1156 sonuçtan 769-792 arası gösteriliyor

Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim

70.00
Tim Spector, Londra’daki Kings College’da Genetik Epidemiyoloji Profesörüdür. Spector,Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim’de beslenme biçimleri üzerine doğru bilinen yanlışları düzeltmek için bilimsel verilere başvuruyor ve yerinde sorularla okuyucularını aydınlatmayı hedefliyor. Ne yemeliyiz? Bu, hangi gıdaların vücutlarımız için en uygun olduğuna dair sonsuz miktarda bilgiye rağmen, bizi halen şaşırtabilen basit ve temek bir sorudur. Bilim adamları,diyetisyenler ve hatta hükümetler düzenli olarak egzersizin yararları kadar aşırı yağ ve şekertüketimi tehlikesi üzerine çok sayıda araştırma yayımlıyor ancak küresel obezite krizleri dahada kötüye gidiyor. Birçok diyet planı yalnızca kısa vadeli çözümler olarak kalmakta ve pek azstrateji herkes için geçerlidir. Aynı yemeği yiyenlerden biri kilo alırken diğeri neden kiloverir? Gerçeğin bir kısmı genetikte yatmaktadır, ancak bilim adamları, cevabın midelerimize verdiklerimizin yanı sıra, halihazırda bağırsaklarımızın içinde bulunan temel sindirim mikropları olduğunu söylemekte. Kitap, bilimsel gelişmeler sayesinde ortaya çıkan gerçekleri ve mikrobiyolojinin gizli dünyasını keşfediyor ve yağ, kalori, vitamin ve besin maddeleri hakkındaki yaygın yanlış anlamaları açıklığa kavuşturuyor. Tim Spector, kişisel mikroplarımızı nelerin harekete geçirdiğini ve etkileşimlerini açıklayarak modern beslenmenin karmaşıklığını kavramamıza ve bedenlerimizde doğal dengeyi yeniden kazanmamıza yardımcı oluyor. Spector, en yeni keşifleri, aydınlatıcı bilim ve kendi vaka incelemelerini karıştırarak saçmalıklardan vazgeçip bunun yerine dengeli bir diyet, sağlıklı bir mide ve bakımlı bir vücut için çeşitliliği benimsememiz gerektiğini ortaya koyuyor. Yalana dayalı ipe sapa gelmez bilgilerle yanlış beslenmek yerine bilimsel gerçeklere dayalı ve dengeli beslenmenin ne demek olduğunu öğrenmek istiyorsanız Tim Spector’un sağlam kanıtlara dayalı bu muhteşem eserini mutlaka okumalısınız.

Beyin Yalanları ve Gerçek Bilim

100.00
Beyninizi ne kadar iyi tanıyorsunuz? Beyin hakkında doğru bildiğiniz ölümsüz efsaneler beynin çalışma biçimlerini ortaya çıkarmada yararlı olabilir mi? Elinizdeki kitap, beynimizi daha iyi tanımak için çok iyi bir başlangıç sunuyor ve insan beyni hakkındaki popüler efsaneleri inceleyerek okuyucuları nörobilim alanıyla tanıştırıyor: “Beynimizin sadece %10’unu mu kullanıyoruz?” “Hamile kadınlar akıllarını kaybeder” “Sağ beynini kullanan insanlar daha yaratıcıdır” gibi pek çok kalıcı efsaneyi inceliyor. Epilepsi, otizm, Alzheimer ve diğerleri gibi spesifik beyin rahatsızlıklarıyla ilgili efsaneleri derinlemesine araştırıyor. Okuyuculara medyada çıkan nörolojik olarak yutturmaca ve anlamsız iddiaları nasıl fark edebileceklerini öğretiyor. Dr. Christian Jarrett, İngiliz Psikoloji Topluluğunun ödüllü Research Digest blogunun kurucu editörüdür. BBC Future’da kişilik üzerine ve Behance’ın 99U sitesinde yaratıcılık ve üretkenlik üzerine yazdıklarıyla katkıda bulunuyor. Bilişsel nörobilim üzerine uzmanlaşan Jarrett, Manchester Üniversitesinde doktora sonrası araştırmalarını tamamladıktan sonra bir bilim yazarı ve editörü oldu. New York Magazine, Psychology Today, WIRED, Womankind Magazine, The Times, The Guardian, New Scientist, BBC Focus, Psychologies, Wired UK, Outdoor Fitness gibi pek çok uluslararası yayında makaleleri yayımlanmıştır.

Kimyasaldan Gıdaya Doz ve Risk

55.00
Kimyasallar sonu gelmez tartışmaların konusu. Gıdalar da içerdikleri kimyasallar nedeniyle gündemdeki tartışmalardan fazlasıyla payını alıyor. Dünyanın sayılı toksikoloji bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, Kimyasaldan Gıdaya Doz ve Risk’te, kimyasalların insan sağlığına ve çevreye verdikleri zararların boyutlarını çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra kimyasalların, bugünkü yaşam kalitesine ulaşmamıza yaptıkları katkıları da tarihsel süreç içinde örneklerle anlatıyor. Günümüzde uygulanan bilim odaklı “kabul edilebilir risk” esaslı kimyasal yönetim sistemlerinin geliştirilme süreci, kitapta bulacağınız konular arasında. Kimyasal yönetim sistemlerinin, eksiksiz uygulanmaları durumunda, insan sağlığını korumada ne ölçüde etkin olabildiklerinin cevabı da yine Kimyasaldan Gıdaya Doz ve Risk’te var. Toplumun konuya duyarlılığı nedeniyle kimyasallar ve gıdalar hakkındaki bilim dışı, akıl almaz iddiaların ortaya atılabildiği kaotik bir dönem yaşıyoruz.

İnsan Denen Meçhul

125.00
İnsan Denen Meçhul’e kaynak oluşturan bilimsel çalışmalarıyla Nobel Tıp Ödülü’ne layık görülen Dr. Alexis Carrel aslen filozof değil, bir bilim insanıdır. İnsan Denen Meçhul’de Carrel, insanı hem sosyal hem psikolojik hem maddi hem manevi yönleriyle bütün olarak ele alır ve mükemmel şekilde anlatır. Hedef kitlesi sadece bilim insanları değil aynı zamanda görevi insan yetiştirip yönetmek olan öğretmenler, doktorlar, din adamları, avukatlar ve mühendislerdir. İnsanlara kendini keşfetmekte yol gösterici olan bu eser, yayımlandığı tarihten itibaren 50’ye yakın farklı dildeki çevirisi ile dünyadaki birçok bilim insanının bakış açısına hâlâ ışık tutmaktadır. Bu kitabın, insanla ilgili bir dizi bilimsel veriyi sunmaktan başka bir iddiası yoktur. Modern hayatın köleliğinden kurtulmak isteyen insanlar için yazılmıştır. Felsefeyi bilimle harmanlayarak olgunlaşma ve ruhsal gelişimi çok güzel ifade eden olağanüstü bir eserdir ve bu eseri herkes ama herkes okumalıdır.

E-CRM: Elektronik Ortamda Müşteri İlişkileri Yönetimi

120.00
“Pazarlama, dijital ekonomide müşterinin değişen yollarına uyum sağlamalıdır. Bu bağlamda, 21. yüzyılın en önemli uygulamalarından e-CRM, giderek artan rekabet ortamında günümüz işletmelerini müşteri ilişkileri yönetim sürecini elektronik ortamda gerçekleştirme yoluna sürüklemiştir. Akademisyenlere, kendini geliştirmek isteyen üniversite öğrencilerine, günümüz rekabet ortamında yenilikçi bir anlayış benimseyen işletmelere, güncel pazarlama trendlerini anlamak isteyen herkese faydalı olacak bir kaynak kitap.”

İyi Fikir Bulma Sanatı

75.00
Bugün yaratıcılık, eskiden sanıldığı gibi belli başlı alanlar ve meslekler için değil, hayatın her alanında, her anında, tüm mesleklerde ve uğraşlarda hatta bireysel başarı ve mutlulukta da anahtar kelime. Peki yaratıcılık sadece belli insanlarda bulunan bir yetenek mi? Yoksa hepimizde zaten var olan bir güç mü? James L. Adams, beynin yapısından başlayarak çalışma sistemine, genetik mirastan çevresel faktörlere uzanan bir yolculuğa çıkarıyor bizi ve yaratıcılığın hepimizde var olduğunu ancak aramıza bir dizi engelin girdiğini hatta bu engelleri bazen farkında olmadan bizzat bizim yarattığımızı gösteriyor. Üstelik tek bir alana sınırlı kalmadan disiplinler arası örnekler, birbirinden eğlenceli ve verimli egzersizlerle yapıyor bunu. Yaratıcılık dünyasının klasikleri arasında yer alan bu kitap, yayımlanışından otuz yıl sonra, yazarı tarafından günceli yakalamak adına yeni bilgiler ve içeriklerle zenginleştirildi. Bireysel yaratıcılıktan ekip yaratıcılığına, iş hayatından sanatsal üretime, her alanda, zihnimizle aramızdaki engelleri ortadan nasıl kaldıracağımızı anlatıyor İyi Fikir Bulma Sanatı. Yaratıcı, problem çözücü, yeni yollar açıcı cevherimizle aramıza giren blokları kaldırmanın, yeni bir düşünce biçimi geliştirmenin yolları bu kitapta…

Hitler’i Pazarlamak

95.00
Prof. Nicholas O’Shaughnessy, bu dikkat çekici çalışmada, bir nevi Nazi propaganda makinesi şeklinde işleyen Hitler dönemi propaganda sürecini tüketici pazarlaması perspektifiyle açıklıyor ve Nazi Almanyası’nı ürün kampanyası olarak kavramsallaştırıyor. Bu bağlamda Hitler’in propaganda sürecini etkili bir marka pazarlaması olarak değerlendiren yazar, Nazizmin neredeyse her şeyi ikna edici amaçlarla paketleyen bir marka olarak kullanılması olgusunu derinlemesine irdeliyor. Ona göre propaganda ve politik pazarlama, Nazi Almanyası’nda yalnızca bir hükümet aracı değil, aslında hükümetin kendisi olarak nasıl var olduğunu gösterme iradesidir. Adolf Hitler’in yaşayan siyaset tiyatrosunu kullanması ile Nazi yalanları ve gerçekler arasında açık paralellikler ortaya koyan bu kitap, şu ürpertici soruyu gündeme getiriyor: Hitler, zamanının ötesinde miydi? Bu radikal, özgün, derinlemesine çalışma, pazarlama tarihi, politik pazarlama, propaganda ve tarih bilimcileri için paha biçilmez bir kaynak olacaktır. “Nicholas O’Shaughnessy’nin bu olağanüstü kitabı, Nazizmin iyi yönetilen bir marka olarak nasıl ortaya çıktığını ve modern pazarlama iletişimi tekniklerinin birçoğunun birinci sınıf bir yöntemi nasıl öngörebildiğini açıklıyor.” Miles Young, Ogilvy and Mather Worldwide

Anlam: Anlambilime Giriş

60.00
Gün içinde kullandığımız kelimelerin anlamını bildiğimizi düşünürüz. Bilmediğimiz bir kelimeyle karşılaştığımızdaysa elimize geçen ilk sözlükten konuyla ilgili maddeye bakarız ve verilen karşılıkları okuyarak o kelimenin anlamını öğrendiğimizi düşünürüz. Peki gerçekte “anlam” dediğimiz şey nedir? Zihnimizdeki kelime açıklamaları ne kadar doğrudur? Basit bir kelimenin anlamını sorduğunuz iki kişinin vereceği cevap aynı mı olacaktır? Sözlüklerin bize verdiği tanımlar kesinlikle doğru mudur? Bir kelimenin anlamı her zaman, her yerde ve herkes için aynı mıdır? Oxford Üniversitesinden Profesör Paul Elbourne, bu kitapta bunlara benzer pek çok soru üzerine düşünüyor, kabul gören düşünceleri tartışmaya açıyor. Gerçek dünyadan seçilmiş ve ilgi çekici örneklerle konuyu herkesin kolayca anlayabileceği ve keyifle okuyabileceği bir hale getiriyor.

Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi

100.00
“Sosyal Bilimlerde SPSS’le Veri Analizi” kitabı, istatistik ile dostluk kurma ve sürdürme noktasında hem araştırmacılara hem de bu alanda eğitim gören öğrencilere fayda sağlamak amacıyla hazırlanmıştır Pratik bilgiler sunmayı hedefleyen kitap toplamda 8 bölümden oluşmaktadır. Araştırma alanında yaygın olarak kullanılan “SPSS Program Menüleri”, “Verilerin Analize Hazırlanması Süreci”, “Veri Yapısının Tanımlanması”, “Faktör Analizi ve Güvenilirlik Analizi”, “Fark Testleri”, “Korelasyon ve Regresyon Analizleri”, “Parametrik Olmayan İstatistiksel Testler” ve “İstatistiksel Bulguların Raporlaştırılması” konuları yer almaktadır. Kitap, her bir konu için birden fazla örneklerle zenginleştirilmiştir.

Yemek ve Oyun

160.00
Bu benim sandalyem. Önlüğümü takıyorum, kaşığımı kapıyorum. Yemeğimi yemeye hazırım! Sonra da oyun zamanı. Arabamı itiyorum, topuma vuruyorum, blokları üst üste diziyorum, müzik yapıyorum ve kitabıma bakıyorum. Oyun oynamak çok eğlenceli! Yemek ve oyun rutinlerine dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor. Seri Hakkında: Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.

Banyo ve Uyku

160.00
Banyo yapıyorum. Annem saçımı yıkıyor, ben de göbeğimi yıkıyorum. Suda biraz daha oynuyorum. Sonra yumuşacık havluma sarınıyorum. Ardından pijamalarımı giyiyorum. Biberonumdan sütümü içiyor, kitabımı okuyorum. Uykum geldi bile. Artık ayıcığıma sarılıp yatabilirim. Banyo ve uyku rutinlerine dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor. Seri Hakkında: Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.

Yüzüm ve Vücudum

160.00
Gözlerimle görür, burnumla koklar, kulaklarımla duyarım. Ellerimle bir şeyleri tutup, kollarımla onları kaldırabilirim. Bacaklarım sayesinde koşabilir ve ayaklarımla yere vurabilirim. Vücudumla bunları ve daha pek çok şeyi yapabilirim! Yüzümüz, vücudumuz ve onlarla yapabildiklerimize dair kolay anlaşılır ve ilgi çekici resimlerle dolu, neşeli bir kitap. 12 ay ve üzeri çocukların günlük hayatına odaklanıyor. Ne Yapar? serisiyle ülkemizde geniş bir çocuk okur kitlesi edinen Liesbet Slegers'ın, miniklerin ilk kitaplığı için hazırladığı Dünyamı Keşfediyorum serisi pek çok dile çevrildi ve yayımlandığı ülkelerde kategorisinin çoksatanları arasına girdi. Miniklerin günlük hayatı aileleriyle birlikte öğrenmelerini, bedenlerini tanımalarını, yemek, uyku ve oyun rutinlerini anlamalarını, mevsimleri ve taşıtları keşfetmelerini hedefliyor. Kolay anlaşılır metinleri, Slegers’ın imzası haline gelmiş sevimli çizimleri ve kalın karton sayfalı güzel tasarımıyla, kitapları bebeklikten sevdiren o ilk kitap olmaya aday.

Zaman / Zemin / Zuhur

170.00
Geçmiş’in izleri, şimdi’nin hızla akan zamansallığı ve geleceği tahayyül biçimleri sanatta, özellikle de tiyatro sanatında yapıta nasıl ve ne ölçüde yansıyor? Unutmaya ve hatırlamaya dair pratikler bizde ve Batı’da nasıl farklılaşıyor? “Unutuşun kolay ülkesinde” yaşayan bizler, geçmişi yok saymaya meylettikçe icra ettiğimiz herhangi bir sanat dalında sadece bugüne çağırabildiğimiz geçmiş temsillerine tutunuyor, hafıza kırıntılarımızla ona yepyeni bir beden şekillendiriyoruz. İşte bu yeni bedeni, zaten bir tür temsil yoluyla işleyen tiyatro sahnesine çıkardığımızda, hakikatten fazlasıyla uzak bir geçmiş imgesiyle kendimizi yanıltıyor olabilir miyiz? Zaman/Zemin/Zuhur’da Beliz Güçbilmez işte tam da böyle bir merakla, Osmanlı’dan köklenen, Tanzimat’la birlikte geçmişinden kopmaya niyetli üstelik Batı tiyatrosuna öykünen gerçekçiliğiyle, yeni kurulan cumhuriyetin gölgesinde filizlenen Türk tiyatrosunun bebek adımlarının peşine düşüyor. Güçbilmez kitabında Antik Yunan’dan beri süregelen Batılı tiyatro geleneğine özenen Türk tiyatrosunun çocukluğunu ve bir nevi ergenlik sancılarını dışarıdan, son derece detaycı ama bir o kadar da anlayışlı bir bakış açısıyla analiz ediyor. Geçmişinden kaçan toplum, o geçmişi yok saymanın yolunu bulmuş, tiyatrosunda, üstelik de gerçeği temsil etmeyi vaat eden “gerçekçi” tiyatrosunda geçmişle hiç ilgilenmemiş, yekpare bir an’da, dondurulmuş bir zaman’da ve salt bir “satıh”a dönüşmüş zemininde, kendini, ansızın zuhur eden hikâyelere tutturmuştur. Öyleyse gerçekçi Türk tiyatrosu kendini derinliksiz, iki boyutlu bir satıh olarak kurdukça, anlattığı hikâyeyi ona yaklaşmadan, kişilerini canlandırmadan dışardan anlattıkça, sadece görünümü, sathı ya da dışıyla ilgilenen bir zâhirperest’e dönüşmüş; Araba Sevdası’nın züppesi Bihruz’un ruhunu hiç durmadan şâd etmiştir.

Yaşamın Kodu : Jennifer Doudna, Genetik Devrim ve İnsanın Geleceği

220.00
Biyolojide bir devrim yaşanıyor. Olağanüstü bir teknoloji artık hastalıkları daha kolay tedavi etmemizi, virüsleri yok etmemizi ve daha sağlıklı bebeklerin doğmasını sağlayacak. Devrimin kalbinde ise 2020’de Nobel’e layık görülen Jennifer Doudna ile arkadaşları var. Isaacson’un yeni kitabının kahramanları onlar. Lisede rehber öğretmeni ona kızların bilim yapamayacağını söylese de Jennifer Doudna’nın yaşamın gizli mekanizmalarını keşfetme tutkusu, DNA çift sarmalının keşfinden beri biyolojideki en önemli ilerlemeyi sağladı. Doudna, doğanın işleyişinde fark ettiği bir ilginçliği insanlığın gidişatını değiştirecek bir buluşa çevirdi. DNA’mızı kolayca düzenlememizi sağlayacak CRISPR teknolojisi, tıbbi mucizelerle –ama bir yandan da ahlaki sorularla– dolu bir “cesur yeni dünyanın” kapılarını açtı. Geçtiğimiz elli yılda dijital devrimi yaşadık, şimdiyse yaşam biliminin devrimi başlıyor. Yakında dijital kodlama öğrenen çocukların yanına genetik kod öğrenenler katılacak. Peki bu yeni üstünlüğümüzü virüslere karşı güçlenmek için kullanmalı mıyız? Ya da depresyonu engellemek için? Sadece parası yeten ailelerin, çocuklarının bünyesini ve zekâsını güçlendirebileceği bir dünyayı kabul ediyor muyuz? CRISPR teknolojisinin keşfine liderlik eden Doudna, şimdi bu etik tartışmaların merkezinde duruyor. Doudna’nın hayat öyküsü, doğanın en derin mucizeleri arasında dolanıp, yaşamın kaynağından türümüzün geleceğine dek uzanan, büyüleyici bir macera.     Yılın En İyi Kitapları Seçkisinde GOODREADS • TIME • WASHINGTON POST • AMAZON • BLOOMBERG “Bu yılki ödül, yaşamın kodlarını yeniden yazma üzerine. Yaşam bilimlerinde yeni bir çağ başlattılar.”2020 Nobel Kimya Ödülü komitesi açıklaması “Yaşamın Kodu, büyüleyici bir dedektif hikâyesi. Hırs ve düşmanlıklarla, laboratuvarlar ve konferanslarla, Nobel Ödülleri ve aykırılıklarla dolu.”O MAGAZINE

İlk Mikrop Kitabım

190.00
MİKROPLARI ANLAMAK HİÇ BU KADAR KOLAY OLMAMIŞTI! Baktığınız her yerde, bir damla suda, havada, hatta cildinizde, gözle görülemeyecek kadar küçük canlılar var. Onlara MİKROP diyoruz. En iyi şeyleri (bazen de en kötü şeyleri) onlara borçluyuz. Örnek mi? Mikroplar olmasa Dünya'da yaşam olmazdı. Soluduğumuz oksijeni bile onlar üretiyor. Ama bazı hastalıklar (ve evet, pandemi de!) bu minik canlıların başının altından çıkıyor. İlk Mikrop Kitabım bizleri bakteriler, virüsler, mantarlar, algler gibi çeşit çeşit mikrop türüyle tanıştırıyor. Mikroplar en olmadık yerlerde ve şartlarda nasıl yaşayabiliyor ya da bağışıklık sistemimiz onlarla nasıl mücadele ediyor gibi birbirinden ilginç soruları göz alıcı çizimlerle cevaplıyor. Hadi, Profesör Darwin'le birlikte mikroorganizmaların küçücük dünyasına dalıp bu büyüleyici varlıkları keşfedelim. Serinin diğer kitapları: İlk Kuantum Fiziği Kitabım İlk Görelilik Kitabım

Bizsiz Dünya

110.00
Yıllarca çok satan listelerinde kalan ve 35 dile çevrilen Bizsiz Dünya, yazarın pandemiden sonra güncellediği önsüzü ve gözden geçirilmiş yeni edisyonuyla tekrar okur karşısına çıkıyor. Alan Weisman, yayımlanmasının üzerinden on beş yıl geçmesine rağmen güncelliğini yitirmeyen ve pandemiyle birlikte daha da önem kazanan Bizsiz Dünya’da, insanlığın gezegenimize yaptığı etkiyi orijinal bir yaklaşımla irdeliyor. Bizsiz Dünya’da uzak bir gelecekte kütlesel altyapının nasıl çökeceğine ve insanlığın kurduğu medeniyetin nasıl yok olacağına dair kimi örnekler okumak ister misiniz? • Bizim olmadığımız bir dünyada şu an kullandığımız gündelik eşyalar fosil olarak ölümsüzleşecek. • Bakır borular ve teller birbirlerinin içine geçerek kırmızımsı kayalara dönüşecek. • İlkel yapılarımız son mimari eserler olarak dünya yüzünde kalacak. • Plastik, bronz heykeller, radyo dalgaları ve insan yapımı moleküller belki de sonsuza kadar evrene verdiğimiz son armağanlar olarak kalacak. • Organik ve kimyasal gübrelerle yetişen bitkiler yerlerini yabani otlara bırakacak, yeni kuş türleri üreyecek... Bizsiz Dünya insanlar yeryüzünden silindikten, New York metrosu sular altında kaldıktan, İstanbul dahi yok olduktan sonra gezegenin olası durumunu gözler önüne seren sıra dışı bir eser. “Weisman, Polonya’da ilkel çağlardan kalma minicik bir orman parçasından Türkiye’deki anıtsal yer altı köylerine kadar uzanan Bizsiz Dünya’yı şiirsel bir anlatımla dile getiriyor.” Publishers Weekly

Tanrının Kapısını Çalan Bilim

140.00
"Tanrının Kapısını Çalan Bilim" adlı eser, Carl Sagan’ın 1985 yılında ünlü Gifford Konferanslarının yüzüncü yıl dönümü nedeniyle aldığı davet üzerine İskoçya’da verdiği konferansın metinlerinden oluşmaktadır. Sagan konferanslarda, diğer gezegenlerde akla dayalı yaşam olasılığından kendi gezegenimizdeki yaşamın karşı karşıya kaldığı nükleer tehlikeye, yaratılışçılık ve sözde akıllı tasarımdan bilimin ’bilgili tapma’ olduğuna dair yeni bir kavrama, manik depresyondan tutun da kendinden geçmenin (huşu) muhtemel kimyasal yapısına kadar uzanan konulara ve sorunlara değinmiş. On yıl önce kaybettiğimiz büyük astronom ve astrofizikçi kozmoloji, fizik, felsefe, edebiyat, psikoloji, kültürel antropoloji, mitoloji ve ilahiyat gibi farklı pek çok alanda yaptığı konuşmalarla, konferanslara katılan herkeste hayranlık uyandırarak dehasıyla tüm insanlığı aydınlatmıştır. Sagan’ın ölümünün onuncu yıl dönümü vesilesiyle ilk kez yayınlanan "Tanrının Kapısını Çalan Bilim" adlı kitabı eşi ve uzun süre onunla birlikte çalışmış olan Ann Druyan tarafından hazırlanarak günümüzün bilgileriyle tazelenmiştir. Sagan bu kitapta din ve bilim arasındaki ilişki konusundaki fikirlerini ayrıntılı bir biçimde ortaya koyarken evrenin enginliğinde kutsalın ne demek olduğunu anlamak için sürdürdüğü kişisel arayışını ve yolculuğunu oldukça anlaşılır, mizahi, akılcı ve tamamen gözleme dayalı bir ifadeyle bizlere aktarıyor.