109 sonuçtan 61-72 arası gösteriliyor

Patikalar Üzerine, Bir Keşif

250.00
“Seni o yere tekrar bağlayacak ve onu senin kılacak bir hikâye her zaman vardır.” Gazeteci Robert Moor hevesin deneyime, merakın bilgeliğe, dünyanın iddiasının dünyayı anlamaya adım adım dönüştüğü bilgi dolu bir yürüyüşe çıkarıyor okuru. Görünmez karınca patikalarından kıtaları bağlayan yürüyüş yollarına, otobanlardan internet ağlarına çok farklı şekillerde patikalar inşa ettiğimizi ve bunların dünyayı anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu anlatıyor. Robert Moor bizzat yürüdüğü patikaların tarihöncesinden kalma izlerini incelerken insanlığın kadim sorularında, tıpkı bir yolu şekillendiren izler gibi birikmiş cevapları hatırlatıyor: Düzen kaostan nasıl çıktı? Hayvanların denizden karaya sürünerek çıkmaya başladıkları yolculukları bir kıtadan diğerine uzanacak genişliğe nasıl ulaştı? İnsanın doğa ve teknolojiyle ilişkisi bizi çevreleyen dünyayı ​nasıl şekillendirdi? Ve son olarak her birimiz kendi yaşam patikalarımızı nasıl seçeriz? "Yabana ilişkin rastladığım en kısa ve öz tanım bu: ben olmayan. Orada, kendi imgemiz içinde yeniden şekillendirmemiş olduğumuz o tek yerde, çok derin ve kadim bir bilgelik biçimi bulunabilir. Albert Camus ‘Bütün güzelliğin kalbinde insandışı bir şey yatar,’ diye yazmıştı. Bu insandışı yüreği yalnızca aşinalığın pembe gözlükleri indiğinde görürüz.”

Meditasyonun Temelleri

140.00
Meditasyon nedir? Bilimsel yöntemlerle incelenebilir mi? Kendine özgü teknikleri var mı? Meditasyon hakkında tarihsel ve güncel bir inceleme sunan Meditasyonun Temelleri Hint, Çin ve Tibet gibi Doğu kaynaklarının yanında Batılı kaynaklardan da yararlanarak günümüz dünyasında meditasyonun kadim öğretilerdeki konumunu araştırıyor. Bu sebeple kimi zaman Anadolu ve Ortadoğu kültürlerinin unsurlarına kimi zamansa yeni bilimsel ve nörolojik bulgulara değiniyor. Bu kitaba özel çizimlerle gösterilen duruşlar ve mudralar, meditasyon tekniklerini ana hatlarıyla ortaya koyarken mantralar, yontralar ve konsantrasyon için gerekli diğer pratikler ise meditasyonu geniş bir perspektiften ele alıp kendi yaşamımıza uyarlayabilmemizi sağlıyor. “Meditasyon, uyku halinde her şeyden uzaklaşmak değil, tam tersine uyanıklığın en üst noktasında her şeye yakınlaşmaktır. Gerçeği, gerçekliği perdelemek değil, perdelenen gerçekliği aralamak ve saf, yalın gerçeklikle karşı karşıya gelebilmektir. Meditasyon başka dünyalara yolculuk yapıp, oralarda dolaşmak ve geri dönmek değil, o ‘başka dünya’nın çok uzaklarda olmadığını fark etmek ve o dünyayı olduğumuz yere getirmektir. Bütün ikiliklerin, dünyevilik-ruhanilik, zihin-beden gibi ayrımların ortadan kalkmasıdır.”

Taş Devrinden Robot Çağına Zamanımızı Nasıl Harcadığımızın Tarihi

230.00
Neden bu kadar çok çalışıyoruz? Çalışma bizim kim olduğumuzu neden ve nasıl belirliyor? Nasıl oldu da çalışma,hayatımıza anlam ve değer katan, toplumsal statümüzü belirleyen, zamanımızı kimlerle ve nasıl geçireceğimizi söyleyen, üstelik bedenimizi, çevremizi, eşitlik anlayışımızı dönüştüren bir şey haline geldi? Dünyanın önde gelen antropologlarından James Suzman bu kitabında, çalışmayla kurduğumuz ilişkinin 300 bin yıllık evrimini kayda geçiriyor ve bu ilişkinin günümüzde de köklü bir değişimden geçtiğini ve bu değişimin olası sonuçlarını gösteriyor. “Çalışmanın ne olduğu konusundaki temel varsayımlarımıza karşı çıkan etkileyici bir çalışma. Otomasyon, küresel iş piyasasını bütünüyle bozma tehdidi taşırken, çalışmanın ekonomik, psikolojik, hatta manevi önemini bir an evvel yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Suzman avcı-toplayıcıların, şempanzelerin, hatta kuşların yaşamlarını irdeleyerek ‘doğal’ kabul ettiklerimizin sıklıkla finans gurularının ve tarım dinlerinin şaibeli mirasından ibaret olduğunu vurguluyor. Umarım geçmişte zamanımızı nasıl geçirdiğimizi bilmek gelecekte daha makul seçimler yapmamızı sağlayacaktır.” Yuval Noah HARARI “Bu ufuk açıcı ‘derin tarih’ çalışmasında antropolog James Suzman,insan doğası hakkındaki ana akım ekonomik varsayımları sorguluyor ve modern kültürlerimizin artan eşitsizlik sorununu anlaşılır kılmak için önce geçmişimizi anlamamız gerektiğini iddia ediyor.” New Statesman

Göçebe Özneler

250.00
Göçebe Özneler Rosi Braidotti Göçebe Özneler Rosi Braidotti’nin 21. yüzyılda kıta felsefesini ve çağdaş feminist kuramı derinden etkileyen makalelerini bir araya getiriyor. Öznellik, cinsiyet farklılığı, beden politikaları, queer kuramı ve “ötekilik” gibi meseleleri göçebelik çerçevesinde ele alan Braidotti yaratıcı ve öznel üslubuyla çağdaş akademik yazı disiplininin karşı kutbuna yerleşiyor ve feminist yazına bir “oluş” alanı açıyor. raidotti bir yandan 20. yüzyıl Kıta Avrupası felsefe geleneğini şekillendiren düşünürleri feminist bağlamda eleştirel bir okumaya tabi tutarken, diğer yandan feminist kuramcıların metinlerinde cinsiyet farklılığı kuramının izlerini sürüyor. Deleuze ve Guattari’nin “göçebelik” kavramını feminist kimlik, mekân ve beden politikaları bağlamında yeniden düşünüyor ve kadın hareketinin siyasal kuramı hem yaratıcı hem de eleştirel bir şekilde tekrar inşa etmesini öneriyor. “Braidotti son yıllarda akademiyi derinden etkileyen güçlü eleştiri geleneğinde pozitif bir dönüş arayanlar için yaratıcı üretkenlik adına bir felsefe ve düşünce anlayışı sunuyor. Entelektüel söylemin giderek akademik disipline sıkıştığı çağımızda kapsamlı tartışma ve müzakere için yeni bir patika açıyor.”-Elizabeth Weed, Brown University “Braidotti’nin queer kuramı, kimlik politikaları gibi feminizmdeki diğer pozisyonları da kendi bakış açısından samimiyetle değerlendirdiği bu eser, onu postyapısalcı feminizmin en canlı ve önemli düşünürlerinden biri olarak konumlandırıyor.”-Eugene W. Holland, Ohio State University

Fanilik Üzerine Düşünceler – Tolstoy’dan Primo Levi’ye

135.00
Fanilik Üzerine Düşünceler – Tolstoy’dan Primo Levi’ye  Victor Brombert Leo Tolstoy, Thomas Mann, Franz Kafka, Virginia Woolf, Albert Camus, Giorgio Bassani, J. M. Coetzee ve Primo Levi… Victor Brombert, ölümü ve faniliğimizi, çeşitli siyasi ve kültürel bağlamlar içinde sekiz büyük yazarın eserlerinde arıyor. Tolstoy ve Thomas Mann’da bireyin fanilikle mücadelesini ortaya koyarken, Bassani ve Primo Levi’de toplumsal bir felaket olarak kültürlerin ölümünü aktarıyor. Woolf ve Camus’nün anlatılarında aldatıcı bir kurtuluş vaadi olarak sunulan ölüm, Coetzee’nin sayfalarında vahşet karşısında duyulan derin bir utanç olarak işleniyor. Fanilik Üzerine Düşünceler bir edebiyat eleştirisinin ötesinde, faniliğin izlerini irdeleyerek bizi hayatta olmanın anlamıyla yüzleştiriyor. “Belki de bütün düşünce ve sanat eylemi kaynağını dolaylı olarak fanilikten alıyordur. Bu noktada bir kez daha, doğrulanması mümkün olmasa da, André Malraux’nun insanı heyecanlandıran esrarengiz sözleri geliyor akla; mağarasının taş duvarına bizon çizen ilk insan, hem kendisinin hem de bizonun fani olduğunun farkındadır, ama aynı zamanda bu ilk sanatçı, fani hayvanı tasvir etmenin bir bakıma ‘hiçliğimizi yadsımak’ anlamına geldiğini de sezmiş gibidir.”

Edgar ve Allan Poe’nun Gizemli Serüvenleri Seti (3 Kitap)

280.00
Edgar ve Allan Poe’nun Gizemli Serüvenleri (3'lü Set) Gordon McAlpine Edgar ve Allan Poe’nun Gizemli Serüvenleri 1: Hikâye Başlıyor Birbirinin eşi iki kişi, hem dışları bir, hem içleri, Okuyabilirler birbirlerinin zihinlerini, Zalim eşek şakalarıyla efsane ikili. Adamın biri ikizlerin anne babasının peşindeydi, Aynı kişi onları takip ediyor şimdi. Mizah, gizem, kuantum, komik kurabiye falları, şifreli mesajlarla dolu Edgar ve Allan Poe'nun Gizemli Serüvenleri'ne Hoş Geldiniz! Poe ikizleri, çok sevdikleri kedileri Roderick Usher kaçırılıp evden uzaklara götürülünce, amca ve yengeleriyle birlikte yollara düşerler. Yolculukları sırasında karmaşanın, gizemin ve pek tabii ki soruların ardı arkası kesilmez: İkizler birbirlerinin akıllarını nasıl okuyor? Onlara yol gösteren tuhaf mesajları kim gönderiyor? Öbür Dünya’dan onlarla iletişime geçen Edgar Allan Poe’nun ta kendisi mi? Neden çılgın bir bilimci Poe ailesini yıllardır izliyor? Edgar ve Allan Poe’nun Gizemli Serüvenleri  2: Tüyler Ürperten Bir Gece Yarısı Birbirinin eşi iki kişi, hem dışları bir, hem içleri, Okuyabilirler birbirlerinin zihinlerini... Edgar ve Allan Poe kardeşlerin mizah, gizem, kuantum, komik kurabiye falları, şifreli mesajlarla dolu yepyeni serüvenine hoş geldiniz! Edgar ve Allan, kendilerini çılgın bir deney için kullanmak isteyen baş düşmanları Profesör Perry’i zekice planlarıyla alt ettikten sonra bütün ülkede ünlü olurlar. Büyük-büyük-büyük-büyük amcaları Edgar Allan Poe’nun hayatı üzerine çekilecek filmde kedileri Roderick Usher ile birlikte rol almak üzere New Orleans’a giderler. Ancak orada da hayatları tehlikededir, çünkü şimdi başka birileri peşlerindedir. Acaba Poe Kardeşler filmdeki rol arkadaşları Em ve Milly Dickinson ikizleri, öbür dünyada yaşayan ataları ve yeni tanıştıkları hayaletlerin yardımlarıyla yeni düşmanlarını yenebilecekler midir? Edgar ve Allan Poe’nun Gizemli Serüvenleri  3: Kedi ve Sarkaç Birbirinin eşi iki kişi, hem dışları bir, hem içleri, Okuyabilirler birbirlerinin zihinlerini... Mizah, gizem, kuantum, komik kurabiye falları, şifreli mesajlarla dolu Edgar ve Allan Poe'nun Gizemli Serüvenleri heyecanlı ve eğlenceli bir macerayla sona eriyor! Perry ailesinin kötü kalpli üyelerini alt edip işleri yoluna koyan afacan ikizlerimiz Edgar ve Allan, hiç beklemedikleri bir düşmanın tuzağına düşerler. Hayatları büyük tehlike altındadır. Acaba ortak işleyen keskin zekaları, Öbür Dünya’da yaşayan amcaları, kedileri Roderick ve arkadaşları sayesinde bu hain plandan sağ salim kurtulabilecekler midir?

Deleuze: Bir Birey Nasıl Yaşayabilir

80.00
Deleuze: Bir Birey Nasıl Yaşayabilir  Todd May   Derin bir gerçeklik krizi içindeyiz. Bildiklerimiz, yargılarımız ve kavramlarımız bu krizi aşmamıza yetmediği gibi onun giderek şiddetlenmesine neden oluyor. Peki her şeyi bilgiye dönüştürmek yerine dünyayı tecrübe etmenin farklı yollarını bulamaz mıyız? Yaşamı yargılamaktansa onu geliştirecek yeni imkânların peşine düşemez miyiz? Yaşamı nasıl kavradığımızla nasıl bir yaşam sürdürdüğümüz arasındaki ilişkinin açığa çıkarılması, bu gerçeklik krizini aşmanın yollarından biri olabilir mi?   Todd May’in Deleuze incelemesi, gerçekliğin yeni ifade biçimlerini etik, politik ve ontolojik düzeylerde araştıran çarpıcı hamleler yapıyor. Bu hamlelerin merkezindeyse ontolojimizle gündelik hayatımız arasında kenetlenmiş bir ilişki olduğu savı yer alıyor.   Todd May’e göre varlık tıpkı origami sanatında olduğu gibi dışarıdan bir müdahale olmaksızın kıvrılma ve açılma süreçlerinden geçerek oluş çizgileriyle kurulur. Her çizgi tüketilemez bir güçtür; artık karşımızda özdeşliklerden kurulu bir dünya değil, yaratılması gereken çizgiler tarafından katedilen bir güçler alaşımı vardır. Oluş halindeyiz, tıpkı diğer her şey gibi kıvrılıp açılıyor ve yeniden kıvrılıyoruz. Düşüncelerimiz, değerlerimiz ve dünyamız da bununla yüzleşmek zorunda. Başka bir yaşam ihtimali tam da burada saklı olabilir mi? Todd May, Gilles Deleuze felsefesinin içkinlik, süre ve olumlama sorunlarıyla örülen yaşam düşüncesinin izlerini sürüyor.

Edebiyat Fabrikası ve Seçme Yazılar

120.00
“İnsanın içine yerleşen ve orada ölen hisler vardır. İnsanın zayıflığının bir emaresidir bu. Sebebi itibarıyla küçük ama insanda yanıp, tükenip, dağılıp, kendine bir yer edinemeyip de hayatın ateşiyle savrulup giden, görünmez olduklarından insanın içinde nasıl barındıkları kestirilemeyen hisler vardır. Şöyle olur: İnsan çalışır, başka da bir şey yapmaz. Yüzlerce insan geçip gitti, onlarla birlikte çalışan insan görüntüsünün yarattığı izlenim de içlerinde parlayıp söndü. Sonra bir kişi daha gelip geçerken bu olağan durumda başka bir şey gördü. Gördükleri içinde sönmeyen, o küçücük şey koskocaman oldu, ona ıstırap verip dışarıya çıkmak için kıvrandırıp durdu. İşte o kişi hislerini kâğıda döktü, böylelikle rahatladı.” Andrey Platonov'un yetkin kalemi yalnızca kurmaca eserlerde değil, denemeleri ve eleştiri yazılarında da hayat buluyor. Edebiyat Fabrikası’nda Platonov'un bu kurmacadışı metinleri, edebiyatın ve sanatın toplumsal dönüşümlerle nasıl etkilendiğini, yazarların bu değişimlere nasıl yanıt verdiğini ve edebiyatın insanların ve dönemin ruhunu nasıl şekillendirdiğini tartışıyor. Bu kitap, yazarın felsefi, siyasi ve edebi görüşlerini, toplumsal meselelere bakış açısını ve sanat anlayışını keşfetmek isteyen okurlara tatminkâr bir okuma sunuyor.

Odysseia

130.00
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz. Odysseia, Troya Savaşı’nın kahramanlarından Odysseus’un on yıl süren eve dönüş hikâyesidir. Odysseus, Troya düştükten sonra memleketi İthaka’ya doğru yola çıkar ama bu yolculuk başlı başına bir serüvene dönüşür. Bir deniz tanrıçası tarafından yıllarca alıkonur, efsanevi yaratıklarla mücadele eder ve nihayet evine varır. Ama bu sefer de onun yokluğunu fırsat bilip krallığını ele geçirmek isteyenlerle başa çıkmak zorunda kalır. Zekâsıyla meşhur Odysseus’un hikâyesi yaklaşık üç bin yıldır pek çok esere ilham kaynağı olmuştur.

İlyada

120.00
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz. İlyada’da Yunanistan’dan gelen Akhalarla bugünkü Çanakkale yakınlarında yaşayan Troyalılar arasındaki Troya Savaşı’nın son iki ayı anlatılır. Bir tercih yüzünden başlayan ve on yıl süren bu savaşa tanrılar da sık sık müdahale eder. Kahramanlık, cesaret, yaşamın değeri, savaşın yıkıcılığı üzerine güçlü izler barındıran bu büyük eser yaklaşık üç bin yıl öncesine ait olmasına rağmen hâlâ tüm dünyada okunmaktadır.

Aeneis

110.00
Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz. Aeneis’te Troya Savaşı’nı sağ salim atlatan Aeneas’ın yurdundan ayrılıp İtalya topraklarına yaptığı yolculuk ve oraya vardıktan sonra Latinlerle girdiği savaş anlatılır. Aeneas Harpyler, Kikloplar ve deniz canavarları gibi efsanevi yaratıklarla karşılaşır, ölüler ülkesine iner ama en büyük mücadeleyi insanlara karşı verecektir. Yunan şair Homeros’un İlyada ve Odysseia’sından bazı mitolojik öğelerin de yer aldığı bu eser aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun temellerinin atılışının destanıdır.

Basit Yaşama Felsefesi

150.00
“Ancak basit yaşam, uyuyan hayalgücünü uyandırabilir; alışkanlıkların gücünü zayıflatabilir. Basit yaşam, her şeyin yaydığı ve her şeyde yankılanan hayatın durgun, dingin sesini dinlemeye istekli olanlara, dünyada var olmaya ilişkin öneriler sunar.” Basit Yaşama Felsefesi antik çağlardan günümüze basitliği bir yaşam biçimi olarak gören ve benimseyen tarihi figürlerin motivasyonlarını ve uygulamalarını anlatırken Henry David Thoreau'dan Steve Jobs'a, Diogenes’den Jean-Jacques Rousseau’ya, Kinikler ve Quakerlardan gönüllü basitlik ve küçülme gibi kavramlara dek bir dizi insanı, uygulamayı ve hareketi bir araya getiriyor. Jérôme Brillaud insanların hemen her şeye sahip olmak istediği, her türlü deneyimi satın almaya gönüllü olduğu fakat yalnız kalmamak, eksilmemek ve elindekileri kaybetmemek için bitmez tükenmez bir çaba gösterdiği eşi benzeri görülmemiş bir karmaşa ve tüketim çağında, okuruna basit yaşama dair son derece yoğun ve kapsamlı bir anlatı sunuyor.