İnsan Doğası Üzerine On Üç Teori
Elinizdeki kitap Platon’dan Sartre’a , İslam’dan Darwinciliğe kadar tarih boyunca insan doğası üzerine geliştirilen on üç düşünce yapısını inceliyor. Yazarlar Konfüçyüsçülükten başlayarak feminist teoriye kadar okurlara insanlığın doğasını kavramak için nasıl mücadele ettiğini anlamalarına yardımcı olmak üzere geleneklerin ve düşünürlerin fikirlerini karşılaştırıp yan yana koyuyor.
Okurları eleştirel olarak düşünmeye teşvik etmek ve birçok teori arasındaki benzerlik ve farklılıkları vurgulamak için, kitap her bir teoriyi dört noktada ele alıyor… evrenin doğası, insanın doğası, insanlığın hastalıklarının teşhisi ve bu problemler için önerilen reçete. İnsan doğasına giriş dersleri, felsefeye giriş ve entelektüel tarih için ideal olan bu benzersiz kitap, hem kendimizi hem de yaşadığımız toplumu nasıl anlayabileceğimizi ve geliştirebileceğimizi düşünmek adına okurların ilgisini çekecek ve motive edecektir.
Bilim Devrimcileri
Bilim Devrimcileri tarih boyunca halkın bilim algısını ve bilimin “otorite” olarak rolünü şekillendiren önemli düşünürleri mercek altına alıyor.
Bilimsel bir keşif ne zaman kabul edilen bir gerçeğe dönüştü? Bilimsel gerçekleri inkâr etmek neden kolaylaştı? Ve biz bu konuda neler yapabiliriz? Filozof ve bilim tarihçisi Robert P. Crease, Bilim Devrimcileri’nde bu soruları, bilimsel altyapının kökenlerini ve dünyanın önemli on düşünürünün bilimsel aklı şekillendirmedeki rollerini bir bir tanımlayarak yanıtlıyor.
Bilim Devrimcileri kitabında günümüz politikacıları ve hükümet yetkilileri; bilim insanlarını bilim dışı yorumlarıyla eleştirirken, bu güvensizlik düzeyine nasıl geldiğimizi ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi örnekleriyle ortaya koyuyor. Eserde tarih boyunca gözlerini kırpmadan hayatlarını da tehlikeye atarak bilimsel aklı üstün kılmaya çalışan on düşünür ve bilim devrimcisine yer veriliyor. Bilimin cehaletinin ve yanlış kullanımının insan yaşamına ve kültüre yönelik en büyük tehdidi nasıl oluşturduğu inceleniyor.
Bilimi ortak yarar için uygulamanın ne anlama geldiğine ve bilimden bağımsız siyasi eylemin tehlikesine dair güncel ve önemli bir araştırma olan Bilim Devrimcileri, hem mevcut bilim karşıtı söylemin kökenlerini hem de modern dünyanın dağılmasını önlemek için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin Felsefesi
Frédéric Gros
“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”-Henry David Thoreau
Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?
Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.
Babil’in Kadınları
Babil'in Kadınları: Mezopotamya'da Toplumsal Cinsiyet ve Temsil
Zainab Bahrani
Babil'in Kadınları Antik Mezopotamya'daki hâkim kadınlık mefhumunu inceleyen hem tarihsel hem de sanat tarihsel bir çalışmadır ve bu topluma özgü, Batılı kurucu söylem tarafından inşa edilmiş kadınlık kavramına eleştirel bir yaklaşım getirmektedir.
Zainab Bahrani bu kültürün cinselliği ve toplumsal cinsiyet rollerini temsil üzerinden nasıl düşündüğünü çözümlerken, benzer birçok çalışmanın bağımlı olduğu eril iktidar/dişi tabiiyet gibi basit ikilikleri de sorunsallaştırıyor. Bu sayede, mevcut tanımların kadınların yaşanmış deneyimleriyle aslında örtüşmediğini, kadını eril öznelliğin nesnesi olarak konumlandırdığını göstermiş oluyor.
"Babil’in Kadınları toplumsal cinsiyet, göstergebilim, yapıbozum, psikanaliz ve tarihsel eleştiri bağlamındaki çağdaş eleştirel teorilerde zemin bulan kadınlık temsilleri hakkındaki bir çalışmadır ve bu alanlar, bir bütün olarak, sadece bu geçmiş kültürün araştırılmasını beslemekle kalmayıp aynı zamanda kendi payımıza geçmişi nasıl adlandırdığımızla yüzleşen metodolojik bir ağ oluşturur."
Arzunun Sınırları
Arzunun Sınırları
Kötü Yasalar, İyi Seks ve Değişen Kimliklerin Yüzyıllık Tarihi
Eric Berkowitz
- Sekse dair teamüllerimiz nasıl değişti ve seks hukukunu nasıl etkiledi?
- Neyin yasal, neyin yasak olduğunu belirleyen insan kendi hayatını bu yolla nasıl düzenledi?
Neandertal – Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat
Keşfedildikleri günden bu yana insan türünün en kötü şöhretli üyeleri sayılan Neandertaller, artık geçmişin önyargılarından arınmış, bilimsel teknolojilerin desteğiyle şekillenen yepyeni bir bakış açısıyla tekrar inceleniyor. Fakat tüm bu araştırmalara rağmen hikâyelerinin tamamını öğrenebiliyor muyuz? İngiliz araştırmacı, arkeolog ve yazar Rebecca Wragg Sykes işte bu hikâyeyi enine boyuna anlatabilmek için yola çıkıyor; Neandertallerin, üstlerindeki yırtık pırtık post parçalarıyla bizden çok çorak buzlu arazilerde yaşayan kuyruksuz maymunlara benzetildiği eski imajını rafa kaldırıyor ve türlü koşullara sahip geniş Avrasya coğrafyasında yüz binlerce yıl boyunca hayatta kalmayı başaran, büyük iklim değişikliklerine göğüs geren bu insanların, aslında her açıdan ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.
Neandertal: Soydaşlarımızda Hayat, Sevgi, Ölüm ve Sanat bu yakın akrabalarımızın nerede, nasıl yaşadığından neler yediğine, neler giyip nasıl süslendiğinden ölülerine nasıl davrandığına ve cinsel partnerlerini nasıl seçip bebeklerini nasıl büyüttüğüne dek çok geniş bir inceleme alnında, Neandertal kültürüne yepyeni bir pencere aralıyor. Sykes hem konunun uzmanları hem de Neandertalleri merak eden amatör okurların keyifle okuyabileceği bilgi dolu bu kitabında, öncü Paleolitik araştırmaların ve teorilerin ortaya koyduğu bulguları temel alarak Neandertaller hakkında yazılan en kapsamlı araştırmayı sunuyor.
‘‘Neandertaller hakkında yepyeni bir hikâye… İnsanlığa ilgi duyan herkes için önemli bir okuma.’’
Yuval Noah Harari, The New York Times
Cinsellik ve Başarısız Mutlak
Slavoj Žižek, felsefi sisteminin bugüne kadarki en titiz çalışmasında, diyalektik materyalizmin yeni bir tanımını sunuyor.
Bu kitabında, Alain Badiou, Robert Brandom, Joan Copjec, Quentin Meillassoux ve Julia Kristeva gibi isimlerin eserlerini yorumlamakla sınırlı kalmıyor; popüler bilimden kuantum mekaniğine, cinsel farktan analitik felsefeye uzanan bir macera vadediyor. Žižek Möbius şeridini, çapraz-kapağı ve Klein şişesini gözümüzde canlandırarak varlık, öz ve kavramdan oluşan Hegel mantığının temel üçlüsüne hareket kazandırıyor. Yeni Hegel ve Kant okumaları ise film, politika ve kültür üzerine yorumlarla birlikte sahneleniyor.
Veri ve Yapay Zekâyla Dijital Dönüşüm
Netflix, Spotify ve Amazon gibi dijital işletmeler, tüm iş süreçlerinin merkezinde veri bilimi ve makine öğrenmesine yer verirler. Ancak pek çok işletme, büyük veri analizi ve yapay zekâyı iş süreçlerine dahil etmekte zorluk yaşıyor. Bu kitap, tüm işletmelerde dijital dönüşümü yönetmeyi mümkün kılmak için hazırlanmış bir başucu kitabıdır.
Veri ve inovasyon odaklı bir kültürün oluşturulmasına ek olarak, doğru yeterli değişim yönetimi faaliyetleriyle ortaya çıkan veri ürünlerinin uygulamada kullanılması gibi önemli konuların ele alındığı bu kitap, yapay zekâ ve dijitalleşme çağında geri kalmamak için gereken organizasyonel dönüşümün detaylarını sunmaktadır.
Bu pratik kılavuzla yapay zekâ çağının gerisinde kalmaktan kurtulacak, veri bilimi ve yapay zekâyı işletmenizin kârlı bir parçası haline getireceksiniz.