Primatların İzinde – Evrimsel, Tarihsel ve Metodolojik Bir Bakış
Primatlar kimdir? Milyonlarca yıldır gezegende yaşayan, ancak insanların görece yeni denilebilecek bir ilişki kurduğu primatları anlamak mümkün müdür? Tarihsel süreçlere baktığımızda primatlara dair ve primatoloji alanındaki çalışmalar nasıl başlamıştır? Türkiye’de bu alanda çalışan insanlar, yapılan araştırmalar var mıdır? Önsözünü dünya çapında şempanzelerle ilgili keşifleriyle tanınan Dr. Jane Goodall’un yazdığı bu kitap; primatların kim olduğunu, primatolojinin kendine has bir disiplin olarak ortaya çıkış sürecini ve bir disiplin olarak bilim dünyasında kendine nasıl bir yer bulduğunu, primatların kökenini, evrimsel süreçlerini ve karmaşık primat taksonomisini, çeşitli primatların fiziksel özellikleri, yaşam alanları, sosyal davranışları, beslenme biçimleri ve korunma statülerini tartışıyor. Bunların yanı sıra primatoloji çalışmalarında kullanılan farklı yöntemler hakkında bilgi veriyor ve bunları birinci elden deneyimleyen, Türkiye’den 4 kadın araştırmacı tarafından farklı zamanlarda farklı yerlerde ve farklı türlerle gerçekleştirilmiş saha çalışmalarını zorlukları ve güzellikleriyle beraber anlatıyor. Primatların İzinde, primatların dünyasına bir kapı aralarken, okuyuculara primatları tanımanın, evrimsel ve tarihsel süreçlerimizi birlikte keşfetmenin heyecanıyla, hayatlarımızı onlarla uyum içinde düzenlemenin yollarını bulma fırsatı sunuyor!
Bir Kâşifin Felsefesi
Son derece zorlu koşullarda hayatta kalmak, tatmin edici bir yaşam sürmek için öğretilerle doludur. Bunu “Üç
Kutba” da (Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Everest Zirvesi) yürüyerek ulaşan ilk kâşif olan Erling Kagge’den
daha iyi kimse bilemez. Kagge son derece akıcı ve samimi bir dille kaleme aldığı kitabı Bir Kâşifin
Felsefesi’nde, onu dünyanın ve insan dayanıklılığının sınırlarına götüren keşif gezilerinden edindiği bilgelik ve uzmanlığı okuruyla paylaşıyor.
İyimser bir bakış açısı geliştirmekten zihnimizi doğru zamanda kalmaya ikna etmeye, küçük şeylerden zevk
almayı öğrenmekten yalnızlığımızla barışmaya kadar türlü meselelerle ilgili deneyimlerini on altı maddede
sıraladığı kitabında Erling Kagge, en zorlu koşullarda hayatta kalabilmenin anlamlı bir yaşam sürme konusunda bize ne kadar çok şey öğretebileceğini gözler önüne seriyor.
Kötü Tavsiye
Bilim kendi adına konuşmaz. Bilim insanları, kafa karıştırıcı olabilecek konulardaki içgörülerini halkın ihtiyaç duyduğu şekilde ifade edemezler. Ünlüler, taraftarlar, lobiciler ve arkalarındaki fon sağlayıcıları, bilim insanlarının basit yanıtlar verme konusundaki isteksizliklerinden yararlanıp medyayı yanıltan yanlış iddialarda bulunurlar ve bu sahte bilgi saldırısının ortasında insanların kafası kendileri için neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda daha da fazla karışır. Kötü Tavsiye’de Paul A. Offit, yanlış bilgiyle mücadelede yapılması ve yapılmaması gerekenlere dair edindiği bilgeliği okurla paylaşıyor.
Offit bu kitabında bilim ve sahte bilim konularını ele alınken sadece kurnaz şarlatanların ve onların “mucizevi” tedavilerinin tetiklediği fikirleri değil aynı zamanda Holokost ve iklim değişikliğinin inkârı gibi yıpratıcı, tehlikeli ideolojileri de tartışıyor. Kötü Tavsiye bilime yönelik politik saldırılardaki artıştan rahatsız olan okurlar için kesinlikle eşsiz bir kılavuz niteliğinde. “Bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüşü tartışan kusursuz bir örnek.” –Publishers Weekly “Kötü Tavsiye bilimsel konularda kamuoyunu yanlış yönlendiren ayrıntıları akıcı ve mizahi bir üslupla okurvcxva sunuyor.” –Washington Post