Sihirli Ağaç Evi -Çizgi Roman- 5: Ninjaların Gecesi

198.00
Dünya çocuklarının sevgilisi Sihirli Ağaç Evi şimdi çizgi roman! DOĞAYI KULLAN. DOĞANIN KENDİSİ OL. DOĞAYI TAKİP ET. Tim ve Lea yeni maceralarında bu kez Eski Japonya'ya gidiyor! İki kardeş sihirli ağaç evine tırmandığında Morgan'ın kaybolduğunu –belki de kaçırıldığını!– ve onlara gizemli bir not bıraktığını görüyor: Evet, Morgan’ın kesinlikle yardıma ihtiyacı var. Tim ve Lea onu ararken ninjalarla samurayların ortasına düşüveriyor. Bakalım birer ninja mı olacaklar, yoksa samuraylar tarafından esir mi alınacaklar? Sihirli Ağaç Evi serisi hakkında: Küçük okurları hem okuma keyfi hem de tarihteki farklı kültürlerle tanıştıran Sihirli Ağaç Evi serisi bu yönüyle sadece dünyanın dört bir yanındaki çocukların değil, anne babalar ve eğitimcilerin de gözdesi oldu. New York Times çoksatanlar listesinde bir numaraya kadar çıkıp beş yıldan uzun bir süre bu listede kalmayı başaran, 33 dilde 130 milyondan fazla satan bu ödüllü seri, şimdi rengarenk ve soluksuz okutan çizimleriyle çizgi roman formatında okurunun karşısında.

Wixon Kepler 130EQ Teleskop

9,000.00
Wixon Kepler 130EQ Teleskop ile Güneş Sistemimizi keşfedin! Hızlı ve kolay aletsiz kurulum sayesinde dakikalar içinde gözlemlemeye hazır olacaksınız. 130EQ, harika gece görüntülemeleri için Ay, gezegenler, yıldız kümeleri ve daha fazlasının parlak, net görüntülerini sunar. Dahil Aksesuarlar; 2 adet mercek (25mm ve 6,5mm) 2x Barlow lens Bulucu Dürbün Optik Tasarım: Newton Reflektör Diyafram: 130 mm (5,11") Odak Uzaklığı: 650 mm (25,6") Odak Oranı: f/5 Göz Merceğinin Odak Uzaklığı 1: 25 mm Göz Merceği 1'in Büyütmesi: 326x Göz Merceği 2'nin Odak Uzaklığı: 6,5mm Göz Merceği 2'in Büyütmesi: 100x Tripod : Alüminyum Güneşe çıplak gözle veya optik bir aletle (uygun güneş filtresine sahip olmadığınız sürece) asla doğrudan bakmayın. Kalıcı ve geri döndürülemez göz hasarı meydana gelebilir.

Yeni Nesil Reklamcılık

70.00
Bugünün en büyük tartışması geleneksel reklam üretme biçiminin ölüp ölmediği üzerine. Dijital medyanın ortaya çıkması ve kullanımının artmasıyla reklamcılığın bir dönüşüm yaşadığı kesin. Fons Van Dyck bu kitapta farklı sorulara yanıt vererek sonuçta yöneticiler, pazarlamacılar ve reklamcıların kafasındaki ‘Bu çağda etkili reklam nasıl olur ?’ sorusuna kesin bir dille yanıtlar veriyor. Reklamın pazarlama ve pazarlama iletişimi planlarındaki yeni yerine açıklık getiriyor, bakış açısı kazandırıyor.

Dijital Reklamın Gizli Dünyası

138.00
Sosyal medya ortamlarında ya da geleneksel medya ortamlarında genellikle gerçeklere dayalı gazeteciliğe benzeyen içerikler aslında sandığınız gibi doğal haber değil. Hepsi reklamcılık ürünü. Kullanıcıların dikkatine: Arkasında bir şirket sponsoru olmayan “içerik” bulmak artık neredeyse imkânsız. Bu bizi neden mi ilgilendiriyor? Çünkü kişisel veriler, kişisel ilişkiler ve kimliklerimiz şirket kâr yolculuğu adına yeniden paketleniyor. Veri takibi ve manipüle edilmesiyle, “beğeni’ler, tweet’ler takipçiler; bilimsel bir başarı veya sanatsal bir yetenek ya da seçmenlerin demokraside tam olarak işlev göstermesini sağlayacak bilgiden ziyade, önemli bir para birimi haline geliyorlar. Dahası da var: Fiziksel ve zihinsel zararı artık kanıtlanmasına rağmen teknoloji ile zaman geçirmek, her zaman “online” olmak ve “arkadaşlarımızla” etkileşime geçmek için manipüle ediliyoruz. Dijital Reklamın Gizli Dünyası, bir strateji olarak tarafsız bilgi kisvesi altında reklam verenleri yayıncılara, yayıncıları da reklam verenlere dönüştüren “sponsorlu içerik”lerin hızlı yükselişini adeta teşhir ederek inceliyor. Üstelik de “sponsorlu içeriklerin” etkileri açısından ortada sağlıklı veriler yokken. Çoğunlukla doğal (görünen) reklam -native advertising- ve içerik pazarlaması -content marketing- adlarıyla anılan bu gizli satış: gerçek haber ve pazarlama mesajı arasındaki çizgileri o kadar bulanıklaştırdı ki gerçek haberleri ücretli (sponsorlu) olanlardan ayırt etmek artık imkânsız hale geldi. 21. yüzyılın pazarlamacıları bize “SATIN ALIN” mesajını vermek yerine, sinsi bir satış yöntemi olan “PAYLAŞIN” mottosuyla onlara, duruma, markaya “angaje” olmamızı ve kalmamızı sağlıyorlar. Belki de pazarlamayı gerçek amacı olan “satıştan” uzaklaştırarak… Ancak kurnazlıkları birçok ülkede tüketici koruma kurumları açısından farkedilmeye başlandı bile… Siz ne duruyorsunuz?

Postmodern Pazarlamayı Anlamak

115.00
Y Z ve Alfa kuşakları… Pazarlama sektörünün hedef kitlesi hızla değişiyor. Artık Z kuşağına ürün pazarlarken kullanılan yöntemler Alfa kuşağı için geçerli değil. Peki, teknolojisiz bir dönem geçirmeyen yeni nesil, pazarlamanın da bu çağa ayak uydurmasını istemekte haksız mı? Pazarlama dünyası bu postmodern çağı yakalamak için neler yapıyor? Hızlı, interaktif, yaratıcı, en iyisi ve samimi olmalarını bekleyen tüketiciyi kazanmak için ne tür yenilikler geliştiriyor? Endüstri 4.0’dan 5.0’a doğru yol alırken pazarlama sektöründe tüketiciyi anlama ve ürünü kabul ettirme yöntemlerinin değişime uğradığına hepimiz şahit oluyoruz. Artık bilinçli farkındalık, tüketici aktivizmi, estetik pazarlamanın konuşulduğu bir dönem içindeyiz. Bu nedenle her an her yerde karşınıza çıkan pazarlama hareketlerini postmodernizm ışığında anlamak ve yorumlamak gerekiyor. Prof. Dr. Yavuz Odabaşı’nın iş/ekonomi dergilerinde ve gazetelerde pazarlama dünyasındaki gelişmeleri kaleme aldığı çok okunan yazılarından bir araya getirilen Postmodern Pazarlamayı Anlamak, pazarlama, iş, ekonomi ve iletişim alanlarına uzaktan yakından ilgi duyan herkesin kolayca okuyacağı ve ilgileneceği bir seçki. Okudukça ve anladıkça da postmodern pazarlamanın dışında kalamayacakları kesin…

Anneleri Anlayan Marka Olmak

98.00
“Tüketiciler sadece ürün satın almaz, hikâyeler, deneyimler, yaşamlarını zenginleştirecek fikirler satın alırlar.” Türkiye’nin her köşesini dolaşarak reklam, pazarlama ve strateji dünyasında geçirdiğim 17 yıllık süreçte, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan annelerle sohbet etme fırsatı yakaladım. Annelerin markalardan beklentilerini anlamak için birebir video çekimler gerçekleştirirken, anneleri hedefleyen kurum ve firmaların yöneticileri ile de röportajlar yaptım. Bu süreçte Türkiye’de dört farklı anne profili olduğunu tespit ettim: ev kadını, çalışan, çocuğu için işi bırakan ve bekâr anneler. Hem reklam ajansı sahibi, hem stratejist hem de anne olarak yaptığım araştırmalarla ortaya çıkardığım Anneleri Anlayan Marka Olmak adlı kitabım, annelere daha hızlı erişmek, marka sadakati oluşturmak, sürdürülebilir satış başarısı sağlamak isteyen markalar için vazgeçilmez bir rehber olacağını düşünüyorum. Okuduğunuzda ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Pazarlamada Yapay Zeka Kullanımı

135.00
Öğretim sürecinin her aşamasında öğrenci performansı kişiye özgü pekiştirmeler yapılabilmesi için kayıt altına alınacak ve tüm bu veriler büyük bir veri oluşturarak kendi kendine öğrenen ve kendini geliştiren bir “zekâ” sistemine dönüşecektir. Bugün Çin’de Siri gibi yapay zekâ destekli konuşma tanıma sistemleri, ülkenin en uzak yerlerindeki okullara bile en iyi İngilizce öğretmeninin ulaşmasını sağlıyor. Biz neden yapamayalım? Neyimiz eksik? Evet çok iyi öğretmenlerimiz var. Yeter ki sistemi iyi kuralım. Yapay zekâ otomasyonları öğretmenlikte rekabeti artıracaktır. Unutmayınız ki öğretmen mutlaka ve mutlaka bu sistemin denetleyicisi, sisteme giriş yapıcısı ve sistemin düzenleyici parçası olarak oyunda kalacaktır. Ancak rutin işlerden öğrenciye daha fazla zaman ayırarak. Öğretmenlikte de rekabet artık bu “ilgilenme zamanı” üzerinden olacak, bu “ilgi” işini beceremeyenler oyun dışına çıkacaktır. Yapay zekâ alanındaki gelişmeler eğitim sistemimizi mükemmel hale getirmek için bir şanstır. Bu konuda çok okumamız, iyi anlamamız, doğru yazılımlara, doğru programlara yatırım yapmamız gerekir. Bu kitabın sizlere ulaşmasını da bu nedenle istedim. Yazar Katie King ile Londra’da bir toplantıda tanıştık.

Postmodern Siyaset Pazarlaması

147.00
Kökleri iki yüz yıllık Osmanlı-Türk modernleşme sürecinin başlangıcına dayanan ve siyaset geleneğinde bulunan devamlılık ve kopukluk, günümüzde yeni renkler, biçimler ve tarzlarla ortaya çıkıyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönemin tüm etkileri ülkemizde de kendini her alanda hissettiriyor. Postmodern siyaset ve pazarlamayı geniş bir yelpaze içinde ele alıp yorumlama ve anlamlandırma ihtiyacı duyuluyor. Çelişkiler, iniş ve çıkışlar, zıtlıklar, akışkanlıklar, belirsizlik ve bilinmezlikler taşıyan yeni tarz siyaset pazarlamasının günümüzdeki görünümü nedir? Bugün çok daha bulanık ve puslu günlerin yaşandığı, eski gerçeklerin dağıldığı, tüm yaşananların hayal mi, gerçek mi yoksa her ikisi de mi olduğunun yanıtının verilemediği bir ortamda, bu manzaradan çıkarılabilecek siyaset ve pazarlama uygulamaları şüphesiz ki kendini gösteriyor. Postmodern perspektiften bakınca, siyaset alanının ve pazarlamanın bir arada nasıl göründüğü ve bunların ne tür bir yol haritası çıkaracağı sorularına verilecek cevaplar, siyasetçiler dahil olmak üzere tüm paydaşlar ve seçmenler için önem kazanıyor. Önümüzdeki seçimde, hem siyaset hem de siyaset pazarlaması açısından ne gibi oluşumlar ve değişimler etki alanı yaratacak? Hangi ayaklara yaslanarak siyasal pazarlama süreci yönetilecek? Postmodern Siyaset Pazarlaması, bahsi geçen konular ve sorular özelinde eleştirel tartışmaya bir zemin hazırlayarak, okuyucuyu siyaset ve pazarlama ekseninde yeni kavrayışlar ve uygulamalarla tanıştırıyor.

Harvard’ın Ötesinde

89.00
1984’te Harvard’da Neler Öğretilmez’in yayımlanmasıyla dünya, Mark H. McCormack’in iş dünyasında fark yaratacak içgörüler sunan çığır açıcı kavramı sokak zekâsıyla tanıştı. McCormack 2003’te öldü ama fikirleri ve felsefesi yaşamaya devam ediyor. Harvard’ın Ötesinde onu tanıyan, onunla birlikte çalışan ve ondan etkilenen insanlarla yapılan röportajlara dayanan yeni bir sokak zekâsı derlemesiyle McCormack’in dehasına saygı duruşunda bulunuyor. İş, medya ve spor dünyasındaki pek çok kişiden oluşan bir kadro bize, insanları yönetme ve onlarla ilişkiler kurma konusundaki tavsiyelerden en iyi müzakere ipuçlarına ve bir işi nasıl büyüteceğinize kadar çeşitli konularda McCormack’in nasıl fark yarattığını ve küçük fırça darbelerinin nasıl büyük değişimler yaratabileceğini gösteriyor. Bu kitapla, bir anlaşma çıkmaza girdiğinde sinirlerinize hâkim olmanın neden faydalı olduğunu, spor dünyasının ritüellerinin ve rutinlerinin iş hayatında da nasıl işleyebileceğini ve 3x5 not kartlarının başarıya ulaşmada nasıl katkıda bulunabileceğini öğreneceksiniz. Harvard’ın Ötesinde hem spor pazarlama endüstrisini icat eden adamın sevgi dolu bir vasiyeti hem de orijinal Harvard’da Neler Öğretilmez kitabının değerli bir ardılı olurken, kendi iş anlayışlarını ve pratiklerini geliştirmek isteyenler için de yeni nesil sokak zekâsını ortaya koyuyor. “Tartışmasız spor pazarlamasının kralı.” –BBC Sport “Spor dünyasındaki en güçlü adam.” –Sport Illustrated

PR Teknoloji, Veri ve İçgörüler

164.00
Teknoloji, veri ve içgörüler, halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim işlevini sonsuza dek değiştirdi. Söz konusu değişikliğe uyum sağlayamamak ise yetersizlikten çok bir isteksizlik meselesi haline geldi. Artık teknoloji, veri ve içgörüler daha anlamlı hedefler oluşturulmasına ve performans değerlendirmesinin daha sağlıklı yapılmasına katkı sağlıyor. Bu sayede halkla ilişkiler yatırımının en önemli getirisi olan itibarı zedeleyebilecek risklerin azaltılması ve optimum verimliliğin sağlanması mümkün kılınabiliyor. Kurumsal iletişimi finanse eden ve değerlendiren üst düzey yöneticiler, ölçülebilir ve olumlu bir halkla ilişkiler yatırım getirisi dâhil olmak üzere çok daha fazlasını talep ediyorlar. Liderler, kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler uzmanlarının işin temellerini bildiklerinin farkındalar ancak buna ek olarak halkla ilişkiler hedeflerini, çıktılarını ve sonuçlarını “iş dilinde” bağlamsallaştırma becerisi de bekliyorlar. PR Teknoloji, Veri ve İçgörüler, iletişim uzmanlarının hedeflere ve rakiplere karşı zaman içinde iyileştirilmiş bir halkla ilişkiler performansı elde etmesini mümkün kılmak için uygulamaya yönelik en iyi örnekleri paylaşırken, uzmanların amaca yönelik teknolojileri, veri varlıklarını ve eyleme geçirilebilir içgörüleri anlamalarına da yardımcı oluyor. Adobe, Mastercard, Southwest, Ford ve diğer birinci sınıf kuruluşlardan en iyi uygulama örnekleriyle birlikte finansal hizmetler, teknoloji, seyahat, otomotiv gibi çeşitli sektörlerden vaka çalışmalarından yararlanan bu kitap, iletişim profesyonellerine teknolojiyi nasıl optimize edeceklerini, verileri kullanarak kuruluşlarına nasıl liderlik edeceklerini, halkla ilişkiler çıktılarını iş sonuçlarına dönüştürme yeteneğini nasıl ölçeceklerini göstererek yöneticilerin karar alma sürecini güçlendiren içgörüler sunuyor.