi gafil avlar, güvenimizi sarsar, kaygılarımızı artırır. Oysa kurmaca, tekil bir yazarın zihinsel tasarımı olduğundan bizi düzenli, kavranabilir, rasyonel bir evrenle buluşturur. Bir romanın, bir filmin karşısında, hayatın ıskartaya çıkardığı anlama hünerimize kavuşuruz. Kurmacanın derli toplu zihni, bizimkine model olur. Öyleyse belki de kurmacalara yönelirken niyetim kafamı dağıtmak değildir de, gündelik hayatın darmadağın ettiği zihnimi toplamaktır. Neden-sonuç miyopisinden kaynaklanan yarın endişesinin pansumanıdır kurmacalar. Anlam veremediğim gündeliğin zihnimde açtığı yaralar, kurmaca karşısında tatlı tatlı kaşınarak iyileşir. Ertesi sabah yataktan kalkıp aynı keşmekeşin içine girebilecek gücü bulabiliyorsam, uzun günün sonunda beni şefkatle beklediğini bildiğim kurmacalar sayesindedir.”
Gerçek olmadıklarını, üstelik er ya da geç hikâyelerini unutacağımızı bildiğimiz halde filmlerden, romanlardan neden vazgeçemiyoruz? Karşıladıkları ihtiyaç tanımlanabilir mi? Kurmacalara neden muhtacız? Beliz Güçbilmez kurmaca-gerçek ilişkisini, ilk bakışta göze çarpan benzerlikleriyle değil de benzerliğin bağrındaki farkla düşünmeyi öneriyor. Kurmaca evreninin kişisel deneyim arşivimize ve duygusal repertuvarımıza katkısını da ürettiği hakikati de ancak o farkı koruyarak tecrübe edebileceğimizi anlatıyor. Anne Ben Düştüm mü? kurmacaların içinden hayata yönelttiği sorularla, mevcut koşullarda varoluşumuzu daha anlamlı kılmanın güvenli yollarını seriyor önümüze.
Yeme İçme Kültürü (4 Kitap)
Beslenme Hakkında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar
Marcello Ticca
Sağlığımız için büyük önem taşıyan gıda ve beslenmeyle alakalı sayısız önyargı, klişe, yanlış inanış ve yalan mevcut. Köhnemiş yanlış bilgilerin yanı sıra özellikle günümüzde internet ve basın yoluyla hiçbir kontrole tabi tutulmadan, bilimsel kanıtlara dayanıp dayanmadığı önemsenmeden hızla dolaşıma giren haberler birçoğumuzu sağlığımızı tehlikeye sokabilecek tercihler yapmaya itiyor.
İtalya’nın önde gelen gıda ve beslenme uzmanlarından Marcello Ticca bu kitabında insanların zihninde kök salmış yanlış inanışların en yaygınlarını bilimsel zeminde inceleyip çürütürken temel besinlerimizin bileşenlerine, tavsiye edilen tüketim miktarlarına ve besinlerden en fazla faydayı sağlamak için yapılması gerekenlere dair pratik bilgi ve önerilerle bilinçli bir beslenme düzenini nasıl benimseyebileceğimizi anlatıyor.
“... beslenme konusundaki yanlış bilgilerin günümüzde de çok kolay doğduğu, kök saldığı ve yayıldığı bir gerçek. Yoksa ‘özellikle’ günümüzde mi demeliyiz? Çünkü 2000’lerde internetle beraber bazı haberlerin kurgulanıp ‘viral’ hale gelmesi, beslenme konusundaki ‘sahte haberlerin’ azalmak yerine çarpıcı şekilde çoğalmasına ve günbegün yenilerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Tek başına bu gözlem bile durumu değerlendirmenin ve son yirmi yılda hazırlanan en geçerli derlemeleri dahi güncelleştirmenin gerekliliğini ortaya koymaya yeter.”
Bira
Rick Kempen
Biranın öyle düşünmeden kafaya dikip susuzluğunuzu gidereceğiniz bir içki olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yapımında sadece su, tahıl, maya ve şerbetçiotu kullanılmasına rağmen sayısız türde üretilebilen bu halk içkisi insan medeniyetiyle neredeyse yaşıt, şaraptan ise bin yıl daha eski. Sanayi Devrimi’ne kadar tarihin her döneminde ve coğrafyasında kadınlar tarafından üretilen bira uzun yıllar halkların beslenme rejiminin önemli bir parçası olmuş. “Bu kitabın konusu da işte bu halk içeceği olan biradır.”
Elinizdeki kitap, otuz yılını bu içkiye adamış bir “bira militanının” biranın çevresini kuşatan alan olarak tanımladığı “Bira Diyarı”na yapacağınız yolculukta kullanışlı bir rehber niteliğinde. Bira yapımından biranın tarihteki yerine, bira türlerinden tadıma, ambalajından saklanmasına, hangi yemeklerle ne tür bira içilebileceğinden sağlıkla ilişkisine, bira ülkelerinden bira festivallerine ve dünyanın önemli tadım merkezlerine dek her şeyi bu kitapta bulabilirsiniz.
“Uygar şarapla avam bira karşılaştırmasına son vermenin zamanı geldi de geçiyor.”
“Rick Kempen birayı ilgilendiren her konunun önemli bir temsilcisi. Bol miktardaki bira bilgisini ustalıkla, hevesle ve mizahi bir dille genel okur için bir araya getiriyor.”
– Thérèse Boer
“Kalbi birayla dolu bir adam. Her ne kadar günümüzde küçük bira üreticilerinin yenilikçi biralarına övgü düzmek moda olsa da Rick iyi yapılmış geleneksel bir Pilsen’in kalitesini de sonuna kadar destekliyor.”
– Michel Ordeman
“Mizahi yanı kuvvetli bu kitap aynı zamanda bira dünyasını ciddiyetle inceliyor. Zevk alarak okudum.”
– Menno Olivier
Dolce Vegan: Kolay, Geleneksel ve Sağlıklı Vegan Tatlılar
Virginia Elena Patrone
Adil bir mutfak için “tatlı” bir başlangıç
“Bu kitaptaki tarifler size basit, sağlıklı vegan tatlıları evde üreteceğiniz malzemelerle nasıl yapacağınız konusunda yol gösterecek. Bu tariflerle madalyonun en tatlı yüzüyle işe başlayabilir ve bunu tatlı devrimi olarak adlandırabiliriz.”
Virginia Elena Patrone beden sağlığıyla toplum sağlığı arasındaki ilişkiden hareket ederek okurları hem kendi malzemelerinin üreticileri olmaya hem de “iyi tüketimin politikasına” katılmaya davet ediyor. Bunu yaparken malzemelerimizi evde nasıl üretebileceğimize, besinlerin bedenimize faydalarına, tüketiciler olarak tercihlerimizin önemine odaklanıyor.
Dolce Vegan'da yer alan yaklaşık 90 tatlı tarifi, “hayvansal ürün içermeyen sağlıklı malzemelerle ve sadece üç basit malzemeyle sonsuz sayıda lezzetler yaratabilen anneanne ve babaannelerimizin zamanından” esinleniyor.
Tütün
Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfiyle dünyanın tamamını etkisi altına alan bir bitkinin, tütünün toplumsal yaşam üzerindeki muazzam etkisinin izini sürüyor Berlinli yazar Detlef Bluhm. Edgar Allan Poe, Arthur Conan Doyle, Sigmund Freud, Walter Benjamin, Robert Musil, Albert Einstein, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Ernesto Che Guevara gibi pek çok önemli isim ise düşünceleri, eserleri, yaşamlarıyla eşlik ediyor tütünün kültürel tarihine.
“Divana uzanmış keyif çatıyorsunuz, kendinizi düşüncelerinizin akışına bırakıyor, içmeden sarhoş oluyorsunuz; tiksinmeden, Champagne şaraplarının şurup benzeri tadını ağzınızda hissetmeden, kahvenin verdiği sinirli yorgunluğu duymadan. Beyniniz hiç bilmediğiniz beceriler geliştiriyor, kafatasınızın ağırlığını hissetmiyorsunuz artık, hafif kanatlarla hayaller diyarına uçuyorsunuz, etrafta pır pır eden hezeyanlarınızı, muhteşem bir çayırda kızböceklerini kovalayan bir çocuk gibi hayal meyal algılıyorsunuz ve kendinizi olmak istediğiniz yerde, en ideal halinizle görüyorsunuz. En güzel umutlar geçiyor yanınızdan, artık yalnızca birer hayal değil bunlar, ete kemiğe bürünmüşler ve Taglioni gibi büyük bir zarafetle süzülüyorlar. Tütün tiryakileri, siz bu duyguyu bilirsiniz!”
Balzac
Reklam Teorileri 1
Reklam araştırmalarında yani reklamın nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken yapılan araştırmalarda kullanılan teorilerin yarısından biraz fazlası psikoloji bilim dalına aittir. İlgili diğer dallar ise pazarlama, iletişim, sosyoloji, antropoloji ve reklamın kendi teorileridir. Tamamı reklamın insanları nasıl etkilediğini farklı varsayımlara dayalı hipotezlerle ortaya koyar ve reklamın nasıl çalıştığına yönelik bilgimizi zenginleştirir.
Ne yazık ki sadece bir teoriyi okuyup öğrenerek reklamların insan davranışını nasıl yönlendirdiğini anlamak mümkün değildir. Tüm teorik çalışmaları, yaklaşımları bilerek tümünden bir sonuca ulaşmak, hangi reklam kararını veriyorsak ilgili teoriden o kararla ilgili bölümü almak en doğrusudur. Şu an itibariyle reklamları anlamanın ve etkili reklam yapmanın da başka bir yolu yoktur. Bu nedenle bu kitapta reklamları anlamamıza yarayacak en önemli 13 reklam teorisini bir araya getirdik. Yazarlar bu 13 teoride anlaşılır bir dille reklamların nasıl çalıştığını anlatıyorlar. Sadece geleneksel medya reklamlarının değil internet ve sosyal ağ reklamlarının da nasıl çalıştığını ayrıntıları ile ortaya koyuyorlar.
Reklam konusunu daha iyi anlamak, bu konuda araştırma yapabilmek, daha iyi uygulamacı olmak isteyenler bu kitabı okumalılar. Reklamın sadece izleyicileri dahi farklı disiplinlerden gelen bu 13 teoriyi öğrenerek çok daha iyi izleyici olabilirler. Reklam teorilerinin hemen hemen hepsinin aynı zamanda birer ikna teorisi olduğunu da unutmamak gerekir. Reklamın ana temeli iknaya dayanır. Hangi eylemin temeli iknaya dayanmaz ki?
Prof. Dr. Ali Atıf Bir
Prof. Dr. H. Kemal Suher
Zamanı Harcamak
Zamanı idareli kullanmak, zamanı boşa harcamamak ya da bir şeylere zaman ayırabilmek modern hayatımızın merkezinde bulunan kaygılardır. Bir günde yalnızca yirmi dört saat olduğuna göre zamanımızı etkili kullanmak hem kişisel hem de kamusal düzeyde oldukça önemlidir. Okula gittiğimizde boş zaman aktivitelerinden, çalışmak zorunda olduğumuzda uykumuzdan, uyuduğumuzda ailemizle geçireceğimiz zamandan ödün veririz. Peki, zamanı en etkili geçirmenin yöntemleri nelerdir?
Çalışma ekonomisi alanında onlarca çalışmaya imza atan Daniel S. Hamermesh işte bu soruya odaklanıyor. Bireysel düzlemde başlattığı sorgulaması ülke ve dünya düzeyine yayılarak cinsiyet, eğitim düzeyi ve etnik köken kavramlarını da dikkate alarak zaman harcama konusunda nasıl karar aldığımızı ve seçimlerimizi yönlendiren faktörleri inceliyor.
Tanrı Matematikçi mi?
Tanrı daima matematik kullanır.
Yukarıdaki sözü Platon söylemişti. Nobel ödüllü Eugene Wigner, “Nasıl olur da matematik doğa yasalarıyla bu denli uyumlu olabilir?” diye sormuştu. Ve yine büyük düşünür Descartes, “Matematiksel olarak kanıtlanamayan hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmem!” demişti. Eski çağlardan bu yana tüm bilim insanları, filozoflar, soyut bir disiplinin doğal dünyayı böylesine kolay bir biçimde açıklamasını hayretle karşılamışlardır. Dahası matematik, zamanında bilinmeyen ve bugün varlıkları kanıtlanan atom zerrecikleri ve kozmik fenomenler hakkında da kehanetlerde bulunmuştur.
Matematik bir buluş mudur yoksa keşfedilmiş bir bilinmeyen mi? Einstein’ın iddia ettiği gibi matematik deneyimlerden bağımsız, insan zihninin ürettiği soyut bir kavram olsaydı, içinde yaşadığımız dünyayı böylesine mükemmel ve kesin bir şekilde tarif edebilir miydi? Veya kehanetlerde bulunabilir miydi?
Hubble Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü Başkanı Mario Livio, Pisagor’dan günümüze dek uzanan matematiksel düşünceleri inceleyerek, aklımızı kurcalayan soruları zekice yanıtlıyor. Bu harika kitap, insan zihninin derinlikleri ile bilim dünyası arasındaki ilişkiyi merak edenler için eşsiz bir rehber olacaktır.
Duygular Sözlüğü: “Acıma”dan “Zevklenme”ye
Duygular Sözlüğü: “Acıma”dan “Zevklenme”ye
Tiffany Watt Smith
Bugün dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı kültürlerinde yaşanan sayısız duygu içerisinden seçilmiş 154 duygudan oluşan Duygular Sözlüğü, Antik Yunan mahkemelerinde ağlayan jürilerden cesur, sakallı Rönesans kadınlarına, 18. yüzyıl doktorlarının kalbi titreten duygularından Darwin’in Londra Hayvanat Bahçesi’nde kendi üzerinde yaptığı deneylere, I. Dünya Savaşı sonrası bunalıma giren askerlerden günümüzün sinirbilim ve beyin görüntüleme kültürüne duyguların nasıl algılandığı ve yaşandığı hakkında. Üzülen, somurtan, ürken, sevinen bedenlerimizin nasıl farklı şekillerde bu dünyada var olduğu; ahlaki ve siyasi hiyerarşileriyle, cinsiyet, cinsellik, ırk ve sınıf hakkındaki varsayımlarıyla, felsefi görüşleri ve bilimsel kuramlarıyla dünyanın bizim içimize nasıl yerleştiği hakkında.
“Duygularla dil arasındaki bağlantıyı görmek büyüleyici. Duyguların belirsizliğini kelimelerin kesinliğiyle giderme dürtüsü. Tiffany Watt Smith duygularımızı tanımlamak için birkaç sözcükten daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu ileri sürüyor. Bu eğlenceli ve eğitici kitabın verdiği okuma zevkini anlatan bir sözcük de kitaba girebilir.”
— The Guardian
Arzunun Sınırları
Arzunun Sınırları
Kötü Yasalar, İyi Seks ve Değişen Kimliklerin Yüzyıllık Tarihi
Eric Berkowitz
- Sekse dair teamüllerimiz nasıl değişti ve seks hukukunu nasıl etkiledi?
- Neyin yasal, neyin yasak olduğunu belirleyen insan kendi hayatını bu yolla nasıl düzenledi?
Celestron Astromaster 130EQ-MD Teleskop (130×650, Motor Sürücülü)
PowerSeeker serisi, astronomi ve yeryüzü gözlemlerine ilk adım atmak isteyen çocuklar ve aileler için çok uygun giriş seviyesi teleskoplardır.
- Celestron Türkiye distribütöründen direkt ve ücretsiz kargo
- Karasal ve astronomik kullanım için idealdir.
- 130mm (5”) çap Newtonian reflektör
- 650mm odak uzunluğu (f/5)
- Alman ekvatoryel kundak (CG-3) ile RA ve DEC yavaş hareketli kontrol ve ayar skalası
- Star Pointer bulucu dürbün
- 20mm görüntü düzeltici gözmerceği (33x)
- 10mm gözmerceği (65x) - 1.25”
- Ayarlanabilir yükseklik - 1.25” çelik ayak tripod withaksesuar tablası
- “The Sky Level 1” CD-ROM
- Ağırlık: 12.7 kg
- Renk: Lacivert
The Origin of Species (Charles Darwin)
On the Origin of Species published on 24 November 1859, is a work of scientific literature by Charles Darwin that is considered to be the foundation of evolutionary biology. Darwin’s book introduced the scientific theory that populations evolve over the course of generations through a process of natural selection. The book presented a body of evidence that the diversity of life arose by common descent through a branching pattern of evolution. Darwin included evidence that he had collected on the Beagle expedition in the 1830s and his subsequent findings
from research, correspondence, and experimentation.
Various evolutionary ideas had already been proposed to explain new findings in biology. There was growing support for such ideas among dissident anatomists and the general public, but during the first half of the 19th century the English scientific establishment was closely tied to the Church of England, while science was part of natural theology. Ideas about the transmutation of species were controversial as they conflicted with the beliefs that species were unchanging parts of a designed hierarchy and that humans were unique, unrelated to other animals. During “the eclipse of Darwinism” from the 1880s to the 1930s, various other mechanisms of evolution were given more credit. With the development of the modern evolutionary synthesis in the 1930s and 1940s, Darwin’s concept of evolutionary adaptation through natural selection became central to modern evolutionary theory, and it has now become the unifying concept of the life sciences.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
The Little Black Fish (Samed Behrengi)
The Little Black Fish was widely considered to be a political allegory, and was banned in pre-revolutionary Iran (prior to the 1979 revolution).
The story is told through the voice of an old fish speaking to her 12,000 children and grandchildren. She describes the journey of a small black fish who leaves the safety of the local stream to venture into the world.
The path of the little fish leads down a waterfall and along the length of the river to the sea. Along the way, the fish meets several interesting characters, including a helpful lizard and the dreaded pelican.
With both wisdom and courage, the fish travels far and the tale eventually ends with the Little Black Fish setting a lasting example for others.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
The Autobiography of Charles Darwin 1809-1882 (Charles Darwin)
Charles Darwin’s Autobiography was first published in 1887, five years after his death. It was a bowdlerized edition: Darwin’s family, attempting to protect his posthumous reputation, had deleted all the passages they considered too personal or controversial. The present complete edition did not appear until 1959, one hundred years after the publication of The Origin of Species.
“No man can pretend to know Darwin who does not know his autobiography. Here, for the first time since his death, it is presented complete and unexpurgated, as it exists in the family archives. It will prove invaluable to biographers and cast new light on the personality of one of the world's greatest scientists. Nora Barlow, Darwin's granddaughter, has proved herself a superb editor. Her own annotations make fascinating reading.”
-Loren Eiseley
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
Bulut Yayınları Felsefe Seti (4 Kitap)
Felsefe Bir Sevinçtir
Felsefe nedir? Bir beyin fırtınası mıdır felsefe, düşünsel anlamda kök sökmek midir, yoksa bir çile çekme yolu mu? Bu sorulara, “Hayır” yanıtını veriyor Afşar Timuçin ve ekliyor: “Felsefe bir sevinçtir! Anakapısını aralayıp da içeri girdiğinizde, bunu siz de onaylayacaksınız. Felsefe bir tutkudur, ona bağlanılır. Felsefe dostunuz olur, ona güvenebileceğiniz… Sıkıştığınızda, ondan sorup öğreneceğiniz konular olduğunu göreceksiniz. Hem de kimsenin size kolay kolay öğretemeyeceği nice konular… “Pekiyi, sevincin kaynağı nedir burada?” Bu soruya da Timuçin, “Bilinçle yapılan felsefe bir sevinçtir!” yanıtını veriyor. “Bilinçsizce yapılan felsefe sıkıntılar getirebilir; ama bilinçli yapılan sevinçtir!”
Felsefenin Önceliği Bilgi Sorunu
Bu kitap dört ayrı yazıdan oluşuyor. Birbirinden bağımsız olan bu yazılar arasında ortak bir yan var. Bu ortak yan felsefenin dört temel alanının sorunlarını bilgi açısından tartışıyor olmakla ilgilidir. Bilgi sorunları felsefede önceliklidir. Bugünün darmadağın olmuş felsefe dünyasında bunun böyle olmadığını görüyoruz. Felsefe dediğimiz bilgi alanı felsefeyle çokça ilgisi olmayan felsefe uzmanlarının eline geçeli beri bilgi sorunları unutulmuş görünüyor. Bu kitabın birinci yazısında felsefenin temel konusu olan bilgikuramının ne olup ne olmadığı ve felsefe tarihi boyunca nasıl bir gelişim gösterdiği tartışılıyor. İkinci yazı özgül bir konu çerçevesinde toplumda bilgi sorunlarını irdelerken tarihsel olayların tanıklığına da başvuruyor. Üçüncü yazı estetiği ele alıyor. Estetiğin uzunca bir zamandır felsefenin yöntemleriyle düşünmeyi bırakıp kendi yöntemlerini bulmuş ve belli bir bilimsellik değeri kazanmış olması estetikçinin sorunlara aynı zamanda felsefenin gözleriyle bakmasını engellemez. Estetik uzun zaman felsefenin bağrında yaşadı ve günü gelince ondan ayrılıp kendi alanını oluşturdu. Dördüncü yazımız ise ahlakla ilgilidir. Ahlak felsefeyle bağlarını koparmış değildir, koparacak gibi de görünmüyor. Onu felsefenin bir dalı olarak belirlerken felsefeyi başlıbaşına bir ahlak diye değerlendirmek yanlış olmaz.
Bilim ve Felsefe Açısından Ruhsallık Bilgileri
Afşar Timuçin ile birlikte ruhbilim alanında değerli araştırmalar yapan Cemal Dindar ve Yavuz Erten'in editörlüğünde Ruhbilim ile Felsefe arasındaki ilişki irdeleniyor. Ruhbilim alanında epeydir bir çatışkı yaşanıyor. Bu alanın kavramları neredeyse kahve sohbetlerine girmiş ve konuşma dilinin bir parçası olmuş durumda: Duygusal açmazlar yaşayan insanlar artık nevrotik", kılı kırk yaranlar agsesif", kederli insanlar depresif", sık gündeme gelen değerler karmaşası dolayısıyla toplumumuz şizofren", şakanın dozu artmış sohbetlerde kahkahayı basanlar manik"... tiryakilik terk edileli çok oldu, sigaranın, alkolün ve bilimum başkaca şeylerin artık "bağımlılığı" var vs... Kavramlar, konuşma diline ve ortakduyuya bu denli girmişken, ruhbilimin ve asıl, toplumun bu alandaki bilgiyle karşılaşmasının ana kanalı olan psikiyatrinin tutumu garip çelişkiler içeriyor. Son 20-30 yıl içinde bu alanda yeğin bir indirgemecilik yaşanıyor; ruhsallık ile ilgili zorlanmaların, rahatsızlıkların, hastalıkların biyolojik yanı üzerinde daha fazla duruluyor ve bu biyolojik belirleyiciliğin gücüyle, psikiyatristler, kimde, nerede bir ruhsal rahatsızlık keşfetseler akıllarına hemen bir ilaç adı geliyor, ruhbilimciler ise sıklıkla terapi uygulamalarında zorlanma yaşadıklarında ilaçları" devreye sokuyorlar."
Felsefe Sözlüğü
Düşünen insanların dünyasında felsefe sözlüğü vazgeçilmez bir alettir. Gönül ister ki her ülkede ya da her dilde sekiz on felsefe sözlüğü yazılmış olsun. Felsefe sözlükleri giderek gelişen ve özelleşen ulusal dillerin düşünce anahtarlarıdır, onlarda bir dilin temel kavramlarını tanımlarıyla, açıklamalarıyla, örnekleriyle buluruz. Varlığını düşünceye adamış aydınlar için bir felsefe sözlüğü yaşamsal bir önem taşır. Felsefe sözlüğü felsefe okumalarımızın dayanağıdır. Hızla değişen ya da başkalaşan, yeni görüşlerle yeni bakış açılarıyla zenginleşen bir dünyada sözlüklerin ve ansiklopedilerin yazıldıkları gibi bırakılmamaları, zaman zaman ya da belli zamanlarda yeniden ele alınmaları ve dönüştürülmeleri gerekir. Felsefe konusunda özel bir duyarlığı olan yayınevimiz büyük bir emeğin ürünü olan Felsefe Sözlüğü’müzün yeni baskısını okurlarına ulaştırmanın sevincini yaşıyor. Bunun aynı zamanda tarihimize düşülmüş küçük bir not olduğuna da inanıyoruz.
Gezegenimiz ve Biz Seti (4 Kitap): Su Damlasının Macera Dolu Yolculuğu, Biz Çöp Değiliz, Görünmeyen Düşmanlarımız, İki Turnanın Dünya Seyahati
Bu seti alarak edineceğiniz kitaplar şöyle:
- Su Damlasının Macera Dolu Yolculuğu
- İki Turnanın Dünya Seyahati
- Biz Çöp Değiliz
- Görünmeyen Düşmanlarımız – Virüsler Bakteriler Parazitler