Podcast Yayıncılığı ve Pazarlama

65.00
Podcast’ler kalabalık ve gürültülü dijital ortamda işletmelere, marka üreticilerine ve pazarlamacılara, hedef kitleler nezdinde öne çıkma ve onlarla etkileşimi sürdürme konusunda eşsiz fırsatlar sunmaktadır. İçerik pazarlamasının en etkili alanlarından biri olan podcast yayıncılığı, son yıllarda diğer tüm sosyal medya kanallarından daha yüksek tüketici bağlılığı oluşturan bir alan haline gelmiştir. Podcast’ler değişik biçimlerde tüketilmekle birlikte insanlarla duygusal bağ kurmakta ve diğer dijital kanallardan daha fazla güven inşa etmektedir. İnsanlar bir bilgi kaynağı olarak podcast’lere bloglardan ve videolardan daha fazla güven duymaktadır. Bunun nedeni, bir podcast’te insan sesini dinlemenin bir blog okumaktan daha samimi ve sıcak gelmesidir. Bu kitapta yüksek etkileşimli ve başarılı podcast’lerin nasıl planlanabileceği, yaratılabileceği ve yayımlanabileceği tüm yönleriyle gösterilmektedir. Ayrıca bu podcast’lerin işletme hedeflerini nasıl yönlendirebileceği, başarısının nasıl ölçülebileceği ve kanıtlanabileceği anlatılmaktadır. Podcast yayıncılığında uzman yazarlar tarafından kaleme alınan bu kitap, podcast konusunu A’dan Z’ye irdeleyerek konuyla ilgilenen herkese bir yol haritası ve kılavuzluk özelliği sunmaktadır.

Sevgi ve Para Arasında Ana Baba Olmak

105.00
1970 ve 1980’lerde çok daha rahat bir çocukluk geçirenler bugünün ebeveynleri olarak neden “helikopter ebeveynliğe” ve “kaplan anneliğe” büründüler? Bugün ebeveynlerin çoğu çocukları uygunsuz bir şey yaptığında onları sert bir şekilde disipline etmekten kaçınırken “sert ebeveynlik” yüzyıllar boyunca neden o kadar popülerdi? Ülkeler arası çocuk yetiştirme tarzlarındaki farklılıkların nedeni neydi? Ebeveynlik sözkonusu olduğunda, insanlar genelde ekonomi hakkında düşünmezler. Oysa ekonomi, insanların nasıl karar verdiğini ve ebeveynler olarak alınan kararların neden en önemli kararlar arasında sayıldığını anlamayı amaçlayan bir sosyal bilimdir. Elinizdeki kitapta, insanların kaç çocuk yapmak istediklerini, çocuk yetiştirmeye ne kadar yatırım yaptıklarını ve hangi ebeveynlik tarzını seçtiklerini anlamanızda ekonominin yardımcı olabileceği savunuluyor. Ayrıca yine aynı bakış açısıyla ebeveynlikteki toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümü, ekonomik gelişim sürecinde geniş aileden çekirdek aileye geçişi, ebeveynlerin çocuk işçiliğine karşı değişen tutumları ve hatta sosyal sınıflar arasında farklı tercih ve değerlerin oluşumu ve aktarımı masaya yatırılıyor. Matthias Doepke ve Fabrizio Zilibotti, ortaçağdan günümüze; ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya ve İsveç’ten Çin ve Japonya’ya uzanan araştırmalarında para, sevgi, bilgi ve zaman bağlamında ebeveynlik uygulamalarını detaylı bir şekilde inceliyorlar. Sevgi ve Para Arasında Ana Baba Olmak ekonomik güçlükler ve artan eşitsizlik ortamında ebeveynlerin çocuklarını nasıl büyüttüğünü ve bunların ardındaki itici güçleri derin bir araştırmayla sunuyor.

Bırakın Çocuklar Oyun Oynasın

90.00
Standartlaştırılmış testlere odaklı bir eğitim, çocuklarımızı gerçekten geleceğe hazırlayabiliyor mu? Eğitimde teknoloji kullanımı gerçekten iddia edildiği kadar faydalı mı yoksa çizgiyi aşmaya mı başladık? Çocuklarımızı hiçbir riskle karşı karşıya getirmeden yetiştirerek onlara gerçekten iyilik mi yapıyoruz? Oyun, neden çocukluğun bu kadar ayrılmaz bir parçasıdır? Çocuklara ne kazandırır? Son yıllarda çocuklarda artış gösteren zihinsel bozuklukların eğitim sistemiyle bir ilgisi olabilir mi? Bu gibi sorular aklınızı kurcalıyorsa Pasi Sahlberg ve William Doyle size saygın kurumların, akademisyenlerin, eğitimcilerin ve çocukların desteklediği cevaplar sunmaya hazır. Uzman görüşleri, akademik çalışmalar ve söyleşilerle desteklenen bu kitap, küresel ölçekte eğitim sistemlerine kapsamlı bir bakış sağlarken aynı zamanda çocukluğu ve çocukların oyun oynama hakkını savunuyor. Daha sağlıklı, daha mutlu, daha başarılı ve daha eğitimli çocuklar yetiştirmek mi istiyorsunuz? O halde bırakın çocuklar oyun oynasın.

İşlenmiş Gıda Yanılgısı

110.00
Gıda tüketim alışkanlıklarımız sağlıklı ve uzun bir yaşamın belirleyicilerinden olmakla kalmayıp aynı zamanda bir keyif kaynağı ve kültürel mirasımızın değerli bir parçasıdır. Bu nedenle gıda tercihlerimizde çoğu zaman duygularımız mantığımızın önüne geçer. Gıda seçimlerimiz üzerinde kültürümüz, çevremiz, yaşadığımız yer, bulunabilirlik, ruh halimiz, damak zevkimiz rol oynar. Reklam bombardımanı ve sözde uzmanların yarattığı gürültü de eklendiğinde, yolumuzu şaşırmamız mümkün. İşte ABD’nin ünlü Gıda Bilimi ve Teknolojisi profesörlerinden Robert L. Shewfelt, bu kitabında bilimsel bir bakış açısıyla işlenmiş gıdalar hakkında bilinenlerin doğruluğuna odaklanıyor ve gerçekleri çok samimi ve anlaşılır bir dille, birbirinden ilginç örneklerle anlatıyor.

Bilim Tohumları: GDO’yu Nasıl Bu Kadar Yanlış Anladık?

70.00
GDO, günümüzün en korkutucu, şeytan sözcüklerinden biri haline geldi. Peki ama GDO denince ne anlıyoruz? GDO teknolojisini ne kadar iyi biliyoruz? Hakkında düşündüklerimizin ne kadarı gerçek ne kadarı yanlış yönlendirmelere dayanıyor? GDO teknolojisi gerçekten insanlığı ve dünyayı tehdit ediyor olabilir mi? Ya biri çıkıp her şeyi yanlış anladığımızı söyleseydi? Gazeteci-yazar Mark Lynas, 90’lı yıllarda GDO karşıtı hareketin önde gelen isimlerindendi. Yıllar boyunca sürdürdüğü araştırmalar yirmi yıl sonra onu GDO karşıtı hareketin diğer tarafına taşıdı. Peki bu değişimin sebebi neydi? Bu kitap, GDO konusunu kapsamlı şekilde ele alırken genetik mühendisliği ürünü gıdaların yararları ve potansiyel tehlikeleri hakkında da derin bir analiz sunuyor. Uzun yıllara yayılmış derin bir araştırmaya dayanan Bilim Tohumları, GDO’ya hem karşıt hem yandaş insanların gözünden bakarken Mark Lynas’ın geçirdiği dönüşümün hikâyesini de ele alıyor ve kaçınılmaz soruyu soruyor: GDO’ları nasıl bu kadar yanlış anladık?

Özgür Olduklarını Sanıyorlardı

80.00
Frankfurt Üniversitesi’nde araştırma profesörü olan Milton Mayer, Kronenberg adındaki küçük bir kasabada yaşadığı sıradaon Alman ve onların 1933-1945 yıllarındaki hayatları üzerine bir çalışma yapar. Mayer bu insanları Nazi yapan şeyin ne olduğunu merak etmiştir vebu kişilerle yaptığı savaş sonrası röportajları temel alan bir kitap yazar. Onlarla Nazilik, Nazi Almanya’sının güç kazanması, kötülüğün kitlesel yükselişi üzerine yaptığı söyleşiler Özgür Olduklarını Sanıyorlardı çalışmasının temelini oluşturmaktadır. “Nazi denen bu korkunç canavar ruhlu adamı hep görmek istedim. Onunla konuşmak ve onu dinlemek istedim. Onu anlamaya çalışmak istedim. İkimiz de insandık neticede.” İlk kez 1955’te basılan Özgür Olduklarını Sanıyorlardı, değişimin yavaş bir şekilde kendini hissettirmesini, kötülüğün sessiz yükselişini, ahlaki otoritenin ortadan kalkmasını basit ama açıklayıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Sirkadiyen Kod

90.00
Yaşam ritminizi ayarlamak daha sağlıklı, daha mutlu ve daha zayıf olmanızı sağlayabilir mi? Çoğu insan gibi muhtemelen her gün aynı saatte uyanır, acıkır ve uyuyakalırsınız. Jetlag yaşadıysanız veya bütün gece çalışmak zorunda kaldıysanız, her şeyin alt üst olabileceğini bilirsiniz. Ancak bazı insanlar için bu dengesizlik sabittir. Eğer bu insanlardan biriyseniz, sirkadiyen ritimler konusunda önde gelen araştırmacılardan biri olan Dr. Satchin Panda’nın vücut saatinizi sıfırlamak için bir planı var: Günlük programınız sirkadiyen ritimlerinizle senkronize değilse, bunu düzeltebilirsiniz! Sirkadiyen Kod; sirkadiyen saatin neden önemli olduğu, nasıl çalıştığı veya çalışmıyorsa bunu nasıl anlayacağınızı açıklayarak başlar ve bu saati tekrar rayına oturtmak için yapılması gereken yaşam tarzı değişikliklerini anlatır. Kilo kaybını artırmak, uykuyu düzene sokmak, egzersizi optimize etmek ve teknolojiyi vücudunuzun doğal ritmine müdahale etmeyecek şekilde yönetmek için somut bir plan sunar. Dr. Panda’nın yaşamı değiştiren yöntemleri; diyabet, kanser ve bunama gibi rahatsız- lıkların yanı sıra reflü, mide ekşimesi ve huzursuz bağırsak sendromu gibi mikrobiyom koşulları nasıl önleyeceğinizi ve tersine çevireceğinizi de gösterir. Uzun zamandır gözden kaçan fakat her şeyi kontrol eden vücudumuzun ritminin nasıl çalıştığını, organlarımızın işlevlerinin ne kadar birbirine bağlı olduğunu ve iç saatlerimize saygı duymayarak kendimize nasıl zarar verebileceğimizi öğrenin. Vücudumuzun sirkadiyen saatleri ve sağlığımız üzerindeki etkileri hakkında heyecan verici bu yolculukta siz de bize katılın!

Kepçeyle Bilgi Çorbası

120.00
Kahve ve tuz bizim için çok mu kötü? Menülerde kalori sayımı faydalı mı? Yediğiniz her öğünün kalori miktarını biliyor olsaydınız yine de dikkat eder miydiniz? Vücudunuzun ihtiyacından fazla kaloriyi tüketir miydiniz? “İyi beslenmenin en iyi yolu, bize şimdiye kadar söylenenlerin çoğunu görmezden gelmektir.” Kalorinin ortalama tüketiciler için bir felaket olduğunu savunan Tim Spector, yeni kitabı Kepçeyle Bilgi Çorbası’nda yemekler hakkında insanlara söylenen çoğu şeyin neden yanlış olduğunu açıklıyor.

Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları

65.00
Dünyanın yalnızca kötülükle değil direniş ve adalet umuduyla da dolu olduğunu okurlara anlatan “Adaletin İktidarla Mücadelesi: İnsan Hakları” kitabı 21 Mart 2022 tarihinde raflarda yerini aldı. Büyük Britanya’nın Kenya’da yaptıkları, ABD’nin Vietnam’da yaptıkları, Fransa’nın Cezayir’de yaptıkları ve daha birçok insanlık suçu… İnsan haklarının en önemli savunucularından biri olan dünyaca ünlü Avukat Wolfgang Kaleck; adaletin, yasaların ve insan haklarının her zaman ve herkes için geçerli olması için mücadele ediyor.

Çocuğunuza Kitap Okumanın Gücü

65.00
Çocuklarınıza yüksek sesle kitap okumak çok önemlidir. Uzun zamandır ilkokul öğretmenliği yapan yazar Kim Jocelyn Dickson, her çocuğun anaokuluna bir elinde beslenme çantası ve diğerinde “görünmez bir alet kutusu” ile başladığına inanıyor. Kim, çocuklarının gelecekteki öğrenme potansiyelini geliştirmek ve çocuğun öğrenme motivasyonunun temeli olan ebeveyn-çocuk bağını beslemek için yapabilecekleri en önemli şeyi ebeveynlerle paylaşıyor. Bebeklerin doğumdan hemen sonra öğrenmeye başladığını hatırlatan Kim, ailelerin çocuklarına nasıl, ne zaman ve ne tür kitaplar okumaları gerektiği konusunda yol gösteriyor.

Bırakın Çalışanlarım Sörf Yapsın

155.00
Değerlerini daima kazanacağı paranın önünde tutan, kârının belli kısmını düzenli olarak çevre çalışmalarına aktaran ve başka şirketleri de buna teşvik eden, çalışılacak en iyi şirketler listelerinde kendine her zaman yer bulan, ürünlerini mümkün olan en uzun süre dayanacak şekilde üretmek için çaba gösteren, müşterilerine zamanla yıpranan ürünleri nasıl onaracaklarını öğreten, alışveriş çılgınlığı günlerinde satın alınacak her bir ürünün doğaya zararını hatırlatmayı görev edinen sıra dışı bir marka: Patagonia.

Postmodern Siyaset Pazarlaması

85.00
Kökleri iki yüz yıllık Osmanlı-Türk modernleşme sürecinin başlangıcına dayanan ve siyaset geleneğinde bulunan devamlılık ve kopukluk, günümüzde yeni renkler, biçimler ve tarzlarla ortaya çıkıyor. İçinde bulunduğumuz tarihsel dönemin tüm etkileri ülkemizde de kendini her alanda hissettiriyor. Postmodern siyaset ve pazarlamayı geniş bir yelpaze içinde ele alıp yorumlama ve anlamlandırma ihtiyacı duyuluyor. Çelişkiler, iniş ve çıkışlar, zıtlıklar, akışkanlıklar, belirsizlik ve bilinmezlikler taşıyan yeni tarz siyaset pazarlamasının günümüzdeki görünümü nedir? Bugün çok daha bulanık ve puslu günlerin yaşandığı, eski gerçeklerin dağıldığı, tüm yaşananların hayal mi, gerçek mi yoksa her ikisi de mi olduğunun yanıtının verilemediği bir ortamda, bu manzaradan çıkarılabilecek siyaset ve pazarlama uygulamaları şüphesiz ki kendini gösteriyor. Postmodern perspektiften bakınca, siyaset alanının ve pazarlamanın bir arada nasıl göründüğü ve bunların ne tür bir yol haritası çıkaracağı sorularına verilecek cevaplar, siyasetçiler dahil olmak üzere tüm paydaşlar ve seçmenler için önem kazanıyor. Önümüzdeki seçimde, hem siyaset hem de siyaset pazarlaması açısından ne gibi oluşumlar ve değişimler etki alanı yaratacak? Hangi ayaklara yaslanarak siyasal pazarlama süreci yönetilecek? Postmodern Siyaset Pazarlaması, bahsi geçen konular ve sorular özelinde eleştirel tartışmaya bir zemin hazırlayarak, okuyucuyu siyaset ve pazarlama ekseninde yeni kavrayışlar ve uygulamalarla tanıştırıyor.