Fizik ve Kerevizler
Andrés Gomberoff bilim hazzını ve tutkusunu her okuyucuya aşılayacak olan bu kitapla, bizi fizik ve matematiğin kötü birer okul anısı değil de son derece büyüleyici alanlar olduğunu keşfetmeye davet ediyor. Bilim insanlarının bilimi öğretme ve anlatma biçimleri sebebiyle bilimsel konulara ön yargı geliştirmiş olabileceğimizi savunan Gomberoff, asıl konunun basit yöntemlerle aktarıldığında rahatlıkla hatta severek hayatımızın bir parçası olabileceğini söylüyor. Tıpkı iyi bir tarifle pişirilmiş bir kereviz yemeği gibi… Gomberoff sürükleyici kısa hikayeler ve her gün karşılaşabileceğimiz örneklerle Paralel Evrenler Kuramından antimaddenin gizemine kadar birçok konuyu herkesin anlayacağı bir dille açıklayarak okuyucusunu şaşırtıyor. Carl Sagan ve Stephen Hawking gibi bazı öncüllerinin yolunu izleyerek evrenin büyük olaylarını ve bunların gizemlerini yalın ve keyifli bir üslupla açıklamayı başarıyor. Bilim anlatıcılığına aydınlatıcı ve eğlenceli bir katkıda bulunan bu eserde Marconi'den Einstein'a, Woody Allen'dan Mussolini'ye, Beatles'tan Olivia Newton John'a kadar tanınmış birçok kişiyle de karşımıza çıkıyor.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin Felsefesi
Frédéric Gros
“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”-Henry David Thoreau
Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?
Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.
Seks ve Ceza
Seks ve Ceza
Eric Berkowitz
Yatak odasından mahkeme salonuna seks hukukunun hayret verici tarihi...
Kraliyet metresleri, eşcinsel at arabası yarışçıları, Ortaçağ travestileri, cadılar, keçi seviciler, rahibe fahişeler ve Londralı kiralık oğlanlar gibi aykırı oyuncuların renklendirdiği seks tarihinde bir çağ ve toplumda hoşgörülen davranışlar bir ötekinde en ağır şekilde cezalandırıldı. Ancak seks dürtüsü antik çağlardan beri kendini dizginlemeye çalışan her türlü girişime karşı koydu. Seks ve Ceza, dört bin yıllık cinsellik, din ve mülkiyet üçgeninin açılarının çok da değişmediğini gösteriyor bizlere.
“Elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. Değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir.”
Eric Berkowitz Antik Mezopotamya’da zina yapan bir kadının kazığa oturtulmasından başlayıp 1895’te Oscar Wilde’ın “büyük ahlaksızlık” suçuyla hapis cezası aldığı döneme kadarki seks hukukunun uzun tarihini gözler önüne seriyor.
Seks ve Ceza, mahkeme tutanaklarıyla tarihi belgelerde yer alan gerçek insanların hayatlarından yola çıkarak insanlık tarihine ayna tutarken, insan ruhunun karanlık taraflarını ortaya çıkarıyor. Berkowitz zaman zaman tüyler ürperten, zaman zaman hayal gücünü zorlayan bir yolculuğa davet ediyor okurları.
Celestron Travel Scope 80 Taşınabilir Teleskop ve Akıllı Telefon Adaptörü
Celestron 22030 Travel Scope 80 Portable Teleskop ve Smartphone Adaptör
Travel Scope 80, karasal ve astronomik gözlem için mükemmel bir refraktör teleskopudur. Travel Scope, geceleri Orion Bulutsusu ve Andromeda gibi gezegenleri, ayı, yıldız kümelerini ve daha parlak derin gökyüzü nesnelerini görüntüleyebilir.
Teleskopu kurmak çok kolaydır, böylece hemen gözlem yapmaya başlayabilirsiniz. İlk çıkışınızda bile teleskopu ve aksesuarlarını birkaç dakika içinde monte edebilirsiniz. Ayarlanabilir tripod ayakları, teleskopun yüksekliğini özelleştirmenizi veya piknik masası gibi yükseltilmiş yüzeylere yerleştirmenizi sağlar.
Akıllı Telefon Adaptörü
Akıllı telefon adaptörü ile göksel veya karasal nesneleri fotoğraflayın. Hafif, sert çerçevesiyle bu aksesuar, herhangi bir akıllı telefonu 45 mm veya daha küçük bir dış çapa sahip herhangi bir teleskop merceğine bağlamanızı sağlar. Mercek tarafından sağlanan ek büyütme, telefonunuzun Ay ve gezegenlerin harika görüntülerini yakalamasını sağlar. Akıllı telefon adaptörü bir merceğin üst kısmına kenetleyerek kolayca kurulur. Telefonun adaptöre sığması için bazı büyük ve / veya hacimli telefon kılıflarının (folio stili kılıflar dahil) çıkarılması gerekebilir.
Starry Night Yazılımı
Celestron'un Starry Night yazılımını indirin ve gece gökyüzü, göksel nesneler ve bir sonraki gözlem oturumunuzu nasıl planlayacağınız hakkında bilgi edinin. Celestron Starry Night yazılımı güneş sistemimizi ve ötesini görüntülemek için kaynaklar ve bilgi sağlayan, piyasadaki önde gelen astronomi yazılım paketidir.
- Tamamen kaplamalı cam optikler ve hafif bir çerçeveye sahip 80 mm Refrakter teleskop
- Teleskopunuzu ve aksesuarlarınızı rahatça saklamak için özel sırt çantası dahildir.
- Hızlı ve kolay, aletsiz kurulum ile anında gözlemleyin.
- Aksesuarlar: iki göz merceği (20mm ve 10mm), dik görüntü yıldızı diyagonal, finderscope, akıllı telefon adaptörü ve çanta
- Yüksekliği ayarlanabilir tripod
Optik tüp ağırlığı: 1.08 kg
The Art of War (Sun Tzu)
The Art of War is an ancient Chinese military treatise dating from the Late Spring and Autumn Period (roughly 5th century BC). The work, which is attributed to the ancient Chinese military strategist Sun Tzu (“Master Sun”, also spelled Sunzi), is composed of 13 chapters. Each one is devoted to a different set of skills (or “art”) related to warfare and how it applies to military strategy and tactics. For almost 1,500 years it was the lead text in an anthology that was formalized as the Seven Military Classics by Emperor Shenzong of Song in 1080. The Art of War remains the most influential strategy text in East Asian warfare and has influenced both Far Eastern and Western military thinking, business tactics, legal strategy, lifestyles and beyond.
The book contains a detailed explanation and analysis of the 5th-century Chinese military, from weapons and strategy to rank and discipline. Sun also stressed the importance of intelligence operatives and espionage to the war effort. Considered one of history’s finest military tacticians and analysts, his teachings and strategies formed the basis of advanced military training for millennia to come.
Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı'ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.
Uygarlıklar Beşiği Anadolu Tarihi Seti (10 Kitap)
Truva – Güzel Helen
Tarihteki en ünlü kentlerden biri…Paris ve Helen’in aşkı, Ölümsüzlük Suyu’na batırılmış Aşil (Akhilleus) ve Hektor, Tahta At (Truva Atı)… Dünya durdukça unutulmayacak…
Amazonlar – Ay Tanrıçası
Amazonlar gerçekten var mıydı? Yaşadılar mı? Kadınların yönettiği bir devlete sahipler miydi? Sinop, Terme, Amasya, Smirna (İzmir), Efes kentlerini onlar mı kurdular? Truva’yı Yunanistan’dan ve Ege adalarından gelen yağmacı Akalara karşı savundular mı? Amazon Ormanları ile Amazon Nehri’ne neden onların adı verildi?
Hititler – Ninda Watar
Hititler, Orta Anadolu’da MÖ 1700-1200 yılları arasında büyük bir devlet kurdular. Uygarlık tarihine büyük katkılarda bulundular. Batı uygarlığı; Eski Yunan, Eski Roma uygarlıkları, Bizans İmparatorluklarında Hititlilerin izlerine bol miktarda rastlanır. Bronz çağının en güzel örneklerini günümüze bıraktılar. Güneş, geyik heykelleri onların simgeleri oldu. Bronz çağından sonra demir çağını başlattılar. Mısırlılarla Suriye üzerinde güç savaşları yaptılar. Bu savaşlardan, MÖ 1286 yılında yapılan Kadeş Savaşı, dünya savaş tarihinin en önemli savaşlarından birisi olarak anılmaktadır.
Frigyalılar - Midas’ın Kulakları
Anadolu’nun en köklü devletlerinden biri olan Hititler, MÖ 1200 yıllarında düşmanlarının saldırıları sonucu yıkıldı. Hitit Devleti’nin yıkılmasından hemen sonra yeni kurulan devletlerden biri de Frigya Devleti’ydi. Frigya Devleti yaklaşık dört yüz-beş yüz yıl kadar yaşadı. Eski Yunanlılar, bölgede yaşayan insanlara Frig diyorlardı. Bu yüzden bölge insanlarının kurduğu devlete de Frigya Devleti adı verildi. Günümüzde Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Denizli illerinde izlerine rastlanan Frigler, bize çok değerli tarihi eserler bıraktılar.
Lidyalılar – En Mutlu İnsan
Hikâyemiz Manisa’da geçiyor. Ege bölgesinin bu ünlü kentinde çok eskiden Lidya Devleti vardı. Devletin başkenti Sard kentiydi. Sard, görkemli yapıları, mermer, mozaik işlemeleriyle günümüzde bile ayakta duruyor ve görenleri büyülemeyi sürdürüyor.
Hierapolis – Kutsal Suların Kenti
MÖ 2.yy’da Pergamon Kralı İkinci Eumenes, düşmanları Selevkosları yenerek şimdiki Denizli merkez ve Pamukkale’nin bulunduğu bölgeye egemen olmuş. Kral Yolu üstünde olması nedeniyle bu bölgenin ticari önemini hemen kavramış. Kutsal suların bol olmasından dolayı da büyük bir kent kurulursa hem ticari açıdan gelir getireceğini ve hem de sağlık açısından çok yararlı olacağını düşünmüş. Mimarlarına emir vermiş. O zamana kadar küçük bir köyün bulunduğu bu yere gelen Pergamos’un ünlü mimarları, yüz dekar alana kent merkezini kurmuşlar. İkinci Attalos, kente sevgili eşi Hierai’nin adını vermiş: Hierapolis...
Kimmerler – At ve İnsan
Tarih sahnesine MÖ iki bin yıllarında çıkan Kimmerler, Kırım, Kuban, Dinyeper, Don, Kiev, Poltava, Volga, Ural-Altay, Kafkaslar, Macaristan, Balkanlar ve Anadolu gibi çok geniş bir coğrafyada başta kurganlar olmak üzere birçok balbal, bark ve eserler bıraktılar. Barbar diye algılatılmaya çalışılan Kimmerlerin, insanlığın uygarlık değerlerine önemli katkılar yaptığı son yüzyılda daha iyi ortaya çıktı.
Karyalılar – Anadolu’nun Denizci İnsanları
Eski bir Mısır yazması şöyle der: "Karya’lar, denizin yüreğindeki adalarda yaşayan insanlardır.” Denizci ve savaşçı özellikleri öne çıkan Karyalılara, komşu ülkelerdeki halklar kısaca “Karlar” diyordu. Bronzdan silahlar satan Karyalı gemiciler aynı zamanda iyi savaşçılardı. Fırsat buldukça adalara, Helen anakarasının kıyılarına saldırıyor, yağma yapıp dönüyorlardı. Zamanla adalarda ve Ege'nin karşı sahillerinde korkulan insanlar oldular. Tarihin ilk paralı askerleri onlardı ve düşmanları bile onları kiralamak isterdi.
Bergama – Parşömen Kâğıdının Ülkesi
Pergamon; ilkçağların dünya incisi kentlerinden biriydi. Dünyanın en değerleri heykelleri, mermer işçiliğinin en mükemmeli bu kentteydi. Tıp bilimine uygun ilk hastane burada açılmıştı. Keçi derisinin işlenerek üzerine yazı yazılmasına uygun hale gelmesiyle oluşan parşömen bu kentte bulunmuştu. Pergamon, ilkçağda da yakınçağda da acımasızca yağmalandı. Yakın çağlardaki yağma, Alman mühendis Carl Humann’ın 1865’de gelişiyle başladı. Carl Humann, yağmanın büyük ödülü olan eşsiz Zeus Sunağı’nı, parça parça Almanya’ya götürdü.
Efes – Harikalar Diyarı
İzmir Aydın demiryolu hattının yapımının ve işletmesinin ayrıcalığını Osmanlı yönetiminden alan İngilizler hemen çalışmaya başlamışlardı. Ayasulug'a (İzmir'in Selçuk ilçesi) sürekli İngilizler geliyor ve ölçümler yapıyorlardı. Gelenlerden biri de mühendis Wood'tu. Çocukluğundan beri arkeolojiye meraklı olan Wood, bu toprakların geçmişte dünyanın en zengin uygarlıklarından birine ev sahipliği yaptığını okumuştu. Okuduğu kaynaklardan bir tanesi, dünyanın yedi harikasından biri olan ARTEMİS TAPINAĞI'nın EFES'te olduğunu yazıyordu. Wood'un, demiryolu yapımına katılmasının nedeni de bu tapınağı bulmaktı. Wood ARTEMİS TAPINAĞI'nı bulabilecek miydi?