Tüketilen Nostalji

65.00
Nostalji artık eskisi gibi değil. Hızlı kapitalizm çağında modern belleklerimiz örf ve adetler, kuşaktan kuşağa aktarılan aile yadigârları yerine çocukluğumuzda tanıştığımız ticari ve geçici tüketim ürünleri ve kısa süreli medya görselleriyle biçimleniyor. Bu olgu, üyelerinin oyuncaklarına, televizyona ve gençliklerindeki müziğe sadık kalan nostalji kitlelerinin oluşumuna sebebiyet veriyor. İnsanlar, çocukluklarında ilgilendikleri eğlenceli şeyler her neyse onlara geri dönerek, eski meraklarını veya gençliklerinde yaşadıkları özgürlük duygusunu tatmayı umut ediyorlar. 1970’li yıllarda nihai şeklini alan tüketilen nostalji, tüketim ürünlerinin satışıyla, çocukluğun ticarileşmesiyle ve nostalji pazarlamasının başlangıcıyla birlikte büyük bir ekonomi hâlini aldı. Yazar Gary Cross, pop şarkılarını klasiğe dönüştüren ve çocukluğunuzda oynadığınız oyuncakları değerli birer meta hâline getiren kültürel dinamikleri açıklayarak bu büyüleyici ve zevkli tarih çalışmasıyla okuyucuları kendine çekiyor. Bununla birlikte, tüketilen nostaljinin sürekli hızlanan değişimle başa çıkmamızı nasıl biçimlendirdiğini ortaya koyuyor. Günümüzde nostaljiye sahip olup kolayca erişebilirsiniz ve nostalji koleksiyonu yapabilirsiniz; bu sayede nostalji, erişilebilir ve geçmişe nazaran daha da eğlenceli bir hâle gelir. Ancak nostaljinin ticarileşmesi belleği kısıtlıyor ve yaratılan anılarla hatıraların olumlu ve güzel yönlerini karmaşıklaştırıyor. Cross, modern nostaljinin etkileyici ve nevi şahsına münhasır karakterini ortaya çıkararak hızlı kapitalizm çağında geçmişi anımsamanın ritüellerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Musk Mania

50.00
Tesla, PayPal, SolarCity ve SpaceX’in arkasındaki dahi Elon Musk olağanüstü bir Dalgayaratandır: sadece inovasyon dalgaları üzerinde sörf yapmakla kalmaz, rüzgarı arkasına alarak dev dalgalar da yaratabilir. Tüm bunları yaparken bankacılık, uzay, otomotiv ve enerji gibi alanlarda sektör devlerine karşı tek başına ayakta durup onlarla rekabete girebilir. Musk’ın geçerli beş başarı ilkesini inceleyen Hans van der Loo ve Patrick Davidson, onun düşünce yapısını ortaya çıkartıyor ve harika performanslara nasıl ulaşabileceğinizi gösteriyor.

Beş Davet

65.00
Ölüm hep bizimle, yok saysak da hayatın ayrılmaz bir parçası… Yanı başımızda olduğunu bilmemize rağmen ölüm üzerine konuşmak, onu aklımıza getirmek dahi istemiyoruz. Peki ya ölümü görmezden gelmeyi bırakıp ondan bir şeyler öğrenmeye çalışsaydık, o zaman ne değişirdi? Frank Ostaseski, Beş Davet’te daha iyi bir yaşam sürebilmek için ölümden alınacak derslerin olduğunu anlatıyor. Beş Davet’te çarpıcı bir bakış açısıyla ölümün, yaşadığımız hayata katacağı ilhamdan bahseden Frank Ostaseski, okurlarını her birimizin içinde yaşayan sevgi, güven ve bağışlama kapasitesini keşfetmeye çağırıyor. Ölümcül hastalıklara yakanmış kişilerle uzun yıllar boyunca çalışan Ostaseski, gördüğümüz bütün ölümlerin hayatı dolu dolu yaşamak için birer öğretmen olduğunu söylüyor. Yaşamın kırılgan doğasında nelerin önemli olduğunu hatırlatan Beş Davet, okuyucuyu sıra dışı bir okuma deneyimine davet ediyor.

Performansın Sınırlarında

80.00
İşletmenizi bir Ferrari, McLaren, Toyota veya Force India olarak hayal edebiliyor musunuz? Peki ya satış ekibinizi yarış takımı, pazarlama ile araştırma birimlerinizi ise Formula 1 arabası tasarlayan bir stüdyo olarak? Tahminî cirosu 4 milyar dolar olan Formula 1, 30 ülkeden 50 bini aşkın insana iş sağlıyor. Dahası, bütün büyük veya gelişmekte olan ekonomilerde önemli bir rolü var. Performansın Sınırlarında, Formula 1 yarışlarını örnek alarak bir işletmenin yüksek rekabete dayalı koşullarda en iyi performansa nasıl ulaşacağını anlatıyor. Elinizdeki kitap, büyük başarı kazanan ilk edisyonun Formula 1 sürücüleri ve bu sporda aktif görev alan yöneticilerle yapılan yeni söyleşilerle zenginleşmiş ikinci edisyonudur.

İletişim Kitabı

85.00
Dünya çapında çok satan yazarlar olan Mikael Krogerus ve Roman Tschäppeler, İletişim Kitabı’nda Aristo’nun retorik sanatı hakkındaki düşüncelerinden, Proust Anketine ve Edward L. Bernays’in “Halkla İlişkiler” taktiklerine ve Harvard müzakere yöntemlerine kadar geniş bir yelpazeye yayılan 44 farklı iletişim teorisinin gündelik hayatın her alanında uygulanabilirliğini test ediyor. Krogerus ve Tschäppeler, esasında zor ve karmaşık olan bu teorileri ele alarak, günlük iletişimde uygulanabilecek kolay stratejilere dönüştürüp eğlenceli şemalarla destekliyor. Bu kitapta, daha iyi bir iş toplantısı yapmanın inceliklerinden, kafanızdaki düşünceleri geliştirmeye ya da kaliteli dinleme becerilerinizi artırmanın yollarından, muhabbet etmenin altın kurallarına kadar çeşitli iletişim alanlarından teorik bilgilerin ve iş tavsiyelerinin mizahla birleştirilip pratiğe döküldüğünü göreceksiniz. İş, kişisel iletişim, ilişkiler ve dil gibi konularda öne sürülen fikirlerle yalnızca iletişimde neyi geliştireceğinizi değil, nasıl geliştireceğinizi de öğrenmiş olacaksınız. İster CEO olun ister yolun başındaki acemi veya evdeki ilişkilerini geliştirmek isteyen biri olun; bu zekice görselleştirilmiş ve yoğunlaştırılmış rehber, iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve hayatta anlamlı bağlantılar kurmanıza yardım edecek. Okurken attığınız kahkahalar da cabası.

Lego Asla Sadece Lego Değildir

120.00
Lego, nesilden nesile aktarılan oyuncak yapılandırma parçası olarak bilinir. Günümüzde Lego; televizyon programlarından sinema filmlerine, şirket eğitim programlarından eğitsel robotik programlara, fan zirvelerinden elbise ve aksesuarlara kadar uygulamalarıyla çoklu medya fenomeni olmuştur. Hatta Cambridge Üniversitesi’nde Lego Profesörlüğü ünvanı bulunmaktadır. Lego Asla Sadece Lego Degildir kitabında Lego’nun görünmeyen yönleri üzerine ufuk açıcı denemeler bulacaksınız. Yaratıcılık ve oyun, tüketim ve kültür, özgünlük ve kimlik, mimari, matematik, fikri mülkiyet, ekonomi ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi konuların Lego dünyası ile bağlantılarını ortaya koyan bu denemeleri okuduktan sonra siz de Lego Asla Sadece Lego Degildir düşünce ekolüne katılacağınıza emin olabilirsiniz.

Dijital Reklamın Gizli Dünyası

110.00
Sosyal medya ortamlarında ya da geleneksel medya ortamlarında genellikle gerçeklere dayalı gazeteciliğe benzeyen içerikler aslında sandığınız gibi doğal haber değil. Hepsi reklamcılık ürünü. Kullanıcıların dikkatine: Arkasında bir şirket sponsoru olmayan “içerik” bulmak artık neredeyse imkânsız. Bu bizi neden mi ilgilendiriyor? Çünkü kişisel veriler, kişisel ilişkiler ve kimliklerimiz şirket kâr yolculuğu adına yeniden paketleniyor. Veri takibi ve manipüle edilmesiyle, “beğeni’ler, tweet’ler takipçiler; bilimsel bir başarı veya sanatsal bir yetenek ya da seçmenlerin demokraside tam olarak işlev göstermesini sağlayacak bilgiden ziyade, önemli bir para birimi haline geliyorlar. Dahası da var: Fiziksel ve zihinsel zararı artık kanıtlanmasına rağmen teknoloji ile zaman geçirmek, her zaman “online” olmak ve “arkadaşlarımızla” etkileşime geçmek için manipüle ediliyoruz. Dijital Reklamın Gizli Dünyası, bir strateji olarak tarafsız bilgi kisvesi altında reklam verenleri yayıncılara, yayıncıları da reklam verenlere dönüştüren “sponsorlu içerik”lerin hızlı yükselişini adeta teşhir ederek inceliyor. Üstelik de “sponsorlu içeriklerin” etkileri açısından ortada sağlıklı veriler yokken. Çoğunlukla doğal (görünen) reklam -native advertising- ve içerik pazarlaması -content marketing- adlarıyla anılan bu gizli satış: gerçek haber ve pazarlama mesajı arasındaki çizgileri o kadar bulanıklaştırdı ki gerçek haberleri ücretli (sponsorlu) olanlardan ayırt etmek artık imkânsız hale geldi. 21. yüzyılın pazarlamacıları bize “SATIN ALIN” mesajını vermek yerine, sinsi bir satış yöntemi olan “PAYLAŞIN” mottosuyla onlara, duruma, markaya “angaje” olmamızı ve kalmamızı sağlıyorlar. Belki de pazarlamayı gerçek amacı olan “satıştan” uzaklaştırarak… Ancak kurnazlıkları birçok ülkede tüketici koruma kurumları açısından farkedilmeye başlandı bile… Siz ne duruyorsunuz?

İkna Çağı

190.00
Uyanık geçirdiğimiz saatlerin yarısını kitle iletişim araçlarına bakarak geçiriyoruz. İkna, demokratik süreçte hep ayrılmaz bir rol oynamıştır ancak karşılıklı ve düzeyli tartışmaların yerini basit konuşmalar ve manipülatif mesajlar almaktadır. Propaganda tarihinin yanı sıra sosyal psikolojideki çağdaş araştırmalardan yararlanan İkna Çağı, politik kampanya yürütenler, satış temsilcileri, reklamcılar, televizyon misyonerleri, demagoglar ve diğerleri tarafından kullanılan taktiklerin, en derin korkularımıza ve en mantık dışı umutlarımıza hitap edip yaşadığımız dünyanın çarpık bir tasavvurunu yaratarak duygularımızdan nasıl faydalandıklarını göstermektedir.

Dijital Fark

80.00
“Bu önemli bir kitap. İletişim araştırmalarında yükselen bir şahsiyet olan W. Russell Neuman, teknoloji, kültür, kurumlar, ticaret ve sosyal evrim etkileşimini inceleyerek, dijital çağda iletişimin yapısını ve dinamiklerini isabetli bir şekilde gözler önüne seriyor. Analizi deneylerle desteklenmiş ve kuramsal açıdan anlamlı.” Manuel Castells, Southern California Üniversitesi “Sosyal medya, ‘aktif seyirci kitlesinin’ iktidarını artırmış ve sorunlarını kötüleştirmiştir. İletişim araştırmasının bir üstadı tarafından kaleme alınmış bu azimli kitapta; bu alanın ve değişen Zeitgeist’ının (zamanın ruhu) bir tarihi, baskın paradigmalarının bir eleştirisi ve güncel hali, bilişsel ve toplumsal alımlama süreçlerinin bir teşhisi ve iletişim araştırmasının kamu politikasını oluşturmasıyla alakalı olduğuna dair bir ısrar ile karşılaşacaksınız.” Elihu Katz, Pennsylvania Üniversitesi “İletişim biliminin ve araştırmalarının gelişimi son on yıla kadar iletişim dünyasında olanı biteni anlamaya yetiyordu. Ta ki dijitalleşme başlayana kadar… Varolan kuramlar, modeller, kavramlar tam dijital dünyayı anlamaya, onun üzerine hipotezler kurmaya yetmiyor derken, W. Russell Neuman’ın paradigma yıkıcı kitabı Dijital Fark imdadımıza yetişti. Neuman geçmişten bugüne ezbere bildiğimiz iletişim etkileri kuramlarını dijital dünyanın yeni gelişmeleri ile o kadar güzel birleştiriyor ve farkı o kadar güzel ortaya koyuyor ki nihayet hem uygulamacılar hem iletişim öğrencileri hem de akademisyenler için aydınlatıcı bir kaynağa kavuştuğumuzu düşünüyorum.” Ali Atıf Bir, İletişim Bilimleri Enstitüsü

Anti Kanser Yaşam Biçimi

75.00
“Sağlık hizmetleri devrimi, yepyeni ve harika bir kitapla devam ediyor... Bu kitap, erişilebilir, bilime dayalı, değerli bir kaynak.” — Andrew Weil, Tıp Doktoru “Anti Kanser Yaşam Biçimi, milyonlarca insanın kansere yakalanma riskini azaltmak veya kanser teşhisinden sonra sağkalım riskini artırmak için kullanabileceği bilgiyi sağlıyor. Şiddetle tavsiye ederim!” —Dean Ornish, Tıp Doktoru “Mükemmel referanslara sahip yazarların elinden çıkma, hem sağlık profesyonelleri hem de halk için çok değerli bir rehber.” —Deepak Chopra, Tıp Doktoru “Anti Kanser Yaşam Biçimi, kanser riskini azaltacak ve aynı zamanda kanser tedavisi görenlerin yaşam kalitesini artıracak sağlık tutumlarını vurgulayan muhteşem bir kaynak.” —David S. Rosenthal, Tıp Doktoru, Amerikan Kanser Derneğinin eski başkanı “Anti Kanser Yaşam Biçimi, yaşam tarzımızı değiştirmenin kanserden ve diğer büyük hastalıklardan kaynaklanan ölümleri azaltabileceğini söyleyen bilimsel kanıt sunuyor. Bu amacı başarmak ve her gün daha iyi hissetmek için yaşam tarzımızı nasıl değiştireceğimizi gösteriyor. Hayatınızın daha iyiye gitmesi için çalışan deneyimli profesyoneller bu kitapta sağlığınızı geliştirecek reçeteler sunuyor.” —John Mendelsohn, Tıp Doktoru, MD Anderson Kanser Merkezinin Eski Başkanı

Arzuyu Sezmek: Fokus Grup Tekniği’nin Dönüşümü

75.00
Eleştirmenlerin hayranlığını kazanan bu uluslararası çok satan kitapta, matematik dehası Petros Papachristos'un ömrünün büyük bir kısmını matematik alanında karşılaşılmış en büyük zorluklardan birine, Goldbach Sanısı'na adadığını göreceksiniz. Kolay görünen bu aldatıcı sanıya göre; 2'den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamına eşittir. Bu sanıyı ispatlama amacıyla yanıp tutuşan matematikçinin hayatta başka bir amacı kalmamıştır. Zaman içinde, genç ve azimli yeğeni dışında ailesindeki herkes ona sırtını dönmüştür. Hikâyenin kahraman anlatıcısı olan bu genç adam; aralarında G.H. Hardy, Hint dehası Srinivasa Ramanujan ve genç bir Kurt Gödel bulunan muhteşem tarihi kişilikler eşliğinde Petros Amca'nın sırlarla dolu çarpıcı geçmişini aydınlığa kavuşturmayı amaçlamaktadır. Bu sırada birbirini tanımaya başlayan amca ile yeğen arasında bir bağ kurulur. Bunun sonucunda kendilerini, akıl sağlıklarını tehlikeye atabilecek türden matematiksel bir takıntının pençesinde bulurlar. “Merak uyandırıcı bir ilk eser... Doxiadis, iki zorlayıcı karakterin gelişimine odaklanırken okurun ilgisini asla kaybetmiyor. Gerçekten sürükleyici.” - Publishers Weekly “Büyük aşklar genellikle yalnızlıktan doğar.' Anlatıcı, amcasının sayılarla olan ilişkisini böyle yorumluyor. Petros, Goldbach Sanısı'na tam anlamıyla ömrünü vermiş.” Sophie Ratcliffe – The Times “Bir matematikçinin, çözülmesi çok zor bir problemi çözmeye uğraşırken, kendi kendine nasıl zihinsel bir tuzak hazırladığını harikulade bir şekilde sergiliyor.” - John Nash, 1994, Akıl Oyunları filminin konu edindiği Nobel ödüllü matematikçi- “İki yüzyıl boyunca çözülememiş matematiksel bir sanı; bu sanıyı çözmek uğruna kendi kendini yiyip bitiren matematik dehası bir amca; matematiğe ilgi duyan bir yeğenle kurduğu tuhaf ilişki ve keskin bir sosyal gözlemleme... Bütün bunlar, çok eğlenceli, dokunaklı, büyüleyici ve kanımca karşı konulamaz olan Petros Amca'da bir araya geliyor.” - Oliver Sacks

Gözümüz Neden Doymaz

65.00
Melanie Mühl ve Diana Von Kopp, Gözümüz Neden Doymaz’da beslenme alışkanlıklarımız günden güne daha karmaşık bir hal almaya başlamışken bu karmaşıklığı yaratanın yine biz olduğumuz gerçeğini davranış psikolojisi üzerinden değerlendiriyor. Yeme alışkanlığımızı şekillendiren gizli etkenleri sıralarken, doyduğumuz zamanı neden bilmediğimiz, neden tekrar tekrar beslenme mitlerinin tuzaklarına düştüğümüz, duyguların iştahımızı nasıl manipüle ettiği, kalan yemekleri neden eve götürmekten hoşlanmadığımızın altında bilinçaltımızın söz sahibi olduğunu belirtiyor. Bu kitabı okurken, nasıl daha sağlıklı ve akıllı beslenerek yiyeceklerden keyif alınabileceğinin yöntemlerini bulacaksınız. Her sayfasında damak zevkinizi deşifre eden ve yemek yemenin sosyal boyutuna ışık tutan bulgulara rastlayacaksınız. Bu kitabı okuduktan sonra bilinçli davranmanın gücünü ele alarak daha akıllı ve keyifli yemek yemeye başlayacaksınız!